Rekabet Kurumu - Karar Sayı 15-12/163-75
Karar Dilini Çevir:
Rekabet Kurumu
Karar Sayısı: 15-12/163-75
Karar Türü: Rekabet İhlali
Konu: Polaris Sigorta ve Reasürans Brokerlik Hizmetleri A.Ş.’nin sigorta brokerliğini yaptığı Atateks Şirketler Grubu ile kredi ilişkisi içerisinde bulunan Türkiye Garanti Bankası A.Ş.’nin, acentesi olduğu Eureko Sigorta A.Ş. ile birlikte Atateks Şirketler Grubunu kendileriyle çalışmaya zorlayarak şikayetçiyi zarara uğrattığı iddiası
Karar Tarihi: 18.03.2015

Rekabet Kurumu Başkanlığından,
REKABET KURULU KARARI
Dosya Sayısı : 2009-4-75 (Önaraştırma)
Karar Sayısı : 15-12/163-75
Karar Tarihi : 18.03.2015
A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER
Başkan : Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI
Üyeler : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR,
Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr. Tahir SARAÇ

B. RAPORTÖRLER : Buket ARI, Kasım ŞENGÜL

C. BAŞVURUDA
BULUNAN : Polaris Sigorta ve Reasürans Brokerlik Hizmetleri A.Ş.
Temsilcileri: Av. Dr. M. Çağrı BAĞATUR ve Av. J. Işıl BAĞATUR
Süleyman Seba Cd. Acısu Sk.No:1/14 34367 Maçka/İstanbul

D. HAKKINDA İNCELEME
YAPILAN : - Eureko Sigorta A.Ş.
Büyükdere Caddesi Nurol Plaza No:71 Maslak/İstanbul
- Türkiye Garanti Bankası A.Ş.
Levent Nispetiye Mah. Aytar Cad. No:2 Beşiktaş/İstanbul
(1) E. DOSYA KONUSU: Polaris Sigorta ve Reasürans Brokerlik Hizmetleri A.Ş.’nin
sigorta brokerliğini yaptığı Atateks Şirketler Grubu ile kredi ilişkisi içerisinde
bulunan Türkiye Garanti Bankası A.Ş.’nin, acentesi olduğu Eureko Sigorta A.Ş. ile
birlikte Atateks Şirketler Grubunu kendileriyle çalışmaya zorlayarak şikayetçiyi
zarara uğrattığı iddiası.
(2) F. İDDİALARIN ÖZETİ: Başvuda özetle; Polaris Sigorta ve Reasürans Brokerlik
Hizmetleri A.Ş.’nin (POLARİS) 2004 yılından bu yana Atateks Şirketler Grubu’nun
(ATATEKS) sigorta brokerliğini yürüttüğü, 2009 yılına gelindiğinde de bu şirketler grubuna
ait varlıkların Eureko Sigorta A.Ş. (EUREKO) tarafından sigortalanması amacıyla gerekli
çalışmaları tamamladığı, ancak ATATEKS’in bu sözleşmeden vazgeçtiği, bunun
sebebinin ise ATATEKS’e kredi sağlayan ve aynı zamanda EUREKO’ya acentelik hizmeti
veren Türkiye Garanti Bankası A.Ş.’nin (GARANTİ) ATATEKS’i Merter Şubesi aracılığıyla
sigorta yaptırmaya zorladığı, bu şekilde POLARİS’i zarara uğrattığı ifade edilmiştir.
(3) G. DOSYA EVRELERİ: Kurum kayıtlarına 06.04.2009 tarih ile intikal eden başvuru
üzerine hazırlanan 13.05.2009 tarihli ve 2009-4-75/İİ-09-BK sayılı İlk İnceleme Raporu
20.05.2009 tarihli Kurul toplantısında görüşülerek, 09-23/492-118 sayı ile şikâyetin
reddine karar verilmiştir. Bu kararın iptali istemiyle POLARİS tarafından açılan dava
neticesinde Danıştay 13. Dairesi 20.10.2014 tarih, 2009/6456 E. ve 2014/3157 K. sayılı
kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir. Bunun üzerine, 26.01.2015
tarihinde hazırlanan 2009-4-75/BN sayılı Bilgi Notu Kurulun 05.02.2015 tarihli
toplantısında görüşülerek 15-06/72-M sayılı ile önaraştırma yapılmasına karar verilmiştir.
İlgili karar uyarınca yapılan inceleme üzerine hazırlanan, 11.03.2015 tarih ve 2009-4-
75/ÖA sayılı Önaraştırma Raporu görüşülerek karara bağlanmıştır.


