Rekabet Kurumu - Karar Sayı 18-27/432-202
Karar Dilini Çevir:
Rekabet Kurumu
Karar Sayısı: 18-27/432-202
Karar Türü: Rekabet İhlali
Konu: Nebioğlu Petrol İnşaat Tic. Ltd. Şti., İzmir Yalçınlar Grup Akaryakıt San. ve Tic. Ltd. Şti. ve Balpet Petrol Ürünleri A.Ş.’nin aralarında yapmış oldukları dikey anlaşmalar ve diğer uygulamalar ile 4054 sayılı Kanun’u ve 2002/2 sayılı Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği’ni ihlal ettikleri iddiası
Karar Tarihi: 08.08.2018

Rekabet Kurumu Başkanlığından,

REKABET KURULU KARARI
Dosya Sayısı : 2018-1-31 (Önaraştırma)
Karar Sayısı : 18-27/432-202
Karar Tarihi : 08.08.2018
A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER
Başkan : Prof. Dr. Ömer TORLAK
Üyeler : Arslan NARİN, Adem BİRCAN, Mehmet AYAN,
Ahmet ALGAN, Şükran KODALAK
B. RAPORTÖRLER: Musa ÇOKUR, Ahmet YALÇIN, Tahsin KUM
C. BAŞVURUDA
BULUNAN : Canberk KALKAN
Temsilcisi: Özge İÇÖZ
Güzelkent Mah. Harf Devrimi Cad. Özügüzelkent Sitesi, 4D Blok
Daire No:1 Etimesgut/Ankara
D. HAKKINDA İNCELEME
YAPILANLAR : - Balpet Petrol Ürünleri A.Ş.
Tatlısu Mah. Akif İnan Sok. No:10 Y. Dudullu Ümraniye/İstanbul
- Nebioğlu Petrol İnşaat Tic. Ltd. Şti.
Devrim Mah. 3816 Sok. No:10 Karabağlar/İzmir
- İzmir Yalçınlar Grup Akaryakıt San. ve Tic. Ltd. Şti.
Devrim Mah. 3816 Sok. No:10 Karabağlar/İzmir
(1) E. DOSYA KONUSU: Nebioğlu Petrol İnşaat Tic. Ltd. Şti., İzmir Yalçınlar Grup
Akaryakıt San. ve Tic. Ltd. Şti. ve Balpet Petrol Ürünleri A.Ş.’nin aralarında yapmış
oldukları dikey anlaşmalar ve diğer uygulamalar ile 4054 sayılı Kanun’u ve 2002/2
sayılı Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği’ni ihlal ettikleri iddiası.
(2) F. İDDİALARIN ÖZETİ: Başvuruda özetle; başvuruya konu taşınmaz üzerinde Balpet
Petrol Ürünleri A.Ş. (BALPET) lehine tesis edilen 10 yıl süreli intifa hakkının 4054 sayılı
Rekabetin Korunması Hakkında Kanun (4054 sayılı Kanun) ve 2002/2 sayılı Dikey
Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği’nin (2002/2 sayılı Tebliğ) ilgili maddeleri ile
Rekabet Kurulu kararları uyarınca beş yılı aşan süreler bakımından hüküm ifade etmediği
iddia edilerek, intifa hakkının kaldırılması hususunda gereğinin yapılması talep edilmiştir.
(3) G. DOSYA EVRELERİ: Kurum kayıtlarına 11.05.2018 tarih ve 3781 sayı ile giren
başvuru üzerine hazırlanan 31.05.2018 tarih ve 2018-1-31/İİ sayılı İlk İnceleme Raporu,
12.06.2018 tarihli Kurul toplantısında görüşülmüş ve 18-19/342-M sayı ile önaraştırma
yapılmasına karar verilmiştir. Bu karar uyarınca düzenlenen 17.07.2018 tarih ve 2018-1-
31/ÖA sayılı Önaraştırma Raporu görüşülerek karara bağlanmıştır.
(4) H. RAPORTÖR GÖRÜŞÜ: İlgili raporda;
- Canberk KALKAN, Nebioğlu Petrol İnşaat Tic. Ltd. Şti. (NEBİOĞLU), İzmir Yalçınlar
Grup Akaryakıt San. ve Tic. Ltd. Şti. (YALÇINLAR) ve Balpet Petrol Ürünleri A.Ş.
(BALPET) arasında muhtelif sözleşmelerle kurulmuş olan dikey ilişkinin, daha önce
üzerinde akaryakıt bayilik faaliyeti yapılmayan arazi üzerinde kurulmuş yeni bir
istasyona ilişkin olması sebebiyle 06.06.2012 tarihinden itibaren 10 yıla kadar bireysel
muafiyetten yararlanabileceği,
- Dolayısıyla 4054 sayılı Kanun’un 41. maddesi uyarınca soruşturma açılmasına gerek
olmadığı ve şikâyetin reddedilmesi gerektiği
18-27/432-202
2/13

sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
I. İNCELEME VE DEĞERLENDİRME
I.1. Dosya Konusu Dikey Anlaşmaya Yönelik Bulgular
(5) Şikâyetçi tarafından yapılan 11.05.2018 tarihli başvuruda özetle;
- 06.06.2012 tarihinde başvuru sahibi Canberk KALKAN ile NEBİOĞLU arasında,
taşınmaz maliki Canberk KALKAN’a ait İzmir ili, Karabağlar ilçesi, Bozyaka
mahallesinde bulunan, tapuda 15095 ada, 1 parsel 21L-3C paftada kayıtlı taşınmazı
kapsayan bir “Kiralama ve İnşaat Yapımı Sözleşmesi” imzalandığı,
- İşbu kira sözleşmesine dayanarak kiracı/bayi NEBİOĞLU’nun talebi doğrultusunda
11.06.2012 tarihinde, bayisi olduğu BALPET lehine malik Canberk KALKAN
tarafından tapuda 10 yıl süre ile intifa hakkı tesis edildiği,
- Canberk KALKAN tarafından BALPET lehine tapuda tesis edilen intifa hakkının
başlangıç tarihinin 11.06.2012 olduğu ve 11.06.2017 tarihi itibarıyla bu sürenin sona
erdiği, süresi dolan işbu intifa hakkının kaldırılması gerektiği,
- 2015 yılında bayi NEBİOĞLU’nun ortaklarının, şirket paylarının tamamını Fevzi
YALÇIN’a sattığı, hem kiracı hem de ilgili taşınmazda akaryakıt istasyonu işleten Gayri
Sıhhi Müessese (GSM) ruhsat sahibi olan NEBİOĞLU yetkilisinin 30.07.2015 tarihi
itibarıyla Fevzi YALÇIN olduğu,
- Aynı kişinin 02.05.2017 tarihinde YALÇINLAR’ı kurduğu ve bu şirketin kurucu ortağı
ve yetkilisi olduğu,
- Şikâyet olunan şirketlerin, beş yıllık intifa hakkı süresinin 2017 yılı Haziran ayında
sona ereceğini ve 2002/2 sayılı Tebliğ’in 5. maddesinde düzenlenen istisnadan
yararlanamayacaklarını bildiklerinden kanunu dolanmak maksadı ile 02.05.2017
tarihinde YALÇINLAR’ın kurulmasını organize ettiği,
- 03.11.2017 tarihinde, NEBİOĞLU’nun GSM ruhsatını YALÇINLAR’a devrettiği ve
akabinde yetkilisi ve ortağı aynı olan YALÇINLAR ile 04.11.2017 tarihinde yeni bir
bayilik akaryakıt istasyon sözleşmesi imzalandığı,
- Kurul’un akaryakıt istasyonlarının intifa hakkı çerçevesinde uzun süreli kiralamaları ile
ilgili beş yıllık bir kısıtlama getirdiği, muafiyet kapsamındaki beş yıllık süre dolmadan,
faaliyetlerin sona ermesi, devralma vb. yollarla dikey anlaşmanın taraflarında
değişiklik ortaya çıkması halinde muafiyetten yararlanılacak sürenin uzamasının söz
konusu olmadığı,
- 4054 sayılı Kanun açısından ekonomik birlik prensibi gereği tüzel kişiliklerin bir
öneminin bulunmadığı, fiili olarak iki şirketin aynı kişiler tarafından yönetiliyor/kontrol
ediliyor olmasının yeterli kabul edildiği, NEBİOĞLU ile YALÇINLAR’ın sahiplerinin
aynı kişi olması nedeniyle tek bir teşebbüs olarak kabul edilmesi gerektiği,
- Sonuç olarak, esasen aynı kişilerin kontrol ettiği bir firma ile bayilik sözleşmesi
yenilendiğinde beş yıllık intifa süresinin kesilmediği ve bu sürenin aşılması nedeniyle
işbu firmalar arasındaki dikey ilişkinin sonlandırılması gerektiği
ifade edilmiştir.

