Rekabet Kurumu - Karar Sayı 16-04/82-36
Karar Dilini Çevir:
Rekabet Kurumu
Karar Sayısı: 16-04/82-36
Karar Türü: Rekabet İhlali
Konu: Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon A.Ş. (Digitürk) arasında 21 Mayıs 2012 tarihinde imzalanan 2015-2016 ve 2016-2017 Futbol Sezonu Yayın Hakları Sözleşmesi’ne koşullu olarak bireysel muafiyet tanınan 04.11.2014 tarihli ve 14-43/804-361 sayılı Rekabet Kurulu kararının yürütülmesinin Ankara 1. İdare Mahkemesi’nin 25.11.2015 tarihli ve 2015/1261 E. sayılı kararı ile durdurulması üzerine, TFF ile Digitürk arasında imzalanan Ek Sözleşme’nin bireysel muafiyet koşullarını sağlayıp sağlamadığı hususunun yeniden değerlendirilmesi
Karar Tarihi: 10.02.2016

Rekabet Kurumu Başkanlığından,
(Yargı Kararları Üzerine Verilen)
REKABET KURULU KARARI

Dosya Sayısı : 2012-2-58 (Soruşturma)
Karar Sayısı : 16-04/82-36
Karar Tarihi : 10.02.2016

A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER

Başkan : Prof. Dr. Ömer TORLAK
Üyeler : Arslan NARİN, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN,
Doç. Dr. Tahir SARAÇ, Kenan TÜRK

B. RAPORTÖRLER : Özgür Can ÖZBEK, M. Özgür GÜLTEKİN

C. BAŞVURUDA
BULUNAN : Doğan TV Dijital Platform İşletmeciliği A.Ş.
Temsilcisi: Şahin ARDIYOK
Çamlıca Köşkü Francalacı Sk. No:28 Arnavutköy
34345 Beşiktaş/İstanbul

D. HAKKINDA SORUŞTURMA YAPILANLAR:
- Türkiye Futbol Federasyonu
İstinye Mah. Darüşşafaka Cad. No: 45 Kat: 2-3 PK:34460
İstinye/İstanbul

- Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon A.Ş.
Cihannuma Mah. Yıldız Cad. No:46 Beşiktaş/İstanbul

(1) E. DOSYA KONUSU: Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile Krea İçerik Hizmetleri ve
Prodüksiyon A.Ş. (Digitürk) arasında 21 Mayıs 2012 tarihinde imzalanan 2015-2016
ve 2016-2017 Futbol Sezonu Yayın Hakları Sözleşmesi’ne koşullu olarak bireysel
muafiyet tanınan 04.11.2014 tarihli ve 14-43/804-361 sayılı Rekabet Kurulu kararının
yürütülmesinin Ankara 1. İdare Mahkemesi’nin 25.11.2015 tarihli ve 2015/1261 E.
sayılı kararı ile durdurulması üzerine, TFF ile Digitürk arasında imzalanan Ek
Sözleşme’nin bireysel muafiyet koşullarını sağlayıp sağlamadığı hususunun
yeniden değerlendirilmesi.
(2) F. İDDİALARIN ÖZETİ: Başvuruda özetle;
-Doğan TV Dijital Platform İşletmeciliği A.Ş. (D-Smart) tarafından 30.04.2012 tarih ve 12-
23/659-181 sayılı Rekabet Kurulu (Kurul) kararı kapsamında başvuruda bulunulduğu ve
bahse konu kararda Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile Krea İçerik Hizmetleri ve
Prodüksiyon A.Ş. (Digitürk) arasında Spor Toto Süper Ligi’nin (Süper Lig) yayın
haklarının ihalesiz uzatılmasına ilişkin Ek Sözleşme’nin “Kanun’un 5. maddesi uyarınca
muafiyet şartlarını sağlamadığına ve söz konusu sözleşmeye muafiyet tanınmamasına”
hükmedildiği,
-Başvuruların yapıldığı tarihlerde D-Smart’a ulaşan duyumların ve basına yansıyan
haber içeriklerinin TFF ve Digitürk’ün mezkûr karara aykırı davrandığı yönünde ciddi
şüpheler uyandırdığı,
16-04/82-36
2 / 22

-08.06.2012 tarihli Fanatik Gazetesi’nde ve 13.07.2012 tarihli AMK Spor Gazetesi’nde
Süper Lig yayın haklarının Digitürk lehine iki yıl süreyle uzatıldığı şeklinde haberlere yer
verildiği,
-Fanatik Gazetesi’ndeki haberin doğru olmadığına dair, TFF, Digitürk ve ilgili gazete
tarafından açıklama yapılmadığı,
iddia edilmiş, TFF ve Digitürk arasında yayın haklarını ihalesiz olarak uzatan bir
sözleşmenin imzalanıp imzalanmadığının tespit edilmesi ve yayın hakları devrinin
süresini uzatan bir sözleşmeye ulaşılması halinde TFF ve Digitürk hakkında soruşturma
açılması ve geçici tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir.
(3) G. DOSYA EVRELERİ: Rekabet Kurumu (Kurum) kayıtlarına 18.06.2012 tarih ve 4978
sayı; 16.07.2012 tarih ve 5700 sayı ile giren başvurular üzerine düzenlenen 17.07.2012
tarih ve 2012-2-58/İİ sayılı İlk İnceleme Raporu Kurul’un 23.07.2012 tarihli toplantısında
görüşülmüş ve dosya konusu iddialara yönelik olarak önaraştırma yapılmasına 12-
41/1200-M sayı ile karar verilmiştir.
(4) Yapılan önaraştırma sonucunda düzenlenen 28.11.2012 tarih ve 2012-2-58/ÖA sayılı
Önaraştırma Raporu, Kurul’un 06.12.2012 tarihli toplantısında görüşülmüş ve TFF ile
Digitürk arasında 21.05.2012 tarihinde imzalanan 2015-2016 ve 2016-2017 Futbol
Sezonu Yayın Hakları Sözleşmesi (21.05.2012 tarihli Sözleşme) ile 4054 sayılı Kanun’un
4. maddesinin ihlal edilip edilmediğinin ve anılan sözleşmenin bireysel muafiyet şartlarını
taşıyıp taşımadığının tespitine yönelik olarak, TFF ve Digitürk hakkında, 4054 sayılı
Kanun’un 41. maddesi uyarınca soruşturma açılmasına 12-62/1619-M sayı ile karar
verilmiştir.
(5) Kurul’un soruşturma açılmasına ilişkin kararının ardından taraflara bildirimler, 4054 sayılı
Kanun’un 43. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 19.12.2012 tarihinde yapılmış ve
taraflardan 30 gün içinde yazılı savunmalarını göndermeleri istenmiştir. Digitürk’ün ilk
yazılı savunması 22.01.2013 tarih ve 440 sayı, TFF’nin ilk yazılı savunması ise
23.01.2013 tarih ve 480 sayı ile Kurum kayıtlarına intikal etmiştir.
(6) Kurul’un 15.05.2013 tarih ve 13-28/389-M sayılı kararı ile soruşturma süresi iki ay
uzatılmıştır.
(7) Soruşturma Heyeti tarafından hazırlanan 02.08.2013 tarih ve 2012-2-58/SR sayılı
Soruşturma Raporu ve ekleri, Kanun'un 45. maddesinin birinci fıkrası uyarınca Kurul
üyeleri ile ilgili taraflara tebliğ edilmiş ve aynı maddenin ikinci fıkrası gereğince hakkında
soruşturma yürütülen teşebbüslerden 30 gün içinde ikinci yazılı savunmalarını
göndermeleri istenmiştir.
(8) Digitürk’ün ikinci yazılı savunması 21.08.2013 tarih ve 5428 sayı ile, TFF’nin ikinci yazılı
savunması ise 28.08.2013 tarih ve 6158 sayı ile Kurum kayıtlarına intikal etmiştir.
(9) İkinci yazılı savunmaların ardından, 4054 sayılı Kanun’un 45. maddesi uyarınca,
soruşturma heyeti tarafından hazırlanan 11.09.2013 tarih ve 2012-2-58/EG sayılı ek yazılı
görüş taraflara gönderilmiştir. Teşebbüslerin ek görüşe karşı üçüncü yazılı savunmaları
Digitürk’ün 20.09.2013 tarih ve 6649 sayı ile TFF’nin 23.09.2013 tarih ve 6670 sayı ile
olmak üzere yasal süresi içinde Kurum kayıtlarına intikal etmiştir.
(10) Sözlü savunma toplantısı yapılıp yapılmamasına ilişkin olarak, Kurul’un 03.10.2013 tarih
ve 13-56/783-M sayılı kararıyla sözlü savunma yapılmamasına oyçokluğu ile karar
verildiğinden, Kurul 11.10.2013 tarihli toplantısında, 13-58/821-346 sayılı nihai kararını
vermiştir.

16-04/82-36
3 / 22

(11) 11.10.2013 tarih ve 13-58/821-346 sayılı Kurul kararına ilişkin D-Smart tarafından Ankara
10. İdare Mahkemesi nezdinde açılan davada; 10.07.2014 tarih ve 2014/1029 E. sayı ile
yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş ve 11.10.2013 tarih ve 13-58/821-346 sayılı
Kurul kararının sözlü savunma toplantısı yapılmaksızın alınmasında hukuka uyarlık
bulunmadığı belirtilmiştir.
(12) Bunun üzerine TFF tarafından gönderilen 15.08.2014 tarih ve 4649 sayılı yazıda; dosya
kapsamında sözlü savunma toplantısı talep edilmediği ve bu talepten feragat edildiği
ifade edilmiştir.
(13) Ankara 10. İdare Mahkemesi 10.07.2014 tarih ve 2014/1029 E. sayılı kararında tespit
edilen eksikliğin giderilmesini teminen konu, 01.09.2014 tarih ve 2012-2-058/BN sayılı
Bilgi Notu ile Kurul’un 03.09.2014 tarihli toplantısında görüşülmüş ve 4054 sayılı
Kanun’un 46. maddesi ve 2010/2 sayılı “Rekabet Kurulu Nezdinde Yapılan Sözlü
Savunma Toplantıları Hakkında Tebliğ” uyarınca 15.10.2014 tarihinde sözlü savunma
toplantısı yapılmasına 14-30/641-M sayı ile karar verilmiştir.
(14) Bununla birlikte Kurum kayıtlarına 15.10.2014 tarih ve 5858, 5859 sayılar ile giren
başvurularla sözlü savunma toplantı tarihinin ertelenmesi talep edilmiştir. Bu talebe
istinaden Kurul 15.10.2014 tarihli toplantısında; başvurularda yer verilen gerekçelerin
makul ve kabul edilebilir nitelikte olduklarını gözeterek 14-39/726-M sayılı kararı ile sözlü
savunma toplantısını 03.11.2014 tarihine ertelemiştir.
(15) Teşebbüs temsilcilerinin katılımıyla sözlü savunma toplantısı 03.11.2014 tarihinde
yapılmış ardından Kurul, 04.11.2014 tarihli toplantısında 14-43/804-361 sayılı nihai
kararını vermiştir.
(16) Ancak D-Smart tarafından Ankara 1. İdare Mahkemesi nezdinde, 04.11.2014 tarih ve 14-
43/804-361 sayılı Kurul kararının hukuka aykırı olduğu, bireysel muafiyetin şartlarının
neler olduğunun kararda belirtilmediği, belirli ve öngörülebilir olmayan birtakım şartlara
dayanarak ana unsur olan bireysel muafiyet başvurusuna hukuken geçerlilik
tanınamayacağı, ihalesiz süre uzatım sözleşmesinin rekabete aykırı olduğu, sözleşmenin
ihtiva ettiği hakların belirli aralıklarla açık ve şeffaf bir ihale ile verilmesi gerekliliğinin göz
ardı edildiği, münhasırlık süresinin üç yılla sınırlandırılması gerektiği, uzatmaya yönelik
otomatik yenilemelerin yapılmamasının futbol yayın haklarının satışı ile ilgili en önemli
ilkelerden olduğu, Süper Lig yayın haklarının bu şekilde tek yayıncıya devredilmesinin
tekele sebep olduğu ve pazara girişleri engellediği; alt lisanslama konusunda asıl
yükümlünün Digitürk olduğunun belirtilmediği, canlı maç yayınının kapsamı, sayısı ve
niteliği hakkında açıklık sağlayacak bir şart ortaya konmadığı ileri sürülerek söz konusu
Kurul kararının iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle açılan davada Ankara 1. İdare
Mahkemesi tarafından dava konusu işlemin yürütülmesinin durdurulmasına 25.11.2015
tarih ve 2015/1261 E. sayı ile karar verilmiştir.
(17) Ankara 1. İdare Mahkemesi’nin 25.11.2015 tarihli kararının yerine getirilmesini teminen
alınan 06.01.2016 tarih ve 16-01/2-M sayılı Kurul kararına istinaden hazırlan 01.02.2016
tarih ve 2015-2-16 sayılı Bilgi Notu Kurul’un 10.02.2016 tarihli toplantısında
görüşülmüştür.
(18) Kurul, 10.02.2016 tarihli toplantısında 16-04/82-36 sayılı nihai kararını vermiştir.





