Rekabet Kurumu - Karar Sayı 17-17/249-103
Karar Dilini Çevir:
Rekabet Kurumu
Karar Sayısı: 17-17/249-103
Karar Türü: Birleşme ve Devralma
Konu: OMV Aktiengesellschaft tarafından doğrudan kontrol edilen OMV Petrol Ofisi Holding A.Ş.’nin paylarının %100’ünün Vitol Investment Partnership Limited tarafından dolaylı olarak kontrol edilen VIP Turkey Enerji A.Ş. tarafından devralınması işlemine izin verilmesi talebi
Karar Tarihi: 24.05.2017

Rekabet Kurumu Başkanlığından,

REKABET KURULU KARARI
Dosya Sayısı : 2017-1-9 (Devralma)
Karar Sayısı : 17-17/249-103
Karar Tarihi : 24.05.2017
A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER
Başkan : Prof. Dr. Ömer TORLAK
Üyeler : Arslan NARİN, Adem BİRCAN, Şükran KODALAK, Mehmet AYAN
B. RAPORTÖRLER : Zeynep MADAN, Çağlar Deniz ATA, Abdullah ATEŞ,
Bilge YILMAZ
C. BİLDİRİMDE
BULUNAN : VIP Turkey Enerji A.Ş.
Temsilcileri: Av. Umut KOLCUOĞLU, Av. Begüm İNCEÇAM
Sağlam Fikir Sok. Kelebek Çıkmazı No:5 34394 Esentepe/İstanbul
(1) D. DOSYA KONUSU: OMV Aktiengesellschaft tarafından doğrudan kontrol edilen
OMV Petrol Ofisi Holding A.Ş.’nin paylarının %100’ünün Vitol Investment
Partnership Limited tarafından dolaylı olarak kontrol edilen VIP Turkey Enerji A.Ş.
tarafından devralınması işlemine izin verilmesi talebi.
(2) E. DOSYA EVRELERİ: Kurum kayıtlarına en son 08.05.2017 tarihinde giren bildirim
üzerine düzenlenen 16.05.2017 tarih ve 2017-1-9/Öİ sayılı Ön İnceleme Raporu
görüşülerek karara bağlanmıştır. Ayrıca bildirilen işlem kapsamında incelemeler devam
ederken, kimliğinin gizli tutulmasını isteyen bir kişi tarafından söz konusu işleme ilişkin
itirazlar içeren başvuru Kurum kayıtlarına 19.04.2017 tarih ve 2690 sayı ile intikal
etmiştir.
(3) F. RAPORTÖR GÖRÜŞÜ: İlgili raporda, bildirime konu işleme izin verilmesinde sakınca
bulunmadığı ifade edilmiştir.
G. İNCELEME VE DEĞERLENDİRME
G.1. İşlemin Niteliği
(4) Başvuruda, Vitol Investment Partnership Limited’in (VIP Jersey) dolaylı olarak
kontrolünde bulunan VIP Turkey Enerji A.Ş.’nin (VIP Turkey), OMV Aktiengesellschaft
(OMV) tarafından doğrudan kontrol edilen OMV Petrol Ofisi Holding A.Ş.’ye (POHAŞ)
ait hisselerin tamamını devralmasına ilişkin işleme izin verilmesi talep edilmektedir.
(5) Bildirim Formunda, işlemin OMV ile VIP Turkey arasında imzalanan Pay Devir
Sözleşmesi uyarınca gerçekleştirileceği ve VIP Turkey’in OMV’nin sahip olduğu POHAŞ
paylarının %100’ünü doğrudan; OMV Petrol Ofisi A.Ş. (POAŞ), Erk Petrol Yatırımları
A.Ş. (ERK), Petrol Ofisi Havacılık İstasyonları A.Ş. (PO Havacılık) paylarının %100’ü ile
Marmara Depoculuk Hizmetleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. (MDH) paylarının %45’ini ise
dolaylı olarak devralmayı planladığı belirtilmektedir.
(6) Bildirime konu işlem bir kontrol değişikliği içerdiğinden, 2010/4 sayılı Rekabet
Kurulundan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralmalar Hakkında Tebliğ’in 5.
maddesi çerçevesinde bir devralma niteliği taşımaktadır. Öte yandan, tarafların
cirolarının söz konusu Tebliğ’in 7. maddesinde düzenlenen eşikleri aşması nedeniyle
işlemin Kurulumuzun iznine tabi olduğu anlaşılmıştır.


17-17/249-103
2/15
G.2. Etkilenen Pazarlar
(7) VIP Turkey’in paylarının tamamı VIP Turkey Holding B.V.’ye aittir. VIP Turkey Holding
B.V. ise VIP Jersey’in dolaylı iştiraki olduğundan VIP Turkey dolaylı olarak VITOL Grubu
(Vitol Holding B.V. ve iştirakleri) tarafından kontrol edilmektedir. VIP Turkey’in, Mart
2017 yılında kurulmuş olması sebebiyle, henüz herhangi bir faaliyeti ve cirosu
bulunmamaktadır. 1996 yılında kurulmuş olan VITOL Grubu ise, enerji ürünlerinin dünya
çapındaki müşterilere tedarikini sağlayan küresel bir enerji ve emtia şirketidir. VITOL
Grubu’nun esas faaliyeti enerji ürünlerinin fiziki ticareti olup, portföyü; ham petrol, petrol
ürünleri, sıvılaştırılmış petrol gazı, doğalgaz, kömür, güç, karbon emisyonu ve biyo-
yakıtlardan oluşmaktadır. Müşterileri, ulusal petrol şirketleri, çok uluslu şirketler, önde
gelen endüstri ve kimya şirketleri ile global hava yolu şirketleridir. Bunlara ek olarak
VITOL Grubu’nun terminaller, rafineriler, güç santrali, “downstream” ağlar ve “upstream”
faaliyetler dahil olmak üzere bütünleyici enerji varlıkları üzerinde yatırımları
bulunmaktadır.
(8) POAŞ, POHAŞ’ın ana operasyonel şirketi olup esas olarak benzin, motorin, LPG, siyah
ürünler ve madeni yağların dağıtım faaliyetini yürütmektedir. ERK, POHAŞ’ın toptan ve
perakende satış faaliyetlerini yürütmekte olup, POAŞ’ın istasyonlarını bayisi olarak
işletmektedir. PO Havacılık’ın ana faaliyet konusu, havacılık yakıtları ile madeni yağların
temini, taşıması ve tedariki ile rafineriler, terminaller, nakliyat acenteleri ve gümrük
makamları nezdinde ilgili işlemlerin yürütülmesidir. MDH ise, akaryakıt ürünlerinin
depolanması faaliyetlerini yürütmektedir. İşlem taraflarının faaliyet alanlarına ilişkin
bilgiler çerçevesinde, Türkiye’deki etkilenen pazarlar ve tarafların bu pazarlardaki pazar
payı bilgileri aşağıdaki tabloda sunulmaktadır.
Tablo 1: Türkiye’de Etkilenen Pazarlar ve Pazar Payları (2016)
No Etkilenen Pazar
Pazar Payı (%)
POHAŞ VITOL Grubu Toplam
1 Kara Taşıtları Yakıtları Dağıtımı (…..) (…..) (…..)
2 Siyah Ürünlerin Dağıtımı (…..) (…..) (…..)
3 LPG (otogaz) Dağıtımı (…..) (…..) (…..)
4 Jet Yakıtı Dağıtımı (…..) (…..) (…..)
5 Akaryakıt ve LPG Depolama Pazarı (…..) (…..) (…..)
G.3. Sektör Hakkında Genel Bilgiler
(9) Akaryakıt ürünleri, büyük ölçüde petrol türevi olan akaryakıt türlerini ifade etmektedir.
Diğer yandan tarımsal ürünlere dayalı dimetil eter, etanol, biyodizel gibi biyolojik yakıtlar
da son yıllarda bu pazardaki önemini kısmen artırmaya başlamıştır.
