Rekabet Kurumu - Karar Sayı 19-40/655-280
Karar Dilini Çevir:
Rekabet Kurumu
Karar Sayısı: 19-40/655-280
Karar Türü: Menfi Tespit ve Muafiyet
Konu: Türkiye Liman İşletmecileri Derneği tarafından, liman işletmeciliği sektöründe faaliyet gösteren teşebbüslerin gönüllü katılımı ile üçer aylık periyotlarla ve yıl sonunda yıllık olmak üzere limanlarda elleçlenen yüklerin belirlenmiş yük gruplarına göre elleçleme adetleri ile limanların gemi kabul ve personel sayılarının teşebbüs bazında derlenip kamuya açık olarak paylaşılmasına ilişkin alınan yönetim kurulu kararına menfi tespit belgesi verilmesi veya bireysel muafiyet tanınması talebi
Karar Tarihi: 14.11.2019

Rekabet Kurumu Başkanlığından,
REKABET KURULU KARARI
Dosya Sayısı : 2019-4-003
Karar Sayısı : 19-40/655-280
Karar Tarihi : 14.11.2019
A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER
Başkan : Birol KÜLE
Üyeler : Arslan NARİN (İkinci Başkan), Şükran KODALAK,
Ahmet ALGAN, Hasan Hüseyin ÜNLÜ
B. RAPORTÖRLER: Burak SAĞLAM, Nezir Furkan KIRAN, Sebahat Gözde SAVAŞ
C. BAŞVURUDA
BULUNAN : - Türkiye Liman İşletmecileri Derneği İktisadi İşletmesi
Temsilcisi: Av. Dr. İ. Yılmaz ASLAN
Gazi Umur Paşa Sok. Bimar Plaza 38/8 Balmumcu
Beşiktaş/İstanbul
(1) D. DOSYA KONUSU: Türkiye Liman İşletmecileri Derneği tarafından, liman
işletmeciliği sektöründe faaliyet gösteren teşebbüslerin gönüllü katılımı ile üçer
aylık periyotlarla ve yıl sonunda yıllık olmak üzere limanlarda elleçlenen
yüklerin belirlenmiş yük gruplarına göre elleçleme adetleri ile limanların gemi
kabul ve personel sayılarının teşebbüs bazında derlenip kamuya açık olarak
paylaşılmasına ilişkin alınan yönetim kurulu kararına menfi tespit belgesi
verilmesi veya bireysel muafiyet tanınması talebi.
(2) E. DOSYA EVRELERİ: Rekabet Kurumu (Kurum) kayıtlarına 18.01.2019 tarih ve 324
sayı ile giren başvuru üzerine düzenlenen 07.10.2019 tarih ve 2019-4-003/MM sayılı
Menfi Tespit/Muafiyet Raporu görüşülerek karara bağlanmıştır.
(3) F. RAPORTÖR GÖRÜŞÜ: İlgili raporda;
- Söz konusu bilgi paylaşımı kapsamında yer alan verilerden gemi kabul ve personel
sayılarının paylaşımına 4054 sayılı Rekabetin Koruması Hakkında Kanun’un (4054
sayılı Kanun) 8. maddesi uyarınca menfi tespit belgesi verilebileceği,
- Limanlarda elleçlenen yüklerin belirlenmiş yük gruplarına ve ihracat-ithalat-kabotaj-
transit gibi bazı genel nitelikteki alt kırılımlara göre adetleri verisinin paylaşımının ise
söz konusu verinin rekabete duyarlı (stratejik veri) kapsamında olması nedeniyle
menfi tespit kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte olmadığı,
- Bununla birlikte söz konusu verinin paylaşımına geciktirme süresinin iki ay olarak
düzenlenmesi kaydıyla beş yıl süreyle bireysel muafiyet tanınabileceği
ifade edilmiştir.
G. İNCELEME VE DEĞERLENDİRME
G.1. Türkiye Liman İşletmecileri Derneği (TÜRKLİM) Hakkında Bilgi
(4) TÜRKLİM, 1996 yılında Liman İşletmecileri Derneği adı ile kurulmuştur. Kuruluşunun
ilk yıllarında Marmara Bölgesi’nde faaliyet gösteren liman işletmecilerinin üye olduğu
TÜRKLİM, 2002 yılında üyelik yapısını Türkiye sınırlarına genişletmiştir. Dernek
bünyesindeki üyelerin Türkiye çapında faaliyet gösteren teşebbüslerden oluşması
itibarıyla yapılan başvurular neticesinde dernek, Türkiye Liman İşletmecileri Derneği
adını alarak faaliyetlerine devam etmiştir.
19-40/655-280
2/28
(5) TÜRKLİM, küresel çapta sektördeki gelişmeleri takip edip üyelerine aktarmakta, liman
işletmecilerinin yürürlükteki mevzuata uyumlu ve etkin bir şekilde çalışmaları için
üyelerine rehberlik etmektedir. TÜRKLİM, The Federation of European Private Port
Companies and Terminals (FEPORT) ve Deniz Temiz Derneği (TURMEPA) üyesidir.
TÜRKLİM’in 2018 yılı itibarıyla 65 üyesi bulunmaktadır.
G.2. TÜRKLİM Tarafından Uygulanması Planlanan Bilgi Değişimi Sistemi
(6) Bildirim Formunda yer alan açıklamalara göre, TÜRKLİM sektör açısından
öngörülebilirlik sağlamak ve kamu otoritelerine gerekli bilgileri sunmak amacıyla, üçer
aylık dönemlerde1 ve yıl sonunda yıllık olmak üzere limanlarda elleçlenen yüklerin,
belirlenmiş yük gruplarına göre elleçleme adetleri ile limanların gemi kabul ve
personel sayılarını içeren veri setini bir araya getirip üyeleri ile paylaşmaktadır.
TÜRKLİM’den elde edilen bilgilere göre söz konusu paylaşım 2005 yılından beri
süregelmektedir. Anılan paylaşım kapsamında yer alan veriler alt kırılımlara
indirgenmiş şekilde aşağıdaki başlıklardadır:
- İhracat konteyner adetleri
- İthalat konteyner adetleri
- Kabotaj konteyner adetleri
- Transit konteyner adetleri
- Refeer2 konteyner adetleri
- IMDG3 konteyner adetleri
- Taşmalı4 konteyner adetleri
- Genel kargo ithalat miktarı
- Genel kargo ihracat miktarı
- Genel kargo kabotaj taşıma miktarı
- Genel kargo transit taşıma miktarı
- Sıvı kimyasal elleçleme miktarı (ithalat-ihracat-transit-kabotaj)
- Sıvı petrol ürünleri elleçleme miktarı (ithalat-ihracat-transit-kabotaj)
- Araç elleçleme miktarı (araç bazında)
- Yolcu sayıları
- Gemi kabul sayıları
- Personel sayıları.
(7) Limanlarda elleçlenen konteyner adetleri yukarıda görüldüğü üzere farklı alt başlıklar
altında bilgi değişimine konu olmaktadır. Her bir alt kırılım için paylaşılan elleçleme
adetleri aynı zamanda dolu-boş konteyner adetleri ile konteyner ölçülerine göre 20’lik
ve 40’lık konteyner cinsleri bazında sunulmaktadır. Söz konusu veriler kapsamında
konteyner liman işletmeciliği alanında faaliyet gösteren TÜRKLİM üyesi her bir
limanın elleçleme faaliyetine ilişkin üçer aylık kümülatif ve yıl sonunda yıllık olarak
konteyner elleçleme adeti paylaşılmaktadır.

1 Üç aylık periyotlarla yayımlanan veriler aylık rakamları değil üç ayın toplamını içermektedir.
2 Özel sıcaklık ve nem şartları altında nakledilmesi gereken ürünlerin taşınmasında kullanılan
soğutuculu konteynerdir.
3 Tehlikeli ve denizi kirletme riski olan maddelerin taşınmasında kullanılan konteyner türüdür.
4 Üstten ve yandan taşan ürünlerin taşınmasında kullanılan tavanı ve yan duvarları olmayan konteyner
türüdür.
19-40/655-280
3/28
(8) Genel kargo yüklerine ilişkin elleçleme adetleri ise ithalat, ihracat, kabotaj ve transit
yükler bakımından olmak üzere teşebbüs bazlı sunulmaktadır. Bu ana başlıklar
altında dökme kuru yük, genel kargo ve diğer şeklinde bir sınıflandırmaya gidilmekte
ve her bir teşebbüsün üçer aylık kümülatif ve yıl sonunda yıllık genel kargo elleçleme
miktarlarına yer verilmektedir.
(9) Sıvı kimyasal ve sıvı petrol yüklere ilişkin elleçleme adetleri de yine ithalat, ihracat,
kabotaj ve transit yük kırılımlarında, TÜRKLİM üyesi her bir teşebbüs özelinde
sunulan hizmet itibarıyla üçer aylık kümülatif ve yıl sonunda yıllık veriler olarak
toplanmakta ve üyelerle paylaşılmaktadır.
(10) Yukarıdaki verilere ek olarak TÜRKLİM bünyesindeki araç elleçleme alanında faaliyet
gösteren liman işletmecilerinden, belirlenen araç türleri (iş makineleri, otobüs,
tır/kamyon, binek araçlar ve diğer araçlar) için dahili, ithal ve ihraç alt başlıklarında
veri toplanmakta ve üyelerle paylaşılmaktadır. Ayrıca yolcu taşımacılığı alanında
faaliyeti bulunan limanlardan; yolcu sayıları, gemi ve feribot taşımacılığı başlıkları
altında veri istenmekte ve üyelerle paylaşılmaktadır.
(11) Yapılan başvuruda paylaşılan verilerin teşebbüs bazında sunulmakta olduğu ve
TÜRKLİM tarafından üyelerden alınan bilgilerin üç aylık toplam rakamları içerdiği
belirtilmiştir. Bu bilgilerin derlenmek suretiyle üyelerle paylaşılması ise, üç aylık
dönemi takip eden ayın 20. gününden itibaren yapılmaktadır. Dolayısıyla bilgi değişimi
geçmiş tarihli olarak nitelendirilebilecek verileri içermektedir.
(12) Bildirim Formunda yukarıda özetlenen verilerin halihazırda TÜRKLİM’in internet sitesi
aracılığıyla da yayımlandığı ancak bu verilerin konteyner, genel kargo ve katı dökme
yük, dökme sıvı kimyasal ve araç hareketleri başlıkları altında yıllık bazda
toplulaştırılmış verilerden ibaret olduğu belirtilmiştir5. Bildirim Formunda ayrıca
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün (TCDD) de
işlettiği limanların elleçleme istatistiklerini resmi internet sitesi üzerinden yayımladığı
ifade edilmektedir. Ancak TCDD liman istatistikleri incelendiğinde, söz konusu
verilerin İzmir ve Haydarpaşa olmak üzere sadece iki limanı kapsadığı ve üç aylık
olmayıp anılan limanlar için yıllık bazda konteyner trafiğini (dolu-boş alt kırılımında
olmak üzere yükleme ve boşaltma verileri), elleçlenen eşyanın rejimlere göre
dağılımını (ihracat, ithalat ve transit alt kırılımında olmak üzere yükleme ve boşaltma
verileri) ve elleçlenen eşyanın yük tipine göre dağılımını (genel kargo, konteyner,
dökme katı ve dökme sıvı alt kırılımlı) içerdiği görülmüştür6. Diğer yandan Bildirim
Formunda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Deniz Ticaret Genel Müdürlüğünün (DTGM)
de yük istatistiklerini yük tipi ve liman başkanlığı bazında aylık olarak internet sitesine
yüklediği belirtilmektedir7. DTGM verisi incelendiğinde, belirtilen internet sayfasından
geçmiş ve içinde bulunulan yıla ilişkin aylık ve yıllık verilerin elde edilebildiği
görülmekte olup, anılan istatistiklerin;
- Yük cinsleri (alçıtaşı, alüminyum hidroksit gibi) bazında ülkemizdeki bütün
limanlarda gerçekleşen toplam elleçleme sayısının ihracat-ithalat, yükleme-
boşaltma, gemi bayrakları gibi alt kırılımlarını,
- Liman başkanlıkları bazında gerçekleşen toplam elleçleme sayısının ihracat-ithalat,
yükleme-boşaltma, gemi bayrakları gibi alt kırılımlarını,

