NN Hayat ve Emeklilik A.Ş. ile Alternatifbank A.Ş. arasında akdedilmiş olan Bankasürans Sözleşmesi’ne muafiyet tanınması talebi - Karar Sayı 18-04/62-36
Karar Dilini Çevir:
Rekabet Kurumu
Karar Sayısı: 18-04/62-36
Karar Türü: Menfi Tespit ve Muafiyet
Konu: NN Hayat ve Emeklilik A.Ş. ile Alternatifbank A.Ş. arasında akdedilmiş olan Bankasürans Sözleşmesi’ne muafiyet tanınması talebi
Karar Tarihi: 08.02.2018


Rekabet Kurumu Başkanlığından,
REKABET KURULU KARARI
Dosya Sayısı : 2017-4-56 (Muafiyet)
Karar Sayısı : 18-04/62-36
Karar Tarihi : 08.02.2018
A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER
Başkan : Prof. Dr. Ömer TORLAK
Üyeler : Arslan NARİN, Adem BİRCAN, Şükran KODALAK, Mehmet AYAN
B. RAPORTÖRLER : Burak SAĞLAM, Nazif IŞIK
C. BİLDİRİMDE
BULUNAN : - NN Hayat ve Emeklilik A.Ş.
- Alternatifbank A.Ş.
Temsilcileri: Av. Arpat Burçak ŞENOCAK, Av. İklim Gülsün KELEKÇİ
Levent Mah. Cömert Sok. No: 1C Yapı Kredi Plaza C Blok Kat: 3
34330 Beşiktaş/İstanbul
(1) D. DOSYA KONUSU: NN Hayat ve Emeklilik A.Ş. ile Alternatifbank A.Ş. arasında
akdedilmiş olan Bankasürans Sözleşmesi’ne muafiyet tanınması talebi.
(2) E. DOSYA EVRELERİ: Kurum kayıtlarına 20.09.2017 tarihinde giren bildirim üzerine
düzenlenen 29.01.2018 tarih ve 2017-4-56/MM sayılı Muafiyet Raporu görüşülerek
karara bağlanmıştır.
(3) F. RAPORTÖR GÖRÜŞÜ: İlgili raporda;
 NN Hayat ve Emeklilik A.Ş. (NN) ile Alternatifbank A.Ş. (ABANK) arasında,
27.03.2017 tarihinde imzalanan Bankasürans Sözleşmesi’nin (Sözleşme) 4054 sayılı
Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (4054 sayılı Kanun) 4. maddesi
kapsamında olduğu,
 Söz konusu Sözleşme’nin prim hedeflerine ulaşılamaması durumunda Sözleşme
süresinin beş yılı aşması nedeniyle 2002/2 sayılı Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup
Muafiyeti Tebliği (2002/2 sayılı Tebliğ) kapsamında grup muafiyetinden
yararlanamadığı,
 Bununla birlikte söz konusu Sözleşme’ye, 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinde
düzenlenen koşulları karşılaması nedeniyle bireysel muafiyet tanınabileceği
ifade edilmiştir.
G. İNCELEME ve DEĞERLENDİRME
G.1. İşlem Tarafları
G.1.1. NN
(4) NN, Türkiye'de bireysel emeklilik, hayat sigortası ile ferdi kaza sigortası alanlarında
faaliyet göstermektedir. NN söz konusu ürünlerini banka, acente ve doğrudan iştirakleri
olan acenteler üzerinden satmaktadır. NN’nin tek hisse sahibi Hollanda’da yerleşik NN
Continental Europe Holdings B.V.’dir. Şirket nihai olarak ise ağırlıklı Avrupa’da olmak
üzere 18 ülkede varlığı bulunan Amsterdam merkezli sigorta ve yatırım şirketi NN Group
N.V.’nin kontrolündedir.
18-04/62-36
2/13


G.1.2. ABANK
(5) ABANK, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamında Türkiye'de mevduat bankası olarak
kurumsal bankacılık, ticari bankacılık ve bireysel bankacılık faaliyetlerini yürütmektedir.
ABANK’ın sermayesinin tamamına Katar’da yerleşik The Commercial Bank sahiptir.
