Rekabet Kurumu - Karar Sayı 13-10/136-71
Karar Dilini Çevir:
Rekabet Kurumu
Karar Sayısı: 13-10/136-71
Karar Türü: Rekabet İhlali
Konu: Doğan TV Digital Platform İşletmeciliği A.Ş. ve Digital Platform İletişim Hizmetleri A.Ş.’nin yüksek çözünürlüklü yayınların kendi pazarladıkları uydu alıcısından başka bir ürünle izlenmesine izin vermedikleri iddiası ile Digital Platform İletişim Hizmetleri A.Ş.’nin modül temin etmeyi reddettiği ve Arçelik A.Ş. ile anlaşarak yürüttükleri kampanyalar çerçevesinde kendi cihazlarını dayattıkları iddiası
Karar Tarihi: 14.02.2013


Rekabet Kurumu Başkanlığından,
REKABET KURULU KARARI

Dosya Sayısı : 2012-2-66 (Önaraştırma)
Karar Sayısı : 13-10/136-71
Karar Tarihi : 14.02.2013
A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER
Başkan : Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI
Üyeler : İsmail Hakkı KARAKELLE, Dr. Murat ÇETİNKAYA,
Reşit GÜRPINAR, Kenan TÜRK
B. RAPORTÖRLER : Ümit Nevruz ÖZDEMİR, Özgür Can ÖZBEK
C. BAŞVURUDA
BULUNAN : - Gizlilik talebi bulunmaktadır.
- Ersin ERDOĞAN
Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi BZ 12 Ankara
D. HAKKINDA İNCELEME
YAPILANLAR : - Digital Platform İletişim Hizmetleri A.Ş.
Cihannüma Mah. Yıldız Cad. No:34 Polat Tower
Beşiktaş 34353 İstanbul
- Doğan TV Digital Platform İşletmeciliği A.Ş.
19 Mayıs Mah. 19 Mayıs Cad. Dr. Hüsnü İsmet Öztürk Sok.
Şişli Plaza D Blok No:1 Şişli 34360 İstanbul
- Arçelik A.Ş.
Karaağaç Cad. No:2-6 Sütlüce Beyoğlu/İstanbul
(1) E. DOSYA KONUSU: Doğan TV Digital Platform İşletmeciliği A.Ş. ve Digital
Platform İletişim Hizmetleri A.Ş.’nin yüksek çözünürlüklü yayınların kendi
pazarladıkları uydu alıcısından başka bir ürünle izlenmesine izin vermedikleri
iddiası ile Digital Platform İletişim Hizmetleri A.Ş.’nin modül temin etmeyi
reddettiği ve Arçelik A.Ş. ile anlaşarak yürüttükleri kampanyalar çerçevesinde
kendi cihazlarını dayattıkları iddiası.
(2) F. İDDİALARIN ÖZETİ: Gizlilik talebi bulunan başvuruda özetle;
- Dijital yayıncılık alanında faaliyet gösteren Doğan TV Digital Platform İşletmeciliği
A.Ş. (D-Smart) ve Digital Platform İletişim Hizmetleri A.Ş. (Digiturk)’nin yüksek
çözünürlüklü (HD) yayınların kendi pazarladıkları uydu alıcısından başka bir ürünle
izlenmesine izin vermedikleri,
- Tüketicinin istediği uydu alıcısıyla Digiturk ve D-Smart kartını kullanabilmesinin
gerektiği; ancak bu alanda oligopol konumunda olan bu iki kuruluşun fahiş fiyatla
sattıkları uydu alıcılarını kullanmaya zorlayarak hem “bundle” yasağını ihlal ettikleri,
hem de hâkim durumlarını kötüye kullandıkları
ifade edilmiştir.
(3) Ersin ERDOĞAN tarafından yapılan başvuruda ise özetle;
- Başvuru sahibinin Arçelik A.Ş. (Arçelik)’den dekoderi içerisinde bir televizyon satın
aldığı, bu televizyonun dijital platformlardan yararlanması için CA modülüne ihtiyaç
13-10/136-71
2/6
olduğu, Arçelik’in ayrıca modülü ve dijital platformu içerisinde olan kampanyalı
televizyonlarının da bulunduğu,
- Digiturk ile sözleşme yapmak istediğinde, Digiturk’ün modül satamayacağının ve
Arçelik’ten modüllü ve Digiturk kampanyalı televizyon alması durumunda Digiturk
hizmetlerinden yararlanabileceğinin söylendiği,
- Digiturk’ün Arçelik’le anlaşarak mal temininden kaçınması sebebiyle satın almış
olduğu televizyonun dekoderinin içinde olmasının bir anlamının kalmadığı,
- Digiturk’ün sadece CA modülü ile çalıştığının ve dışarıdan temin edilecek modüle
Digiturk tanıtamayacaklarının belirtildiği, Digiturk’ün Arçelik ile anlaşarak
kampanyaları çerçevesinde kendi cihazlarına mecbur bırakıldıkları
ifade edilmiştir.
