Rekabet Kurumu - Karar Sayı 15-34/502-155
Karar Dilini Çevir:
Rekabet Kurumu
Karar Sayısı: 15-34/502-155
Karar Türü: Rekabet İhlali
Konu: TUER Tıbbi ve Sınai Gazlar Ltd. Şti. ve KAROK Tıbbi Gazlar San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin başvuru sahibine mal vermeyi reddetmek suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’u ihlal ettiği iddiası
Karar Tarihi: 01.09.2015

Rekabet Kurumu Başkanlığından,
REKABET KURULU KARARI
Dosya Sayısı : 2015-3-41 (Önaraştırma)
Karar Sayısı : 15-34/502-155
Karar Tarihi : 01.09.2015
A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER
Başkan : Prof. Dr. Ömer TORLAK
Üyeler : Arslan NARİN, Fevzi ÖZKAN, Doç. Dr. Tahir SARAÇ, Kenan TÜRK
B. RAPORTÖR : Hatice ODABAŞ BUBA
C. BAŞVURUDA
BULUNAN : Gizlilik talebi bulunmaktadır.
D. HAKKINDA İNCELEME
YAPILANLAR : - TUER Tıbbi ve Sınai Gazlar Ltd. Şti.
Organize Sanayi Bölgesi 1. Cad. 3. Sok. No:10 Aziziye/Erzurum
- KAROK Tıbbi Gazlar San. ve Tic. Ltd. Şti.
Yönetim Cad. Organize Sanayi Bölgesi Dadaşkent
Aziziye/Erzurum
(1) E. DOSYA KONUSU: TUER Tıbbi ve Sınai Gazlar Ltd. Şti. ve KAROK Tıbbi Gazlar
San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin başvuru sahibine mal vermeyi reddetmek suretiyle 4054
sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’u ihlal ettiği iddiası.
(2) F. İDDİALARIN ÖZETİ: Başvuruda özetle;
- TUER Tıbbi ve Sınai Gazlar Ltd. Şti. (TUER) ile şikâyetçi arasında akdedilen
sözleşmeye göre TUER’den büyük oksijen tüpü, büyük azot tüpü ve küçük azot tüpü
satın alındığı ve bunun karşılığında TUER’e her ay yaklaşık (…..) TL bedel ödendiği,
- Şikayetçi teşebbüs bünyesinde kullanılmak üzere oksijen üretme makinesi alındığı ve
bu makinenin kullanımıyla birlikte TUER'den alınan gaz bedelinin aylık (…..) TL'ye indiği,
- Sağlık Uygulaması Tebliği’ne göre oksijen üretme makinesi bulunsa dahi, TUER’den
düzenli alımı yapılan tüplerin de yedekte bulundurulmasının zorunlu olduğu, aksi takdirde
istenmeyen ölümlere sebebiyet verilebileceği,
- Şikayetçinin oksijen konsantrasyon makinesini almış olması sonucu TUER’den yedek
olarak alınan tüp alımlarının azalmış olması sebebi ile TUER’in bu hizmeti şikayetçiye
artık sağlamayacak olduğunu belirttiği ve akabinde TUER’in rakibi konumunda bulunan
KAROK Tıbbi Gazlar San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye (KAROK) başvurulduğu, ancak söz konusu
teşebbüsün de aynı gerekçeyle taleplerini reddettiği,
- Bahsedilen teşebbüsler tarafından sağlanmayan bu hizmetin karşılanabileceği başka bir
kurumun olmadığı ve bu durumun acilen engellenmesinin gerektiği, aksi takdirde
hastaların telafisi mümkün olmayan zararlar görebileceği,
- TUER ve KAROK’un mezkur oksijen tüpleri alanında hâkim konumda oldukları ve mal
vermenin reddi suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’u (4054 sayılı
Kanun) ihlal ettikleri
hususları belirtilerek Kurumumuz nezdinde işlem tesis edilmesi talep edilmiştir.