16-04/82-36
4 / 22

H. RAPORTÖR GÖRÜŞÜ
(19) İlgili Bilgi Notu’nda; alt lisanslama koşulunun getirilmesi halinde 21 Mayıs 2012 tarihinde
imzalanan 2015-2016 ve 2016-2017 Futbol Sezonu Yayın Hakları Sözleşmesi’nin
bireysel muafiyet koşullarını taşıdığı; bununla birlikte alt lisanslama koşulunun getirilmesi
durumunda devam eden sezon için oluşan fiili imkânsızlık karşısında uygulamanın hayata
geçebileceği 2016-2017 sezonunun başlamasından önce alt lisanslama yapan
teşebbüslerin pazarlama, tedarik vb. faaliyetleri için olanak sağlayacak bir sürenin
verilmesi gerektiği; alt lisanslama için verilen son sürenin, sezonun Ağustos ayı ortasında
başladığı dikkate alınarak Haziran ya da Temmuz ayı başı şeklinde tespit edilebileceği
ifade edilmiştir.
I. İNCELEME VE DEĞERLENDİRME
I.1. Hakkında Soruşturma Yürütülen Teşebbüsler
I.1.1. TFF
(20) TFF, 17.06.1992 tarih ve 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanun ile kurulmuş, özel hukuk hükümlerine tabi özerk bir kuruluştur. 3813
sayılı Kanun, 05.05.2009 tarih ve 5894 sayılı aynı adlı Kanun ile yürürlükten kaldırılmıştır.
5894 sayılı Kanun’un 3. maddesinin birinci fıkrası (a) bendi uyarınca TFF, Türkiye’deki
her türlü futbol faaliyetini yürütmek, düzenlemek ve denetlemekle yetkilidir. Ayrıca TFF,
5894 sayılı Kanun’un 13. maddesi uyarınca yayın haklarını merkezi olarak pazarlamakta
ve elde edilen geliri yetkili organlar tarafından alınacak kararlar uyarınca kulüplere
dağıtmaktadır.
I.1.2. Digitürk
(21) 1999 yılında kurulan Digitürk, sahip olduğu platformun içerik hizmetlerinin pazarlanması
ve tüketicilere üyelik satışı alanında faaliyet gösteren bir teşebbüstür. Digitürk, TFF’nin
açtığı ihale sonucu Süper Lig Paket A Yayın Hakları’na sahip bulunmaktadır. Söz konusu
haklar, 2013-2014 futbol sezonunu kapsamakta olup, uzatma hakkının kullanılması
sonucunda 2014-2015 futbol sezonunu da kapsamıştır. Ayrıca Türkiye Basketbol Ligi
müsabakalarını münhasıran yayınlama hakkı da 2015 sezon sonuna kadar Digitürk’e ait
olmuştur.
I.2. İlgili Pazar
I.2.1. İlgili Ürün Pazarı
(22) Spor müsabakalarının yayın hakları ile ilgili piyasaların değerlendirilmesinde analiz
edilecek iki farklı seviye öne çıkmaktadır. Bunlar; içeriğin üretilerek yayın haklarının
pazarlandığı/satışının yapıldığı piyasa (üst pazar) ile bu hakların oldukça önemli bir girdi
olduğu ve içeriğin tüketicilere ulaştırıldığı yayıncılık piyasasıdır (alt pazar).
(23) Geçmiş tarihli Kurul kararlarında; ilgili ürün pazarı “Türkiye 1. Profesyonel Futbol Ligi
(daha sonra Süper Lig) maçlarının/karşılaşmalarının yayın hakları(nın satışı) pazarı”
şeklinde tanımlanmıştır. Bununla birlikte önemli spor müsabakalarının yayın hakları
ödemeli televizyon yayıncıları ve/veya dijital platform işletmecilerinin başlıca içeriğini
oluşturmaktadır. Ödemeli televizyon yayıncılığı, tek kanal üzerinden yapılabileceği gibi
çok sayıda ve çeşitte kanal içeren platformlar üzerinden de yapılabilmektedir.
(24) Hâlihazırda Digitürk’ün faaliyetlerinin hem ödemeli televizyon yayıncılığı hem de dijital
platform yayıncılığı/hizmetleri altında değerlendirilebileceği ve Süper Lig
müsabakalarının bahse konu iki pazar açısından da kritik öneme sahip olduğu dikkate
alındığında, sonuca etki etmemesi sebebiyle ilgili pazar “ödemeli televizyon yayıncılığı
pazarı” ve/veya “dijital platform yayıncılığı/hizmetleri pazarı” olarak tanımlanabilecektir.
16-04/82-36
5 / 22

(25) Digitürk’ün sahip olduğu Paket A, karasal vericiler, kablo, uydu, IPTV/Internet (Web) TV,
3G mobil telefon şebekelerinin tamamı üzerinden münhasır yayın hakkını kapsamaktadır.
İnternet teknolojisindeki gelişmeler ve ülkemizde fiber optik altyapıya olan yatırımın
artmasıyla önümüzdeki yıllarda internet bağlantı hızlarında yaşanması beklenen artışlar
IPTV/Internet TV üzerinden canlı yayın futbol müsabakalarına olan talebin, dolayısıyla bu
yayın haklarının ekonomik değerinin artacağını göstermektedir. Ayrıca Türkiye’de mobil
şebekeler üzerinden 3G teknolojisiyle genişbant erişimin sağlanmaya başladığı Temmuz
2009 tarihinden itibaren bu pazar çok hızlı bir gelişme göstermiştir. Tüm bu hususlar
birlikte ele alındığında mevcut dosya kapsamında “alternatif teknolojiler üzerinden Süper
Lig futbol müsabakalarının yayın hakları pazarı” şeklinde ayrı bir ürün pazarı ortaya
çıkmaktadır.
(26) Paket A haricindeki paketlerdeki 15 dakikalık özet görüntüler ve 3 dakikalık haber amaçlı
görüntüler değerlendirildiğinde, TFF ile hak sahibi yayıncı kuruluşlar arasında imzalanan
sözleşmelerin, açık televizyon yayıncılığı pazarında da etki göstermesi söz konusu
olabilecektir.
(27) Bu bilgiler ışığında ilgili ürün pazarları, ödemeli televizyon yayıncılığı pazarı, dijital
platform yayıncılığı/hizmetleri pazarı, Türkiye Süper Lig futbol müsabakalarının televizyon
yayın hakları pazarı ve alternatif teknolojiler üzerinden Süper Lig futbol müsabakalarının
yayın hakları pazarı olarak belirlenmiştir.
I.2.2. İlgili Coğrafi Pazar
(28) Soruşturmanın konusunun Türkiye Süper Ligi’nde yer alan futbol kulüplerinin aralarında
yaptıkları müsabakaların yayın haklarına ilişkin olması, Digitürk’ün Türkiye genelinde
yayın ve satış-pazarlama faaliyetlerini sürdürmesi, ülkenin herhangi bir bölgesindeki
rekabet koşullarının diğer bölgelerden farklılık göstermemesi ve 4054 sayılı Kanun’un
kapsam maddesi çerçevesinde ilgili coğrafi pazar Türkiye olarak belirlenmiştir.
I.3. Yapılan Tespitler ve Değerlendirmeler
(29) TFF ile Digitürk arasında akdedilen dosya konusu 21.05.2012 tarihli Sözleşme’nin (yeni
sözleşme) bazı önemli maddelerine aşağıda yer verilmiştir:
“MADDE-I
TFF, 04.02.2010 tarihli Paket A Yayın Hakları Sözleşmesi kapsamında Digitürk'e
devredilmiş olan Medya Haklarının 2015-2016 ve 2016-2017 futbol sezonlarını da
kapsayacak şekilde aşağıdaki şartlara tabi olarak Digitürk'e devredilmesini kabul ve
beyan etmiştir. 04.02.2010 tarihli Paket A Yayın Hakları Sözleşmesi'nin bu Sözleşmede
düzenlenen hususlar dışındaki hükümlerinin 2015-2016 ve 2016-2017 futbol sezonları
için de bu Sözleşme ile hüküm altına alınmış gibi tatbikinde taraflar mutabıktırlar. İşbu
Sözleşme ile özel olarak düzenlenen hususlar ile ilgili olarak ise bu Sözleşme hükümleri
uygulanır
……………….
MADDE-2
İşbu Sözleşme imza tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olup, 2016-2017 futbol
sezonunun son müsabakasının oynandığı tarihte sona erer.
……………..
MADDE-4
İşbu Sözleşme'nin herhangi bir hükmünün 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında
Kanun ("Rekabet Kanunu") maddelerinin ihlal edildiği tespit edilerek Rekabet Kurulu
tarafından taraflardan herhangi birine bir bildirimde bulunulması halinde, ihlale son
16-04/82-36
6 / 22