18-27/432-202
3/13

(6) Konuya ilişkin bilgi isteme yazısına cevaben BALPET tarafından gönderilen ve Kurum
kayıtlarına 25.06.2018 tarihinde giren yazıda ise özetle;
- BALPET ile bayi NEBİOĞLU arasında öncelikle 06.06.2012 tarihli bir protokolün
akdedildiği ve bu protokol ile bayinin BALPET’e 5+5 olmak kaydı ile toplamda 10 yıl
süre ile bayilik sözleşmesi akdetmeyi ve taşınmaz malikinden BALPET lehine 10 yıl
süre ile intifa hakkı tesis ettirmeyi taahhüt ettiği, BALPET’in de daha önce üzerinde
herhangi bir akaryakıt istasyonu yapılmamış olan bir arazi üzerinde akaryakıt
istasyonlarına özgü nakdi ve ayni yatırımlar yapmayı taahhüt ettiği,
- İşbu protokol doğrultusunda BALPET ile bayi NEBİOĞLU arasında 06.06.2012 tarihli
ve beş yıl süreli bir bayilik sözleşmesi akdedildiği ve gerekli yatırımların
gerçekleştirildiği,
- BALPET ile taşınmaz maliki Canberk KALKAN arasında intifa tesis anlaşmasına bağlı
olarak 12.06.2012 tarih ve 9854 yevmiye numaralı intifa resmi senedi ile BALPET
lehine 10 yıl süreyle intifa hakkı tanındığı,
- Taşınmaz malikinin aynı zamanda intifa resmi senedinin 2. maddesi uyarınca intifa
hakkının süresi sona ermeden terkinini talep etmeyeceğini beyan ve taahhüt ettiği,
- BALPET’in bu anlaşmalar kapsamında taşınmaza akaryakıt istasyonu kurulması
amacıyla nakdi ve ayni yatırımlar yaptığı,
- BALPET’in bayisi NEBİOĞLU ile ilk beş yıllık süre sonunda protokol kapsamında ikinci
bir beş yıllık bayilik sözleşmesi akdettiği ve bayilik sözleşmesinin 06.06.2017 tarihinde
beş yıl süre ile yenilendiği,
- Ancak işbu bayilik sözleşmesi devam ederken bayi NEBİOĞLU’nun işyeri açma ve
çalışma ruhsatını YALÇINLAR’a devretmesi üzerine BALPET’in intifa hakkından
yararlanabilmek amacıyla NEBİOĞLU ile bayilik ilişkisini feshettiği ve YALÇINLAR ile
21.03.2018 tarihinde 12.06.2022 tarihine kadar yürürlükte olacak bir bayilik
sözleşmesi akdettiği ve bu son bayilik sözleşmesi kapsamında taşınmaz üzerindeki
akaryakıt ve LPG otogaz istasyonuna ilave yatırımlar yaptığı,
- Taşınmaz malikinin bizzat imzaladığı intifa anlaşması ile taşınmazı üzerinde tüm
yatırımın BALPET tarafından yapılacak olması sebebiyle 10 yıl süre ile intifa hakkı
tesis ettiği ve BALPET’in de bu kapsamdaki tüm taahhütlerini yerine getirdiği,
- İşbu intifa hakkının 18.09.2010 tarihinden sonra tesis edilmiş olması ve taşınmaz
malikinin 4054 sayılı Kanun, 2002/2 sayılı Tebliğ ve Rekabet Kurulunca alınan yakın
tarihli kararları da dikkate alarak, bilerek ve isteyerek 10 yıl süreli intifa hakkı tesis
ettiği,
- Taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt istasyonunun üzerinde daha önce gerçek ve/veya
tüzel kişi tarafından akaryakıt bayilik faaliyeti yapılmamış olması ve akaryakıt
istasyonunun kuruluşuna ilişkin maliyetin BALPET tarafından karşılanmış olması
nedeniyle rekabet hukuku mevzuatı ile Kurul kararlarına uygun işlem tesis etmiş olan
BALPET hakkında yapılan şikâyetin reddedilmesi gerektiği,
ifade edilmiştir.

