Rekabet Kurumu - Karar Sayı 18-49/765-370
Karar Dilini Çevir:
Rekabet Kurumu
Karar Sayısı: 18-49/765-370
Karar Türü: Diğer
Konu: Rekabet Kurulunun 28.11.2017 tarih, 17-39/627-M sayılı ve 14.08.2018 tarih, 18-28/474-M sayılı kararı ile yürütülmekte olan soruşturma kapsamında İstanbul Deniz Otobüsleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin 2010/3 sayılı Dosyaya Giriş Hakkının Düzenlenmesine ve Ticari Sırların Korunmasına İlişkin Tebliğ kapsamında dosyaya giriş talebi
Karar Tarihi: 27.12.2018




Rekabet Kurumu Başkanlığından,
REKABET KURULU KARARI
Dosya Sayısı : 2017-4-57 (Dosyaya Giriş)
Karar Sayısı : 18-49/765-370
Karar Tarihi : 27.12.2018
A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER
Başkan : Prof. Dr. Ömer TORLAK (Başkan)
Üyeler : Arslan NARİN (İkinci Başkan), Adem BİRCAN, Mehmet AYAN,
Hasan Hüseyin ÜNLÜ, Şükran KODALAK
B. RAPORTÖR : Metin HASSU, Burak SAĞLAM, Nazif IŞIK, Barış BİRCAN
C. BAŞVURUDA
BULUNAN :- İstanbul Deniz Otobüsleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Temsilciler: Av. Gönenç GÜRKAYNAK, Av. Öznur İNANILIR,
Av. Bulut GİRGİN, Av. Berfu AKGÜN
Çitlenbik Sokak No:12 Yıldız Mah. Beşiktaş 34349, İSTANBUL
(1) D. DOSYA KONUSU: Rekabet Kurulunun 28.11.2017 tarih, 17-39/627-M sayılı ve
14.08.2018 tarih, 18-28/474-M sayılı kararı ile yürütülmekte olan soruşturma
kapsamında İstanbul Deniz Otobüsleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin 2010/3 sayılı
Dosyaya Giriş Hakkının Düzenlenmesine ve Ticari Sırların Korunmasına İlişkin
Tebliğ kapsamında dosyaya giriş talebi.
(2) E. DOSYA EVRELERİ: Rekabet Kurumu (Kurum) kayıtlarına 14.12.2018 tarih ve 8828
sayı ile intikal eden başvuru üzerine düzenlenen 19.12.2018 tarih ve 2017-4-57/BN-9
sayılı Bilgi Notu görüşülerek karara bağlanmıştır.
(3) F. RAPORTÖR GÖRÜŞÜ: İlgili Bilgi Notunda, İstanbul Deniz Otobüsleri Sanayi ve
Ticaret A.Ş. (İDO) tarafından yapılan dosyaya giriş hakkının kullanılması talebine ilişkin
olarak;
- Adı geçen teşebbüse ilişkin ihlal sonucuna ulaşılmasında kullanılan bilgi ve
belgeler; soruşturma bildirimi, soruşturma raporu ve ek görüş kapsamında
teşebbüs ile paylaşıldığından, Önaraştırma Raporu dahil ek bir bilgi ve belgenin
teşebbüse gönderilmesine gerek bulunmadığı,
- Ekonomik Analiz ve Araştırma Dairesi (EAAD) raporunun ise teşebbüs ile ilgili
kısımlarının ticari sır ve gizli bilgilerden arındırılarak Kurum merkezinde not
alınabilecek şekilde incelenmek üzere erişime açılabileceği
ifade edilmektedir.
G. İNCELEME VE DEĞERLENDİRME
(4) Rekabet Kurulunun (Kurul) 28.11.2017 tarih ve 17-39/627-M sayılı kararı uyarınca
hakkında soruşturma yürütülen İDO tarafından yapılan mevcut başvuru kapsamında,
teşebbüse yöneltilen iddiaların gereği gibi cevaplandırılabilmesi bakımından 4054 sayılı
Kanun ve 2010/3 sayılı Dosyaya Giriş Hakkının Düzenlenmesine ve Ticari Sırların
Korunmasına İlişkin Tebliğ (2010/3 sayılı Tebliğ) uyarınca, dosyaya giriş talep formunda
belirtilen evrak ve delilin erişme açılması talep edilmiştir.

