Rekabet Kurumu - Karar Sayı 18-12/227-102
Karar Dilini Çevir:
Rekabet Kurumu
Karar Sayısı: 18-12/227-102
Karar Türü: Rekabet İhlali
Konu: Microsoft Bilgisayar Yazılım Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından internet kafelere yönelik olarak hazırlanan ‘‘3+ projesi’’ kapsamında 4054 sayılı Kanun’un ihlal edildiği iddiasına ilişkin 07.12.2011 tarih ve 11-60/1555-550 sayılı Kurul kararının Danıştay 13. Dairesinin 25.10.2016 tarih ve 2012/1000 E., 2016/3413 K. sayılı kararı ile iptali üzerine 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesinin ihlal edilip edilmediğinin tespiti
Karar Tarihi: 24.04.2018


Rekabet Kurumu Başkanlığından,

(Yargı Kararı Üzerine)
REKABET KURULU KARARI

Dosya Sayısı : 2011-2-379 (Soruşturma)
Karar Sayısı : 18-12/227-102
Karar Tarihi : 24.04.2018
A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER
Başkan : Prof. Dr. Ömer TORLAK
Üyeler : Arslan NARİN, Adem BİRCAN, Şükran KODALAK, Mehmet AYAN
B. RAPORTÖRLER : Didem ULUÇ SÜDEMEN, Ahmet ŞAHİN
C. BAŞVURUDA
BULUNAN : - İstanbul İnternet Kafeciler Esnaf Odası
Temsilcisi: Av. Sefa KARCIOĞLU
Vatan Cad. Avrasya İş Merkezi No: 6 Kat 3 D:10-11
Çağlayan, Kağıthane/ İSTANBUL
D. HAKKINDA SORUŞTURMA
YAPILAN :- Microsoft Bilgisayar Yazılım Hizmetleri Ltd. Şti.
Temsilcisi: Dr. Aydın ÖZTUNALI
Dikmen Caddesi, Mesa Dora Sitesi, A-Blok, 174/21
Dikmen/ANKARA
(1) E. DOSYA KONUSU: Microsoft Bilgisayar Yazılım Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından
internet kafelere yönelik olarak hazırlanan ‘‘3+ projesi’’ kapsamında 4054 sayılı
Kanun’un ihlal edildiği iddiasına ilişkin 07.12.2011 tarih ve 11-60/1555-550 sayılı
Kurul kararının Danıştay 13. Dairesinin 25.10.2016 tarih ve 2012/1000 E.,
2016/3413 K. sayılı kararı ile iptali üzerine 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesinin ihlal
edilip edilmediğinin tespiti.
(2) F. İDDİALARIN ÖZETİ: Rekabet Kurumu (Kurum) kayıtlarına 28.07.2011 tarih, 5465
sayı ve 10.08.2011 tarih, 5824 sayılar ile intikal eden ve İstanbul İnternet Kafeciler Esnaf
Odası (İİKEO) temsilcisi tarafından yapılan başvurularda;
 Microsoft Bilgisayar Yazılım Hizmetleri Ltd. Şti.’nin (MICROSOFT) web
sayfasında yaptığı açıklamaya göre; 3+ internet kafe projesinin, İnternet Kafeciler
Odaları öncülüğünde başlatıldığı ve MICROSOFT’un bu kampanyaya sadece
destek verdiğinin ifade edildiği, ancak gerçekte kampanyanın MICROSOFT’un
talimatıyla Türkiye’de yeni ürün satmak için başlatıldığı ve Oda yöneticilerinin
bundan menfaat sağladıkları,
 Odalara kurulum işlemi başına 5 ABD Doları ödeneceğinin vaat edildiği,
 Bu şekilde tamamen Oda yönetimi tarafından kontrol edilen şirketlere ciddi gelir
sağlandığı,
 MICROSOFT’un kurulum yapmak istemesinin asıl nedeninin güvenli kurulum
olmadığı, bu ürünlerin çok büyük bir rahatlıkla zaten internet kafeciler tarafından
kurulabileceği,
 İnternet kafelere satılan ürünlerin birbirine bağlı olarak satıldığı ve bunun
kampanyada zorunlu hale getirildiği, MICROSOFT’un başka ülkelerde de
18-12/227-102
2/24

internet kafeler için benzer kampanyalar yaptığı ancak bu kampanya ürünlerinin
ayrı ayrı satıldığı,
 Kampanya ürünlerinin Endonezya’da 56 ABD Doları’na satılırken, Türkiye’de 100
ABD Doları’na satıldığı, ülkeler arasında fiyat farklılıklarının olabileceği, ancak bu
kadar farklı fiyat verilmesinin hem fahiş fiyat uygulaması hem de ayrımcılık teşkil
ettiği,
 MICROSOFT’un telif hukukunda yeri olmayan bir kiralama ücreti aldığı, bu
ücretin internet kafecilerin bu programı üçüncü kişilere kullandırmaları
karşılığında talep edildiği, oysa internet kafecilerin söz konusu ürünü zaten ticari
olarak kullandırmak için satın aldıkları,
 MICROSOFT’un internet kafecilerle yaptıkları anlaşmalarla internet kafecilerin
kiralama hakkını kısıtladığı, daha sonra ise kiralama hakkı olduğu iddia edilen
yeni bir ürün sattıkları, diğer bir ifadeyle MICROSOFT’un internet kafelere
sözleşme ile kiralama haklarının olmadığı yönünde bir sözleşme imzalattıktan
sonra bu kez kiralama için ürün sattıkları,
 MICROSOFT tarafından kiralama hakkı adı altında satılan ürünün gerçekte yeni
ve bambaşka bir ürün olup rental adı altında satıldığı, örneğin Windows Vista
Bussiness kullanma hakkının kiralama adı altında Business Vista olarak satıldığı,
 MICROSOFT’un ilgili kampanyadan önce de internet kafeciler için birtakım
kampanyalar yaptığı ve Home Edition ile Windows XP’yi internet kafelere özel
olarak sattığı, bu kampanyalar ile yüzlerce internet kafenin lisanslı ürünleri aldığı
ve kullanmaya başladığı, 3+ projesi bağlamında yapılan lansmanlarda Home
Edition ürünlerinin ticari kullanıma uygun ürünler olmadığının beyan edildiği,
böylelikle elinde lisanslı ürünler olsa dahi, internet kafecilerin 3+ kampanyasında
satılan ürünleri satın almak zorunda oldukları izleniminin uyandırıldığı,
 3+ projesiyle satışa sunulan ürünlerin internet kafecilerin ihtiyacı kadar değil,
ellerindeki tüm bilgisayarlar için satıldığı, böylelikle MICROSOFT’un daha fazla
ürün sattığı ve haksız kazanç sağladığı,
 MICROSOFT’un Odalardan internet kafelerin tüm bilgilerini istediği ve bu
bilgilerin Odalar tarafından MICROSOFT’a sunulduğu,
 3+ internet kafe projesi üzerinden ürün satışı yapacak satıcıların MICROSOFT
tarafından bilinçli olarak azaltıldığı,
 Mezkur proje sürecinde satılan ürünlerin satışının özel bir teknik ya da yetenek
gerektirmediği, MICROSOFT’un 3000’den fazla çözüm ortağı (Gold Partner ve
Silver Partner’ların toplam sayısı) tarafından satılmasının mümkün olduğu,
bununla birlikte kampanya dahilinde ürün satacak firmaların sayısının azaltılması
için çözüm ortaklarının kurulum işlemi de yapmaları gerektiği, bu nedenle
kurulum yapacak ekip için iki adet yazılım envanter yönetimi (YEY) uzmanının
bulunması koşulunun getirildiği, böylelikle satıcı sayısının on üçe kadar indirildiği,
 Kampanya dahilinde ürün satmak ya da satılan ürünleri kurmak için YEY
uzmanının olmasına gerek olmadığı,
 İİKEO ve Ankara İnternet Kafeciler Esnaf Odası’na (AİKEO) ait şirketlerin bu
şartları taşımadıkları halde satıcı listesine eklendikleri ve bu şekilde satıcı
sayısının on beşe çıktığı, Odalara ait şirketlerde hiçbir zaman iki adet YEY
uzmanının çalışmadığı,

18-12/227-102
3/24

 MICROSOFT’un; ürünlerin öncelikle Oda şirketlerince satılmasını organize ettiği,
Odaların bu on üç şirketten çok önce internet kafecilerden kampanya bünyesinde
ürün satışı yapacağını duyurduğu ve internet kafecilerden ürünleri 100 Dolardan
alacağı yönünde bir taahhüt aldıkları
ifade edilerek, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun (4054 sayılı Kanun)
kapsamında gereğinin yapılması talep edilmektedir.
(3) G. DOSYA EVRELERİ: Başvuruda yer verilen bilgi ve belgelerin incelenmesi
sonucunda düzenlenen 23.08.2011 tarih ve 2011-2-379/İİ-11-379. EÖK sayılı İlk
İnceleme Raporu, Rekabet Kurulunun (Kurul) 14.09.2011 tarihli toplantısında
görüşülmüş ve 11-47/1174-M sayı ile MICROSOFT, İİKEO ve AİKEO hakkında 4054
sayılı Kanun’un 40. maddesinin birinci fıkrası uyarınca önaraştırma yapılmasına karar
verilmiştir.
(4) Hazırlanan 30.11.2011 tarih ve 2011-2-379/ÖA-11-379.EÖK
sayılı Önaraştırma Raporu ve ekleri Kurul’un 07.12.2011 tarihli toplantısında ele alınmış
ve dosyaya konu iddialar bakımından soruşturma açılmasına gerek olmadığına 11-
60/1555-550 sayı ile karar verilmiştir.
(5) Başvuru sahibi tarafından 07.12.2011 tarih ve 11-60/1555-550 sayılı Kurul kararının
iptali istemiyle açılan davada Danıştay 13. Dairesi tarafından; davacının Kuruma ilettiği
şikayet dilekçesinde MICROSOFT hakkında ileri sürdüğü iddiaların rekabet hukuku
açısından ciddi iddialar olduğu ve söz konusu iddiaları destekler nitelikte dava
dosyasına sunulan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı Gümrük ve Ticaret Müfettişliği
eliyle düzenlenen 17.08.2015 tarih ve 248-C-4 sayılı soruşturma raporunda da anılan
hususlarla ilgili tespitlerin yer aldığı, bu bağlamda, Kurul'ca yapılacak incelemelerde
yeterince tatminkar bilgi ve belgelere ulaşılarak bir değerlendirme yapılması ve davacı
tarafından ileri sürülen iddiaların rekabet ihlali oluşturup oluşturmadığı yönünde etraflıca
değerlendirilmesini teminen soruşturma açılmasına karar verilmesi gerekirken,
MICROSOFT’tan talep dilen bilgilere cevaben gönderilen yazılar dikkate alınarak
soruşturma açılmasına gerek olmadığına ve şikayetin reddine yönelik işlem tesis
edilmesinde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle 25.10.2016 tarih ve 2012/1000
E.2016/3413 K. sayı ile anılan kararın iptaline hükmedilmiştir.
(6) Mezkur iptal kararının yerine getirilmesini teminen Kurul tarafından 20.04.2017 tarih ve
17-13/171-M sayı ile MICROSOFT hakkında 4054 sayılı Kanun’un 41. maddesi
uyarınca soruşturma açılmasına karar verilmiştir. Soruşturma açılmasına ve 4054 sayılı
Kanun’un 43/2. maddesi uyarınca ilk yazılı savunmanın 30 gün içinde gönderilmesi
gerektiğine ilişkin 04.05.2017 tarih ve 5374 sayı ile yapılan bildirime mukabil gönderilen
MICROSOFT’un birinci yazılı savunması, 06.06.2017 tarih ve 3974 sayı ile Kurum
kayıtlarına intikal etmiştir.
(7) Soruşturma sürecinde dosya konusu iddialar hakkında detaylı bilgiye sahip olmak
amacıyla şikayetçi İİKEO, MICROSOFT’un distribütörlerinden Logosoft Bilişim
Teknolojileri A.Ş. (LOGOSOFT) ve Arena Bilgisayar San. ve Tic. A.Ş. (ARENA), AİKEO
ve soruşturmanın tarafı MICROSOFT ile sırasıyla 19.07.2017, 15.08.2017, 17.08.2017,
11.12.2017 ve 16.08.2017 tarihlerinde görüşmeler gerçekleştirilmiştir. İlgili görüşme
sırasında MICROSOFT’tan talep edilen bilgi ve belgeler 08.09.2017 tarih ve 6408
sayıyla Kurum kayıtlarına girmiştir. Ayrıca 20.07.2017 tarihinde MICROSOFT’ta yerinde
inceleme yapılmıştır.
(8) Kurul’un 07.09.2017 tarihli toplantısında, 17-28/459-M sayılı ile soruşturmanın ilk altı
aylık süresinin bitiminden itibaren üç ay uzatılması yönünde karar tesis edilmiştir.
18-12/227-102
4/24