(10) Geleneksel olarak akaryakıt türleri siyah ürünler ve beyaz ürünler şeklinde iki ana
başlıkta ele alınmaktadır. Bunlardan siyah ürünler fuel-oil türleri ile kalorifer yakıtından
oluşurken, beyaz ürünler kategorisinde benzin ve motorinden oluşan otomotiv yakıtları
ile gaz yağı ve jet yakıtı bulunmaktadır.
(11) Sıvılaştırılmış petrol gazı ya da bilinen adıyla LPG ise propan ve bütan gazlarının
karışımlarına verilen genel isimdir. Ham petrolün rafinerilerde damıtılması sırasında
veya doğal gazın ayrıştırılması ile elde edilen ve basınç altında sıvılaştırılan LPG;
renksiz, kokusuz, havadan daha ağır ve yanıcı bir gazdır.
17-17/249-103
3/15
(12) Petrol piyasasında 2008 küresel krizi öncesinde zirve yapan petrol fiyatları, bu yıldan
sonra arz ve talep yönlü faktörlerin etkisiyle düşmeye başlamış, 2008 yılının ikinci
yarısından 2015 yılına değin fiyatlar azalmaya devam etmiştir. Öte yandan, gelişen
teknolojinin kaya gazı üretimini artırması sonucunda Amerika Birleşik Devletleri (ABD)
petrol üreticileri listesindeki yerini ilk sıralara taşımıştır. ABD’deki bu üretim artışı hem
dünyada arzı artırmış hem de ülkenin petrol ithalatını azaltmıştır. Bunun yanı sıra Petrol
İhraç Eden Ülkeler Örgütünün (OPEC) üretimi kısmaması neticesinde petrol üretimi
artmış, petrol fiyatları düşüş göstermiştir. Ayrıca küresel büyümedeki düşüş, en büyük
petrol tüketicilerinden ABD’nin petrol talebinin azalması, gelişmiş ülkelerde alternatif
enerji kaynaklarının geliştirilmesiyle enerji verimliliğinin artması gibi nedenler de petrol
fiyatlarının düşüşüne etki eden nedenler arasındadır.
(13) Ülkemizde ise 2015 yılında, 2014 yılına göre ham petrol ithalatı %43 artarak 25.064.776
ton olarak gerçekleşmiştir. Toplam rafineri petrol ürünleri üretimi ise %33,79 artarak
26.877.326 ton olarak gerçekleşmiştir. 2015 yılı EPDK Petrol Piyasası Sektör Raporu’na
göre, dağıtıcı lisansına sahip kişilerin toplam akaryakıt satışları bir önceki yıla göre
%14,27 artarak 22.771.859 ton olmuştur. Benzer şekilde özellikle otogaz LPG pazarının
da 2015 yılında bir önceki yıla oranla %9 büyüme gösterdiği görülmektedir. İhrakiye
satışları ise 2015 yılında %12,94 artarak 7.121.825 ton olarak gerçekleşmiştir.
(14) Beyaz ve siyah ürün ayrımına göre akaryakıt satışları incelendiğinde, 2014 yılında
19.335.658 ton beyaz ürün satışının1 %13,19 artarak 2015 yılında 22.273.774 ton
olarak gerçekleştiği görülmektedir. Siyah ürünlerde2 ise 2014 yılında 541.708 ton siyah
ürün satışı 2015 yılında %18,56 azalarak 441.137 ton olarak gerçekleşmiştir. Devralma
işleminden etkilenen pazarlara ilişkin ayrıntılı bilgiye aşağıda yer verilmiştir.
G.3.1. Akaryakıt Dağıtım Pazarı
(15) Yurt içindeki rafineriden temin edilen veya ithalat yoluyla yurda getirilen petrol
ürünlerinin nihai tüketicilere ulaştırılmasında önemli bir adım olan dağıtım faaliyeti
“serbest kullanıcılara akaryakıt toptan satışı ve ikmali dâhil bayilere akaryakıt satış ve
ikmal faaliyetlerinin bütünü” olarak tanımlanmaktadır.
(16) Sektörde yer alan ilk beş akaryakıt dağıtım şirketinin bayi sayılarına, toplam satış
miktarlarına ve pazar paylarına aşağıdaki tabloda yer verilmiştir:
Tablo 2: İlk Beş Akaryakıt Dağıtım Şirketinin Bayi Sayıları, Pazar Payları ve Satış Miktarları (2015)
Dağıtım Şirketi Bayi Sayısı Miktar (ton) Pazar Payı (%)
OMV PETROL OFİSİ A.Ş. (…..) (…..) (…..)
OPET PETROLCÜLÜK A.Ş. (…..) (…..) (…..)
SHELL&TURCAS PETROL A.Ş. (…..) (…..) (…..)
BP PETROLLERİ A.Ş. (…..) (…..) (…..)
TOTAL OIL TÜRKİYE A.Ş. (…..) (…..) (…..)


1 Benzin, motorin ve biodizel ihtiva eden motorin satışlarını içermektedir
2 Fuel oil ve kalorifer yakıtını içermektedir.
17-17/249-103
4/15
(17) Sektörde yer alan akaryakıt dağıtım şirketlerinin beyaz ürünler alt kırılımlarında ayrı ayrı
olmak üzere pazar paylarına aşağıdaki tabloda yer verilmiştir:
Tablo 3: Akaryakıt Dağıtım Şirketlerinin Beyaz Ürünlerdeki Pazar Payları (2015)
Dağıtım Şirketi Motorin (%)
Kurşunsuz
Benzin (%)
Motorin (Biodizel
İhtiva eden)
Beyaz Ürün
(%)
OMV PETROL OFİSİ A.Ş. (…..) (…..) (…..) (…..)
OPET PETROLCÜLÜK A.Ş. (…..) (…..) (…..) (…..)
SHELL&TURCAS PETROL A.Ş. (…..) (…..) (…..) (…..)
BP PETROLLERİ A.Ş. (…..) (…..) (…..) (…..)
TOTAL OİL TÜRKİYE A.Ş. (…..) (…..) (…..) (…..)
TP PETROL DAĞITIM A.Ş. (…..) (…..) (…..) (…..)
Diğer (…..) (…..) (…..) (…..)
Toplam 100,00 100,00 100,00 100,00
(18) Sektörde yer alan akaryakıt dağıtım şirketlerinin siyah ürünler alt kırılımında ayrı ayrı
olmak üzere pazar paylarına aşağıdaki tabloda yer verilmiştir:
Tablo 4: Dağıtım Şirketlerinin Siyah Ürün Pazar Payları (2015)
Dağıtım Şirketi Siyah Ürün (%)
OMV PETROL OFİSİ A.Ş. (…..)
TP PETROL DAĞITIM A.Ş. (…..)
OPET PETROLCÜLÜK A.Ş. (…..)
BP PETROLLERİ A.Ş. (…..)
SHELL&TURCAS PETROL A.Ş. (…..)
TOTAL OİL TÜRKİYE A.Ş. (…..)
Diğer (…..)
Toplam 100,00
G.3.2. LPG Dağıtım Pazarı
(19) Benzine kıyasla düşük fiyatı nedeniyle tüketiciler tarafından tercih edilen LPG pazarında
ise talep büyük oranda ithalat yoluyla karşılanmaktadır. 2015 yılı EPDK Petrol Piyasası
Sektör Raporu’na göre 2015 yılında ülkemizde 899.280 ton LPG üretimi yapılmıştır.
Aynı yıl içindeki LPG ithalatı ise 3.460.849 ton olarak gerçekleşmiştir. Bu bağlamda,
aynı yıl en çok Cezayir, Rusya, Kazakistan, Norveç ve Ukrayna’dan ithalat yapıldığı
görülmektedir. Bunun yanı sıra 2015 yılında 257.643 ton LPG ihracatı yapılmıştır.