(4) G. DOSYA EVRELERİ: Kurum kayıtlarına 13.03.2012 tarih, 2101 sayı ve 14.06.2012
tarih, 4926 sayı ile intikal eden başvurular üzerine hazırlanan 25.09.2012 tarih ve
2012-2-66/İİ sayılı İlk İnceleme Raporu 04.10.2012 tarihli Kurul toplantısında
görüşülerek, 12-48/1428-M ile önaraştırma yapılmasına karar verilmiştir. İlgili karar
uyarınca yapılan inceleme üzerine hazırlanan 04.02.2013 tarih ve 2012-2-66/ÖA sayılı
Önaraştırma Raporu görüşülerek karara bağlanmıştır.
(5) H. RAPORTÖR GÖRÜŞÜ: İlgili raporda; başvuru konusu iddialar hakkında
soruşturma açılmasına gerek olmadığı ifade edilmiştir.
I. İNCELEME VE DEĞERLENDİRME
I.1. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Görüşü
(6) Başvuru konusuna ilişkin olarak, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu
(EHK)’nun 7. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca BTK’dan talep edilen görüş
12.09.2012 tarih ve 6959 sayı ile Kurum kayıtlarına girmiştir.
(7) İlgili yazıda özetle;
- Set-üstü-kutuların, uydu platform işletmecileri tarafından koşullu erişim
sistemlerinde kullanılan son kullanıcı cihazları olduğu, farklı işletmeciler
tarafından üretilen söz konusu cihazların tüketiciler tarafından ilave bir şifre
çözücü cihaz vb. yazılıma gerek duymadan kullanılması için bu cihazların
karşılıklı çalışabilir olmasının gerektiği, set-üstü-kutuların birden fazla platform
işletmecisi tarafından birlikte kullanılmasına ilişkin olarak BTK görev ve yetki
alanı kapsamında yer alan “erişim” ve “uyumlaştırılmış standartların
yayımlatılması” hususları bağlamında bir değerlendirme yapılabileceği,
- 5809 sayılı EHK'da “erişim”in, "Bu Kanunda belirtilen koşullarla, elektronik
haberleşme şebekesi, alt yapısı ve/veya hizmetlerinin, diğer işletmecilere
sunulması"; koşullu erişim sisteminin, "Radyo ve televizyon yayın sistemlerine
abonelik veya başka bir yöntemle önceden izin verilmesi yoluyla koşullu olarak
erişimi sağlayan her türlü teknik tedbir ve düzenlemeyi" ifade ettiği,
- EHK'nın “Erişimin Kapsamı” başlıklı 15. maddesinin (g) bendi ile Erişim ve
Arabağlantı Yönetmeliği’nin 6. maddesinin (ğ) bendinin “koşullu erişim
sistemlerine erişim” hususunu ihtiva ettiği ve mezkur Kanun'un “Erişim
yükümlülüğü” başlıklı 16. maddesinin 1. fıkrasında "Erişim yükümlüleri ve
yükümlülüğün kapsamı Kurum tarafından belirlenir. Kurum; bir işletmecinin diğer
bir işletmecinin bu Kanunun 15 inci maddesinde belirtilen hususlarda erişimine
izin vermemesinin veya aynı sonucu doğuracak şekilde erişim için makul
olmayan süre ve şartlar ileri sürmesinin, rekabet ortamının oluşumunu
13-10/136-71
3/6
engelleyeceğine veya ortaya çıkacak durumun, son kullanıcıların aleyhine
olacağına karar vermesi halinde, söz konusu işletmeciye diğer işletmecilerin
erişim taleplerini kabul etme yükümlülüğü getirebilir." hükmünün yer aldığı, bu
kapsamda uydu platform işletmecileri tarafından kullanılan koşullu erişim
sistemlerine erişimin, “erişim” tanım ve kapsamında olduğunun görüldüğü,
- Her ne kadar koşullu erişim sistemleri “erişim” kapsamında değerlendirilse de,
BTK tarafından hâlihazırda koşullu erişim sistemlerini konu alan herhangi bir
pazar tanımlanarak, ilgili pazarda EPG'ye sahip işletmeci belirlenmediğinden,
ilgili pazarda EPG'ye sahip olmayan bir işletmeciye erişim yükümlülüğü