18-27/432-202
4/13

(7) Şikâyetçi tarafından 11.07.2018 tarihli talep dilekçesinde ise özetle;
- Kurul’un intifa hakkı ile ilgili olarak günümüze kadar aldığı ve kamuoyuna Kurum
internet adresinden duyurduğu kararlarının tetkikinden; intifa hakkının temel olarak
maksimum on yıl ile sınırlandırıldığının anlaşıldığı,
- Alınan kararların ve ilgili mevzuatın incelenmesi sonucunda, söz konusu on yılın hangi
iktisadi ve hukuki gerekçelerle tespit edildiğinin anlaşılamadığı,
- Standart bir şekilde her intifa başvurusuna, başvuru sahibinin arsa/tesisinin
lokasyonuna, iktisadi getirisine, yapılan yatırımın maliyeti ve getirisine ilişkin herhangi
bir analiz yapılmaksızın "on yıla kadar" sürenin prensipte verilip, "kadar" kelimesi hiç
kullanılmaksızın ve göz ardı edilerek her bir Kurul kararında matbu olarak
yinelenmesinin gerekçelendirilmesi hususunda itirazlarının bulunduğu,
- Her bir tesis ve bölgenin ekonomik ve coğrafi olarak birbirinden farklı özellikler ve
finansal getiriler barındırmakta iken bu hususun göz ardı edilerek, ülkemizde faaliyet
gösteren tüm petrol işletmeleri için hiçbir kritere bakılmaksızın standart bir şekilde
karar alınmasının hakkaniyete uygun olmadığı,
- Kurul’un, on yıla kadar süreye muafiyet tanırken, yatırımın finansman maliyetinin temel
kriter olarak kabul edildiğinin bilindiği, oysa ticari hayatta her işletmenin; bulunduğu
yer, ilişki tesis edilen petrol dağıtıcısı şirketin gücü ve repütasyonu, tesisin özellikleri
ve sunduğu hizmetler (lastik servisi, kafeterya, market, yıkama-yağlama vs.) gibi
hususlar göz önünde bulundurulduğunda değerinin diğerlerinden farklılaştığı,
- Başvuru sahibinin arsası üzerine yapılan petrol istasyonunun havaalanı, toplu konut
bölgesi ve bilindik büyük bir AVM'ye (Tespo Alışveriş Merkezi) fiziksel olarak yakın
olduğu, bünyesinde market, oto yıkama ve araç bakım servisi bulunduğu, tahmini satış
bedelinin (…..) ABD Doları olup; bu rakamın istasyonun merkezi konumuna ve
ekonomik değerine işaret ettiği, bunun da yatırımın finansman bedelinin, 10 yıldan çok
daha kısa bir sürede karşılanabileceğini ve yatırım yapan şirketin kar elde
edebileceğini gösterdiği,
- Bu nedenle, Kurul tarafından karar alınmadan önce gerçekçi ve ticari yaşamın kendi
içindeki gereklerine uygun bir analiz yapılabilmesini teminen öncelikle Kurum
bünyesinde yer alan Ekonomik Analiz birimi tarafından, yukarıda yer alan itirazları
barındıran (arsa üzerinde yer alan petrol istasyonunun iktisadi değeri, finansman
getirisi, yatırımın finansman maliyeti, yatırım gelirinin yatırım harcamalarını karşılama
oranı ve süresi, gelir tablosu ve bilançolar da dikkate alınarak) bir iktisadi analiz
yapılmasının talep edildiği,
- Yatırımın finansman maliyetinin kaç yılda karşılanacağının hesaplanarak buna göre
belirlenecek intifa süresinin (on yıla kadar cümlesinden hareketle örneğin beş yıl, altı
yıl vs.) belirlenerek Kurul’un intifa kararında takdir yetkisini kullanırken talep edilen
değerlendirmeyi göz önüne alarak, "on yıla kadar" ifadesini on yıl olarak değil daha
kısa bir süre için belirlemesinin daha uygun olacağının değerlendirildiği,
- Bu analizin sonucunda iktisadi gerekçelerine de yer vermek suretiyle düzenlenecek
raporda, intifa hakkının kaç yılla sınırlandırılması gerektiğinin tespit edilmesinin
yerinde olacağı,
- İktisadi analiz talebi Kurum tarafından yerine getirilmeyecekse, bu durumda yetkin bir
bilirkişiye Kurum tarafından ekonomik analiz yaptırılarak, hakkaniyete uygun, objektif
kriterlere dayanan intifa süresinin belirlenerek dosyanın sonuca bağlanması gerektiği
hususları ifade edilmiştir.

18-27/432-202
5/13

(8) BALPET tarafından gönderilen ve 13.07.2018 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal eden
yazıda ise özetle;
- Şirket hali hazırda intifa hakkına istinaden YALÇINLAR ile akdettiği 21.03.2018 tarihli
bayilik sözleşmesi ile faaliyetine devam etmekte iken yaşanan ihtilaf sebebiyle bayinin
ticaret sicil kayıtlarının araştırıldığı ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 27.06.2018
tarih ve 9608 sayılı nüshasında 20.06.2018 tarihli genel kurul kararı ile YALÇINLAR’ın
mevcut tek hissedarı ve imzaya yetkili münferit müdürü Fevzi YALÇIN'ın şirketin tüm
hisselerini (…..) isimli kişiye devretmiş olduğu ve aynı kişinin münferit müdür olarak
tayin edildiğinin tespit edildiği,
- Bu işlemlerin tümünün BALPET’in bilgisi ve muvafakati haricinde gerçekleşmiş
olduğu, durum Fevzi YALÇIN'a sorulduğunda taşınmaz maliki Canberk KALKAN'ın
kendisiyle görüştüğü ve anlaştıkları, bu sebeple şirket hisselerini Canberk KALKAN'ın
akrabası ((…..)) olan (…..)'a devrettiği, istasyonu artık Canberk KALKAN'ın (…..)
vasıtasıyla işleteceğinin beyan edildiği,
- Bu durumun taşınmaz malikinin dolaylı bir şekilde şirketin mevcut bayisi haline geldiği
ve bayilik sözleşmesi hükümleri ile intifa hakkını kabul etmiş olduğu anlamına geldiği,
şirketin bayilik faaliyetlerindeki fiili muhatabının taşınmaz maliki Canberk KALKAN
olduğu, (…..)’ın göstermelik şirket ortağı ve müdürü olduğu,
- Durum tespit edildikten sonra Canberk KALKAN ile yapılan görüşmeler kapsamında
İşletme Hakkı Devir Protokolü’nün temin edildiği, devir protokolü incelendiğinde
taraflarının, YALÇINLAR'ın tek hissedarı ve münferit müdürü Fevzi YALÇIN ile
taşınmaz maliki Canberk KALKAN ve akrabası olan (…..) ve (…..) olduğunun
görüldüğü,
- Bu devir sözleşmesi ile taşınmaz malikinin YALÇINLAR’ın tüm kontrolünü eline almış
olduğu ve protokolün taraflarının birbirlerini geçmişe yönelik bir şekilde ibra etmiş
oldukları, taşınmaz malikinin aynı zamanda bu devir protokolünün “kefili” statüsünde
olduğu, mevcut bayilik sözleşmesini devralmak ve üstlenmek yolu ile taşınmaz
kaydında mevcut olan şirkete ait yasal intifa hakkının varlığını ve geçerliliğini de kabul
ve taahhüt etmiş olduğu,
- Taşınmaz malikinin bu tutum ve eylemleri dikkate alındığında Kuruma yapmış olduğu
şikâyet başvurusunun iyi niyetten uzak ve bir hakkın kötüye kullanılması niteliğinde
olduğu, gerçekteki niyetinin aslında BALPET ile YALÇINLAR arasında akdedilen
bayilik sözleşmesini ve intifa hakkını sona erdirmek ve başka bir dağıtım şirketi ile
çalışmaya devam etmek olduğunun açık ve net olduğu,
- Nitekim İşletme Hakkı Devir Protokolü’nün 3.8. maddesine göre YALÇINLAR’ın
yetkilisi Fevzi YALÇIN’nın bayi adına tescilli olan işyeri açma ve çalışma ruhsatını
taşınmaz maliki tarafından kurulacak olan bir şirkete devir etmeyi taahhüt ettiği, yeni
şirket işyeri açma ve çalışma ruhsatı aldıktan ve lisansı yayımlandıktan sonra
YALÇINLAR’a ait hisselerin (…..) tarafından yeniden bedelsiz şekilde Fevzi YALÇIN'a
iade edileceğinin kararlaştırıldığı,
- Taşınmaz malikinin muvazaalı eylem ve işlem içinde bulunduğu, gerçek amacının
şirketin intifa hakkını fiilen kullanılmaz hale getirmek olduğu, bu amaçla organik bağ
içinde olduğu (…..)'ı paravan olarak kullandığı,
- Taşınmaz malikinin bu protokolü akdettikten sonra İzmir Büyükşehir Belediyesine
müracaat ederek mevcut bayiye ait işyeri açma ve çalışma ruhsatının kendi kuracağı
şirkete devredilmesini talep ettiği ancak BALPET’in intifa hakkı sahibi olarak
muvafakati bulunmadığından talebinin anılan Belediye tarafından reddedildiği,