15-12/163-75

2/6

(4) H. RAPORTÖR GÖRÜŞÜ: İlgili raporda;
- GARANTİ ve EUREKO aleyhindeki bağlama iddiaları hakkında 4054 sayılı Kanun’un
41. maddesi uyarınca soruşturma açılmasına gerek olmadığı,
- GARANTİ ve Garanti Sigorta A.Ş. arasındaki “Hayat Dışı Sigorta Grubu ile İlgili Sigorta
Acentelik Sözleşmesi”ne 20 yıla kadar uzayabileceği öngörülmüş olan münhasırlık
yükümlülüğünün 15 yılla sınırlandırılacak şekilde tadil edilmesi koşuluyla 4054 sayılı
Kanun’un 5. maddesi uyarınca bireysel muafiyet tanınmasının uygun olacağı
ifade edilmiştir.
I. İNCELEME VE DEĞERLENDİRME
(5) Dosya mevcudu bilgiler çerçevesinde, ilgili pazar belirlenmemiştir.
I.1. Şikâyete Konu Eylemin 4054 Sayılı Kanun Kapsamındaki Niteliği
(6) Dosyada yer alan iddiaya konu nitelikteki eylemler, rekabet hukukunda “bağlama” olarak
adlandırılmaktadır. Bağlama uygulamaları 4054 sayılı Kanun’un hem 4. hem de 6.
maddesi kapsamında incelenebilen rekabet ihlallerindendir. Kanun’un 4/2 (f) maddesinde
“anlaşmanın niteliği veya ticarî teamüllere aykırı olarak, bir mal veya hizmet ile birlikte
diğer mal veya hizmetin satın alınmasının zorunlu kılınması veya aracı teşebbüs
durumundaki alıcıların talep ettiği bir malın ya da hizmetin diğer bir mal veya hizmetin de
alıcı tarafından teşhiri şartına bağlanması ya da arz edilen bir mal veya hizmetin tekrar
arzına ilişkin şartların ileri sürülmesi” şeklinde ifade edilen bağlama uygulamaları hukuka
aykırı kabul edilip yasaklanmaktadır. Yine Kanun’un 6/2 (c) maddesiyle “bir mal veya
hizmetle birlikte, diğer mal veya hizmetin satın alınmasını veya aracı teşebbüsler
durumundaki alıcıların talep ettiği bir malın veya hizmetin, diğer bir mal veya hizmetin de
alıcı tarafından teşhiri şartına bağlanması ya da satın alınan bir malın belirli bir fiyatın
altında satılmaması gibi tekrar satış halinde alım satım şartlarına ilişkin sınırlamalar
getirilmesi” şeklinde ifade edilen bağlama uygulamaları da hâkim durumun kötüye
kullanılması halleri arasında sayılmış ve yasaklanmıştır.
I.2. 4054 sayılı Kanun’un 4. Maddesi Açısından Yapılan Değerlendirme
I.2.1. Acentelik Sözleşmesi’nin 4054 Sayılı Kanun’un 4. Maddesi Kapsamında
Bağlama Uygulaması İçerip İçermediğine Dair Değerlendirme
(7) Dosya mevcudundan anlaşıldığı üzere, GARANTİ ile Garanti Sigorta A.Ş. arasında
21.06.2007 tarihinde “Hayat Dışı Sigorta Grubu ile İlgili Sigorta Acentelik Sözleşmesi”
imzalanmıştır. Bu dönemde Garanti Sigorta A.Ş. faaliyetlerine devam etmekte olup %80
oranındaki hissesi Eureko B.V. tarafından satın alınmıştır. Bu teşebbüs ticari unvanını
Eylül 2007’de Eureko Sigorta olarak değiştirmiştir. EUREKO günümüz itibarıyla % 100
hisse oranıyla Achmea BV tarafından kontrol edilmektedir. 31.05.2011 tarihinde Eureko
B.V. EUREKO’nun kalan hisselerini de GARANTİ’den devralarak EUREKO’nun tek
hissedarı haline gelmiş; bu devralma ile birlikte Acentelik Sözleşmesinde de birtakım
değişiklikler yapılmıştır. EUREKO vekilleri, tadil edilen metnin önceki metin gibi tipik bir
bankasürans sözleşmesi olduğunu, EUREKO’nun faaliyet gösterdiği hayat dışı sigortalar
ile benzeri diğer ürünlerin pazarlanması konusunda GARANTİ’nin münhasır acente
olarak atanmış olduğunu belirtmişlerdir. Bu sözleşme ile GARANTİ şubelerinin
EUREKO’nun hayat dışı sigorta ürünlerinin pazarlanması, promosyonu ve satışında
acente olarak hizmet vermesi öngörülmüştür. Bu şekilde EUREKO, hayat dışı
sigortalarında bankasürans faaliyeti geliştirmek istemiştir.
(8) Dosyada bulunan acentelik sözleşmesinin ilk dönem süresi 10 yıl olarak belirlenmiş olup,
belli koşulların sağlanması halinde kendiliğinden 10 yıl daha uzaması kararlaştırılmıştır.
2011 yılında gerçekleşen tadil metni bu sürelerde herhangi bir değişikliğe gitmemiş, 2007
15-12/163-75