verecek şekilde ancak Digitürk'e bu Sözleşme ile tanınmış olan hakların en azami biçimde
korunması kayıt ve şartıyla işbu Sözleşme'de gerekli değişiklikleri yapmak ve
gerektiğinde yeni bir sözleşme akdetmek hususunda taraflar mutabıktırlar.
…………………..”
(30) Soruşturmanın esasını teşkil eden bu sözleşmeye ilişkin değerlendirmeye geçmeden
önce mevcut durumun çerçevesinin çizilmesi, bu durumun ve sözleşmenin 30.04.2012
tarih ve 12-23/659-181 sayılı Kurul kararıyla ilişkilendirilmesi gerekmektedir.
(31) Kurul 30.04.2012 tarihli kararında; TFF ile Digitürk arasında 05.03.2012 tarihinde
imzalanan Ek Sözleşme’ye 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinde sayılan koşulların
karşılanmaması sebebiyle muafiyet tanınmamasına karar vermiştir. Bu kararın ardından
Ek Sözleşmenin tarafları olan TFF ve Digitürk 21.05.2012 tarihinde bu kez daha kısa
süreli başka bir sözleşme akdetmişler, ancak anılan sözleşme ile ilgili olarak Kurum’a
herhangi bir bildirimde bulunmamışlardır.
(32) Taraflarca yapılan bu sözleşmenin 30.04.2012 tarihli Kurul kararına aykırı olduğu
yönündeki şikayetler üzerine Kurul, ilgili piyasa(lar)da rekabet ihlali olup olmadığının
tespiti amacıyla TFF ve Digitürk hakkında mevcut karara konu olan soruşturmayı
başlatmıştır.
(33) 30.04.2012 tarih ve 12-23/659-181 sayılı kararda yapılan muafiyet değerlendirmesinde
Kurul; “malların üretimi ve dağıtımı ile hizmetlerin sunulmasında yeni gelişme ve
iyileşmelerin ya da ekonomik veya teknik gelişmelerin sağlanması” koşulunu sağladığına
ilişkin olarak ele alınabilecek hususlar öne sürüldüğü, ancak bunların belgelendirilemediği
değerlendirmesini yapmış, bu noktadan hareketle Kanun’un 5. maddesinin diğer
şartlarının sağlanıp sağlanmadığının önem kazandığını belirtmiştir.
(34) Diğer şartlara yönelik yapılan değerlendirmede ise, Süper Lig müsabakalarının yayın
haklarının 3 yıl süreyle Digitürk’e aynı kapsamda devredilmesinin Süper Lig
müsabakalarının yayın hakları pazarı başta olmak üzere, ödemeli televizyon yayıncılığı,
dijital platform hizmetleri ve müsabakaların alternatif teknolojiler üzerinden yayımlanması
pazarlarındaki rekabeti önemli ölçüde ortadan kaldıracağı ve Ek Sözleşme’nin Kanun’un
5. maddesinin (a) ve (b) bentlerindeki amacın elde edilmesi için zorunlu olandan daha
fazla rekabeti sınırladığı sonucuna ulaşılmıştır.
(35) Süper Lig müsabakalarının yayın haklarının TFF tarafından münhasıran tek bir yayıncıya
devredilmesi, bu pazarda sözleşme süresini kapsayacak bir tekel yaratmakta ve pazara
girişleri engellemektedir. Ayrıca, futbol yayın haklarının ödemeli TV yayıncılığı/dijital
platform hizmetleri pazarı için önemi dikkate alındığında, Ek Sözleşme’nin bu
pazarlardaki rekabeti önemli ölçüde azaltacağı kanaatine varılmıştır.
(36) Yine aynı kararda Kurul tarafından; Digitürk’ün sahip olduğu Paket A’nın, karasal vericiler,
kablo, uydu, IPTV/Internet (Web) TV, 3G mobil telefon şebekelerinin tamamı üzerinden
münhasır yayın hakkını kapsadığı, bu çerçevede TV yayın hakları haricinde alternatif
teknolojiler üzerinden sunulabilecek hakların da Digitürk’te kalmasının, teşebbüsün pazar
gücünü artırarak rekabeti kısıtlayacağı, alternatif teknolojilerin gelişimini yavaşlatacağı ve
bu pazarın oluşmasını engelleyerek tüketici refahını olumsuz yönde etkileyeceği
kanaatine ulaşıldığı ifade edilmiştir.
(37) Benzer şekilde TFF ve Digitürk arasında imzalanan yeni sözleşmeye konu yayın
haklarının kullanımı ile ilgili olarak da öne çıkan en önemli rekabetçi endişe, Paket A yayın
haklarının alternatif teknolojiler üzerinden yapılabilecek yayınları da kapsayacak şekilde
münhasıran bir teşebbüse verilmesi ve bu haklar konusunda fiili bir tekel oluşturularak
pazara girişlerin engellenmesidir.
16-04/82-36
7 / 22

(38) Bununla birlikte, tek başına kritik öneme sahip içerik olarak nitelendirilen Süper Lig yayın
hakları, alternatif teknolojiler üzerinden faaliyet gösteren teşebbüsler de dâhil olmak
üzere ödemeli TV (platform) işletmeciliği pazarında faaliyet gösteren teşebbüsler
açısından, ikamesi mümkün olmayan bir özelliğe sahiptir. Zira yalnızca reklam gelirlerine
bağlı olarak çalışan açık televizyon yayıncılarından farklı olarak daha fazla yatırımın söz
konusu olduğu ödemeli televizyon yayıncılığı (platform işletmeciliği) pazarındaki
teşebbüslerin ana gelir kalemini oluşturan abone sayısının ve gelirlerinin artması
noktasında bütün dünyada olduğu gibi popüler spor müsabakalarının yayın hakları tek
başlarına çok önemli bir içerik olarak ortaya çıkmaktadır.
(39) Kurul bu nedenle önceki kararında Süper Lig yayın haklarının aynı münhasırlık
koşullarında 3 yıl daha ilgili teşebbüse devredilmesi işlemine muafiyet tanımamış ve
akabinde Kurul kararı hilafına işlem tesis edildiği yönünde yapılan başvuru kapsamında
ilgili piyasalarda rekabet ihlali olup olmadığının tespitine ilişkin olarak soruşturma
başlatmıştır.
(40) Bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında 21.05.2012 tarihinde yapılan
ve 2015-2016 sezonu ile birlikte uygulamaya geçirilmesi öngörülen dosya konusu
sözleşmenin, 4054 sayılı Kanun‘un 4. maddesine aykırı olduğu, ancak 5. maddede
sayılan koşulları karşılaması halinde bireysel muafiyet kapsamında değerlendirilebileceği
kanaatine varılmıştır.
(41) Ankara 1. İdare Mahkemesi 25.11.2015 tarih ve 2015/1261 E. aayılı kararında, “Rekabet
Kurulu’nun ancak 4054 sayılı Kanunun 5.maddesinin (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde
belirtilen şartların tamamının varlığı halinde, teşebbüsler arası anlaşma, uyumlu eylem
ve teşebbüs birlikleri kararlarının aynı Kanunun 4. madde hükümlerinin uygulanmasından
muaf tutulmasına karar verebileceğini ve Kurulun ancak bu şartların tamamının varlığı
halinde muafiyetin verilmesini ayrıca belirli şartların ve/veya belirli yükümlülüklerin yerine
getirilmesine bağlayabileceğini” ve söz konusu dosya bağlamında “4054 sayılı Kanunun
4. maddesinin uygulanmasından muaf tutulabilmek için 5. maddenin 1. fıkrasında
tamamının varlığı aranan şartların TFF ile Digitürk arasında imzalanan süre uzatım
sözleşmesi açısından gerçekleşip gerçekleşmediği hususu değerlendirilip
irdelenmeksizin yalnızca Digitürk'ün sahip olduğu Paket A yayın haklarının, özellikle canlı
maç yayın haklarının, kısmen veya bir bütün olarak (alıcının tercihleri saklı kalmak kaydı
ile) rakip teşebbüs(ler)e ve alternatif teknoloji ile yayın yapan teşebbüslere makul piyasa
koşullarında alt lisanslama yoluyla devredilmesi ve paylaşılması koşulunun sağlanması
yeterli görülmek suretiyle 4054 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca bireysel muafiyet
tanınmasına ilişkin dava konusu Kurul kararında hukuka uyarlık bulunmadığını” belirterek
gerekçesini açıklamıştır.
(42) TFF ile Digitürk arasında imzalanan Ek Sözleşme’nin bireysel muafiyet koşullarını
sağlayıp sağlamadığı hususu, konuyla ilgili daha önce alınan üç karar doğrultusunda
değerlendirilmiştir.
(43) Ek Sözleşme’nin bireysel muafiyet analizine geçmeden önce 2012 yılında TFF ile Digiturk
arasında Süper Lig yayın hakları devir süresinin bir sözleşmeyle uzatılmasına sebep olan
sürecin ekonomik boyutunun hatırlatılmasında fayda görülmektedir. Zira devam etmekte
olan süreç esasen 03.07.2011 tarihinde başlatılan Şike Operasyonu nedeniyle oluşan
koşullar sebebiyle öncelikle yayıncı kuruluşun gelirlerinde öngörülmesi mümkün olmayan
düşüşler yaşanması ve bunun da Süper Lig kulüpleri için kaldırılamayacak maddi ve
manevi zorluklar yaratması karşısında ulaşıldığı iddia edilen bir mutabakatı
kapsamaktadır.

16-04/82-36
8 / 22

(44) Bu çerçevede öncelikle “Şike Skandalının” salt Digitürk nezdinde doğurduğu olumsuz
etkilere değinilmesi yerinde olacaktır. Digitürk tarafından sunulan bilgilere göre
Digitürk’ün Temmuz 2011- Kasım 2012 arasında gerçekleşen net abone artışı (yeni
abone eksi giden abone), aynı dönem için bütçelenen net abone artışından (…..) adet
düşük gerçekleşmiştir. Bu dönemde geçen yılın aynı dönemine göre net abone artışı ise
(…..) adet düşüktür. Buna göre teşebbüs, bir aboneden ortalama olarak elde ettiği (…..)
TL ve ortalama sistemde kalış süresi olan (…..) ayı dikkate alarak bütçeleme üzerinden
(…..) TL gelir kaybı yaşadığını iddia etmektedir. Bir diğer olumsuz etki “Şike Skandalı”
sonrasında mevcut abonelerin yoğun şekilde üyeliklerini iptal, dondurma ya da borcunu
ödememe şeklindeki aksiyonları ile kendini göstermiştir. Bu aksiyonlar abonelerin bir
kısmının üyeliklerinin sona ermesiyle ya da abonelerin kendi istekleri doğrultusunda yahut
faturalarını ödememeleri sebebiyle üyeliklerinin askıya alınmasıyla sonuçlanmıştır.
Teşebbüse göre herhangi bir ücretlendirmeye tabi olmaksızın üyelikleri dondurulan bu
aboneler bütçelenenden daha fazla adette inaktif statüde kalmıştır. Bu da her ay için ilgili
ayın ortalama kişi başı gelirinden yapılan hesaplamaya göre Temmuz 2011- Kasım 2012
arasında (…..) TL’lik bir gelir kaybı olarak hesaplanmaktadır. Buna ek olarak, bu
dönemdeki inaktif abone sayıları önceki dönemdeki inaktif aboneler ile karşılaştırıldığında
ortaya çıkan artışın (…..) TL’lik gelir kaybına işaret ettiği ifade edilmektedir. Gelir kaybı
açısından ileri sürülen son bir kalem “Şike Skandalı” sonrası oluşan abone tepkileri
sebebiyle herhangi bir fiyat artışı gerçekleştirilememiş olmasıdır. Bu durumun sonucu
olarak ortalama (…..) aylık abone ömrü üzerinden (…..) milyon TL’lik gelir kaybı yaşandığı
ifade edilmiştir.
I.3.1. 21.05.2012 tarihli Yayın Hakları Sözleşmesi’ne İlişkin Bireysel Muafiyet
Değerlendirmesi
(45) Bu sözleşmeye ilişkin muafiyet değerlendirmesine geçmeden önce 30.04.2012 tarihli
Kurul kararında önceki sözleşmeye ilişkin yapılan muafiyet değerlendirmesinin
detaylarına değinmek gerekmektedir. Yaptığı bu değerlendirmede Kurul, yayın haklarının
devri ve kullanımı ile ilişkili olarak, ilgili piyasalarda rekabete daha az zarar verecek bazı
hususlar üzerinde durmuştur.
(46) Buna göre;
 Diğer yayıncılara belirli koşullarda alt lisans verilmesi, hakların bir kısmının devredilmesi,
 Alternatif teknolojilere ilişkin yayın haklarının ayrı bir şekilde ihaleye çıkarılması,
 Sözleşme süresinin kısaltılması
gibi hususların, hem futbol endüstrisine ilişkin taraflarca dile getirilen endişelerin
giderilmesi hem de ilgili piyasalardaki rekabeti kısıtlayıcı etkilerin azalması amaçlarına
hizmet edebileceği ifade edilmiştir.
(47) Kurul kararında yer verilen ve mezkur amaçlara ulaşılması noktasında katkı sağlayacağı
ifade edilen bu hususlar içerisinde yer alan yayın haklarının alt lisanslama yoluyla başka
yayıncılara devredilmesi/paylaşılması ve alternatif teknolojiler üzerinden yayın yapan
yayıncıların da bu hakları elde edebilmelerine imkan tanıyabilecek olan bu konu, özellikle
yayın haklarının devri konusundaki en temel rekabetçi endişeyi teşkil eden münhasırlığın
kaldırılması/esnetilmesi ve böylelikle yayın hakları pazarına birden fazla teşebbüsün
girebilmesi ve bu kritik önemdeki içeriğe rakip teşebbüslerin ve/veya alternatif teknoloji
kullanan yayıncı teşebbüslerin de erişebilmeleri anlamına gelmektedir.