(9) Yürütülen soruşturmaya istinaden hazırlanan 20.01.2018 tarih ve 2011-2-379/SR sayılı
Soruşturma Raporu ve ekleri Kurul üyelerine ve MICROSOFT’a 4054 sayılı Kanun’un
45. maddesi gereğince tebliğ edilmiş ve teşebbüsün ikinci yazılı savunması ilgili yazıyla
birlikte talep edilmiştir. Soruşturma Raporunu 29.01.2018 tarihinde tebellüğ eden
teşebbüsün ikinci yazılı savunması, süresi içerisinde Kurum kayıtlarına intikal etmiştir.
(10) MICROSOFT tarafından gönderilen, sözlü savunma talep edilmediğini bildirir yazı
09.03.2018 tarih ve 2032 sayı ile Kurum kayıtlarına girmiştir.
(11) MICROSOFT’un ikinci yazılı savunmasına karşılık hazırlanmış bulunan 13.03.2018
tarih ve 2011-2-379/EG sayılı Ek Görüş, Kurul üyeleri ve mezkur teşebbüse tebliğ
edilmiştir. MICROSOFT tarafından mevcut soruşturma hakkında süresi içinde Kuruma
sunulmuş bir üçüncü yazılı savunma ise bulunmamaktadır.
(12) 4054 sayılı Kanun’un 46. maddesi uyarınca sözlü savunma toplantısı yapılması
hususunun görüşülmesi hakkındaki 12.04.2018 tarih ve 13183850-4721 sayılı
Başkanlık Önergesi, 18.04.2018 tarihli Kurul toplantısında ele alınmış ve 18-11/202-M
sayı ile sözlü savunma toplantısı yapılmasına gerek olmadığına karar verilmiştir.
(13) Kurul; yürütülen soruşturma ile ilgili olarak düzenlenen Rapor, Ek Görüş, toplanan
deliller, yazılı savunmalar ve incelenen dosya muhteviyatına göre 24.04.2018 tarih ve
18-12/227-102 sayı ile işbu nihai kararı tesis etmiştir.
(14) H. RAPORTÖR GÖRÜŞÜ: Mevcut soruşturma çerçevesinde elde edilen bilgi ve
belgeler ışığında, dosya konusu iddialara yönelik olarak MICROSOFT’un 4054 sayılı
Kanun’u ihlal ettiğine dair herhangi bir bilgi ve belgeye ulaşılmadığı, dolayısıyla adı
geçen teşebbüs hakkında aynı Kanun'un 16. maddesi uyarınca idari para cezası
uygulanmasına gerek olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmektedir.
I. İNCELEME, GEREKÇE VE HUKUKİ DAYANAK
I.1. Hakkında Soruşturma Yürütülen Teşebbüs: MICROSOFT1
(15) Mevcut dosyanın tarafı MICROSOFT’un ana hissedarı olan MICROSOFT Corporation
(MS Corporation), ABD kanunlarına göre kurulmuş olan %85’i halka açık bir şirkettir.
Şirketin halka açık olmayan %15’lik hissesine ise yönetim kurulu üyeleri ve yöneticiler
sahiptir. MICROSOFT ürünlerinin lisansörü olan şirketlere, MS Corporation tarafından
bölgeler verilmektedir. Türkiye’nin de içinde bulunduğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika
(AOA) Bölgesi’nde MICROSOFT ürünlerinin lisansörü ise MICROSOFT Ireland
Operations Limited (MIOL)’dir. MICROSOFT ürünleri; Türkiye’de bulunan iş ortakları,
büyük sistem satıcıları vb. kanallar ile MIOL tarafından lisanslanmaktadır.
(16) Hakkında inceleme yapılan teşebbüs konumundaki MICROSOFT ise pazarlama ve
satış sonrası destek hizmetleri ile teknik destek ve danışmanlık hizmetleriyle iştigal
eden, Türkiye kanunlarına göre kurulmuş bir şirkettir. Teşebbüs, ülkemizde yazılım
ürünlerinin dağıtımını doğrudan kendisi yapmamakta; yetkili distribütörleri vasıtasıyla
dağıtım ve satışı gerçekleştirmektedir.
I.2. Sektöre İlişkin Bilgi2
(17) İşletim sistemi temel olarak bilgisayar kaynaklarının (ana hafıza alanı, disk alanı, giriş
çıkış kanalları gibi) kullanımını ve dağılımını kontrol eden yazılım programıdır. İşletim
sistemi aynı zamanda kullanıcı merkezli görevleri gerçekleştiren ve uygulama adı
verilen yazılım programlarının fonksiyonlarını da desteklemektedir.

1 14.07.2017 tarih ve 11-43/933-300 sayılı Kurul kararından yararlanılmıştır.
2 03.05.2012 tarih ve 12-24/661-183 sayılı Kurul kararından faydalanılmıştır.
18-12/227-102
5/24

(18) İşletim sistemleri, kaynak kodlarının kamuya açılmadığı ve lisanslanarak kullanıcılara
sunulduğu yazılım modeli (Örneğin MICROSOFT ve Apple tarafından üretilen işletim
sistemleri) ile kaynak kodlarının kamuya açıldığı yazılım modeli (Linux ve Android
işletim sistemleri gibi) olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
(19) İşletim sistemlerinin yanında bilgisayarlarda çeşitli amaçlara yönelik olarak kullanılan
uygulama programları bulunmaktadır. Bunlar içerisinde yer alan internet tarayıcısı, ofis
programları ve ortam oynatıcıları günlük hayatta sıkça kullanılan yazılımlardır. Bu
yazılımlardan internet tarayıcısı ve ortam oynatıcılara genellikle internet üzerinden
ücretsiz erişim mümkünken, MICROSOFT tarafından üretilen MS Office programları
lisans bedeli karşılığında verilmekte, bununla birlikte açık kaynak olarak tasarlanan
Open Office’e erişim ise ücretsiz sunulmaktadır. Mevcut durumda işletim sistemleri
pazarında MICROSOFT en büyük oyuncu konumundadır.
I.3. İlgili Pazar
I.3.1. İlgili Ürün Pazarı
(20) İşletim sistemleri, internet tarayıcısı, ofis programları ve ortam oynatıcılarının her biri,
farklı amaçlara ve ihtiyaçlara yönelik olmaları ve farklı kişiler tarafından sunulabilmeleri
bakımından arz ve talep açısından ikame edilebilir ürün pazarları içerisinde yer
almamaktadır.
(21) Kullanıcıların işletim sistemleri yerine ikame edebilecekleri başka bir ürünün
bulunmamasının en önemli nedeni, işletim sistemleri üretiminin çok büyük miktarda
sabit yatırım gerektirmesidir. Aynı zamanda yazılım endüstrisinin özellikleri nedeniyle
ortaya çıkan şebeke dışsallıkları işletim sistemlerinin arzı bakımından önemli bir rol
oynamaktadır. Tek başına işletim sistemini piyasaya sürmek yeterli olmamakta, aynı
zamanda bu sistem üzerinde tüketicilerin kullanabileceği miktarda uygulama
programının bulunması gerekmektedir. Uygulama programı üreticileri ise temeli geniş
olan işletim sistemleri için program yazmakta, yeni ortaya çıkan işletim sistemleri,
program üreticilerinin desteğini kolaylıkla çekememektedir. Dolayısıyla, arz yönünden
diğer yazılım üreticilerinin bu pazara girmelerinin önünde önemli giriş engelleri
mevcuttur. Bu bağlamda, “işletim sistemleri pazarı”, yazılım ürünleri içerisinde ayrı bir
ürün pazarını oluşturmaktadır. İşletim sistemlerinin kullanım amacına göre farklılaştığı
ve bilgisayar, tablet bilgisayar, mobil cihazlar ve sürücülere yönelik olarak
üretilebildikleri bilinmektedir.
(22) Özellikle son yıllarda, tablet bilgisayar ve akıllı mobil cihazların gelişimi ve
yaygınlaşmasıyla birlikte, bu ürünlere yönelik işletim sistemleri, talep ve arz ikamesi
bakımından “bilgisayar işletim sistemlerinden” ayrı bir ürün olarak gelişmeye
başlamıştır. Bu çerçevede, işletim sistemleri pazarının “bilgisayarlarda kullanılan işletim
sistemleri”, “tablet bilgisayarlarda kullanılan işletim sistemleri”, “mobil cihazlarda
kullanılan işletim sistemleri” ve “sunucularda kullanılan işletim sistemleri” şeklinde alt
pazarlarda incelenmesi mümkündür.
(23) Ayrıca her bir uygulama yazılımı türünün farklı tüketici ihtiyaçlarına cevap vermesi
nedeniyle, her bir yazılım grubu özelinde, “ofis programları”, “ortam oynatıcıları” ve
“işletme çözümleri” gibi ayrı ürün pazarlarından söz edilebilmektedir.
(24) Sunulan bilgi ve açıklamalar ışığında, mevcut dosya bakımından ilgili ürün pazarları
“bilgisayarlarda kullanılan işletim sistemleri pazarı” ve “ofis programları pazarı” şeklinde
tanımlanmıştır.
18-12/227-102
6/24

I.3.2. İlgili Coğrafi Pazar
(25) Dosya konusu ürünlerin ticaretinin dünya çapında yapıldığı ve bu pazarlarda rekabet
şartlarının global çapta oluştuğu, dolayısıyla Türkiye içinde bölgesel bir ayrımın söz
konusu olmadığı hususları dikkate alınarak ilgili coğrafi pazar “Türkiye” olarak
belirlenmiştir.
I.4. Dosya Kapsamında Yapılan Tespitler
I.4.1. Soruşturma Konusu “3+ Projesi” Hakkında Bilgi
(26) Mevcut dosya kapsamında elde edilen bilgilere göre 3+ projesi; Ankara ve İstanbul
İnternet Kafeciler Esnaf Odalarının, müşterilerine sağlıklı ve temiz bir ortamda güvenli,
hızlı ve kaliteli hizmet veren internet kafelerin markalaşma çabalarını desteklemek
amacıyla başlattıkları bir projedir. "3+" logosu "güvenli", "hızlı", ve "konforlu" sıfatlarını
ifade etmek üzere seçilmiş ve AİKEO adına 2009/65697 numarayla Türk Patent
Enstitüsü'nde marka olarak tescil edilmiştir.
(27) 3+ projesi çerçevesinde internet kafelerde korsan yazılımın azaltılması amaçlanmıştır.
Söz konusu projenin uygulanması için görüşmelerin yapıldığı dönemde internet
kafelerdeki şahsi bilgisayarların (personel computer-PC) %98’inin lisanslanmamış
olduğu, başka bir deyişle korsan yazılım kullanımının oldukça yüksek olduğu
bilinmektedir. Bu bağlamda, MICROSOFT 2011 yılında, çeşitli ülkelerde uyguladığı
mevcut internet kafe yasallaştırma programlarına uygun olarak 3+ projesini
desteklemeye ve MICROSOFT I-Cafe Programını Türkiye’de uygulamaya karar
vermiştir. Mezkur proje kapsam bakımından; Windows 7 Professional (Pro) ve Office
Pro Plus 2010 ürünleri ile bu iki ürünün her biri için kiralama haklarını içermektedir.
(28) Dosya kapsamında MICROSOFT’ta yapılan yerinde incelemede edinilen bilgilere göre
3+ projesinden yararlanmak için gerekli şartlar şu şekildedir:
 İnternet Kafe programından sadece internet kafe olan işletmeler faydalanabilir.
İnternet kafenin ruhsata sahip olması ve bir Odaya bağlı olması gerekmekte olup,
işletmeden internet kafe olduğuna dair evrakın beyan edilmesi istenecektir.
 Program dahilinde Windows 7 Pro 30 Haziran 2012'ye kadar geçerlidir.
 Program dahilinde Office Pro ürünü 31 Aralık 2011'e kadar geçerlidir. Ancak,
programın geçerlilik süresinin Haziran 2012'ye kadar uzatılması planlanmıştır.
 Program temel olarak yasallaştırma amacı taşımaktadır. Bu sebeple, internet
kafeler program dahilinde bir kez alım yapabilirler.
 Ürünler, lisanssız mevcut PC’leri lisanslamak için kullanılır. Aynı versiyon ve PC
için süresizdir.
 Lisanslar ilgili PC ile birlikte devredilebilir.
 Siparişleri sadece yetkili iş ortakları geçebilir.
 İnternet kafeler programdan internet kafe portalına kayıt yaparak ve kayıt
esnasında pazarlama sözleşmesini sistem üzerinde imzalayarak
faydalanabilirler.