18-27/432-202
6/13

- Yine aynı İşletme Devir Protokolü’nün tarafları araştırıldığında protokolü (…..) isimli
kişinin kefil olarak imzalamış olduğu, (…..)’nin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin
28.06.2017 tarih ve 9355 sayılı nüshasında yayımlanan ilana göre akaryakıt dağıtım
şirketi olan Pasifik Petrolcülük A.Ş.’nin yönetim kurulu başkanı ve münferit imza
yetkilisi olduğu,
- Bu durumun esasen taşınmaz maliki tarafından yapılan intifa hakkı ile ilgili şikâyetin
ne denli kötü niyetli ve haksız olduğunu, gerçekte taşınmaz malikinin türlü muvazaalı
ve hileli işlemlerle aslında yasal intifa hakkını boşa çıkarmak ve fiilen kullanılamaz hale
getirerek şirketin mevcut bayisi ile olan sözleşmesini uygulanamaz hale getirmek ve
yine hukuki, iktisadi ve organik bağ içinde olduğu Pasifik Petrolcülük A.Ş. ile doğrudan
kendisinin bir bayilik sözleşmesi yapmak amacında olduğunu ispatladığı,
- BALPET ile taşınmaz maliki arasındaki intifa tesis anlaşmasına bağlı olarak
12.06.2012 tarih ve 9854 yevmiye numaralı intifa resmi senedinin tanzim edildiği,
taşınmaz malikinin işbu intifa resmi metninde görüleceği üzere şirket lehine 10 yıl süre
ile intifa hakkı tesis etmiş olduğu ve bu işlemi yaparken bir vekil de kullanmayarak
işlemi bizzat kendi imzası ile tamamladığı, taşınmaz malikinin intifa resmi senedi ile
taşınmaz üzerinde akaryakıt istasyonlarına özgü tüm kalıcı ve kalıcı olmayan
yatırımların tamamının dağıtım şirketi tarafından karşılanmış olması sebebiyle 10 yıl
süre ile intifa hakkını tesis etmiş olduğunu beyan ettiği, intifa resmi senedi içinde
BALPET ile malik arasındaki anlaşmanın tüm koşullarının açık ve net bir şekilde
düzenlendiği, intifa resmi senedinin 1. maddesi kapsamında BALPET’in intifa hakkını
bayi vasıtasıyla kullanabileceği gibi bizzat veya üçüncü şahıslar marifeti ile de
kullanabileceğinin taşınmaz maliki tarafından kabul ve taahhüt edildiği, taşınmaz
malikinin aynı zamanda 2. madde uyarınca intifa hakkının süresi sona ermeden
terkinini talep etmeyeceğini de beyan ve taahhüt etmiş olduğu ve şirketin bu
anlaşmalar kapsamında taşınmaza akaryakıt istasyonu kurulması amacıyla nakdi ve
ayni yatırımlar yaptığı,
- Şikâyet konusu olay değerIendirilirken bu hususların ve şikâyetçinin bir hakkın kötüye
kullanılması teşkil eden işlem ve eylemlerinin Kurum tarafından mutlaka dikkate
alınması gerektiği,
ifade edilmiştir.
I.2. Değerlendirme
I.2.1. Grup Muafiyeti Değerlendirmesi
(9) Akaryakıt sektöründe uygulanan dikey anlaşmalara ilişkin olarak 4054 sayılı Kanun ve
2002/2 sayılı Tebliğ çerçevesinde Kurulumuz ile Danıştay tarafından alınan çok sayıda
karar ile sabit olduğu üzere, bayilik sözleşmeleri ile bu sözleşmelerde yer alan rekabet
etmeme yükümlülüğünün süresine etki eden intifa sözleşmeleri ve kira sözleşmelerinin
tamamı tek bir dikey anlaşma olarak kabul edilmektedir. Yine söz konusu kararlarda
Kurulumuz, bu tür sözleşmelerin yapıldıkları tarihten itibaren en fazla beş yıl süre ile
2002/2 sayılı Tebliğ’de düzenlenen grup muafiyetinden yararlanabileceğine ve bu
tarihten sonra muafiyet koşullarının ortadan kalkacağına; bu sürelerin hitamından
itibaren intifa hakkı çerçevesinde bayilerin yeniden sözleşme yapmaya zorlanması
halinde Kanun’un 4. maddesi çerçevesinde işlem başlatılacağının ilgili taraflara
bildirilmesine karar vermiştir.