16-04/82-36
9 / 22

(48) Bu çerçevede sözleşme tarafları olan TFF ve Digitürk arasındaki ticari ilişkinin yukarıda
yer verilen hususları içerecek şekilde düzenlenmesi durumunda, münhasırlığın ilgili
piyasalarda doğurduğu rekabetçi endişelerin önemli ölçüde azalacağı kanaati
oluşmuştur. Nitekim taraflar sözleşmenin 4. maddesine göre Kurul tarafından 4054 sayılı
Kanun’un ihlaline ilişkin bir bildirim yapılması durumunda sözleşmede değişiklik yapmak
ve gerekli olduğu takdirde de yeni bir sözleşme imzalamak konusunda mutabıktırlar.
(49) 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinde, Kurul’un, teşebbüsler arası anlaşma, uyumlu eylem
ve teşebbüs birlikleri kararlarının 4. madde hükümlerinin uygulanmasından muaf
tutulmasına karar verebilmesi için şu şartların tamamının sağlanması gerektiği
belirtilmektedir: a) Malların üretim veya dağıtımı ile hizmetlerin sunulmasında yeni
gelişme ve iyileşmelerin ya da ekonomik veya teknik gelişmenin sağlanması, b)
Tüketicinin bundan yarar sağlaması, c) İlgili piyasanın önemli bir bölümünde rekabetin
ortadan kalkmaması, d) Rekabetin (a) ve (b) bentlerindeki amaçların elde edilmesi için
zorunlu olandan fazla sınırlanmaması.
(50) Bu noktada yukarıda yer verilen hususları içerecek şekilde düzenlenmesi durumunda
TFF ve Digitürk arasındaki ticari ilişki, 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinde yer verilen
bireysel muafiyet şartları bakımından ayrı ayrı aşağıda değerlendirilmiştir.
I.3.1.1. Malların Üretim veya Dağıtımı İle Hizmetlerin Sunulmasında Yeni Gelişme ve
İyileşmelerin ya da Ekonomik Veya Teknik Gelişmenin Sağlanması
(51) Tamamının birlikte varlığı aranan ve değerlendirilecek olan muafiyet koşullarının ilki
malların üretim veya dağıtımı ile hizmetlerin sunulmasında yeni gelişme ve iyileşmelerin
ya da ekonomik veya teknik gelişmenin sağlanmasıdır. Bu koşula ilişkin argümanlar
Digiturk tarafından; Süper Lig yayın haklarına sahip olduğu süre boyunca yayıncılık
hizmetinin sunulmasında gerçekleştirilen iyileşmeleri ve teknik ilerlemeleri sıralamak
suretiyle öne sürülmüştür. Bu gelişmeler şunlardır:
 Digiturk tarafından HD yayın, ilk 3D canlı maç yayını gibi gelişen teknolojinin, futbol
yayınlarında uygulanması başlatılmış ve Türkiye Süper Ligi Dünya'da canlı 3D maç
yayını yapan 3. lig olmuştur. 2010-2011 sezonundan itibaren yayınlanan maçların
tamamı HD olarak iletilmeye başlanmıştır.
 Teşebbüse göre, futbolun paralı olarak izlenmeye başlandığı Teleon ve Cine-5 yayın
döneminde peşin yapılan ödemeler, istikrarsızlık, hakların el değiştirmesi, müşteri
hizmeti alamama, muhatap bulamama gibi nedenlerle zedelenen güven sonucu
alışılan yıllık sistemin aksine aylık üyelik sistemi getirilmiştir.
 2008 yılında lansmanı yapılan Digitürk Plus (PVR) ile futbol izleyicileri futbol izlerken
canlı yayını durdurma, geri/ileri alma imkânına sahip olmuşlardır.
 2009 yılında aynı anda 7 canlı maç yayını gerçekleştirilmiştir.
 İçinde bulunduğumuz 2015-2016 sezonu itibarıyla Digitürk bir hafta içinde oynanan
bütün Süper Lig maçlarını canlı olarak yayınlamaktadır.
 2010 yılında modüler paket yapısı devreye sokularak tüketicilere daha düşük
bedellerle futbol izleme imkânı yaratılmış, tüketicilere sadece kendi takımlarının
maçlarına erişim imkânı verilen yeni paket yapısı uygulamaya konmuştur.
 Lig TV 2010 yılında Avrupa’nın en büyük stüdyolarından biri olan yeni bir lokasyona
taşınmış, mevcut donanımına yeni teknolojik donanımlar eklemiştir. Lig TV hâlihazırda
dünyada futbol yayıncılığı yapan en iyi yayıncıların sahip olduğu donanım, yayın aracı,
kamera sistemlerine sahiptir.

16-04/82-36
10 / 22

(52) Bunun yanı sıra Digitürk, sunulan hizmetler, teknolojik gelişme ve iyileşmelerin, on yılı
aşkın tecrübenin verdiği know-how, teknolojik birikim ve deneyimin sonucu olduğunu
ifade etmekte ve teşebbüsün TFF ve kulüp başkanlarının sıkça değiştiği bu ortamda
futbola denge getirdiğini ve sektörde stabiliteyi sağladığını iddia etmektedir.
(53) D-Smart ise, devredilen maç yayın haklarına ilişkin sürenin ihalesiz olarak uzatılmasının
temel amacının yayıncı kuruluş konumundaki Digitürk’ün içinde bulunduğu finansal
zorluktan kurtulmasını sağlamak ve böylece tüm futbol kulüplerinin Digitürk’ün
sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirememesi dolayısıyla zarara
uğramasını engellemek olduğu düşüncesini ileri sürmüştür.
(54) D-Smart’a göre bir an için Digitürk’ün söz konusu durumunun kendi hatalı ticari
kararlarından değil de objektif haklı gerekçelerden ortaya çıktığı kabul edilse bile, basiretli
bir tacirin öncelikle bu gibi durumlara hazırlıklı olması ve finansal planlamalarını ortaya
çıkabilecek çeşitli risklere göre yapması beklenecektir. Dahası Digitürk’ün bazı kayıplar
yaşama ihtimali ve bu kayıpların Digitürk’ten kaynaklanmayan sebeplerden ortaya
çıkması değerlendirildiğinde teşebbüse göre doğru tercih rekabeti daha da kısıtlayan bir
süre uzatımı değil, örneğin Digitürk’ün toptan satış yapması veya sözleşmesini
feshederek zararlarını ilgili taraflardan tazmin etmesidir.
(55) D-Smart’ın 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinin (a) bendindeki koşulun
değerlendirmesine ilişkin olarak ihalesiz süre uzatımı eyleminin kendisine yönelik
açıklamalar getirdiği görülmektedir. Bu bakımdan ilgili bentteki koşulun mevcudiyeti
konusunda yapılan yayınların tüketiciye sunumunda Digitürk tarafından ortaya konan
argümanların makul olduğu değerlendirilmekte ve Ek Sözleşme’nin geçerli olacağı
dönemde yayıncı kuruluşun teknik gelişmeleri kendi platformuna taşıması anlamlı bir
beklenti olmaktadır. Esasen yayıncılık açısından son derece önemli olan böyle bir hakkın
yüksek meblağlarla alındığı bir ortamda işletmecilerin gerekli müşteri tabanını
oluşturabilmesi için teknik gelişmeleri kendi platformlarına taşımaları neredeyse bir
zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede anlaşmanın 4054 sayılı Kanun’un 5.
maddesinin (a) bendindeki koşulu karşıladığını söylemek mümkündür.
I.3.1.2. Tüketicinin Bundan Yarar Sağlaması
(56) Muafiyet analizinin ikinci koşulu tüketicinin (a) bendinde belirtilen gelişmelerden yarar
sağlamasıdır. Digitürk bu koşula ilişkin olarak şu hususları ileri sürmüştür:
 Türkiye’de futbol izleyicisi, Digitürk’ün ilk ihaleyi aldığı 2001 yılından beri futbol
izleyememe ve Süper Lig yayıncılığının el değiştirmesi nedeniyle mağdur olma
kaygıları taşımadan futbol izlemektedir.
 Digitürk aboneleri, futbol izlemek için bir paket almak zorunda değildir. Tek maç satın
alma özgürlüğüne de sahiptir. Bu seçenek Digitürk tarafından sunulmuştur.
 2011-2012 futbol sezonunun başında yaşanan “Şike Skandalı” ortamında bile Digitürk
üyelerini vermiş oldukları taahhüdü öne sürerek mağdur etmek yolunu değil, talep
etmeleri halinde koşulsuz olarak abonelikleri iptal etme yolunu seçmiştir.
 Aynı dönemde futbol izleyen abonelerine ücret artışı yapmamış, şike skandalı
sebebiyle uğradığı zararı futbol severlere yansıtmamıştır. Teşebbüse göre bu tutum
2010 yılında yapılan ihale sonucunda artan bedel için de geçerlidir. İhalenin ardından
Digitürk, ihale bedelindeki artışı futbol severlere yansıtma yolunu seçmemiş, futbolu
ulaşılabilir kılmak için yeni ve avantajlı bir paket ve tarife yapısına geçmiştir.
 Aynı zamanda bir uydu operatörü olan Digitürk coğrafi sınır olmaksızın Türkiye’nin her
noktasına yayın ulaştırma imkânına sahiptir.
 Futbol gibi yayınların kısa aralıklarla el değiştirmesi, tüketici açısından ürüne
16-04/82-36
11 / 22

güvensizlik yaratmakta ve içeriğin kendisine zarar vermekte, illegal izleme ortamlarının
artmasına da neden olmaktadır.
 Olası bir değişiklik halinde tüketici yeni bir set top box almak ve yeni kurulumun
maliyetlerine katlanmak durumunda kalacaktır. Ayrıca hali hazırda alıştığı izleme
konforu ve teknolojik donanıma da sahip olma imkanı ortadan kalkacaktır.
(57) D-Smart ise, Ek Sözleşme sonucunda ihalesiz süre uzatımının yaratacağı en önemli
dezavantajlardan birinin bu uygulamanın alternatif yayın teknolojilerinin gelişimini
baltalaması ve tüketicinin yeni teknolojilere erişimini engellemesi olduğu görüşündedir.
Zira, 5. maddenin (b) bendine yönelik değerlendirmede, 2010 ihalesi döneminde TFF’nin
alternatif teknolojiler üzerinden canlı yayın yapılmasına izin vermemesinin ve bu konuda
herhangi bir düzenleme yapmamasının sebebinin, o dönem koşullarında alternatif
teknolojilerin yeterince gelişmemiş olduğunun düşünülmesi olmakla beraber mevcut
durumda teknolojik problemlerin aşıldığı ve alternatif teknolojiler üzerinden canlı yayın
yapılmasının sadece hukuki engeller dolayısıyla gerçekleşmediği belirtilmektedir.
(58) D-Smart tarafından gönderilen yazıda belirtilen bir diğer husus, TFF’nin alternatif
teknolojiler üzerinden canlı yayın yapılmasına izin vermemiş olmasının bir diğer sebebinin
de, bu tip bir uygulamanın televizyon yayıncılığı hakkı için ödenecek bedelleri düşürecek
olmasının iddia edilebileceğidir. Teşebbüse göre böyle bir davranış, maç yayın hakları
pazarında hâkim durumda olan TFF’nin yaptığı dikey anlaşma yoluyla, tüketicilerin
zararına olarak yeniliklerin önünü kesmesi sebebiyle rekabet hukuku kurallarıyla
çelişmekte; ayrıca sahip olunan maç yayın haklarının pazarlanabileceği yeni pazarların
oluşmasının engellenmesi sebebiyle ticari açıdan mantıksız olarak değerlendirilmektedir.
(59) 2010 yılında yapılan ihale öncesinde TFF, Kurumumuza ilettiği Bilgi Notu’nda, IPTV ve
Web TV uygulamalarının ülkemizde henüz başlangıç ya da test aşamasında olduğunu,
3G şebekeleri üzerinden yapılacak canlı yayınların ise şu an itibarı ile tüketiciye kesintisiz
maç izleme imkanını çoğunlukla sağlamadığının bilindiğini belirtmiştir. Ancak BTK’nın
açıkladığı 2015-3. çeyrek pazar verilerine göre1 IPTV pazarında TTNet’in 300.611
Superonline’ın 170.734 abonesi bulunmaktadır. Ayrıca her ne kadar 2010 yılında IPTV
uygulamaları canlı maç yayınını destekleyecek aşamada olmasa da 2015-2016 futbol
sezonu itibarıyla TTNet (Tivibu) UEFA Şampiyonlar Ligi maçlarının naklen yayın haklarını
almış ve söz konusu maçları kendi platformundan abonelerine izletmeye başlamıştır.
Sonuç olarak IPTV platformu ödemeli yayıncılık pazarında hızla gelişen bir alternatif
platform olma özelliğindedir. Aynı Bilgi Notu’nda hakların birbiriyle rekabet halinde
satılması durumunda bir fiyat savaşı çıkmasının son derece muhtemel olduğu not edilmiş
ve bunun neticesinde fiyatların yapılan yatırımları karşılamayacak oranda düşebilecek
olması veya düşük bir noktada dengeye gelebilmesi şeklindeki kaygı aktarılmıştır. Bu
durumun yeni teknolojilere yapılacak yatırımları sekteye uğratabileceğinden bahisle
münhasır hakların yayıncılara iletim teknolojileri sınırlaması olmaksızın devredilmesinin
i) yayıncı kuruluşun herhangi bir rekabet baskısına maruz kalmadan yeni teknolojilerin
gelişimine yatırım yapabilmesini, ii) bu sayede tüketicilerin yeni teknolojilerden daha iyi
koşullarda faydalanmasını amaçladığı açıklanmıştır.
(60) Bu konuyla ilgili söz konusu Bilgi Notu’nda yer alan önemli bir ifade ise “Diğer yandan bu
ihalenin Türk futboluna kaynak tahsisi amacıyla gerçekleştirildiği unutulmamalıdır.”
cümlesidir. TFF’ye göre münhasır hakların tek elde toplanmaması sonucunda oluşacak
rekabet, özellikle yeni teknolojilerin lansmanını yapacak olan veya bu pazara yeni girecek
teşebbüsler için zorluk teşkil edecek, yapılan yatırımların geri dönmemesi Türk futboluna
tahsis edilen maddi kaynakların bütünüyle sağlanamaması tehlikesini doğuracaktır.

