Rekabet Kurumu - Karar Sayı 14-07/134-61
Karar Dilini Çevir:
Rekabet Kurumu
Karar Sayısı: 14-07/134-61
Karar Türü: Birleşme ve Devralma
Konu: Omur Denizcilik A.Ş., Ziraat Sigorta A.Ş., Güneş Sigorta A.Ş., Halk Sigorta A.Ş., Metropole Denizcilik ve Tic. Ltd. Şti. ve Vitsan Denizcilik A.Ş. tarafından ortak girişim şirketi kurulması işlemine izin verilmesi talebi
Karar Tarihi: 19.02.2014


Rekabet Kurumu Başkanlığından,
REKABET KURULU KARARI

Dosya Sayısı : 2014-4-10 (Ortak Girişim)
Karar Sayısı : 14-07/134-61
Karar Tarihi : 19.02.2014
A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER
Başkan : Kenan TÜRK (İkinci Başkan)
Üyeler : Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR,
Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr. Tahir SARAÇ
B. RAPORTÖRLER: Dr. Hakan BİLİR, Gülçin DERE, Kasım ŞENGÜL
C. BİLDİRİMDE
BULUNAN : Omur Denizcilik A.Ş.
Temsilcisi: Av.Mehmet Nedret ÜNLÜ
Burhaniye Mah. Atilla Sok. No:6 Üsküdar/İstanbul

(1) D. DOSYA KONUSU: Omur Denizcilik A.Ş., Ziraat Sigorta A.Ş., Güneş Sigorta
A.Ş., Halk Sigorta A.Ş., Metropole Denizcilik ve Tic. Ltd. Şti. ve Vitsan Denizcilik
A.Ş. tarafından ortak girişim şirketi kurulması işlemine izin verilmesi talebi.

(2) E. DOSYA EVRELERİ: Kurum kayıtlarına en son 03.02.2014 tarihinde giren yazıyla
tamamlanan bildirim üzerine düzenlenen 14.02.2014 tarih ve 2014-4-10/Öİ sayılı Ön
İnceleme Raporu görüşülerek karara bağlanmıştır.

(3) F. RAPORTÖR GÖRÜŞÜ: İlgili raporda, bildirim konusu işleme izin verilmesinde
sakınca bulunmadığı ifade edilmiştir.