(20) Türkiye’de LPG pazarında 89 dağıtım şirketi faaliyet göstermektedir3. Bununla birlikte
pazar payı %1’in üzerinde olan sadece 14 teşebbüs bulunmaktadır. Bu 14 teşebbüs,
Türkiye LPG satışlarının %88’ini gerçekleştirmektedir4. Sektörde yer alan başlıca LPG
dağıtım şirketlerinin pazar paylarına aşağıdaki tabloda yer verilmiştir:
Tablo 5: Dağıtım Şirketlerinin LPG Pazar Payları (2015)
Dağıtım Şirketi Pazar Payı (%)
AYGAZ (…..)
POAŞ (…..)
MİLANGAZ (…..)
İPRAGAZ (…..)
SHELL (…..)
BP (…..)


3 Söz konusu bilgi EPDK internet sitesinden elde edilmiştir (Son erişim tarihi: 9.05.2017).
4 EPDK, Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Sektör Raporu 2015, s. 17.
17-17/249-103
5/15
(21) Öte yandan pazar yapısına ilişkin olarak tüplü LPG ve dökme LPG’nin daralan pazar
niteliği taşıdığı, otogazın ise payının arttığı görülmektedir. Ürün bazında gerçekleşen
satış miktarı ve bunların toplam satışlar içindeki payları aşağıdaki tabloda yer
almaktadır:
Tablo 6: LPG Satışları (2015)

Tüplü LPG Dökme LPG Otogaz Toplam
Satış (ton) Satış (ton)
Payı
(%)
Satış
(ton)
Payı
(%)
Satış
(ton) Payı (%)
2015 815.547 20,08 176.281 4,34 3.069.237 75,58 4.061.064
2014 800.949 21,16 145.895 3,85 2.838.408 74,99 3.785.252
2013 841.646 22,52 168.248 4,50 2.726.925 72,97 3.736.819
2012 889.877 23,70 170.292 4,54 2.694.857 71,77 3.755.026
2011 981.652 25,98 154.961 4,10 2.641.990 69,92 3.778.603
2010 1.043.809 28,43 138.006 3,76 2.489.501 67,81 3.671.361
2009 1.134.145 31,33 180.949 5,00 2.305.240 63,67 3.620.333
2008 1.177.269 34,02 171.528 4,96 2.111.557 61,02 3.460.354
2007 1.302.434 36,95 216.470 6,14 2.006.263 56,91 3.525.167
2006 1.491.580 42,40 475.454 13,52 1.550.605 44,08 3.517.639

G.3.3. Havacılık Yakıtları Pazarı
(22) Havacılık yakıtları “Avgas (aviation gas)” ve “Jet A1” isimleri altında ikiye ayrılmaktadır.
Avgas, yüksek oktanlı bir benzin türü olup pervaneli (içten yanmalı) motorlara sahip
uçaklarda, Jet A1 ise jet motorlu uçaklarda yakıt olarak kullanılmaktadır. Her iki yakıt
türü de ham petrolün rafine edilmesi suretiyle elde edilmektedir. Benzin niteliğine sahip
olan Avgas ile gazyağı türevi sayılan ve orta distilat ürünler arasında kabul edilen Jet
A1’in üretim süreçlerinde bazı farklılıklar bulunmakla birlikte, rafineri çıkış fiyatları
bakımından diğer beyaz ürünlere yakın bir bedelle satılmaktadır5.
(23) Pervaneli uçak sayısının azalmasına bağlı olarak, havacılık yakıtları pazarının büyük
bölümünü Jet A1 oluşturmaktadır. Buna bağlı olarak çoğu rafineri Jet A1 üretmekte,
nispeten küçük bir pazar oluşturan Avgas üretimi için yeni bir benzin zenginleştirme
tesisi kurmamaktadır.
(24) Havacılık yakıtları pazarı, ikmal zinciri bakımından ülkemizdeki geleneksel akaryakıt
dağıtım pazarından farklılık arz etmektedir. Akaryakıt dağıtım pazarında “rafineri/ithalat-
dağıtım şirketi-bayi-tüketici” şeklinde bir ikmal zinciri varken havacılık yakıtları
pazarındaki zincir “rafineri/ithalat-tedarikçi-tüketici” şeklindedir. Pazarın yapısı itibarıyla
bayilik sistemi bulunmamakta, tedarikçi şirketler genellikle doğrudan nihai kullanıcıya
satış yapmaktadırlar. Bununla birlikte bazı şirketlerin fiziki ikmal ve depolama
kapasitesine sahip olmadıkları bazı havaalanları bakımından “tahsilat aracısı” olarak
faaliyet göstermeleri de mümkündür.

5 Rekabet Kurulunun 09.07.2008 tarihli ve 08-44/606-231 sayılı kararı.
17-17/249-103
6/15
(25) Havaalanlarında uçaklara yakıt ikmali iki şekilde olmaktadır. Bunlardan birincisi, hidrant
sistemi yoluyla ikmaldir. Hidrant, sağlayıcı şirketlerin havaalanlarında yahut istisnai
olarak havaalanının yakınında yerleşik depolarında başlayıp körüklerin (peronların)
altından geçen ve her körükte uçağa ikmal imkânı sağlayan, bütün yakıt satıcılarının
kullandığı, merkezi bir boru hattı sistemidir. Hidrant sistemi kurulu bulunmayan
havaalanlarında ise sağlayıcı şirketler, depolardan tanker araçlara (dispenser)
doldurdukları yakıtı park alanında bekleyen uçaklara götürerek burada ikmal
yapmaktadırlar.
Tablo 7: İhrakiye Teslimine Göre Pazar Payları (2015)
Dağıtım Şirketi Pazar Payı (%)
THY OPET HAVACILIK YAKITLARI A.Ş. (…..)
ARKAS PETROL ÜRÜNLERİ VE TİCARET A.Ş. (…..)
OMV PETROL OFİSİ A.Ş. (…..)
TÜRKİYE PETROL RAFİNERİLERİ A.Ş. (…..)
SOCAR TÜRKİYE PETROL ENERJİ DAĞITIM SAN. VE TİC. A.Ş. (…..)
OPET PETROLCÜLÜK A.Ş. (…..)
CYE PETROL TİCARET LTD. ŞTİ. (…..)
DİĞER (…..)
TOPLAM 100,00
(26) Havacılık yakıtları pazarındaki durum göz önüne alınırsa 2015 yılında ihrakiye teslim
miktarları bazında THY Opet Havacılık Yakıtları A.Ş.’nin (THY OPET) %(…..) pay ile
lider olduğu ardından Arkas Petrol Ürünleri ve Ticaret A.Ş.’nin (Arkas Petrol) %(…..) pay
ile takip ettiği görülmektedir.
G.3.4. Akaryakıt Depolama Pazarı
(27) 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 2. maddesine göre lisanslı depolama, piyasa
faaliyetinde bulunanların stok ve işletme ihtiyaçlarını gidermek üzere başkasının
mülkiyetindeki petrolün depolanması işlemini; lisanslı depocu ise lisanslı depolama
faaliyeti yapan sermaye şirketini ifade etmektedir. Lisanslı depolama olarak ifade edilen
piyasa faaliyeti çerçevesinde belirtilmesi gereken önemli bir husus, bu faaliyetin
başkasının mülkiyetindeki petrolün depolanmasına yönelik olduğudur. Bu nedenle
Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş.’nin (TÜPRAŞ) ve dağıtım şirketlerinin kendi ihtiyaçlarını
karşılamak amacıyla sahip oldukları depolar Türkiye’nin “lisanslı depolama”
kapasitesine dâhil değildir. Ancak rafinerici ve dağıtıcı lisansına sahip olan bu şirketlerin
lisanslı depolama faaliyetinde bulunmak istemeleri halinde ayrıca lisans almaksızın,
lisanslarına işlenmesi koşuluyla bu faaliyette bulunmaları mümkündür.