18-12/227-102
7/24

I.4.2. Gümrük ve Ticaret Bakanlığına Bağlı Gümrük ve Ticaret Müfettişliği Raporu
(29) 3+ projesi ile ilgili olarak bir başka dosya özelinde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın
başvurusu üzerine yapılan önaraştırma hakkında Kurul tarafından 14.07.2011 tarih ve
11-43/933-300 sayı ile soruşturma açılmasına gerek olmadığı kararı verilmiştir. İşbu
soruşturmaya vücut veren ilgili Danıştay kararında atıf yapılması nedeniyle içerdiği
temel noktalara aşağıda yer verilen 12.08.2010 tarih ve 2 sayılı Gümrük ve Ticaret
Müfettişliği inceleme raporu3nda özetle,
 İİKO, AİKO ve MICROSOFT ile müştereken gerçekleştirilen 3+ projesi ile lisans
başına 10 Dolar rant oluşturulduğu ve Oda’ya ait şirket aracılığı ile satış yapıldığı
iddiasının bu yönüyle doğru olduğu,
 Ancak bahsi geçen rantın esasen piyasada zaten mevcut olduğu, (hatta yaklaşık
500 Dolarlık satış fiyatı ile daha yüksek bir rantın bulunduğu) böylece söz konusu
3+ özendirmeli satış projesi ile piyasadaki mevcut rantın düşürüldüğü bu
hususun da satın alan Oda üyesi internet kafelerin zararına olmadığı,
 3+ projesi içerisindeki programlar için araya taşeron firma koyarak para
kazandıkları hususunun gerçeği yansıtmadığı,
 MICROSOFT’un 3+ promosyon ürünlerine ilişkin lisansların süresiz olduğuna
ilişkin açıklamasının bulunduğu ve bunun da Oda'nın web sitesinde yayınlandığı,
böylece lisans süresinin açıklığa kavuştuğu; buna karşın, işbu dosyaya konu
şikayetin ekinde de yer alan “open lisans sözleşmesi”ndeki hükümlerin yeterince
açık olmadığı, gerçekten süre konusunda tartışma yaratacak şekilde hükümler
bulunduğu,
 Mezkur sözleşmenin 8. maddesine göre lisans devrinin mümkün olduğu, ancak
maddenin açık ve anlaşılır nitelik taşımadığı, söz konusu lisansların
bilgisayardan ayrı devrinin yasaklandığı hususunun doğru olmadığı; bununla
birlikte esas şikayete konu olan 3+ projesi için özel olarak konulan bir hükme ilgili
sözleşmede yer verilmediği,
 Aynı sözleşmenin 2/e.III. maddesiyle, ürünlerin üçüncü kişilere kiralanmasının
yasak olduğunun hükme bağlandığı; bilgisayarlarını belirli bir ücret karşılığında
belli bir süreliğine müşterisinin kullanımına sunmak diğer bir ifade ile "kiralamak"
şeklinde hizmet üreten internet kafeler için böyle bir sınırlamanın faaliyet
göstermeyi imkansız kılacağı;
 MICROSOFT’un, internet kafecilerin ellerindeki eski versiyon (Home Edition)
programlara ilişkin lisansları geçersiz saymadığı, ancak; sadece ev kullanımı için
üretilen programların işyerlerinde ticari maksatla kullanılması halini kendi
lisanslama kurallarına uygun bulmadıkları, böylece iddianın bu yönü ile doğru
olduğu; nitekim bu iddia konusunun kiralama hakkı adı altında yeni bir ürün
yaratıldığı iddiası ile aynı niteliği taşıdığı,


3 İşbu kararın “Dosya Evreleri” bölümü kapsamında; ilgili Danıştay hükmünde 17.08.2015 tarih ve 248-C-
4 sayı ile atıf yapıldığı belirtilen soruşturma raporu, buradaki 12.08.2010 tarih ve 2 sayılı rapor ile aynı
içeriğe sahiptir.
18-12/227-102
8/24

 Ticari işletmelerde kullanılan programların kullanılan bir iş için teknik olarak
yeterli olup olmadığı hususunun kullanıcıyı doğrudan ilgilendirdiği, satıcının karar
verebileceği veya tasarrufta bulunacağı bir husus olmadığı; nitekim
MICROSOFT’un piyasada hakim durumda olduğu hususu da göz önünde
bulundurulunca konunun 4054 sayılı Kanun çerçevesinde değerlendirilmesi
gerektiği,
 Ürünlerin satıcılarca genelde 100 Dolar fiyattan satıldığı, piyasada mevcut
satıcılar arasında uyumlu bir eylem olabileceği
hususları ifade edilmektedir.
I.4.3. Yerinde İncelemede Elde Edilen Bilgiler
(30) Soruşturma çerçevesinde MICROSOFT’ta 20.07.2017 tarihinde yerinde inceleme
gerçekleştirilmiştir. Söz konusu incelemede MICROSOFT’un 3+ projesi uyarınca işletim
sistemi ile Office ürünlerini bağlama yapmak suretiyle birlikte sattığı iddiası başta olmak
üzere belirtilen dönemde MICROSOFT’un rekabeti kısıtlayıcı eylemde bulunduğuna
yönelik herhangi bir bilgi ve belgeye ulaşılamamıştır.
(31) Yapılan yerinde incelemenin ardından şikayete konu internet kafe projesi çerçevesinde
MICROSOFT tarafından kafelere satışı yapılmış olan Windows 7 Pro (başlangıç olarak
Windows 7 Pro'ya yükseltme haklarını içeren Windows Vista Business ürünü; Windows
7 piyasaya çıktıktan sonra Windows 7 Pro ürünü) ve Office Pro Plus 2010 ürünlerinin
distribütörler tarafından yapılan tahmini satış miktarı, yazılım ürünlerinin proje
kapsamında ve proje dışındaki satış fiyatına ilişkin bilgi talep edilmiştir.
I.4.4. Distribütörlerle Yapılan Görüşmelerde Elde Edilen Bilgiler
I.4.4.1. LOGOSOFT ile Yapılan Görüşme
(32) LOGOSOFT ile 15.08.2017 tarihinde yapılan görüşmede;
 Soruşturma konusu internet kafelere yönelik 3+ projesi çerçevesinde
MICROSOFT'un LOGOSOFT, ARENA ve Index olmak üzere üç distribütörü
bulunduğu, ayrıca otuz adet iş ortağı seçildiği, bu iş ortaklarının arasında İİKEO,
AİKEO, Sentim Bilişim Teknolojileri Sanayi Ticaret A.Ş, Dedeoğlu Bilgi İşlem Ltd.
Şti. gibi şirketlerin yer aldığı,
 Mezkur projenin, internet kafelerin yasal lisansları kullanmalarını sağlama amacı
güttüğü, normal şartlarda 1000 ABD Doları civarında tutan lisans ücretlerinin
proje sayesinde 100 ABD Doları gibi düşük bir fiyattan internet kafelere satıldığı,
söz konusu satışın yaklaşık 6-7 ay devam ettiği,
 LOGOSOFT olarak İİKEO’nun kurduğu şirkete son yazılım satış faturasını
02.04.2010 tarihinde kestikleri,
 Proje bağlamında yazılım lisansının internet kafenin işletmesi adına, kafedeki
bilgisayar adedince verildiği, anlaşmaya göre internet kafelerin Oda’nın
bünyesindeki şirkete, şirketin ise distribütöre ödeme yapması gerektiği,
 LOGOSOFT olarak şirket bünyesinde, lisansı üyeler adına düzenleyip Oda’ya
bağlı şirkete teslim ettikleri, ancak internet kafe sahiplerinin bazılarının, ödemeyi
kendi kredi kartından değil de başkasının kredi kartından (sanal postan) yaptığı,

18-12/227-102
9/24

 İİKEO’nun eski yönetimiyle yeni yönetimi arasında husumet gelişince; yeni
yönetimin eski yönetimi kışkırtarak ve ödeme yapan kişilerin lisanslarını
almadıklarını göstererek ödedikleri paraları geri almalarını istedikleri, böylelikle
ödemelerin iptal edildiği ve şirket olarak kendilerinin parayı geri vermek
durumunda kaldıkları, bununla birlikte lisansların iptal edilmediği, sonuç olarak
yaklaşık 30.000 Dolar civarında zarar ettikleri,
 Lisanslamanın temel anlamda üç farklı türünden bahsedilebileceği, bunlardan
ilkinin orijinal donanım üreticisi (original equipment manufacturer-OEM) lisansı
olduğu, OEM lisanslamada lisansın cihaza bağlı olduğu ve devir hakkı
bulunmadığı, ikinci tür lisanslama şekli olarak kurumların kullandığı “open
lisans”ta ise lisansın ilgili kuruma özel olduğu ve kiralama hakkı bulunmadığı,
burada kaç kullanıcının siparişi geçilmişse, o adette kullanım hakkı verildiği,
üçüncü lisans türü olan “kutu lisanslama”da ise lisansın kurumlar için değil
bireyler için verildiği,
 Mevcut durumda cloud (bulut) uygulamalarının gelişmesiyle birlikte artık open
satın alma modelinin de iki yıl içinde biteceğini öngördükleri, artık MICROSOFT
ürünlerinde de kiralama sistemine geçildiği, bu bağlamda kurumlar ve bireylerin
ürünleri kiralayıp kullandıkları kadar ödeme hakkına sahip oldukları,
 İnternet kafelerin kısmi bilgisayar devrinin MICROSOFT tarafından lisans
devrinin yasak olduğu gerekçesiyle kısıtlandığı iddiasının gerçekçi olmadığı, zira
halihazırda internet kafelerin işletmelerdeki tüm bilgisayarlar için lisans almak
zorunda olmadığı,
 Nitekim, böyle bir zorunluluk olduğu varsayılsa dahi internet kafelerin tüm
bilgisayarları için lisans alıp almadığının denetiminin MICROSOFT için fiziki
olarak mümkün olmayacağı,
 Türkiye'deki internet kafelerde bulunan bilgisayarlarda lisanslı ürün kullanımının
%10’u geçmediği göz önüne alındığında, 3+ projesi çerçevesinde kafelere lisans
satışının tüm bilgisayarları içermediğinin anlaşılabileceği,
 Dolayısıyla, MICROSOFT'un lisans devir yasağı koymuş olması durumunda
dahi, lisanslı bilgisayarların devri ya da çoğu orijinal lisanslı olmayan, kopya
yazılımla devam eden bilgisayarların başka bir işletmeye devri konusunda
herhangi bir sorun bulunmadığı, Türkiye'de kafelerde kullanımda olan bilgisayar
sayısı ve lisans sayısı karşılaştırıldığında benzer çıkarımın yapılabileceği,
 Ayrıca, piyasa değeri 1000 ABD Doları’na yaklaşık olan ve internet kafelerde
lisanslı ürün kullanımını özendirmek için aşağı yukarı 100 ABD Doları’na satışa
sunulan yazılımların devrinde serbesti tanımanın, kampanyanın amacına aykırı
olacağı ve kötüye kullanıma yol açabileceği, dolayısıyla kampanyanın internet
kafelerdeki yazılımları yasallaştırma gayesiyle sınırlı ve buna uygun olduğu
hususları ifade edilmiştir.