18-49/765-370
2/6

(5) Mezkûr mevzuat çerçevesinde İDO tarafından talep edilen bilgi ve belgeler şunlardır:
- Ambarlı-Bandırma hattına dair İDO’ya sunulanlar dışında diğer soruşturma
taraflarınca gönderilen savunma belgeleri veya yazılı ve sözlü beyanların ticari
sırlardan arındırılmış birer nüshası,
- Soruşturma sürecinde, Kurum tarafından İDO’ya sunulanlar dışında İDO ile ilgili
bir bilgi veya belge edinilmiş ise bu bilgi veya belgelerin ticari sırlardan arındırılmış
birer nüshası,
- 20.11.2017 tarih ve 2017-4-57/ÖA sayılı Önaraştırma Raporunun ticari sırlardan
arındırılmış bir nüshası,
- İDO’da yapılan yerinde incelemeye ilişkin yetki belgeleri ve yerinde incelemede
düzenlenen tutanak ile elde edilen tüm belgelerin birer nüshası,
- EAAD’nin 03.12.2018 tarih ve 2018-EAA-4 sayılı Raporu’nun ticari sırlardan
arındırılmış bir nüshası.
(6) 4054 sayılı Kanun’un “Delillerin Toplanması ve Tarafların Bilgilendirilmesi” başlıklı 44.
maddesinin ikinci fıkrası;
“Haklarında soruşturmaya başlandığı bildirilen taraflar sözlü savunma hakkını
kullanma taleplerine kadar kurum bünyesinde kendileri ile ilgili düzenlenmiş her
türlü evrakın ve mümkünse elde edilmiş olan her türlü delilin bir nüshasının
kendilerine verilmesini isteyebilir”
hükmünü amirdir. Buna ek olarak aynı maddenin üçüncü fıkrasında yer alan; “Kurul,
tarafları bilgilendirmediği ve savunma hakkı vermediği konuları kararlarına dayanak
yapamaz.” hükmü ise, evrak ve bilgi verilmesinin savunma hakkının esasına ilişkin
olduğunu göstermektedir. Nitekim maddeye ilişkin gerekçede;
“Kurulun soruşturmaları gizli değildir. Savunma hakkının tam olarak
kullanılabilmesi için sözlü savunma toplantısına kadar, taraflar Kurulca kendileri
ile ilgili düzenlenmiş her türlü evrakın ve delilin bir nüshasını alabilmektedir.
Böylelikle savunma hakkının tam ve eksiksiz biçimde kullanılması mümkün
olacaktır. Bir başka deyişle, taraflar herhangi bir ummadıkları sürprizle
karşılaşmamaktadırlar.”
denilmek suretiyle konunun önemi ortaya konulmaktadır.
(7) Kurul tarafından yayımlanan 2010/3 sayılı Tebliğ, tarafların kendileri hakkında
düzenlenen belgelere erişimini mümkün kılarken bunun istisnalarını da düzenlemiş
bulunmaktadır. Teşebbüslerin soruşturma kapsamında kendileri ile ilgili düzenlenmiş
bilgi ve belgeleri isteme hakları bulunmakla birlikte, bu bilgi ve belgelere erişimin yine
mevzuat hükümlerinin izin verdiği ölçüde gerçekleştirilmesi esastır. Buna ek olarak
2010/3 sayılı Tebliğ’in 6. maddesinde yer alan, “Taraflar dosyaya giriş hakkı
kapsamında, Kurum içi yazışmalar ve başka teşebbüs, teşebbüs birliği ve kişilere ilişkin
ticari sır ve diğer gizli bilgileri içerenler hariç olmak üzere, Kurum bünyesinde kendileri
ile ilgili düzenlenmiş her türlü evraka ve elde edilmiş her türlü delile erişebilir.” hükmüyle,
tarafların kendileri hakkında düzenlenmiş evrak ve delillere ulaşabileceği, ancak; kurum
içi yazışmaların ve başka teşebbüs, teşebbüs birliği ve kişilere ilişkin ticari sır ve sair gizli
bilgi içeren evrakın bu kapsamda yer almadığı ifade edilmiştir. Bu çerçevede hangi
belgelerin Kurum içi yazışma olduğu veya teşebbüs, teşebbüs birliği ve kişilere ait ticari
sır niteliği taşıdığı hususu önem arz etmektedir.