G.2. Bildirime Konu Sözleşme
(6) Bildirime konu Sözleşme, NN’nin ferdi kaza dahil hayat grubu sigorta ürünleri ile bireysel
emeklilik ürünlerine ilişkin ABANK ile banka sigortacılığı (bankasürans) sözleşmesi
akdetmesine ilişkindir. Sözleşme kapsamında (Madde 1.1.) NN nezdindeki bireysel
emeklilik ürünlerine ve ferdi kaza dahil hayat grubu sigorta branşlarına dahil tüm ürünler
Sözleşme’de kararlaştırılan komisyon ödemesi karşılığında ABANK’ın dağıtım ağı
vasıtasıyla da satışa sunulacaktır. Bir başka deyişle, ABANK NN’ye aracılık etmek
suretiyle sigorta sözleşmeleri akdetmeye ve NN adına prim tahsil etmeye yetkili
olacaktır. Bildirim Formu’nda söz konusu ticari ilişkide ABANK’ın herhangi bir ticari risk
üstlenmediği, bir nevi acentelik görevi ifa ettiği belirtilmektedir. Sözleşme’nin 3. maddesi
ile ABANK Sözleşme’de öngörülen istisnalar1 dışında münhasır olarak NN ürünleri
sunmayı taahhüt etmektedir. Öte yandan Sözleşme ile getirilen münhasırlık tek taraflı
olup, NN’nin diğer dağıtım kanallarını da kullanarak Sözleşme’ye konu ürünlerin satışını
ve dağıtımını gerçekleştirmesi yasaklanmamaktadır.
(7) Sözleşme’nin 8.6. maddesinde Sözleşme’nin sona ermesinden itibaren bir yıl boyunca
NN’nin ABANK müşterilerine sigorta ürünü satmak amacıyla pazarlama faaliyeti
göstermeyeceği hususu düzenlenmiştir. Ancak, ilgili pazarlama faaliyeti aktif pazarlama
faaliyeti ile sınırlı tutulmuş ve ABANK’ın Sözleşme süresince kendi dağıtım kanalı ile
bireysel emeklilik ürünleri satmış olduğu müşteriler kapsam dışı kalmıştır.
(8) Bankasürans Sözleşmesi, hayat grubu sigorta ürünlerinden ilk sigorta poliçesinin
satışının yapıldığı tarih itibarıyla yürürlüğe girecek ve taraflarca feshedilmediği takdirde
beş yıl süre ile yürürlükte kalacaktır (Madde 19.1.1.). Beşinci yılın sonunda ise belirlenen
prim hedeflerine ulaşılmışsa münhasırlık ortadan kalkacak, ancak sözleşme diğer
hükümlerini koruyacak şekilde birer yıllık dönemler için yürürlükte kalmaya devam
edecektir. Bu durumda, taraflardan herhangi birinin yenileme dönemlerinde karşı tarafa
üç ay önceden bildirimde bulunmak suretiyle sözleşmeyi sona erdirebileceği
düzenlenmektedir (Madde 19.1.1.iii). Prim hedeflerine ulaşılamamış ise, bu sefer
sözleşme aynı şartlarla toplamda en fazla üç yıl için birer yıllık sürelerle uzamış
sayılacaktır. Üç aylık bildirim süresi bu durum bakımından da geçerlidir. Öte yandan
sözleşmenin 19.1.3. maddesinde ise tarafların beş yıllık sürenin bitiminden altı ay önce
de fesih ihbarda bulunmak suretiyle sözleşmeyi sona erdirebileceği düzenlenmektedir.
G.3. İlgili Pazar
G.3.1. İlgili Ürün Pazarı
(9) İlgili ürün pazarı, tüketici gözünde, fiyatı, kullanım amaçları ve nitelikleri bakımından
benzer olan ürünlerden oluşmaktadır. Başka bir deyişle ilgili ürün pazarı; ürün özellikleri,
fiyatları ve kullanım amaçları bakımından tüketici tarafından ikame edilebilir sayılan
bütün ürünleri kapsamaktadır. İlgili ürün pazarı tanımında talep ikamesinin yanında,
talep ikamesine eşdeğer etkisi olduğu durumlarda arz ikamesi de hesaba katılmaktadır.