18-12/227-102
10/24

I.4.4.2. ARENA ile Yapılan Görüşme
(33) ARENA ile 17.08.2017 tarihinde yapılan görüşmede;
 3+ internet kafe projesinin yürütüldüğü dönemde MICROSOFT’un lisanssız ürün
kullanan tüm işyerlerine uyarı yazısı gönderdiği, mezkur uyarı vasıtasıyla ilgili iş
yerlerine lisanssız ürün kullanımına son verilmesi; aksi takdirde yasal yollara
başvurulacağının iletildiği, bahsedilen uyarı uygulamasının internet kafelerin yanı
sıra sektörde bağımsız lisanssız ürün kullandığı tespit edilen pek çok işletmeye
de yöneltildiği ve bunun MICROSOFT’un yasal hakkı olduğu,
 Kampanyadaki lisans fiyatları bakımından, bilişim sektöründe tüm ürün
gruplarında kampanya fiyatları ile standart fiyatlar arasında önemli farklar
oluşabildiği; örneğin, 800 Dolarlık bir ürünün 400 Dolara düşebildiği, incelemeye
konu kampanya kapsamında da normal satış fiyatı 400-500 Dolar civarında olan
MICROSOFT lisanslarının, geçici bir proje aracalığıyla internet kafelere oldukça
uygun indirimli fiyatlarla satıldığı,
 Kampanya bünyesinde Windows işletim sistemi ve Office lisanslarının internet
kafelere beraberce ya da ayrı ayrı satın alınabilecek şekilde sunulduğu,
 Kampanya çerçevesinde ürün satışında zorlayıcı bir şekilde bağlama yapıldığı
iddiasının gerçeği yansıtmadığı, nitekim ürünlerin fiiliyatta ayrı ayrı da satıldığı,
fiyat indirimlerinin maliyetinin MICROSOFT tarafından karşılandığı,
 Bu paralelde, internet kafelere yönelik yürütülen kampanyanın diğer kurum ya da
kuruluşlara yapılan kampanyalardan herhangi bir farklılık arz etmediği,
 MICROSOFT tarafından bu ürünlerin alınması yönünde internet kafe
işletmecilerine herhangi bir zorlama yapılmadığı, nitekim bu ürünlerin satış
modelinde MICROSOFT’un internet kafelere doğrudan satış yapmadığı,
 MICROSOFT’un ürünlerini doğrudan ARENA da dahil olmak üzere
distribütörlerine, distribütörlerin bayilere ve bayilerin de internet kafelere sattığı,
 MICROSOFT’un, ürünlerin birlikte satılmasının mecburi olduğu yönünde
kendilerine herhangi bir baskısı olmadığı gibi, ARENA olarak kendilerinin de
bayilere bu yönde herhangi bir dayatmada bulunmadığı
hususları dile getirilmiştir.
(34) Görüşmenin akabinde ARENA tarafından işletim sistemi ile Office ürünlerinin ayrı ayrı
satıldığına yönelik belgeler sunulmuştur. Bahse konu belgelerde, ARENA’nın
MICROSOFT I-Cafe Programı dahilindeki satış raporları ve faturaları incelendiğinde
446 internet kafenin Windows işletim sistemi ve Office programlarını birlikte değil, farklı
miktarlarda satın aldığı, ayrıca işletmelerden bazılarının programlardan yalnız birini
satın aldığı görülmüştür.
I.4.5. MICROSOFT ile Yapılan Görüşme
(35) MICROSOFT’ta, yapılan yerinde incelemenin yanı sıra, 16.08.2017 tarihinde
incelemeye konu iddialara ilişkin bilgi almak amacıyla MICROSOFT bünyesinde çeşitli
görevlerdeki teşebbüs yetkililerinin katıldığı bir görüşme gerçekleştirilmiştir. Mezkur
görüşmede,
 MICROSOFT olarak 2009 yılında AİKEO Başkanı Önder Kaplan’la yapılan
görüşmenin ardından temiz ve güvenli internet kafe projesine destek olmaya
karar verdikleri,
18-12/227-102
11/24

 İnternet kafelerin ruhsat alabilmesi için gerekli birtakım koşulların mevcut olduğu,
bu noktada MICROSOFT olarak internet kafelerin korsan/çalıntı olmayan ürün
kullanmaları ve standartlarının yükselmesi için kafelere yardımcı olmak
istedikleri,
 Kampanyanın yapıldığı dönem olan 2011 yılı öncesinde İİKEO ve AİKEO
yöneticileriyle beraber dönemin Kültür Bakanlığı Telif Hakları Müdür Yardımcısı
Günay Kırıcı’yla görüşme yaptıkları, projenin açılışının da Kültür Bakanlığı Telif
Hakları Müdür Yardımcısı tarafından yapıldığı, ardından sonraki dönemde Kültür
Bakanlığı yetkilileriyle projeye ilişkin birden fazla görüşme gerçekleştirdikleri,
 Projenin hayata geçtiği dönem olan 2011 yılı öncesi dönemde Türkiye toplam
korsan/çalıntı yazılım kullanım oranının %63 olduğu ve bu oranın internet
kafelerde çok daha yüksek olduğunun tahmin edildiği,
 Projenin başlamasından itibaren MICROSOFT’un ciddi anlamda efor sarfettiği,
 3+ projesinin açılımının beyaz bayraklı orijinal hızlı güvenli internet kafe olduğu,
projeye dahil olmak isteyen kafelere; üzerinde bu projeye dahil olunduğunu
belirten, kayıtlı olunan İnternet Kafe Odasından ruhsatlı ve Kültür Bakanlığı
damgalı taş levhalar hazırlandığı,
 Projenin temel amacının, korsan/çalıntı yazılım kullanan internet kafeleri
yasallaştırmak ve bu sayede daha temiz güvenli teknolojik merkezler oluşmasına
katkı sağlamak olduğu,
 Projenin sosyal boyutunun da olduğu, Odalar bünyesinde bu doğrultuda teknik
eğitim verilmesinin de planlandığı,
 MICROSOFT’un, yasal hakları çerçevesinde kampanya döneminde
çalıntı/korsan kullanımı engellemek amacıyla lisanssız ürün kullanan internet
kafelere uyarılarda bulunduğu,
 İnternet kafelerin o dönem Windows ve Office programlarını büyük ölçüde yasal
olmayan şekilde kullandıkları,
 Korsan yazılım kullanımının zamanla bilgisayarlarda yavaşlama, programların
çalışmaması, bilgisayarların kapanması ve müşteriler için ciddi güvenlik açıkları
ortaya çıkardığı ve son kullanıcıların zarar gördüğü,
 3+ projesinin Windows ve Office lisanslarını içerdiği, proje amacının internet
kafelere sıfırdan ürün satmak olmayıp, kafelerde çalıntı/korsan ürün kullanan
bölüm için lisanslama yapıldığı,
 Projeyle birlikte internet kafelerdeki tüm bilgisayarlar için programların birlikte
satın alınmasının hiçbir şekilde zorunlu kılınmadığı,
 Windows ve Office programlarının satışı bakımından bağlama yapılmak suretiyle
rekabetin kısıtlandığı iddiasının gerçek dışı olduğu,
 Adı geçen programların o dönemki toplam yaklaşık satış fiyatının 1000 ABD
Doları’nın üzerinde olduğu, sadece internet kafelere ve yasal olmayan yazılım
bulunduran bilgisayarlara özel olmak üzere bir defa sadece mevcut çalıntı/korsan
ürünleri yasallaştıran birlikte veya ayrı ayrı satın alınabilecek ürünler sunulduğu,
 Kampanya dahilinde fiyatlamanın toplu değil ürün bazında yapıldığı,
18-12/227-102
12/24

 Ayrıca internet kafelerin o dönem open lisans ya da bireysel olarak istedikleri
yerden kutu şeklinde lisans almalarının mümkün olduğu, dolayısıyla alternatif
satış kanallarının tümünün diğer bireysel ya da kurumsal kullanıcılar gibi internet
kafeler için de açık olduğu,
 Yazılım satışında faturalarda rental olarak ifade edilen hususun, ürünlerin
internet kafe müşterileri olan 3. kişilere ticari olarak kullandırma hakkından
kaynaklandığı, bu hakkın süreli olmadığı, amaç korsan yazılımlı bilgisayarın
yasallaştırılması olduğu için, internet kafenin devredilmesi ya da kapanması gibi
durumlarda, lisansın makinayla beraber devredilmesi gerektiği, dolayısıyla
burada internet kafelere lisansların kiralandığı yönündeki iddianın gerçeği
yansıtmadığı,
 3+ projesi kapsamındaki ürünlerin her bir kaleminin ayrı fiyatlandırıldığı, herhangi
bir şekilde bağlama uygulamasının söz konusu olmadığı
hususları ifade edilmiştir.
I.4.6. MICROSOFT Tarafından Gönderilen Bilgi ve Belgeler
(36) 16.08.2017 tarihinde MICROSOFT’ta yapılan görüşme sırasında iletilen bilgi ve belge
talebine istinaden gönderilen ve 08.09.2017 tarih ve 6408 sayı ile Kurum kayıtlarına
giren cevabi yazıda, MICROSOFT’tan yazılım almak isteyen internet kafelerin kendi
ihtiyaçları çerçevesinde tamamen beyan usulü ile bu alımlarını yaptıkları hususu
vurgulanmıştır.
(37) Mezkur yazıda ayrıca Boğaziçi İnternet Kafe ve Sıla internet Kafe adında iki işletmenin
MICROSOFT’a bilgisayar adetlerini bildirip yalnızca Windows işletim sistemi ya da
Office programı sipariş ettiklerine yönelik belgeler sunulmuştur.
(38) Diğer yandan korsan olarak kullanılmakta olan Windows işletim sisteminin yasal, lisanslı
hale getirilmesi için MICROSOFT tarafından kullanıcılara sunulan bir lisans tipi olan ve
açılımı “Get Genuine Windows Advantage” olan GGWA lisans sözleşmesinde ilgili
müşteriye tek bir sipariş ile bir seferde orijinal lisans edinme imkânı sağlandığı ifade
edilmiştir.
(39) MICROSOFT I-Cafe Programı kapsamında MICROSOFT’un distribütörlerine satış fiyatı
Office Pro Plus 2010 için 32,25 USD, Office Pro Plus 2010 kiralama hakları için 2,18
USD ve Windows 7 Pro için 30,30 USD’dir
I.4.7. AİKEO İle Yapılan Görüşme
(40) Ankara İnternet Kafeciler Esnaf Odası ile 11.12.2017 tarihinde yapılan görüşmede;
 3+ internet kafe rehabilitasyon projesinin temel olarak Ankara internet Kafeciler
Odası’nın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı destekli bir projesi olduğu, proje ile
internet kafelerin hızlı güvenli ve konforlu olmasının amaçlandığı,
 Proje dahilinde yazılımlar MICROSOFT tarafından üretildiğinden, bu
kampanyanın MICROSOFT'un bir projesi gibi lanse edildiği,
 2010 yılında yaklaşık bir senelik görüşmeler neticesinde piyasa değeri 630
Dolarlık ürünlerin 100 Dolara MICROSOFT ve distribütörleri aracılığıyla internet
kafelere verilmesinin sağlandığı,
 Bu ürünlerin satışının MICROSOFT ile bağlantılı olarak LOGOSOFT, indeks ve
ARENA gibi distribütörleri tarafından yapıldığı, Oda olarak internet kafeleri
lisanslamak için sarfedilen çabaların yetersiz kaldığı,
18-12/227-102
13/24