1
Q3_v1.pdf
16-04/82-36
12 / 22

(61) TFF, Ek Sözleşme’nin Kurumumuza intikal edişinin ardından yaptığı değerlendirmede
alternatif teknolojiler üzerinden canlı yayın yapılması konusunda herhangi bir ilave
açıklama ya da değerlendirme sunmamıştır.
(62) 5. maddenin (a) bendindeki koşulun sağlanması bağlamında sayılan HD yayın, 3D yayın,
canlı yayın sırasında durdurma, geri/ileri alma imkanı, aynı anda çok sayıda canlı maç
yayını, modüler paket yapısı, tüketicilere sadece kendi takımlarının maçlarına erişim
imkanı verilmesi gibi teknik gelişmeler aslında (b) bendinde sayılan tüketicilerin yararına
olma koşulu bakımından da anlam taşıyan ve bu koşulun sağlanmasına hizmet eden
konulardır. Ayrıca bunların yanında, Ek Sözleşme’nin tüketiciler açısından
değerlendirilmesi, dosya kapsamında “tüketici” olarak adlandırılan grubun, canlı futbol
yayınları için ücret ödemeye hazır, ürünün sahibi olan kulüplerle manevi bağı olan
kendine has bir kitle olması sebebiyle hassasiyet arz etmektedir. Bu hassasiyet, TFF ve
Digitürk tarafından Ek Sözleşme’nin imzalanmasını zorunlu kıldığı ifade edilen diğer
koşulların da dikkate alınmasını gerektirmektedir. Zira dosya konusu ürünün tüketicisi için
ürünün devamlılığının ve ürünü ortaya çıkaran futbol kulüplerinin finansal açıdan
sürekliliklerinin sağlanmasının başlıca tüketici faydasını oluşturduğu söylenebilecektir. Bu
itibarla özellikle 5. maddenin (c) ve (d) bendindeki koşulların sağlanması konusunda öne
sürülen argümanların kabulü halinde tüketicilerin de başta ürünün devamlılığının
sağlanması olmak üzere anlaşmadan doğan faydadan yararlandığı sonucuna
ulaşılmıştır.
I.3.1.3. İlgili Piyasanın Önemli Bir Bölümünde Rekabetin Ortadan Kalkmaması
(63) Digitürk, ilgili piyasanın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmaması koşuluna
ilişkin açıklamalarında, ödemeli televizyon yayıncılığı pazarında büyümenin sadece futbol
yayın haklarına bağlı olmadığı hususunun üzerinde durmuş, 21 ilde her çeyrekte 5.500
kişi ile yapılan bir araştırmaya göre bu pazarda son bir yılda (2010-3. çeyrek ile 2011-3.
çeyrek arası) D-Smart’ın paralı sistemi (…..) büyürken kendilerinin (…..) oranında
büyüdüklerini belirtmiştir. Bu dönemde ödemeli televizyon yayıncılığı pazarının toplam
büyümesi %16 düzeyinde olmuştur. Ancak söz konusu dönemde BTK verilerine göre2
Digitürk’ün abone sayısı %8 oranında artarken D-Smart’ın abone sayısı %9,5 oranında
artmıştır. Ayrıca yine BTK verilerine göre söz konusu dönemde uydu platform hizmetleri
pazarı %8,5 oranında büyümüştür. Teşebbüs tarafından sunulan bilgilere göre üyelerinin
(…..) Lig TV izlemekte, kalan (…..) diğer içerikler için Digitürk kullanmaktadır.
(64) Digitürk ayrıca 2010 yılında yapılan ihalede, yayın haklarının farklı paketlere ayrılarak
pazarlandığını belirtmiştir. Bu çerçevede teşebbüs, Türkiye’de her futbolseverin farklı
paketler üzerinden Süper Lig’i tamamen veya kısmen izleme imkânına, Digitürk’ün ise
sadece maçların canlı yayın haklarına sahip olduğu görüşündedir.






2
Q3.pdf

Q3.pdf

16-04/82-36
13 / 22

(65) D-Smart, ilgili piyasanın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmaması koşuluna
ilişkin olarak, maç yayın haklarının bir blok halinde tek bir teşebbüse devredilmesi ile
Süper Lig’in yayın hakları pazarındaki rekabetin ortadan kalkacağı, dijital uydu platform
hizmetleri pazarındaki rekabetin ise ciddi ölçüde kısıtlanacağını belirtmektedir. Bu tespit
esasen Ek Sözleşme ile oluşacak durumun ötesinde canlı yayın haklarının tek bir
teşebbüse devredilmesi haline işaret etmektedir. Teşebbüse göre mevcut uygulamanın
geçerlilik süresinin ihalesiz olarak uzatılmasıyla beraber olası zararları bir kat daha
artırılmış olacaktır. Zira mevcut durumda ihale yoluyla en azından pazarda faaliyet
göstermek isteyen işletmeciler pazar için rekabet edebilmektedir.
(66) Literatürde, mevcut durumda olduğu gibi yayın haklarının birlikte satıldığı hallerde rekabet
açısından ortaya çıkacak olumsuz etkilerin hak satışının uzun süreli olması halinde
ağırlaşacağı kabul görmektedir. Dolayısıyla sözleşmenin süresi, rekabet analizinde büyük
önem taşıyan bir parametredir. 30.04.2012 tarih ve 12-23/659-181 sayılı kararda ele
alınan Ek Sözleşme ile TFF ve Digitürk, “04.02.2010 tarihinde imzalanan sözleşmenin 4.
maddesinde belirtilen 2014-2015 sezonuna ilişkin bir yıllık uzatma hakkının aşağıdaki
şartlarla işbu Ek Sözleşme’nin imzasıyla beraber şimdiden kullanılması ve Sözleşme
süresinin 04.02.2010 tarihli sözleşmedeki şartlarla 2015-2016, 2016-2017, 2017-2018
futbol sezonlarını da kapsayacak biçimde aşağıda belirtildiği şekilde uzatılması ve bu
çerçevede Paket A Yayın Hakları Sözleşmesi’nin aşağıda belirtilen maddelerinin tadil
edilmesi hususunda” anlaşmışken 21.05.2012 tarihli sözleşmenin ilgili maddesi şu
şekildedir:
“TFF, 04.02.2010 tarihli Paket A Yayın Hakları Sözleşmesi kapsamında Digitürk’e
devredilmiş olan Medya Haklarının 2015-2016 ve 2016-2017 futbol sezonlarını da
kapsayacak şekilde aşağıdaki şartlara tabi olarak Digitürk’e devredilmesini kabul ve
beyan etmiştir. 04.02.2010 tarihli Paket A Yayın Hakları Sözleşmesi’nin bu Sözleşmede
düzenlenen hususlar dışındaki hükümlerinin 2015-2016 ve 2016-2017 futbol sezonları
için de bu Sözleşme ile hüküm altına alınmış gibi tatbikinde taraflar mutabıktırlar. İşbu
Sözleşme ile özel olarak düzenlenen hususlar ile ilgili olarak ise bu Sözleşme hükümleri
uygulanır."
(67) Görüldüğü üzere daha sonra yapılan sözleşme ile devir süresi üç yıldan iki yıla
indirilmiştir. Önceki karar döneminde taraflarca bankalar tarafından kredi verilmesinin
koşullarından birinin Kurul’un onayı olduğu, İş Planı’na göre kredinin geri ödemesinin
ancak ilgili sezondan (2012-2013) itibaren 6. yılda mümkün olmasından dolayı bankaların
TFF ile Digitürk arasında imzalanan Sözleşme’nin süresinin 3 yıl daha uzatılmasını elzem
ve dolayısıyla bir ön şart olarak gördükleri ifade edilmiştir. Ancak mevcut durumda,
savunmada yer alan bilgilere göre Digitürk’ün almak zorunda olduğu kredinin şartlarının
menfi şekilde etkilenmesi söz konusu olsa da 4 senelik vade yapısıyla kredi sözleşmesi
akdedilebilmiştir. Sonuç olarak sözleşme süresinin kısaltılması ilgili pazarlarda rekabetin
daha az süreyle sınırlandırılması anlamına gelecek bir gelişme olup rekabetçi açıdan
önceki sözleşmeye göre daha olumlu bir duruma işaret etmektedir.
(68) Sözleşme süresinin kısaltılması rekabetçi açıdan daha olumlu bir durum oluştursa da bu
kapsamda atılabilecek en ileri adım yayın haklarının alt lisanslanmasının sağlanarak
münhasırlığın esnetilmesidir. Bu şekilde Süper lig müsabakalarının yayın hakkı pazarına
yeni oyuncular girmesinin de önü açılabilecektir. Nitekim bu husus konuyla ilgili daha önce
alınan 04.11.2014 tarih ve 14-43/804-361 sayılı kararda bireysel muafiyet tanınmasının
koşullarından biri olarak ifade edilmiştir. Bu itibarla sözleşme süresinin üç yıldan iki yıla
indirildiği dikkate alındığında alt lisanslama seçeneği için makul bir teklif gelmesi
durumunda Digitürk tarafından bu teklife uyulması halinde ilgili piyasanın önemli bir
bölümünde rekabetin ortadan kalkmayacağı sonucuna ulaşılmıştır.
16-04/82-36
14 / 22