1 Örneğin, NN’in halihazırda sunmadığı sigorta ürünleri açısından ABANK’ın bu tür bir ürünü talep etmesi
ve bu talebinin olumsuz karşılanması durumunda ABANK söz konusu ürünü başka sigorta şirketlerinden
temin edebilecektir (Madde 4.2.1 (vii)).
18-04/62-36
3/13


(10) Bu kapsamda, Kurul’un geçmiş kararlarında2 her bir sigorta branşının ayrı bir ürün
pazarı olarak kabul edildiği görülmektedir. Nitekim bir sigorta ürününün konusu ve
teminat altına aldığı risk diğer sigorta ürünlerinden farklı olup, sigorta sözleşmesi ile
ödenmesi taahhüt edilen prim tutarı da bu kapsamda değişmekte ve ödenmesi taahhüt
edilen bu prim sözleşmenin konusuna giren zarar veya hasarları kapsarken, diğer
sigorta ürünlerinin konusuna giren zarar veya hasarları kapsamamaktadır. Dolayısıyla
talep açısından bakıldığında, her bir sigorta ürününün özelliği ve teminat konusu
bakımından tüketici açısından ikame edilebilir olmadığı görülmektedir. Öte yandan,
sigorta şirketlerinin ilgili mevzuatları gereği faaliyet göstermek istedikleri her bir sigorta
branşında ruhsat almak zorunda olduğu da dikkate alındığında, sigorta şirketleri
açısından da her bir sigorta ürününün ayrı bir ürün pazarını teşkil ettiği söylenebilecektir.
(11) Dosya konusu bakımından, ilgili ürün pazarı teşebbüslerin akdettikleri sözleşmenin etki
edeceği pazardır. Bildirime konu Bankasürans Sözleşmesi’nin, NN’nin ferdi kaza dahil
hayat grubu sigortaları ile bireysel emeklilik ürünleri için ABANK’ı acentesi olarak
atamasını konu edindiği dikkate alındığında, Kurul’un geçmiş tarihli kararlarına paralel
olarak, ilgili ürün pazarlarının ayrı ayrı hayat sigorta ürünlerinde acentelik hizmetleri
pazarı, ferdi kaza sigortasında acentelik hizmetleri pazarı ve bireysel emeklilik
ürünlerinde acentelik hizmetleri pazarları olarak tanımlanması mümkündür. Bununla
birlikte, aşağıda söz konusu pazarlara yönelik değerlendirmelere yer verilecek olmakla
beraber, alternatif pazar tanımları yapılacak olan değerlendirmeyi değiştirmediğinden
İlgili Pazarın Tanımlanmasına İlişkin Kılavuz’un 20. paragrafında yer alan açıklama da
dikkate alınarak ilgili ürün pazarı tanımlanmasına gerek görülmemiştir.
G.3.2. İlgili Coğrafi Pazar
(12) Taraflar arasındaki Bankasürans Sözleşmesi ile verilecek olan hizmetin tüm Türkiye
genelinde sunulacak olması nedeniyle ilgili coğrafi pazarın “Türkiye” olarak
tanımlanması mümkün olmakla birlikte, İlgili Pazarın Tanımlanmasına İlişkin Kılavuz’un
20. paragrafında yer alan açıklama da dikkate alınarak ilgili coğrafi pazar
tanımlanmasına gerek görülmemiştir.
G.4. Değerlendirme
G.4.1. 4054 sayılı Kanun’un 4. Maddesi Kapsamında Değerlendirme
(13) Bildirime konu sözleşme NN’nin ferdi kaza dahil hayat grubu sigorta ürünleri ile bireysel
emeklilik ürünlerine ilişkin ABANK ile banka sigortacılığı sözleşmesi akdetmesine ilişkin
olup, Bildirim Formu’nda söz konusu sözleşmenin bir acentelik sözleşmesi niteliğinde
olduğu; sözleşme ile kapsamdaki sigortacılık ürünlerinin ABANK’ın dağıtım ve satış
kanalları aracılığıyla, ilgili ABANK çalışanları tarafından pazarlanması, tanıtımı, sunumu
ve satışının yapılacağı; ABANK’ın NN’ye aracılık etmek suretiyle sigorta sözleşmeleri
akdetmeye ve NN adına prim tahsil etmeye yetkili olacağı, bununla birlikte ABANK’ın
sigortada belirlenen riskin gerçekleşmesi halinde herhangi bir ticari risk üstlenmediği
ifade edilmektedir. Söz konusu ilişkide NN’nin sigorta ürünleri bakımından tedarikçi,
ABANK’ın ise acente konumunda olduğu görülmektedir. Bu bağlamda taraflar arasındaki
ilişkinin dikey nitelikte bir acentelik ilişkisi olduğu anlaşılmaktadır.