 Nitekim kampanya doğrultusunda internet kafelerin yaklaşık %15'inin
lisanslanabildiği, bu noktada kampanyanın başarıya ulaşamadığı,
 MICROSOFT tarafından internet kafelere ürünlerin tümünün alınması şartının
getirildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığı, nitekim kampanya döneminde internet
kafelerin dilerse işletim sistemi ya da ofis uygulamasını satın alabileceği
ifade edilmiştir.
I.5. MICROSOFT Tarafından Yapılan Savunmalar
(41) Dosya bağlamında herhangi bir ihlal tespiti yapılmadığından soruşturmanın tarafı olan
MICROSOFT’un savunmaları için teker teker değerlendirme yapılmayacak, mezkur
savunmaların özetine yer verilmekle yetinilecektir. Bununla birlikte “Hukuki
Değerlendirme” bölümünde aktarılan değerlendirmeler, teşebbüsün savunmalarına
genel olarak cevap niteliğindedir.
(42) Mezkur savunmalarda özetle;
 MICROSOFT Corporation’ın pek çok farklı tipte cihaz için çeşitli yazılım ürünleri
ve hizmetler geliştirdiği, ürettiği, lisansladığı ve desteklediği, bununla beraber
MICROSOFT’un spesifik ihtiyaçların karşılanabilmesi noktasında global veya
bölgesel programlar da yürüttüğü,
 MICROSOFT’un yazılım ürünlerinin dağıtımını doğrudan kendisinin yapmadığı,
MICROSOFT yazılımlarının Türkiye'de MIOL tarafından lisanslandığı ve MIOL’in
tamamen MICROSOFT'un sahipliğinde bulunan bir MICROSOFT iştiraki olduğu,
 MIOL’in MICROSOFT yazılımını doğrudan veya dolaylı olarak sağlamaya yetkili
olduğu, Türkiye'de ise yazılımların dağıtımını distribütörleri aracılığı ile yaptığı,
distribütörlerin de anılan ürünlerin ilgili satıcılara dağıtımını gerçekleştirdiği,
 İnternet kafelerdeki yüksek oranda yasal olmayan (lisanssız) yazılım kullanımı
nedeniyle MICROSOFT’un uzunca bir süredir bu konuyu çözmek amacıyla
internet kafelerle çalıştığı, bu amaçla MICROSOFT’un 2007 yılında dünyanın
pek çok ülkesinde I-Cafe Programını uyguladığı, programın ilgili dönemde
Tayland, Endonezya, Malezya, Filipinler, Vietnam, Meksika, Venezüella,
Ukrayna, Türkiye ve Mısır'da uygulandığı,
 MICROSOFT I-Cafe Programının, internet kafelerin yasal hale getirilmesini
amaçladığı ve program çerçevesinde internet kafelere uygun fiyatlarla orijinal
Windows ve Office programı sunulduğu, programın; internet kafelerin özellikle
gençlerin ve genel olarak toplumun başka şekilde bilgi teknolojilerine erişimi
olmayan kesimlerin bilgi teknolojilerine ve internete erişimi bakımından önemli
rol oynadığı bilinciyle oluşturulduğu, bu nedenle programın, belirtilen şekilde
dezavantajlı kesimlere uygun imkanlarla MICROSOFT'un en yeni teknolojilerine
erişme olanağı sağladığı,
 MICROSOFT I-Cafe Programı kapsamında, kullanıcılara MICROSOFT'un en
yeni ve en iyi teknolojilerine erişim imkanı temin etmek amacıyla MICROSOFT'un
ana ürünlerine yer verildiği ve bunların, Windows 7 Pro (başlangıçta Windows 7
Pro'ya yükseltme haklarını içeren Windows Vista Business ürünü; Windows 7
piyasaya çıktıktan sonra Windows 7 Pro ürünü) ve Office Pro Plus 2010 ürünleri
olduğu ve bu programın aynı zamanda Windows 7 Pro ve Office Pro Plus 2010
ürünlerinin her biri için ayrı ayrı kiralama haklarını da kapsadığı,
18-12/227-102
14/24

 Program bünyesindeki lisansların, kiralama haklarını da ihtiva ettiği, internet
kafelerin MICROSOFT ürünlerini kendilerinin kullanması yanı sıra bahse konu
ürünleri kafeye geldikleri sırada kullanan müşterilerine de kiraladıkları, hal
böyleyken kiralama haklarının varlığının gerekli olduğu ve yazılımın bu şekilde
kullanımı ve ticarileştirilmesinin, kiralama haklarına ilişkin lisansta ifade edildiği,
 MICROSOFT I-Cafe Programıyla, internet kafelerin korsan/yasal olmayan
yazılım yerine doğru şekilde lisanslanmış yazılım kullanmalarını teşvik etmek
amacıyla belirtilen yazılım lisanslarını çok uygun fiyatlarla internet kafelere
sunulduğu, bu program içerisindeki Windows, Office ve kiralama hakları
lisanslarının kalıcı lisanslar niteliği taşıdığı ve lisanslanan yazılımın süreyle sınırlı
olmaksızın kullanılabildiği,
 Yukarıda açıklandığı üzere, MICROSOFT’un Türkiye'deki son kullanıcılara
ürünlerin lisansını doğrudan temin etmediği, MICROSOFT ürün lisanslarının
MIOL tarafından dolaylı olarak, diğer bir deyişle Türkiye'deki ticari distribütörleri
aracılığı ile dağıtıldığı, distribütörlerin ürünleri diğer satıcılara, onların da son
kullanıcılara ulaştırdığı, hem distribütörler hem de satıcılar (program özelinde
Yazılım Varlık Yönetimi [Software Asset Management -SAM] iş ortakları),
MICROSOFT’tan ayrı ve bağımsız hukuk tüzel kişileri oldukları, MICROSOFT I-
Cafe Programı çerçevesinde distribütörlerin yazılım lisanslarını MICROSOFT
SAM iş ortaklarına sağladığı, onların da internet kafelere dağıttığı, program
çerçevesinde satış yapabilmek için; SAM iş ortağı olmak, ve program ile ilgili
olarak MICROSOFT tarafından verilmiş olan iki adet teknik eğitime katılmış olma
kriterlerinin arandığı, programın uygulandığı dönemde Türkiye'de om üç adet
SAM iş ortağı olmakla beraber; bunlardan dokuz tanesinin 1 Temmuz 2010 ve
Haziran 2011 tarihleri arasında MICROSOFT I-Cafe Programı bünyesinde satış
yapmayı tercih ettiği,
 MICROSOFT’un I-Cafe Programı dahilinde Windows ve Office ürünleri ile
bunların her biri için ayrı ayrı kiralama haklarını distribütörlerine temin ettiği,
distribütörler ve onların müşterilerinin her bir ürünü tek başına veya istedikleri
miktarda satın alabildikleri, ayrıca MICROSOFT’un, distribütörleri Windows ve
Office ürünlerini birlikte satmaları karşılığında herhangi bir şekilde
ödüllendirmediği,
 MICROSOFT I-Cafe Programının, sadece Windows veya Windows ve Office
birlikte ve/veya kiralama haklarının lisanslanması bakımından internet kafeler
için o dönemde mevcut en uygun fiyatlı lisanslama biçimi olduğu, belirtilen
indirimli fiyat uygulamasının gerekçesinin; MICROSOFT I-Cafe Programının bir
yasallaştırma programı olması ve bu yasallaştırma programının amacının,
korsan yazılım kullanımını azaltmak ve bunun için internet kafelere, işyerlerindeki
makinelerde halihazırda yüklü ve kullanımda olan lisanssız Windows ve/veya
Office yazılımlarını lisanslama ve böylelikle yasal hale getirme imkanı vermek
olduğu,

18-12/227-102
15/24

 Windows ve Office’in, Türkiye'deki çoğu internet kafede çok yaygın kullanılan iki
yazılım ürünü olduğu ve bu iki ürünün de kullanıldığı durumlarda internet
kafelerin yasal hale gelebilmeleri için her iki ürünü de lisanslamaları gerekeceği,
uygulamada da bu doğrultuda, MICROSOFT I-Cafe Programından yararlanarak
yasal hale gelmek isteyen internet kafelerin makinelerindeki tüm Windows ve
Office ürünleri için lisans temin ettikleri görüldüğü, internet kafeler bakımından
karar verilmesi gereken konunun; yasal hale gelip gelmemek olduğu, bir internet
kafenin yasal hale gelmeye karar vermesi halinde ise bunun tüm MICROSOFT
ürünlerini kapsayacağı,
 İnternet kafenin sadece Windows ürününü kullanmaya devam etmek istemesi ve
Office ürününü kullanmak istememesi durumunda sadece ihtiyacı olan miktarda
Windows lisansı sipariş edebildiği,
 Lisanssız yazılım kullanmaya devam eden internet kafelerin, 5846 sayılı Fikir ve
Sanat Eserleri Kanunu'na aykırı olarak çok sayıda ürünü lisanssız kullanmaya
devam ettiklerinin görüldüğü, söz konusu hukuka aykırılığın ekonomi ve
vergilendirme açısından da olumsuz tüm etkilere yol açtığı, ancak bu konuda
MICROSOFT’un herhangi bir müdahalede bulunamadığı,
 Kampanyanın düzenlendiği dönemde, MIOL'ün Türkiye'deki tüm distribütörlerine
Windows ve Office ürünlerinin, yazılım kullanımını yasal hale getirmek isteyen
her bir internet kafenin ihtiyacına uygun olarak ayrı ayrı satılabildiğine, ayrı ayrı
satın alınabileceğine, Windows, Office ve/veya kiralama haklarının birlikte
satıldığı hallerde ilave indirimler veya sair teşviklerin uygulanmayacağına ilişkin
gönderilmiş bilgilendirme yazısının bir örneğinin önaraştırma döneminde Kuruma
sunulduğu,
 İnternet kafelerin, MICROSOFT I-Cafe Programına katılma, MICROSOFT
yazılımlarını kullanma ve dolayısıyla satın alma hususlarında aynı şekilde özgür
oldukları, bununla birlikte MICROSOFT yazılımlarının lisanssız olarak
kullanılmasının 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca suç teşkil
ettiği,
 Halihazırda bir MICROSOFT yazılımı kullanan internet kafelerin, MICROSOFT I-
Cafe Programından yararlanmak suretiyle program bünyesinde olup da lisanssız
olarak kullandığı yazılımları yasal hale getirebildiği, bununla bağlantılı olarak
internet kafelerden, ilgili Odaya kayıtlı olduklarını gösterir belgeleri sunmalarının
beklendiği, bunun sebebinin, yalnızca internet kafelerin faydalanabileceği bu
yasallaştırma programından, internet kafe olarak faaliyet gösteren kişi veya
kurumların faydalanabilmesinden emin olma çabası olduğu,

