Rekabet Kurumu - Karar Sayı 12-62/1616-593
Karar Dilini Çevir:
Rekabet Kurumu
Karar Sayısı: 12-62/1616-593
Karar Türü: Menfi Tespit ve Muafiyet
Konu: TÜVTURK Kuzey Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve İşletim A.Ş. ile TÜVTURK Güney Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve İşletim A.Ş. (birlikte Tüvturk) tarafından zorunlu trafik sigortası satış hizmeti sunulması işlemine menfi tespit belgesi verilmesi talebi
Karar Tarihi: 06.12.2012

Rekabet Kurumu Başkanlığından,
REKABET KURULU KARARI
Dosya Sayısı : 2012-4-304 (Muafiyet)
Karar Sayısı : 12-62/1616-593
Karar Tarihi : 06.12.2012
A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER
Başkan : Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI
Üyeler : Prof. Dr. Metin TOPRAK, Doç. Dr. Mustafa ATEŞ,
İsmail Hakkı KARAKELLE, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR
B. RAPORTÖRLER : Dr. Hakan BİLİR, Bahar ERSOY
C. BİLDİRİMDE
BULUNAN : - TÜVTURK Kuzey Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve İşletim A.Ş.
- TÜVTURK Güney Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve İşletim A.Ş.
Temsilcisi: Av. Dr. İ. Yılmaz ASLAN
Gazi Umur Paşa Sok. Bimar Plaza 38/8 Balmumcu Beşiktaş/İstanbul
(1) D. DOSYA KONUSU: TÜVTURK Kuzey Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve İşletim A.Ş. ile
TÜVTURK Güney Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve İşletim A.Ş. (birlikte Tüvturk)
tarafından zorunlu trafik sigortası satış hizmeti sunulması işlemine menfi tespit belgesi
verilmesi talebi.
(2) E. DOSYA EVRELERİ: Kurum kayıtlarına 13.09.2012 tarih ve 7001 sayı ile giren başvuru
üzerine hazırlanan 12.10.2012 tarih ve 2012-4-304/MM sayılı Muafiyet-Menfi Tespit Raporu
Kurulun 17.10.2012 tarihli toplantısında görüşülerek, dosya konusunun ek çalışma yapılmak
üzere Kurul gündeminde incelemeye alınmasına karar verilmiştir. Anılan Karar üzerine
hazırlanan 15.11.2012 ve 2012-4-304/MM sayılı Muafiyet/Menfi Tespit Ön İnceleme Raporu
görüşülerek karara bağlanmıştır.
(3) F. RAPORTÖR GÖRÜŞÜ: İlgili raporda, bildirimi yapılan işleme menfi tespit belgesi verilmesinin
uygun olacağı ifade edilmiştir.
G. İNCELEME VE DEĞERLENDİRME
(4) Bildirim formunda, zorunlu trafik sigortası bulunmayan araçların muayenesinin yapılamadığı ve
bu çerçevede araç muayene istasyonlarının yapımı, bakımı ve işletilmesi imtiyazına sahip olan
Tüvturk tarafından zorunlu trafik sigortası acenteliği hizmetinin verilmesinin amaçlandığı, konu
hakkında Ulaştırma Bakanlığı ve Türk Akreditasyon Kurumundan gerekli izinlerin alındığı ifade
edilerek, söz konusu faaliyete ilişkin olarak 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun
(4054 sayılı Kanun)’un ilgili maddeleri uyarınca menfi tespit belgesi verilmesi talep edilmektedir.
(5) Proje kapsamında gerçekleştirilecek işlemler şu şekilde sıralanmaktadır:
- Tüvturk, sisteme dahil olan sigorta firmalarının online poliçelerini sorgulamak ve poliçe
düzenlemek üzere “sigorta satış portalı” hazırlayacaktır. Sigorta şirketlerinin teklifleri ve poliçe
düzenlemeleri bu portal üzerinden yürütülecektir.
- Araç muayene istasyonuna getirilen araçların, Trafik Sigortaları Bilgi ve Gözetim Merkezi
(TRAMER) sistemi üzerinden yapılan trafik sigortası sorgusundan zorunlu trafik sigortası
bulunmadığı anlaşılan araç sahiplerine, yeni trafik sigortası düzenlenmesi konusunda öneride
bulunulacaktır.
- Araç sahibinin istasyondan zorunlu trafik sigortası yaptırmak istemesi durumunda, gerekli
bilgiler Tüvturk sigorta portalına girilecektir.
- Araç sahibine öncelikle mevcut trafik sigortasını düzenlemiş olduğu sigorta firmasının teklifi
iletilecek, araç sahibinin talebi üzerine diğer sigorta şirketlerinin sigorta poliçe teklifleri kendisine
sunulacaktır.
12-62/1616-593
2/3
- İstasyonlarda bulundurulacak bilgisayar veya kiosklar üzerinden araç sahipleri sigortalarını
yaptırabileceklerdir.
G.1. 4054 Sayılı Kanun’un 4. maddesi Açısından Yapılan Değerlendirme
(6) Bildirime konu faaliyetin konusunu, Tüvturk’un, sisteme dahil olmak isteyen tüm sigorta
şirketlerinin sınırlı yetkili acentesi olarak, zorunlu trafik sigortası bulunmadığı anlaşılan araçlara
yeni trafik sigortası düzenlenmesi hususunda önerilerde bulunması ve araç sahibinin talebi
halinde istenilen şirketin poliçesinin müşteriye sunulması oluşturmaktadır. Bildirim formunda
ayrıca, Tüvturk’un yalnızca müvekkil sigorta şirketinin hesabına iş yapacağı bu çerçevede
yapılan işlemlerden doğan hak ve borçların tamamen müvekkile ait olacağı ifadelerine yer
verilmiştir. Dolayısıyla bildirime konu acentelik faaliyeti ile Tüvturk’un acente olarak 2002/2 sayılı
Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği’nin Açıklanmasına Dair Kılavuz (Kılavuz)’da
açıklanan riskleri üstlenmeyeceği ve bağımsız davranmayacağı anlaşılmaktadır.
(7) Bu çerçevede bildirime konu acentelik faaliyetinin, müvekkil hesabına aracılık ettiği ya da
akdettiği sözleşmelere ilişkin olarak acenteye getirilen sınırlamalar bakımından, Kanun'un 4.
maddesi kapsamında olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
G.2. 4054 Sayılı Kanun’un 6. Maddesi Açısından Yapılan Değerlendirme
(8) Tüvturk, Ulaştırma Bakanlığı ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile imzalamış olduğu imtiyaz