2 Rekabet Kurulunun 22.08.2007 tarih ve 07-66/806-301 sayılı; 27.05.2010 tarih ve 10-38/650-218 sayılı;
05.08.2010 tarih ve 10-52/965-339 sayılı; 30.09.2010 tarih ve 10-62/1279-483 sayılı; 25.08.2011 tarih ve
11-46/1115-386 sayılı; 14.09.2011 tarih ve 11-47/1165-411 sayılı; 26.06.2013 tarih ve 13-40/520-229
sayılı kararları.
18-04/62-36
4/13


(14) Dikey Anlaşmalara İlişkin Kılavuz’da (Kılavuz), müvekkil hesabına aracılık ettiği ya da
akdettiği sözleşmelere ilişkin olarak acenteye getirilen sınırlamaların genellikle 4054
sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında olmadığı ve prensip olarak muafiyet rejiminin de
konusunu oluşturmadığı kabul edilmektedir. Bu çerçevede acentenin müvekkil
tarafından atandığı faaliyetlerle ilgili olarak ticari veya mali bir risk alıp almaması,
müvekkil hesabına aracılık ettiği ya da akdettiği sözleşmelere ilişkin olarak acenteye
getirilen sınırlamaların 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında olup olmadığının
belirlemektedir. Acentenin bir mali veya ticari risk taşımaması durumunda faaliyetlerinin
müvekkil teşebbüsün faaliyetlerinin bir parçası olarak değerlendirileceği, aksi halde, yani
acentenin risk üstlenmesi durumunda, kendi yapmış olduğu yatırımların geri dönüşünü
sağlayabilmesi için pazarlama stratejisini özgürce belirleyebilmesi gerektiği ve bu
durumda, müvekkili hesabına aracılık ettiği iş ve işlemler ile ilgili olarak müvekkili
tarafından getirilen kısıtlamaların 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamına
girebileceği ifade edilmektedir.
(15) Ayrıca, Kılavuz’un 12. paragrafında, 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesinin uygulanıp
uygulanmayacağında belirleyici faktör olan riskin her bir olayın kendi özellikleri göz
önünde bulundurularak değerlendirileceği belirtilmiş, aşağıda sıralanan hususların bir
veya daha fazlasının olayda yer alması durumunda sınırlamaların 4054 sayılı Kanun’un
4. maddesi kapsamında ele alınacağı ifade edilmiştir:
- “Taşıma masrafları da dahil olmak üzere mal veya hizmetlerin alım veya satımına
ilişkin masraflara acentenin katkıda bulunması.
- Acentenin satış arttırma faaliyetlerinde doğrudan veya dolaylı olarak katkıda
bulunmaya zorunlu tutulması.
- Stokta tutulan sözleşme konusu malların finansmanı ya da kayıp malların maliyeti
gibi riskleri acentenin taşıması ve satılmayan ürünleri acentenin müvekkile iade
edememesi.
- Acentenin satış sonrası hizmet, tamir veya garanti hizmeti vermekle yükümlü
tutulması.
- Acentenin, söz konusu pazarda faaliyet gösterebilmek bakımından gerekli olabilecek
ve sadece bu pazarda kullanılabilecek yatırımlar yapmak zorunda bırakılması.
- Satılan ürünün sebep olduğu zararlardan dolayı üçüncü kişilere karşı acentenin
sorumlu olması.
- Müşterilerin sözleşmenin şartlarını yerine getirmemesinden dolayı, acentenin,
komisyonunu alamamasının dışında bir sorumluluk taşıması.”