5
6
7
19-40/655-280
4/28
- Ülkeler bazında limanlarımızda gerçekleşen elleçleme sayısının ihracat-ithalat,
yükleme-boşaltma, gemi bayrakları gibi alt kırılımlarını,
- Kargo tipleri (genel kargo, sıvı dökme yük gibi) bazında ülkemizdeki bütün
limanlarda gerçekleşen toplam elleçleme sayısının ihracat-ithalat, yükleme-
boşaltma, gemi bayrakları gibi alt kırılımlarını,
- Konteyner elleçleme sayılarının ihracat-ithalat, yükleme-boşaltma, kabotaj-transit,
konteyner tipi, gemi bayrakları gibi alt kırılımlarını,
- Liman başkanlıkları bazında yurtdışı bağlantılı otomobil/araç elleçlemeleri ve ro-ro
istatistiklerini,
- Kabotaj hattında taşınan araç ve yolcu miktarlarını,
- Aylar ve liman başkanlıkları bazında kruvaziyer istatistiklerini,
- Aylar bazında ve liman başkanlıkları bazında limanlarımıza uğrayan toplam gemi
istatistiklerini (Türk bayraklı-yabancı bayraklı)
kapsadığı görülmüştür. Anılan veriler oldukça detaylı veriler olmakla birlikte bunların
da kümülatif nitelik taşıdığı ve anılan veriler içerisinde liman bazında verilerin yer
almadığı anlaşılmış olup, bu bağlamda DTGM verileri de TÜRKLİM tarafından
teşebbüs (liman) bazında paylaşılan verilerden ayrışmaktadır.
(13) TÜRKLİM bildirime konu teşebbüs bazlı bilgilerin halihazırda kamu ile
paylaşılmadığını, bununla beraber bildirilen işleme yönelik tesis edilecek karar
sonrasında üyelerle paylaşılan verilerin aynı şekilde internet sitesinden de
duyurulacağını, dolayısıyla verilerden müşteriler de dahil olmak üzere tüm
kamuoyunun yararlanabileceğini ve bilgi değişiminin kamuya açık hale geleceğini
belirtmiştir.
(14) Bildirim içerisinde bildirime konu bilgi değişiminin amacına da yer verilmiştir. Bildirim
sahibi, limancılık sektörünün sermaye yoğun yapısına dikkat çekerek sektörün yüksek
riskleri barındıran bir yapıda olduğunu ifade etmiştir. Bildirim Formunda limanların yük
elleçleme kapasitelerini kendi internet siteleri üzerinden ilan ettiği, liman
kapasitelerinin neredeyse yük tipi bazında tüm paydaşlarca bilindiği, TÜRKLİM’in fiili
elleçleme istatistikleri ile de arz/talep oranının ortaya çıkacağı ve bu şekilde bölge
bazında ilave kapasiteye ihtiyaç duyulup duyulmadığının anlaşılmasıyla atıl kapasite
oluşumunun engelleneceği, böylelikle bölgelerin liman ihtiyaçlarının tespit edileceği
ifade edilmiştir.
(15) Bunun yanında bildirime konu bilgi değişimi ile piyasada şeffaflığın artacağından
bahisle teşebbüslerin piyasadaki konumlarını görüp rekabetçi davranışlar
sergileyeceği, sağlıklı istatistiklerin kamu otoritelerinin ve akademisyenlerin
ihtiyaçlarını karşılayacağı, bölge bazında elleçlenen yük tipi ve elleçleme
yoğunluğundan yola çıkılarak o bölgenin gelişmişliği hakkında çıkarımlar
yapılabileceği ve ulusal yük gelişiminin takip edilebileceği ifade edilmiştir.
G.3. İlgili Pazar
G.3.1. İlgili Ürün Pazarı
(16) Limanlara yönelik olarak yapılacak ilgili ürün pazarı tanımında belirleyici faktör,
limanın hizmet verdiği yük ve gemi tipi olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun yanında
yükün kaynağı, güzergâhı ve elleçleme aşamasında ihtiyaç duyulan ekipman, limana
uğrayan gemilerin büyüklüğü, müşteri tercihleri ve lojistik zincirindeki alternatif taşıma
şekilleri gibi unsurlar da dikkate alınabilmektedir.
19-40/655-280
5/28
(17) Limanların hizmet verdiği yük tipleri konteyner, genel kargo (hurda demir, paletli yük,
proje yükleri vb.), dökme kuru yük (demir cevheri, kömür, tarımsal kuru yük gibi),
dökme sıvı yük (ham petrol, petrol ürünleri gibi), yolcu (kurvaziyer limanlar) ile araç ve
ro-ro şeklinde ayrılabilmektedir. TÜRKLİM tarafından hazırlanan Türkiye Limancılık
Sektörü 2018 Raporu’nda da liman işletmeciliği bakımından yük tiplerine göre, sıvı
dökme yük liman işletmeciliği, kuru dökme yük liman işletmeciliği, konteyner yük liman
işletmeciliği, genel kargo liman işletmeciliği ve araç ro-ro/kruvaziyer liman işletmeciliği
olmak üzere beş alt ayrıma gidildiği görülmektedir.
(18) Diğer yandan Rekabet Kurulunun (Kurul) liman hizmetlerine yönelik geçmiş
kararlarında, liman işletmeciliği şeklinde genel bir pazar tanımlandıktan sonra
genellikle limanlarda elleçlenen yük tiplerine göre alt kırılımlara indirgenmiş şekilde
ayrı ayrı pazar tanımları yapılmıştır8. Bunun yanı sıra dosyanın niteliğiyle ilgili olarak
limanlarda verilen depolama, kılavuzluk, römorkaj gibi yan hizmetlere yönelik olarak
da ilgili pazar tanımlamaları yapılabilmektedir9.
(19) Bu çerçevede, dosya kapsamında ilgili ürün pazarlarının, genel olarak liman
işletmeciliği, alt ayrımlarda ise elleçlenen yük tipine (konteyner-dökme yük, kuru yük,
genel kargo) göre belirlenmiş liman işletmeciliği pazarları ile kılavuzluk-römorkaj
hizmetleri gibi pazarlar olarak tanımlanması mümkünse de, dosyanın niteliği gereği
kesin bir ilgili ürün pazarı tanımı yapılması gerekmemektedir. Diğer yandan ilerleyen
bölümlerdeki değerlendirmeler olası tüm alternatif pazar tanımları çerçevesinde
yapılmıştır.
G.3.2. İlgili Coğrafi Pazar
(20) Limanlar, karadan gelen yüklerin deniz ulaşımına, denizden gelen yüklerin kara
ulaşımına ya da yüklerin limanların arasında aktarıldığı merkezlerdir. Bu bağlamda
liman hizmetlerine yönelik ilgili coğrafi pazarın tanımlanmasında temel olarak iki unsur
etkili olmaktadır. Bunlardan ilki limanın bulunduğu coğrafi konum, ikincisi ise anılan
liman aracılığıyla hizmet verilen diğer liman ve karşılıklı hatlardır. Bu unsurlardan
ikincisi limanın rekabet edebileceği coğrafi aralıklara işaret etmekte olup, literatürde
ve sektörde yakalama alanları (catchment areas) olarak isimlendirilmektedir.
(21) Yukarıda ilgili coğrafi pazarın belirlenmesine yönelik belirtilen unsurlar aynı zamanda
statik ve dinamik unsurlar olarak da nitelendirilebilmektedir. Liman hizmetleri
bakımından pazarın “statik unsuru” limanın hizmet verdiği coğrafi alandır; söz konusu
alan, liman, limanın arka alanı olarak tanımlanabilecek hinterland ve bu ikisi arasında
erişimi sağlayan karayolu, demiryolu, iç su yolları, vb. arasındaki trafik (hinterland
trafiği) ve bölgeyi kapsamaktadır. “Dinamik unsur” olarak adlandırılan ikinci unsur ise
yukarıda yakalama alanları olarak adlandırılmış olan limana hizmet veren ve limanın
hizmet verdiği diğer limanlar ile hatların faaliyet gösterdiği coğrafi aralıklardan
oluşmaktadır. Bu bağlamda pazarın dinamik unsuru liner (düzenli hat taşımacıları)
hatları tarafından belirlenen ve işletilen rotalar, dolayısıyla “derin su trafiği veya transit
trafik” ile yakından ilgilidir.

8 Kurulun; 12.06.2008 tarihli, 08-39/517-191 sayılı; 08.07.2010 tarihli, 10-49/922-325 sayılı; 25.11.2010
tarihli, 10-73/1518-580 sayılı; 03.10.2013 tarihli, 13-56/781-333 sayılı; 07.08.2014 tarihli, 14-26/527-
233 sayılı; 11.05.2016 tarihli 16-16/267-118 sayılı; 04.08.2016 tarihli, 16-26/447-203 sayılı; 08.02.2018
tarihli, 18-04/61-35 sayılı 31.05.2018 tarihli, 18-17/303-152 sayılı ve 11.10.2018 tarihli, 18-38/618-299
sayılı kararları.
9 Kurulun; 08.05.2018 tarihli, 18-14/267-129 sayılı ve 02.12.2010 tarihli, 10-75/1538-592 sayılı
kararları.
19-40/655-280
6/28
(22) Bu temel unsurlar eşliğinde limanlar açısından ilgili coğrafi pazarın belirlenmesinde,
gemiler tarafından taşınan yük tipine uygun liman alternatiflerinden, yükün nihai varış
noktasına, bu nihai varış noktasına yönelik liman hinterlandında yer alan ulaşım
alternatiflerinden bu alternatiflerin maliyetlerine, bu hususların yanı sıra düzenli hat
taşımacılarının uğrak yapacağı limanlara yönelik hat stratejilerine kadar birçok statik
ve dinamik unsur etkili olmaktadır. Örneğin genel kargo taşıyan bir yük gemisinin
yükünü bırakabileceği limanların belirlenmesinde öncelikle nihai varış noktası
belirlendikten sonra, bu nihai varış noktası için bu yük tipinin elleçlenmesine uygun
hangi liman alternatiflerinin bulunduğu, bu limanlardan sonra söz konusu limanların
hinterlandında nihai noktaya varış için hangi ulaşım alternatiflerinin olduğu ve söz
konusu alternatiflerin maliyeti gibi hususlar coğrafi pazarın belirlenmesinde etkili
olabilecektir. Bu çerçevede ilgili coğrafi pazar birden fazla limanı ve bu limanların
hinterlandını içeren bir bölgeyi kapsayacağı gibi, olaya ve belirlenen ilgili ürün pazarın
niteliğine göre tek bir limandan da ibaret olabilecektir10.
(23) Kurulun liman hizmetlerine ilişkin geçmiş kararlarında, liman hizmetlerine yönelik ilgili
coğrafi pazar tanımlamalarının hinterlant trafiği dikkate alınarak bölgesel bazda
yapıldığı gibi11, kimi kararlarda belirli ilgili ürün pazarları bakımından ilgili coğrafi
pazarın tüm Türkiye olarak ele alındığı12, kimi kararlarda ise doğrudan limanın
bulunduğu il veya daha dar pazar tanımına gidilerek doğrudan limanın kendisinin de
ilgili coğrafi pazar olarak ele alınabildiği görülmektedir13. Bu çerçevede, Kurul
uygulamalarında da ilgili coğrafi pazarın kapsamının dosya bazında ve yukarıdaki
unsurlar özelinde değişebildiği görülmektedir.
(24) Tüm bu bilgiler yapılan başvuru çerçevesinde değerlendirildiğinde, başvurunun
konusunu, bir liman işletmecisinin diğer bir limanı devralmasına yönelik bir işlem,
belirli bir limana yönelik hakim durum ya da belirli limanlar arasındaki rekabeti
sınırlayıcı bir anlaşmadan ziyade, TÜRKLİM üyesi 65 liman işleticisini kapsayan ve
odağını anılan limanlarda elleçlenen üçer aylık kümülatif yük miktarının her bir liman
işletmecisi bazında ve kamuoyuyla paylaşımını öngören bir bilgi değişimi oluşturduğu
göz önünde bulundurulduğunda, doğrudan bir ilgili coğrafi pazar tanımına gidilmesi
mümkün olmadığı gibi, değerlendirmelerin tüm olası coğrafi pazar tanımlamaları göz
önünde bulundurularak yapılması gerekmektedir. Bu çerçevede başvuru bakımından
ilgili ürün pazarı durumunda olduğu gibi kesin bir coğrafi pazar tanımı yapılmasına
gerek görülmemiştir.
G.4. Değerlendirme
(25) Yukarıda da özetlendiği üzere başvurunun konusunu, belirlenmiş yük gruplarına göre
limanlarda elleçlenen yüklerin ve limanların gemi kabul ve personel sayılarının, liman
işletmeciliği sektöründe faaliyet gösteren teşebbüslerin gönüllü katılımı ile üçer aylık
kümülatif ve yıl sonunda yıllık olmak üzere, TÜRKLİM üyesi teşebbüsler nezdinde
çalışmayan personel tarafından derlenip TÜRKLİM üyeleriyle teşebbüs bazında
paylaşılması oluşturmaktadır. Bildirime konu uygulamanın esasının teşebbüsler
arasındaki bilgi değişimi olması nedeniyle öncelikle rekabet hukuku kapsamında bilgi

10 Örneğin kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri pazarına yönelik coğrafi pazar, söz konusu hizmetler liman
bünyesinde verildiğinden anılan limandan ibaret olabilecektir (Kurulun; 26.06.2012 tarihli, 12-35/998-
310 sayılı ve 19.03.2013 tarihli, 13-15/226-111 sayılı kararları).
11 Kurulun; 02.12.2010 tarihli, 10-75/1538-592 sayılı; 08.05.2018 tarihli, 18-14/267-129 sayılı;
11.10.2018 tarihli, 18-38/618-299 sayılı; 20.10.2005 tarihli, 05-70/967-261 sayılı; 04.10.2007 tarihli, 07-
77/916-350 sayılı ve 07.08.2014 tarihli, 14-26/527-233 sayılı kararları.
12 Kurulun 20.06.2007 tarihli, 07-53/615-204 sayılı kararı.
13 Kurulun; 08.05.2018 tarihli, 18-14/267-129 sayılı; 06.04.2012 tarihli, 12-17/496-139 sayılı ve
25.06.2018 tarihli, 18-08/152-73 sayılı kararları.
19-40/655-280
7/28
değişimine ilişkin genel çerçeveye ve işbu başvuruya benzer nitelikteki geçmiş Kurul
kararlarındaki yaklaşıma yer verilmiştir.
G.4.1. Bilgi Paylaşımına İlişkin Genel Çerçeve
(26) Bilgi değişimi, rekabetin kısıtlanması sonucunu doğurabileceği gibi, teşebbüslerin ve
tüketicilerin daha etkin karar almalarına imkân tanıma potansiyeline de sahiptir.
Teşebbüsler arasındaki bilgi değişimi, çeşitli etkinlik kazanımları ortaya
çıkarabilmektedir. Örneğin bilgi değişimi, taraflar arasında bilgi asimetrisi sorununu
ortadan kaldırabilmektedir. Ayrıca, teşebbüslerin, kendilerini rakipleriyle
kıyaslamalarına imkân sağlayarak etkinliklerini artırabilmektedir. Bunun yanı sıra, bilgi
paylaşımı, teşebbüslerin, stoklarını azaltmasına, kolay bozulabilen ürünlerini
tüketicilere daha hızlı ulaştırmasına ya da talebin istikrarsızlığından kaynaklanan
maliyetlerini düşürmesine de yardımcı olabilmektedir. Araştırma maliyetleri azalan ve
seçenekleri artan tüketiciler bu durumdan doğrudan fayda sağlayabilmektedir14.
(27) Ancak, bilgi paylaşımı özellikle, teşebbüslerin, rakiplerinin pazar stratejileri hakkında
bilgi sahibi olmalarını sağladığı durumlarda rekabetin kısıtlanmasına neden
olabilmektedir. Bu tür bilgi değişimleri pazardaki geleceğe ilişkin belirsizlikleri
azaltarak piyasanın öngörülebilirliğini artırmakta, bu da nihayetinde teşebbüsler
arasında koordinasyona yol açabilmektedir. Hatta rakipler arası bilgi değişimi,
tarafların birbirlerinin faaliyetlerini kontrol etme aracı olarak kullanılmak suretiyle fiyat
tespiti, arz kısıtı gibi üst anlaşmaların delili olarak kabul edilebilmektedir15.
(28) Yatay İşbirliği Anlaşmaları Hakkında Kılavuz’un (Kılavuz) 58. paragrafına göre, bilgi
değişiminin rekabet üzerindeki olası etkileri, her somut olayın kendine has özellikleri
bağlamında incelenmelidir16. Bilgi değişiminin, 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi
kapsamında rekabeti kısıtlama etkisinin bulunması için, fiyat, üretim miktarı, ürün
kalitesi, ürün çeşitliliği ya da inovasyon gibi rekabet parametrelerinden en az biri
üzerinde olumsuz etki doğurabilecek nitelikte olması gerekir. Bilgi değişiminin rekabet
üzerindeki etkisi; pazarın yoğunlaşma derecesi, şeffaflığı, istikrarı, karmaşıklığı ve
pazardaki teşebbüslerin benzerliği (simetri) gibi pazarın yapısına ilişkin unsurlar ile
pazarı rakipler arası koordinasyona elverişli hale getirebilmesi nedeniyle paylaşılan
bilginin niteliğine bağlıdır17.
(29) Pazarın özellikleri bakımından öncelikle pazarın şeffaflığı ele alındığında bilgi değişimi
şeffaflığı artırarak, fiyat, miktar, talep, maliyetler gibi rekabete duyarlı unsurlara ilişkin
belirsizlikleri azaltabilir. Bu durumda yeterince şeffaf pazarlarda teşebbüsler işbirlikçi
sonuca daha kolay ulaşabilecektir. Bilgi değişimi öncesinde pazarın şeffaflık düzeyi
ne kadar düşükse, bilgi değişiminin rekabeti bozucu etkisi o kadar yüksek olacaktır.
Pazarın şeffaf hale gelmesine fazla katkıda bulunmayan bir bilgi değişiminin rekabeti
kısıtlama olasılığı, pazardaki şeffaflığı önemli ölçüde artıran bir bilgi değişimine
kıyasla daha düşüktür. Dolayısıyla, pazarın bilgi değişimi öncesi ve sonrasındaki