18-27/432-202
7/13

(10) Dosya mevcudu bilgi ve belgelerin incelenmesinden; ilk olarak 06.06.2012 tarihinde
dağıtıcı BALPET ile bayi NEBİOĞLU arasında, bayinin, BALPET’e 5+5 olmak kaydı ile
toplamda 10 yıl süre ile bayilik sözleşmesi akdetmeyi ve taşınmaz malikinden BALPET
lehine 10 yıl süre ile intifa hakkı tesis ettirmeyi taahhüt ettiği; BALPET’in de daha önce
üzerinde herhangi bir akaryakıt istasyonu yapılmamış olan bir arazi üzerinde akaryakıt
istasyonlarına özgü nakdi ve ayni yatırımlar yapmayı taahhüt ettiği bir protokol
imzalandığı anlaşılmaktadır. Yine 06.06.2012 tarihinde akaryakıt istasyonu faaliyetinin
yürütüleceği arsanın maliki Canberk KALKAN ile bayi NEBİOĞLU arasında bir kira
sözleşmesinin imzalandığı; ayrıca bayi NEBİOĞLU ve dağıtıcı BALPET arasında
06.06.2012 tarihli ve beş yıl süreyle geçerli ilk bayilik sözleşmesinin akdedildiği; tapu
kayıtlarından da anlaşılacağı üzere 12.06.2012 tarihinde mülkiyeti Canberk KALKAN’a
ait taşınmaz üzerinde BALPET lehine 10 yıl süreli bir intifa hakkı tesis edildiği
görülmektedir.
(11) Devam eden süreçte, 06.06.2012 tarihli ve beş yıl süreyle geçerli olan ilk bayilik
sözleşmesinin son bulması üzerine NEBİOĞLU ve BALPET’in ikinci bayilik sözleşmesini,
aralarında imza edilen protokole de uygun şekilde 06.06.2017 tarihinde ve beş yıl geçerli
olacak şekilde akdettikleri; 21.03.2018 tarihinde BALPET’in EPDK’ya gönderdiği yazı ve
ekinde yer alan 21.03.2018 tarihli fesih bildirisinden de anlaşılacağı üzere tarafların ikinci
bayilik sözleşmesini bu tarihte karşılıklı olarak feshettikleri; bu fesih üzerine BALPET ve
yeni bayi YALÇINLAR1 arasında başlangıç tarihi 21.03.2018 ve sona erme tarihi ise
12.06.2022 olan üçüncü bir bayilik sözleşmesinin akdedildiği görülmektedir.
(12) Yukarıda verilen bilgi ve belgelerden hareketle öncelikle NEBİOĞLU, YALÇINLAR,
BALPET ve malik Canberk KALKAN arasındaki dikey ilişkinin, 2002/2 sayılı Tebliğ ile
öngörülen grup muafiyetinden yararlanıp yararlanamayacağı, sonrasında ise dikey
ilişkinin bireysel muafiyet şartlarını taşıyıp taşımadığı incelenmiştir.
(13) 2002/2 sayılı Tebliğ’in 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, “Alıcının anlaşmaya
dayalı faaliyetlerini sürdürürken kullanacağı tesisin mülkiyeti arazi ile birlikte veya alıcı ile
bağlantısı olmayan üçüncü kişilerden sağlanan bir üst hakkı çerçevesinde sağlayıcıya ait
ise, yahut alıcı bu faaliyetini sağlayıcının alıcı ile bağlantısı olmayan üçüncü kişilerden
elde ettiği bir ayni veya şahsi kullanım hakkının konusu olan bir tesiste sürdürecekse,
alıcıya getirilen rekabet etmeme yükümlülüğü, söz konusu tesisin alıcı tarafından
kullanıldığı süreye bağlanabilir…” denilerek, alıcıya süresi beş yılı aşacak şekilde rekabet
etmeme yükümlülüğü getirebilmek için, akaryakıt istasyonunun mülkiyetinin doğrudan
sağlayıcıya ait olması ya da üst hakkının alıcı ile bağlantısı olmayan üçüncü kişilerden
elde edilmiş olması şart koşulmaktadır. Yine Dikey Anlaşmalara İlişkin Kılavuz’un
(Kılavuz) 39. paragrafında bu durum “…Bir başka deyişle, sağlayıcı tesisin mülkiyetini
alıcı ile bağlantısı olmayan üçüncü kişilerden sağlanan bir ayni veya şahsi hak (kira,
ariyet, üst ve intifa gibi) çerçevesinde elinde bulunduruyor ise ancak o zaman beş yıldan
daha uzun bir süre için alıcıya rekabet etmeme yükümlülüğü getirebilir…” şeklinde
açıklanmıştır.


1 Başvuru ekinde sunulan 30.07.2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi incelendiğinde ilk bayilik ilişkisinin tarafı
olan NEBİOĞLU’nun Abdurrahman ARAS’a ait hisselerinin Fevzi YALÇIN’a devredildiği; 02.05.2017 tarihli
Ticaret Sicil Gazetesi incelendiğinde, Fevzi YALÇIN’ın tek hissedarı olduğu YALÇINLAR’ı kurduğu; son
aşamada, 27.06.2018 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi incelendiğinde ise, Fevzi YALÇIN’ın tüm hisselerini
(…..)’a devrettiği ve bu kişinin şirketin tek hissedarı ve yetkilisi olduğu görülmektedir.
18-27/432-202
8/13

(14) Dosya mevcudu bilgiler doğrultusunda, NEBİOĞLU ile BALPET arasında akdedilen
06.06.2012 tarihli protokol ve ilk bayilik sözleşmesi, NEBİOĞLU ile malik arasında
akdedilen 06.06.2012 tarihli kira sözleşmesi, BALPET lehine tesis edilen 12.06.2012
tarihli ve 10 yıl süreli intifa hakkı, NEBİOĞLU ile BALPET arasında akdedilen 06.06.2017
tarihli ikinci bayilik sözleşmesi ve son olarak BALPET ve yeni bayi YALÇINLAR arasında
başlangıç tarihi 21.03.2018, sona erme tarihi 12.06.2022 olan üçüncü bayilik
sözleşmesinden müteşekkil dikey ilişkiyle ilgili olarak; taraflar arasında muhtelif
anlaşmalarla kurulmuş bulunan dikey ilişkinin, 06.06.2012 tarihli ilk bayilik
sözleşmesinden itibaren beş yıl süreyle 2002/2 sayılı Tebliğ ile öngörülen grup
muafiyetinden yararlandığı; bununla birlikte malik Canberk KALKAN ile bayi NEBİOĞLU
arasında akdedilmiş olan kira sözleşmesinin dikey ilişkiyi istisna kapsamından çıkaran
bir bağlantı niteliği taşıdığı, dolayısıyla dikey ilişkinin 2002/2 sayılı Tebliğ ile tanınan
istisnadan yararlanama imkânı bulunmadığından 06.06.2017 tarihinden itibaren grup
muafiyeti kapsamı dışında kaldığı sonucuna ulaşılmıştır.
I.2.2. Bireysel Muafiyet Değerlendirmesi
(15) Öncelikle şikâyetçi tarafça gönderilen ve 11.07.2018 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal
eden talep dilekçesinde ifade edilen hususlar göz önünde bulundurulmuştur. İlgili
dilekçede özetle; Kurulumuzun, önüne gelen ve bireysel muafiyetten yararlanma imkanı
olan dikey ilişkilerle ilgili olarak matbu bir şekilde verdiği “10 yıla kadar” sürenin hangi
iktisadi ve hukuki gerekçelerle tespit edildiğinin anlaşılamadığı, hiçbir kritere
bakılmaksızın standart bir şekilde her intifa başvurusuna, başvuru sahibinin arsa/tesisinin
lokasyonuna, iktisadi getirisine, yapılan yatırımın maliyeti ve getirisine ilişkin herhangi bir
analiz yapılmaksızın on yıla kadar sürenin verilmesinin hakkaniyete uygun olmadığı ifade
edilmiş ve bu nedenle Karar alınmadan önce gerçekçi ve ticari yaşamın kendi içindeki
gereklerine uygun bir analiz yapılabilmesini teminen Kurum Ekonomik Analiz Birimi
tarafından yukarıda belirtilen itirazlara yönelik bir iktisadi analiz yapılması, bu talep
Kurum tarafından karşılanmayacaksa yetkin bir bilirkişiye Kurum tarafından ekonomik
analiz yaptırılması ve hakkaniyete uygun olarak bireysel muafiyetin süresinin on yıla
kadar değil daha kısa bir süre için belirlenmesi talep edilmiştir. Konunun daha iyi anlaşılıp
değerlendirilebilmesi açısından, Kurul içtihatları çerçevesinde akaryakıt sektöründeki
dikey anlaşmalara bireysel muafiyet tanınması konusundaki temel gelişmelere aşağıda
yer verilmiştir.
(16) 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinde Rekabet Kuruluna, bu maddede belirtilen koşulların
tamamının varlığı halinde teşebbüsler arası anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birliği
kararlarının 4. madde hükümlerinin uygulanmasından muaf tutulmasına karar verme
yetkisi tanınmıştır. Kurulumuz tarafından ise akaryakıt sektöründeki dikey anlaşmalara
bireysel muafiyet verilebilmesinin şartları 25.02.2010 tarihli, 10-19/228-86 sayılı OPET
ve 10-19/229-87 sayılı DELTA ile 18.03.2010 tarihli, 10-24/338-122 sayılı TOTAL
kararlarıyla belirlenmiş; anılan ve izleyen kararlarda dikey anlaşmaların, daha önce
üzerinde hiçbir gerçek ve/veya tüzel kişi tarafından akaryakıt bayilik faaliyeti yapılmamış
arsalar/araziler üzerinde kurulmuş yeni akaryakıt istasyonlarına ilişkin olmaları ve
akaryakıt istasyonlarına özgü yatırımların dağıtıcı tarafından üstleniliyor olması dikkate
alınarak, bayilerin beşinci yılın sonunda, dağıtım firması tarafından üstlenilen ilişkiye
özgü yatırımın varsa kalan süreye tekabül eden bedelini ödeyerek anlaşmaları sona
erdirebilmeleri konusunda tarafların anlaşmaları koşuluyla 4054 sayılı Kanun’un 5.
maddesinde düzenlenen şartları taşıyacağına ve dolayısıyla 10 yıla kadar muafiyet
tanınmasına karar verilmiştir.