17-17/249-103
7/15
(28) Depolama faaliyeti kapsamında ulusal stok tutma yükümlülüğünden de bahsetmek
yerinde olacaktır. 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 16. maddesinde ulusal stok
tutma yükümlülüğü düzenlenmiştir. Buna göre;
“Piyasada sürekliliğin sağlanması, kriz veya olağanüstü hallerde risklerin önlenmesi ve
uluslararası anlaşmalar gereği olağanüstü hal petrol stokları ile ilgili yükümlülüklerin ifası
amaçlarıyla bir önceki yıl günlük ortalama kullanımının içindeki net ithalatın en az
doksan günlük miktarı kadar petrol stoğu tutulur.
Ulusal petrol stoğu, rafineri, akaryakıt ve LPG dağıtıcı lisansı sahiplerinin ikmal ettiği
günlük ortalama ürün miktarının minimum yirmi katını kendi depolarında veya lisanslı
depolama tesislerinde topluca veya statülerine göre ayrı ayrı bulundurma yükümlülüğü
ile sağlanır. Rafinerilere ve depolara boşaltılmak üzere karasularında bulunan yüklü
tankerler ile rafinerilerdeki ham petrol ve yarı mamul ürünler, ürüne tahvil edilerek ulusal
stok mükellefiyetine sayılır. Ulusal petrol stoğu, depolanan yerin durumuna ve
mevzuatın müsaadesi şartı ile vergisiz tutulabilir. Akaryakıt ve LPG dağıtıcı lisansı
sahiplerinin, tank dibi hariç toplam stoğunun yirmi günlük kısmı şirketlerin minimum
işletme stoğu olarak alınır ve ulusal petrol stoğundan sayılır. Ayrıca, bir tüketim
tesisinde her bir cins üründen yılda 20.000 ton ve üzeri akaryakıt kullanan serbest
kullanıcılar, tüketimlerinin on beş günlük kısmını karşılayacak miktarda kendi
depolarında stok bulundurmak mecburiyetindedir ve bunlar ulusal petrol stoğu içinde
mütalâa edilir.”
(29) Görüldüğü üzere zorunlu stok tutulmasına ilişkin düzenlemelerde, lisanslı ya da
lisanssız depo ayrımına yer verilmemektedir. Dolayısıyla, önemli olan rafinerici ve
dağıtıcıların sahip oldukları toplam depolama kapasitesidir. POAŞ’ın tahminlerine göre,
Türkiye’deki toplam depolama kapasitesi yaklaşık (…..) m3 olup, bu kapasitenin (…..)
m3 bölümü ham petrol ve rafineri depolama faaliyetleri için yalnızca TÜPRAŞ’ın
kullanımına tahsis edilmiştir.
(30) Zorunlu stok yükümlülüğü hesaba katıldığında, teşebbüslerin pazar payları ile orantılı
depo kapasitelerine sahip olmadıkları, bu nedenle rakip teşebbüslerin ortak depo
yatırımlarına girebilecekleri ya da lisanslı depoculuk faaliyetinin önem kazanabileceği
görülmektedir. Bu kapsamda, Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 26. maddesi ile
depolama lisansı sahiplerine, kapasite kısıtları dışında depolama taleplerinin ayrım
gözetmeksizin karşılaması yükümlülüğü getirilmiştir.
(31) EPDK internet sitesinden alınan verilere göre, Türkiye’de mevcut durumda 105 adet
aktif depolama lisansı bulunmakta ve bu tesislerin toplam 5.246.980,30 m3 kapasitesi
bulunmaktadır.
17-17/249-103
8/15
(32) Aşağıdaki tabloda da yer verildiği üzere POAŞ, Türkiye pazarında akaryakıt depolama
faaliyetleri yürütmekte olup, çeşitli bölgelerde bulunan toplam 18 terminalinden bir
kısmının mülkiyetini haizdir; diğer terminalleri ise kullanım hakkı veren sözleşmeler veya
kira sözleşmeleri aracılığıyla kullanmaktadır.
Tablo 8: POAŞ’ın Akaryakıt Depolama Kapasitesi
Türü Akaryakıt LPG Toplam
POAŞ’ın Mülkiyetinde Bulunan
Terminal adedi 8 2 10
Kapasite (milyon m3 ) 0,800 0,035 0,835
Ortak Girişim
Terminal adedi 1 1
Kapasite (milyon m3 ) 0,115 0,115
POAŞ Tarafından Kiralanan
Terminal adedi 4 3 7
Kapasite (milyon m3 ) 0,103 0,052 0,156
Toplam
Terminal adedi 13 5 18
Kapasite (milyon m3 ) 1,018 0,087 1,105
(33) Tablo 8’de yer verilen verilere göre, POAŞ’ın ortak girişimi olan MDH’nin kapasitesiyle
birlikte, POAŞ Türkiye’nin depolama kapasitesinin yaklaşık %(…..)’sini elinde
bulundurmaktadır. MDH’nin pazar payı olmaksızın POAŞ’ın pazar payı ise %(…..)’dur.
(34) Akaryakıt depolama faaliyetleri açısından ise çeşitli Kurulumuz kararlarında yer verilen
coğrafi pazar ayrımları da dikkate alındığında, Trakya Bölgesi’nde bulunan depolama
tesislerinin ayrı bir önem kazandığı görülmektedir. Kurul’un 16.10.2008 tarih ve 08-
58/923-370 sayılı kararında, “Rekabet hukuku uygulamalarında, akaryakıt depolama
faaliyetlerinde ilgili coğrafi pazar, her depolama tesisinin bulunduğu coğrafi konum ve bu
tesislerin sahip olduğu nakliye maliyetlerine göre belirlenebilecek ‘ikmal yapabilme
mesafesi’ dikkate alınarak belirlenmektedir.” ifadelerine yer verilmiştir. Bu bağlamda
nakliye tankerlerinin İstanbul Boğazı’ndan geçişine izin verilmemesi ve deniz yoluyla
nakliye maliyetlerinin görece yüksekliği göz önüne alındığında, Trakya Bölgesi’nde yer
alan depolama tesislerinin özel bir önemi haiz olduğu değerlendirilmektedir. Bu nedenle
de Trakya Bölgesi’ndeki pazar paylarına ayrıca aşağıda yer verilmiştir:
Tablo 9: Trakya Bölgesinde Lisanslı Depoculuk Faaliyeti Gösteren Teşebbüsler ve Pazar Payları
Şirket Açıklama (Hissedarlar) Tesis İli
Toplam
Kapasite (m3)
Pazar Payı
(%)
MARMARA DEPOCULUK
HİZMETLERİ A.Ş.
POAŞ: %45
SHELL: %45
Petline: %10
Tekirdağ (…..) (…..)
OPET PETROLCÜLÜK A.Ş. Tekirdağ (…..) (…..)
AMBARLI DEPOLAMA
HİZMETLERİ LTD. ŞTİ.
SHELL: %50
BP: %50 İstanbul (…..) (…..)
ÇEKİSAN DEPOLAMA
HİZMETLERİ LTD. ŞTİ.
SHELL: %50
BP: %35
Mobil: %15
İstanbul (…..) (…..)
OMV PETROL OFİSİ A.Ş. İstanbul (…..) (…..)
TP Petrol Dağıtım A.Ş. İstanbul (…..) (…..)
TOPLAM 1.007.980 100,00
G.4. Başvuruya İlişkin Görüşler
(35) Kurumumuza işleme ilişkin itirazlar içeren bir başvuru yapılmıştır. Söz konusu
başvuruda yer alan iddialar ile rekabetçi endişelere ve etkilenen pazarlardaki diğer
teşebbüslerin bu iddia ve endişelere ilişkin görüşlerine aşağıda yer verilmiştir:
17-17/249-103
9/15
G.4.1. 20.04.2017 tarih ve 2690 sayılı yazı ile Kuruma Yapılan Başvuru
(36) Kimliğinin gizli tutulması talebinde bulunan bir başvuru sahibi tarafından işleme ilişkin
özetle aşağıdaki hususlar ifade edilmiştir:
- VITOL Grubu’nun, dünya çapında günlük yedi milyon varil ham petrol ve ürün
ticareti ile global anlamda güçlü konumda olduğu, bu güç ve etkisini, farklı
lokasyonlar arasında olduğu kadar farklı kıtalar arasında dahi sürdürdüğü ticaret
ile kar marjlarını yukarı ve aşağı yönde hareket ettirmek amacıyla kullanma
kapasitesine sahip olduğu, dünya petrol fiyatlarının bölgesel oluşumunda (örn.