14 Yatay İşbirliği Anlaşmaları Hakkında Kılavuz, 42. paragraf.
15 Kurulun; 08.02.2002 tarihli, 02-07/57-26 sayılı; 06.09.2002 tarihli, 02-53/685-278 sayılı ve
24.02.2004 tarihli, 04-16/123-26 sayılı kararları.
16 Kılavuz’un 56.vd. paragraflarında belirtildiği üzere bilgi değişiminin rekabeti kısıtlama amacı olup
olmadığının değerlendirilmesinde bilgi değişiminin, doğası gereği rekabetin kısıtlanmasına yol açıp
açmayacağı değerlendirilecektir. Geleceğe yönelik planlara ilişkin bir bilgi değişiminin amaç yönünden
rekabeti kısıtlama ihtimali, mevcut verilerin değişimine kıyasla daha fazladır. Bu çerçevede, rakiplerin,
gelecekte uygulamayı planladıkları fiyat, üretim ya da satış miktarı gibi rekabete duyarlı bilgileri
aralarında değişmesi, genellikle fiyat ya da miktar tespiti amacı taşıdığı için, normal koşullar altında
kartel olarak değerlendirilir.
17 Kılavuz 43. paragraf.
19-40/655-280
8/28
şeffaflık düzeyi ile bilgi değişiminin bu düzeyi nasıl değiştirdiği, bilgi değişiminin
rekabeti kısıtlayıcı etki doğurma olasılığının belirleyici unsurudur. Bu bağlamda dikkat
edilmesi gereken nokta, teşebbüslerin mevcut bilgiyi, rakiplerinin davranışlarını
öngörmek için ne ölçüde kullanabileceğinin belirlenmesidir.
(30) Pazarın yapısına ilişkin diğer önemli bir unsur pazarın yoğunlaşma derecesidir. Dar
oligopollerde, az sayıda teşebbüsün koordinasyon koşulları konusunda uzlaşmasının
ve anlaşmadan sapmaların izlenmesinin kolay olması nedeniyle işbirlikçi sonuçların
gerçekleşme olasılığı daha yüksektir. Dolayısıyla, dar oligopollerde, bilgi değişiminin
rekabeti kısıtlayıcı etkilere yol açma olasılığı, diğer oligopollere kıyasla daha fazladır.
(31) Öte yandan teşebbüslerin, karmaşık bir pazar yapısında, işbirlikçi sonuca ulaşmaları
daha zor olup, işbirlikçi sonuçların ortaya çıkma olasılığı, arz ve talep koşullarının
görece daha az değişken olduğu, diğer bir deyişle istikrarlı olduğu pazarlarda daha
yüksektir. Yine teşebbüslerin maliyetler, talep, pazar payları, ürün yelpazesi, kapasite
gibi açılardan benzer olduğu simetrik pazar yapılarında da, teşebbüslerin rekabetçi
güdüleri de benzer olacağından, bilgi değişimi teşebbüsler arası koordinasyon
ihtimalini artmaktadır.
(32) Diğer yandan konuya bilginin niteliği bakımından yaklaşıldığında öncelikle değişilen
bilginin rekabete duyarlı (stratejik) bilgi olup olmadığının değerlendirilmesi önem
taşımaktadır. Pazardaki belirsizliği azaltan stratejik verilerin rakipler arasında
değişiminin 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamına girmesi, başka türlü bilgilerin
değişimine kıyasla daha muhtemeldir. Genel olarak fiyata, miktara, müşterilere,
maliyetlere, cirolara, satışlara, alımlara, kapasiteye, ürün niteliklerine, pazarlama
planlarına, risklere, yatırımlara, teknolojilere, AR-GE programlarına ilişkin ve benzeri
bilgilerin rekabete duyarlı olduğu kabul edilmekte ve bu tür verilerin paylaşılması,
tarafların rekabetçi güdülerinin azaltılması suretiyle rekabeti kısıtlayıcı etkiler
doğurabilmektedir.
(33) Öte yandan, verilerin stratejik açıdan önemi, bilgi değişiminin sıklığı ve pazarı
kapsama derecesi ile verilerin toplulaştırılmış olup olmadığı ve güncelliği gibi
faktörlere de bağlıdır. Bilgi ticari sır olmaktan uzaklaşıp kamuya mal olacak bir bilgi
niteliği taşıdığında, bireysel özellik taşımak yerine toplulaştırılmış olduğunda,
geleceğe yönelik olmayıp geçmiş verilere dayandığında rekabeti bozucu etkilerinin
sınırlı olduğu kabul edilmektedir. Bilgi değişiminin sıklıkla gerçekleşmesi piyasadaki
teşebbüslerin bu bilgilere göre davranışlarını değiştirmesini kolaylaştıracağından
bilginin değişim sıklığı da değerlendirmede dikkate alınmaktadır. Burada önemli olan,
değişilen bilgi sayesinde rakiplerin birbirlerinin gelecekteki faaliyetlerine ilişkin tahmin
yapma ihtimalinin nasıl etkilendiğidir. Herhangi bir teşebbüsün bireysel verilerinin
tespitini yeterince güçleştirecek şekilde toplulaştırılmış verilerin değişiminin rekabeti
kısıtlayıcı etkilere neden olma olasılığı, teşebbüs bazındaki verilerin değişimine
kıyasla çok daha düşüktür. Satış, kapasite verileri ya da girdi ve bileşen maliyetleri
gibi verilerin bir meslek birliği ya da pazar araştırma şirketi tarafından toplanması ve
toplulaştırılmış halde yayımlanması, sektörün ekonomik durumuna ışık tutacağından,
tedarikçilerin ve müşterilerin yararına olabilir. Verilerin bu şekilde toplanması ve
yayımlanması, pazardaki teşebbüslerin bilgiye dayalı tercihler yaparak, stratejilerini
pazar koşullarına etkin bir şekilde uyarlamalarını sağlar. Genel olarak, yoğunlaşmış
bir oligopol söz konusu değilse, toplulaştırılmış verilerin değişiminin rekabeti kısıtlayıcı
etkilere yol açma olasılığı düşüktür.
(34) Bilgi değişiminin rekabeti kısıtlayıcı etkileri bakımından verinin güncelliği önemli bir
faktördür. Geçmiş tarihli verilerin değişiminin rekabeti kısıtlama olasılığı, güncel ve
19-40/655-280
9/28
geleceğe yönelik verilerin değişimine kıyasla daha düşüktür. Verinin rekabeti bozma
riski taşımaması için ne kadar eski olması gerektiğine dair belirlenmiş bir eşik yoktur.
Bu eşik, verinin niteliğine, toplulaştırılmış olup olmamasına, bilgi değişiminin sıklığına
ve ilgili pazarın istikrarı ile şeffaflığı gibi özelliklere bağlıdır. Sık aralıklarla yapılan bilgi
değişimleri, teşebbüslerin pazarda ortak bir anlayışa ulaşmasını ve anlaşmadan
sapmaların izlenmesini kolaylaştırarak, işbirlikçi sonuç riskini artırır. Ancak, bilgi
değişiminin hangi sıklıkla yapıldığında işbirlikçi sonuca sebebiyet vereceği, verinin
niteliği, güncelliği ve toplulaştırılmış olup olmaması gibi unsurlara bağlıdır.
(35) Bilgi değişiminin rekabeti kısıtlayıcı etkileri değerlendirilirken, bilgi değişiminde
bulunan teşebbüslerin ilgili pazarı kapsama derecesi de dikkate alınmaktadır. Zira
bilgi değişimi pazardaki teşebbüslerin birçoğunu kapsıyorsa, yukarıda anılan risklerin
gerçekleşme olasılığı arttığı gibi, bilgi değişiminin tarafı olmayan rakiplerin bilgi
değişiminde bulunan teşebbüslerin rekabeti bozucu davranışlarını sınırlama
potansiyeli de azalmaktadır.
(36) Bilgi değişiminin değerlendirilmesi bakımından dikkat edilmesi gereken son unsur
değişilen bilgilerin ve bilgi değişiminin kamuya açık olup olmamasıdır. Gerçek
anlamda kamuya açık bilgilerin değişiminin genellikle 4054 sayılı Kanun’un 4.
maddesi kapsamında ihlal teşkil etmesi beklenmez. Gerçek anlamda kamuya açık
bilgiler, bilgiye erişim maliyetleri bakımından bütün rakipler ve müşterilerce aynı
derecede erişilebilir olan bilgilerdir. Öte yandan bilgi değişiminin gerçek anlamda
kamuya açık bir şekilde yapılması, bilgi değişiminin işbirlikçi etkilerinin diğer
teşebbüsler, potansiyel rakipler ve müşteriler tarafından sınırlanabildiği ölçüde,
pazardaki rekabetin bozulması olasılığını azaltabilir.
(37) Aşağıdaki tabloda yukarıda açıklanan değerlendirmeler özetlenmiştir:
Tablo 1: Bilgi Değişiminin Rekabete Etki Eden Kriterler Bakımından Değerlendirilmesi
G.4.2. Bilgi Değişimine İlişkin Geçmiş Kurul Kararları
(38) Kurulun bilgi değişimini ele alan birçok kararı bulunmakla birlikte, bu başlık altında
dosya konusuna benzer şekilde miktar verisinin paylaşımını konu edinen kararlara yer
verilmiştir.
(39) Kurulun 15.04.2004 tarih ve 04-26/287-65 sayılı Otomotiv Distribütörleri Derneği
(ODD) kararında, teşebbüs birliğinin internet sitesinin yapımı ve anılan site aracılığıyla
çeşitli istatistiklerin paylaşılmasına yönelik alınan Dernek kararına menfi tespit belgesi
verilmesi talebi değerlendirilmiştir. Anılan kararda ilgili sitede yayımlanacak verilerin
Kriter