18-49/765-370
3/6

(8) 2010/3 sayılı Tebliğ’in “Kurum İçi Yazışmalar” başlıklı 7. maddesinde;
“(1) Kurum içi yazışmalar, Kurulun aldığı nihai kararlar bakımından hazırlayıcı işlem
niteliğinde olan birimler arası yazışmalardır.
(2) Kartellerin Ortaya Çıkarılması Amacıyla Aktif İşbirliği Yapılmasına Dair
Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası ve 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası
çerçevesinde elde edilen bilgi ve belgeler ile Kurumun diğer kamu kurumları, kamu
kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları veya özel sektör gerçek ve tüzel kişileri gibi
bilgisine başvurulanlarla yaptığı yazışmalar da iç yazışma olarak kabul edilir.”
hükmüne yer verilmiştir. Buna göre Kurulun alacağı nihai karara kadar gerçekleştireceği
hazırlayıcı işlem niteliğindeki yazışmalar, Kartellerin Ortaya Çıkarılması Amacıyla Aktif
İşbirliği Yapılmasına Dair Yönetmelik (Pişmanlık Yönetmeliği) kapsamında sunulan bilgi
ve belgeler ve Kurumun bilgisine başvurduğu kamu veya özel sektör üçüncü kişileriyle
yaptığı yazışmalar iç yazışma olarak kabul edilmektedir.
(9) Buna ek olarak, 2010/3 sayılı Tebliğ ile tarafların dosyaya erişim haklarının ne şekilde
kullandırılacağına dair de bir düzenleme getirilmiştir. İlgili Tebliğ’in “Dosyaya giriş
hakkının kullandırılması” başlıklı 10. maddesi şu şekildedir:
“(1) Dosyaya giriş hakkı, ilgilinin talebi de dikkate alınarak; dosya mevcudunda
bulunan ve erişime açılan evrakın fotokopi yolu ile çoğaltılmış nüshalarının veya
elektronik kopyalarının verilmesi ya da gönderilmesi suretiyle kullandırılabilir.
(2) Kartellerin Ortaya Çıkarılması Amacıyla Aktif İşbirliği Yapılmasına Dair
Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası ve 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası
çerçevesinde elde edilen bilgiler ile aklayıcı ya da suçlayıcı delil niteliği bulunan diğer
kurum içi yazışmalar, Kurum merkezinde incelenebilir.”
(10) Madde metni değerlendirildiğinde, her ne kadar Tebliğ’in 6. maddesinde tarafların Kurum
içi yazışmalara erişemeyeceği ifade edilmişse de, Tebliğ’in 7. maddesinde tanımlanan
Kurum içi yazışmalara erişimin Tebliğ’in 10. maddesi çerçevesinde tamamen
engellenmediği, ancak aklayıcı ya da suçlayıcı delil niteliği bulunan diğer Kurum içi
yazışmaların pişmanlık yönetmeliği kapsamında yapılan başvurularda sunulan bilgiler ile
benzer şekilde Kurum merkezinde incelenebileceğinin düzenlediği anlaşılmaktadır.
(11) Tebliğ’in 6. maddesinin ikinci fıkrasının açık hükmü uyarınca, dosyaya giriş hakkı
kapsamının dışında tutulan “ticari sır ve diğer gizli bilgiler “in kavram olarak ne ifade ettiği
hususunda ise Tebliğ’in “Ticari Sırların Belirlenmesi ve Gizli Tutulması” başlıklı 12.
maddesi yol gösterici olmaktadır. Anılan maddenin ilk fıkrasında ticari sır kavramı,
“teşebbüslerin faaliyet alanları ile ilgili olan ve gizli tutma iradesine sahip oldukları,
yalnızca belirli ve kısıtlı bir kesim tarafından bilinen ve elde edilebilen, başta
rakipleri olmak üzere üçüncü kişilere ve kamuya açıklanması halinde ilgili
teşebbüsün ciddi zarar görme ihtimali bulunan her türlü bilgi ve belge”
şeklinde tanımlanmaktadır. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise nelerin ticari sır
kategorisinde addedilebileceğiyle ilgili örnek kabilinden olmak üzere;
“Olayın ve teşebbüsün özelliklerine göre, teşebbüslerin iç kuruluş yapısı ve
organizasyonu, malî, iktisadî, kredi ve nakit durumu, araştırma ve geliştirme
çalışmaları, faaliyet stratejisi, hammadde kaynakları, üretim ve imalata ilişkin
teknik bilgiler, fiyatlandırma politikaları, pazarlama taktikleri ve masrafları, pazar
payları, toptancı ve perakendeci müşteri potansiyeli ve ağları, izne tâbi veya tâbi
olmayan sözleşme bağlantıları gibi bilgi ve belgeler ticari sır olarak kabul
edilebilir.”