Platts Akdeniz Bölgesi fiyatlandırma bülteni) etkisinin bulunduğu,
- VITOL’ün Avrupa bölgesinin toplam talebinin yaklaşık yarısına eşit satış ve ticaret
hacmi ile Avrupa pazarında etkin bir şirket olduğu, söz konusu ticaret ve üretim
miktarı ile Trafigura, Glencore, Koch ve Mercuria gibi tanınmış ve büyük ticaret
şirketlerinin her birinin iki-üç katı hacme sahip olduğu, günlük 3,5 milyon varil
ticaret kapasitesinin bulunduğu,
- Türkiye’nin en büyük akaryakıt dağıtım şirketi olan POAŞ’ın sektörde birçok
alanda lider konumda bulunduğu ve pazar lideri olmasının yalnızca satış
rakamlarından değil; yaygın dağıtım ağına, boru hatları ve depolama
kapasitesine sahip olmasından kaynaklandığı,
- Özellikle POAŞ’ın depolama kapasitesi ile VITOL’ün sahip olduğu ticaret ve
imalat hacminin birleşmesiyle VITOL’ün uluslararası ticaret gücünü kullanarak
Türkiye iç piyasasındaki rekabeti olumsuz etkileyebileceği,
- VITOL’ün küresel ve yerel anlamda büyük ve geniş tedarik imkânlarına sahip
olması, farklı finansal mekanizmaları kullanabilmesi ile birlikte POAŞ’ın 1 milyon
m3’ün üzerindeki depolama kapasitesini de kullanarak bölgesel veya ulusal
bazda fiyat seviyesini etkileyebileceği,
- VITOL’ün Türkiye’ye yönelik ithalat arzındaki payını ciddi biçimde artırarak
downstream olarak da adlandırılan alt pazarlarda kısa sürede rekabeti
engelleyecek veya etkileyecek sonuçlar doğurabileceği,
- VITOL’ün olası fiyat politikaları sonucu TÜPRAŞ’tan yakıt almak zorunda olan,
ikmal kaynakları kısıtlı orta ölçekli şirketlerin pazardan dışlanabileceği, sonunda
dağıtım alanında olduğu kadar diğer pazarlarda da POAŞ’ın kısa sürede tek
oyuncu olabileceği,
- POAŞ’ın toptan satışlarda pazar lideri olduğu ve VITOL’ün kar avantajı ile
sunacağı ürünlerde, fiyatları dilediği gibi belirleme avantajına sahip olarak
satıcıları ve müşterileri etkileyebileceği,
- Havacılık yakıtları pazarında da geniş ikmal olanaklarına sahip olan POAŞ’ın söz
konusu pazar gücünü ithalat fiyat avantajı ile birleştiğinde ciddi etkiler
yaratabileceği,
- POAŞ’ın, sahibi olduğu ve ileride sahip olacağı havalimanlarındaki kullanım
haklarını, ikmal olanaklarını ve ithalat yolu ile elde edeceği kar marjını da
kullanarak pazarda kısa sürede hâkim duruma geleceği,
- Bu hâkim durumunu çok rahatlıkla kötüye kullanabileceği.
17-17/249-103
10/15
(37) Yukarıda yer verilen bu hususları kısaca özetlemek gerekirse, devralma sonrasında
VITOL’ün üst pazarda sahip olduğu üretim ve satış kapasitesi ile POAŞ’ın sahip olduğu
dağıtım ağı ve depolama kapasitesinin birleşmesi sonrasında, arasında havacılık ve
yakıt pazarının da bulunduğu alt pazarlarda rekabet unsurlarını etkileyebilme gücüne
sahip olacağı ileri sürülmektedir.
G.4.2. Sektördeki Diğer Teşebbüslerden Alınan Görüşler
(38) Yukarıda bahsi geçen başvuruda ileri sürülen rekabetçi endişelere ilişkin olarak
etkilenen pazarlarda faaliyet gösteren diğer teşebbüslerin görüşlerine başvurulmuştur.
Teşebbüslerden gelen cevabi yazılara sırasıyla aşağıda yer verilmiştir:
(39) Opet Petrolcülük A.Ş.’den (OPET) gelen cevabi yazıda, POAŞ’ın OMV gibi uluslararası
alanda faaliyetleri bulunan bir şirket tarafından yine uluslararası alanda faaliyetleri
bulunan başka bir şirkete devrinin ikmal faaliyetleri, ham petrol ve ürün ticareti
açısından herhangi bir olumsuz yönünün bulunmadığı ifade edilmektedir. VITOL’ün ham
petrol ve ürün ticareti gibi üst pazarlardaki erişiminin bulunduğu piyasaların daha çeşitli
olması sebebiyle ikmal faaliyetlerinde maliyetleri düşürücü etkisinin oluşabileceği ve
daha ekonomik ürün tedarikini teşvik edeceği ifade edilmektedir. Ayrıca POAŞ’ın,
Türkiye genelinde yaygın olan depolama tesisleri vasıtasıyla daha uygun şartlarla ürün
temini ve ürün ikmali sağlayabileceğinden, akaryakıt dağıtımı pazarında daha rekabetçi
olabileceği belirtilmektedir.
(40) Total Oil Türkiye A.Ş.’nin (TOTAL) cevabi yazısında, POAŞ’ın pazarda lider konumda
olduğu değerlendirilmekle birlikte, EPDK 2015 yılı verilerine göre dağıtıcı lisansı
sahiplerinin yurtiçi akaryakıt satışları bakımından %24,32; LPG ürün pazarında %10,60;
otogaz LPG ürün pazarında %14,03 pazar payına sahip olduğuna dikkat çekilmektedir.
Ayrıca POAŞ’ın sahip olduğu bu pazar payları ile hâkim durumda olmadığı, ancak
hâkim durum değerlendirmesinde salt olarak pazar payına bakılmasının yeterli
olmadığı, pazara giriş engellerinin olup olmadığı, pazarda büyümenin mümkün olup
olmadığı, teşebbüsün kendisinden kaynaklanan bir engelin bulunup bulunmadığı gibi
hususların da hâkim durum değerlendirmesinde dikkate alınması gerektiği
belirtilmektedir. POAŞ’ın gelişmiş bir dağıtım ağına ve yüksek bir marka gücüne sahip
olduğu ve bu gücün etkilerinin değerlendirilmesi sonucunda söz konusu devralma
neticesinde sektördeki mevcut oyuncuların rekabet etmesini zorlaştırıcı, engelleyici veya
azaltıcı bir etkiye sahip olmayacağı, bu anlamda petrol piyasası sektörünün mevcut
homojen yapısının değişmesine sebep olmayacağı belirtilmekte ve nihai olarak Kurul
tarafından işleme izin verilmesi halinde bu durumun TOTAL’in pazardaki faaliyetleri
açısından bir sakınca doğurmayacağı hususları ifade edilmektedir.
(41) Shell-Turcas Petrol A.Ş.’nin (SHELL) konuya ilişkin yazısında, EPDK’nın 2017 Ocak ayı
verilerine göre POAŞ’ın yurtiçi satış miktarı bakımından %21,33 pazar payı ile pazarda
lider konumunda olduğu, yine aynı verilere göre yurtiçi satışlar bakımından pazardaki ilk
dört teşebbüsün payının toplamının %61,77 olduğu, bayi satışı pazarında ise POAŞ’ın
%16,43’lük pazar payının bulunduğu ve piyasadaki ilk beş teşebbüsün toplam pazar
payının %64,42 olduğu bilgilerine yer verilmektedir. Bu bilgiler doğrultusunda akaryakıt
dağıtımı ve oto gaz LPG dağıtımı pazarlarında önemli rakiplerin bulunduğu bu nedenle
bahse konu işlemin piyasa yapısını bozmayacağı ifade edilmektedir.