(3) G. DOSYA EVRELERİ: Kurum kayıtlarına 08.06.2015 tarihinde giren başvuru üzerine
hazırlanan 11.06.2015 tarih ve 2015-3-41/İİ sayılı İlk İnceleme Raporu, 15.06.2015 tarihli
Kurul toplantısında görüşülmüş ve önaraştırma yapılmasına karar verilmiştir.
15-34/502-155
2/7

(4) Söz konusu karar uyarınca düzenlenen 24.08.2015 tarih ve 2015-3-41/ÖA sayılı
Önaraştırma Raporu görüşülerek karara bağlanmıştır.
(5) H. RAPORTÖR GÖRÜŞÜ: İlgili raporda; dosya konusu iddialara yönelik olarak
soruşturma açılmasına gerek olmadığı ifade edilmiştir.
I. İNCELEME VE DEĞERLENDİRME
I.1. İlgili Pazar
I.1.1. İlgili Ürün Pazarı
(6) Dosya hakkında inceleme yapılan teşebbüsler, medikal gazların satışı faaliyetlerinin yanı
sıra endüstriyel gazların satışı ile de iştigal etmektedir. Bununla birlikte önaraştırmaya
konu iddialar medikal gaz satışlarını konu almaktadır.
(7) Sağlık kuruluşlarına tedarik edilen medikal gazlar (oksijen ve azot protoksit), doğrudan
solunum yoluyla hastaya verilmek suretiyle tedavide kullanıldığından, Sağlık Bakanlığı
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunca ilaç statüsünde değerlendirilmiştir. Bu nedenle
medikal gazların üretim, dolum, depolama ve dağıtım faaliyetleri Sağlık Bakanlığı
tarafından ruhsatlandırılan beşeri tıbbi ürünler kapsamına dahildir. Bu kapsamda, daha
önceki Kurulumuz kararlarında1 da değerlendirildiği üzere medikal gazların diğer sanayi
ve özel gazlarla arasında ikame edilebilirliğinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
(8) Medikal gazlar, üreticiler tarafından dökme (sıvı) olarak veya tüp içerisinde hastanelere
sunulabilmektedir. Dökme medikal gaz satışları, gaz ihtiyacı fazla olan ve süreklilik arz
eden müşterilere sıvı halde yapılan gaz satışlarını kapsamaktadır. Bu yöntemde
müşterinin faaliyet gösterdiği yere kurulan ve mülkiyeti genellikle endüstriyel gaz
üreticisine ait olan gaz stok tanklarına, tankerler yoluyla gaz tedarik edilmektedir.
(9) Şikayet başvurusunda adı geçen tüplü medikal gaz satışı ise, gazın basınçlı tüpler
aracılığıyla gaz formunda tedarik edilmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Tüketici tarafından
tüplü gaz alımı, gaz kullanımı az olduğunda veya alt yapıdan dolayı ihtiyaç duyulan tüm
lokasyonlarda sıvı gaz kullanımı mümkün olmadığı takdirde tercih edilmektedir.
(10) Tüplü gaz satışı, tüplerin tedarikçinin üretim tesisinde doldurulması suretiyle doğrudan
üretim tesisinden gerçekleştirilebileceği gibi, gazların sıvı halde tankerlerle taşındığı tüp
dolum tesislerinden de gerçekleştirilebilmektedir. Bu kapsamda ilgili ürün pazarının her
bir medikal gaz özelinde ve tüketime sunuluş şekli (sıvı/tüplü) dikkate alınarak alt
pazarlara ayrılması mümkündür. Ancak bu tip bir alt pazar ayrımı yapılması dosya
özelinde yapılacak değerlendirmeyi etkilemeyeceğinden, ilgili ürün pazarı genel olarak
“medikal gazlar pazarı” olarak tanımlanmıştır.
I.1.2. İlgili Coğrafi Pazar
(11) Bu kararda varılan sonucu değiştirmemesi nedeniyle ilgili coğrafi pazar tanımı
yapılmamıştır.