18-27/432-202
9/13

(17) Tarafların dikey ilişkiye devam etme hususunda anlaşamamaları halinde ise, bahse konu
dikey anlaşmaya bireysel muafiyet tanınamayacağı ve anılan dikey anlaşmanın 2002/2
sayılı Tebliğ kapsamında grup muafiyetinden yararlanabileceği beş yıllık sürenin
sonunda tarafların aralarındaki dikey ilişkiyi sonlandırmaları gerektiği, aksi takdirde
haklarında 4054 sayılı Kanun çerçevesinde işlem başlatılacağı yönünde görüş
bildirilmesi şeklinde bir uygulama benimsenmiştir.
(18) Söz konusu kararlar incelendiğinde, bireysel muafiyetin koşulları değerlendirilirken;
anlaşmaların yeni bir yatırıma aracılık etmeleri, sıfırdan yeni bir istasyon kurulması ve
bayilerin bu yatırım aracılığıyla pazarda faaliyette bulunacak olmaları gibi hususların
dikkate alınan başlıca faktörler olduğu görülmektedir. Nitekim Kurul’un 25.02.2010 tarih
ve 10-19/228-86 sayılı OPET kararında;
“anlaşmanın en önemli özelliği yeni bir yatırıma aracılık etmeleri, yani sıfırdan birer
istasyon kurulmasıdır.”
ifadesine yer verilmiş, 25.02.2010 tarih ve 10-19/229-87 sayılı Delta kararında ise;
“anlaşmalara konu yatırımların, pazarda ilk defa faaliyet gösterecek, yani “sıfırdan”
birer istasyon kurulması için yapılacak olması, Bayilerin bu yatırımlar aracılığıyla
pazarda faaliyette bulunacak olmaları ve söz konusu arazilerin değerlenerek istihdam
ve katma değer yaratan birer tesis haline gelecek olmaları gibi hususlar birlikte
değerlendirildiğinde, söz konusu yatırımların ekonomiye pozitif bir etki sağlayacağı
anlaşılmaktadır.”
yönünde değerlendirmede bulunarak bu husus vurgulanmıştır.
(19) Söz konusu kararlarda bireysel muafiyet süresinin tespiti ile ilgili olarak;
“…Dosyada yer alan ve Türkiye Akaryakıt Bayileri Petrol ve Gaz Şirketleri İşveren
Sendikası (TABGİS) tarafından Kurumumuza da gönderilen “Akaryakıt sektöründe
geçmişten günümüze yatırımlar” konulu araştırmada da belirtildiği üzere, dağıtım
şirketlerinin en az 3. en çok 6. yılında yatırımlarını amorti edecekleri belirtilmekte olup,
istasyonun kurulu bulunduğu yere göre başvuruda ifade edilen sürenin daha da
kısalabileceği öngörülmektedir.
Diğer taraftan yukarıda değinilen, AB Komisyonun doğalgaz çevrim santralleri inşası
gibi boyutu akaryakıt istasyonları ile karşılaştırılamayacak kadar büyük yatırımlarda
bile 15 yıllık süreyi yeterli görüyor olması karşısında, başvuru konusu anlaşmalar için
talep edilen 15 yıllık sürenin, rekabetin (a) ve (b) bölümlerinde ifade edilen faydaların
sağlanması açısından zorunlu olandan fazla sınırlanması anlamına geleceği, bu
nedenle daha kısa bir süre için muafiyet tanınması gerektiği değerlendirilmektedir.
Kaldı ki, yukarıda da açıklandığı üzere, … tarafından bildirim formlarında belirtilen
toplam yatırım tutarlarının tamamının, Dikey Anlaşmalara İlişkin Kılavuzun 131.
paragrafı ışığında, “ilişkiye özgü yatırım” olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.
Sayılan nedenlerle, bildirime konu anlaşmalarda öngörülen yatırımlardan beklenen
faydaların ortaya çıkmasına engel olmayacak ve yatırım güdüsünü olumsuz
etkilemeyecek bir sonuca ulaşabilmek bakımından, Bayinin 5. yılın sonunda, …
tarafından üstlenilen ilişkiye özgü yatırım bedelinin kalan kısmını ödeyerek sözleşmeyi
feshedebilmesi konusunda tarafların anlaşmaları halinde, bildirime konu dikey
anlaşmaya 10 yıla kadar muafiyet tanınabileceği kanaatine varılmıştır.”
değerlendirmelerine yer verilmiştir.