18-49/765-370
4/6

ifadesine yer verilmektedir.
(12) Yukarıda genel hatlarıyla hukuki çerçevesi çizilen dosyaya giriş hakkı ve ticari sır
normları ışığında mevcut başvuru bakımından yapılacak değerlendirmede öncelikli
olarak; talebe konu belgelerin Kurum içi yazışma niteliğinde olup olmadığının ve daha
sonra eğer bu niteliği haiz ise teşebbüsü aklayıcı ya da suçlayıcı delil niteliği bulunup
bulunmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Daha sonra ise, söz konusu belgelerin
2010/3 sayılı Tebliğ’in 6. maddesi uyarınca; teşebbüs, teşebbüs birliği ve kişilere ait ticari
sır niteliği taşıyıp taşımadığı hususu açığa kavuşturulmalıdır.
(13) Bu kapsamda değerlendirilecek belgelerin başında; Ambarlı-Bandırma hattına dair
İDO’ya sunulanlar dışında diğer soruşturma taraflarınca gönderilen savunma belgeleri
veya yazılı ve sözlü beyanların ticari sırlardan arındırılmış birer nüshası ile soruşturma
sürecinde, Kurum tarafından İDO’ya sunulanlar dışında İDO ile ilgili bir bilgi veya belge
edinilmiş ise bu bilgi veya belgelerin ticari sırlardan arındırılmış nüshaları gelmektedir.
4054 sayılı Kanun’un 43. ve 44. maddeleri uyarınca önaraştırma raporu ve önaraştırma
sürecinde elde edilen belgeler baz alınarak hazırlanmış soruşturma bildirimi ile
soruşturma raporu, kendisine yönelik iddialar ve belge içeriklerine yer verilerek İDO’ya
tebliğ edilmiş olup, bu bağlamda İDO’ya kendisine yönelik iddialar hakkında yeterli bilgi
sağlanmıştır. Ayrıca; İDO’nun Ambarlı-Bandırma hattında faaliyetinin bulunmadığı ve
teşebbüse ilgili hatta dair herhangi bir ihlal isnadı yöneltilmediği de belirtilmelidir.
Dolayısıyla söz konusu hatta ilişkin bilgi, belge ve rapor içeriklerinin İDO’ya
gönderilmesine gerek bulunmadığı neticesine ulaşılmıştır.
(14) İDO tarafından erişim talebinde bulunulan bir diğer belge önaraştırma raporunun ticari
sırlardan arındırılmış versiyonudur. Söz konusu belgenin erişime açılabilme kabiliyeti
hususunda idari yargı içtihadına başvurmak yerinde olacaktır. Danıştay 13. Dairesi,
16.03.2007 tarihli ve E. 2005/6715 ve K. 2007/1416 sayılı kararında, Kurul tarafından
önaraştırma sonucunda alınan soruşturma açılması kararının iptali istemini
değerlendirmiştir. Mezkûr kararda;
“İdari işlemlerin yukarıda belirtilen niteliği ve dava konusu işlemin içeriği birlikte
değerlendirildiğinde; dava konusu Kurul kararının, kesin ve yürütülebilir bir işlem
olmadığı, buna karşılık nihai kararın tesisine yönelik hazırlayıcı işlem olduğu
sonucuna ulaşmıştır. Bu duruma göre 2577 sayılı Kanunda yer alan yasal
düzenleme karşısında, idari davaya konu edilebilecek nitelikleri taşımayan,
soruşturma açılmasına yönelik dava konusu Rekabet Kurulu kararının iptali
isteminin esasının incelenmesi olanağı bulunmamaktadır.”
ifadeleri ile soruşturma açılması kararının, nihai kararın tesisine yönelik hazırlayıcı bir
işlem olduğu tespiti yapılmıştır.
(15) Aktarılan kararla aynı doğrultuda olmak üzere önaraştırma raporunun hazırlayıcı idari
işlem niteliğinden yola çıkan Ankara 16. İdare Mahkemesinin 23.10.2012 tarih, E.
2012/313 K. 2012/1701 sayılı ve Ankara 13. İdare Mahkemesi’nin 14.12.2012 tarih, E.
