Refik Okumuş Akaryakıt İnş. Nak. ve Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan başvuru neticesinde alınan 27.12.2012 tarih ve 12-68/1689-624 sayılı Kurul kararının yeniden değerlendirilmesi talebi - Karar Sayı 13-21/287-M
Karar Dilini Çevir:
Rekabet Kurumu
Karar Sayısı: 13-21/287-M
Karar Türü: Menfi Tespit ve Muafiyet
Konu: Refik Okumuş Akaryakıt İnş. Nak. ve Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan başvuru neticesinde alınan 27.12.2012 tarih ve 12-68/1689-624 sayılı Kurul kararının yeniden değerlendirilmesi talebi
Karar Tarihi: 11.04.2013

Rekabet Kurumu Başkanlığından,

REKABET KURULU KARARI
Dosya Sayısı : 2012-1-157
Karar Sayısı : 13-21/287-M
Karar Tarihi : 11.04.2013
A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER
Başkan : Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI
Üyeler : Doç. Dr. Mustafa ATEŞ, İsmail Hakkı KARAKELLE
Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR,
Kenan TÜRK, Fevzi ÖZKAN
B. RAPORTÖR : Şamil PİŞMAF
C. BAŞVURUDA
BULUNAN : Refik Okumuş Akaryakıt İns. Nak. ve Dış Tic. Ltd. Şti.
Temsilcisi: Av. Abdurezak KANER
Örnek Mah. Bayati Sok. No:8/4 Ataşehir/İstanbul
(1) D. DOSYA KONUSU: Refik Okumuş Akaryakıt İnş. Nak. ve Dış Tic. Ltd. Şti.
tarafından yapılan başvuru neticesinde alınan 27.12.2012 tarih ve 12-68/1689-624
sayılı Kurul kararının yeniden değerlendirilmesi talebi.
(2) E. DOSYA EVRELERİ: Kurum kayıtlarına 13.03.2013 tarih ve 1540 sayı ile giren
başvuru üzerine hazırlanan 04.04.2013 tarih ve 2012-1-157/BN sayılı Bilgi Notu
görüşülerek karara bağlanmıştır.
(3) F. RAPORTÖR GÖRÜŞÜ: İlgili Bilgi Notu’nda; Refik Okumuş Akaryakıt İnş. Nak. ve Dış
Tic. Ltd. Şti. (OKUMUŞ) ve OMV Petrol Ofisi A.Ş. (POAŞ) arasındaki dikey anlaşmaya
ilişkin olarak tesis edilen Rekabet Kurulunun 27.12.2012 tarihli ve 12-68/1689-624 sayılı
kararında usul yahut esas yönünden herhangi bir düzeltme ya da değişiklik yapılmasına
yer olmadığı, bu nedenle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK)’nun 11.
maddesi kapsamında yapılan başvurunun reddinin gerektiği, görüşü ifade edilmiştir.
G. İNCELEME VE DEĞERLENDİRME
(4) Yapılan başvuruda özetle, Rekabet Kurulunun 27.12.2012 tarih ve 12-68/1689-624
sayılı kararının İYUK’un 11. maddesi çerçevesinde üst makama başvuru kapsamında
yeniden değerlendirilmesi talep edilmektedir.
(5) Kurulun yukarıda yer verilen kararına konu olaya ilişkin olarak OKUMUŞ adına Nusret
OKUMUŞ tarafından gönderilen ve Kurum kayıtlarına 22.08.2012 tarih, 5460 sayı;
31.08.2012 tarih, 6736 sayı; 18.09.2012 tarih, 7102 sayı ve nihayetinde 03.10.2012
tarih ve 7349 sayı ile giren başvurularda, OKUMUŞ ortağı ve yetkilisi Refik OKUMUŞ ile
POAŞ arasında 1977 yılından itibaren süregelen bir bayilik ilişkisi bulunduğu, süreç
içerisinde Refik OKUMUŞ’a ait istasyon üzerinde 16.05.2002 tarihinden itibaren POAŞ
lehine 20 yıl süre ile intifa hakkı tesis edildiği, söz konusu intifa hakkı sürerken bu kez
OKUMUŞ ile POAŞ arasında 28.06.2007 tarihli bir bayilik sözleşmesi akdedildiği ve
müteakiben 14.09.2007 tarihinde 16.05.2002 tarihli intifa hakkının sona erdirilerek aynı
tarihte POAŞ lehine 20 yıl süreli yeni bir intifa hakkı tanındığı belirtilmiş; bu çerçevede
söz konusu anlaşmanın 18.09.2010 tarihinde sonlandırılması gerektiği, buna karşın
bayilik sözleşmesinin POAŞ’a çekilen ihtarname çerçevesinde 22.06.2012 tarihinde,
intifa hakkının ise 02.08.2012 tarihinde sonlandırılmasının 4054 sayılı Rekabetin
Korunması Hakkında Kanun ve 2002/2 sayılı Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti
Tebliği’ne aykırılık teşkil ettiği öne sürülmüştür.