I.3.1.4. Rekabetin (a) ve (b) Bentlerindeki Amaçların Elde Edilmesi İçin Zorunlu
Olandan Fazla Sınırlanmaması
(69) 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinin (d) bendindeki rekabetin (a) ve (b) bentlerindeki
amaçların elde edilmesi için zorunlu olandan daha fazla sınırlanmaması koşuluna ilişkin
olarak ise D-Smart, ihalesiz süre uzatımının meşru ve etkinlik arttırıcı bir amaca hizmet
etmediği düşünüldüğünden aynı amaca ulaşmak için rekabeti daha az kısıtlayıcı bir
yöntem olup olmadığının değerlendirilmesinin de gerekmediğini belirtmektedir. Bununla
birlikte teşebbüs, Digitürk’ün yaşadığını iddia ettiği finansal zorluklardan kurtarılmasının
rekabet hukuku kapsamında etkinlik arttırıcı bir amaç olduğunun kabul edilmesi halinde
dahi, bu amaca ulaşmanın ilgili pazardaki rekabete çok daha az zarar verecek hatta bu
rekabeti arttıracak yöntemlerle çözülebileceğini ifade etmektedir. Bu çerçevede D-Smart,
maç yayın haklarının Digitürk tarafından toptan satışa açılmasının (diğer yayıncı
kuruluşlara alt lisans verilmesi) Süper Lig maçlarının yayın hakkı pazarına yeni
oyuncuların girmesine imkân tanıyacak ve dijital uydu platform hizmetleri pazarındaki
rekabeti gereğinden fazla kısıtlamayacak bir seçenek olduğu görüşündedir.
(70) Futbol müsabakaları sağlıklı bir organizasyon dâhilinde devam ederken bu
müsabakaların canlı yayınlanması haklarının devredildiği durumlarda oluşan pazarlar
bakımından yukarıda D-Smart tarafından öne sürülen analiz büyük ölçüde doğrudur.
Ancak mevcut koşullar altında yayıncılık pazarı için taşıdığı ekonomik değerin, içindeki
kulüplerin sağlıklı işleyişine, bir organizasyon olarak kamuoyu tarafından olumlu
algılanışına bağlı olduğu Süper Lig’de yer alan kulüplerin ulusal ve uluslararası lisans
alamama tehlikesiyle karşı karşıya oldukları TFF tarafından belirtilmektedir. Bir başka
deyişle TFF, yayıncılık pazarları için son derece önemli bir içerik olan üst düzey futbol
müsabakası “ürününün” yakın gelecekteki üretiminin ciddi bir mali tehditle karşı karşıya
olduğunu ifade etmektedir. Türkiye’deki her türlü futbol faaliyetini yürütmekle kanunen
görevli olan TFF’nin bu değerlendirmesinin önemli olduğu ve dikkate alınması gerektiği
kanaati oluşmuştur.
(71) Bu noktada belirtilmesi gereken önemli bir nokta da Ek Sözleşme ele alınırken etkinlik
arttırıcı olup olmadığı değerlendirilmesi gereken amacın, Digitürk’ün finansal zorluklardan
kurtarılması değil, Süper Lig organizasyonun ve kulüplerinin işleyişinin sekteye
uğramadan sürdürülmesi olduğudur. Bu amacın ise etkinlik arttırıcı olmanın ötesinde,
TFF tarafından çizilen tablo dahilinde hayati olduğu değerlendirilmektedir.
(72) Türkiye’deki futbol kulüplerinin yaşadığı finansal sıkıntılar gündemi işgal etmeye devam
etmektedir. Nitekim 2016 yılının hemen başında bu kez Galatasaray’ın Avrupa
Kupalarına katılımdan men edilmesi ciddi bir ihtimal olarak ortaya çıkmış3, ayrıca yeni
göreve gelen Trabzonspor yönetimi de mali durumlarının son derece kötü olduğu ve
Avrupa Kupalarından men tehdidinin ciddi boyutta olduğunu ifade etmiştir4. Her ne kadar
yaşanılan sıkıntılar büyük oranda kulüplerin mali yönetiminde yapılan hatalardan
kaynaklansa da yayın hakları gelirlerinin bu müesseselerin işleyişindeki hayati rolü
artarak devam etmektedir.





3
4
donemi
16-04/82-36
15 / 22

(73) TFF’nin şike operasyonunun kulüpler üzerindeki mali etkileri, kulüplerin gelir-gider
dengelerindeki vade uyuşmazlıkları, UEFA kulüp lisans sistemine geçiş, FIFA ve CAS
nezdindeki sorunlar gibi futbol organizasyonuna yönelik sıkıntıların oluşturduğu tehditlerin
bütüncül bakış açısıyla değerlendirilmesi ve organizasyonun sürekliliği için ortaya
konabilecek mali seçeneklerin geçerliliği konusunda sorumlu ve yetkili olduğu; bu
çerçevede Ek Sözleşme’nin muafiyet analizinin ilgili piyasada rekabetin ortadan
kalkmaması ve rekabetin zorunlu olandan fazla sınırlanmaması koşullarını sağladığını
ancak, piyasadaki ürünün devamlılığından sorumlu kuruluş (TFF) tarafından ortaya
konan başka bir alternatifin olmadığı görüşüne itibar edilmesi halinde söylemek
mümkündür.
(74) Bu itibarla, yaşanan mali kriz ortamında, Süper Lig organizasyonun sağlıklı işleyişi için
TFF’nin süre uzatımı alternatifini “yegâne çözüm” olarak görmesi karşısında Ek
Sözleşme’nin 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinin (c) ve (d) bentlerindeki koşulların da
sağlandığı kanaatine varılmıştır.
I.3.2. Savunmalar ve Değerlendirilmesi
I.3.2.1. Digitürk’ün Savunmaları
(75) Digitürk’ün savunmaya ilişkin temel argümanlarını, soruşturma konusunun 4054 sayılı
Kanun kapsamı dışında olduğuna ilişkin argümanlar ile 12-23/659-181 sayılı Kurul
kararının gereklerinin yerine getirildiği ve 21.05.2012 tarihli Sözleşme’nin bireysel
muafiyet şartlarını taşıdığına ilişkin argümanlar olarak iki başlık altında toplamak
mümkündür.
(76) Digitürk tarafından, TFF’nin işlem ve eylemlerinin yalnızca Türkiye Cumhuriyeti
Mahkemeleri ve Tahkim Heyetlerinin hukuki incelenmesine tabi olduğu, nitekim
Anayasa’nın 59. maddesinde spor federasyonlarının spor faaliyetlerinin yönetimine ve
işleyişine ilişkin kararlarına karşı zorunlu tahkim dışında hiçbir merciye
başvurulamayacağı hükmünün yer aldığı, mevcut soruşturma konusunun TFF’nin işlem
ve eylemlerine yönelik olması nedeniyle yetki aşımıyla sakat olduğu, TFF’ye bir spor dalı
olarak futbolun yönetimi ve işleyişine yönelik her türlü düzenleme ve anlaşma yapma
yetkisinin 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
ile verildiği, aynı Kanun’un 13. maddesiyle de Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindeki
futbol müsabakalarının her türlü mecradan yayını, yayın haklarının merkezi olarak
pazarlanması ve elde edilen gelirin kulüplere dağıtılması yetkisinin TFF Yönetim
Kurulunda olduğu, ilgili mevzuatta verilen yetki kapsamında yayın haklarının
pazarlanmasının bir ihale yoluyla yapılması gibi bir koşul bulunmadığı, bu itibarla anılan
yetkinin Rekabet Kurumu tarafından rekabet hukuku boyutunu aşacak şekilde
sınırlanmasının yetki aşımına gireceği ifade edilmiştir.
(77) Savunmada, Kurulun 30.04.2012 tarih ve 12-23/659-181 sayılı kararında yer alan
“merkezi pazarlama yetkisi” ve “merkezi pazarlama faaliyeti esnasındaki eylemler”
şeklindeki ayrımın suni şekilde tesis edilmiş ve herhangi bir temele dayanmayan bir ayrım
olduğu, 5894 sayılı Kanun ile TFF’ye tanınan yayın hakları konusundaki merkezi
pazarlama yetkisinin, merkezi pazarlama faaliyeti esnasındaki eylemleri de içerecek
şekilde bir bütün olduğu, aksinin kabulünün merkezi pazarlama faaliyeti esnasındaki
eylemlerin kendisine ve içeriğine kamu kurumlarının müdahale edebilmesine yol açacağı,
bunun da merkezi pazarlama yetkisinin fiiliyatta TFF tarafından hiçbir zaman
kullanılamaması sonucunu doğuracağı ve yasa koyucunun 5894 sayılı Kanun ile yaptığı
düzenlemenin idari bir kararla kadük kalmasına yol açacağı vurgulanmıştır.


16-04/82-36
16 / 22

(78) 21.05.2012 tarihli Sözleşme’nin bireysel muafiyet koşullarına uyumlu olup olmadığı
hususu ile ilgili olarak, HD yayın, ilk 3D canlı maç yayını, Turksat uydusundan Lig TV
yayını, canlı yayını durdurma, geri-ileri alma imkanı sağlayan Digitürk Plus, aynı anda 7
canlı maç yayını, son teknoloji ekipman, yayın aracı, kamera sistemleri gibi yenilikleri
tüketiciye sunan Digitürk’ün benzer nitelikteki gelişme ve iyileşmeleri akdedilen yeni
sözleşme süresince de sürdüreceği, bu bağlamda 21.05.2012 tarihli Sözleşme’nin
bireysel muafiyet şartlarından “malların üretim veya dağıtımı ile hizmetlerin sunulmasında
yeni gelişme ve iyileşmelerin ya da ekonomik veya teknik gelişmenin sağlanması”
koşulunu sağladığı ileri sürülmüştür.
(79) Savunma’da Digitürk’ün gelirlerinin azalmasının, naklen yayın gelirleri toplam gelirleri ile
kıyaslandığında %(…..) ile %(…..) oranları arasında olan futbol kulüplerinin gelirlerinin de
azalması anlamını taşıyacağı ve mali yapılarını büyük bir tehdit altında bırakacağı
tekraren vurgulanmıştır. 2011 yılında elde edilen verilere göre Süper Lig’den elde edilen
toplam gelir (…..) TL iken yayın gelirleri toplamı (…..) TL ile bu yekûnun %(…..) kısmını
oluşturmaktadır. Bu bağlamda beklenmedik “Şike Skandalı” futbol sektöründe belirsizlik
ortamı yaratmış, bu ortamda TFF ve futbol kulüpleri mali açıdan hayati önem arz eden
kalemleri güvence altına almak istemişler ve olası zararın finanse edilmesi karşılığında
mevcut yayın sözleşmesini uzatmayı teklif etmişlerdir.
(80) Savunmada, yine muafiyet koşulları ile ilgili olarak, tüketiciye tek maç satın alabilme
seçeneğinin tanınmasının, maç yayınlarının kesintiye uğramamasının, televizyon
haricinde internet ve mobil mecralardan da Digitürk içeriğine erişimin mümkün olmasının,
Digitürk’ün, “Şike Skandalı” nedeniyle uğradığı mağduriyeti kullanıcılarına yansıtmamış,
fiyat artışına gitmemiş ve üyelik iptaline olanak tanımış olmasının, Digitürk’ün kaliteli içerik
sunma adına yaptığı yatırım ve araştırmaların, 21.05.2012 tarihli Sözleşme’nin bireysel
muafiyet şartlarından “tüketicinin söz konusu gelişmelerden yarar sağlaması” koşulunu
sağladığını ortaya koyduğu ifade edilmiştir.
(81) Teşebbüs tarafından, ödemeli yayıncılık pazarında faaliyet gösteren oyunculardan D-
Smart 2012 yılında (…..) büyürken, Digitürk’ün (…..) oranında büyüdüğü, konuya yönelik
yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre son bir yıl bir çeyreklik dönemde en hızlı
büyümeyi herhangi bir futbol yayın hakkı olmayan Teledünya’nın gösterdiği, futbol
içeriğinin herhangi bir yayın sisteminin seçimi aşamasında karara etki eden
parametrelerden biri olmadığı, ödemeli TV yayın sistem seçimlerinde ilk başta gelen
ölçütün HD yayın portföyünün mevcudiyeti olduğu, ayrıca yayın haklarının farklı paketlere
ayrılarak ihaleye çıkılmış olmasının ve Paket A haklarının Digitürk, Paket B haklarının
TRT ve Paket C haklarının Avea olmak üzere farklı taraflarda kalmasının da ilgili piyasada
rekabetin korunmasına hizmet ettiği, tüm bu açıklamaların bireysel muafiyet şartlarından
“ilgili piyasanın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmadığının” göstergesi olduğu
vurgulanmıştır.