3/6

yılından başlayarak 10 yıl süre ile yürürlükte kalması planlanan sözleşmenin 2017
yılından sonra 10 yıl daha otomatik olarak uzamasına ilişkin mutabakat korunmuştur.
Sözleşme bu süreler boyunca geçerli olmak üzere bir münhasırlık hükmü içermektedir.
GARANTİ şubeleri vasıtasıyla hayat dışı sigortalar alanında yalnızca EUREKO
ürünlerinin satılacağını öngören ve süresinin 20 yıla kadar uzayabileceği belirtilen
sözleşmenin, 2007 yılında akdedildiği düşünüldüğünde 2027 yılına kadar yürürlükte
kalmasının mümkün olabileceği görülmüştür.
(9) GARANTİ ile EUREKO arasındaki söz konusu ilişki Kurulun 05.08.2009 tarih ve 09-
34/787-192 sayılı kararında incelenmiştir. Anılan dosyada GARANTİ’den kredi alan
müşterilerin kredi teminat sigortalarını da EUREKO’ya yaptırması için zorlandığı iddiaları
ele alınmıştır. Kurul bu kararda GARANTİ ile EUREKO arasındaki dikey ilişkiyi sağlayan
21.06.2007 tarihli “Hayat Dışı Sigorta Grubu ile İlgili Sigorta Acentelik Sözleşmesi”ni
değerlendirmiştir. Bu sözleşmenin dikey bağlama uygulamasına elverişli olduğu
düşünülse bile Kurul anılan sözleşmede herhangi bir bağlama hükmünün bulunmadığını
tespit etmiştir.
(10) Aynı kararda Kurul, bağlama anlaşmasının 4. madde kapsamında değerlendirilmesi için
sigorta acenteleri arasında bir anlaşma olduğunun tespit edilmesi gerektiğini, bankacılık
piyasasında şikâyete konu eylemin gerçekleştiği dönemde 50 adet bankanın
bulunduğunu, benzer şikâyetlerin alınmaya başladığı 1999 yılından itibaren sektörün
rekabetçi bir görünüm sergilediğini ve yapısı itibarıyla böyle bir danışıklı ilişkinin
oluşmasının mümkün görünmediğini belirtmiştir.
(11) İncelenen iki teşebbüs hakkındaki benzer şikâyetler Kurul’un 14.06.2012 tarih ve 12-
33/941-296 sayılı kararına da konu olmuş; Kurul anılan acentelik sözleşmesinde herhangi
bir bağlama hükmü olmadığından 4. madde ihlali bulunmadığına karar vermiştir. Aynı
sözleşme çerçevesinde aynı dönemde çeşitli şikâyetlere konu olan uygulamalar hakkında
Kurul’un yapmış olduğu tespitler ve bu dosya kapsamında yapılan diğer açıklamalar
dikkate alındığında bağlama iddiasının 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi uyarınca ihlal
teşkil etmediği kanaatine ulaşılmıştır.
I.2.2. Acentelik Sözleşmesinin 2002/2 Sayılı Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup
Muafiyeti Tebliği Kapsamında Değerlendirilmesi
(12) Bankasürans şeklinde ifade edilen acentelik ilişkilerinin 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi
kapsamında bağımsız iki teşebbüs arasında gerçekleşen anlaşmalardan olup olmadığı
önceki pek çok Kurul kararında incelenmiş; Kurul bu tür sözleşmelerde banka şubelerinin
sattıkları sigorta ürünleri hakkında herhangi bir risk üstlenmediklerini tespit ederek bunları
4. madde kapsamı dışında bırakmıştır. Öyle ki 2002/2 sayılı Tebliğ’in Uygulanmasına Dair
Kılavuz’da (DİKEY KILAVUZ) “müvekkil hesabına aracılık ettiği ya da akdettiği
sözleşmelere ilişkin olarak acenteye getirilen sınırlamalar genellikle Kanun’un 4. maddesi
kapsamında olmadıkları için, prensip olarak muafiyet rejiminin de konusu olmadıkları”
belirtilmiştir. Bununla birlikte inhisar ve rekabet etmeme yükümlülüklerinin markalar arası
rekabet ile ilgili olabileceği ve şayet sözleşme konusu mal veya hizmetlerin satıldığı ilgili
pazarda kapama etkisine yol açıyorsa rekabeti sınırlayıcı etki doğurabileceği ve sonuçta
Kanun’un 4. maddesi kapsamına girebileceği de ifade edilmiştir. Bu tür rekabeti sınırlayan
hükümler grup muafiyeti rejimi kapsamında süre bakımından değerlendirilmektedir.
(13) 2002/2 sayılı Tebliğ’in 5/1(a) maddesinde alıcıya getirilen belirsiz süreli veya süresi beş
yılı aşan rekabet etmeme yükümlülüğüne grup muafiyetinden yararlanamayacağı
düzenlenmiştir. Ayrıca maddenin devamında rekabet etmeme yükümlülüğünün beş yılı
aşacak şekilde zımnen yenilenebileceğinin kararlaştırılması halinde, rekabet etmeme
yükümlülüğünün belirsiz süreli sayılacağı belirtilmiştir.
15-12/163-75