13-21/287-M
2/4
(6) Yine bahse konu anlaşma kapsamında ilgili istasyon üzerinde POAŞ lehine tesis edilen
ipoteğin, POAŞ’a verilen teminat mektubunun ve POAŞ lehine düzenlenen bononun da
kendilerini POAŞ’la yeniden anlaşmaya zorladığının, bir başka deyişle OKUMUŞ
üzerine rekabet etmeme yükümlülüğü getirdiğinin kabul edilmesi ve söz konusu
unsurların intifa hakkından bağımsız düşünülmemesi gerektiği iddia edilmiş ve POAŞ ile
ilgili olarak 4054 sayılı Kanun kapsamında işlem tesis edilmesi talep edilmiştir.
(7) Konuyla ilgili olarak yürütülen inceleme sürecinde POAŞ vekilince gönderilen ve Kurum
kayıtlarına 18.09.2012 tarihinde intikal eden yazı ekinde yer alan belgelerin
incelenmesinden ise, taraflar arasında son olarak 06.09.2007 tarihinde bir bayilik
sözleşmesinin daha imzalandığı anlaşılmıştır.
(8) Yukarıda yer verilen OKUMUŞ’un başvuruları üzerine yapılan inceleme neticesinde
alınan Kurulun 27.12.2012 tarih ve 12-68/1689-624 sayılı kararında bu hususlar
değerlendirilmiş ve:
- Taraflar arasında geçmişten gelen bir dikey anlaşma bulunmakla beraber,
28.06.2007 tarihinde yeni bir bayilik sözleşmesinin imzalanması,
- Devamında ise Kurulun 08.04.2010 tarih ve 10-29/436-162 sayılı, 07.10.2010 tarih ve
10-63/1313-491 sayılı, 25.08.2011 tarih ve 11-46/1129-394 sayılı kararlarında
öngördüğü üç aylık süre içerisinde olmak üzere 14.09.2007 tarihinde daha önceki
intifa hakkının sonlandırılarak POAŞ lehine 20 yıl süreli yeni bir intifa hakkı tanınmış
olması,
- Bunun da ötesinde POAŞ vekilince gönderilen, 18.09.2012 tarihli yazı ekinde yer
alan belgelere göre taraflar arasında son olarak 06.09.2007 tarihinde bir bayilik
sözleşmesinin daha imzalanmış olması,
dikkate alındığında, Kurulun yukarıda zikredilenler de dahil olmak üzere emsal nitelikteki
kararları çerçevesinde, taraflar arasındaki geçmişten gelen dikey anlaşmanın
06.09.2007 tarihinde sonlandırılarak bu tarih itibarıyla yeni bir dikey anlaşma
kurulduğunun kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır. Bu çerçevede 2002/2 sayılı Tebliğ
hükümleri ve yine Kurulun akaryakıt sektöründe bayiler ile dağıtım şirketleri arasındaki
dikey anlaşmalara ilişkin almış olduğu çok sayıda kararında ortaya konulan esaslar
uyarınca, dosya konusu dikey anlaşmanın 06.09.2007 tarihinden itibaren beş yıl süreyle
olmak üzere 06.09.2012 tarihine kadar anılan Tebliğ ile tanınan grup muafiyeti
kapsamında bulunduğu; dağıtım firması lehine tanınan ipotek hakkının veya verilen
teminat senetlerinin 2002/2 sayılı Tebliğ ile düzenlenen rekabet yasağı süresi ile
bağlantısının bulunmaması ve ipoteğin terkini ve teminat senetlerinin iadesi konularının
hukuk mahkemelerinin görev alanı içinde yer alması nedenleriyle, sayılan konularla ilgili
olarak Rekabet Kurulu tarafından 4054 sayılı Kanun kapsamında herhangi bir işlem
tesisine imkân bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
(9) OKUMUŞ vekilince gönderilen işbu karara konu başvuruda ise, yukarıda anılan
teşebbüsler arasındaki dikey anlaşmaya esas teşkil eden sözleşmelerin taraflarına,
tarihlerine yahut sürelerine ilişkin herhangi bir itirazda bulunulmamış, bununla birlikte
özetle; Rekabet Kurulu tarafından OKUMUŞ ile POAŞ arasında geçmişten gelen dikey
anlaşmanın 06.09.2007 tarihi itibarıyla yenilenmiş kabul edilmesinin ve böylelikle taraflar