Pazarın Yapısı
Derece
Rekabet Üzerinde
Olumsuz Etki İhtimali
Şeffaflık Yüksekse Yüksektir
Yoğunlaşma Yüksekse Yüksektir
Pazarın Karmaşıklığı Yüksekse Düşüktür
Pazarın İstikrarı Yüksekse Yüksektir
Firmaların Benzerliği Yüksekse Yüksektir
Bilginin Niteliği
Stratejik Bilgi Yüksekse Yüksektir
Pazarı Kapsama Yüksekse Yüksektir
Bireysel Yüksekse Yüksektir
Toplulaştırılmış Yüksekse Düşüktür
Verinin Güncelliği Yüksekse Yüksektir
Bilgi Değişiminin Sıklığı Yüksekse Yüksektir
Bilgilerin Kamuya Açıklığı Yüksekse Düşüktür
Kaynak: 15.02.2018 tarih ve 18-05/79-43 sayılı Kurul kararı
19-40/655-280
10/28
markaların yeni otomobil ve hafif ticari araçlara ilişkin yıllık ve aylık bazda toplam satış
ve ithalat miktarları, pazar payı verileri, marka bazında yıllık ve aylık bazda yerli-ithal
dağılımı olduğu görülmektedir. Söz konusu başvuruya, yayımlanacak verilerin
arasında markaların farklı ürün segmentlerinde gerçekleştirdikleri ayrıntılı satış fiyatı
ve miktarları ile pazar payı bilgisinin bulunmaması, verilerin bölge ve il bazında
ayrıntılara yer verilmeden ülke genelinde toplulaştırılmış olması ve pazarın
özelliklerinden hareketle anılan bilgi paylaşımının rekabetçi davranışların
koordinasyonuna yol açma potansiyelinden uzak olduğu tespiti çerçevesinde menfi
tespit belgesi verilmesine karar verilmiştir.
(40) Kurulun ODD’ye ilişkin ikinci menfi tespit/muafiyet kararı 14.07.2011 tarih ve 11-
43/916-285 sayılı karardır. Karar, otomotiv piyasasına yönelik birtakım istatistiki bilgi
ve pazara ilişkin analizlerin, ODD web sitesi, ODD veri tabanı ve hazırlanan raporlar
aracılığıyla yayımlanmasına ilişkindir. Söz konusu kararda, 2004 tarihli karar
kapsamında yer alan verilerin paylaşılmasında bir sakınca olmadığı; il bazında
ayrıştırılmış veriler, lansman bilgileri ve markaların filo satış rakamlarının
paylaşılmasının pazardaki şeffaflığı arttırarak rakip davranışların tahminini
kolaylaştıran ve koordinasyon riski yaratan bilgiler olduğu; bununla birlikte, il
bazındaki verilerin kümülatif olması, lansman bilgilerinde fiyat stratejisi (tavsiye veya
nihai fiyat bilgisi yahut indirim, kampanya vb. bilgiler), satış stratejisi, hedef, stok ve
arz miktarı gibi stratejik bilgilerin yer almaması ve filo satış rakamlarına ilişkin
bilgilerde alıcıların unvanlarının yer almaması koşuluyla bu verilerin yayımlanmasına
bireysel muafiyet tanınabileceği belirtilmektedir. Kararda ayrıca Otomotiv
distribütörlerine yönelik olarak yürütülen soruşturma sonucunda alınan 18.04.2011
tarih ve 11-24/464-139 sayılı kararda yer alan, başta fiyat stratejisi olmak üzere satış
stratejisi, hedef ve stok gibi bilgilerin paylaşımının koordinasyona ve rekabeti
sınırlayıcı etkiye yol açtığı tespitine de yer verilmektedir.
(41) Kurulun 20.09.2012 tarihli ve 12-44/1350-455 sayılı Otomotiv Sanayicileri Derneği
(OSD) kararında, “OSD tarafından, aylık olarak hafif ticari araçlar (otomobil, kamyonet
ve minibüs), kamyon, otobüs, midibüs ve traktör başlıkları altında “kapasite ve
kapasite kullanım oranı” bilgilerinin paylaşılması planlanmaktadır. Bu bilgilerin, firma
ve model belirtilmeksizin Türkiye toplamı olarak paylaşılacağı anlaşıldığından, mevcut
haliyle koordinasyon riski taşımadığı ve bu sebeple bu paylaşımlara menfi tespit
belgesi verilmesi gerektiği” sonucuna ulaşılmıştır. Firma ve model belirtilmeksizin
aylık üretim miktarlarının belirli araç türleri bakımından paylaşılmasının da aynı
kapsamda değerlendirilebileceğine yer verilen kararda, söz konusu bilgilerin firma ve
model bazında paylaşılması talebine ise bireysel muafiyet tanınamayacağı sonucuna
ulaşılmıştır. OSD kararında maliyetlere ilişkin verilerin firma bazında paylaşılması
talebine ilişkin olarak ise şu değerlendirmelere yer verilmiştir. “Otomotiv sanayi
firmalarının yan sanayiye ve hammaddeye yaptıkları ödemeler ile ödenen vergi ve
ücretlerin firma bazında paylaşılması, motorlu taşıtların üretim veya dağıtımında
herhangi bir gelişme ve iyileşme ya da ekonomik veya teknik gelişmeye yol
açmamaktadır. Ayrıca sözü edilen bilgi değişiminin teşebbüslerin fiyata etki eden
önemli değişkenlerden olan maliyet bilgilerinin paylaşılması anlamına geleceği, bu
nedenle de pazardaki bir fiyat koordinasyonunun kolaylaştırıcı unsuru olacağı
değerlendirilmektedir.”
(42) Kurulun, bir diğer teşebbüs birliği olan Petrol Sanayi Derneği (PETDER) hakkında
aldığı üç karar mevcuttur. 20.09.2007 tarih ve 07-76/907-345 sayılı ilk Kurul
kararında, PETDER’in, akaryakıt, madeni yağ ve LPG konularında pazar
gelişimlerinin takip edilmesi ve endüstri büyüklükleri hakkında bilgilerin oluşturulması
19-40/655-280
11/28
amacıyla yapmakta olduğu çalışmalara menfi tespit belgesi verilmesi veya muafiyet
tanınması talebi incelenmiştir. Anılan kararda bilgi değişimine konu husus spesifik
olarak akaryakıt, madeni yağ ve LPG alanlarında faaliyet gösteren teşebbüslerin aylık
bazdaki satış miktarları olup, bu satışların fiilen gerçekleştiği ayın tamamlanmasını
takip eden ay içinde ülke satışları toplamı olarak ve teşebbüs bazında PETDER
internet sitesinde veya elektronik ortamda yayımlanması öngörülmüştür. Kararda,
çalışmanın konusunu oluşturan verilerden bir kısmının zaten EPDK tarafından
yayımlanan veriler olması, verilerin fiyata yönelik olmaması ve bildirim konusu pazarın
özellikleri dikkate alınarak “geçmişe dönük satış miktarlarının bilinmesinin kısa
dönemli koordinasyonlar için elverişli bir araç olmadığı” değerlendirilmesiyle birlikte
söz konusu teşebbüs birliği kararına menfi tespit belgesi verilmiştir.
(43) Kurulun PETDER ile ilgili aldığı 22.09.2011 tarih ve 11-48/1215-428 sayılı kararın
konusunu ise PETDER veya bağımsız bir araştırma kuruluşu tarafından haftalık ya da
aylık olarak akaryakıt ve LPG piyasasında teşebbüslerin satış verilerinin dahil olduğu
bazı bilgilerin toplulaştırma olmaksızın derlenmesine ve değerlendirmeler ile
kamuoyuyla paylaşılmasına menfi tespit belgesi verilmesi ya da muafiyet tanınması
oluşturmaktadır. Kararda özellikle söz konusu uygulamanın pazardaki şeffaflığı ne
kadar attıracağı konusu üzerinde durulmuş, ilgili pazarların gerek EPDK’nın
uygulamaları gerekse mevzuattan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle aşırı
derecede şeffaflaşmış bir yapı arz etmeleri ve anılan pazarlarda bilgiye erişimin son
derece kolay ve maliyetsiz olmasından hareketle anılan uygulamanın rekabeti
sınırlamayacağı sonucuna ulaşılmıştır.
(44) PETDER ile ilgili 21.11.2013 tarih ve 13-64/904-384 sayılı üçüncü Kurul kararında ise
teşebbüs birliğine yukarıda sözü edilen 20.09.2007 tarih ve 07-76/907-345 sayılı karar
ile verilmiş olan menfi tespit belgesinin geri alınıp alınmaması hususu
değerlendirilmiştir. Söz konusu kararda, “PETDER aracılığıyla akaryakıt ve LPG
piyasasında bazı bilgilerin derlenerek dağıtım şirketleriyle paylaşılmasına yönelik bilgi
değişimi uygulamasına 20.09.2007 tarih ve 07-76/907-345 sayılı karar ile verilmiş
olan menfi tespit belgesinin geri alınmasına gerek olmadığı ancak teşebbüs birliği
tarafından iletilen görüş ve öneriler de dikkate alınarak menfi tespit belgesinin
kapsamının; verilerin toplulaştırılmak ve teşebbüs özelinde bilgi içermemek suretiyle
ürün özelinde yayınlanması, bireysel satış verileri ve pazar paylarının EPDK
tarafından yayımlanan verilere paralel olarak yayınlanması ve ürünlerin alt kırılımlarını
içerecek şekilde ayrıntılı bireysel satış verilerinin ve pazar paylarının ise 3’er aylık
dönemler halinde derlenmek suretiyle yayımlanması şeklinde belirlenmesi gerektiği
sonucuna ulaşılmıştır.” değerlendirmelerine yer verilmiştir. Kararda, verilerin
paylaşılma periyoduna ilişkin olarak ise, “Kurulun vermiş olduğu menfi tespit kararı
çerçevesinde fiili uygulama dikkate alındığında, paylaşıma konu bilgilerin, fiili
paylaşım tarihi itibarıyla gerçek anlamda kamuya açık bilgi niteliğinde
değerlendirilmesi tereddütlü hale gelmektedir. Zira PETDER bünyesinde gerçekleşen
bilgi değişimi kapsamında teşebbüslerin her bir aya ilişkin bireysel verileri, hemen
izleyen ay paylaşılmaktadır. Oysa benzer bilgiler EPDK tarafından genellikle asgari 2-
3 aylık bir gecikmeyle yayımlanmaktadır. Ayrıca EPDK tarafından sunulan teşebbüs
özelindeki verilerde ürünlerin alt kırılımına ve iç satış yahut transit ticaret ayrımına
ilişkin detay bilgilere yer verilmemektedir.” değerlendirmesi dikkat çekmektedir. Bu
bağlamda, menfi tespit belgesinin kapsamının “Teşebbüslerin her bir aya ilişkin
bireysel satış verileri ve pazar paylarının aynı koşullarda toplanarak EPDK tarafından
yayımlanan verilere ve ayrıntıya paralel şekilde "benzin, motorin, fuel-oil türleri ve
diğer" kalemleri halinde ve yine EPDK ile aynı gecikme ile yayımlanması” şeklinde
belirlenmesine karar verilmiştir. Bu bağlamda ilgili kararda önceki PETDER
19-40/655-280
12/28
kararlarından farklı olarak gerek verilerin toplulaştırılmasına gerekse de paylaşım
sıklığına ilişkin düzenlemelere gidildiği görülmektedir.
(45) Kurulun Türkiye Likit Petrol Gazcıları Derneği (TLPGD) kararı incelendiğinde, menfi
tespit/muafiyet başvurusuna konu edilen talep kapsamında LPG sektöründe faaliyet
gösteren teşebbüslerin tüplü, dökme ve otogaz kategorilerindeki toplam satış
rakamlarının aylık olarak toplanmasının planlandığı; bu çerçevede anılan ürünlere
ilişkin olarak geçmiş bir ayın üretim ve satış bilgilerinin toplanacağı ve bu bilgilerin
izleyen bir sonraki ay içinde üyelerle ve talep halinde diğer sektör kuruluşları ve
gerekli görülmesi halinde kamuoyuyla paylaşılacağı hususlarına yer verildiği
görülmektedir18. Kararda TLPGD tarafından, toplanacak bilgilerin esas itibarıyla Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından da üçer aylık dönemlerde
toplanmakta ve yayımlanmakta olduğu; 2011 yılı Ağustos ayından itibaren ise söz
konusu bilgilerin EPDK tarafından aylık olarak yayımlanmaya başlanıldığı; bu
bakımdan sektörün düzenleyici otoritesi tarafından da yayımlanan söz konusu
bilgilerin kamuya açık nitelikte olduğu ifade edilmektedir. Bununla birlikte kararda
gerek tüplü gerekse dökme LPG pazarlarının yüksek derecede yoğunlaşmış bir yapı
arz ettikleri, otogaz LPG pazarındaki yoğunlaşma oranının ise görece düşük kaldığı
belirtildikten sonra 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında şu
değerlendirmelere yer verilmiştir. “Yukarıda yer verilen özelliklere sahip tüplü, dökme
ve oto LPG pazarlarının, bilgi değişimi anlaşmasının rekabete aykırı etki doğurmasına
müsait bir yapı sergilediği; öte yandan, bildirim kapsamında toplanarak değiştirilmesi
planlanan bilgilerin ilgili pazarlar bakımından stratejik bilgi niteliğindeki aylık üretim ve
satış verileri olması, bu verilerin toplulaştırmaya tabi tutulmadan teşebbüsler bazında
paylaşılacak olması, söz konusu verilerin oldukça yakın tarihli olması ve bu verilerin
her ay paylaşılmasının planlanması, öngörülen paylaşım zamanı dikkate alındığında
bahse konu verilerin gerçek anlamda kamuya açık veriler olarak nitelendirilmelerinin
mümkün olmaması, bilgi toplama ve yayma faaliyetlerinin teşebbüs birliği bünyesinde
ve görece sık gerçekleştirilecek olması ve öngörülen haliyle planlanan bilgi değişimi
sisteminin gerçek anlamda kamuya açık bir bilgi değişimi olarak değerlendirilmesinin
güçlüğü gibi hususlar dikkate alındığında, TLPGD tarafından yürütülmesi planlanan
bildirime konu uygulama kapsamında gerçekleşecek olan bilgi değişiminin, ilgili
pazarlardaki stratejik belirsizliği ve tarafların bağımsız davranma güdülerini
zedelemek, böylelikle rakip teşebbüsler arasında rekabetçi davranışların
koordinasyonunu ve anlaşmayı kolaylaştırmak suretiyle ilgili pazarlardaki rekabeti
kısıtlayıcı etki doğurabileceği değerlendirilmektedir.”
(46) İlave olarak TLPGD kararında, ilgili pazarda bireysel bazda (firma bazında) bilgi
değişiminin rekabeti zorunlu olandan fazla kısıtlayacağı yönünde aşağıdaki
değerlendirmelere yer verilerek, söz konusu bildirime bireysel muafiyet de
tanınamayacağı sonucuna ulaşılmıştır. “Dosya konusu bilgi paylaşımı sayesinde
teşebbüslerin, pazardaki toplam talep düzeylerine, endüstrinin büyüklüğüne ve
kendilerinin pazardaki konumlarına yönelik olarak bilgi sahibi olacakları, bu çerçevede
üretim, satış ve dağıtım planlamalarını iyileştirerek etkinlik kazanımları
sağlayabilecekleri düşünülebilir. Ancak bu tür bir etkinlik artışının sağlanabilmesi için,
pazar genelinde toplulaştırılmış verilerin paylaşılması pekâlâ yeterlidir. Hal böyleyken
oldukça güncel nitelikteki, bireysel firma üretim ve satış verilerinin teşebbüsler
arasında değişimi, beklenen etkinliğin sağlanması için kaçınılmaz nitelikte değildir.
Öte yandan, veri toplama ve derleme işlemlerinin bağımsız üçüncü kuruluşlar eliyle
yürütülmesi yerine bu işi TLPGD’nin üstlenmesi de rekabeti olumsuz