2012/618 K. 2012/2836 sayılı kararlarında da, tarafların birtakım diğer bilgiler ile
önaraştırma raporunun kendilerine 2010/3 sayılı Tebliğ ve Bilgi Edinme Kanunu
kapsamında iletilmediği iddialarıyla açtığı davalarda, önaraştırma raporunun kişi ve
kuruluşlar hakkında soruşturma açılıp açılmayacağına yönelik bir önaraştırma niteliğinde
olduğu, bu haliyle davacı hakkında hukuki bir sonuç doğurmadığı tespitlerine yer
verilerek; önaraştırma raporunun davacıya verilmesinin soruşturmanın güvenliğini
tehlikeye düşürüp düşürmeyeceğinin değerlendirilmesinin idarelerin takdir hakkı olduğu
ve takdir hakkının sınırlandırılamayacağı, dolayısıyla önaraştırma raporunun davacıya
gönderilmemesinin yerinde olacağı yönünde hüküm tesis edilmiştir. Bu çerçevede,
18-49/765-370
5/6

hazırlayıcı işlem niteliğindeki soruşturma açılması kararına kadarki dönemde Kurum
bünyesinde hazırlanan önaraştırma raporunun Kurum içi yazışma olduğuna şüphe
bulunmamaktadır.
(16) Ulaşılan noktada değerlendirilmesi gereken bir diğer durum, önaraştırma raporunun
2010/3 sayılı Tebliğ’in 10. maddesinin ikinci fıkrası kapsamında “aklayıcı ya da suçlayıcı
delil niteliğine yönelik kısımları”nın bulunup bulunmadığıdır. Kurulun soruşturma
açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için gerçekleştirdiği, bilgi ve belge toplamaya
ilişkin 30 günlük sürecin sonunda hazırlanan önaraştırma raporu, tarafların 4054 sayılı
Kanun’u ihlal ettiklerine veya etmediklerine ilişkin herhangi bir yargı içermemektedir.
Nitekim önaraştırma raporu, önaraştırma sürecinde elde edilen bilgi ve belgeler ile
raportörlerin soruşturma açılmasına gerek olup olmadığına ilişkin görüşünün Kurulun
bilgisine sunulmasından ibarettir. Bu noktada hatırlatılmalıdır ki, önaraştırma döneminde
elde edilen tüm deliller, soruşturma sürecinin değişik aşamalarında tarafların tam
erişimine açıktır. Tarafla ilgili kullanılan tüm deliller soruşturma bildiriminde tarafa
iletilmekte, ayrıca soruşturma raporunun tebliği esnasında, eğer ilgili teşebbüse yönelik
4054 sayılı Kanun’u ihlal ettiğine dair bir iddia var ise, bu iddiayı desteklemek için
kullanılan deliller soruşturma raporu ekinde bir kez daha taraflara sunulmaktadır. Yapılan
açıklamalar çerçevesinde, aklayıcı ve suçlayıcı delil vasfı taşımayan Kurum içi yazışma
olması nedeniyle, talebe konu önaraştırma raporunun erişime açılamayacağı kanaati
hasıl olmuştur1.
(17) Erişim talebinde bulunulan diğer belgeler arasında, EAAD’nin 03.12.2018 tarih ve 2018-
EAA-4 sayılı raporu bulunmaktadır. Bahse konu rapor, Kurulun aldığı nihai kararlar
bakımından hazırlayıcı işlem niteliği taşıyan birimler arası yazışmalardan olması
hasebiyle 2010/3 sayılı Tebliğ’in 7. maddesi uyarınca Kurum içi yazışma kategorisine
girmektedir. Aynı Tebliğ’in 6. maddesinde ise Kurum içi yazışmaların dosyaya giriş hakkı
kapsamına girmeyeceği belirtilmektedir.
(18) Diğer taraftan, anılan EAAD raporunun; İDO’nun ikinci yazılı savunmasında yer verilen;
İDO ve İstanbul Deniz Nakliyat Gıda İnşaat Sanayi Ticaret Ltd. Şti.’nin (İDN) seferlerinin
birbirine ikame olmadığı, ayrıca İDO’nun tek teşebbüs olarak faaliyet gösterdiği bir hata
ikinci bir teşebbüsü davet etmesinin rekabeti sınırlayıcı bir amaca yönelik olmadığına
ilişkin savunmalara cevaben hazırlanmış olması yönüyle, 2010/3 sayılı Tebliğ’in 10.
maddesinin ikinci fıkrası kapsamında tarafı suçlayıcı ya da aklayıcı delil niteliği taşıdığı
sonucuna ulaşılmıştır. Bu bağlamda, talebe konu raporun, Kurum içi yazışma vasfı
bakımından teşebbüse posta yoluyla iletilemeyeceği, bununla birlikte; ticari sır ve gizli
bilgilerden arındırılarak Kurum merkezinde not alınabilecek şekilde incelenmek üzere
erişime açılabileceği kanaatine varılmıştır2.