sözleşmeleri çerçevesinde, Kurulun 09.12.2009 tarih ve 09-58/1405-367 sayılı kararında “kara
yolunda seyreden motorlu ve motorsuz araçların teknik muayene hizmeti” olarak tanımladığı
pazarda tek teşebbüs olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.
(9) Yukarıda yer verilen Kurul kararına göre, Tüvturk kendisine tanınan imtiyaz çerçevesinde yerine
getirdiği araç muayene faaliyeti dışında, münhasır olmamak ve gerekli izinleri almak kaydıyla,
“yola elverişlilik muayene belgesi düzenlemek” ve “egzoz gazı emisyon ölçümleri yapmak” gibi
faaliyetleri de yerine getirebilecektir. Bu çerçevede, ilgili teşebbüs benzer şekilde, ilgili izinlerin
alınması suretiyle, “zorunlu trafik sigorta acenteliği” hizmeti yapabilmek amacıyla menfi tespit
talebinde bulunmaktadır.
(10) Bildirim formunda, gerçekleştirilmesi planlanan projeye göre, Tüvturk’un, tüm sigorta şirketlerine
açık bir sistem dahilinde, kendisine başvuran ve sisteme katılmak isteyen tüm sigorta
şirketlerinin sınırlı yetkili acentesi konumunda olacağı, protokol konusu sisteme dahil olmak
isteyen ve web servis ile poliçe teklifi verebilecek online yapıya sahip sigorta şirketlerinin Tüvturk
ile acentelik sözleşmesi imzalayabileceği ve bu kapsamda tüm sigorta şirketlerine eşit şartlarda
çalışma koşulları sağlanacağı ifade edilmektedir. Bildirime konu faaliyetin konusunu, Tüvturk’un
sisteme dahil olmak isteyen tüm sigorta şirketlerinin sınırlı yetkili acentesi olarak, TRAMER
sistemi üzerinden gerçekleştirilecek trafik sorgusunda zorunlu trafik sigortası bulunmadığı
anlaşılan araçlara yeni trafik sigortası düzenlenmesi hususunda önerilerde bulunmak ve araç
sahibinin talebi doğrultusunda hareket edilerek istenildiği takdirde istenilen şirketinin poliçesinin
müşteriye sunulması oluşturmaktadır.
(11) Bu çerçevede, Tüvturk, tekel konumunda bulunduğu araç muayene hizmetinin verilmesinin ön
şartlarından olan zorunlu trafik sigortasın yaptırılmasının yerine getirilmemiş olduğu durumlarda,
etkinlik sağlamak amacıyla, müşteriye sigorta hizmetinin verilebilmesini olanaklı hale getirmek
istemektedir. Bildirim formunda muayene için Tüvturk araç muayene istasyonlarına gelen
araçların (…..)’sinin geçerli bir trafik sigortası olmaması nedeniyle muayeneye kabul edilemediği
bilgisine yer verilmiştir.
(12) Dosya mevcudu bilgilere göre, yaklaşık 30 sigorta şirketi zorunlu trafik sigorta hizmetleri
alanında faaliyet göstermektedir. Dolayısıyla yaklaşık (…..)’lük bir pazar payının hedeflendiği
alanda verilecek böyle bir hizmetin pazardaki rekabet üzerinde önemli bir etkisi olmayacaktır.
Bununla birlikte, üzerinde durulması gereken temel kaygı, araç muayene hizmetleri pazarında
sahip olunan tekel gücünün, sigorta hizmetlerine yönelik olarak bağlama uygulamaları,
12-62/1616-593
3/3
ayrımcılık veya diğer uygulamalar yoluyla kötüye kullanılabilmesi ihtimaline yöneliktir.
(13) Bildirim formunda, sigorta acenteliği hizmetlerine yönelik olarak, müşterilere yalnızca öneride
bulunulacağı ve araç sahibinin talebi doğrultusunda hareket edileceği, bunun dışında herhangi
bir ek yükümlülüğün söz konusu olmayacağı, buna ek olarak herhangi bir bağlama anlaşmasına
yol açacak şekilde araç muayene hizmetlerinde kolaylık, kalite farkı gibi değişik etkiler yaratacak
faaliyetlerde bulunulmayacağı, zorunlu trafik sigortasının Tüvturk’tan satın alınıp alınmamasının
araç muayene hizmeti üzerinde olumlu ya da olumsuz hiçbir etkisinin olmayacağı, söz konusu iki
faaliyetin hiçbir şekilde ilişkilendirilmeyeceği, aksine zorunlu trafik sigortasına sahip olmayan
araçların muayenesinin yapılabilmesi için zaman ve maliyetlerden tasarruf edilmesinin söz
konusu olduğu, Tüvturk’un fenni muayenesi gerçekleştirilen araçlara ait bilgilerinin zorunlu trafik
sigortası satışı için kullanılmasının söz konusu olmadığı, TRAMER sistemi üzerinden yapılacak
olan trafik sigortası sorgusundan zorunlu trafik sigortası bulunmadığı anlaşılan araç sahiplerine,
yeni trafik sigortası düzenlenmesi konusunda sadece öneride bulunulacağı, sınırlı yetkili acente
sıfatıyla, araç sahibinin istekleri doğrultusunda hareket edilmesi nedeniyle zorlayıcı pazarlama
faaliyetinde bulunmanın mümkün olmadığı, Tüvturk’un kendisine başvuran ve sisteme dahil
olmak isteyen tüm sigorta şirketlerinin sınırlı yetkili acentesi konumunda olacağı, faaliyet
gösteren sigorta şirketlerinin tamamı ile görüşülerek bu sistem dahilinde olmalarının isteneceği
ve sisteme dahil olmak istemeyen sigorta şirketlerinin bu kararı kendi ticari stratejileri
doğrultusunda alacak olması nedeniyle herhangi bir rekabetçi endişe yaratılmasının söz konusu
olmayacağı ifade edilmektedir.
(14) Yukarıda yer verilen koşullar çerçevesinde, Tüvturk’un zorunlu sigorta acenteliği faaliyetinde
bulunması işleminin 4054 sayılı Kanun’un ilgili maddelerini ihlal etmeyeceği anlaşıldığından,
bildirim konusu uygulamaya menfi tespit belgesi verilmesinde sakınca bulunmadığı kanaatine
varılmıştır.
H. SONUÇ
(15) Düzenlenen rapora ve incelenen dosya kapsamına göre, TÜVTURK Kuzey Taşıt Muayene
İstasyonları Yapım ve İşletim A.Ş. ile TÜVTURK Güney Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve
İşletim A.Ş. tarafından zorunlu trafik sigortası satış hizmeti sunulması işlemine menfi tespit
belgesi verilmesine OYÇOKLUĞU ile karar verilmiştir.