18-12/227-102
16/24

 Kurul’un 14 Temmuz 2011 tarihli 11-43/933-300 sayılı kararı ile MICROSOFT’un
işletim sistemi ve Office ürünleri ve her biri için kiralama haklarını distribütörlerine
ayrı ayrı temin ettiği, distribütörler ve müşterilerinin her bir ürünü tek başına veya
istedikleri miktarda satın alabilecekleri, MICROSOFT'un, işletim sistemi ve Office
ürünlerinin birlikte alınması halinde ayrıca bir indirim veya ürünlerin ayrı ayrı
fiyatlarının toplamından daha düşük bir paket fiyatı vermediği ve uygulamadığı,
MICROSOFT'un distribütörlerinin işletim sistemi ve Office ürünlerini birlikte
satmaları karşılığında ödüllendirmediği, MICROSOFT'un herhangi bir rakibi
tarafından ürünlerin birlikte satıldığına ilişkin bir şikayetin Kuruma iletilmediğinin
tespit edildiği, Kurul kararında ayrıca, Ankara internet Kafeciler Odası'ndan elde
edilen belgelerde, 3+ Projesi kapsamında MICROSOFT işletim sistemi ile Office
uygulamalarının birlikte alınmasının zorunlu olmadığı, her iki ürünün internet kafe
işletmecileri tarafından ayrı ayrı satın alınabileceğinin açıkça belirtildiği, yukarıda
değinilen bulgular ışığında Kurul’un 4054 sayılı Kanun çerçevesinde herhangi bir
ihlalin söz konusu olmadığına ve soruşturma başlatılmasına yer olmadığına
oybirliği ile karar verdiği,
 3+ Projesinin logosunun "güvenli", "hızlı", ve "konforlu" sıfatlarını ifade etmek
üzere seçildiği ve Ankara İnternet Kafeciler Esnaf Odası adına 2009/65697
numarayla Türk Patent Enstitüsü'nde marka olarak tescil edildiği,
 Süreç içerisinde ilk olarak Ankara İnternet Kafeciler Esnaf Odası’nın 2008 yılında
MICROSOFT ile irtibata geçtiği, proje ile ilgili görüşmelerin, AİKEO, İİKEO ve
MICROSOFT arasında yaklaşık 1 yıl devam ettiği, bu görüşmeler sırasında
MICROSOFT’un, Odalara projeyi nasıl şekillendirebilecekleri, markalarını nasıl
oluşturup tanıtabilecekleri konularında fikir ve destek verdiği,
 3+ Projesinin koşullarının esas olarak ilgili İnternet Kafeciler Esnaf Odaları
tarafından belirlendiği, projenin söz konusu Odalar tarafından yürütüldüğü ve
uygulandığı, MICROSOFT’un 3+ Projesinin desteklenmesi amacıyla ilgili Oda’yla
irtibat halinde olduğu, ancak tek tek internet kafelerle bu konuda bir iletişimi
olmadığı, MICROSOFT’un I-Cafe Programını, 3+ Projesini desteklemek amacı
ile Türkiye'de Kasım 2009'da başlattığı,
 MICROSOFT tarafından 3+ Projesi üzerinden kimseye baskı uygulanmadığı,
MICROSOFT’un; I-Cafe Programı yoluyla 3+ Projesi'ni desteklerken Internet
Kafeciler Esnaf Odaları'na yahut onların üyelerine Office ürünlerinin ve
Windows’un birlikte alınmasına yönelik herhangi bir şekilde zorlama yapmadığı,
 3+ Projesi ve MICROSOFT I-Cafe Programının her ikisinde de internet kafelerin,
Windows ve Office ürünlerini ister ayrı ayrı isterlerse ürün kombinasyonları
şeklinde alma şansına sahip oldukları, ayrıca ürünlerin birlikte alınmasını
sağlamaya yönelik herhangi bir teşvik uygulanmadığı, ürünlerin ayrı ayrı
alınmasının fiyatlamasıyla birlikte satın alınması durumundaki fiyatlar arasında
fark olmadığı, dolayısıyla en temel husus olarak rekabet hukuku açısından
"bağlama" uygulamasının gündeme gelmediği,

18-12/227-102
17/24

 Ayrıca, işletim sistemlerine yönelik herhangi bir şekilde yapılacak pazar
tanımında diğer faktörlerden kaynaklanan farklı platformlar arsasındaki rekabetin
dikkate alınabileceği, bu çerçevede ilgili ürün pazarının tespitinde, bilgisayarların
yerine geçen veya onlarla benzer fonksiyonlara sahip mobil cihazların da dikkate
alınabileceği4
hususları ifade edilmiştir.
I.6. Hukuki Değerlendirme
I.6.1. Yazılım Pazarlarında Bağlama ve Paket Satış Uygulamasının 6. Madde
Kapsamında Değerlendirilmesi
(43) İncelemeye konu olan yazılım ürünlerinin birlikte satılması yoluyla MICROSOFT’un
rekabeti kısıtladığı iddiasının temel olarak 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesi kapsamında
ele alınması mümkündür5.
(44) “Kanun’un 6. maddesi çerçevesinde incelenen bir davranışın ihlal teşkil edebilmesi için,
davranışı gerçekleştiren teşebbüsün ilgili pazarda hakim durumda olması ve davranışın
bir kötüye kullanma niteliği taşıması gerekmektedir. Kurul, bu iki temel unsurdan birinin
bulunmadığının açıkça gösterilebildiği durumlarda diğer unsura ilişkin analize yer
vermeyebilir”6.
(45) “Kötüye kullanma, hakim durumdaki teşebbüslerin sahip oldukları pazar gücünün
avantajından faydalanmak suretiyle doğrudan ya da dolaylı olarak tüketici refahını
azaltması muhtemel davranışlarda bulunmaları olarak tanımlanabilir. Hakim durumda
bulunan bir teşebbüsün, hakim durumunu kötüye kullanması; fiyat artışı, ürün
kalitesinde ve yenilik düzeyinde düşüş, mal ve hizmet çeşitliliğinde azalış gibi tüketici
refahına zarar verebilecek sonuçlar doğurabilmektedir. Tüketici refahında meydana
gelen azalma, yeniden satıcılar düzeyinde ortaya çıkabileceği gibi nihai tüketiciler
düzeyinde de ortaya çıkabilmektedir”7.
(46) “Dışlayıcı kötüye kullanmalar, pazardaki etkin rekabeti olumsuz etkilemekte ve bu
suretle tüketici refahının azalmasına neden olmaktadır. Bu tür kötüye kullanmalar,
hakim durumdaki teşebbüsün kendisine rakip olan teşebbüslere yönelik davranışları
sonucunda rakiplerin piyasadan dışlanmasına neden olabileceği gibi hakim durumdaki
teşebbüsün kendisiyle rekabet içerisinde bulunmayan müşterilerine yönelik olan
davranışları sonucunda alt pazardaki teşebbüslerin bir kısmının pazardan dışlanmasına
da yol açabilmektedir”8.

4 Teşebbüsün ikinci yazılı savunması kapsamında ileri sürdüğü pazar tanımının daha geniş yapılabileceği
yönündeki argüman, dosya konusu 3+ projesinin merkezini, internet kafelerdeki bilgisayarlarda kullanılan
işletim sistemleri oluşturduğundan uygun bulunmamış ve ilgili ürün pazarının mobil cihazları kapsayacak
şekilde genişletilmesine gerek görülmemiştir.
5 Başvuruda yer alan ve önaraştırma kapsamında ele alınmış olan;
- Proje kapsamında yapılan satışlarda tahsil edilen ücretlerin hangi kanallarla ve hangi kuruluşlara
iletildiği,
- Projeye katılan Oda üyelerinin özel bilgilerinin MICROSOFT ile paylaşılıp paylaşılmadığı,
- Proje dahilinde yapılan satışlardan belli teşebbüslerin/gerçek kişilerin rant sağladığı,
- Proje çerçevesinde sunulan ürünlerin avantajlı olup olmadığı ve ilgili tarafların aldatıldığı yönündeki
iddialar hakkında 4054 sayılı Kanun kapsamında işlem tesis edilemeyecek olması hasebiyle, sayılan
hususlar işbu kararda ayrıca değerlendirilmemiştir.
6 29.1.2014 tarih ve 14-05/97-RM(1) sayılı Hakim Durumdaki Teşebbüslerin Dışlayıcı Davranışlarına
İlişkin Kılavuz (Kılavuz), 7. paragraf.
7 Kılavuz, 22. paragraf.
8 Kılavuz, 23. paragraf.
18-12/227-102
18/24

(47) “Dışlayıcı davranışlara yönelik değerlendirmede incelenen davranışın kendine özgü
koşullarının yanı sıra, pazardaki fiili veya muhtemel etkileri de göz önünde
bulundurulmaktadır. Söz konusu etkiler, teşebbüsün hakim durumda olduğu pazarda
ortaya çıkabileceği gibi bu pazar ile ilişkili başka bir pazarda da ortaya çıkabilmektedir”9.
(48) “Dışlayıcı davranışlara yönelik olarak Kurul tarafından yapılan değerlendirmenin
esasını, hakim durumdaki teşebbüs davranışının fiili veya muhtemel rekabet karşıtı
piyasa kapamaya yol açıp açmadığının incelenmesi oluşturmaktadır. Rekabet karşıtı
piyasa kapama, hakim durumdaki teşebbüsün davranışları sonucunda tüketicilerin
zararına olacak şekilde mevcut ya da potansiyel rakiplerin arz kaynaklarına veya
pazarlara ulaşımının zorlaştırılması ya da engellenmesidir. Tüketici zararı, fiyat artışı,
ürün kalitesindeki ve yenilik düzeyindeki düşüşler, mal ve hizmet çeşitliliğinde azalışlar
şeklinde gerçekleşebilir”10.
(49) Rekabet karşıtı piyasa kapamanın varlığı incelenirken; hakim durumdaki teşebbüsün
konumu, ilgili pazardaki koşullar, hakim durumdaki teşebbüsün rakiplerinin konumu,
müşterilerin ya da sağlayıcıların konumu, incelenen davranışın kapsamı ve süresi, fiili
piyasa kapamayla ilgili olası deliller, dışlayıcı stratejiye dair doğrudan veya dolaylı
deliller dikkate alınabilmektedir. Bununla birlikte, anılan kriterlere atfedilecek önemin
olay bazında ve incelenen davranışın niteliğine göre değişmesi mümkündür.
(50) “Kanun’un 6. maddesinin uygulanmasında Kurul ayrıca, hakim durumdaki teşebbüsün,
incelemeye konu davranışına ilişkin olarak sunduğu haklı gerekçe iddialarını da göz
önünde bulundurmaktadır. Kurul tarafından dikkate alınacak haklı gerekçe savunmaları,
nesnel gereklilik ve etkinlik başlıkları altında sınıflandırılabilir”11.
(51) Rekabet hukuku literatüründe yer alan başlıca dışlayıcı kötüye kullanma halleri;
 Sözleşme yapmayı reddetme,
 Yıkıcı fiyatlama,
 Fiyat/marj sıkıştırması,
 Münhasırlık/tek marka anlaşmaları,
 İndirim sistemleri
 Bağlama uygulaması (tying)
olarak sayılabilecektir.
(52) Bahsi geçen kötüye kullanma hallerinden ürün bağlama ve paket satış (bundling), ticari
hayatta oldukça sık rastlanan uygulamalardır12.
(53) Rekabet hukuku literatüründe bağlama (tying); satıcı konumundaki bir teşebbüsün bir
ürünün satımını alıcının ayrı bir ürünü de alması koşuluna bağlamasıdır. Bu şekilde
yapılan satış, bağlı satış (tied selling) olarak nitelendirilmektedir. Bağlama
anlaşmalarında alıcı tarafından esas olarak talep edilen birinci ürün “bağlayıcı veya
bağlayan ürün”, bu ürünle birlikte alımı zorunlu kılınan ikinci ürün “bağlanan ya da bağlı
ürün” olarak ifade edilmektedir.
(54) Paket satış (bundling); uygulamada iki veya daha fazla mal veya hizmetin birlikte
satıldığı durumlarda görülebilmektedir.