18 Kurulun, 04.07.2012 tarihli ve 12-36/1042-330 sayılı TLPGD kararı.
19-40/655-280
13/28
etkileyebilecektir. Üstelik ilgili piyasanın yapısı, değişime konu edilmesi planlanan
bilgilerin niteliği ve söz konusu bilgi değişimin uygulama şekli dikkate alındığında,
bildirime konu uygulamanın, ilgili pazarlardaki rekabetin 4054 sayılı Kanun’un 5.
maddesinin (a) ve (b) bentlerinde sayılan türden faydaların elde edilebilmesi için
gerekenden daha fazla sınırlanmasına yol açabilecek nitelikte olduğu
değerlendirilmektedir.”
(47) Kurulun 26.06.2012 tarihli ve 12-35/984-301 sayılı Boya Sanayicileri Derneği
(BOSAD) kararında ise, BOSAD’a üye teşebbüslerin tonaj (iç satış miktarları) ve ciro
bilgilerinin, geçmiş döneme ait 3 aylık ve yıllık sektörel toplam ciro ve satış miktarı
olarak kümülatif bir Türkiye verisi olarak teşebbüs isimlerini belirtmeden, bölgesel
olarak ayırmadan, toplam sektör verisi şeklinde bağımsız bir denetim kuruluşu ile
gizlilik anlaşması çerçevesinde paylaşılmasına ilişkin talep değerlendirilmiştir. Kurul,
pazara giriş engellerinin ve dağıtım kanallarında kısıtlamanın mevcut olmadığını
değerlendirdiği boya ürünleri pazarında, bağımsız denetim kuruluşunun varlığı,
verilerin kümülatif olması, kamuyla paylaşım ve boya pazarında faaliyet gösteren
hiçbir teşebbüsün dışarıda kalmaması hususlarını da dikkate alarak bilgi değişimine
muafiyet tanınabileceği sonucuna ulaşmıştır.
(48) Kurul, Bankalararası Kart Merkezi A.Ş. (BKM) tarafından BKM Online üzerinden üye
banka bazında aylık işlem adet ve tutarlarının (kart sayısı/adetleri, işyeri
sayısı/adetleri ve e-ticaret işlem tutarları gibi) paylaşılması uygulaması hakkındaki
25.06.2014 tarih ve 14-22/433-196 sayılı kararında ise verilerin ait olduğu dönemden
en az bir çeyrek dönem (üç ay) sonrasında üyeler ile paylaşılmasına beş yıl süre ile
muafiyet tanınmış, ilgili kararın karşı oyunda ise bilginin paylaşılmasına ilişkin sürenin
altı ay olarak belirlenmesi gerektiğine ilişkin bir görüşe yer verilmiştir. Kararda üyeler
bazında paylaşılacak veriler ile ilgili olarak, söz konusu verilerin konsolide olmaması,
stratejik nitelikte olmaları, yakın geçmişe ait olması, paylaşımın sürekliliği, pazarın
şeffaflık derecesinin düşük olması, pazarın istikrarlı ve durağan yapısı rekabeti
olumsuz etkileyecek faktörler olarak sayılmış; pazardaki oyuncu sayısının yüksekliği,
yoğunlaşma oranının görece düşük olması, fiyat, maliyet, yatırım, teknoloji, AR-GE
gibi bilgilere yer verilmemesi, bankacılık hizmetlerinin tamamını kapsamaması, bilgi
paylaşım platformunun tüm bankalara açık olması, bankaların sistemden ayrılmasının
önünde herhangi bir engel olmaması ve bilgilerin geleceğe dönük olmamasına ise
riski azaltan unsurlar olarak yer verilmiştir. Neticede yapılan muafiyet
değerlendirmesinde, son kullanıcıya (kart hamili) ilişkin ciro ve adet/miktar verilerinin
üyeler arasında paylaşımının görece risksiz olduğu, üye işyerlerine ilişkin
miktar/adet/tutar ve ciro bazlı verilerin paylaşımının ise üç aylık bir gecikme ile riskinin
azaltılacağı kanaatinden hareketle söz konusu bilgi paylaşımına beş yıl süreyle
bireysel muafiyet tanınmasının uygun olacağına karar verilmiştir.
(49) Satış-miktar verilerinin bilgi paylaşımına konu olduğu Kurul kararlarından son olarak
Mercedes-Benz Türk Yetkili Satıcıları ve Servisleri Derneği tarafından üye
teşebbüslerin motorlu taşıt satışlarına ve satış sonrası hizmetlerine ilişkin bilgilerinin
toplanmasına ve yayımlanmasına yönelik 06.10.2015 tarih ve 15-37/582-202 sayılı
kararda ise, aylık araç satış adetlerinin bayi bazında model alt kırılımı olmaksızın
binek, hafif ticari, otobüs ve kamyon kırılımları altında paylaşılmasına menfi tespit
belgesi vermiştir. Bununla birlikte satış sonrası hizmetlere ilişkin olarak “Mekanik” ve
“Kaporta” gruplaması altında araç giriş sayısı ve araç girişi başına yedek parça
satışına ilişkin verilerin bayi bazında paylaşılmasına, içerdiği rekabeti kısıtlayıcı etkiler
nedeniyle, 4054 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca menfi tespit belgesi
verilemeyeceğine, yedek parça satışına ilişkin verilerin paylaşımına eşdeğer parça
19-40/655-280
14/28
kullanımını sınırlayacak bir denetim mekanizması olarak kullanılma riskinden ötürü
bireysel muafiyet de tanınamayacağına, araç giriş sayısına ilişkin bilgi paylaşımına
ise üçer aylık kümülatif olması ve alt kırılım içermemesi koşulu ile bireysel muafiyet
tanınmasına karar verilmiştir. Kurul üç aylık dönemler itibarıyla kümülatif olarak her bir
yetkili servisin araç giriş adedi bilgisinin paylaşılmasının, teşebbüslerin pazardaki
konumlarını görmelerine ve ticari kararlarını daha rasyonel bir biçimde almalarına
olanak sağlayacağı değerlendirmesinde bulunmuştur.
(50) Kurulun bilgi değişimi kapsamında personel sayılarının paylaşıma konu edildiği
uygulamalara yönelik ise 14.07.2011 tarih ve 11-43/916-285 sayılı ODD kararı ile
15.02.2018 tarih ve 18-05/79-43 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman
Şirketleri Birliği (FKB) kararı bulunmaktadır. Her iki kararda da personel sayılarına
yönelik bilgi paylaşımının teşebbüslerin ticari stratejilerine ilişkin kararları üzerinde
etkili olacak ve koordinasyon riski taşıyacak nitelikte bilgiler olmadığı sonucuna
ulaşılmıştır.
G.4.3. Menfi Tespit Değerlendirmesi
(51) 4054 sayılı Kanun’un 8. maddesi; “İlgili teşebbüs veya teşebbüs birliklerinin
başvurusu üzerine Kurul, elinde bulunan bilgiler çerçevesinde bir anlaşmanın, kararın,
eylemin veya birleşme ve devralmanın bu Kanun’un 4, 6 ve 7 nci maddelerine aykırı
olmadığını gösteren bir menfi tespit belgesi verebilir.” hükmünü amirdir. Bu çerçevede
başvuru konusu işlemin niteliksel olarak bir teşebbüs birliği tarafından uygulanmak
istenen bilgi değişimi niteliğinde olması ve dolayısıyla Kanun’un 6 ve 7. maddeleri
kapsamında olmaması itibarıyla, başvuru konusu uygulamanın 4054 sayılı Kanun’un
4. maddesinde yasaklanan “rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacı taşıyan
veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte” bir teşebbüs birliği kararı olup
olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir.
(52) Bu çerçevede ilk olarak ele alınması gereken husus bildirime konu bilgi değişiminin
amacı itibarıyla rekabeti kısıtlayıcı nitelikte olup olmadığıdır. Nitekim Kılavuz’un 56.
paragrafında da açıklandığı üzere, piyasada rekabeti kısıtlama amacıyla yapılan her
türlü bilgi değişiminin, etkisine bakılmaksızın rekabeti kısıtladığı kabul edilmektedir.
Bildirimde uygulamanın amacı; kapasiteleri kamuya açık olan limanlar için fiili
elleçleme istatistiklerinin de paylaşılmasıyla bölgenin arz/talep oranının
değerlendirilmesi ve böylece bölge bazında ilave kapasiteye ihtiyaç duyulup
duyulmadığının anlaşılmasıyla atıl kapasite oluşumunun engellenmesi, bölgelerin
liman ihtiyaçlarının saptanması, liman işletmecilerinin piyasadaki konumlarını görüp
rekabetçi davranışlar sergilemesine vesile olması, sağlıklı istatistiklerin ortaya
çıkarılmasıyla kamu otoritelerinin ihtiyaçlarını karşılanması, sağlıklı istatistikler ile
bölgenin gelişmişlik durumlarının ve ulusal yük gelişiminin takip edilebilmesi olarak
belirtilmiştir. Bu anlamda bildirime konu bilgi değişimi sisteminin genel manada amacı
itibarıyla rekabeti sınırlayıcı nitelikte olmadığı değerlendirilmektedir.
(53) Bu husus belirtildikten sonra bilgi değişimine yönelik menfi tespit-muafiyet analizine
geçildiğinde öncelikle bilgi değişimine konu unsurlar arasında bir ayrıma gidilmesi
gerekmektedir. Zira bilgi değişimine konu unsurlardan bir kısmını görece rekabetçi
açıdan daha riskli olarak değerlendirilebilecek miktar verileri (yük bazında elleçleme
miktarları) oluştururken, bir kısmını ise gemi kabul sayıları ve personel sayıları gibi
potansiyel olarak daha az riskli alanlar oluşturmaktadır.
(54) Bu çerçevede öncelikle personel sayıları ele alındığında, personel maliyetlerine
yönelik herhangi bir ayrıntı içermeyen ve salt limanda istihdam edilen kişi sayısından
ibaret olan söz konusu veri paylaşımının, önceki bölümde yer verilen ODD ve FKB
19-40/655-280
15/28
kararlarındaki yaklaşımlarla da benzer şekilde herhangi rekabetçi bir endişe
doğurmayacağı ve bu veriye yönelik menfi tespit belgesi verilebileceği
değerlendirilmektedir.
(55) Benzer şekilde limanların gemi kabul sayılarının da miktar ve fiyat gibi verilerle
karşılaştırıldığında, limanlar arasında rekabetçi davranışların koordinasyonuna yol
açacak bir veri olmadığı değerlendirilmektedir. Nitekim önceki bölümlerde de
belirtildiği üzere söz konusu veri liman bazında olmasa da, liman başkanlıkları
bazında DTGM tarafından kamuoyuna sunulmaktadır. Bu çerçevede liman bazında
gemi kabul sayılarının paylaşımının da menfi tespit belgesi alabilecek nitelikte olduğu
anlaşılmaktadır.
(56) Öte yandan bildirim konusu bilgi değişiminin esas odağını oluşturan ve limanlarda yük
bazında elleçlenen yük miktarı olarak özetlenebilecek ikinci grup veri ise rekabetçi
değerlendirmeler bakımından üstteki verilerden ayrışmaktadır. Zira yükleme-boşaltma
faaliyetleri limanların esas hizmet alanlarından biri olup, elleçlenen yük miktarları
Bildirim Formunda da belirtildiği üzere bir bakıma limanlar bakımından verilen
yükleme-boşaltma hizmetine ilişkin satış miktarlarına karşılık gelmektedir. Kılavuz’da
rekabete duyarlı (stratejik) verilere ilişkin aşağıdaki tespitlerin bulunduğu bölümde, bu
veriler arasında satış miktarlarına da yer verilmiştir19:
“Pazardaki belirsizliği azaltan stratejik verilerin rakipler arasında değişiminin 4.
madde kapsamına girmesi, başka türlü bilgilerin değişimine kıyasla daha
muhtemeldir. Stratejik verilerin paylaşılması, tarafların rekabetçi güdülerinin
azaltılması suretiyle rekabeti kısıtlayıcı etkiler doğurabilir. Fiyata, miktara,
müşterilere, maliyetlere, cirolara, satışlara, alımlara, kapasiteye, ürün niteliklerine,
pazarlama planlarına, risklere, yatırımlara, teknolojilere, AR-GE programlarına
ilişkin ve benzeri bilgilerin rekabete duyarlı olduğu kabul edilir. Genel olarak, fiyat
ve miktara ilişkin bilgiler, stratejik niteliği en yüksek bilgilerdir. Bunları, maliyetlere
ve talebe ilişkin bilgiler takip eder. Bununla birlikte, örneğin, teşebbüsler AR-GE
üzerinden rekabet ediyor ise, teknolojik veriler, rekabet açısından stratejik niteliği
en yüksek bilgi niteliği taşıyabilecektir. Ayrıca, verilerin stratejik açıdan önemi, bilgi
değişiminin sıklığı ve pazarı kapsama derecesi ile verilerin toplulaştırılmış olup
olmadığı ve güncelliği gibi faktörlere de bağlıdır.”
(57) Öte yandan Kılavuz’un 69. paragrafında bireysel ve toplulaştırılmış veri ile ilgili olarak;
“Herhangi bir teşebbüsün bireysel verilerinin tespitini yeterince güçleştirecek
şekilde toplulaştırılmış verilerin değişiminin rekabeti kısıtlayıcı etkilere neden olma
olasılığı, teşebbüs bazındaki verilerin değişimine kıyasla çok daha düşüktür. Satış,
kapasite verileri ya da girdi ve bileşen maliyetleri gibi verilerin bir meslek birliği ya
da pazar araştırma şirketi tarafından toplanması ve toplulaştırılmış halde
yayınlanması, sektörün ekonomik durumuna ışık tutacağından, tedarikçilerin ve
müşterilerin yararına olabilir. Verilerin bu şekilde toplanması ve yayınlanması,
pazardaki teşebbüslerin bilgiye dayalı tercihler yaparak, stratejilerini pazar
koşullarına etkin bir şekilde uyarlamalarını sağlar. Genel olarak, yoğunlaşmış bir
oligopol söz konusu değilse, toplulaştırılmış verilerin değişiminin rekabeti kısıtlayıcı
etkilere yol açma olasılığı düşüktür. Teşebbüs bazındaki verilerin değişimi ise bir
yandan teşebbüslerin, pazar konusunda ortak bir anlayışa varmalarını
kolaylaştırırken öte yandan tarafların anlaşmadan sapan ya da pazara yeni giren
teşebbüsleri hedef almalarını sağlayarak uygun cezalandırma stratejileri
geliştirmelerini mümkün kılabilmektedir. Bununla birlikte, bazı pazarlarda

19 Kılavuz 67. paragraf.
19-40/655-280
16/28
toplulaştırılmış verilerin değişiminin de rekabeti bozucu etkiler doğurabileceği
hususu göz ardı edilmemelidir. Örneğin, yoğunlaşmış ve istikrarlı bir oligopoldeki
teşebbüsler arasında toplulaştırılmış verilerin değişimi, pazardaki fiyatların belirli bir
seviyenin altında oluştuğunu gösteriyorsa, teşebbüsler anlaşma taraflarından
birinin anlaşmadan saptığı sonucuna varabilir ve misilleme yoluna gidebilirler.
Başka bir deyişle, rekabeti bozucu anlaşmanın istikrarlı biçimde sürdürülebilmesi
için, teşebbüslerin kimin anlaşmadan saptığını bilmeleri gerekmemekte; “birinin”
anlaşmadan saptığını bilmeleri yeterli olmaktadır.”
açıklamalarına yer verilmektedir.
(58) Yukarıda satış miktarlarına ve verilerin bireysel bazda ya da toplulaştırılmış olup
olmadığına yönelik tespitler işbu bildirim ve liman işletmeciliği pazarı açısından
değerlendirildiğinde, öncelikle satış miktarına karşılık gelen liman bazında elleçlenen
yük miktarının da her bir liman işletmecisine yönelik rekabete duyarlı (stratejik) veri
niteliğinde olduğu tespitinin yapılması gerekmektedir. Diğer yandan, bu verinin liman
bazında her bir rakip teşebbüs bazında bilinmesinin, aynı ilgili coğrafi pazarda
bulunan ve aynı ilgili ürün pazarında hizmet veren birbirine rakip kabul edilebilecek
limanlar açısından rekabetçi davranışların koordinasyonu riskini ortaya çıkarma
ihtimali bulunmaktadır. Şöyle ki, aynı coğrafi bölgede bulunan sınırlı sayıda limandan
biri bu bilgi değişimi vasıtasıyla diğer(ler)inin kapasitesini büyük ölçüde kullandığını
öğrendiğinde, fiyatlarını buna göre uyarlayabilecek, bu da liman hizmet fiyatlarının
artmasına sebep olabilecektir. Öte yandan her ne kadar diğer ürün ve hizmetlerden
ayrışan bir yapı arz etse de, elleçlenen yük miktarının bu şekilde paylaşımı, birbirine
rakip belli limanlar arasında miktar ya da müşteri paylaşımına yönelik olası bir
anlaşmanın uygulanıp uygulanmadığının kontrolüne de hizmet edebilecektir. Belirtilen
sebeplerle liman bazında bir başka deyişle teşebbüs bazında paylaşımı öngören
elleçlenen yük miktarı verisinin paylaşımına menfi tespit belgesi verilemeyeceği
değerlendirilmektedir20.
(59) Bu tespitten sonra aşağıda söz konusu verilerin paylaşımına ilişkin bireysel muafiyet
analizine yer verilmiştir.
G.4.4. Bireysel Muafiyet Değerlendirmesi
(60) 4054 sayılı Kanunun “Muafiyet” başlıklı 5. maddesine göre, Kurul, bu maddede
belirtilen koşulların tamamının varlığı halinde teşebbüsler arası anlaşma, uyumlu
eylem ve teşebbüs birlikleri kararlarının 4. madde hükümlerinin uygulanmasından
muaf tutulmasına karar verebilir: Bu koşullar; a) malların üretim veya dağıtımı ile
hizmetlerin sunulmasında yeni gelişme ve iyileşmelerin ya da ekonomik veya teknik
gelişmenin sağlanması, b) tüketicinin bundan yarar sağlaması, c) ilgili piyasanın
önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmaması, d) rekabetin (a) ve (b)
bentlerindeki amaçların elde edilmesi için zorunlu olandan fazla sınırlanmamasıdır.
Yukarıda menfi tespit kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşılan liman
bazında çeşitli yük tiplerine yönelik elleçleme miktarlarının paylaşımının, 4054 sayılı
Kanun’un 5. maddesinde sayılan bu koşulları sağlayıp sağlamadığı başlıklar altında
incelenmiştir.