arasındaki dikey anlaşmanın 18.09.2010 tarihi yerine 06.09.2012 tarihine kadar 2002/2
sayılı Tebliğ’de düzenlenen grup muafiyetinden yararlanma süresi bulunduğuna karar
verilmesinin hatalı olduğu; Kurulun geçmişten gelen dikey anlaşmaların yenilenmiş
kabul edilmesi için 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 7. maddesinde öngörülen üç
aylık süreyi dikkate almasının ilgili mevzuatın ruhuna aykırı olduğu, zira söz konusu
sürenin bayilik sözleşmesinin sona ermesinden önceki üç aylık süreyi kapsadığı; taraflar
arasında 2007 yılında yapılan sözleşme yenilemelerinin ise POAŞ’ın telkini üzerine
bayiliğin gerçek kişi yerine tüzel kişiliğe aktarılması için yapılan, sürecin gerektirdiği
13-21/287-M
3/4
işlemler niteliğinde olduğu ifade edilmiş; muhtelif Danıştay ve Rekabet Kurulu kararları
emsal gösterilmek suretiyle, Kurulun 27.12.2012 tarih ve 12-68/1689-624 sayılı
kararının kaldırılarak 4054 sayılı Kanun ve 2002/2 sayılı Tebliğ’in ihlalinden bahisle
POAŞ hakkında soruşturma açılması talep edilmiştir.
(10) İYUK’un “Üst makamlara başvurma” başlıklı 11. maddesinin birinci fıkrasında, “İlgililer
tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması,
değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi
yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. …” hükümüne yer
verilmiştir. 4054 sayılı Kanun’un 54. maddesinde ise Rekabet Kurulu kararlarında
sürelerin, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı hükme
bağlanmıştır. Dosya kapsamında yapılan incelemede, değiştirilmesi talep edilen
gerekçeli Kurul kararının başvuru sahibi vekiline 14.12.2012 tarihinde tebliğ edildiği,
buna göre işbu başvurunun yasal süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmıştır.
(11) Bilindiği üzere, “idari işlemin geri alınması” bir idari işlemin ilk olarak tesis edildiği
tarihten itibaren tüm hüküm ve sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasıdır. Bu bakımdan idari
işlemin yargı kararıyla iptal edilmesiyle benzer bir nitelik arz etmektedir. İşlemin hak
kazandırıcı bir işlem olup olmadığı tartışması bir yana bırakılırsa, doktrinde1 ve içtihatta2
idari işlemin geri alınabilmesi için idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması, ilgilinin hilesi
ya da idareyi aldatması veya idarenin açık hataya düşmesi gibi koşullardan en az birinin
varlığının gerektiği belirtilmektedir.
(12) “İdari işlemin kaldırılması” ise, bir idari işlemin idarenin alacağı bir başka idari karar ile
geleceğe yönelik olarak yürürlükten kaldırılmasını ifade etmektedir. İdari işlemin
kaldırılabilmesi için söz konusu idari işlemin hukuka aykırı olması gibi bir şart
bulunmamakla birlikte, bu tür işlemlere esas teşkil eden kararların ancak ilgili kanunda
gösterilmiş esas ve usule ilişkin koşulların varlığı halinde kaldırılabileceği kabul
edilmektedir3. Kimi durumlarda ise idare, ilgili kararını doğrudan kaldırarak bunun yerini
alacak yeni bir idari karar tesis etmek yerine, Kanun’da öngörülen usul ve esaslar
çerçevesinde idari işlemini değiştirme yoluna gidebilmektedir. Bu çerçevede “idari
işlemin değiştirilmesi” de esasen idari işlemin geleceğe yönelik olarak ortadan
kaldırılması ve yerine yeni bir idari işlem tesis edilmesidir. Bu nedenle yukarıda
bahsedildiği şekliyle idari işlemlerin kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslara tabidir.