(42) THY OPET’den gelen yazıda, söz konusu işlemin THY OPET’in faaliyet gösterdiği
havacılık yakıtları pazarında rekabeti önemli ölçüde azaltıcı bir etki doğurmayacağı
belirtilmektedir.
17-17/249-103
11/15
(43) TÜPRAŞ’tan gönderilen konu hakkındaki yazıda ise, POAŞ’ın TÜPRAŞ açısından
akaryakıt ürünleri ve jet A-1 yakıtı bakımından önemli bir müşteri olduğu, TÜPRAŞ’ın
POAŞ’a yaptığı satışların motorin, benzin ve jet A-1 ürünleri bakımından 2016 yılı yurtiçi
satışları içerisindeki paylarının sırasıyla %(…..), %(…..) ve %(…..) oranlarında
gerçekleştiği ifade edilmektedir. Aynı yazıda ayrıca 2016 yılında TÜPRAŞ'ın petrol ürün
ve ara ürün dış ticareti (ithalat+ihracat) içinde, toplam (…..) ABD Dolar hacimle
VITOL’ün dördüncü sırada yer aldığı belirtilmektedir.
(44) VITOL ile TÜPRAŞ arasında ham petrol ticareti konusunda uzun yıllardır ilişkilerin
devam ettiği, VITOL’ün TÜPRAŞ tarafından spot piyasadan tedarik edilen tüm ham
petrol ürünleri için ihalelere davet edildiği aktarılmaktadır. Ayrıca TÜPRAŞ cevabi
yazısında, TÜPRAŞ’ın ham petrol ithalatı ve bu ithalat içerisinde VITOL’ün yıllar
içerisindeki payına ilişkin bilgilerin sunulduğu aşağıdaki tabloya yer vermektedir:

Tablo 10: TÜPRAŞ’ın Ham Petrol İthalatı (bin ton) ve VITOL’ün Bu İthalat İçindeki Payı
2012 2013 2014 2015 2016 2017
VITOL (…..) (…..) (…..) (…..) (…..) (…..)
TÜPRAŞ’ın İthalatı (…..) (…..) (…..) (…..) (…..) (…..)
(45) Bu çerçevede ilgili yazıda, POAŞ ile VITOL arasındaki devralma işleminin ham petrol
ticareti açısından TÜPRAŞ'a herhangi bir etkisinin olmasının beklenmediği ifade
edilmektedir. VITOL’ün Akdeniz ve Karadeniz bölgelerindeki motorin ticaretinde önemli
oyunculardan biri olduğu, dünya çapında en büyük akaryakıt tacirlerinden birisi
olmasının yanında, hâlihazırda POAŞ'ın sahip olduğu büyük depolama kapasitesini de
kullanarak pazar gücünü artırabileceği ifade edilmektedir. Bu doğrultuda yazıda
VITOL'ün; POAŞ'ın veya diğer dağıtım kuruluşlarının TÜPRAŞ'tan tedarik ettiği
motorini, ithalat yoluyla temin etmeyi tercih etmesi durumunda, hem genel olarak
ülkemiz akaryakıt ithalat piyasasında etkinliğini artırması hem de iç piyasada
TÜPRAŞ’ın satışlarını daraltmasının ihtimal dâhilinde olduğu belirtilmektedir.
(46) Akaryakıt sektöründe ürünlerin nihai fiyatından farklı olarak ithalat fiyatı yönünden
piyasa şeffaflığının daha sınırlı olduğu, dağıtım şirketlerinin ithalatında VITOL'ün payı
bilinmediği, bununla birlikte bu payın belirli bir seviyenin üstünde olması durumunda
devralmanın koordinasyon doğurucu etkisi olabileceği, ithalatta rakip konumdaki dağıtım
şirketlerinin işlem sonrasında faaliyetlerini uyumlaştırmasının kolaylaşabileceği ifadeleri
de cevabi yazıda yer almaktadır. Benzer değerlendirmenin jet A-1 yakıtı açısından da
yapılabileceği belirtilmektedir.
(47) Bununla beraber söz konusu yazıda, işlem sonrasında yukarıdaki pazarlardan hiç
birinde POAŞ'ın veya VITOL’ün hâkim duruma geçmesi veya mevcut hâkim durumunu
güçlendirmesinin söz konusu olmadığı da değerlendirilmektedir. Devralma işleminin;
piyasa arz/talep koşullarında farklılığa neden olmayacağı, dolayısıyla Akdeniz Piyasası
ürün fiyatlarında önemli bir değişikliğe yol açmayacağı, ayrıca işlem sonucunda
VITOL'ün Türkiye'deki ham petrol faaliyetlerinin belirgin bir oranda değişmesi
beklenmediği için Akdeniz bölgesindeki ham petrol fiyatlarına da bir etkisi olmayacağı
belirtilmektedir.
17-17/249-103
12/15
G.5. Değerlendirme
(48) VITOL Grubu’nun Türkiye’deki tek iştiraki, enerji ve doğalgaz ticareti piyasalarında
faaliyet gösteren VIP Turkey’dir. Söz konusu iştirak Mart 2017 yılında kurulmuş olup,
mevcut durumda herhangi bir faaliyeti bulunmamaktadır. VITOL Grubu, ham petrol
dışında, Türkiye’ye 2016 yılında doğrudan motorin, kömür, güç/elektrik ve metanol gibi
çeşitli ürünlerin satışını yapmıştır. 2014-2015 yıllarında TÜPRAŞ’a ve TP Petrol Dağıtım
A.Ş.’ye fuel oil tedarik etmiştir.
Tablo 11: VITOL Grubu’nun Etkilenen Pazarlardaki Pazar Payı (2016)
Etkilenen Pazarlar Satış Miktarı (Bin Ton) Pazar Payı (%)
Kara Taşıtları Yakıtları (…..) (…..)
Siyah Ürünlerin Dağıtımı (…..) (…..)
LPG (Otogaz) Dağıtımı (…..) (…..)
Jet Yakıtı Dağıtımı (…..) (…..)
(49) Tablo 11’de yer verildiği üzere, VITOL Grubu’nun etkilenen pazarlardaki gücünün
oldukça sınırlı olduğu görülmektedir. Bu kapsamda POHAŞ’ın pazar gücü de göz
önünde bulundurulduğunda küresel bir şirket olan OMV’nin kontrolünde olan POHAŞ’ın
çok uluslu bir başka teşebbüs grubu olan VITOL Grubu’na devri işleminin, 4054 sayılı
Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (4054 sayılı Kanun) 7. maddesinde belirtilen
nitelikte hâkim durum yaratılması veya mevcut hâkim durumun güçlendirilmesi ve
böylece rekabetin önemli ölçüde azaltılması riski doğurmayacağı değerlendirilmektedir.
Bununla birlikte bildirim işlemine yönelik itirazları içeren başvuruda işaret edilen
endişelere ilişkin yapılan değerlendirmelere aşağıda yer verilmiştir.
(50) Söz konusu başvuruda öncelikle VITOL’ün üst pazarda sahip olduğu üretim ve satış
kapasitesi ile alt pazarlarda rekabet unsurlarını etkileyebilme gücüne sahip olduğu iddia
edilmektedir. Bu iddia temel olarak bahse konu teşebbüsün satış hacmine ve
operasyonel gücüne dayandırılmaktadır. Bu hususa dair yapılacak analiz için akaryakıt
ve petrol piyasasının nasıl işlediği ve ham petrol fiyatlarının uluslararası piyasada nasıl
belirlendiği aşağıda açıklanmıştır.