20 Bilgi değişimine konu veri rekabete duyarlı veri kapsamında olduğundan ve ayrıca teşebbüs bazında
paylaşım öngörüldüğünden, menfi tespit değerlendirmesi bakımından bilgi değişiminin pazarı kapsama
derecesi, bilgi değişiminin sıklığı, söz konusu pazarın özellikleri gibi hususlara bu bölümde ayrıca yer
verilmesine gerek görülmemiştir.
19-40/655-280
17/28
a. Malların üretim veya dağıtımı ile hizmetlerin sunulmasında yeni gelişme ve
iyileşmelerin ya da ekonomik veya teknik gelişmenin sağlanması
(61) Bireysel muafiyet değerlendirmesinde aranan bu ilk olumlu koşulun sağlanıp
sağlanmadığının tespiti ve hangi hallerin etkinlik kazanımı sağladığı somut olayın
özelliklerine göre değerlendirilmektedir. Genel olarak, üretim ve dağıtım maliyetlerinin
düşürülmesi, kalitenin artırılması, malın arzında devamlılığın sağlanması, yeni
piyasalara girişin kolaylaştırılması ve yeni ürünlerin ya da üretim tekniklerinin
bulunması hallerinde bu koşulun sağlandığı kabul edilmektedir.
(62) Bildirim Formunda bireysel muafiyetin bu ilk şartı ile ilgili olarak en önemli etkinlik
kazanımının liman hizmetlerinde atıl kapasitenin oluşmasının engellenmesi ve bu
şekilde pazara girişlerin önünde bir engel teşkil eden atıl kapasite sorununun
giderilerek pazara yeni girişlerin kolaylaştırılması olduğu ifade edilmiştir. Bildirimde,
limanların mevcut durumda var olan ve fakat kullanılmayan kapasitesinin, yeni
limanlar açısından giriş engeli doğurabilecek nitelikte olduğu, elleçleme miktarlarının
bilinmesi durumunda, bu verilerin limanların kapasiteleri ile karşılaştırılması ile
bölgedeki arz-talep durumunun ve ilave kapasiteye ihtiyaç duyulup duyulmadığının
daha doğru bir şekilde yorumlanabileceği, böylelikle de atıl kapasite oluşumunun
giderilebileceği belirtilmektedir.
(63) Bildirimde verilerin kamuya açık bir şekilde paylaşılacak olması nedeniyle, verilerden
pazara giriş yapmak isteyen yatırımcıların da yararlanacağı, bu yatırımcıların talebin
henüz doygunluğa ulaşmadığı ve yatırım ihtiyacı olan bölgeleri tespit edebileceği
vurgulanmaktadır. Ek olarak bilgi paylaşımının gerek yeni yatırımcılar gerekse
piyasadaki oyuncular açısından piyasa araştırma maliyetlerini düşüreceği ifade
edilmektedir.
(64) Bildirimde ayrıca yeni yatırımcılar haricinde mevcut oyuncuların da söz konusu veriler
sayesinde faaliyetlerini hangi yük tipinde yoğunlaştırmaları gerektiği konusunda fikir
sahibi olabileceği belirtilmektedir. Buna ek olarak söz konusu bilgi paylaşımının genel
manada da pazardaki oyuncuların kendilerini rakipleriyle karşılaştırarak mevcut
durumlarını görmelerine ve buna uygun olarak maliyetlerin düşürülmesi, hizmet
kalitesinin artırılması gibi hususlarda aksiyon almasına katkıda bulunacağı dile
getirilmektedir21.
(65) Muafiyet başvurularında yaygın olarak dile getirilen yukarıda hususların fiiliyatta ne
derecede gerçekleştiği/gerçekleşeceği muafiyet incelemelerinin problemli
alanlarından biri olmakla birlikte, yukarıda sayılan argümanların teorik olarak etkinliği
artırıcı olduğu söylenebilecektir. Nitekim Kılavuz’da da, kıyaslamalar sonucu
planlamaların daha iyi yapılması ile maliyet tasarrufu sağlanması, üretimin talebin
yüksek olduğu piyasalara ya da düşük maliyetli teşebbüslere kayması, kaynak
dağılımının düzelmesi ve potansiyel rakiplerin pazara girişteki risklerinin düşürülmesi,
kamuya açık bilgiler ile tüketicinin araştırma maliyetlerinin azalması gibi unsurlar bilgi
değişimin etkinlik kazanımı ortaya çıkaracağı alanlar olarak sayılmaktadır. Özellikle
Bildirim Formunda da ifade edildiği üzere, söz konusu bilgi değişimi vasıtasıyla
teşebbüslerin atıl kapasitenin bulunduğu bölgelerde ihtiyaç olmayan kapasite
artışlarına gitmemesi, böylelikle atıl kapasitenin azaltılması, bilgi değişiminin
potansiyel yatırımcıların kamuya açık veriler ile yatırımlarını doğru bir şekilde
konumlandırarak atıl kapasitenin olmadığı veya yeni yatırım ihtiyacı bulunan yük tipi

21 Nitekim limanlarda elleçlenen yük miktarı liman etkinliği-liman performansı değerlendirme kriterlerinin
başında gelmektedir (SESLİ E., (2008), Liman Özelleştirmeleri Sürecinde ve Sonrasında Rekabet, s.
8).
19-40/655-280
18/28
ve bölgelerde pazara giriş yapmasına hizmet edebilecek olması ve teşebbüslerin
mevcut durumlarını değerlendirme olanağı bularak kalite ve maliyet hususlarında
düzeltmelere gitmesi etkinlik artırıcı hususların başında gelebilecektir22. Öte yandan
bildirim sahibi tarafından iletilen ek bilgi ve belgelerde, bilgi paylaşımının kamuya açık
bir şekilde yapılacak olması itibarıyla limanların yük durumunu gözlemleyebilecek
olan konteyner taşıyıcılarının Türkiye limanlarını tercih etmesi durumunda da etkinlik
arttırıcı sonuçlarının olabileceği belirtilmektedir. Bu bilgiler doğrultusunda, limanlarda
eleçlenen yük miktarının kamuya açık bir şekilde paylaşılmasının muafiyetin ilk
koşulunu sağladığı değerlendirilmektedir.
b. Tüketicinin bundan yarar sağlaması
(66) 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında olan bir anlaşmanın muafiyet alabilmesi
için, Kanun’un 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde koşul olarak getirilen mal
ve hizmet sunumunda gelişme, iyileşme veya ekonomik ve teknik gelişmelerden
tüketicinin de faydalanması gerekmektedir. Tüketicinin sağladığı faydanın ölçülmesi
ve değerlendirilmesinde, fiyatlarda yaşanan düşüş, satış sonrası hizmetlerde artan
etkinlik, ürün çeşitliliği, tüketicinin ürüne daha kolay ulaşımı, mal arzında devamlılık
gibi unsurlar dikkate alınmaktadır.
(67) Bildirim Formunda bu koşul ile ilgili yer alan öncelikli argüman, yukarıda vurgulanan
atıl kapasitenin giderilmesi görüşleri çerçevesinde yeni girişlerin kolaylaşması ile
oluşacak yeni girişlerin mevcut oyuncular üzerinde yaratacağı baskı ile hizmet
fiyatlarının düşmesi ve kalitenin artması ve neticede bu durumdan tüketicilerin de
yararlanması olarak sunulmaktadır. Bunun yanı sıra Bildirim Formunda söz konusu
bilgi değişimi neticesinde teşebbüslerce sunulan hizmetin talebin yoğunlaştığı
alanlara kaymasıyla tüketici talebinin daha rekabetçi koşullarla karşılanmasının
mümkün olacağı ve ayrıca limanların kendilerini mevcut diğer limanlarla
karşılaştırarak da etkinlik ve kalite artırıcı yönde aksiyonlar alacağı dile getirilmiştir. Ek
olarak bilgi değişiminin şeffaf bir şekilde kamuya sunulacak olmasının da tüketicilerin
karar alma süreçlerinde yararlı olabileceği belirtilmiştir.
(68) Bu noktada öncelikle, bildirime konu olan liman işletmeciliği pazarının geleneksel ürün
ve hizmet pazarlarından farklı bir pazar olduğunun, limanlardan hizmet alan tüketici
konumundaki teşebbüslerin de genellikle çeşitli tiplerde yük taşıyan gemi işletmeleri
olduğunun hatırlatılmasında fayda görülmektedir. Bu çerçevede her ne kadar liman
işletmeciliği pazarına yeni girişler limanlardan hizmet alan teşebbüsler bakımından
alternatif yarattığı ölçüde limanlar arasındaki rekabeti artırma ve sonuç olarak hizmet
fiyatlarının düşmesi, kalitenin artması potansiyeline sahipse de, liman yatırımının
maliyetli ve süre alan bir yatırım olması nedeniyle bu durumun kısa vadeli bir süreç
olmadığı belirtilmelidir. Diğer yandan Bildirim Formunda tüketici faydası sağlayan bir
gelişme olarak belirtilen limanlarca sunulan hizmetin talebin yoğunlaştığı alanlara
kayması durumunun da her durumda tüketici faydası sağlayan bir durum olmadığı
ifade edilmelidir. Nitekim önceden belli bir yük tipine hizmet vermeyen limanın talebin
yoğunlaştığını görerek bu hizmet türüne de hizmet vermeye başlaması tüketici