4/6

(14) Acentelere getirilen rekabet yasakları ve inhisar yükümlülükleri uzun vadede markalar
arası rekabet üzerinde olumsuz sonuçlar doğurabileceğinden rekabete aykırı kabul
edilmekte ve grup muafiyetinden yahut bireysel muafiyetten faydalanıp
faydalanmayacağına dair değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. DİKEY KILAVUZ’un 35.
paragrafında süresi beş yılı aşan yahut süresiz olan rekabet yasaklarının grup
muafiyetinden yararlanamayacağı belirtilmektedir. Dosya kapsamında yer alan inhisar
yükümlülüğünün 20 yıla kadar uzayabileceği nazara alındığında grup muafiyetinden
yararlanamayacağı sonucuna ulaşılmıştır.
I.2.3. Acentelik Sözleşmesi Hakkında 4054 sayılı Kanun’un 5. Maddesi Uyarınca
Bireysel Muafiyet Değerlendirmesi
(15) Kurulun daha önceki dönemlerde benzer nitelikteki acentelik sözleşmeleri hakkında
verdiği kararlarda hayat dışı sigortalar alanında en fazla 15 yıl için geçerli münhasırlık
hükümlerine cevaz verdiği görülmüştür. Bununla birlikte, 13-17/252-126 sayılı kararda
Kurul, BNP Paribas Cardif Emeklilik A.Ş. (CARDIFF) ile Türkiye Ekonomi Bankası A.Ş.
(TEB) arasında hayat sigortası ürünlerine yönelik bankasürans sözleşmesindeki 20 yıllık
münhasırlık hükmüne bireysel muafiyet tanımıştır.
(16) 2002/2 sayılı Tebliğ kapsamında grup muafiyetinden yararlanamayan anlaşmaların 4054
sayılı Kanun’un 5. maddesinde yer alan koşulları sağlamak şartıyla bireysel muafiyetten
yararlanması mümkündür. Kanun’un 5. maddesinde, teşebbüsler arası anlaşma, uyumlu
eylem ve teşebbüs birlikleri kararlarının 4. madde hükümlerinin uygulanmasından muaf
tutulabilmesi için 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinde öngörülen iki olumlu iki olumsuz
koşulu birlikte sağlaması gerekmektedir. Aşağıda, bu koşullar kapsamında değerlendirme
yapılmıştır:
a) Malların üretim veya dağıtımı ile hizmetlerin sunulmasında yeni gelişme ve
iyileşmelerin ya da ekonomik veya teknik gelişmenin sağlanması
(17) Dosya konusu sözleşme hükmü, önceki Kurul kararlarındaki değerlendirmeler ışığında
ele alındığında, münhasır acentelik ilişkisi ile tek bir sigorta şirketinin ürünlerine
odaklanılarak, o konuda daha fazla teknolojik ve kurumsal yatırım yapılabileceği ve
tüketicilere verilen hizmette iyileştirmeler olabileceği düşünülmüştür. Ayrıca
EUREKO’nun sigorta alanındaki portföyünü azami kapsamda tutmak ve müşterileri
tarafından ileri sürülen talepleri karşılamak amacında olduğu, acentelik sözleşmesinin
münhasırlığa ilişkin hükümleri sayesinde GARANTİ’nin daha kapsamlı bir ürün
portföyüne kavuşacağı, uzun dönemli çalışma, istikrar ve güven ortamının finansal
sektörün müşterilerine daha fazla fayda yaratabileceği görülmüştür. Garanti Sigorta
A.Ş.’nin hisselerini devralan EUREKO’nun devraldığı hisseleri karşılığında bu işin
gelişmesi için Türkiye'ye sermaye getirdiği ve yatırım yaptığı da dikkate alınan hususlar
arasındadır. Münhasırlık hükmü içeren anlaşma aracılığı ile sunulan hizmette
uzmanlaşmanın sağlanacağı ve uzun vadeli çalışma ortamının yaratacağı istikrar
sayesinde yatırımların artacağı da dikkate alınabilecektir. Bu itibarla dosya konusu
işlemin, Kanun’un 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine uygun düştüğü
değerlendirilmiştir.
b) Tüketicinin bundan yarar sağlaması
(18) Kurulun incelediği önceki kararlarda dosya kapsamındakine benzer sözleşmeler
sayesinde bankalar tarafından tüketiciye sunulan hizmet maliyetinin düşeceği,
münhasırlık sonucunda ortaya çıkan uzmanlaşma ile birlikte tüketici ihtiyaçlarının daha
etkin bir şekilde karşılanabileceği, sigorta şirketlerinin diğer ülke pazarlarındaki
tecrübelerinin müşterilere yeni çözümler üretmekte faydalı olacağı değerlendirmelerine
yer verilmiştir. Buna ek olarak banka şubelerinin bağımsız acentelere nazaran daha geniş
15-12/163-75