(51) Petrol ve petrolden üretilen kimyasal ürünlerin üretim sürecinin ilk aşaması arama ve
çıkarma süreçleri ile başlamaktadır. Arama faaliyeti sonucunda iktisadi olarak rasyonel
bir şekilde petrol çıkarılabileceği tespit edilen alanlarda petrol kuyu ve platformları
kurulmaktadır. Bu kuyulardan çıkarılan petrol ilgili petrol çıkarma alanlarında öncelikle
sahada işlemeye tabi tutularak ya uzun mesafe taşıma ile rafineriye ulaştırılmakta ya da
merkezi bir depolama tesisinde depolandıktan sonra yine işlenmek üzere rafineriye
ulaştırılmaktadır.
(52) Rafineride işlenerek farklı kimyasal ürünlere dönüştürülen ham petrol, benzin ve mazot
olarak akaryakıt istasyonu ve dağıtıcılara teslim edilirken bunlar dışındaki çıktılar
petrokimya sektöründe kullanılmak üzere firmalarca tedarik edilmektedir.
(53) Dünya petrol piyasası incelendiğinde pazarın iki tür büyük oyuncudan müteşekkil olduğu
görülmektedir. Bunlar ulusal petrol firmaları (National Oil Company-NOC) ve
uluslararası petrol firmaları (International Oil Company-IOC) olup tümü üretimin her üç
seviyesinde de faaliyet göstermektedirler. Dikey bütünleşik bu şirketlerden NOC’lar
paylarının çoğu kamuya ait olan firmalar olup, dünya petrol ve gaz üretiminin %56’sını
gerçekleştirirken rezervlerin de %58’ine sahiptir6. Bu firmalardan en büyükleri arasında,
National Iranian Oil Company, Saudi Arabian Oil Company, Qatar General Petroleum
Corporation, PetroChina Co. Ltd., Gazprom ve Rosneft sayılabilir. IOC’ler ise kamu
sahipliği bulunmayan fakat küresel ölçekte süregelen faaliyetlere sahip firmalardır. Bu
firmalar ise BP, ExxonMobil, Shell, Total ve ConocoPhilips olarak sıralanabilir.

6
17-17/249-103
13/15
(54) Uluslararası piyasalarda talebi oldukça yüksek bir emtia olarak işlem gören petrolün
spot fiyatını arz, talep ve finansal piyasalardaki işlemler dolayısıyla pazar katılımcılarının
beklentileri belirlemektedir7.
(55) OPEC, aktif bir şekilde üye ülkelere üretim hedefleri koyarak petrol üretimini kontrol
altında tutmaya çalışmaktadır. Tarihsel olarak bakıldığında OPEC üyelerinin arz
miktarları ile ham petrol fiyatları arasında uyumlu bir etkileşim bulunduğu görülebilir.
Dünya petrol üretiminin %40’ını gerçekleştiren OPEC ülkeleri aynı zamanda uluslararası
ticarete konu petrolün de %60’ını arz etmektedir. Doğal olarak bu pazar payı OPEC’in
ve dolayısıyla OPEC ülkeleri arasındaki en büyük üretici olan Suudi Arabistan’ın ham
petrol fiyatlarını önemli ölçüde etkileyebilmesine olanak sağlamaktadır.
(56) Pazarın talep tarafında ise başta ABD olmak üzere tüketim miktarlarına göre farklı
ülkeler bulunmakta ve özellikle yaz aylarında önemli bir talep artışı gözlemlenmektedir.
2013 yılının son çeyreğinden bugüne küresel petrol talebinin petrol arzının altında
kaldığı görülmektedir8.
(57) Son olarak türev piyasalarında işlem gören petrolün fiyatını bu piyasada faaliyet
gösteren oyuncuların beklentilerinin de eklediğini belirtmek gerekir. Gerek “future” gerek
“forward” sözleşmeleri ile vadeli işlem yapan “trader” ve “broker”ların beklentileri ve
öngörüleri de petrol ve petrol türevi ürünlerin spot fiyatlarını etkilemektedir.
(58) Yukarıda yer verilen bilgiler bir arada değerlendirildiğinde, bağımsız bir petrol şirketi
olan VITOL’ün işlem sonrasında başvuruda değinilen doğrultuda iç pazarı etkileme
gücünün oluşmayacağı anlaşılmaktadır. Fiyatı uluslararası piyasada belirlenen ve bir
emtia olan petrol ve petrol türevi akaryakıt ürünlerinde özellikle üretim ve ticarette payı
görece düşük olan bir firmanın fiyat üzerinde kontrolünün olamayacağı kabul
edilmektedir. Bunun yanı sıra özellikle belirtilmelidir ki, akaryakıt piyasasında EPDK
tarafından ihtiyaç duyulduğu zamanlarda tavan fiyat uygulaması ile fiyat kontrol
mekanizması uygulanmaktadır. 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanun’un 10. maddesinde
“Petrol alım satımında fiyatlar en yakın erişilebilir dünya serbest piyasa koşullarına göre
oluşur.” denilmektedir. Ayrıca yine aynı madde gereğince, “… petrol piyasasında
faaliyetleri veya rekabeti engelleme, bozma veya kısıtlama amacını taşıyan veya bu
etkiyi doğuran veya doğurabilecek nitelikte anlaşma veya eylemlerin piyasa düzenini
bozucu etkiler oluşturması halinde, gerekli işlemlerin başlatılmasıyla birlikte, her
seferinde iki ayı aşmamak üzere, faaliyetlerin her aşamasında, bölgesel veya ulusal
düzeyde uygulanmak için taban ve/veya tavan fiyat tespitine ve gerekli tedbirlerin
alınmasına Kurum (EPDK) yetkilidir.” EPDK, bu yetkiye dayanarak ilk defa 25.06.2009
tarihinde Türkiye’de akaryakıt fiyatlarının en yakın erişilebilir serbest piyasa fiyatlarından
saptığı gerekçesiyle benzin ve motorin fiyatlarına tavan fiyat uygulamasına gitmiştir.
İkinci tavan fiyat kararı ise, 20.03.2014 tarihinde alınmıştır. Önceki tavan fiyat
uygulamasından farklı olarak, ikinci tavan fiyat uygulamasında rafineri fiyat marjına da
bir sınırlandırma getirilmiştir. 2015 yılında sonlandırılmış olan bu uygulamaya, zaman
zaman EPDK tarafından ihtiyaç duyulması halinde tekrar gidilebileceği sinyalleri
verilmektedir. Görüldüğü üzere ihtiyaç duyulduğu anda akaryakıt piyasasında EPDK
tarafından da fiyat kontrol mekanizması ile müdahale edilmektedir.

7
8
17-17/249-103
14/15
(59) Hâlihazırda Türkiye iç pazarında bütünleşik yapıya sahip ve uluslararası akaryakıt
pazarında önemli güce sahip Shell, BP, Total, Lukoil ve OMV gibi firmalar faaliyet
göstermektedir. Bu firmalardan Shell, Total ve BP dünyanın en büyük 25 akaryakıt
şirketi arasında yer almakta iken9 VITOL bu sıralamada yer almamaktadır. Bahse konu
rakip şirketlerin piyasadaki konumu göz önünde bulundurulduğunda VITOL üzerinde
rekabetçi baskı oluşturacakları değerlendirilmektedir.