16-04/82-36
17 / 22

(82) Savunmada; 21.05.2012 tarihli Sözleşme’nin süresinin Kurul’un 30.04.2012 tarih ve 12-
23/659-181 sayılı kararı çerçevesinde, bireysel muafiyetin rekabetin gereğinden fazla
kısıtlanmaması şartı uyarınca üç yıldan iki yıla indirildiği; D-Smart ile yapılan
görüşmelerde ise, Digitürk’ün teklifine karşı, D-Smart tarafından Digitürk’e alt
lisanslamaya ilişkin maliyetlerin paylaşılması esasına dayalı somut bir karşı teklifte
bulunulmadığı; ancak çeşitli platformlar ile bu platformlar üzerinden yayın haklarının satışı
konusunda sözleşmeler yapıldığı, bunların belgeleri ile ortaya konduğu; maliyetlerin
paylaşılması esasına dayalı bir iş modeli üzerinde anlaşılması halinde, Digitürk’ün diğer
yayıncı kuruluşlara da alt lisanslama yapmaya hazır olduğu; Digitürk’ün alt lisanslamaya
yönelik tüm bu çabalarının ve sözleşme süresini üç yıldan iki yıla indirmesinin bireysel
muafiyet şartlarından rekabetin zorunlu olandan fazla sınırlanmaması koşuluna hizmet
ettiği, dolayısıyla 21.05.2012 tarihli Sözleşme’nin bireysel muafiyetin tüm koşullarını
sağladığı dile getirilmiştir.
(83) Öte yandan Digitürk tarafından sunulan bilgilerden; şike skandalının ortaya çıktığı
03.07.2011 tarihinden sonraki sezon olan 2011-2012 futbol sezonunda o sezona mahsus
organize edilen “play off-süper final”in de etkisiyle Digitürk’ün futbol abone sayısının bir
önceki sezona göre (…..) oranında arttığı ve ayrıca 2012-2013 futbol sezonunda da
Digitürk’ün futbol abone sayısının da (…..) oranında arttığı görülmektedir. Digitürk’ün son
on sezonluk futbol abone artış trendine bakıldığında yıllık ortalama (…..) oranında bir
abone artışı olduğu ve şike skandalının ortaya çıktığı 2011 yılından önceki beş sezon
boyunca yıllık abone artışının en yüksek orana (…..) bir artışla 2007 yılında ulaştığı
dikkate alındığında şike skandalının ortaya çıktığı sezonun hemen akabindeki 2011-2012
sezonunda (…..) oranındaki futbol abone artışı ve 2012-2013 sezonunda (…..) oranındaki
abone artışı futbol abone sayısı açısından Digitürk’ün olağan dışı bir olumsuzlukla karşı
karşıya olmadığını göstermektedir.
(84) Ayrıca taraflar ortak savunmalarında; Sözleşme’nin Kurulun 12-23/659-181 sayılı
kararında ortaya konan ilkeler çerçevesinde 21.05.2012 tarihinde akdedildiği ve hiçbir
şekilde söz konusu karar hilafına bir tutum sergileme niyetinde olunmadığı belirtilerek,
değiştirilen sözleşmenin bireysel muafiyet kapsamında değerlendirilebileceği çıkarımında
bulunulduğu ve yaşanan finansman zorlukları ve diğer ticari zorunluluklar nedeniyle
anlaşmanın revize edilerek imzalandığını ifade etmişlerdir. Bu bağlamda bireysel
muafiyet başvurusu yapmanın bir yükümlülük olmaktan çıkmış olması karşısında
tarafların kendi kendilerine değerlendirme esasına dayalı olarak değerlendirmelerini
yapma imkanlarının kullanıldığı ve bu durumun rekabet hukukuna duyarsızlık olarak
algılanmaması gerektiği de belirtilmektedir.
I.3.2.2. TFF’nin Savunmaları
(85) TFF’nin savunmalarında ifade edilen hususlar, Digitürk’ün savunmalarında ileri sürülen
ve yukarıda açıklanan argümanlar ile hemen hemen aynıdır. Bu itibarla TFF’nin
savunmalarına bu kısımda ayrıca yer verilmemiştir.
I.3.2.3. Savunmaların Değerlendirilmesi
(86) TFF ve Digitürk’ün savunmaları iki bölüm altında değerlendirilebilecektir. İlk bölümde TFF
ile Digitürk arasında akdedilen Süper Lig yayın haklarının devrini konu alan bir
sözleşmenin Kurulun yetki alanı dışında olduğuna dair savunmalar yer almakta, ikinci
bölümde ise Yayın Hakları Sözleşmesi’nin Kurulun 30.04.2012 tarih ve 12-23/659-181
sayılı kararında belirtilen hususlar çerçevesinde akdedildiği ve hiçbir şekilde söz konusu
karar hilafına bir tutum sergileme niyeti olmadığı ortaya konmaktadır.


16-04/82-36
18 / 22

(87) Yetki alanı konusundaki savunmalarda; TFF’nin işlem ve eylemlerinin yalnızca Türkiye
Cumhuriyeti Mahkemeleri ve Tahkim Heyetlerinin hukuki incelemesine tabi olduğu ve
mevcut soruşturmanın TFF’nin işlem ve eylemlerine yönelik olması sebebiyle yetki
aşımıyla sakat olduğu, TFF’nin merkezi pazarlama yetkisinin kanunla verildiği ve TFF
tarafından bu kapsamda yapılan tasarrufların 4054 sayılı Kanun’un uygulama alanı
dışında olduğu bu itibarla Yayın Hakları Sözleşmesi'nin 4054 sayılı Kanun kapsamında
değerlendirilmiş olmasının idari istikrar prensibini zedelediği iddia edilmektedir.
(88) Kurul’un 12-23/659-181 sayılı kararında da ayrıntılı bir biçimde değerlendirilen söz
konusu argümanın hukuken geçerliliği bulunmamaktadır. Zira 3813 ve 5894 sayılı Kanun
bir arada incelendiğinde “Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki tüm futbol
müsabakalarının televizyon, radyo, internet ve her türlü teknik cihaz ve benzeri araçlarla
yayınlanmasına, iletilmesine, yayınların düzenlenmesine ve programlanmasına
münhasıran Yönetim Kurulu yetkilidir.” şeklindeki ifadeye, “Anılan yetki özellikle TFF’nin
yayın haklarının merkezi olarak pazarlanmasını ve elde edilen gelirin yetkili organlar
tarafından alınacak kararlar uyarınca kulüplere dağıtılmasını kapsar.” bendinin eklendiği
görülmektedir. Bu bendin eklenmesinin temel sebebi yayın haklarının TFF tarafından tek
elden pazarlanmasına ilişkin havuz sisteminin hayata geçirilmesi ve bu konuda yaşanan
hukuki çekişmelerin sona erdirilmesinin sağlanabilmesidir.
(89) Yayın haklarının devri konusunda kanundan kaynaklanan münhasır yetki sahibi olan TFF
teşebbüs niteliği taşımakta ve mevcut durumda olduğu gibi pazarlama faaliyetini bir başka
teşebbüsle sözleşme tesis ederek gerçekleştirdiği durumlarda 4054 sayılı Kanun’un 4.
maddesi kapsamında faaliyet göstermektedir. 5894 sayılı Kanun’da, TFF’nin yayın
haklarının devrine ilişkin işlemlerinde 4054 sayılı Kanun hükümlerinin
uygulanamayacağına dair bir hüküm bulunmaması da bu görüşü desteklemektedir.
(90) Savunmaların, yeni sözleşmenin bireysel muafiyet kapsamında bulunduğuna ilişkin
bölümlerinin değerlendirilmesine “Yapılan Tespit ve Değerlendirmeler” bölümünde yer
verildiğinden burada ayrıca/yeniden tekrarlanmamıştır.
I.3.3. Alt Lisanslama Konusunda Yaşanan Gelişmeler
(91) Yukarıda yer verilen bireysel muafiyet analizinin yanı sıra Kurul’un alt lisanslama
koşulunu içeren 04.11.2014 tarih ve 14-43/804-361 sayılı kararının ardından bu
yükümlülüğün yerine getirilmesi konusunda yaşanan gelişmelerin de aktarılması yerinde
olacaktır. Bu konuyla ilgili, Digitürk ilk olarak 19.11.2014 tarihinde bir noter ihbarnamesi
ile ödemeli televizyon yayıncılığı ve/veya dijital platform yayıncılığı pazarlarında faaliyet
gösteren D-Smart, Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş., Turksat Uydu Haberleşme Kablo TV
ve İşletme A.Ş. ve TTNET A.Ş.’ye Süper Lig canlı maç yayın haklarını alt lisanslama
yoluyla makul ticari şartlar ışığında içerik temin etme niyetinde olduğunu bildirmiştir.
Konuyla ilgili olarak Kurumumuza da yazılı açıklama yapılmış, 13.02.2015 tarihinde ilgili
teşebbüslere daha ayrıntılı bir teklif gönderilmiştir. Bu teklifte Süper Lig maçları naklen
yayın hakları maliyetinin yıllık ortalama (…..) ABD Doları+ KDV olduğu belirtilmiş ve
maçların tamamının (…..) ABD Doları + KDV, yarısının (…..) ABD Doları + KDV, %25’inin
(…..) ABD Doları + KDV bedelle alt lisanslanması sunulmuştur. Ayrıca yapılacak
müzakereler sonucunda yukarıdaki bedellerde %20’ye kadar indirim yapılabileceği
belirtilmiştir.