G. İNCELEME VE DEĞERLENDİRME
(4) Bildirime konu işlem Omur Denizcilik A.Ş. (OMUR), Ziraat Sigorta A.Ş. (ZİRAAT),
Güneş Sigorta A.Ş. (GÜNEŞ), Halk Sigorta A.Ş. (HALK), Metropole Denizcilik ve Tic.
Ltd. Şti. (METROPOLE) ve Vitsan Denizcilik A.Ş. (VİTSAN)’ın hissedarı olduğu ve
hayat dışı sigorta grubunda ruhsat alınmış veya alınacak branşlarda faaliyette
bulunmak amacıyla TÜRK SİGORTA adında bir ortak girişim kurulmasına ilişkindir.
Hâlihazırda kurulacak ortak girişimin özellikle su araçları sorumluluk sigortası
branşında faaliyette bulunması öngörülmektedir.
(5) 2010/4 sayılı Rekabet Kurulundan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralmalar
Hakkında Tebliğ (2010/4 sayılı Tebliğ)’in 7/1. fıkrası uyarınca, devralma işleminin izne
tabi olması için işlem taraflarının Türkiye ciroları toplamının yüz milyon TL’yi ve işlem
taraflarından en az ikisinin Türkiye cirolarının ayrı ayrı otuz milyon TL’yi aşması yahut
devre konu varlık ya da faaliyetin, Türkiye cirosunun otuz milyon TL’yi ve diğer işlem
taraflarından en az birinin dünya cirosunun beş yüz milyon TL’yi aşması gerekmektedir.
(6) Yapılan inceleme sonucunda 2010/4 sayılı Tebliğ’in 7. maddesinde belirtilen ciro
eşiklerinin aşılmış olduğu ve bu sebeple bildirim konusu işlemin Kurul’un iznine tabi
olduğu anlaşılmıştır.
14-07/134-61
2/4
(7) 2010/4 sayılı Tebliğ’in 5/3. fıkrasında; “Bağımsız bir iktisadi varlığın tüm işlevlerini kalıcı
olarak yerine getirecek bir ortak girişimin oluşturulması, bu maddenin birinci fıkrasının
(b) bendi kapsamında bir devralma işlemidir. Bu tür işlemlerde, işlem taraflarının her biri
devralan olarak kabul edilir.” hükmüne yer verilmiştir. Anılan hüküm çerçevesinde ortak
girişimin 2010/4 sayılı Tebliğ kapsamında bir devralma işlemi olabilmesi için ortak
kontrol altında bir teşebbüsün bulunması ve ortak girişimin bağımsız bir iktisadi varlık
(tam işlevsel) olarak ortaya çıkması şeklinde iki unsurun birlikte sağlanması gerekir.
(8) “Birleşme ve Devralma Sayılan Haller ve Kontrol Kavramı Hakkında Kılavuz
(Kılavuz)”un 50. vd. paragraflarında bir ortak girişimde ortak kontrolden söz edilebilmesi
için tarafların eşit oy hakkına sahip olması, stratejik kararların alınmasında veto
haklarının bulunması ya da oy haklarının ortaklaşa kullanılması gibi şartların
sağlanması gerektiği düzenlenmiştir. TÜRK SİGORTA Esas (…..) ifadelerine yer
verilmiştir.
(9) Kılavuz’un 64. paragrafına göre, oy haklarının ortaklaşa kullanılması sadece iki ya da
daha fazla azınlık hissedarının bir teşebbüsü fiilen ortaklaşa kontrol ettiğinde değil
çoğunluk hissedarının azınlık hissedarına oldukça bağımlı olduğu durumlarda da ortaya
çıkabilir. Ortak girişimin ekonomik ve mali olarak azınlık hissedarına bağlı olduğu ya da
yalnızca azınlık hissedarının ortak girişimin faaliyet göstermesi için gerekli ve önemli bir
know-how’a sahip olduğu, çoğunluk hissedarının ise sadece mali yatırımcı olduğu
durumlarda veto hakkı olmaksızın azınlık hissedarı ortak kontrole sahip olabilir. Bu
durumda çoğunluk hissedarı şirket yönetiminde tek başına hareket edemeyecek, ortak
girişimdeki azınlık hissedarı, stratejik kararları engelleyebilecek dolayısıyla her iki ana
şirketin de sürekli işbirliği yapması gerekecektir. Böylelikle çoğunluk hissedarının tek
kontrole sahip olduğunun düşünülebileceği salt hukuki değerlendirmenin ötesine geçen
fiili ortak kontrol durumu söz konusu olacaktır. (…..).
(10) Bildirim Formu’nda yer verilen bilgilere göre, TÜRK SİGORTA (…..) sermaye ile
kurulmuştur. Şirketin faaliyeti herhangi bir süre ile sınırlandırılmamış olup, ilgili ürün
pazarında faaliyet gösteren diğer firmaların gerçekleştirdiği faaliyetlerde bulunacak ve
kendine ait muhasebe, personel, idare ve yönetim organına sahip olacaktır. Bu
bağlamda TÜRK SİGORTA, ilgili ürün pazarında bağımsız olarak faaliyetlerini
sürdürme imkanına sahip olacak, ortaklarından bağımsız olarak kendi ticaret ve
rekabet politikasını belirleyebilecektir.
(11) 2010/4 sayılı Tebliğ’in 13/3. fıkrasına göre; “Teşebbüsler arasında rekabeti sınırlayıcı
amacı veya etkisi olan ve bağımsız bir iktisadi varlığın tüm işlevlerini kalıcı olarak yerine
getirecek bir ortak girişimin oluşturulması, Kanunun 4 üncü ve 5 inci maddeleri
çerçevesinde de değerlendirilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu bağlamda TÜRK
SİGORTA ile ana teşebbüsler arasında koordinasyon riskinin mevcut olup olmadığı
hususunun da ayrıca değerlendirilmesi gerekmiştir. TÜRK SİGORTA’nın tarafları
ZİRAAT, HALK ve GÜNEŞ Sigortacılık Kanunu çerçevesinde her türlü sigortacılık
faaliyetinde bulunmaktadır, TÜRK SİGORTA ise hayat dışı sigorta grubunda ruhsat
alınmış veya alınacak branşlarda faaliyette bulunmak amacıyla kurulmuş olmakla
birlikte hâlihazırda su araçları sorumluluk sigortası branşında faaliyette bulunmak üzere
başvuru yapmıştır. Bildirim Formu’nda ana teşebbüsler TÜRK SİGORTA’nın faaliyette
bulunduğu su araçları sorumluluk sigortası pazarında faaliyette bulunmayacaklarını
belirtmişlerdir. TÜRK SİGORTA bilfiil sigorta işlemi yapacak ve ortaklarından bağımsız
olarak üçüncü taraflara hizmet verecektir. TÜRK SİGORTA’nın su araçları sorumluluk
sigortası yanında hayat dışı sigortacılık hizmetleri pazarında diğer branşlarda da
faaliyet göstermesi durumu koordinasyon riski açısından ele alındığında, hayat dışı
sigortacılık hizmetleri pazarında ZİRAAT, GÜNEŞ ve HALK’ın pazar payları toplamının
14-07/134-61
3/4