(60) Bu hususlara ek olarak, işlem öncesinde devre konu teşebbüsün kontrolünü elinde
bulunduran OMV’nin petrol piyasasındaki konumunu da göz önünde bulundurmak
gereklidir. Şöyle ki, başvuruda dile getirilen endişelerin kaynağını asıl olarak VITOL’ün
petrol ve akaryakıt piyasalarındaki konumu oluşturmakta iken, OMV’nin bazı seviyelerde
VITOL’den daha güçlü bir firma olduğu görülmektedir. OMV downstream alanında, gaz
ve petrol piyasa faaliyetleri yürütmektedir. Gaz faaliyetleri kapsamında üç rafineri
işletilmekte olup bu rafineriler, her ikisi de entegre petrokimya ürünleri üretimine ağırlık
veren Schwechat (Avusturya) ve Burghausen (Güney Almanya) rafinerileri ve ağırlıklı
olarak Romen ham petrolünü işleyen Petrobrazi (Romanya) rafinerisidir. OMV yıllık 17,9
milyon ton işleme kapasitesine sahiptir. Toplam rafine petrol ürünü satışları 2016 yılında
30,74 milyon ton olarak açıklanmıştır. OMV’nin perakende ağı, 11 ülkede bulunan 3.777
adet dolum istasyonundan oluşmaktadır. Buna ek olarak ve ticari açıdan etkili bir
işletme olmanın yanı sıra OMV, downstream petrol pazarlarında lider konumdadır.
OMV, Avusturya’da bir adet gaz boru hattı ağı ile 2,7 milyar m3 kapasiteye sahip dört
adet gaz depolama tesisi işletmektedir. Upstream alanında, OMV, Orta ve Doğu
Avrupa, Kuzey Denizi, Ortadoğu ve Afrika ve Rusya olmak üzere temel olarak dört
büyük bölgede petrol arama ve geliştirme ile petrol ve gaz üretim faaliyetlerine
odaklanmıştır. 2016 yılının sonunda, OMV dünya çapında 15 ülkede petrol upstream
faaliyetleri yürütmüş, 1,03 milyar ton kanıtlanmış petrol rezervi ile 1,7 milyar ton
muhtemel petrol rezervine sahip olmuştur. Aynı yıl, OMV’nin günlük petrol üretimi 311
bin ton varile, toplam üretim hacmi ise 113,8 milyon ton varile ulaşmıştır. 2016 yılında
OMV’nin üretiminin yaklaşık %90’ına tekabül eden bölümü, Avrupa Birliği ve OECD
ülkelerinden gelmektedir. Bu veriler bir arada değerlendirildiğinde, piyasaya OMV yerine
VITOL’ün POAŞ’ın kontrolünü devralarak girmesi hususunda başvuruda yer verilen
endişelerin gerçekleşme olasılığının oldukça düşük olduğu anlaşılmıştır.
(61) İkmal ve depolama kapasitesi konusunda mevcut olay incelendiğinde ise, işlem
öncesinde OMV’nin sekiz adet terminalin mülkiyetini elinde bulundurduğu, bir adet
terminalde ortak girişim tarafı olarak bulunduğu ve dört adet tesisi ise kiralama vasıtası
ile kullandığı görülmektedir. OMV’nin uhdesinde bulunan bu tesislerin toplam kapasitesi
1 milyon m3 olup bu kapasite %22’lik bir pazar payına tekabül etmektedir. Özellikle ilgili
mevzuat bağlamında her akaryakıt şirketinin kendi depolama tesisi kurma zorunluluğu
ile birlikte değerlendirildiğinde bu pazar payı oranının VITOL’ün kontrolüne geçmesinin
rekabet şartları açısından bir sorun yaratmayacağı değerlendirilmektedir. Bununla
birlikte Marmara Bölgesi depolama pazarı açısından bir takım farklı özelliklere sahip
olup bu bölgedeki depolama hizmetleri ve piyasasının ayrıca incelenmesi
gerekmektedir.
(62) Dosyadaki bilgilere göre, Marmara Bölgesi’nde depolama pazarında pazar lideri %(…..)
pay ile OPET olup OMV’nin payı %(…..) ve Shell’in ise %(…..)’dir. Dolayısıyla işlem
sonrasında VITOL’ün bu coğrafi pazarda rekabet şartlarını bozabilecek derecede güçlü
ve önemli bir konuma gelemeyeceği anlaşılmaktadır. Bu bağlamda ikmal ve depolama
hususunda işlem sonrasında başvuruda konu edilen endişelerin gerçekleşme ihtimali
bulunmamaktadır.

9
companies.jpg?x56664
17-17/249-103
15/15
(63) Toptan satış dolayısıyla ithalat verileri incelendiğinde, 2015 yılı EPDK Petrol Piyasası
Sektör Raporu’na göre, ilgili yılda rafinerici lisansı sahiplerince yaklaşık 28,082 milyon
ton, dağıtıcı lisansı sahiplerince 11,537 milyon ton ve ihrakiye teslimi lisansı
sahiplerince 18.844 ton olmak üzere toplamda 39,638 milyon ton petrol ithalatı yapıldığı
görülmektedir. Toplam ithalatın yaklaşık %70,85‘i rafinerici lisansı sahipleri tarafından
%29,10’u ise dağıtıcı lisansı sahipleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Rafinerici lisansı
ile yapılan ithalatın tamamının piyasada faal tek rafineri olan TÜPRAŞ tarafından
yapıldığı göz önünde bulundurulursa bu alım gücünün tedarikçi firmalar üzerinde
yarattığı ve yaratacağı rekabetçi etkinin tedarik seviyesinde oluşabilecek olası bir pazar
gücünü dengeleyeceği ve hatta bertaraf edeceği kolaylıkla söylenebilir. Nitekim Bildirim
Formunda yer verildiği üzere, VITOL 2014 yılında Türkiye’den elde ettiği tüm ciroyu
TÜPRAŞ’a yaptığı fuel oil satışından elde etmiş, ihaleye dayalı bu satış ilgili pazarda
%(…..) civarında bir pazar payı olarak karşılığını bulmuş, ancak takip eden yıllarda
VITOL’ün pazar payı önce %(…..) ve daha sonra 2016 yılında %(…..) olarak
gerçekleşmiştir. Pazarın ihaleye dayalı olmasından kaynaklanan bu dalgalanma aynı
zamanda tedarik seviyesinde rekabetin de yüksek olduğuna işaret etmektedir. Bu
sebeplerle başvuruda yer verilen toptan seviyeye ilişkin endişelerin de işlem sonrasında
ortaya çıkma ihtimalinin düşük olduğu görülmektedir.
(64) Son olarak havacılık yakıtları pazarındaki durum değerlendirildiğinde, yukarıda Tablo
7’de yer verildiği üzere, piyasada faaliyet gösteren teşebbüsler arasında 2015 yılında
ihrakiye teslim miktarları bazında THY OPET’in %(…..) pay ile lider olduğu, ardından
Arkas Petrol’ün %(…..), POAŞ’ın %(…..), TÜPRAŞ’ın %(…..) pay ile takip ettiği, pazarın
bu yapısı içerisinde olası işlem sonrası VITOL’ün rekabet hukuku bağlamında endişe
yaratabilecek bir konuma gelmeyeceği anlaşılmaktadır.
(65) Yukarıda yer verilen bilgi ve belgeler çerçevesinde; bildirim konusu devralma işlemi
sonucunda 4054 sayılı Kanun’un 7. maddesinde belirtilen hâkim durumun yaratılması
veya mevcut hâkim durumun güçlendirilmesi ve böylece rekabetin önemli ölçüde
azaltılması sonucunun doğmasının söz konusu olmadığı kanaatine varılmıştır.
H. SONUÇ
(66) Düzenlenen rapora ve incelenen dosya kapsamına göre, bildirim konusu işlemin 4054
sayılı Kanun’un 7. maddesi ve bu maddeye dayanılarak çıkarılan 2010/4 sayılı Rekabet
Kurulundan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralmalar Hakkında Tebliğ
kapsamında izne tabi olduğuna; işlem sonucunda aynı Kanun maddesinde yasaklanan
nitelikte hakim durum yaratılmasının veya mevcut hakim durumun güçlendirilmesinin ve
böylece rekabetin önemli ölçüde azaltılmasının söz konusu olmaması nedeniyle işleme
izin verilmesine, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare
Mahkemelerinde yargı yolu açık olmak üzere, OYBİRLİĞİ ile karar verilmiştir.


Full & Egal Universal Law Academy