18-27/432-202
10/13

(20) Kurul’un akaryakıt sektöründeki dikey anlaşmalara ilişkin bu yaklaşımı dört yıl boyunca
sürdürülmüş ancak Ankara 15. İdare Mahkemesinin 22.04.2014 tarih ve 2014/501 K.
sayılı kararıyla, 28.03.2013 tarih ve 13-17/243-118 sayılı Kurulumuz kararının sonuç
bölümünde yer alan “Tarafların yukarıda belirtilen hususlarda anlaşamamaları halinde
ise, bahse konu anlaşmaya bireysel muafiyet de tanınamayacağına; bu nedenle
gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren altmış gün içinde aralarındaki dikey anlaşmayı
sonlandırmaları gerektiği, aksi takdirde haklarında 4054 sayılı Kanun çerçevesinde işlem
başlatılacağı”na ilişkin kısmının iptal edilmesiyle bu yaklaşım değiştirilmiştir.
(21) Söz konusu mahkeme kararında gerekçe olarak;
“… müdahil tarafa tek taraflı yetki verildiği, hem davacı lehine bireysel muafiyet
tanındığı hem de bireysel muafiyetin gerçekleşebilmesi için 60 günlük anlaşma şartı
getirildiği, bu şekilde müdahil tarafa anlaşmama hakkı verilerek bireysel muafiyetin
uygulanmamasının önünün açıldığı, dava konusu işlemin ikinci kısmında zaten
müdahil tarafa üstlenilen ilişkiye özgü yatırımın varsa kalan süreye tekabül eden
kısmını ödeyerek anlaşmayı sona erdirme imkanı tanındığı, müdahil tarafça yatırım
bedeli ödenerek anlaşmanın sonlandırılabileceği, böyle bir hakkın verildiği bir
durumda ayrıca müdahil tarafa anlaşmayarak bireysel muafiyetin sona
erdirebilmesinin önünün açılmasının davacı tarafından yatırım bedelini alamaması
sonucunu doğuracağı, bu durumun ise hakkaniyete aykırı olacağı anlaşıldığından,
dava konusu işlemin anılan kısmında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.”
değerlendirmelerine yer verilmiştir.
(22) Bunun üzerine 20.08.2014 tarih ve 14-29/586-254 sayılı Kurul kararında bireysel
muafiyet koşullarına ilişkin yeni değerlendirmelerde bulunulmuştur. Söz konusu kararda;
“… Bununla birlikte, bireysel muafiyet değerlendirmesine ilişkin yapılacak
değişikliklerde ise uygulama kapsamında karşılaşılan sorunların da dikkate alınması
gerekmektedir. Bunların başında “Tarafların dikey ilişkiye devam etme hususunda
anlaşamamaları halinde dikey anlaşmaya bireysel muafiyet tanınmaması” yönündeki
koşul ile bayiye tek taraflı olarak anlaşmama hakkı verilmesi ve bireysel muafiyet
uygulamasının etkisiz hale gelmesi yer almaktadır. Dağıtım firması ile çalışmak
istemeyen bayiler, beşinci yılın sonunda dağıtıcısıyla anlaşmayarak aralarındaki dikey
ilişkiyi sonlandırma yolunu seçmektedir. Bu durum ise Kurulumuzun grup muafiyeti
kapsamında beş yıl ile sınırladığı dikey anlaşmalara ilişkin kararları ile bireysel
muafiyet kararları arasında bir farkın kalmamasına yol açmaktadır. Öte yandan,
Kurulumuz kararlarında irade yenilemeleri olarak kabul edilen ve tarafların Anayasal
sözleşme özgürlüğü kapsamında her zaman yeniden anlaşarak aralarındaki
sözleşmesel ilişkiyi yenileyebilecek olmaları karşısında, bahse konu koşul pratik bir
fayda sağlamamaktadır.
(…)
Mahkeme kararı da dikkate alındığında, mevcut uygulamada dikkate alınan “Tarafların
dikey ilişkiye devam etme hususunda anlaşamamaları halinde dikey anlaşmaya
bireysel muafiyet tanınmaması” yönündeki koşulun bireysel muafiyet ile amaçlanan
yatırımların teşviki ve yeni istihdam yaratılması aracılığıyla yeterli etkinliğin
sağlanması sonucuna ulaşılması açısından zorunlu olmaktan çıktığı, dolayısıyla söz
konusu koşulun terk edilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.
Öte yandan, sıfırdan yeni kurulan bir istasyona ilişkin yapılması gereken yatırım
tutarının ne olacağı ve ne kadarlık bir sürede bu yatırımın geri dönüşünün sağlanacağı
dikey ilişkinin taraflarınca kararlaştırılabilecek hususlardır.”
değerlendirmelerine yer verilerek bir dikey anlaşmaya 10 yıla kadar bireysel muafiyet
18-27/432-202
11/13

tanınabilmesi için söz konusu anlaşmanın, “daha önce üzerinde akaryakıt bayilik faaliyeti
yapılmamış arsa/arazi üzerinde kurulmuş yeni bir akaryakıt istasyonuna ilişkin olması”nın
yeterli olacağı hüküm altına alınmıştır2.
(23) Yukarıda özet halinde yer verilen bilgilerden anlaşılacağı üzere, akaryakıt sektöründeki
dikey anlaşmalara ilişkin bireysel muafiyet kararlarında “10 yıla kadar” tanınan süre,
Kurulumuz içtihatları çerçevesinde yatırımda bulunan tarafın yatırımlarını
karşılayabilmesi adına bir azami süre olarak tanınmıştır. Buna ek olarak 20.08.2014 tarih
ve 14-29/586-254 sayılı Kurul kararında, yapılan yatırımın ne zaman karşılanmış
sayılacağının kimin tarafından tespit edilmesi gerektiği ile ilgili olarak “sıfırdan yeni
kurulan bir istasyona ilişkin yapılması gereken yatırım tutarının ne olacağı ve ne kadarlık
bir sürede bu yatırımın geri dönüşünün sağlanacağı dikey ilişkinin taraflarınca
kararlaştırılabilecek hususlardır” değerlendirmelerinde bulunulmuş ve yatırım
yapılmasına yönelik hususlar bireysel muafiyet tanınabilmesi için aranan bir şart
olmaktan çıkarılarak konu tarafların iradelerine bırakılmıştır. Dolayısıyla taraflar, bireysel
muafiyet şartlarının sağlandığını düşündükleri dikey anlaşmalarda, Kurulumuz
içtihatlarıyla azami süre imkânı olarak tanınan 10 yıllık süreyi aşmayacak şekilde serbest
iradeleriyle, rekabet etmeme yükümlülüğü öngören veya bu amaca hizmet eden
sözleşmeler (bayilik, intifa, kira vb.) akdetme imkânına sahiptirler. Bir başka ifadeyle,
Kurul bu kapsamdaki her bir dikey ilişki bakımından yapılan yatırımın geri dönüşünün ne
kadar sürede sağlanarak anlaşmanın bireysel muafiyet kapsamı dışına çıkacağını ayrı
ayrı hesaplamak yerine azami bir süre belirledikten sonra bu hususu hukuka ve ticari
yaşamın gereklerine de daha uygun düşen bir biçimde tarafların iradesine bırakmıştır.
Örneğin, yatırım bedelinin ancak sekizinci yılın sonunda karşılanabileceği
öngörülüyorsa, taraflar serbest iradeleriyle sekiz yıllık sözleşme yapma özgürlüğüne
sahiptirler.
(24) Somut uyuşmazlıkta da malik Canberk KALKAN ile BALPET arasında akdedilen
12.06.2012 tarihli intifa senedinde hüküm altına alınan “Malike ait arsa üzerinde işbu
sözleşme tarihinden önce hiçbir gerçek ve/veya tüzel kişi tarafından akaryakıt bayilik
faaliyeti yapılmamış olup arsalar/araziler üzerinde yatırımların tamamı lehine intifa hakkı
tesis edilen Şirket tarafından karşılanmak suretiyle akaryakıt istasyonu kurulmuştur.
Akaryakıt istasyonlarına özgü tüm kalıcı ve kalıcı olmayan tüm yatırımların tamamı Şirket
tarafından karşılanmış olması nedeniyle 10 yıl süreli intifa hakkı tesisi yapılmıştır”
şeklindeki ibareden, tarafların söz konusu dikey anlaşma kapsamında yapılan yatırım
bedellerinin karşılanma süresini serbest iradeleriyle 10 yıl olarak belirledikleri kabul
edilmelidir. Zira söz konusu intifa senedinin akdedildiği tarihe kadar Kurulumuzun
bireysel muafiyet tanınmasına yönelik birçok karar aldığı ve Kurulumuz içtihadının sektör
oyuncuları tarafından bilindiği kuşkusuzdur. Bu sebeple, başvuru sahibi tarafından ileri
sürülen, yatırımın finansman maliyetinin kaç yılda karşılanacağının hesaplanarak intifa
süresinin buna göre tespit edilmesine yönelik talep hakkında herhangi bir ek işlem
tesisine yer olmadığı değerlendirilmektedir.