I.2. Yapılan Tespitler
I.2.1. Başvuru Sahibinden Elde Edilen Bilgiler
(12) Önaraştırma kapsamında, başvuru sahibinden iddialarına yönelik ek bilgi/belge talebinde
bulunulmuştur. Şikayetçi tarafından gönderilen cevabi yazıda;
- TUER’den azot protoksit gazı ile 5 lt, 10 lt. ve 40 lt. hacmindeki tüplerde oksijen gazı
temin ettikleri, bu kapsamda 2014 yılında TUER’den (…..) TL; 2015 yılında ise (Ocak-
Haziran ayları aralığında) (…..) TL tutarında alım yapıldığı,

1 Kurulumuzun 06.07.2006 tarihli, 06-47/647-181 sayılı; 11.11.2010 tarihli, 10-72/1503-572 sayılı ve
09.08.2012 tarihli, 12-41/1175-386 sayılı kararları.
15-34/502-155
3/7

- Ürün taleplerinin genellikle yüz yüze ya da telefon görüşmesi yoluyla gerçekleştirildiği,
TUER’den telefon görüşmesi suretiyle yapılan son ürün talebine şirket sahibinin başvuru
sahibine mal tedarik etmeme yönünde talimatı bulunduğu gerekçesiyle olumsuz yanıt
verildiği,
- Erzurum’da TUER dışında faaliyet gösteren tek firma olan KAROK’un ürün taleplerine
olumlu karşılık verdiği, ancak söz konusu teşebbüsün teklif ettiği fiyatlar TUER’e kıyasla
yüksek olduğundan anılan teşebbüsle anlaşma sağlanamadığı,
- Doğu Anadolu Bölgesi’nde tek tam donanımlı teşebbüsün TUER olması ve il dışından
tıbbi gaz temininin nakliyatında güçlük yaşanmasından dolayı civar illerdeki yetkili
satıcıların kendilerini TUER’e yönlendirdikleri
beyan edilmiş ve ayrıca 2014-2015 yıllarında TUER’den yapılan her bir tıbbi gaz alımının
miktarı ve değeri sunulmuştur.
I.2.2. Hakkında Önaraştırma Yürütülen Teşebbüslerden Elde Edilen Bilgiler
(13) Önaraştırma kapsamında, hakkında önaraştırma yürütülen TUER ve KAROK’tan bilgi
talebinde bulunulmuştur.
(14) TUER tarafından gönderilen cevabi yazıda;
- 2015 yılında sistem odasının sağlıklı olmamasından dolayı uygun olmayan şartlar
altında tüp saklayan bir özel hastanenin sözlü talebinin reddedildiği,
- Bahse konu hastanenin TUER ile tıbbi gaz alım sözleşmesi imzalamadığı ve TUER’in
ödeme koşullarına uymadığı, bunun yanında söz konusu hastanenin gaz odasında
bulunan teknisyenin tıbbi gaz konusunda bilgili olmadığı ve TUER tarafından verilen
eğitim ve seminerlere katılmadığı,
- Tıbbi gaz fiyatlarının nakliye, dolum yapılacak tüplerin kendilerince ya da talepte
bulunan tarafından karşılanması, miktar ve ödeme koşulları gibi hususlara bağlı olarak
değişkenlik gösterebildiği, bazı şartlarda nakliye bedelinin alım yapılan ürün bedelini
aşabildiği
belirtilmiş ve ayrıca 2014-2015 yıllarında Erzurum ilindeki ve diğer illerdeki özel
hastaneler ile kamu hastanelerine yapılan satışların miktarları ile değerleri sunulmuştur.
(15) KAROK tarafından gönderilen cevabi yazıda ise;
- Tıbbi gaz alanında medikal oksijen, azot protoksit, medikal karbondioksit, medikal kuru
hava ve sıvı azot satışı gerçekleştirdikleri,
- Ticari amaçla faaliyet göstermelerinden dolayı herhangi bir sağlık kuruluşunun talebini
reddetme gibi bir durumun söz konusu olmadığı,
- 2014 yılında Erzurum’da bulunan herhangi bir hastaneye tıbbi gaz satışı yapılmadığı,
2015 yılında ise yalnızca temmuz ayında bir hastaneye doğrudan temin yoluyla tıbbi gaz
satışı yapıldığı,
- Erzurum ili dışında ise son iki yıl içerisinde Kars Kamu Hastaneleri Birliğine satış
yaptıkları
belirtilerek anılan satışların miktar ve değerleri sunulmuştur.