5/6

bir coğrafi yelpazeye yayılmış olması sayesinde tüketicilerin sigorta ürünlerine
ulaşmasının kolaylaşacağı da değerlendirilmiştir. Anılan değerlendirmelerin GARANTİ ile
EUREKO arasındaki acentelik ilişkisi için de geçerli olduğu, tedarik zinciri içerisinde
ekonomik ve teknolojik iyileşmelerin olumlu etkilerinin tüketiciye yansımasını
azaltabilecek başka katmanlar bulunmadığından Kanun’un 5/1(b) maddesindeki koşulun
sağlandığı düşünülmüştür.
c) İlgili piyasanın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmaması
(19) Dosya mevcudundan, hayat dışı sigorta poliçesi yazan bankaların şube bazındaki
paylarının yüksek olduğu görülmekle birlikte hayat dışı sigortalarının pazarlanmasında
bankaların payının 2007-2014 yılları arasında % 12-14 düzeyinde kaldığı, acentelerin
payının ise %85’in üzerinde olduğu, buna ek olarak EUREKO’nun gerek genel
sigortacılık pazarında gerekse hayat dışı sigortacılık pazarındaki payının oldukça düşük
olduğu, GARANTİ’nin genel bankacılık hizmetlerindeki pazarındaki payının 2007-2014
aralığında % (…..) seviyesinde seyrettiği anlaşılmıştır. Ayrıca, pazarda faaliyet gösteren
çok sayıda banka ve sigorta şirketinin bulunduğu, bunun sağlayıcı ve alıcı teşebbüsler
üstünde rekabet baskısı oluşturduğu, incelenen sözleşmede EUREKO için bir
münhasırlık hükmü bulunmadığından diğer acentelerle anlaşmasının önünde herhangi
bir engel bulunmadığı, zaten acentelerin bu pazar bakımından bankalara nazaran daha
büyük bir paya sahip olduğu, bunların da tek bir sigorta şirketiyle değil pek çok sigorta
şirketiyle çalışabildiği, bu sebeple incelenen sözleşmenin bu bakımdan rekabeti
sınırlayıcı önemli bir etkiye yol açmadığı değerlendirilmiştir. Dolayısıyla, incelenen
sözleşme ile söz konusu pazarın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmayacağı
ve muafiyetin bu koşulunun da sağlandığı kanaatine ulaşılmıştır.
d) Rekabetin (a) ve (b) bentlerindeki amaçların elde edilmesi için zorunlu olandan
fazla sınırlanmaması
(20) Rekabet etmeme yükümlülüğünün süresi uzadıkça pazarın kapanma ihtimali
güçlenmektedir. Önceki Kurul kararları ile benzer pazar ve oyuncu özelliklerine sahip
mevcut dosya bakımından da rekabet etmeme yükümlülüğünün 15 yılla sınırlı olması
halinde pazarın kapanmasına yol açmayacağı ve 15 yıllık münhasırlık döneminin