Rekabet Kurulu’nun 06.12.2012 Tarihli, 12-62/1616-593 Sayılı Kararına
KARŞI OY GEREKÇESİ

06.12.2012 Tarihli, 12-62/1616-593 Sayılı Kararda da yer verildiği üzere, TÜVTURK
Kuzey/Güney Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve işletim A.Ş’ler(TÜVTURK) araç muayene
istasyonlarının yapımı, bakımı ve işletilmesi imtiyazına sahiptir. Diğer bir deyişle, bu pazarda
hukuki tekel konumundadır. Dosya konusu başvuru TÜVTURK’ün bu istasyonlarda aynı
zamanda zorunlu trafik sigortası satış hizmeti sunabilmesine ilişkindir. Kurul çoğunluğunun
görüşü işleme 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanuna(Kanun) bir aykırılık olmadığı
kanaatiyle menfi tespit belgesi verilmesi yönündedir.

Zorunlu trafik sigortasına sahip olmayan araçların muayene yaptırdıkları yerde bu eksikliklerinin
giderilmesini sağlayacak uygulamanın araç sahiplerine zaman ve işlem tasarrufu getireceği ve
tek taraflı bir işlem olarak menfi tespite konu olabileceği değerlendirmesine tarafımızdan da
iştirak edilmekte, ancak bu menfi tespitin bazı ilave koşullara bağlanması gerektiği
düşünülmektedir.

12-62/1616-593
4/3
Burada temel kaygı Kararın 12. parafında da belirtildiği üzere “….araç muayene hizmetleri
pazarında sahip olunan tekel gücünün sigorta hizmetlerine yönelik olarak bağlama uygulamaları,
ayrımcılık ve diğer uygulamalar yoluyla kötüye kullanabilmesi ihtimali”dir. Çünkü TÜVTURK’te
kontrole sahip olan teşebbüs aynı zamanda sigorta hizmetleri pazarında da faaliyet
göstermektedir.

Dosyada da yer verildiği üzere, sigorta şirketlerinin önemli bir bölümü bu birlikteliğin(araç
muayene/sigorta hizmetleri) yaratabileceği sakıncalara dikkat çekmiştir. Bu durum söz konusu
kaygının tümüyle yersiz olmadığını göstermektedir.

Kurul’un menfi tespit belgesi vermeyi koşul ya da koşullara bağlayabilmesi hususunda bir
tereddüt olmasa gerek. Zira, Kanunun “…rekabetin korunmasına yönelik tedbir… ilişkin işlemler
bu Kanun kapsamına girer.” şeklindeki 2. maddesi ve Muafiyet ve Menfi Tespit Kararlarının Geri
Alınması başlıklı 13.Maddesindeki “Karara bağlanan şartların veya yükümlülüklerin yerine
getirilmemesi” şeklindeki (b) bendi birlikte dikkate alındığında, Kanun’a aykırılık olmadığını
gösteren menfi tespit belgesinin gerektiğinde koşullu verilebileceği açıktır. Nitekim, Kurul’un
geçmiş tarihli kararlarında da bu durumun örnekleri mevcuttur.1 Esasen, TÜVTURK’ün
“….müşterilere yalnızca öneride bulunulacağı ve araç sahibinin talebi doğrultusunda hareket
edileceği bunun dışında bir ek yükümlülüğün söz konusu olmayacağı, ….. TÜVTURK’ün
kendisine başvuran ve sisteme dahil olmak isteyen tüm sigorta şirketlerinin sınırlı yetkili
acentesi, olacağı…” gibi taahhütlerini(.) Kurul çoğunluğu da birer koşul sayarak, “yukarıda
yer verilen koşullar çerçevesinde …………menfi tespit belgesi verilmesinde sakınca
bulunmadığı”nı söylemiştir.”(.)
TÜVTURK’ün taahhütlerinin, dosya konusu işlemin sigorta hizmetleri pazarında yaratması
kuvvetle muhtemel rekabet endişelerini gidermeye yetmeyeceği düşüncesindeyiz. Menfi tespit
belgesi verilmesi örneğin “sisteme dahil olacak sigorta şirketlerinin hepsinin uygulayacağı
ücretlerin görünecek şekilde ilan edilme zorunluluğu”, “TÜVTURK’ü kontrol eden teşebbüsün
sigorta hizmetleri pazarındaki firmasının bu sistemin içinde yer almaması” gibi koşullara
bağlanarak rekabetçi endişe en aza indirilebilirdi. Bu yolun benimsenmesi halinde kuşkusuz,
koşullar, uygulanabilirliği açısından, sonuçları yazılı olarak Kurul’a sunulmak üzere ilgili
teşebbüsle yapılacak “müzakereler” ile belirlenecekti. Bunlar yapılmaksızın teşebbüsün
taahhütleri ile yetinilerek menfi tespit belgesi verilmesi yönündeki çoğunluk görüşüne iştirak
edilememiştir.