(16) Diğer taraftan raportörlerin KAROK yetkilisiyle yaptıkları telefon görüşmesinde;
Erzurum’da bulunan özel hastaneler ile kamu hastanelerinin çoğunda oksijen üretme
makinası bulunduğu, bununla birlikte söz konusu makinaların oksijen tüpü dolumu için
kullanılamadığı, dolayısıyla söz konusu hastanelerin KAROK ya da diğer teşebbüslerden
oksijen üretme makinalarının bozulma riskine binaen büyük oksijen tüp ve
ambulanslarında bulundurmak üzere küçük oksijen tüpü temin ettikleri, ayrıca
15-34/502-155
4/7

hastanelerin azot protoksit gazını da tıbbi gaz dolumu yapan teşebbüslerden temin
ettikleri belirtilmiştir.
I.3. Değerlendirme
(17) Dosya konusu iddialar özetle; TUER ve KAROK tarafından şikayetçinin tıbbi gaz talebinin
reddedilmesi hakkındadır. Bu kapsamda, şikayetçi tarafından, oksijen üretme makinesinin
alınması sonrasında, tıbbi gaz alımının (…..) TL’den (…..) TL’ye ciddi oranda düşüş
göstermesi nedeniyle TUER’in tıbbi gaz tedarikini kestiği iddia edilmiştir. Dosya konusu
şikayet başvurusunda TUER’in yanı sıra Erzurum’da faaliyet gösteren bir diğer tıbbi gaz
sağlayıcısı KAROK’un da mal vermeyi reddettiği ve mevcut şartlar altında alternatif bir
sağlayıcının olmadığı belirtilmiştir. Bununla birlikte, daha sonra şikayetçi tarafından
KAROK hakkındaki iddialar değiştirilerek, KAROK’un teklif ettiği fiyatların TUER’e kıyasla
yüksek olduğundan anılan teşebbüsle anlaşma sağlanamadığı ifade edilmiştir. Bu
bakımdan halihazırda dosya konusu iddiaların temelini oluşturan mal vermenin reddi
uygulamasının yalnızca TUER açısından söz konusu olduğunu ifade etmek mümkündür.
(18) Hâkim Durumdaki Teşebbüslerin Dışlayıcı Kötüye Kullanma Niteliğindeki Davranışlarının
Değerlendirilmesine İlişkin Kılavuz’da (Kılavuz) bir teşebbüsün ürettiği mal ya da
hizmetler ile sahibi olduğu maddi ya da gayri maddi işletme unsurlarını diğer teşebbüslere
sağlamaması ya da bunların diğer teşebbüsler tarafından kullanılmasına doğrudan veya
dolaylı olarak izin vermemesi sözleşme yapmayı reddetme olarak ele alınmaktadır. Bu
çerçevede ham madde niteliğindeki fiziksel ürünler, belirli hizmetlerin sağlanabilmesi için
gerekli altyapılar, ürün dağıtım sistemleri ve fikri mülkiyet hakları ile korunan yahut
korunmayan gayri maddi işletme unsurları ya da bilgileri ile teşebbüslerin sözleşme
yapma talebine konu olabilecek diğer varlıklar anılan mal, hizmet ya da unsurlar arasında
değerlendirilebilmektedir.
(19) Sözleşme yapmayı reddetme, mal, hizmet ya da unsura ilişkin mevcut bir sözleşme
ilişkisinin kesilmesi şeklinde olabileceği gibi, potansiyel müşterilerin sözleşme taleplerinin
reddedilmesi şeklinde de olabilmektedir.
(20) Kılavuz’da, rekabet hukuku uygulamasında, hâkim durumda olsun ya da olmasın tüm
teşebbüslerin iş yapacakları teşebbüsleri özgürce seçme ve mülkiyetlerinde bulunan
varlıklar üzerinde özgürce tasarruf edebilme hakları olduğuna dikkat çekilmektedir.