2 Kurul’un 25.12.2014 tarihli, 14-54/924-419 sayılı; 23.06.2016 tarihli, 16-21/356-162 sayılı; 27.09.2017
tarihli, 17-30/484-208 sayılı ve 29.03.2018 tarihli 18-09/154-74 sayılı kararlarında da aynı yaklaşım
sürdürülmüştür.

18-27/432-202
12/13

(25) Somut olayda, BALPET tarafından intikal eden cevabi yazıda, taşınmaz üzerinde kurulu
akaryakıt istasyonunun üzerinde daha önce gerçek ve/veya tüzel kişi tarafından
akaryakıt bayilik faaliyeti yapılmadığı ve akaryakıt istasyonunun kuruluşuna ilişkin
maliyetlerin BALPET tarafından karşılandığı ifade edilmiştir. Dosya kapsamında yapılan
incelemelerde de, söz konusu dikey ilişkinin daha önce üzerinde akaryakıt bayilik faaliyeti
yapılmamış arazi üzerinde kurulmuş yeni bir akaryakıt istasyonuna ilişkin olduğunu
gösterir nitelikte birçok belgeye rastlanmıştır. Nitekim malik Canberk KALKAN ile
NEBİOĞLU arasında akdedilmiş olan 06.06.2012 tarihli kira sözleşmesinde, kiralanan
şeyin cinsinin boş arsa (üzerinde kiracı tarafından bir akaryakıt ve LPG istasyonu inşa
edilecektir) olarak belirtildiği; yine Canberk KALKAN ile BALPET arasında akdedilen
12.06.2012 tarihli intifa senedinde, “Malike ait arsa üzerinde işbu sözleşme tarihinden
önce hiçbir gerçek ve/veya tüzel kişi tarafından akaryakıt bayilik faaliyeti yapılmamış olup
arsalar/araziler üzerinde yatırımların tamamı lehine intifa hakkı tesis edilen Şirket
tarafından karşılanmak suretiyle akaryakıt istasyonu kurulmuştur. Akaryakıt
istasyonlarına özgü tüm kalıcı ve kalıcı olmayan tüm yatırımların tamamı Şirket
tarafından karşılanmış olması nedeniyle 10 yıl süreli intifa hakkı tesisi yapılmıştır”
ibaresinin bulunduğu açıkça görülmektedir. Dolayısıyla başvuru konusu akaryakıt
istasyonunun, daha önce üzerinde akaryakıt bayilik faaliyeti yapılmayan arazi üzerinde
kurulmuş yeni bir istasyon olması nedeniyle, taraflar arasındaki dikey ilişkinin 06.06.2012
tarihinden itibaren 10 yıla kadar bireysel muafiyetten yararlanabileceği
değerlendirilmektedir.
(26) Öte yandan başvuruda ileri sürülen NEBİOĞLU ile olan bayilik ilişkisinin sonlandırılıp
YALÇINLAR ile yeni bir bayilik ilişkisi kurulması işlemi ile BALPET’in 13.07.2018 tarihli
yazısında ifade edilen hususların bireysel muafiyetin süresine etki eden herhangi bir
yönü bulunmamaktadır.
(27) Yukarıda açıklanan nedenlerle malik Canberk KALKAN, NEBİOĞLU, YALÇINLAR ve
BALPET arasındaki muhtelif sözleşmelerle kurulmuş dikey ilişkinin 06.06.2017 tarihine
kadar 2002/2 sayılı Tebliğ ile öngörülen grup muafiyetinden yararlandığı, Canberk
KALKAN ile NEBİOĞLU arasında dikey ilişkiyi istisna kapsamından çıkaran nitelikte bir
bağlantı bulunduğundan dikey ilişkinin istisna hükmünden yararlanma imkânının
bulunmadığı; bununla birlikte söz konusu dikey ilişkinin, daha önce üzerinde akaryakıt
bayilik faaliyeti yapılmayan arazi üzerinde kurulmuş yeni bir istasyona ilişkin olması
sebebiyle 06.06.2012 tarihinden itibaren 10 yıla kadar bireysel muafiyetten
yararlanabileceği kanaatine varılmıştır.

18-27/432-202
13/13

J. SONUÇ
(28) Düzenlenen rapora ve incelenen dosya kapsamına göre;
- Canberk KALKAN, Nebioğlu Petrol İnşaat Tic. Ltd. Şti., İzmir Yalçınlar Grup Akaryakıt
San. ve Tic. Ltd. Şti. ve Balpet Petrol Ürünleri A.Ş. arasında muhtelif sözleşmelerle
kurulmuş olan dikey ilişkiye, daha önce üzerinde akaryakıt bayilik faaliyeti yapılmayan
arazi üzerinde kurulmuş yeni bir istasyona ilişkin olması sebebiyle 06.06.2012
tarihinden itibaren 10 yıla kadar bireysel muafiyet tanınmasına,
- Dolayısıyla 4054 sayılı Kanun’un 41. maddesi uyarınca şikâyetin reddi ile soruşturma
açılmamasına
gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemelerinde yargı
yolu açık olmak üzere, OYBİRLİĞİ ile karar verilmiştir.


Full & Egal Universal Law Academy