getirilmesinin Erişim ve Arabağlantı Yönetmeliği gereği mümkün olmadığı,
- Bunun yanında EHK'nın “Kurumun görev ve yetkileri” başlıklı 6. maddesinin
birinci fıkrasının (n) bendinde; “Elektronik haberleşme sektöründe kullanılacak
her çeşit sistem ve cihazların, uyumlaştırılmış ulusal standartlarını yayımlatmak
ve uygulanmasını sağlamak, teknik düzenlemelerini yapmak, piyasa denetimini
yapmak ve/veya yaptırmak, bu amaçla laboratuarlar kurup işletebilmek ve bu
laboratuarlarda verebileceği eğitim ve danışmanlık hizmetleri karşılığında
alınacak ücretleri belirlemek” ve (u) bendinde “İlgili kanun hükümleri dahilinde
evrensel hizmetlere ilişkin hizmet kalitesi ve standartları da dahil olmak üzere,
gerektiğinde her türlü elektronik haberleşme hizmetine yönelik hizmet kalitesi ve
standartlarını belirlemek denetlemek, denetlettirmek ve buna ilişkin usul ve
esasları belirlemek” hususlarının BTK görevleri arasında sayıldığı,
- Bununla birlikte hâlihazırda BTK tarafından set-üstü-kutuların ortak kullanımına
yönelik standartlara ilişkin yapılan bir düzenleme bulunmadığı
ifade edilmiştir.
I.2. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Görüşü
(8) Başvuru konusuna ilişkin olarak talep edilen RTÜK görüşü 10.09.2012 tarih ve 6900
sayı ile Kurum kayıtlarına girmiştir. Görüşte özetle;
- Görsel işitsel yayıncılık alanında hizmet vermek isteyen uydu altyapı ve/veya
platform işletmecilerinin BTK tarafından elektronik haberleşme hizmetlerini
sunmak üzere yetkilendirilmiş olmalarının ve RTÜK‘ten yayın iletim yetkisi almış
olmalarının gerektiği, bu bağlamda ikili bir yetkilendirmenin söz konusu olduğu,
- Bu kapsamda koşullu erişim sağlayarak görsel işitsel yayın hizmetlerini
abonelerine iletmek üzere uydu ortamından Digiturk ve D-Smart'a, kablo
ortamından ise TTNET'e platform işletmeciliği yetkisi verildiği, bu platform
işletmecilerinin kendilerine özgü bir şifreleme sistemi kullandığı ve abonelerine
sadece kendi şifrelerini çözme kabiliyeti olan alıcıları sundukları,
- Platformlar arası abone geçiş şartlarını belirleyen, ortak alıcı kullanımını zorunlu
kılan ve/veya alıcı değiştirmeden smart kart değişimi vb. yöntemlerle abone
geçişini sağlayan bir düzenleme bulunmadığı,
- Diğer yandan, medya hizmet sağlayıcılarına ve alt yapı işletmecilerine yetki
verilmesi başta olmak üzere, tüm aşamalar ile ilgili düzenleme ve denetleme
yetkisi RTÜK‘te olan karasal ortamdan yapılan sayısal televizyon yayın
hizmetlerinin alınmasında kullanılacak alıcılarla ilgili olarak RTÜK tarafından
“Türkiye DVB-T2 Alıcı Gereksinimleri”nin belirlendiği,
- Uydu ve kablo ortamından yapılan yayınların alınmasını sağlayan set üstü alıcı
cihazları standardının oluşturulmasının ülkemiz açısından önemli olduğu,
gelişen teknolojiyle birlikte karasal, uydu ve kablo yayınları ile birlikte internet
13-10/136-71
4/6
hizmetini de içeren ortak set üstü cihaz çözümü oluşturmanın teknolojik olarak
mümkün olmakla birlikte maliyetli olacağı,
- Bu çerçevede, aynı ortamdan yapılan yayınların ortak bir set üstü cihaza
alınması ve bu cihazda yer verilecek şifreleme modülü ile farklı platformlar
vasıtasıyla sunulan yayın hizmetlerinin izlenebilmesine imkân sağlanabileceği,
ancak bu konuda RTÜK tarafından yapılan bir çalışmanın bulunmadığı
ifade edilmektedir.