Bununla birlikte hâkim durumdaki teşebbüslerin sözleşme yapmayı reddetmelerinin
ancak, istisnai bazı durumlarda rekabeti kısıtlayıcı bir davranış olarak
değerlendirilebileceği ve rekabet hukuku çerçevesinde sözleşme yapma yükümlülüğü
getirilebileceği belirtilmektedir.
(21) Bu çerçevede, TUER’in iddia konusu uygulamasının rekabet hukuku açısından sonuç
doğurmasına yol açacak istisnai şartların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi
gerekmektedir. Sözleşme yapmanın reddi, hâkim durumdaki teşebbüslerin, rekabeti
bozucu/dışlayıcı bir davranış olarak değerlendirilebilecek tek taraflı davranışları arasında
yer aldığından incelenen bir davranışın ihlal teşkil edebilmesi için davranışı gerçekleştiren
teşebbüsün ilgili pazarda hâkim durumda olması önkoşulu bulunmaktadır.
(22) Hâkim durum kavramı, 4054 sayılı Kanun’un 3. maddesinde, “Belirli bir piyasadaki bir
veya birden fazla teşebbüsün, rakipleri ve müşterilerinden bağımsız hareket ederek fiyat,
arz, üretim ve dağıtım miktarı gibi ekonomik parametreleri belirleyebilme gücü” olarak
tanımlanmıştır. Bu tanım çerçevesinde, rekabetçi baskılardan belirgin şekilde bağımsız
davranma gücüne sahip olan bir teşebbüsün hâkim durumda bulunduğu kabul
edilmektedir.

15-34/502-155
5/7

(23) Kılavuz’da rekabetçi baskılardan bağımsız davranabilme durumu; bir teşebbüsün,
fiyatlarını kârlı bir şekilde rekabetçi düzeyin üzerine çıkarabilme ve belirli bir süre boyunca
bu düzeyde sürdürebilme gücü olarak açıklanmaktadır. Ayrıca fiyat dışındaki; mal ve
hizmet çeşitliliği ve/veya kalitesi, yenilik düzeyi gibi unsurların da rakiplerinden bağımsız
davranma gücüne sahip teşebbüs tarafından kendi lehine ve tüketicilerin zararına olacak
şekilde rekabetçi seviyenin altına çekilebileceği ifade edilmektedir.
(24) TUER ve KAROK’un sağlayıcısı olduğu ürünler incelediğinde, bire bir örtüşmeden
bahsetmek mümkündür. Bu bakımdan; tıbbi gaz alımı gerçekleştiren teşebbüsler
açısından TUER lehine üstünlük doğuracak türden bir portföy etkisi bulunmamaktadır.
Bununla birlikte; inceleme konusu ürünler nitelikleri itibarıyla tamamen homojen
ürünlerdir. Dolayısıyla; ürün kalitesi, rakiplerin TUER üzerinde oluşturacağı rekabetçi
baskıyı zayıflatacak bir unsur değildir.
(25) Bu açıdan tıbbi gaz sağlayıcıları arasındaki rekabetin ana unsurları olarak fiyat ve hizmet
kalitesinin (servis kalitesi, zamanında teslimat vs.) ön plana çıktığı ifade edilebilir.
Teşebbüs yetkilileri ile yapılan görüşmelerde karayollarında taşınması belli güvenlik
önlemlerine tabi olan tıbbi gazların herhangi bir tedarik problemi yaşanmadan zamanında
teslimatının gerçekleştirilebilmesi için yakın konumdaki sağlayıcılar ile çalışmanın önemli
bir avantaj oluşturduğu belirtilmiştir. Her iki sağlayıcı da Erzurum ilinde faaliyet
gösterdiğinden ürün teslimatı açısından esaslı bir farklılıktan söz etmek mümkün
görünmemektedir. Nitekim şikayetçi, TUER’in mal vermeyi reddetmesinin ardından
herhangi bir işlem maliyetine katlanmadan KAROK’a yönelebilmiştir. Bu bakımdan
sağlanan hizmetin kalitesi açısından da TUER rakiplerinden bağımsız davranabilme
gücüne sahip değildir.