GARANTİ’nin acentelik sözleşmesinden yeterli miktarda getiri sağlaması için gerekli
olduğu düşünülmüştür. Dolayısıyla, mezkûr acentelik sözleşmesinde yer alan ve
GARANTİ için 20 yıl münhasırlık sonucu doğurabilecek sözleşme süresine dair
düzenlemenin tadil edilerek rekabet etmeme yükümlülüğünün 15 yıl ile sınırlı kalması
halinde makul olacağı ve bireysel muafiyetin son şartını karşılayacağı kanaatine
varılmıştır.
I.3. 4054 Sayılı Kanun’un 6. Maddesi Çerçevesinde Yapılan Değerlenme
(21) GARANTİ’nin dosya konusu eylemlerinin gerçekleştiği dönemde ticari kredilerdeki pazar
payının 2007 yılında %(…..), 2008 yılında ise %(…..) olarak gerçekleştiği görülmüştür.
Buna göre, şikâyete konu dönemde ticari krediler pazarının yaklaşık %(…..) gibi büyük
bir kısmında, GARANTİ’nin faaliyet göstermediği anlaşılmıştır. EUREKO’nun hayat dışı
sigortalardaki pazar payına bakıldığında ise 2007 yılında %(…..), 2008’de yaklaşık
%(…..) ve 2009’da da %(…..) şeklinde gerçekleştiği görülmüştür. Anılan pazar payları ile
bu teşebbüsün hayat dışı sigortalar pazarında hâkim durumda bulunmadığı
değerlendirilmiştir.
(22) Ayrıca GARANTİ’den kredi alamayan bir tüketicinin diğer bir bankaya başvurmasının
önünde herhangi bir engel bulunmamaktadır. Bankalar açısından bakıldığında ise daha
cazip teklifi sunan bir bankanın herhangi bir müşteriyi kendine çekmesinin mümkün
olduğu görülmüştür. Dolayısıyla ATATEKS’in GARANTİ yerine başka bir bankadan kredi
15-12/163-75

6/6

almasının yahut EUREKO dışında başka sigorta şirketi ile anlaşmasının önünde hâkim
durum kaynaklı herhangi bir engel bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu hususlar dikkate
alındığında ilgili teşebbüsler bakımından 6. madde ihlali için gerekli hâkim durumda olma
ön koşulunun oluşmadığı kanaatine ulaşılmıştır. Bu sebeple ayrıca kötüye kullanma
değerlendirmesi yapılmasına gerek görülmemiştir.
(23) Bu hususlar ışığında, dosya konusuna ilişkin olarak soruşturma açılmasına gerek
olmadığı kanaatine varılmıştır.
J. SONUÇ
(24) Düzenlenen rapora ve incelenen dosya kapsamına göre,
1- Başvuru konusu iddiaya yönelik olarak, Türkiye Garanti Bankası A.Ş. ve Eureko Sigorta
A.Ş. hakkında 4054 sayılı Kanun’un 41. maddesi uyarınca şikayetin reddi ile soruşturma
açılmamasına OYBİRLİĞİ ile,