9 Kılavuz, 24. paragraf.
10 Kılavuz, 25. paragraf.
11 Kılavuz, 30. paragraf.
12 Konaklama hizmetlerinin kahvaltı ile birlikte sunulması, restoranlarda menü oluşturularak tek fiyatlama
yapılması, kitapçılarda üç kitabın birleştirilerek iki kitap fiyatına satılması gibi örnekler basit anlamda
bağlama uygulamalarıdır.
18-12/227-102
19/24

(55) Her iki uygulama da maliyet etkinliği yaratabileceği gibi, bu tür eylemlerin rakiplerin
piyasaya girişini engelleyici etki gösterebilmesi mümkündür. Ürün bağlama ve paket
satış uygulamalarının sıklıkla üretim maliyetini düşürme, tüketicilerin araştırma
maliyetlerini azaltma, kalite güvencesi ve kontrolü gibi ekonomiye yararlı etkileri
görülebilmektedir. Öte yandan, ürün bağlama üreticiler tarafından etkin fiyat
farklılaştırması uygulamak veya pazarda oluşabilecek çifte tekelci fiyatlama sorununu
çözmek yollarıyla iktisadi etkinlik kazanımlarının ortaya çıkmasını sağlayabilmektedir13.
İlgili teşebbüsün monopolcü güce sahip olduğu durumlarda ise bağlama uygulamaları
rakipleri pazardan dışlayıcı etki gösterebilir.
(56) Bağlama ve paket satış, kendi içerisinde ürünlerin ayrı olarak satılıp satılamadığına
bağlı olarak çeşitli alt kategorilere ayrılmaktadır.
 Saf paketleme uygulamasında; paketin içeriğindeki bileşenlerden hiçbiri tek
başına satışı mümkün olmayıp, bu bileşenler sadece paketle birlikte satın
alınabilmektedir. Ayrıca bu tür paketlemelerde ürünlerin miktarı sabittir14. A ile B
ürününün ayrı ayrı sunulmayıp bir arada ve sabit oranlarda satılmasını ifade
etmektedir.
 Bağlama uygulamasında paket içerisindeki bazı ürünler tek başına satılabilirken,
bazı ürünler ancak diğer ürünlerle paket olarak satılabilmektedir. Bu uygulamada
A ürünü satın almak isteyen kişiye aynı zamanda B ürününü de alması şart
koşulmaktadır. A ürünü tek başına satılmamakta iken B ürünün tek başına
satılabilmesi nedeniyle bu uygulama paket satışı olarak değil de ürün bağlama
olarak adlandırılmaktadır15 (Dolayısıyla müşteriler ya B ürününü ya da A-B
paketini satın almak durumundadır).
 Karışık paketleme16 (mixed bundling) uygulaması ise paket içerisindeki her
ürünün paketin bir parçası olarak birlikte ya da ayrı ayrı satışının mümkün olduğu
durumu ifade etmektedir. A ile B ürünleri paket halinde satılır iken, bu ürünlerden
birisini ya da ikisini ayrı ayrı satın almak da mümkün olmaktadır. Burada önemli
olan, paketin fiyatının ürünlerin ayrı ayrı fiyatlarının toplamından düşük olmasıdır.
MICROSOFT’un Word, Excel, Powerpoint ürünlerini ayrı ayrı satın almak
mümkün iken bunları (ve diğer bazı uygulamaları) MICROSOFT Ofis paketi
halinde satın almanın da mümkün olması, karışık paketleme uygulamasına
örnektir17. Karışık paketlemede A-B paketinin parçası olan A ürününün paket
içerisindeki fiyatı, tek başına satın alındığında ödenecek fiyattan daha ucuzdur18.
Bir diğer ifadeyle “çoklu ürün indirimi” olarak adlandırılan bu uygulamada ürünler
ayrı ayrı alındığında ödenen fiyat, paket fiyattan daha yüksektir.


13 AKTEKİN, Erdem (2012), Microsoft davaları ışığında yazılım pazarlarında bağlama uygulamalarına
yaklaşım ve öneriler, Rekabet Kurumu Uzmanlık Tezi, s. 17.
14 Bir arabanın dört-beş lastik ile satılması, ayakkabının sol ve sağ teklerinin bir arada satılması bu
durumun en tipik örneğidir.
15 Komisyon’da görülen Microsoft Windows Media Player (WMP) soruşturması, ürün bağlamaya örnektir.
16 Karışık paketlemenin; bağlama, münhasır alım, yıkıcı fiyatlama ya da mal vermenin reddi teorileri
altında ele alınması gerektiğini savunan çeşitli görüşler de mevcuttur.
17 Bağlamanın; sezon biletlerinin satışı, gidiş dönüş uçak bileti satışı gibi günlük hayatta çok sık rastlanan
örnekleri mevcuttur.
18 O’DONOUGHE, Robert ve PADİLLA, A. Jorge (2006), The Law and Economics of Article 82, s. 478.
18-12/227-102
20/24

(57) İki ya da daha fazla ürünün birbirine fiziksel olarak ayrılamayacak şekilde bağlanmış
olduğu durumlarda “teknolojik bağlama”dan söz edilmektedir. Bunun yanı sıra ürünler
arasında “sözleşmesel bağlama” yapılması da mümkündür. Özellikle yazılım pazarları
bakımından incelendiğinde, teknolojik ürün bağlamanın tüketicilere başka herhangi bir
yolla elde edilemeyecek türden önemli faydalar sağlayabildiği bilinmektedir.
(58) Yukarıda ifade edildiği üzere ürün bağlama ve paketlemenin etkinlik yaratıcı yönleri
bulunduğu gibi anti rekabetçi etki yaratma potansiyeli de mevcuttur. Avrupa
Komisyonunun (Komisyon) 2009 yılında güncellemiş olduğu “Hakim Durumdaki
Teşebbüslerin Dışlayıcı Kötüye Kullanma Niteliğindeki Davranışlarının
Değerlendirilmesine İlişkin Kılavuz” metninde, bağlama ya da paket satışın bağlı ürün
pazarı, bağlayan ürün pazarı ya da her ikisinde aynı zamanda rekabeti kısıtlayıcı etki
yaratabileceği ifade edilmiştir. Mezkur mevzuata göre, geri dönüşü çok maliyetli ve
zahmetli olan ve aynı zamanda yapısı gereği uzun süre devam eden teknolojik
bağlamalar hakim durumdaki teşebbüs tarafından uygulandığında, anti rekabetçi pazar
kapamanın etkileri daha belirginleşmektedir. Teknolojik bağlamanın, paket içeriğindeki
ürünlerin bireysel olarak yeniden satışı ihtimali de azalmaktadır.
(59) Paket satışta ise teşebbüsün paket içindeki bir ya da birden fazla üründe hakim
durumda bulunması mümkündür. Paket içeriğindeki ürünlerde ne ölçüde hakim durum
mevcutsa, anti rekabetçi pazar kapama ihtimali de o derece yükselmektedir. Özellikle
benzer bir bağlamayı rakip teşebbüslerden herhangi birinin yapmasının mümkün
olmadığı durumlarda, pazar kapama riski daha da yüksektir.
(60) Sözleşmesel bağlamaya ilişkin bir karar olan Hilti kararında Komisyon, hakim durumda
bulunan Hilti’nin müşterilerine, çivi kartuşlarını bu kartuşlarda kullanılabilecek çivilerle
beraber almaları şartını öne sürmesini ve bu durumu gerçekleştirecek çeşitli
uygulamalarda bulunmasını Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Anlaşma’nın (ABİDA)
102. maddesi bağlamında bir kötüye kullanma olarak değerlendirmiştir. Kararda
Komisyon, kartuş ve çivilerin iki farklı tüketici talebi olduğunu ve iki farklı ilgili ürün pazarı
bulunduğunu belirtmiştir. Ayrıca, kartuşlara uygun çivi üreten üreticiler bulunması ve
tüketicilerin ürünleri ayrı ayrı satın alması, ürünlerin farklı pazarlarda yer aldığını
gösteren yeterli delil olarak sayılmıştır.
(61) Tetra Pak II kararında Komisyon, karton paketleme makineleri ve bu makinelerde
kullanılan kartonları üreticisi Tetra Pak’ın, müşterilerini makineler ile birlikte kendi ürettiği
kartonları almaya zorlaması sonucunu doğuran uygulamasını ABİDA 102. madde
uyarınca “kötüye kullanma” olarak değerlendirilmiştir. Genel Mahkemeye itirazda
bulunan Tetra Pak’ın karton makineleri ve kartonların entegre edilmiş bir paketleme
sistemi olarak tek bir ürün oluşturduğu yönündeki savunması mahkemece kabul
görmemiştir.

18-12/227-102
21/24

(62) Teknolojik bağlamaya ilişkin olan ve inceleme konusu olaya benzer şekilde teknoloji
ürünlerini konu alan IBM kararında Komisyon, IBM’in ana ürünü olan System/370
bilgisayarlarında bellek ünitelerini işlemcilerine entegre etmesini ve çeşitli yazılımları
bilgisayarlar ile birlikte sunmasını 102. madde bağlamında ele almıştır. Komisyon ile
IBM arasında yapılan görüşmelerde IBM, bilgisayarlarını bellek üniteleri çıkarılmış
şekilde pazara sunmayı önermiş ve bu öneri Komisyon tarafından kabul edilerek dava
sonuçlandırılmıştır. Ancak IBM ile varılan anlaşma sonrasındaki kısa dönemde
bilgisayar endüstrisinde işlemci ve ana bellek ünitelerinin entegre olarak tek bir ürün
halinde sunulması standart bir uygulama haline gelmiştir19. Bu gelişme, teknolojinin
ilerlemesiyle oluşan ihtiyacı karşılayan entegrasyonların rekabeti kısıtlayıcı boyutunu
yeniden gözden geçirmeyi gerekli kılmıştır.
(63) Teknolojik bağlamaya ilişkin bir başka örnek kararda Komisyon tarafından,
MICROSOFT’un rakip sunucu işletim sistemi üreticilerine kendi işletim sistemi ile tam
birlikte işlerliği sağlayacak bilgileri vermeyerek ve WMP ürününü Windows işletim
sistemine entegre ederek müşteri kişisel bilgisayarları işletim sistemleri pazarındaki
hakim durumunu kötüye kullandığı değerlendirmesi yapılmıştır. Ayrıca karar
kapsamında MICROSOFT’un sunucu işletim sistemi yazılım pazarında faaliyet
gösteren teşebbüslere kendi işletim sistemi olan Windows ile tam birlikte işlerlik
sağlayacak gerekli tüm bilgiyi vermesi, ayrıca WMP programını içermeyen bir Windows
sürümünü piyasaya çıkarması yönünde yükümlülük getirilmiştir. Kararda Komisyon’un,
MICROSOFT’un entegrasyon ile tek bir ürün ortaya çıktığı savunmasının kabul
görmediği ve işletim sistemi ile WMP’nin birbirinden bağımsız tüketici talebine sahip
olduğu vurgulanmıştır.
(64) Komisyon’un kararında, WMP’nin işletim sistemine bağlanmasının pazar kapama etkisi
yaratıp yaratmayacağı ele alınmıştır. Bu noktada yapılan değerlendirmede,
MICROSOFT’un müşteri işletim sistemleri pazarında sahip olduğu %90’nın üzerinde
pazar payı sayesinde WMP’nin önemli bir dağıtım avantajına sahip olduğu, rakip
firmaların internet üzerinden dağıtma gibi daha az etkin yolları kullanması nedeniyle
aynı ölçüde dağıtım imkanı bulamayacağı, bu noktada MICROSOFT’un hakim
durumundan kaynaklı rakipler aleyhine rekabetin kısıtlayıcı etki oluşabileceği
değerlendirilmiştir.
(65) Komisyon’un değerlendirmesi çerçevesinde tüketicilerin seçim özgürlüğü bulunması
durumunda rakip bir firmadan alabilecekleri bir ürünü MICROSOFT’tan almaya
zorlanmaları, ilgili pazarda kapama etkisi yaratmaktadır.
(66) Komisyon’un mezkur kararları toplu olarak ele alındığında; bağlama ve paketleme
uygulamalarının hakim durumun kötüye kullanılması sayılabilmesi için (i) bağlanan ve
bağlayıcı ürünlerin ayrı ürünler olması; (ii) teşebbüsün bağlayıcı ürün piyasasında
hakim durumda bulunması, (iii) teşebbüsün müşterilerine bağlayıcı ürünü bağlanan
ürün olmaksızın sağlamaması, (iv) bağlama uygulamasının piyasayı kapatması
koşullarını karşılaması gerektiği sonucuna varılmaktadır.