(19) Mevcut başvuru açısından üzerinde durulacak son husus ise; İDO’da yapılan yerinde
incelemeye ilişkin yetki belgeleri ve yerinde incelemede düzenlenen tutanak ile elde
edilen tüm belgelerin erişime açılıp açılamayacağıdır. Söz konusu yerinde inceleme
sonrası düzenlenen tutanak iki nüsha halinde düzenlenerek bir nüshası teşebbüse
verilmiş ve yine incelemede elde edilen tüm belgelerin birer nüshası teşebbüse
bırakılarak, bu husus tutanağa işlenmiştir. Bu kapsamda teşebbüse zaten sunulmuş olan
mezkûr belgelerin mevcut erişim talebi kapsamında tekrar iletilmesine gerek
bulunmamaktadır.

1 Önaraştırma raporunun 2010/3 sayılı Tebliğ’in 10. maddesinin ikinci fıkrası kapsamında teşebbüsün
erişimine açılamayacağı sonucuna ulaşılan Kurul kararı için bkz. 17-18/272-116, 18-08/139-69, 18-06/92-
47, 17-18/273-117, 17-18/274-118 ve 17-17/251-105 sayılı kararlar.
2 EAAD raporlarına erişim talebi hakkında verilen aynı doğrultudaki Kurul kararları için bkz: 05.04.2018
tarih ve 18-10/188-90 sayılı, 08.08.2018 tarih ve 18-27/455-223 sayılı kararlar.
18-49/765-370
6/6

H. SONUÇ
(20) Düzenlenen rapora ve incelenen dosya kapsamına göre, Rekabet Kurulunun 28.11.2017
tarih, 17-39/627-M sayılı ve 14.08.2018 tarihli, 18-28/474-M sayılı kararları uyarınca
yürütülen soruşturma kapsamında, Kurum kayıtlarına 14.12.2018 tarih ve 8828 sayı ile
intikal eden ve İstanbul Deniz Otobüsleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. (İDO) tarafından yapılan
dosyaya giriş hakkının kullanılması talebine ilişkin olarak;
- 4054 sayılı Kanun’un 43. ve 44. maddeleri uyarınca Önaraştırma Raporu ve
önaraştırma sürecinde elde edilen belgeler baz alınarak hazırlanmış Soruşturma
Bildirimi ile Soruşturma Raporunun kendisine yönelik iddialar ve belge içeriklerine
yer verilerek İDO’ya tebliğ edildiği, bu bağlamda İDO’ya kendisine yönelik iddialar
hakkında yeterli bilgi verildiği, İDO’nun Ambarlı-Bandırma hattında faaliyetinin
bulunmaması ve İDO’ya ilgili hatta ilişkin bir ihlal isnadında bulunulmadığından
söz konusu hatta ilişkin bilgi, belge ve rapor içeriklerinin İDO’ya gönderilmesine
gerek bulunmadığına,
- Kurum içi yazışma niteliğinde olması nedeniyle Önaraştırma Raporuna erişim
talebinin reddine,
- Kurum içi yazışma niteliğinde olması nedeniyle Ekonomik Analiz ve Araştırma
Dairesi Başkanlığınca hazırlanan 03.12.2018 tarih ve 2018-EAA-4 sayılı
Rapor’un, teşebbüse posta yolu ile iletilemeyeceğine, bununla birlikte ticari sır ve
gizli bilgilerden arındırılarak Kurum merkezinde herhangi bir elektronik veya
mekanik kopyası alınmadan, not alınabilecek şekilde incelenmek üzere erişime
açılmasına,
- İDO’da yapılan yerinde incelemeye ilişkin yetki belgeleri ve yerinde incelemede
düzenlenen tutanak ile edilen tüm belgeler zaten teşebbüse sunulmuş
olduğundan tekrar iletilmesine gerek olmadığına
gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemelerinde yargı
yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verilmiştir.



Full & Egal Universal Law Academy