22 Bildirim sahibine atıl kapasitenin giderilmesi ile pazara yeni girişler argümanları arasında bir çelişki
bulunup bulunmadığı sorulmuş, bildirim sahibi tarafından iletilen bilgi ve belgelerde cevaben liman
işletmeciliğinin global ve dinamik bir yapı gösterdiği, bu bağlamda Türkiye özelinde limanlar
bakımından genel manada bir kapasite fazlalığından söz edebilecekse de, diğer yandan bölgesel
olarak kapasite yatırımlarının (Kumport, Marport, Mersin Limanı, Gemport) ve pazara girişlerin de
devam ettiği (DP World Yarımca, Asyaport, Belde Limanı, Safi Port, Ceynak Tekirdağ), bu manada atıl
kapasite sorunu ve pazara yeni girişler argümanlarının arasında mutlak bir çelişkiden
bahsedilemeyeceği ifade edilmiştir.
19-40/655-280
19/28
seçeneklerini artırabilecekken, Bildirim Formunda örneği verilen birden fazla yük
grubuna hizmet veren bir limanın bilgi paylaşımı neticesinde talebin yoğunlaştığı tek
bir yük tipine hizmet vermesi durumu aynı zamanda tüketici seçeneklerinin azalması
anlamına gelebilecektir.
(69) Bu hususlar belirtilmekle beraber bildirim konusu uygulamanın tüketici açısından
fayda oluşturabileceği asıl alanın elleçlenen yük miktarının bilinmesi ile bir limanın
kapasite kullanım oranı hakkında bilgi sahibi olan ve talep tarafını oluşturan tüketicinin
kendine uygun alternatif limanlar arasından kapasite kullanım oranı en düşük olan
limana karşı pazarlık gücünü artırmasıdır. Bu bağlamda bilgi değişiminin kamuya açık
olması ile bu durumdan talep tarafını oluşturan teşebbüsler de yararlanabilmektedir.
Öte yandan söz konusu durumun gemi işletmelerinin liman hizmet maliyetlerinin
azalması neticesinde nihai tüketici durumundaki taşıtanlara yönelik taşıma ücretlerinin
düşmesi ile nihai tüketicilere de yansıyabileceği değerlendirilmektedir.
(70) Diğer yandan günümüze kadar TÜRKLİM tarafından 2005 yılından bu yana toplanan
söz konusu veriler birçok kamu kurumunun bu alandaki veri ihtiyacının
karşılanmasına hizmet etmiştir. Bu bağlamda genel manada kamu ve tüketici faydası
oluşturan bir diğer alanın da söz konusu veriler ile kamu kuruluşları ve eğitim
kurumlarının çalışmalarına yapılan katkı olduğu değerlendirilmektedir.
(71) Tüm bu tespitler doğrultusunda, bilgi paylaşımına konu hususun genel hatları
itibarıyla tüketici yararı da sağlayabilecek nitelikte olduğu anlaşılmaktadır.
c. İlgili piyasanın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmaması
(72) Muafiyete ilişkin aranan bu ilk olumsuz şarta göre, muafiyete konu anlaşmanın; ilgili
piyasanın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmasına neden olmaması, bir
başka deyişle sağlanan ekonomik gelişme veya fayda ile tüketicinin bundan yarar
sağlaması durumlarının, rekabetin ortadan kaldırılması sonucunda elde ediliyor
olmaması gerekmektedir. İlgili pazarın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkıp
kalkmadığı değerlendirilirken dikkate alınması gereken başlıca hususların ise;
pazarda hâlihazırda giriş engellerinin olup olmadığı, hâkim durumda olan bir
teşebbüsün bulunup bulunmadığı, dikey anlaşmalar aracılığıyla giriş engeli yaratılıp
yaratılmadığı, pazarın yapısı, tüketici tercihlerinin ne ölçüde kısıtlandığı olarak
sıralanması mümkündür.
(73) Bir önceki bölümde vurgulandığı gibi bu bölümde de öncelikle liman işletmeciliği
pazarının geleneksel ürün ve hizmet pazarlarından farklılık arz ettiği öncelikle
belirtilmelidir. Zira ilgili ürün ve coğrafi pazar bölümlerinde de kısmen değinildiği üzere
kimi zaman doğal monopol niteliği gösteren limanlar talep tarafı açısından zorunlu
unsur niteliğinde olabilmekte ya da söz konusu hizmetin alınabileceği liman
alternatifleri ve coğrafi alan çok sınırlı olabilmektedir. Bu durumda, yine ilgili pazar
bölümünde belirtildiği üzere, gemiler tarafından taşınan yüklerin nihai varış noktasının
belli olması ve bu varış noktasına uygun maliyetli taşıma maliyetlerinin
gerçekleştirilebileceği liman seçeneklerinin sınırlı olması rol oynamaktadır. Anılan
pazarın bu yapısı ilgili ürün pazarının ve ilgili coğrafi pazarın son derece dar
tanımlanmasına, bu da rekabetin sınırlı sayıda liman arasında gerçekleşmesine
neden olabilmektedir.
(74) Liman işletmeciliği alanında ilgili ürün pazarına ve ilgili coğrafi pazara özgü bu istisnai
özellikler çerçevesinde bildirime konu bilgi değişimi göz önünde bulundurulduğunda,
yük tipine göre elleçlenen yük miktarı bilgisinin teşebbüsler arasında paylaşımının,
aynı coğrafi pazarda aynı yük tipinde hizmet veren teşebbüsler arasında, kapasite
kullanım oranlarından hareketle rekabetçi davranışların koordinasyonuna yol açma
19-40/655-280
20/28
riski bulunduğu söylenebilecektir. Şöyle ki, aynı coğrafi bölgede bulunan sınırlı sayıda
limanlardan biri bu bilgi değişimi vasıtasıyla diğer(ler)inin kapasitesini büyük ölçüde
kullandığını öğrendiğinde, fiyatlarını buna göre uyarlayabilecek, bu da liman hizmet
fiyatlarının artmasına sebep olabilecektir. Öte yandan her ne kadar diğer ürün ve
hizmetlerden ayrışan bir yapı arz etse de, elleçlenen yük miktarının bu şekilde
paylaşımı, birbirine rakip belli limanlar arasında miktar ya da müşteri paylaşımına
yönelik uygulanan bir anlaşmanın uygulanıp uygulanmadığının kontrolüne de hizmet
edebilecektir.
(75) Söz konusu rekabetçi endişeler kapsamında, bildirim sahibinden bildirime konu bilgi
değişimi vasıtasıyla limanların doluluk oranları ile kapasitelerinin karşılaştırılması
sonucunda edinilen bilginin fiyatlandırmaya ne şekilde yansıyacağına ve rekabetçi
davranışların koordinasyonuna yol açma riski oluşturup oluşturmadığına yönelik bilgi
istenmiştir. Bildirim sahibi öncelikle, limanların açıklanan teorik kapasiteleri ile günlük
ticari hayattaki kapasiteleri arasında farklılıklar bulunduğunu, limanların yük elleçleme
kapasitelerinin rıhtım sayısı, rıhtım işgal oranı, rıhtım verimi (rıhtım elleçleme
kapasitesi), gemi tipi ve boyutu (gemi kabul kapasitesi), çalışma saatleri ve
çalışanların üretkenliği, atıl zaman, elleçlenen yük cinsi ve miktarının dağılımı, yükün
limanda kalış süresi, kullanıma uygun olan elleçleme ekipmanları, vinç verimi, açık ve
kapalı depolama alanları (depolama kapasitesi) gibi birçok faktöre bağlı olduğunu, bu
bağlamda limanların yük elleçleme kapasitelerinin statik bir yapıdan ziyade dinamik
bir yapı arz ettiğini ve anlık olarak tahminin zor olduğunu, kaldı ki bilgi değişimine
konu verilerin anlık verilerden ziyade üç aylık kümülatif veriyi içerdiğini, bu çerçevede
limanların kapasite kullanım durumları ile fiyatlandırma arasında doğrudan bir ilişki
bulunmadığını ifade etmiştir. Bildirim sahibi tarafından ayrıca limanların anlık
durumlarıyla ilgili olarak, gecikmeli ve üç aylık olarak yayımlanan TÜRKLİM
verilerinden ziyade, müşteri, acente ve gümrük müşavirlerinin daha güncel bilgi
kaynağı olduğu vurgulanmıştır.
(76) Bildirim sahibinden anılan pazarda ticari ilişkilerin niteliğine ilişkin talep edilen bilgiler
çerçevesinde ise, bildirim sahibi tarafından özellikle konteyner taşımacılığı olarak
nitelendirilebilecek düzenli hat taşımacılığının global uğrak limanlarının önceden
belirlenmesi ve taşıtanlar ve liman işletmecileriyle gerekli ticari sözleşmelerin
akdedilmesine yönelik kapsamlı planlamalar gerektirdiği, söz konusu hat operatörleri
ile liman işletmecileri arasındaki terminal sözleşmelerinin de en kısası bir sene olmak
üzere genelde üç-beş sene süreli olduğu, dolayısıyla anılan taşıma türü bakımından
da anlık liman doluluk oranlarına bağlı fiyatlandırma değişiklikleri yaşanmasının olası
olmadığı belirtilmiştir.
(77) Konteyner taşımacılığı ile ilgili olarak ayrıca söz konusu taşımacılığı yapan
teşebbüslerin global düzeyde faaliyet gösteren finansal gücü yüksek
konsorsiyumlardan oluştuğu, talep tarafını oluşturan anılan konsorsiyumların yüksek
alıcı gücüne ve bu sayede liman işletmecilerine karşı ciddi bir pazarlık gücüne sahip
olduğu, söz konusu durumun da liman işletmecilerini fiyatlandırma davranışları
konusunda sınırlandırdığı ifade edilmiştir.
(78) Bildirim sahibince diğer yük türlerini (genel kargo, dökme sıvı, dökme katı) kapsayan
düzensiz hat taşımacılığı bakımından ise konteyner taşımacılığı gibi önceden
kapsamlı planlamalara gerek olmadığı, bu yüklerin nihai varış limanın önceden
organize edilebilmesinin yanı sıra, geminin varışının hemen öncesinde de
belirlenebildiği, bu taşımalar açısından belirleyici unsurun liman ücretlerinden ziyade
navlun ücretleri olduğu zira liman hizmet fiyatlarının navlun fiyatlarına göre düşük
olduğu belirtilmiştir. Bu yüklere ilişkin taşımacılıkta ayrıca limanları seçen tarafın
19-40/655-280
21/28
taşıtan olduğu, taşıtanın seçim kriteri olarak limanın yük elleçleme hızı, limanın
depolama olanakları, limanın müşteri isteklerini karşılamadaki istekliliği, limanın
hasar/kayıp performansı gibi daha çok hizmet kalitesi odaklı unsurlara hususlara
öncelik verdiği ifade edilmiştir. Son olarak Türkiye’de genel ve dökme (sıvı ve kuru)
yüklere ilişkin limanların “fabrika limanları” adı altında genelde taşıtanların kendi
limanları olduğu, bu bağlamda anılan limanların taşıtanların endüstriyel faaliyetlerinin
bir uzantısı olduğu ve bu limanlardan üçüncü taraflara verilen hizmetlerin sınırlı
olduğu, dolayısıyla bu yapı çerçevesinde söz konusu bilgi paylaşımının bu yükler
açısından da rekabetçi kaygı doğurmayacağı ifade edilmiştir.
(79) Bu açıklamalar doğrultusunda, özellikle konteyner tipi liman işletmeciliği açısından
olmak üzere talep tarafındaki alıcı gücünün ve ticari ilişkilerin spot bir yapıdan ziyade
uzun süreli sözleşmeler niteliğinde olmasının, bildirime konu bilgi değişimi neticesinde
ortaya çıkabilecek yukarıda bahsedilen rekabetçi endişelere karşı dengeleyici bir güç
oluşturduğundan bahsedilebilecektir. Diğer yük tiplerine ilişkin liman işletmeciliği
bakımından ise bildirim sahibi tarafından verilen bilgiler çerçevesinde, esas maliyet
unsurunun navlun ücreti olması, nihai varış limanının varış öncesinde
belirlenebilmesi, bu limanların genelde fabrika limanları olması gibi hususlar bildirime
konu bilgi değişimine yönelik rekabetçi endişeleri azaltabilecek unsurlar arasında
sayılabilecektir. Diğer yandan Bildirim Formunda da belirtildiği üzere planlanan bilgi
değişimi kapsamında elleçlenen yük miktarlarının aylık bazda değil üç aylık bazda
kümülatif olarak paylaşılması planlanmakta, bu da her bir limanın doluluk oranı ile ilgili
anlık ve aylık tahminlerinin yapılmasını güçleştirmektedir. Bu durum limanların teorik
kapasitesi ile fiili anlık kapasitesi arasındaki farka yol açan örneğin yükün limanda
kalış süresi, yükün istiflemeye uygun olup olmadığı, istiflenme şekli, limanın depolama
kapasitesi, vb. unsurlar ile birlikte değerlendirildiğinde, üç aylık verinin limanın anlık ve
gelecekteki durumuna yönelik tahmin olanaklarını da sınırlandırdığı söylenebilecektir.
Bu bağlamda üç aylık kümülatif paylaşımın gerek teşebbüs bazında paylaşımın
gerekse de aylık bazda paylaşımın oluşturabileceği koordinasyon risklerini azalttığı
değerlendirilmektedir. Diğer yandan verinin geçmişe ait veri niteliğinde olması da bu
riskin azalmasına hizmet etmektedir.
(80) Bu hususların yanı sıra bildirimin değerlendirilmesi sürecinde MSC Gemi Acenteliği
A.Ş., OOCL Gemi Acenteliği Hizmetleri ve Ticaret A.Ş., Medkon Hat İşletmeciliği
Denizcilik ve Ticaret A.Ş., Turkon Konteyner Taşımacılık ve Denizcilik A.Ş., Maersk
Denizcilik A.Ş., Hapag-Lloyd Denizaşırı Nakliyat A.Ş., Elkenz Marmara Deniz
Taşımacılığı Hizmetleri Ltd. Şti., Hamburg Süd Gemicilik Acenteliği ve Nakliyat Ltd.
Şti. ve Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği gibi talep tarafını
oluşturan birtakım teşebbüs ve teşebbüs birliklerine, işbu bildirime konu liman
bazında elleçlenen yük miktarı paylaşımının kendileri açısından olası rekabetçi ve
anti-rekabetçi etkileri ile liman hizmet fiyatlarına etki edip etmeyeceği yönündeki
görüşleri sorulmuş, teşebbüsler bu soruya genel olarak bu paylaşımın kendileri
açısından herhangi bir rekabet karşıtı etki doğurmadığı yönünde cevaplar sunmuştur.
Öte yandan TÜRKLİM tarafından alınan bilgiler doğrultusunda, söz konusu
paylaşımının belirtilen haliyle 2005 yılından bu yana devam ettiği öğrenilmiştir.
Bununla birlikte günümüze dek bu veriler TÜRKLİM Raporları’nda açık bir şekilde yer
almasına rağmen söz konusu hususa ilişkin talep tarafından Kuruma yapılmış bir
şikayet başvurusu bulunmamaktadır. Bu hususun da teşebbüsler tarafından verilen
cevapları ve yukarıda yer alan pazarın yapısının ve paylaşılan verinin niteliğinin anti-
rekabetçi riskleri azalttığı değerlendirmelerini desteklemektedir. Dolayısıyla bu bilgiler
çerçevesinde bildirime konu paylaşımın bir takım riskler taşımakla birlikte ilgili
19-40/655-280
22/28
piyasanın önemli bir bölümünde rekabeti ortadan kaldıracak düzeyde olmadığı ve bu
bağlamda muafiyetin bu şartının da sağlandığı değerlendirilmektedir.
d. Rekabetin (a) ve (b) bentlerindeki amaçların elde edilmesi için zorunlu
olandan fazla sınırlanmaması
(81) Bir anlaşmaya bireysel muafiyet tanınabilmesi için gerekli bu son koşulda,
anlaşmadan ilk iki olumlu koşuldaki yararların elde edilmesi için daha az rekabeti
sınırlayıcı bir yöntem söz konusu olmaması gerektiği belirtilmektedir. Bu koşul
altındaki değerlendirmelerde genel olarak sözleşmenin rekabeti kısıtlayıcı
hükümlerinin, elde edilecek faydaların sağlanması için zorunlu olup olmadığı ve
sözleşme süresi dikkate alınmaktadır.
(82) Bildirim Formunda muafiyetin bu son şartı ile ilgili olarak bilgi değişiminin gönüllülük
esasına dayalı olduğu ve TÜRKLİM’e üye olma zorunluluğu bulunmadığı, bilgi
değişiminin kamuya açık bir şekilde gerçekleştirilmesi nedeniyle sadece liman
işletmecilerinin değil müşterilerin de verilere ulaşmasının mümkün olacağı ve söz
konusu durumun limanlar üzerinde potansiyel baskı oluşturacağı, üç aylık paylaşım
periyodunun da aylık paylaşımlarla karşılaştırıldığında makul olduğu, verilerin 20
günlük eskitme süresinin de (her üç aylık verinin üçüncü ayın 20. gününde
yayımlanması) verinin üç aylık kümülatif veri olduğu ve bu durumun sağladığı
belirsizlik dikkate alındığında yeterli olduğu, nitekim Kurulun BKM Online kararında üç
aylık eskitme süresini uygun gördüğü, ancak ilgili kararda üç aylık değil aylık verinin
paylaşıldığı, ayrıca paylaşıma konu verinin stratejik veri kapsamında sadece
elleçleme miktarını kapsadığı, fiyat, maliyet, yatırım, teknoloji, AR-GE gibi unsurları
barındırmadığı ifade edilmiştir.
(83) Öte yandan bildirimde paylaşılan verilerin teşebbüs bazında olması üzerinde de
durulmuş, atıl kapasitenin oluşturduğu giriş engelinin giderilmesinin, yatırımların doğru
bölge ve alanlarda yapılmasının ve limanların kendi etkinlik ve verimlilik yapılarını
diğer limanlarla kıyaslayabilmesinin bilgi paylaşımının ancak teşebbüs bazında
gerçekleştirilmesiyle mümkün olabileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda teşebbüs bazlı
bilgi değişiminin rekabeti zorunlu olandan fazla kısıtlamadığı vurgulanmış, Kurulun
BKM Online, ODD ve Ağır Ticari Araçlar Derneği23 kararlarında da teşebbüs bazlı
paylaşıma izin verdiği belirtilmiştir.
(84) Yukarıda sayılan unsurlardan bilgi paylaşımının gönüllülük esasına dayalı olması,
kamuya açık olması gibi unsurların rekabetin zorunlu olandan fazla
kısıtlanmayacağına hizmet edeceği söylenebilecektir. Diğer yandan verilerin aylık
veriler yerine üç aylık kümülatif verilerden oluşması da liman işletmecilerinin faaliyet
düzeyleri ve kapasite kullanım oranları bakımından bir ölçüde belirsizlik
yaratabilecektir. Bu bağlamda verilerin geleceğe yönelik değil geçmiş zaman verisi
olması da rekabetin sınırlanması risklerini azaltmakla beraber, diğer yandan bir
önceki bölümde söz edilen olası potansiyel risklerin iyice ortadan kaldırılması adına
20 günlük bir gecikme yerine iki aylık bir sürenin tercih edilmesinin daha makul bir
süre olabileceği değerlendirilmektedir.
(85) Öte yandan verilerin liman işletmesi (teşebbüs) bazında paylaşılmasıyla ilgili olarak,
öncelikle daha önceki bölümlerde de belirtildiği üzere Kurul kararlarındaki ağırlıklı
yaklaşımın verilerin teşebbüs bazında paylaşımından ziyade toplulaştırılmış veri
şeklinde paylaşımına izin verilmesi yönünde olduğu vurgulanmalıdır. Nitekim gerek
Kılavuz’da yer alan hususlar gerekse rekabet hukukundaki genel yaklaşım da