İsmail Hakkı KARAKELLE
Kurul Üyesi








1 Örneğin, bakınız; 07-78/962-364, 08-52/784-313, 10-10/100-47 Sayılı Kurul Kararları
12-62/1616-593
5/3


Rekabet Kurulu’nun 06.12.2012 Tarih ve 12-62/1616-593 Sayılı Kararına
KARŞI OY GEREKÇESİ

Kurulumuz mezkur kararıyla TÜVTURK Kuzey Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve
İşletim A.Ş. ile TÜVTURK Güney Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve İşletim A.Ş. tarafından
zorunlu trafik sigortası satış hizmeti sunulması işlemine menfi tespit belgesi verilmesine karar
vermiş olup, bu karara aşağıda belirteceğim nedenlerle katılma olanağı olmamıştır.

4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un Menfi Tespit başlıklı
8.maddesinde aynen;

‘’ İlgili teşebbüs veya teşebbüs birliklerinin başvurusu üzerine Kurul, elinde bulunan
bilgiler çerçevesinde bir anlaşmanın, kararın, eylemin veya birleşme ve devralmanın bu
Kanunun 4, 6 ve 7 nci maddelerine aykırı olmadığını gösteren bir menfî tespit belgesi verebilir.
Kurul, bu belgenin düzenlenmesinden sonra 13 üncü maddedeki şartlar
çerçevesinde görüşünden her zaman dönebilir. Ancak bu durumda taraflara Kurulun görüş
değiştirmesine kadar geçen süre için cezaî müeyyide uygulanmaz.’’ hükmü bulunmaktadır.

Yasa koyucu, kanunun madde gerekçesinde; bu hükmün teşebbüsler ve teşebbüs
birlikleri yaptıkları anlaşma, karar, uyumlu eylem veya yoğunlaşmaların yasal belirliliğini ve
güvenliğini sağlamak amacıyla Rekabet Kuruluna başvurarak yaptıkları işlemlerin rekabet
kurallarına aykırılık teşkil etmediğine dair bir belgenin kendilerine verilmesini isteyebilmelerini
sağlayabilmek için konulduğunu, çünkü bunun, ticari hayatın belirsizlikten kurtulması açısından
bir zorunluluk olduğunu belirtmiştir.

Gerçekten teşebbüsler ve teşebbüs birlikleri ticari hayatın gereği olarak bir çok
anlaşma yapabileceği gibi çeşitli kararlar alabilir. Aynı şekilde çeşitli eylemlerde bulunulabilir.
Ayrıca yine, teşebbüsler, başka teşebbüslerle birleşebileceği gibi, çeşitli teşebbüsleri de
devralabilir. Menfi Tespit Belgesi, İşte akdedilen bu anlaşmaların, alınan kararların, tesis edilen
işlemlerin, yapılan eylemlerin ve birleşme/devralmaların rekabete aykırılık ve bunun sonucu
teşebbüslerin, verilebilecek olası bir idari para cezası tehdidinden en başta kurtulması, bir
anlamda bu anlaşma, karar, işlem ve birleşme/devralmalara daha hukuk aleminde hüküm ifade
etmeden cezai bağışıklık sağlamak adına Rekabet Kurulu tarafından belirli koşulların varlığı
halinde verilen bir belge özelliğini taşımaktadır.

Yukarıda anlatıldığı şekilde teşebbüslere ticari hayattaki birtakım iş ve işlemleri
yönünden hukuki belirlilik sağlayan bu belgenin verilebilmesi için, Rekabet Kurulunun, menfi
tespit talebine konu anlaşma, işlem, karar ve birleşme/devralmaların, 4054 sayılı Kanunun 4,6
ve 7.maddelere aykırı olmadığını açıkça belirlemesi ve bu belirlemeye göre talebi kabul ederek
anılan belgenin verilmesi doğrultusunda karar vermesi gerekir. Anılan maddelere aykırı olmama,
ileride bu anlaşma, karar, işlem ve birleşme/devralmanın, yine bu maddelere aykırı olma
olasılığının da bulunmaması halini kapsamaktadır. Bunu açarsak bugün için 4,6 ve 7.maddeye
aykırı olmadığı düşünülen ama ilerde bu maddelere aykırı olabileceği olasılığını içinde
barındıran, bu anlaşma, karar, işlem ve birleşme/devralmalara ‘’Menfi Tespit Belgesi’’
verilemeyeceği inancındayız. Kaldı ki, yukarıda hükmü açıklanan 8.maddeye ‘’ verilebilir ‘’
hükmü ile Rekabet Kurulu’na bu belgenin verilip, verilmeyeceği konusunda da bir takdir yetkisi
tanınmış olup, bu takdir yetkisinin kullanımı, rekabet ihlali yolunda hiçbir olumsuz olasılığa yer
vermeyecek şekilde, anılan 4,6 ve 7.maddelere aykırı olmaması haliyle sınırlıdır.
12-62/1616-593
6/3

Bu bölümle ilgili sonuç olarak, bir anlaşma, karar, işlem veya birleşme/devralmaya menfi
tespit belgesi verilebilmesi için, bunların hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde, bugün ve
gelecekte 4054 sayılı kanunun 4,6 ve 7.maddelerine aykırı olmadığının ve aykırı olabileceği
olasılığının bulunmadığının açıkça saptanması gerekir. Böyle bir saptamanın olmadığı
durumlarda Rekabet Kurulu Menfi Tespit Belgesi vermeyecek, aksine bir talep yoksa muafiyet
incelemesi yaparak, muafiyet şartlarının varlığı halinde muafiyet kararı verebilecektir.