I.3. Değerlendirme
(9) Dosya konusu başvurular temel olarak, Digiturk ve D-Smart’ın, diğer firmalarca
üretilen uydu alıcılarında kullanılmak üzere “smart-kart”larının kullanılmasını
engelledikleri; kendi sattıkları uydu alıcılarını ve/veya anlaştıkları firmaların ürünlerini
kullanmaya zorladıkları ve Digiturk’ün Arçelik ile anlaşarak birlikte düzenledikleri
kampanyalar çerçevesinde tüketicileri kendi cihazlarını kullanmaya zorladıkları
iddialarına ilişkindir.
(10) Söz konusu iddiaların değerlendirilmesi amacıyla Digiturk ve D-Smart’ta incelemeler
gerçekleştirilmiş, ayrıca adı geçen teşebbüslerden konuyla ilgili bilgi talep edilmiştir.
(11) Digiturk tarafından sunulan ve Kurum kayıtlarına 28.01.2013 tarih ve 554 sayı ile giren
yazıda;
“Digiturk temel ürün ve hizmetlerini bir şifreleme sistemi kullanarak korumakta ve
abone gelirleri Digiturk iş modelinin temelini oluşturmaktadır. Digiturk tarafından
verilen yayın ve hizmetlere ulaşmak için içeriğin güvenli olarak şifrelenip çözülmesini
sağlayan sisteme Koşullu Erişim Sistemi denir. Bu sistemin 3 temel parçası vardır.
Digiturk’un yayınlarını üreten ve şifreleyen Head-End sistemi, Digiturk yayınlarının
şifresini çözen smart card ve bu smart card’dan gelen anahtarlarla yayını çözüp
gösteren STB (Set-top box - Uydu Alıcı ve dekoder). Digiturk yayın ve hizmetlerinin
tam ve eksiksiz alınması Digiturk’un verdiği STB’ların kullanılması ile mümkündür.
Ancak özellikle TV üreticilerinin uydu alıcısı içinde olan TV’lerinin çıkması ile birlikte
Digiturk yayınlarının STB olmadan bu TV’ler tarafından direkt alınıp çözülebilmesi
ihtiyacı ortaya çıkmıştır.
Bu amaçla şifreli yayınların çözülebilmesi için Digiturk tarafından CAM (Conditional
Access Module - Koşullu Erişim Modülü) cihazı ve bir smart card verilmektedir. Bu
CAM’ler ancak uygun standartta olan TV’ler ile çalışmaktadır. Bu tip TV’ler için
uluslararası standard olan CI+ 1.2 standardı uyumluluğu aranmaktadır. Ancak
Digiturk pekçok çeşit yazılım ve donanım özelliklerine sahip olan entegre TV’lerden,
sadece TV üreticisinin Digiturk CAM ve smart kartını birlikte vermeyi planladığı TV
tiplerininin yazılımlarını test ederek yayınlarının şifresinin herhangi bir problem
olmadan çözülebildiğini teyid etmektedir. TV üreticileri ürettikleri her entegre uydu
alıcılı TV setine Digiturk uyumlu yazılım koymadıkları için piyasada Digiturk
yayınlarını sorunsuz almak için Digiturk tarafından test edilmiş TV’lerin tercih edilmesi
gerekmektedir.
Şifre ile korunan tüm içerikler dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de illegal
şekilde seyredilmek istenmektedir. Digiturk olarak şifrelenen içeriklerin illegal olarak
seyredilmesini engellemek için mümkün olan tüm teknik, operasyonel ve hukuki
önlemler alınmaktadır. Yeni kullanılan CI+ standardı ile birlikte CAM ile TV/STB
arasındaki iletişim de şifreli hale getirilmiş, içeriklerin izinsiz kaydı ve çoğaltılarak
dağıtılmasının önüne geçilmiştir…
13-10/136-71
5/6
[Yayınların illegal şekilde izlenmesini önlemek] için her Digiturk smart card’ı sadece
bir tek yayın çözücü CAM ya da STB ile eşleşmekte ve sadece eşleştiği cihazla
çalışmaktadır. Bu güvenlik önlemleri sayesinde şifreleme anahtarlarının illegal
şekilde dağıtılması da engellenmektedir.” açıklamalarına yer verilmiştir.