(13) 4054 sayılı Kanun incelendiğinde, daha önce tesis edilen idari işlemin geri alınmasına
yahut kaldırılmasına ilişkin hükümlere muafiyet ve menfi tespit kararlarıyla sınırlı olmak
üzere Kanun’un 13. ve 27/1(c). maddelerinde yer verildiği görülmektedir. Anılan
Kanun’un 13. maddesinde muafiyet ve menfî tespit kararlarının, kararın alınmasına
esas teşkil eden herhangi bir olayda değişiklik olması, karara bağlanan şartların veya
yükümlülüklerin yerine getirilmemesi ya da kararın söz konusu anlaşma hakkında yanlış
veya eksik bilgiye dayanarak verilmiş olması halinde geri alınabileceği belirtilmekte;
27/1(c). maddesinde ise, Kurulun verilen muafiyet kararları ve menfî tespit belgelerinin
ilgili olduğu piyasaları sürekli takip ederek, bu piyasalarda ya da tarafların durumlarında
değişiklikler tespit edilmesi halinde ilgililerin başvurularını yeniden değerlendirebileceği
yer almaktadır.
Bununla birlikte, yukarıda yer verilen hükümlerin mevcut başvuru bakımından
uygulanma imkânının bulunmadığı değerlendirilmektedir. Öncelikle, Kurum kayıtlarına
13.03.2013 tarihinde giren yazıda belirtilen hususlar, Rekabet Kurulunun 27.12.2012
tarih ve 12-68/1689-624 sayılı kararına ilişkin yürütülen inceleme süreci kapsamında
taraflarca gönderilen yazılarda yer alanlar haricinde ek bir bilgi içermemekte ve

1 Günday, Metin, İdare Hukuku, Ankara, 2002 s.160
2 Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin 05.04.1995 tarih, E. 1993/1050, K. 1995/254 sayılı kararı.
3 Günday, age, s.165.
13-21/287-M
4/4
OKUMUŞ’un iddialarını destekler nitelikte ilave bir belge de bulunmamaktadır. Ayrıca
taraflar arasındaki dikey anlaşmanın niteliği ve kapsamına ilişkin olarak taraflardan elde
edilen bilgi ve belgelere ilişkin inceleme ve tespitler ile bunlara dair değerlendirmelerin,
Rekabet Kurulunun aynı kararında yapıldığı görülmektedir.
(14) Öte yandan, dağıtım şirketleri ile bayiler arasındaki geçmişten gelen dikey anlaşmaların
hangi hallerde kesintiye uğramış ve bu çerçevede yenilenmiş sayılacağına ilişkin
esaslar, Kurulun özellikle 2008 yılından itibaren Türkiye akaryakıt sektörüne dair
yürüttüğü çok sayıda inceleme neticesinde sektördeki bayilik anlaşmalarının işleyişiyle
ilgili elde edilen geniş bilgi ve deneyimin bir sonucu olarak, Kurulun işbu başvuruya
konu kararında da zikredilen çeşitli kararlarında açıklığa kavuşturulmuştur. Hal
böyleyken, söz konusu esasların hatalı olarak belirlendiğine dair sübjektif bir iddiaya
itibar etme imkânı bulunmamaktadır. Benzer şekilde, OKUMUŞ vekilince sunulan
başvuru dilekçesi ve ekinde yer verilen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun
19.09.2012 tarihli, 2007/2507 E. ve 2012/1190 K. sayılı kararının yahut emsal gösterilen
muhtelif Rekabet Kurulu karalarının, 27.12.2012 tarih ve 12-68/1689-624 sayılı Kurul
kararıyla çelişir nitelikte olmadığı değerlendirilmektedir.
(15) Bu çerçevede OKUMUŞ ile POAŞ arasındaki dikey ilişkiye yönelik olarak 27.12.2012
tarih ve 12-68/1689-624 sayılı Kurul kararında ulaşılan sonucun konuyla ilgili geçmiş
tarihli Kurul kararlarıyla oluşan içtihada, somut olayın maddi koşullarına ve usule uygun
olduğu, bu nedenle işbu başvuru doğrultusunda, anılan Kurul kararında İYUK’un 11.
maddesi anlamında herhangi bir değişikliğe gidilmesine yer olmadığı kanaatine
varılmıştır.
H. SONUÇ
(16) Düzenlenen rapora ve incelenen dosya kapsamına göre, Refik Okumuş Akaryakıt İnş.
Nak. ve Dış Tic. Ltd. Şti. ve OMV Petrol Ofisi A.Ş. arasındaki dikey anlaşmaya ilişkin
olarak tesis edilen 27.12.2012 tarih ve 12-68/1689-624 sayılı Kurul kararının yeniden
değerlendirilmesine ilişkin başvurunun reddine OYBİRLİĞİ ile karar verilmiştir.


Full & Egal Universal Law Academy