Rekabet Kurulu aksine bir düşünce ile, gelecekte rekabete aykırılık olasılığı olsa da, ben
Kurul olarak gelecekteki olasılıkları tartışmam , bugünkü şartlara göre karar veririm, , çünkü
ileride rekabete aykırılık olgusunun çıkması halinde elimde, 4054 Sayılı Kanun’un 8/2
.maddesine göre,13.maddedeki şartların varlığı halinde menfi tespit belgesini geri alma gibi bir
yetkim bulunduğu gibi , yine gelecekte olası bir rekabete aykırılık durumunun ortaya çıkması
halinde önaraştırma ve akabinde soruşturma açma yetkim var , bu nedenle bugünkü şartlara
göre rekabete aykırılık yok, menfi tespit belgesi veririm diyebilir.

Ancak, 13.maddede öngörülen koşullar başlangıçtaki şartların değişmesi halindeki
durumlara ilişkindir. Yani karara konu olayda değişiklik olması, karara bağlanan şartların ve
yükümlülüklerin yerine getirilmemesi, karar verilirken başlangıçta yanlış ve eksik bilgi verilmesi
hallerini kapsamaktadır. Bunlar, menfi tespit incelemesi yapılırken bulunmayan ancak, daha
sonra ortaya çıkan durumlar olduğu için, 13.maddedeki şartların varlığı halinde menfi tespit
belgesinin geri alınmasına ilişkin olup, yukarıda ileri sürülebilecek bu sava yanıt olamaz.

Yine, ileride ortaya çıkabilecek rekabete aykırılık olasılıklarını önleme adına, önaraştırma
ve soruşturma argümanlarının varlığından bahisle, gelecekte doğması muhtemel rekabet
ihlallerini dikkate almaksızın menfi tespit belgesi verilebileceği yolundaki bir görüşünde hukuki
bir değeri olmadığı inancındayım. Böyle bir görüş menfi tespit ve muafiyet müesseselerinin
varlığına da ters düşer. Çünkü Yasa koyucu Kabahat oluşsun, Rekabet Kurulu ondan sonra
devreye girsin saikı ile bu hükmü sevk etmiş olsa idi, menfi tespit ve muafiyet müesseselerini
ihdas etmezdi.

Mevcut dosya konusu olayımızın irdelenmesine geçmeden önce, Rekabet Kurulu’nun Menfi
Tespit Belgesi incelemelerinde, inceleme konusu anlaşma, karar, işlem ve
birleşme/devralmalarda ileride çıkabilecek rekabete aykırılık olasılığının varlığı halinde,
teşebbüslere bir takım şartlar koyması veya yükümlülükler getirmesi olanaklı olup, 4054 sayılı
Yasanın 13.maddesindeki hükümlerden bu yetkisinin bulunduğu açıkça anlaşılmaktadır.

Menfi tespit talebine ilişkin olayımıza gelince; TÜVTURK Kuzey Taşıt Muayene
İstasyonları Yapım ve İşletim A.Ş. ile TÜVTURK Güney Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve
İşletim A.Ş. tarafından, menfi tespit talebinde; araç muayene istasyonlarına muayene için gelen,
zorunlu trafik sigortası bulunmayan araçların oranının % (…..) olduğunu, bu araçların
sigortalarının olmaması nedeniyle muayene işlemlerinin yapılamadığı, bu nedenle aksamalara
yol açtığı, yetkili makamlardan gerekli izinlerin alındığı,Tüvturk, sisteme dahil olan sigorta
firmalarının online poliçelerini sorgulamak ve poliçe düzenlemek üzere “sigorta satış portalı”
hazırlayacağı, sigorta şirketlerinin teklifleri ve poliçe düzenlemeleri bu portal üzerinden
yürütüleceği, araç muayene istasyonuna getirilen araçların, Trafik Sigortaları Bilgi ve Gözetim
Merkezi (TRAMER) sistemi üzerinden yapılan trafik sigortası sorgusundan zorunlu trafik
sigortası bulunmadığı anlaşılan araç sahiplerine, yeni trafik sigortası düzenlenmesi konusunda
öneride bulunulacağı, araç sahibinin istasyondan zorunlu trafik sigortası yaptırmak istemesi
durumunda, gerekli bilgiler Tüvturk sigorta portalına girileceği, araç sahibine öncelikle mevcut
12-62/1616-593
7/3
trafik sigortasını düzenlemiş olduğu sigorta firmasının teklifi iletilecek, araç sahibinin talebi
üzerine diğer sigorta şirketlerinin sigorta poliçe teklifleri kendisine sunulacağı ve Tüvturk’ün, tüm
sigorta şirketlerine açık bir sistem dahilinde, kendisine başvuran ve sisteme katılmak isteyen tüm
sigorta şirketlerinin sınırlı yetkili acentesi konumunda olacağı, protokol konusu sisteme dahil
olmak isteyen ve web servis ile poliçe teklifi verebilecek online yapıya sahip sigorta şirketlerinin
Tüvturk ile acentelik sözleşmesi imzalayabileceği ve bu kapsamda tüm sigorta şirketlerine eşit
şartlarda çalışma koşulları sağlanacağı , ayrıca bu durumun bir etkinlik meydana getireceği gibi ,
araç sahiplerine de büyük bir kolaylık sağlayacağı ifade edilmiştir.