(26) KAROK ve TUER incelemeye konu tıbbi gaz ürünlerinin üreticisi konumunda değildir.
Anılan teşebbüsler, üst pazarda ulusal ölçekte faaliyet gösteren iki büyük gaz
üreticisinden likit olarak tedarik ettikleri gazları basınçlı kaplara doldurarak yeniden
satışını gerçekleştirmektedirler. Bu doğrultuda, TUER ve KAROK’un birbirine oldukça
yakınsayan bir maliyet yapısına sahip olduğunu ifade etmek mümkündür. Dolayısıyla;
TUER veya KAROK’un fiyatları rekabetçi fiyat düzeyinin üzerinde belirleme noktasında
çok sınırlı bir hareket alanına sahip olduğu değerlendirilmektedir. Öte yandan; TUER ve
KAROK tarafından sağlanan ürün ve hizmetleri büyük ölçüde ikame edebilen oksijen
üretme sistemlerinin, fiyatların rekabetçi fiyat düzeyinin üzerinde belirlenmesine karşı
dengeleyici bir rol üstlendiği görülmektedir. Nitekim şikayetçi oksijen üretme makinesini
devreye aldıktan sonra TUER’den alımları %(…..) oranında azalma göstermiştir.
(27) Ayrıca, gerek KAROK gerekse TUER tarafından Erzurum ili dışında yer alan bazı
hastanelere tıbbi gaz tedarikinde bulunulduğu görülmüştür. Bu bakımdan tıbbi gaz alımı
yapan sağlık kuruluşlarının civar illerden tıbbi gaz temininde bulunması da mümkündür.
Tıbbi gazların piyasa fiyatları üzerinde belirleyici etkisi olduğu düşünülen bu etmenler göz
önüne alındığında; TUER ya da KAROK’un hâkim durumda olduğu tespitini
destekleyecek, rakiplerinden bağımsız davranabilme olanağı sağlayan bir piyasa
gücünün bulunmadığı değerlendirilmektedir.
(28) Bununla birlikte; mevcut durumda pazara ilişkin yeterli veri bulunmadığından daha kesin
tespitlerde bulunulamamıştır. Bu nedenle; TUER’in hâkim durumda olduğu varsayımı
altında şikayet konusu edilen sözleşme yapmayı reddetme eylemi Kılavuz’da yer verilen
çerçevede değerlendirilmiştir.
(29) Kılavuz’da Kurulun, sözleşme yapmayı reddetme iddialarını değerlendirirken ihlal tespiti
için;
- Reddetmenin, alt pazarda rekabet etmek için vazgeçilmez bir ürüne ya da hizmete
ilişkin olması,
15-34/502-155
6/7

- Reddetmenin, alt pazarda etkin rekabeti ortadan kaldırmasının muhtemel olması,
- Reddetmenin tüketici zararına yol açmasının muhtemel olması
şeklindeki üç koşulun birlikte varlığını aradığı ifade edilmiştir.
(30) Dosya kapsamında öncelikle “vazgeçilmezlik” unsuru değerlendirilmiştir. Oksijen
yoğunlaştırıcı cihazlar olarak adlandırılan ürünlerle ilgili hukuki çerçeve, Sağlık Bakanlığı
Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanmış 2008/26 sayılı Tıbbi Oksijen
Yoğunlaştırıcı Cihazların Temini Hakkında Genelge ile çizilmiştir. Söz konusu
Genelge’de; tüplü oksijenin temininde lojistik olarak zorluk bulunan hastanelerde ve
ekonomik olarak belirgin avantaj bulunan durumlarda oksijen yoğunlaştırıcı cihazların
oksijen temin yöntemi olarak kullanılabileceği belirtilmektedir. Bununla birlikte, bu
cihazların oksijen tüplerini doldurmak için kullanılamayacağı da ifade edilmektedir.