(12) %10,15 olduğu, bu pazarda çok sayıda teşebbüsün bulunduğu, pazarın yapısı gereği
zaten risk bölüşümünde rekabetin yaşandığı, henüz sigorta pazarının gelişmekte
olduğu hususları dikkate alındığında mevcut durumda bu riskin bulunmadığı
anlaşılmıştır.
(13) Bu çerçevede, TÜRK SİGORTA ile ana teşebbüsler arasında koordinasyon riskinin
mevcut olmadığı ve 2010/4 sayılı Tebliğ’in 5/3. fıkrası uyarınca TÜRK SİGORTA’nın
bağımsız bir iktisadi varlığın tüm işlevlerini kalıcı olarak yerine getirecek bir yapı
sergilediği kanaatine ulaşılmıştır.
(14) Bildirim Formunda, TÜRK SİGORTA’nın faaliyette bulunacağı pazar hayat dışı sigorta
grubunda ruhsat alınmış veya alınacak branşlar olarak ifade edilmiştir. Hâlihazırda
Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğüne “su araçları sorumluluk sigortası”
alanında faaliyette bulunmak için ruhsat başvurusu yapılmış, şirket ruhsat alır ise bu
alanda faaliyette bulunacağı dile getirilmiştir. Dolayısıyla değerlendirmeler genelden
(hayat dışı sigorta) özele (su araçları sorumluluk branşı) doğru yapılmıştır.
(15) Yapılan incelemeler sonucunda, tarafların hayat dışı sigorta alanındaki toplam pazar
paylarının %10 civarında kaldığı görülmüştür. Bu pay pazarın büyüklüğü ve rakiplerin
sayısı dikkate alındığında rekabetçi endişeler yaratmayacak niteliktedir.
(16) Hayat dışı sigorta alanında su araçları sorumluluk branşının payı ise %0,01’dir. Su
araçları sorumluluk pazarında dört sigorta şirketi faaliyette bulunmaktadır. Başvuruya
konu ilgili teşebbüslerin herhangi bir pazar payı mevcut değildir. Ortak girişimin
kurulmasıyla su araçları sorumluluk sigortası branşındaki oyuncu sayısının artacağı ve
pazardaki rekabetin artacağı kanısına varılmıştır.
(17) 2010/4 sayılı Tebliğ’in 10. maddesinde, “Birleşme veya devralma işlemlerinde
gerçekleştirilme tarihi, kontrolün değiştiği tarihtir.” ifadesi yer almaktadır. TÜRK
SİGORTA her ne kadar 08.01.2014 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi’ne tescil edilerek tüzel
kişilik kazanmış olsa da, Bildirim Formu’nda şirketin kurulması ve faaliyete geçmesi için
“Sigorta Şirketleri ve Reasürans Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esaslarına İlişkin
Yönetmelik”in 11. maddesi uyarınca Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü
tarafından faaliyet ruhsat tahsisi gerektiği ve bu tahsisin henüz gerçekleşmediği
belirtilmiştir. Şirketin söz konusu ruhsat tahsisini almadan faaliyete geçmesi fiilen
imkansızdır. Bu çerçevede, söz konusu ruhsat tahsisi gerçekleşmeden önce Rekabet
Kurumu’na bildirim yapılmış olduğu ve bu tahsisin bildirim konusu ‘işlemin
gerçekleşmesi için bir önkoşul’ olarak görülmesi dikkate alınarak bu aşamada 4054
sayılı Kanun’un 11. maddesi anlamında bildirimde bulunmama cezasını gerektirecek bir
durumun olmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
(18) Yukarıda yapılan tüm değerlendirmeler ışığında, bildirim konusu devralma işleminin
ilgili pazarda hâkim durum yaratılması veya mevcut bir hakim durumun güçlendirilmesi
sonucunu doğurmayacağı ve işleme izin verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.






14-07/134-61
4/4
H. SONUÇ
(19) Düzenlenen rapora ve incelenen dosya kapsamına göre, bildirim konusu işlemin 4054
sayılı Kanun’un 7. maddesi ve bu maddeye dayanılarak çıkarılan 2010/4 sayılı
“Rekabet Kurulundan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralmalar Hakkında Tebliğ”
kapsamında izne tabi olduğuna; işlem sonucunda aynı Kanun maddesinde yasaklanan
nitelikte hakim durum yaratılmasının veya mevcut hakim durumun güçlendirilmesinin ve
böylece rekabetin önemli ölçüde azaltılmasının söz konusu olmaması nedeniyle işleme
izin verilmesine OYBİRLİĞİ ile karar verilmiştir.






Full & Egal Universal Law Academy