Menfi tespit istenilen bu projenin büyük bir etkinlik getireceği, araç sahiplerine de
büyük bir kolaylık sağlayacağı yolundaki görüşlere katılmamak mümkün değildir. Bizde bu
projenin böyle olumlu sonuçlar yaratacağına inanıyoruz. Ancak, projenin ileride rekabete aykırı
durumlar doğurması muhtemel olan konularda, bu rekabet karşıtı kaygı ve olasılıkları şimdiden
izale etme ve her türlü rekabet ihlaline karşı önlem almak adına, proje için kurulumuzca bir takım
koşullar getirilmesi ve talep sahibi teşebbüse bir takım yükümlülükler yükletilmesi gerektiği,
ancak bu şart ve yükümlülüklerden sonra, menfi tespit belgesi verilebileceğini düşünüyoruz.

Şöyle ki, projeye menfi tespit verilmesini talep eden teşebbüsün bağlı olduğu grubun
vdf (Volkswagen Doğuş Tüketici Finansmanı A.Ş.) unvanlı sigorta şirketi bulunmakta ve zorunlu
araç sigorta hizmeti de vermektedir. Tabiatıyla, haklı olarak bu teşebbüste proje kapsamında
kendi grubuna ait araç muayene istasyonlarında diğer sigorta şirketleri ile birlikte, zorunlu araç
sigorta hizmetini yerine getirecektir. Ancak, gelen araç sahiplerinin, yukarıda belirtilen teşebbüse
ait sigorta şirketine olası bir yönlendirmeyi önlemek için, önceden, hangi sigorta şirketlerinin
muayene istasyonunda acentesinin bulunduğunu ve hangi sigorta şirketinin hangi bedelle
zorunlu trafik sigortasını yaptığını bilmesi ve bu bilginin sağlanması için de, araç muayene
istasyonunun web sitesinden bu hususların ilan edilmesi gerekir. Zaten araç sahipleri web sitesi
üzerinden randevu aldığı için, bu randevuyu alırken, zorunlu trafik sigortası bulunmayan araç
sahipleri muayene istasyonunun hangi sigorta şirketlerinin acentesi olduğunu ve acentesi olan
sigorta şirketlerinin fiyatlarının ne olduğunu görecek ve buna göre önceden karar vererek,
sigortasını ya dışarıda bir sigorta şirketine, yada muayene istasyonunda daha önceden web
sitesinden görerek karar verdiği bir sigorta şirketine yaptıracaktır.

Bu nedenle, menfi tespit talep eden teşebbüse öncelikle, araç sahiplerinin randevu aldığı
web sitesinin önyüzüne görünecek şekilde, istasyonlarında da zorunlu trafik sigortası yapıldığını,
kendilerinin acentesi olduğu sigorta şirketlerinin tam ticari unvanı ile sigorta fiyatlarını açık olarak
gösteren bir liste halinde yayımlamaları yolunda bir yükümlülük getirilmesi gerekir.

Öte yandan, diğer bir husus görüş sorulan sigorta şirketlerinin de belirttiği ve bizimde
katıldığımız gibi, menfi tespit talep eden teşebbüsün, acentesi olacağı sigorta şirketleri ile
yapacağı acentelik sözleşmelerinde, hüküm altına alınan komisyon tutarının ne miktar ve oranda
olduğu büyük bir önem kazanmaktadır. Çünkü haklı olarak karını maksimize etmek isteyen bir
sigorta acentesi, hangi sigorta şirketinin poliçesini kestiği zaman karı yüksek ise o şirketten
poliçe yapmak durumundadır. Sigorta şirketlerinin, acenteye verecekleri komisyon tutarlarının
farklılığı nedeniyle, komisyonu fazla veren sigorta şirketi yararına bir durum ortaya çıkma
olasılığı yüksek olacaktır. Her ne kadar talep sahibi menfi tespit talep bildiriminde, “Araç
sahibine öncelikle mevcut trafik sigortasını düzenlemiş olduğu sigorta firmasının teklifi iletilecek,
araç sahibinin talebi üzerine diğer sigorta şirketlerinin sigorta poliçe teklifleri kendisine
sunulacaktır” , denilmişse de, önerilen bu taahhütün uygulamada ne ölçüde gerçekleşebileceği
yönünde tereddüt hasıl olduğundan, rekabetin sağlanması için, menfi tespit talep eden
teşebbüsün inisiyatifine bırakılmayan, sigorta poliçe müşterisinin bağımsız karar almasını
12-62/1616-593
8/3
sağlayan ciddi, uygulanabilir ve bağlayıcı taahhüt ve yükümlülükler konularak önlem alınması
gerektiği görüşündeyim.

Bu nedenle, araç muayene istasyonlarını işleten ve araç muayene hizmetlerinde imtiyaz
sahibi olan bu teşebbüsün, sigorta şirketleri ile yapacağı, komisyon tutar veya oranlarının da yer
aldığı acentelik sözleşmelerini, komisyon tutarları ile poliçe sayısı arasındaki orantının, ileride
yapılacak olası bir şikayet halinde Rekabet Kurulunca bilinmesi ve irdelenmesi adına Kurula
sunması gerektiği ve böylece rekabet karşıtı davranış ve eylemlerden kaçınmak zorunda
kalacağı inancında olduğumdan , bu yükümlülüğünde menfi tespit talep eden teşebbüse
yükletilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Menfi Tespit Raporunun hazırlanması aşamasında, birçok sigorta şirketinden görüş alınmış,
(…..) SİGORTA yazısında; “ ……. Ancak başvuru aşamasında anılan şirketin düzenleyeceği
zorunlu sigorta poliçeleri için talep edeceği komisyon oranı ve diğer menfaatler açısından
değerlendirilmesinde fayda görüyoruz.’’ denmiştir.