Dolayısıyla anılan Genelge’ye göre hastaneler acil haller, arıza, bakım ve sair nedenlerle
tüplü oksijeni ilgili teşebbüslerden temin etmeye devam etmek durumundadır.
(31) Bununla birlikte vazgeçilmezlik koşulu kapsamında, reddetmeye konu unsur alt pazarda
etkin bir şekilde rekabet edebilmek için nesnel olarak gerekli olmalıdır. Bu durum,
reddetmenin olumsuz sonuçlarını -en azından uzun vadede- telafi edebilmek için
rakiplerin sözleşme talebine konu olan unsurun alt pazarda başvurabilecekleri mevcut ya
da potansiyel bir ikamesinin bulunmaması halinde söz konusu olmaktadır. İlgili unsurun
mevcut veya potansiyel ikamesinin olup olmadığı değerlendirilirken, hâkim durumda
bulunan teşebbüsün rakiplerinin öngörülebilir bir gelecekte söz konusu unsuru etkin bir
şekilde tekrar oluşturup oluşturamayacakları göz önünde bulundurulmalıdır.
(32) Bu noktada, Erzurum’da faaliyet gösteren bir diğer teşebbüs olan KAROK tarafından
şikayetçinin tıbbi gaz alım talebi müspet olarak yanıtlandığından, şikayetçinin aynı ilde
iddiaya konu ürünleri temin etme imkanının bulunduğu belirtilmelidir. Öte yandan, gerek
KAROK gerekse de TUER tarafından Erzurum ili dışında yer alan bazı hastanelere tıbbi
gaz tedarikinde bulunulduğu, dolayısıyla homojen bir ürün niteliği taşıyan tıbbi gazların,
makul seviyede ilave bir maliyete katlanarak şikayetçi tarafından civar illerden de temin
edilmesinin mümkün olduğu belirtilmelidir. Bu nedenle şikayete konu ürünler bakımından
alternatif tedarikçiler bulunduğundan, vazgeçilmezlik koşulunun sağlanmadığı
değerlendirilmektedir.
(33) Bu çerçevede, sözleşme yapmanın reddine ilişkin diğer iki koşulun değerlendirilmesine
gerek bulunmamaktadır. Zira Kılavuz’da yer verildiği üzere söz konusu üç koşulun birlikte
sağlanması gerekmektedir. Bununla birlikte; şikayetçinin oksijen üretme makinesi
alınmasının ardından aylık tıbbi gaz alımının (…..) TL tutarına düştüğü yönündeki beyanı,
sözleşme yapmanın reddine konu olan girdilerin bir özel hastanenin toplam alımları içinde
önemli bir yer tutmadığını göstermesi bakımından önemlidir. Bu noktadan hareketle,
incelemeye konu olan TUER’in sözleşme yapmayı reddetmesi uygulaması gerek alt
pazardaki rekabet, gerekse de tüketici yararı açısından kayda değer bir etki
göstermeyeceğinden diğer iki koşulun da sağlanmadığını söylemek mümkündür.
(34) Yukarıda yer verilen tespit ve değerlendirmeler çerçevesinde, KAROK tarafından
şikayetçinin tıbbi gaz alım talebinin müspet olarak karşılanması ve TUER’in şikayetçiye
mal vermeyi kesmesi eyleminin ihlal tespiti için Kılavuz’da belirtilen koşulları
sağlamaması nedenleriyle, söz konusu teşebbüslerin eylemlerinin 4054 sayılı Kanun’un
6. maddesi çerçevesinde kötüye kullanma olarak değerlendirilemeyeceği, bu nedenle
dosya kapsamında incelenen teşebbüsler hakkında soruşturma açılmasına gerek
bulunmadığı kanaatine varılmıştır.


15-34/502-155
7/7

J. SONUÇ
(35) Düzenlenen rapora ve incelenen dosya kapsamına göre, 4054 sayılı Kanun’un 41.
maddesi uyarınca şikayetin reddi ile soruşturma açılmamasına OYBİRLİĞİ ile karar
verilmiştir.



Full & Egal Universal Law Academy