19 AHLBORN, Christian; EVANS, David S. ve PADİLLA, A. Jorge (2003), “The Antitrust Economics of
Tying: A Farewell to Per Se Illegality”, SSRN Accepted Paper Series, ,
s. 30.
18-12/227-102
22/24

I.6.2. “3+ İnternet Projesi”ne İlişkin Değerlendirme
(67) Soruşturma konusu temel olarak, AİEO ve İİKEO öncülüğünde internet kafelerdeki
lisanssız yazılımların lisanslı hale getirilmesi ve böylelikle internet kafelerdeki bilgisayar
kullanımının güvenli hale getirilmesi amacıyla 2010 yılında başlatılan ve
MICROSOFT’un destek verdiği “3+” projesinin rekabet hukukunda bağlama
uygulamaları açsısından incelenmesidir.
(68) “3+” projesi logosu, “güvenli” “hızlı” ve “konforlu” sıfatlarını ifade etmek üzere seçilmiş
olup, internet kafelerin hem markalaşması, hem de yasal yazılım kullanımıyla birlikte
daha güvenli bir ortamda müşterilere hizmet vermesi amaçlanmıştır. Adı geçen
projenin, AİKEO adına 2009/65697 numarayla Türk Patent Enstitüsü'nde marka olarak
tescil edildiği anlaşılmaktadır.
(69) Proje sürecinde AİKEO, İİKEO ve MICROSOFT Türkiye arasında yaklaşık bir yıl süren
görüşmeler yapılmış olup, görüşmeler sırasında MICROSOFT Türkiye’nin projenin
yürütülmesine ilişkin olarak Odalara destek verdiği görülmektedir.
(70) Bu noktada MICROSOFT tarafından diğer ülkelerde uygulanan yasallaştırma
projelerine benzer şekilde, Türkiye’deki internet kafelerde korsan yazılımın önüne
geçmek amacıyla 3+ projesini desteklemeye karar verilmiş ve bu amaca uygun olarak
I-Cafe Programı Türkiye'de uygulamaya başlamıştır.
(71) MICROSOFT’un, I-Cafe Programı bağlamında internet kafelerde kullanılan programları
yasallaştırma amacıyla “Get Genuine Windows Advantage” sözleşmesiyle piyasa satış
fiyatlarına göre daha uygun fiyatla Windows program lisansını sunduğu
anlaşılmaktadır20.
(72) Mezkur kampanya kapsamında MICROSOFT’un distribütörlerine Office Pro Plus 2010
programını 32,25 ABD Doları, Office Pro Plus 2010 kiralama haklarını 2,18 ABD Doları
ve Windows 7 Pro’yu 30,30 ABD Doları fiyatla sağladığı, distribütörlerin de projeye dahil
olmak isteyen internet kafelere bahse konu programların satışını anılan fiyatlara
gerçekleştirdiği görülmektedir.
(73) Soruşturma sürecinde MICROSOFT’ta yapılan yerinde incelemede elde edilen belgeler
ve alınan fatura örneklerinin yanı sıra, ARENA ile yapılan görüşme sırasında teşebbüs
tarafından sunulan kampanya satışlarına ilişkin faturalar incelendiğinde, şikayete konu
Windows ve Office programları için MICROSOFT tarafından ayrı indirimli fiyatlar
belirlendiği tespit edilmiştir. Öte yandan anılan programların satışı teknik anlamda bir
“paket” satış niteliğinde olmayıp, alıcı konumundaki internet kafeler tarafından
ürünlerden biri talep edildiğinde, söz konusu projede ilgili program için belirlenen fiyattan
satış yapılmaktadır.


20 Sözü edilen lisanslar internet kafelere “Open Lisans Sözleşmesi” çerçevesinde tedarik edilmiştir.
Sözleşme’nin kullanım üzerinde kısıtlamalar başlıklı 2/e maddesinde; lisanslı ürünün bileşenlerine
ayrılamayacağı, ayrıca ürünün 3. şahıslara kiraya verilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Öte yandan
Gümrük ve Ticaret Müfettişliği raporunda da yer verildiği üzere, Sözleşme’nin 7. maddesi hükmü gereği
lisans devrine belirli koşullar altında izin verildiği görülmektedir. Anılan sınırlamaların lisans sözleşmesi
bakımından makul sınırlamalar olduğu değerlendirilmektedir.
18-12/227-102
23/24

(74) Bu noktada, sözü edilen fiyatlama stratejisinin yukarıda yer verilen bağlama ve paket
satış doktrinleri bakımından değerlendirilmesi uygun olacaktır. Öncelikle satıcı
konumundaki bir teşebbüsün bir ürünün satımını, alıcının ayrı bir ürünü de alması
koşuluna bağlaması olarak tanımlanan “bağlama” uygulaması bakımından anılan
strateji incelendiğinde, dosya konusu projedeki ürünlerden birinin satımının, alıcının ayrı
bir ürünü de alması koşuluna bağlı kılınmadığı anlaşılmaktadır. Bir başka deyişle, Office
programının talep edilmesi durumunda MICROSOFT programının da alınması için
zorlama yapılması söz konusu değildir. Nitekim, ARENA’dan alınan fatura örnekleri
incelendiğinde, mezkur kampanyadan ürün talep eden kafelerin büyük çoğunluğunun
programları farklı sayılarda talep ettiği, bazılarının sadece bir programı (Windows Pro 7
ya da Office Pro Plus) aldığı görülmektedir. ARENA’nın ürün sağladığı 446 internet
kafenin Windows işletim sistemi ve Office programlarını birlikte değil, farklı miktarlarda
satın aldığı, ayrıca işletmelerden bazılarının programlardan yalnız birini satın aldığı
görülmüştür. Bu noktada somut olayda sözleşmesel bağlamadan söz etmek mümkün
görünmemektedir. Öte yandan ürünlerin bir diğeri olmadan kullanılamaması sonucunu
doğuran teknolojik bağlama da somut olayda mevcut değildir.
(75) Anılan projedeki fiyatlama stratejisi; hakim durumun kötüye kullanılması hallerinden bir
diğeri olan, paket içerisindeki her ürünün paketin bir parçası olarak birlikte ya da ayrı
ayrı satışının mümkün olduğu durumu ifade eden paket satış (ve dolayısıyla karışık
paketleme/mixed bundling) bakımından da incelenebilecektir.
(76) Daha önce ifade edildiği üzere; karışık paketleme uygulamasında iki ya da daha fazla
ürün paket halinde satılır iken, bu ürünlerden birini ya da ikisini ayrı ayrı satın almak da
mümkün olmaktadır. Burada önemli olan paketin fiyatının ürünlerin ayrı ayrı fiyatlarının
toplamından düşük olmasıdır. Bu bağlamda MICROSOFT Word, Excel, Powerpoint
ürünlerini ayrı ayrı satın almak mümkün iken bunları (ve diğer bazı uygulamaları)
MICROSOFT Ofis paketi halinde satın almanın da mümkün olması, karışık paketleme
uygulamasına örnektir. Bununla birlikte, karışık paketlemede paketin parçası olan birim
ürünün paket içerisindeki fiyatı, tek başına satın alındığında ödenecek fiyattan daha
ucuzdur. Bir başka ifadeyle “çoklu ürün indirimi” olarak adlandırılan bu uygulamada
ürünler ayrı ayrı alındığında ödenen fiyat, paket fiyattan daha yüksektir.
(77) Somut olay bakımından incelendiğinde, kampanya içerisindeki ürünlerin fiyatları
internet kafelere özel olarak ve belirli süre için oluşturulmuş olup, internet kafelerin
ürünleri ayrı ayrı aldıklarında ödedikleri fiyat, kampanyadaki tüm ürünleri aldıkları
zaman ödedikleri fiyattan fazla değildir. Bu noktada, somut olay açısından fiyatlama ve
satış stratejisinin, teknik olarak bağlama ve/veya paketleme olarak
nitelendirilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
(78) Öte yandan, yukarıda ifade edildiği üzere, bağlama ve/veya paket satış uygulaması
olduğu varsayımı altında dahi bu uygulamaların rekabeti kısıtlayıcı etki yarattığının
kabul edilebilmesi için; teşebbüsün müşterilerine bağlayıcı ürünü bağlanan ürün
olmaksızın sağlamaması ve bunun yanı sıra bağlama uygulamasının piyasayı
kapatması unsurlarının bir arada bulunması gerekmektedir. İnceleme konusu olayda,
MICROSOFT’un internet kafelere özel olarak dönemsel bir indirimli teklif sunduğu,
programları talep eden kafelerin kampanyalı fiyattan alım yaptığı anlaşılmaktadır.
Kampanya internet kafelere özgü olup, 2010 yılı itibarıyla Türkiye’de kayıtlı yaklaşık
22.000 internet kafe bulunduğu, internet kafelerin en yoğun bulunduğu İİKEO’nun
şikayet tarihi itibarıyla kayıtlı 1.500 üyesinin olduğu, İİKEO’nun önaraştırma döneminde
verdiği bilgilere göre kayıtlı üyelerin sadece 177 adedine program satışı yapıldığı
anlaşılmaktadır. Ayrıca MICROSFT’un birinci yazılı savunmasının ekinde sunulan
bilgilere göre, proje kapsamında I-Cafe Programının başladığı tarih olan Ekim 2009 ile
18-12/227-102
24/24

Haziran 2010 tarihleri arasında I-Cafe programından yararlanan internet kafelerin sayısı
1341, Temmuz 2010 ile 9 Haziran 2011 tarihleri arasında 524 adettir.
(79) Diğer taraftan, MICROSOFT tarafından gönderilen bilgilere göre, internet kafelere
yönelik satışa aracılık eden distribütörlerin 2010 yılı satışları incelendiğinde; mezkur
kampanya dahilinde yapılan satışların, distribütörlerin toplam yazılım satışları içerisinde
oldukça küçük bir bölüm teşkil ettiği görülmektedir. Bu noktada, söz konusu satışın
MICROSOFT’un esnaf odaları ile beraber yürüttüğü ve kısa süreli kampanyada yapılan
indirimli bir satıştan ibaret olduğu, rekabeti kısıtlayıcı nitelikte bir bağlama ve/veya paket
satıştan söz etmenin mümkün olmadığı, anılan tarihte yürütülen kampanyanın rakipler
aleyhine pazar kapatıcı etki yaratabilecek nitelikte bir uygulama olmadığı sonucuna
ulaşılmıştır.
(80) Yukarıda yer verilen tüm açıklama ve değerlendirmeler ile mevcut dosya konusu
iddialara yönelik olarak MICROSOFT’un 4054 sayılı Kanun’u ihlal ettiğine dair herhangi
bir bilgi, belge ve bulgunun bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
İ. SONUÇ
(81) 20.04.2017 tarih ve 17-13/171-M sayılı Kurul kararı uyarınca yürütülen soruşturma ile
ilgili olarak düzenlenen Rapor’a, Ek Görüş’e, toplanan delillere, yazılı savunmalara ve
incelenen dosya kapsamına göre; Microsoft Bilgisayar Yazılım Hizmetleri Ltd. Şti.’nin
4054 sayılı Kanun’un 6. maddesini ihlal etmediğine, dolayısıyla aynı Kanun’un 16.
maddesi uyarınca adı geçen teşebbüse idari para cezası uygulanmasına gerek
olmadığına, OYBİRLİĞİ ile gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde Ankara
İdare Mahkemelerinde yargı yolu açık olmak üzere, karar verilmiştir.









Full & Egal Universal Law Academy