23 Kurulun,12.04.2012 tarih ve 12-20/518-154 sayılı kararı.
19-40/655-280
23/28
toplulaştırılmış verilerin rekabetçi davranışların koordinasyonu açısından teşebbüs
bazında verilere göre daha az risk arz ettiği şeklindedir. Her ne kadar Kurulun
teşebbüs bazında paylaşıma da menfi tespit belgesi vermek ya da muafiyet tanımak
yönünde kararları olsa da, söz konusu kararların da genelde “marka” gibi belli bir
düzeyde toplulaştırma içerdiği görülmektedir.
(86) Bu değerlendirmeler çerçevesinde bir önceki bölümde de yer verildiği üzere, işbu
bildirimden sağlanacak başlıca etkinlik kazanımı olarak ileri sürülen atıl kapasitenin
engellenmesi hususu ile teşebbüs bazında elleçlenen yük miktarı paylaşımı ile ortaya
çıkabilecek koordinasyon sorununun birlikte değerlendirilmesi önem kazanmaktadır.
Bu noktada akıllara teşebbüs bazında paylaşım yerine bölgesel bazda paylaşımın da
atıl kapasitenin engellenmesine hizmet edeceği ihtimali gelmekte ise de, söz konusu
paylaşımın belirli bir toplulaştırma içermesi hasebiyle yatırım yapılacak ya da atıl
kapasitenin azaltılması gereken daha küçük coğrafi alanların tam anlamıyla tespit
edilememesi riskini barındırdığı öne sürülebilecektir. Öte yandan bölgesel bazda
yapılacak bir toplulaştırmada da aynı bölgede aynı yük tipinde hizmet veren liman
sayısının iki-üç liman gibi sınırlı olması durumunda teşebbüs bazında verilere ulaşma
ihtimali bulunmamaktadır. Nitekim aşağıdaki tablolarda görüldüğü üzere TÜRKLİM
tarafından belirlenen bölgelerin bazılarında bazı yük gruplarında sınırlı sayıda liman
işletmesi faaliyet göstermektedir:
Tablo 2: Bölge Bazında Yük Tipi Kırılımlı Tüm Limanlar (Doğu Karadeniz)
DK Doğu Karadeniz Konteyner Genel Kargo Sıvı Dökme Ro-Ro Yolcu
1 Hopa Park Limanı 1 1
2 Çayeli Limanı 1
3 Riport Rize Limanı 1
4 Alport Trabzon Limanı 1 1 1 1
5 Trabzon POAŞ 1
6 Ordu 1 1
7 Fatsa Motor İskelesi 1
8 Giresun 1
9 Ünye Limanı 1
TOPLAM 1 8 3 1 1
Kaynak: TÜRKLİM cevabi yazı
Tablo 3: Bölge Bazında Yük Tipi Kırılımlı Tüm Limanlar (Batı Karadeniz)




BK Batı Karadeniz Konteyner Genel
Kargo
Sıvı
Dökme
Ro-Ro Yolcu
1 Samsunport 1 1 1 1 1
2 Samsun Toros Limanı 1 1
3 Yeşilyurt Limanı 1
4 Sinop Limanı 1
5 Bartın Limanı 1 1
6 TTK Zonguldak Limanı 1
7 Zonguldak Eren Limanı 1 1
8 Zonguldak Bozhane Limanı 1
9 Erdemir Limanı 1
10 IC Karasu Limanı 1 1
11 İnebolu Limanı 1
TOPLAM 1 10 2 3 3
Kaynak: TÜRKLİM cevabi yazı
19-40/655-280
24/28
Tablo 4: Bölge Bazında Yük Tipi Kırılımlı Tüm Limanlar (Doğu Marmara)
DM Doğu Marmara Konteyner Genel Kargo Sıvı
Dökme
Ro-
Ro
Yolcu
1 Aktaş Limanı 1
2 Aksa Limanı 1 1
3 Altıntel Limanı 1 1
4 Aslan Çimento İskelesi 1
5 Autoport Limanı 1 1
6 Çayırova Cam Sanayi 1
7 Çolakoğlu Limanı 1
8 Diler D.Ç. Limanı 1
9 DP World Yarımca 1
10 Efesanport 1 1
11 Evyap Limanı 1 1 1
12 Kroman Çelik Limanı 1
13 Ford Otosan Limanı 1
14 İgsaş Limanı 1 1
15 Koruma Klor Limanı 1 1
16 Kumcular İskelesi 1
17 Limaş Liman 1 1 1
18 Nuh Çimento Limanı 1
19 Poliport Limanı 1 1
20 Rota Limanı 1
21 Safiport Derince Limanı 1 1 1 1
22 Solventaş Limanı 1
23 Yılport Limanı 1 1 1
24 UN Ro-Ro Limanı 1
25 Haydarpaşa Limanı 1 1 1 1 1
26 Total Oil Gebze Limanı 1
27 Milangaz Limanı 1
28 Aygaz Limanı 1
29 Derince POAŞ Limanı 1
30 Shell Turcas Limanı 1
31 Kocaeli Tüpraş Limanı 1
32 Gübretaş Limanı 1
33 Kocaeli Habaş Limanı 1
34 Atakaş Limanı 1 1
TOPLAM 6 21 21 6 1
Kaynak: TÜRKLİM cevabi yazı

Tablo 5: Bölge Bazında Yük Tipi Kırılımlı Tüm Limanlar (Güney Marmara)
GM Güney Marmara Konteyner Genel Kargo Sıvı Dökme Ro-Ro Yolcu
1 Borusan Limanı 1 1 1
2 Gemport Limanı 1 1 1
3 Rodaport Limanı 1 1
4 Gemlik Gübre 1
5 Çelebi Bandırma Limanı 1 1 1 1
6 Bağfaş Limanı 1 1
7 İçdaş Limanı 1
8 Kepez Çanakkale Limanı 1 1
9 Akçansa Limanı 1
10 Mudanya Limanı 1
TOPLAM 4 9 2 3 2
Kaynak: TÜRKLİM cevabi yazı



19-40/655-280
25/28
Tablo 6: Bölge Bazında Yük Tipi Kırılımlı Tüm Limanlar (Kuzeybatı Marmara)
KBM Kuzeybatı Marmara Konteyner Genel
Kargo
Sıvı Dökme Ro-Ro Yolcu
1 IDO Limanı 1 1
2 Karaköy Salıpazarı Limanı 1
3 Zeyport Limanı 1
4 Martaş Limanı 1 1
5 Akçansa Limanı 1 1
6 Kumport Limanı 1 1 1
7 Mardaş Limanı 1 1
8 Marport Limanı 1
9 Asyaport Limanı 1 1
10 Ceynak Tekirdağ Limanı 1 1 1
11 UN Ro-Ro Limanı 1
12 Total Haramidere Limanı 1
13 Ambarlı POAŞ Limanı 1
14 THY Opet Limanı 1
15 Opet Marmara Ereğli
Limanı
1
16 Botaş LNG Limanı 1
17 Bütangaz Limanı 1
18 Çekisan Ambarlı Terminali 1
19 Marmara Depoculuk
İskelesi
1
20 Tekirdağ TMO İskelesi 1
TOPLAM 5 6 10 5 3
Kaynak: TÜRKLİM cevabi yazı
Tablo 7: Bölge Bazında Yük Tipi Kırılımlı Tüm Limanlar (Kuzey Ege)
K
E
Kuzey Ege Konteyner Genel
Kargo
Sıvı
Dökme
Ro-Ro Yolcu
1 Dikili Limanı 1 1
2 APM Terminali 1
3 Batı Limanı 1
4 Ege Gübre Limanı 1 1 1
5 İDÇ Limanı 1
6 Nemport Limanı 1 1
7 Petkim Limanı 1 1
8 Petlim Limanı 1
9 Ege Çelik Limanı 1
10 Habaş Limanı 1 1
11 Petrol Ofisi Limanı 1
12 Total Limanı 1
13 Ege Gaz Limanı 1
14 Tüpraş Limanı 1
15 İzmir Limanı 1 1 1 1 1
16 Çeşme Ulusoy Limanı 1 1
17 Egeport Limanı 1
18 Milangaz Limanı 1
19 Alpet Limanı 1
20 Aliağa Egegaz Terminali 1
TOPLAM 5 9 11 2 4
Kaynak: TÜRKLİM cevabi yazı






19-40/655-280
26/28
Tablo 8: Bölge Bazında Yük Tipi Kırılımlı Tüm Limanlar (Güney Ege)
GE Güney Ege Konteyner Genel
Kargo
Sıvı
Dökme
Ro-Ro Yolcu
1 Güllük Limanı 1
2 Bodrum Yolcu Limanı 1
3 Marmaris Yolcu Terminali 1
TOPLAM 0 1 0 0 2
Kaynak: TÜRKLİM cevabi yazı

Tablo 9: Bölge Bazında Yük Tipi Kırılımlı Tüm Limanlar (Doğu Akdeniz)
DA Doğu Akdeniz Konteyner Genel Kargo Sıvı Dökme Ro-Ro Yolcu
1 Taşucu 1 1
2 MIP 1 1 1 1 1
3 Mersin POAŞ Limanı 1
4 Mersin ATAŞ Limanı 1
5 Aves Limanı 1
6 MESBAŞ Limanı 1
7 Assan Limanı 1 1
8 Limak İskenderun 1 1 1 1
9 Delta Rubis Petrol Limanı 1
10 İsdemir Limanı 1 1
11 MMK Metalurji Limanı 1
12 Toros Ceyhan Limanı 1 1
13 Botaş Limanı 1
14 Ekinciler Limanı 1
15 Yazıcılar Limanı 1
16 Denbirport Limanı 1
17 İskenderun POAŞ 1
18 Dörtyol Milangaz 1
19 İSKEN Limanı 1
20 Atakaş İskenderun Limanı 1 1
21 Tosyalı Limanı 1
22 Medcem Silifke Limanı 1
TOPLAM 3 14 11 3 3
Kaynak: TÜRKLİM cevabi yazı

Tablo 10: Bölge Bazında Yük Tipi Kırılımlı Tüm Limanlar (Batı Akdeniz)
(87) Bu hususlar belirtilmekle beraber, bir önceki bölümde değinilen pazarın genel
özelliklerine tekrar değinilmesinde fayda görülmektedir. Önceki bölümde de ifade
edildiği üzere, liman işletmeciliği pazarı özellikle konteyner liman işletmeciliği alanında
talep tarafında alıcı gücü yüksek teşebbüs ve işbirliklerinin (konsorsiyumların)
bulunduğu, ticari sözleşmelerin en kısa bir yıl olmak üzere üç ile beş senelik bir
yapıda uzun süreli olduğu, uğrak limanlarının önceden belirlendiği, müşterilerle ve
liman işletmecileriyle sözleşmelerin önceden akdedildiği, bu nedenle fiyatlandırma
davranışlarının anlık kapasite durumuna göre belirlenmediği bir yapı arz etmektedir.
Diğer yük tiplerine ilişkin liman işletmeciliği bakımından ise bildirim sahibi tarafından
verilen bilgiler çerçevesinde, esas maliyet unsurunun navlun ücreti olması, nihai varış
BA Batı Akdeniz Konteyner Genel Kargo Sıvı Dökme Ro-Ro Yolcu
1 Antalya Port Akdeniz 1 1 1
2 ASBAŞ 1 1 1
3 As Çimento 1
4 Alanya Limanı 1
5 Antalya POAŞ Limanı 1
6 Kaş 1
TOPLAM 1 3 1 1 4
Kaynak: TÜRKLİM cevabi yazı
19-40/655-280
27/28
limanının varış öncesinde belirlenebilmesi, bu limanların genelde fabrika limanları
olması gibi hususlar bildirime konu bilgi değişimine yönelik rekabetçi endişeleri
azaltmada rol oynamaktadır. Diğer yandan bildirim sahibi tarafından iletilen bilgilerde,
limanların anlık kapasitesinin çeşitli etmenlere bağlı olduğu ve dinamik bir yapı arz
ettiği, üç aylık TÜRKLİM elleçleme verilerinin kapasitenin anlık ve gelecekteki
durumuna yönelik bilgi vermediği, bu tür verilerin acente, müşteri, gümrük müşaviri
gibi bilgi kaynaklarından daha kolay elde edildiği, TÜRKLİM verisinin üç aylık
kümülatif veri olmasının da belirsizliği artırdığı ifade edilmiştir. Bu bağlamda, bazı
durumlarda yük tipi, malların nihai varış noktası, liman hinterlandı gibi etkenler
nedeniyle hizmet alınabilecek alternatif limanlar sınırlılık arz etse de, bahsi geçen
hususların pazar açısından dengeleyici bir rol oynadığı ve liman işletmecilerinin
rekabetçi davranışların koordinasyonu yönünde davranmasını törpülediği
değerlendirilmektedir. Öte yandan geleneksel ürün ve hizmet pazarlarıyla
karşılaştırıldığında, liman hizmetlerinin yatay anlaşmalardan ziyade ekseriyetle hakim
durum kapsamında rekabet hukukuna konu olan pazarlar olduğu görülmektedir. Ek
olarak teşebbüs bazında paylaşım ile birlikte tekrar vurgulanması gereken diğer bir
husus, verinin niteliği olup, verinin üç aylık kümülatif bir şekilde paylaşımının da liman
işletmecilerinin mevcut faaliyet düzeyleri ve kapasite kullanım oranlarına ilişkin
yaratacağı belirsizlik ile teşebbüs bazında paylaşımın risklerini sınırlayabileceği
değerlendirilmektedir. Son olarak önceki bölümde de ifade edildiği üzere, söz konusu
paylaşım 2005 yılından beri süregelmesine rağmen, geçen süre içinde talep tarafını
oluşturan teşebbüslerden söz konusu durumun pazarda liman işletmelerini avantajlı
duruma getirdiği ve rekabeti sınırladığına yönelik bir şikayette bulunulmamıştır.
Kendilerinden bilgi talep edilen talep tarafını oluşturan teşebbüs ve dernekler de, bu
tür bir paylaşımın rekabeti sınırlayıcı etkisi olmadığını belirtmişlerdir.
(88) Dolayısıyla pazarın dengeli yapısına, paylaşılan verinin kapsamına ve talep
tarafından alınan bildirimlere ilişkin bu değerlendirmeler doğrultusunda, daha önce
sözü edilen eskitme süresinin de 20 günden iki aya çıkarılması kaydıyla, teşebbüs
bazında paylaşımın da bu aşamada rekabetin zorunlu olandan fazla sınırlanması
sonucuna yol açmayacağı, bununla birlikte pazar dinamiklerinin izlenmesi adına
muafiyetin beş yıl ile sınırlı olmasının uygun olacağı kanaatine varılmıştır.













19-40/655-280
28/28
H. SONUÇ
(89) Düzenlenen rapora ve incelenen dosya kapsamına göre,
1. Gemi kabul ve personel sayısı bilgilerinin paylaşımına 4054 sayılı Kanun’un 8.
maddesi uyarınca menfi tespit belgesi verilmesine,
2. Limanlarda elleçlenen yüklerin belirlenmiş yük gruplarına ve ihracat-ithalat-kabotaj-
transit gibi bazı genel nitelikteki alt kırılımlara göre adetleri verisinin paylaşımına,
4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında olması nedeniyle, 4054 sayılı
Kanun’un 8. maddesi çerçevesinde menfi tespit belgesi verilemeyeceğine,
3. Bununla birlikte söz konusu verinin paylaşımına, geciktirme süresinin iki ay olarak
düzenlenmesi şartıyla beş yıl süreyle bireysel muafiyet tanınmasına
gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemelerinde
yargı yolu açık olmak üzere, OYBİRLİĞİ ile karar verilmiştir.




Full & Egal Universal Law Academy