(12) Benzer şekilde D-Smart’ın gönderdiği ve Kurum kayıtlarına 29.01.2013 tarih ve 586
sayı ile giren yazıda;
“Şirketimizin de faaliyet gösterdiği pay tv (öde-izle) pazarında, yayınların ücret
ödeyen yetkilendirilmiş tüketicilere iletilmesinin temini bakımından bir güvenlik ve
yetkilendirme mekanizmasının kurulması teknik olarak zorunlu bulunmaktadır. Aksi
halde, ücretini ödeyen ve ödemeyen tüketicilerin ayırt edilmesi mümkün olamamakta
ve yetkisiz izlemelerin önüne geçilememektedir. Bu amaçla, tüm dünyada olduğu gibi
ülkemizde de gerek uydu alıcısı/modül ve gerekse akıllı kartların da içinde bulunduğu
bir güvenlik zinciri uygulaması gerçekleştirilmektedir. Bu uygulama kısaca şu şekilde
gerçekleştirilmektedir:
Uydu alıcıları üzerinde çalışabilecek bir şifreleme yazılımı geliştirilmekte ve bu
yazılım kullanılmak üzere lisanslanmaktadır.
Lisanslanmış olan bu yazılım, dijital uydu alıcılarına yüklenmekte ve yüklenmiş olan
bu yazılımın şifrelenmiş yayınları çözebilmesini teminen gerekli olan anahtar
mekanizması da smart karta yüklenmekte ve smart kart ile uydu alıcısı
eşleştirilmektedir.
Ücret ödemek suretiyle abone olan tüketicinin elinde bulunan uydu alıcısının
algılayabileceği şekilde uydudan sinyal gönderilerek bu şifreleme çözülmektedir
(decryption). Şifrenin çözüldüğünü gören uydu alıcısı, doğru smart karta sahip
olduğunu teyid ederek devreyi tamamlamakta ve yayınların izlenebilmesini
sağlamaktadır.” ifadeleri yer almaktadır.
(13) Yukarıda yer verilen açıklamalar ışığında, her iki platform işletmecisinin de şikayet
edilen uygulamalara, ticari faaliyetlerinin ana konusunu oluşturan yayınlarının illegal
bir biçimde izlenmesini önlemek amacıyla başvurdukları anlaşılmaktadır. Söz konusu
tedbirler piyasadaki rekabet koşulları üzerinde etki doğurmaktan ziyade ödemeli
televizyonculuk hizmetinin esasını oluşturan abone ve abone olmayanlar arasındaki
ayrımı belirleme; sunulan hizmetin yalnızca abonelerce alınmasını sağlama amacına
hizmet etmektedir.
(14) Digiturk uygulamasına ilişkin olarak, teşebbüs tarafından alıntılanan içerik güvenliği
kaygılarının yanı sıra hizmet kalitesi, içerik üreticisi stüdyolarla yapılan anlaşmalardan
kaynaklı sorumluluklar gibi ilave gerekçeler de ileri sürmektedir. Bu bağlamda, dijital
platform işletmecilerinin kendi sattıkları uydu alıcılarını ve/veya anlaştıkları firmaların
ürünlerini kullanmaya zorladıkları ve bunun sonucunda da fahiş fiyatların ortaya çıktığı
iddiasının doğru olmadığı anlaşılmıştır.


(TİCARİ SIR)


(15) Bu tespitlerin yanı sıra, yapılan incelemelerde taraflar arasında rekabeti kısıtlayıcı
herhangi bir anlaşma ya da böyle bir duruma işaret eden belgeye ulaşılamamıştır.
Arçelik tarafından başvuruda tarif edildiği şekilde ürünler sunulduğu anlaşılmakla
13-10/136-71
6/6
birlikte, söz konusu uygulamanın yalnızca Arçelik’le değil, diğer TV üreticileri ile de
yapıldığı görülmüştür. Tek taraflı uygulamalar bakımından ise taraflardan herhangi
birinin (ya da tarafların birlikte) hâkim durumda olduğu varsayımı altında rekabet
hukuku literatüründe haklı (nesnel) gerekçe olarak adlandırılan kavram çerçevesinde,
dışlayıcı niyet veya etkiye sahip olmadığı anlaşılan davranışın meşru ticari
menfaatlerini savunma hakkı kapsamında değerlendirilebileceği, dolayısıyla incelenen
uygulamalar vasıtasıyla 4054 sayılı Kanun’un ihlal edilmediği kanaatine varılmıştır.
J. SONUÇ
(16) Düzenlenen rapora ve incelenen dosya kapsamına göre, 4054 sayılı Kanun’un 41.
maddesi uyarınca şikayetin reddi ile soruşturma açılmamasına OYBİRLİĞİ ile karar
verilmiştir.



Full & Egal Universal Law Academy