(…..) SİGORTA yazısında “ TÜVTURK, muayene öncesi ihtiyaç duyulan belge ve teknik
ekipmanı 0850 222 88 88 nolu randevu hattı veya internet sitesinden araç
kullanıcıları ile paylaşmaktadır. Muayene için gerekli belgelerden biri olan aracın muayene
tarihinde geçerli bir trafik sigorta varlığı gibi, araç üzerinde vergi borcu olmaması, araçta yapılan
teknik değişikliklerin resmi kurumlarca onaylanması gibi şartlar da mevcuttur.
Kendi internet sitesinde yayınladığı şirket stratejisine "iş geliştirme" sorumluluğunu
eklemiş olan TUVTURK'ün kendisine atfedilen görevlerin dışında trafik sigortası satışına
başlamasına izin vermenin uygun olmayacağı görüşündeyiz.
Diğer taraftan, TÜVTURK tarafından düşünülen, kendi işletmeleri içinde trafik poliçesi
satmak isteyen sigorta şirketlerinin havuz sistemine dahil olabilecekleri bir sistem, zaman
içerisinde kendisine en çok aracı komisyonunu veren sigorta şirketinin sistemde poliçe sattığı bir
yapıya dönüşmesi kaçınılmaz olacaktır.

Kanaatimiz, TÜVTURK'ün içinde bulunduğu İMTİYAZLI satış noktası olması halinin,
sigorta poliçesi satışı ile geçinen ve TOBB nezdinde özel bir meslek örgütü olan yaklaşık 14,000
civarı sigorta acentesi karşısında haksızlığa neden olacağıdır.’’ şeklinde görüş belirtmiştir.

Yine görüş alınan, (…..) SİGORTA ise yazısında, “ Ancak, söz konusu oluşumun
TÜVTURK'ün araç muayene hizmeti bakımından imtiyaz sahibi bir firma olması nedeniyle
acentelik faaliyetine başladığı aşamada sektördeki profesyonel acenteler ile rekabetleri
hususunda tereddütler mevcuttur. Özellikle, araç muayene istasyonlarında Karayolları Motorlu
Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Sözleşmesi akdetmeye yetkili olduğunu
öğrenen araç sahiplerinin yeni poliçe veya poliçe yenilemesini bu acentelik kanalıyla yapması
halinde bu duruma sebebiyet verileceği düşünülmektedir.

Sonuç olarak, ilk değerlendirmemiz uyarınca edinilen kanaat uyarınca konunun şirketler
tarafından ayrı ayrı değerlendirilmesinden ziyade kamu tüzel kişiliğini haiz meslek kuruluşumuz
olan Türkiye Sigorta Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği'nden konsolide bir görüş
alınmasının tüm paydaşların görüşlerinin yansıtılmasını teminen uygun olacağı düşünüldüğünü
ayrıca belirtmek isteriz ” şeklinde görüş ifade edilmiş bulunmaktadır.

Görüş bildiren bir diğer teşebbüs olan, (…..) SİGORTA ise yazısında; ‘’ …. projenin tüm
sigorta şirketlerine açık bir sistem olmasının ve Tüvtürk'ün kendisine başvuran ve sisteme
katılmak isteyen tüm sigorta şirketlerine sınırlı yetkili acente konumunda olarak eşit şartlarda
12-62/1616-593
9/3
çalışma koşullarını sağlaması halinde, şirketimiz açısından herhangi bir sakınca olmadığı
değerlendirilmektedir. Ancak, Tüvtürk tarafından "tüm sigorta şirketlerine eşit şartlarda çalışma
koşullarının" nasıl sağlanacağı yeterince açık olmadığından bu konuya kesinlikle netlik
kazandırılması gerektiği görüşündeyiz.’’ demiştir.

(…..) SİGORTA ise yazısında, ’’ TÜVTURK muayene istasyonlarında trafik sigortaları
kapsamında sigorta hizmetinin verilebilmesine ilişkin ilgi yazınıza istinaden, şirketimiz görüşünün
aşağıdaki nedenlerden dolayı olumsuz olduğunu bildiririz.
• TÜVTURK Tramer sisteminden tüm poliçeleri görebiliyor olması,
• Resmi yapısı itibariyle, yarı kamu kuruluşu gibi görünmesinin, poliçe düzenleyecekleri Şirket
dışında kalan Şirketlerin "tavsiye edilmiyor" gibi veya poliçe seçilen şirketin "Kamu" tarafından
"Önerilen Şirket" gibi algılanmasına neden olabileceği,
• Sigortalıya Trafik poliçesi düzenleme yetkisi olan tüm Şirketlerin teklifini çoğu Şirketin trafik
poliçelerinde basılı teklif sistemi vermediği ve vermesinin de anlamlı olmadığı,
• Şirket primlerinin yukarıdaki nedenler ile ve çoğunlukla sözlü verilecek olması ve müşterinin
diğerlerine göre daha yüksek prim tutan Şirket poliçelerini kabul etmesi gibi durumların sürecin
objektif yürütülmesini ve izlenebilmesini olanaklı kılmayacak olması ‘’ şeklinde görüş bildirmiştir.

(…..) SİGORTA ise görüş yazısında ‘’ Diğer taraftan yazınızda belirtilen TÛVTURK'ün
zorunlu trafik sigortası için acentelik hizmeti vermesine ilişkin konuyu değerlendirdiğimizde,
sistemin sigortacılık pazarında rekabeti kısıtlayacağını düşünmekteyiz. Eğer TÜVTURK söz
konusu sistemi tüm sigorta şirketlerine açık tutmaz ise böyle bir etkinin doğacağı aşikardır.
Ayrıca TÛVTURK'ün taşıt muayenesi yapılabilmesi için trafik sigortasının kendi acenteliğinden
düzenlenmesi hususunda araç sahiplerini zorlaması olasılığı ya da araç sürücülerinin vakit
kaybetmemek için (örneğin sıralarını yitirme kaygısıyla) poliçelerini orada yaptırma yönünde fiili
baskı hissetmeleri olguları, trafik sigortası olmaksızın muayeneye giden araçlar bakımından
diğer acentelerin pazar kaybına uğramasına sebebiyet verebilecektir.
Bunlara ilaveten TÛVTURK'ün, temsil ettiği sigorta şirketlerinden trafik poliçesi için avantajlı
komisyon oranı sunan sigorta şirketini seçmesi olasılığı, sigortacılık pazarında rekabeti
kısıtlayan ayrı bir etken olacaktır.’’ demiş ve rekabete aykırı olabilecek olasılıkları dile getirmiştir.