2- Türkiye Garanti Bankası A.Ş. ve Garanti Sigorta A.Ş. arasındaki “Hayat Dışı Sigorta Grubu
ile İlgili Sigorta Acentelik Sözleşmesi”ne, 20 yıla kadar uzayabileceği öngörülmüş olan
münhasırlık yükümlülüğünün 15 yılla sınırlandırılacak şekilde tadil edilmesi koşuluyla,
4054 sayılı Kanun’un 5. maddesi çerçevesinde bireysel muafiyet tanınmasına
OYÇOKLUĞU ile,

karar verilmiştir.











Meh met Akif ERSİN




15-12/163-75

7/6

KARŞI OY GEREKÇESİ
(18.03.2015 tarihli ve 15-12/163-75 sayılı Kurul Kararı)


Kurulun 18/03/2015 Tarih ve 15-12 Sayılı Toplantısında görüşülen Polaris Sigorta ve
Reasürans Brokerlik Hizmetleri A.Ş.’nin sigorta brokerliğini yaptığı Atateks Şirketler
Grubu ile kredi ilişkisi içerisinde bulunan Türkiye Garanti Bankası A.Ş.’nin, acentesi
olduğu Eureko Sigorta A.Ş. ile birlikte Atateks Şirketler Grubunu kendileriyle çalışmaya
zorlayarak şikayetçiyi zarara uğrattığı iddiasına yönelik olarak düzenlenen rapora ve
incelenen dosya kapsamına göre Kurul’ca alınan kararın 2. Bölümünde yer alan “Türkiye
Garanti Bankası A.Ş. ve Garanti Sigorta A.Ş. arasındaki “Hayat Dışı Sigorta Grubu ile
İlgili Sigorta Acentelik Sözleşmesi”ne, 20 yıla kadar uzayabileceği öngörülmüş olan
münhasırlık yükümlülüğünün 15 yılla sınırlandırılacak şekilde tadil edilmesi koşuluyla,
4054 sayılı Kanun’un 5. maddesi çerçevesinde bireysel muafiyet” tanınması ile ilgili
kısmına, anılan karara konu Rapor’un Kurul gündemine havalesi amacıyla Daire
Başkanlığı’nca hazırlanan 12.03.2015 tarihli 2817 sayılı sunuş yazısında da yer verilen;
Raporun sonuç kısmında ki hayat dışı acentelik sözleşmesindeki münhasırlığın 20 yıldan
15 yıla indirilmesi şartıyla bireysel muafiyet verebileceği görüşüne, bu konuda çok sayıda
Kurul kararı ile sürelerin daha uzun olabileceği konusunda Kurul’un görüşünün net
biçimde oluşmuş olması, Hayat sigortaları, ağırlıklı olarak bankalar aracılığıyla
satılmasına rağmen Kurul’un, 13-17/252-126 sayılı kararıyla 20 yıllık münhasırlığa izin
vermişken, banka kanalı çok da önemli olmayan hayat dışı sigorta için 20 yıllık
münhasırlığa izin vermemesinin Kurul’un önceki kararıyla tutarlı olmayan bir sonucu
getireceği, diğer bir deyişle Kurul’un daha rekabetçi olmayan hayat sigortaları
piyasasında bir banka ile yapılan bir sözleşmeye 20 yıl muafiyet tanımışken daha
rekabetçi bir piyasa olan hayat dışı sigortaları pazarı ile ilgili aynı süreli bir sözleşmeye
muafiyet vermemesinin hakkaniyete uygun düşmeyeceği görüşüyle işbu dosya
kapsamında alınan kararın 2. maddesine katılmam mümkün olmamıştır.








Fevzi ÖZKAN
Kurul Üyesi







15-12/163-75

8/6




KARŞI OY
(18.03.2015 tarihli 15-12/163-75 Sayılı Kurul Kararı)



Önaraştırmada öngörülen münhasırlık yükümlülüğünün 5 yıl ile sınırlandırılması
koşuluyla muafiyet tanınabileceği kanaatinde olduğumdan çoğunluk görüşüne
katılmıyorum.




Dr.Metin ARSLAN
Kurul Üyesi




Full & Egal Universal Law Academy