16-04/82-36
19 / 22

(92) Yapılan bu teklife Turkcell ve TTNET tarafından herhangi bir cevap verilmemiş, Kablo TV
ve D-Smart ise birer yazılı teklif sunmuştur. Ancak tarafların sunduğu bu teklifler Digitürk
tarafından makul piyasa koşullarının dışında bulunmuştur. Bunun üzerine Kablo TV
tarafından yeni bir teklif sunulmamış, D-Smart ise ilk sunduğu teklife çeşitli eklemeler ve
revizyonlar yaparak müzakereleri sürdürmüştür. D-Smart tarafından sunulan son teklifte
Süper Lig maçları canlı yayınlarının televizyon üzerinden ve mümkün olabilecek başka
her türlü teknikle yayın hakları, bu müsabakaların her türlü alternatif mecra üzerinden
yayın hakları karşılığında (…..) ABD Doları + KDV asgari alt lisanslama bedeli olarak
garanti edilmektedir. Bu değer aynı zamanda D-Smart’ın önerisi çerçevesinde (…..)
bireysel TV abonesini de garanti etmektedir.
(93) D-Smart bu teklife ilaveten (…..) bireysel TV abonesini aşan her abone için aylık ortalama
perakende satış tutarının (…..) Digitürk’e ödemeyi de taahhüt etmektedir. Bu durumda
(…..) + KDV’lik aylık satış fiyatı üzerinden yapılacak bir hesaplamayla (…..) Lig TV
abonesine ulaşılması durumunda D-Smart (…..) ABD Doları + KDV’lik yıllık alt lisanslama
bedeli ödeyecektir5.
(94) Tarafların alt lisanslama için önerdikleri teklifler incelendiğinde Digitürk’ün ihale
sonucunda ortaya çıkan risklerin yarı yarıyadan başlayarak değişen oranlarda
paylaşılması, D-Smart’ın ise “perakende eksi” adıyla bilinen yöntem dâhilinde öneriler
getirdikleri görülmektedir. Tarafların birbirlerinin teklifleri üzerinde anlaşamadığı durumda
hangi teklifin makul piyasa koşullarını taşıdığı sorusu ortaya çıkmaktadır. Bu durum,
rekabet otoritelerinin özellikle fikri mülkiyet haklarının zorunlu lisanslamasına
hükmettikleri durumlarda getirilen FRAND (fair, reasonable, non-discriminatory; adil,
makul ve ayrımcı olmayan) koşullarda sözleşme yapılması yükümlülüklerine paralellik arz
etmektedir. Literatürde çokça yer verilen FRAND yükümlülüklerine ilişkin mutabakat
bulunan temel husus rekabet otoritelerinin sözleşme bedelini bizzat tayin etmek
konusunda ehil olmadıklarıdır.
(95) Mevcut dosya bakımından da yürütmesi durdurulan karar çerçevesinde, İdare
Mahkemesinin yürütmeyi durdurma kararına kadar geçen dönem içerisinde tarafların
tekliflerinden hangisinin makul olduğunun tayininin Kurulca yapılmasının doğru
olmayacağı kanaati oluşmuştur. Bununla birlikte Kurul’un 4054 sayılı Kanun’un 6.
maddesi kapsamında ihlal teşkil edebilen hâkim durumdaki teşebbüsün sözleşme
yapmayı reddetmek suretiyle hâkim durumunu kötüye kullandığı durumlara benzer
şekilde bir değerlendirme yapması mümkündür. Mevcut dosya kapsamında Digitürk,
bireysel muafiyet değerlendirmesi yapılan rekabeti sınırlayıcı bir anlaşmanın tarafı
konumunda olduğundan, alt lisanslamanın hayata geçmesinden de sorumludur. Ancak
alt lisanslamanın hayata geçirilmesi iki tarafın iradesini gerektirdiğinden Digitürk’ü
kendisine yöneltilecek her türlü talebi kabul etmeye mecbur kılacak bir tutum da rekabet
hukukunun amaçlarıyla bağdaşmayacaktır.
(96) Rekabet hukuku literatüründe sözleşme yapmayı reddetme davranışının sözleşme
yapma talebinin açıkça reddedilmesiyle gerçekleşebileceği gibi (outright refusal) aşırı
fiyat gibi makul olmayan koşullar öne sürerek de aynı etkiyi doğuracak şekilde
davranılabileceği kabul edilmektedir. 04.11.2014 tarih ve 14-43/804-361 sayılı kararın
yürütülmesinin durdurulmasından önceki dönemde yukarıda aktarılan süreç dâhilinde
Digitürk’ün Kurumumuza da tevsik ettiği teklif göz önüne alındığında doğrudan ret
müessesesinden bahsetmek mümkün görünmemektedir. O halde değerlendirilmesi
gereken husus Digitürk tarafından verilen teklifin dolaylı reddetme olarak kabul edilip
edilemeyeceğidir.

5 Bu çerçevede ödenecek olan bedelin ABD Dolarının değerine ilişkin bir varsayım içerdiği belirtilmelidir.
16-04/82-36
20 / 22

(97) Yukarıda belirtildiği üzere Digitürk Süper Lig maçlarının tamamının alt lisanslaması için
(…..) ABD doları talep etmiş ve bu değerin %20’ye kadar indirime tabi olduğunu
belirtmiştir. Bu indirimin yapılması halinde alt lisanslama talebinde olan bir teşebbüs yıllık
(…..) ABD Doları (+KDV) karşılığında tüm maçları kendi platformundan yayınlama
hakkına sahip olacaktır. Bu değerin aşırı fiyat teşkil edip etmediğinin saptanması
bakımından alt lisanslama için talepte bulunan tek teşebbüs olan D-Smart’ın teklifindeki
verilerden hareket etmek daha doğru olacaktır. D-Smart tarafından 1 Nisan 2015
tarihinde notere tescil ettirilen teklifte yıllık (…..) dolar (+KDV) lisanslama bedeli
ödenebileceği ifade edilmektedir. Bu teklif D-Smart’ın önerdiği sistemde (…..) Lig TV
abonesine ulaşılması ihtimalini içermektedir. Bu sayıda aboneye doğrudan Digitürk’ün
teklif ettiği meblağ karşılığında ulaşılması halinde ise verilen örnekteki fiyattan abonelik
verilmesi halinde belirlenen bedel olan (…..) ABD dolarından daha büyük bir gelir elde
edilebilecektir6.
(98) Tarafların Kurul tarafından getirilen bir yükümlülüğe kendilerini bağlayan bir irade
açıklamasında bulundukları kabulü altında a) Digitürk’ün kendi önerdiği model
çerçevesinde beyan ettiği %20’lik indirim yapılmış, b) D-Smart’ın önerisinde belirttiği (ve
düzey olarak hangi modelde finanse edildiğinden bağımsız olan) (…..) abone ve (…..) TL
(+KDV) üzerinden hesaplama yapılmış c) Bu çerçevede ortalama kur olarak 1 ABD
Doları=(…..) TL parametreleri kullanılmıştır. Dolayısıyla D-Smart’ın yaklaşık (…..) abone
elde edilmesi halinde de başabaş noktasına geleceği görülmektedir. Bu değer de D-
Smart’ın kullandığı varsayımdan %25 düşüktür. Bu şartlar altında Digitürk’ün sunduğu
teklif dolaylı ret olarak değerlendirilemeyecektir.
J. GEREKÇE VE HUKUKİ DAYANAK
(99) Bu soruşturma kapsamında Raportörler tarafından yapılan incelemelerde, tarafların bu
hususları hayata geçirmek amacıyla birtakım çalışmalar yaptıkları ve girişimlerde
bulundukları tespit edilmiştir. İlk olarak 21.05.2012 tarihli Sözleşme ile TFF tarafından
Digitürk’e devredilen Paket A yayın haklarının süresi üç yıldan iki yıla indirilmiştir. Bu
itibarla sözleşme süresinin kısaltılması ilgili pazarlarda rekabetin daha az süreyle
sınırlandırılması anlamına gelecek bir gelişmedir.
(100) Kurulun, TFF ile Digitürk arasında yapılan ve Digitürk’ün sahip olduğu Süper Lig Paket A
yayın haklarının mevcut süresinin 3 yıl daha uzatılmasına ilişkin sözleşmenin bireysel
muafiyet kapsamında bulunmadığına hükmeden 30.04.2012 tarihli söz konusu kararı
sonrasındaki süreçte, taraflar arasında 21.05.2012 tarihinde yapılan yeni bir sözleşme ile
30.04.2012 tarihli kararda yer verilen hususlar gözetilerek hakların devrine ilişkin süre
kısaltılmış; bununla birlikte henüz fiilen sonuçlanmamakla birlikte, alt lisanslamaya ve
yayın haklarının paylaşılmasına ilişkin bir dizi girişim başlatılmıştır.
(101) Yukarıda yer verilen bilgi ve değerlendirmeler dikkate alındığında, TFF ile Digitürk
tarafından akdedilen yeni sözleşmenin, Kanun’un 5. maddesi hükmünde zikredilen
bireysel muafiyet koşullarından yararlanabilmesi; Digitürk’ün sahip olduğu Paket A canlı
yayın haklarının, kısmen veya bir bütün olarak alıcının tercihleri saklı kalmak kaydı ile
hem rakip teşebbüs(ler)e hem de alternatif teknoloji ile yayın yapan teşebbüslere piyasa
koşullarında alt lisanslama yoluyla devredilmesi ve paylaşılması ile mümkün olabileceği
sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.

6 Bu sonuca şu şekilde ulaşılmıştır: D-Smart’ın noterde tescilli teklifinde olduğu üzere (…..) LİG TV abonesi
olması ve KDV hariç aylık (…..) TL karşılığında abonelik satması durumunda bu abonelerden yıllık geliri
(…..) TL olacaktır. Bu süreç boyunca 1 ABD Doları’nın ortalama değerinin (…..) TL olması durumunda
(mevcut Bilgi Notu’nun hazırlandığı gün itibarıyla 3,001 mertebesindedir) D-Smart yaklaşık (…..) ABD
Doları gelir elde etmiş olacaktır.
16-04/82-36
21 / 22

(102) Maçların canlı yayını dışında kalan; goller ve önemli pozisyonların maç esnasında, kısa
veya uzun özet görüntülerin ise maçtan hemen veya daha sonra izleyicilere sunulması
gibi hakları ihtiva eden muhtemel anlaşmaların, söz konusu hakların canlı maç yayını ile
ikame olmamaları nedeniyle yayın haklarına ilişkin münhasırlığı sona erdirici nitelikte bir
uygulama olarak dikkate alınamayacağı hususu da ilgili taraflarca göz önünde
bulundurulmalıdır.
(103) Bununla birlikte yayın haklarına ilişkin söz konusu alt lisanslamalar kapsamında alıcının
tercihlerinin saklı kalması diğer bir değişle hangi maçların anlaşma konusu olacağı
noktasında satıcının herhangi bir zorlamasına maruz kalmaması ve TFF ile Digitürk ile
birlikte alt lisanslamadan yararlanmak isteyen rakip ve alternatif yayıncı teşebbüslerin,
makul ve piyasa koşullarına uygun taleplerde bulunması, tüm tarafların bu kararda
belirtilen koşulların gerçekleşmesini sekteye uğratacak teklifler ileri sürmemesi, iş bu
karar ile amaçlanan daha rekabetçi bir piyasaya yapısı açısından önem arz etmektedir.
(104) Bu çerçevede, incelemeye konu sözleşmeye ilişkin muafiyet, 4054 sayılı Kanun’un 5.
maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi doğrultusunda, bahsedilen yükümlülükler/şartlar
TFF ve Digitürk tarafından yerine getirildiği andan itibaren geçerli olacaktır. Aksi takdirde
Kanun’un 4. maddesine aykırı bir nitelik arz eden ve muafiyet hükümlerinden
yararlanamayan bu Sözleşme, Kanun’un 56. maddesi çerçevesinde geçersiz olacaktır.
(105) Yukarıda yer verilen değerlendirmeler ışığında alt lisanslama koşulunun getirilmesi
halinde 21 Mayıs 2012 tarihinde imzalanan 2015-2016 ve 2016-2017 Futbol Sezonu
Yayın Hakları Sözleşmesi’nin bireysel muafiyet koşullarını taşıdığı kanaatine ulaşılmıştır.
(106) Yukarıda yapılan bu açıklama ve değerlendirmeler çerçevesinde Kanun’un 16. maddesi
uyarınca idari para cezası verilmesine gerek olmadığına karar verilmiştir.


















16-04/82-36
22 / 22

K. SONUÇ
(107) Soruşturmaya ait tüm savunma, ek savunma, sözlü savunma tutanakları, raporlar,
Ankara 1. İdare Mahkemesinin iptal kararları, tüm dosya münderecatında yer alan bilgi
ve belgelerin incelenmesi sonucunda
1. Türkiye Futbol Federasyonu ile Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon A.Ş. arasında
21 Mayıs 2012 tarihinde imzalanan 2015-2016 ve 2016-2017 Futbol Sezonu Yayın
Hakları Sözleşmesi’nin, 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi çerçevesinde
incelenebileceğine,
2. TFF ile Digitürk tarafından akdedilen Ek Sözleşmeye, Digitürk’ün sahip olduğu Paket
A yayın haklarının, özellikle canlı maç yayın haklarının, kısmen veya bir bütün olarak
(alıcının tercihleri saklı kalmak kaydı ile) rakip teşebbüs(ler)e ve alternatif teknoloji ile
yayın yapan teşebbüslere piyasa koşullarında alt lisanslama yoluyla devredilmesi ve
paylaşılması koşulu ile 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca bireysel muafiyet
tanınmasına,
3. Türkiye Futbol Federasyonu ile Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon A.Ş.’ye aynı
Kanun’un 16. maddesi çerçevesinde idari para cezası verilmesine yer olmadığına
OYBİRLİĞİ ile
Ankara İdare Mahkemelerinde yargı yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.






Full & Egal Universal Law Academy