Olumlu yönde görüş bildiren, (…..) SİGORTA ise, ‘’ TÜVTURK muayene istasyonlarında
vatandaşımıza sigorta hizmetinin verilebilmesini teminen TÜVTURK'un sisteme katılmak isteyen
tüm sigorta şirketlerine eşit şartlarda çalışma koşulları sağlayacağına ilişkin ilgi yazınıza
istinaden, sigortacılık ve sair mevzuatın değerlendirilmesi konusu tarafınıza ve Hazine
Müsteşarlığı değerlendirilmesine bırakılmak üzere şirketimizin projeye bakışının olumlu
olduğunu ve gerekli İT altyapısına sahip olduğunu bildiririz.’’ şeklinde ifade de bulunmuştur.

Sigorta şirketlerinin görüş yazılarından bölümler halinde aynen alınan ifadelerin
tamamına yakınında, bizim de yukarıda açıklamaya çalıştığımız rekabet ihlali olasılıklarından
bahsedilmiş ve bunların güvence altına alınması talep edilmiştir. Görüş alınan sigorta
şirketlerinden sadece (…..) SİGORTA olumlu yönde görüş bildirmiştir.

Öte yandan, (…..) SİGORTA yukarıda görüleceği üzere, yazısında kamu tüzel kişiliğini
haiz meslek kuruluşları olan Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği'nden
konsolide bir görüş alınmasının tüm paydaşların görüşlerinin yansıtılmasını teminen uygun
olacağı düşünüldüğünü belirtmesine rağmen, ön inceleme raporu hazırlanırken böyle bir görüş
alınmamıştır. Tarafımızdan da, böyle bir görüşün alınmaması bir eksiklik olarak telakki
edilmektedir.

12-62/1616-593
10/3
SONUÇ OLARAK, tarafımızdan yukarıda geniş olarak açıklanmaya çalışıldığı gibi,
projenin ileride rekabete aykırı durumlar doğurması muhtemel olan konularda, bu kuşku ve
olasılıkları başlangıçta izale etme ve her türlü rekabet ihlaline karşı önlem almak adına, proje
için kurulumuzca bir takım koşullar getirilmesi ve talep sahibi teşebbüse bir takım yükümlülükler
yükletilmesi gerektiği, ancak bu şart ve yükümlülüklerden sonra, menfi tespit belgesi
verilebileceğini bu şartlarında; öncelikle,

1-Menfi tespit talep eden teşebbüse, araç sahiplerinin randevu aldığı web sitesinin önyüzüne
görünecek şekilde, istasyonlarında da zorunlu trafik sigortası yapıldığını, kendilerinin acentesi
olduğu sigorta şirketlerinin tam ticari unvanı ile sigorta fiyatlarını açık olarak gösteren bir liste
halinde yayımlamakları yolunda bir yükümlülük getirilmesi gerektiği,

2- Araç muayene istasyonlarını işleten ve araç muayene hizmetlerinde imtiyaz sahibi olan talep
sahibi teşebbüsün, sigorta şirketleri ile yapacağı ve komisyon tutarlarının da yer aldığı acentelik
sözleşmelerini, komisyon tutarları ile poliçe sayısı arasındaki orantının, ileride yapılacak olası bir
şikayet halinde bilinmesi ve teşebbüsün taahhütünü yerine getirmesi adına Rekabet Kuruluna
sunması gerektiği ve bu yükümlülüğünde menfi tespit talep eden teşebbüse yükletilmesi
gerektiği, şeklinde belirtilen bu koşulların sağlanmasından sonra talep sahibi teşebbüse menfi
tespit belgesi verilebileceğini düşünüyorum.

Öte yanda, kararımızdan sonra, karşıoyumuzu kaleme aldığımız sırada gazetelerde ;
Hazine Müsteşarlığının, gelen şikayetler üzerine zorunlu trafik sigorta bedelleri konusunda
düzenleme çalışmasına başladığı,tüm sigorta şirketlerine fiyatlarını ilan etme zorunluluğu
getirileceği, böylece sigorta şirketleri arasında rekabetin amaçlandığı haberleri yer almıştır. Bu
husus tarafımızdan kaygı duyulan ve önerilen önlemler açısından haklılığımızı doğrular
mahiyettedir.2

Belirtilen koşullar sağlanmadan, menfi tespit belgesi verilmesi yönündeki Kurulumuz
kararı aleyhine, meşru ve aktüel menfaat ilişkisi bulunan tüm sigorta şirketleri veya diğer ilgililer
tarafından yetkili ve görevli Ankara İdare Mahkemesinde dava açılması halinde, mezkur
kararımızın iptal edilebileceği kanısını taşıyorum.

Yukarıda geniş olarak açıklamaya çalıştığım nedenlerle, tarafımızdan öngörülen
taahhütler ve yükümlülükler yerine getirilmeden menfi tespit belgesi verilmesine ilişkin
Kurulumuz kararının 4054 sayılı Yasanın ilgili hükümlerine aykırı olduğunu düşündüğümden
mezkur karara katılmıyorum.









Reşit GÜRPINAR
Kurul Üyesi

2 (Star Gazetesi, Ekonomi haberleri 25.12.2012)




Full & Egal Universal Law Academy