(16) Sigortacılık Kanunu’nda ise sigorta acentesi, “Ticarî mümessil, ticarî vekil, satış memuru
veya müstahdem gibi tâbi bir sıfatı olmaksızın bir sözleşmeye dayanarak muayyen bir
yer veya bölge içinde daimî bir surette sigorta şirketlerinin nam ve hesabına sigorta
sözleşmelerine aracılık etmeyi veya bunları sigorta şirketleri adına yapmayı meslek
edinen, sözleşmenin akdinden önce hazırlık çalışmalarını yürüten ve sözleşmenin
uygulanması ile tazminatın ödenmesinde yardımcı olan kişi” olarak tanımlanmaktadır.
Söz konusu tanım itibarıyla da acentenin rekabet hukuku anlamında ticari ve mali risk
üstlenmeyen bir yapı arz ettiği görülmektedir.
18-04/62-36
5/13


(17) Sözleşme’nin “Bankanın Yükümlülükleri ve Sorumlulukları” başlıklı 7. maddesinde
ABANK’ın hayat sigorta branşlarına ilişkin olarak NN adına her ne suretle olursa olsun,
sigorta tazminatı veya tazminata ilişkin avans ödemeyeceği, bireysel emeklilik sistemine
ilişkin münhasır ürünlerin pazarlanma, tanıtım ve satışı esnasında ve satış sonrasında
müşterilere herhangi bir gelir taahhüdünde bulunmayacağı, istihdam ettiği bireysel
emeklilik aracılarının da bu gibi bir taahhütte bulunmamaları için azami gayret
göstereceği belirtilmektedir. Dolayısıyla, bildirime konu acentelik sözleşmesi ile
ABANK’ın acente olarak Kılavuz çerçevesinde açıklanan riskleri üstlenmediği ve
bağımsız davranmadığı anlaşılmaktadır.
(18) Bu çerçevede, Sözleşme ile ABANK’ın üstlendiği edim NN tarafından üretimi ve
pazarlaması yapılan ferdi kaza dahil hayat sigortası ve bireysel emeklilik ürünlerinin
müşterilere satışı ve sigorta primlerinin tahsili ile sınırlıdır. Bu çerçevede, ticari ve mali
riskler NN tarafından üstlenilmektedir. Dolayısıyla bildirime konu Sözleşme’nin müvekkil
hesabına aracılık ettiği ya da akdettiği sözleşmelere ilişkin olarak acenteye getirilen
sınırlamalarının 4054 sayılı Kanun'un 4. maddesi kapsamında olmadığı anlaşılmıştır.
(19) Diğer yandan, 3. madde ile ABANK’ın Sözleşme’de öngörülen istisnalar dışında
münhasıran NN ürünlerini sunmayı taahhüt ettiği ve halihazırda banka sigortacılığına
ilişkin başkaca sigorta şirketleriyle yaptığı ve yürürlükte olan sözleşmeler var ise bu
sözleşmelerin derhal feshedileceği konusunda mutabık kalındığı görülmektedir. Söz
konusu münhasırlık ilişkisi Bankasürans Sözleşmesi kapsamında hayat grubu sigorta
ürünlerinden ilk sigorta poliçesinin satışının yapıldığı tarihten başlamak üzere beş yıl
süreli olup, beşinci yılın sonunda belirlenen prim hedeflerine ulaşılmışsa münhasırlık
ortadan kalkacak, ancak Sözleşme diğer hükümlerini koruyacak şekilde birer yıllık
dönemler için yürürlükte kalmaya devam edecektir. Bu durumda, taraflardan herhangi
birinin yenileme dönemlerinde karşı tarafa üç ay önceden bildirimde bulunmak suretiyle
sözleşmeyi sona erdirebileceği düzenlenmektedir. Prim hedeflerine ulaşılamamış ise, bu
defa Sözleşme aynı şartlarla toplamda en fazla üç yıl için birer yıllık sürelerle uzamış
sayılacaktır. Sözleşme’nin sona erdirilmesine yönelik üç aylık bildirim süresi bu durum
bakımından da geçerlidir. Öte yandan Sözleşme’nin 19.1.3. maddesinde ise tarafların
beş yıllık sürenin bitiminden altı ay önce de feshi ihbarda bulunmak suretiyle sözleşmeyi
sona erdirebileceği düzenlenmektedir.
(20) Kılavuz’da acentelik sözleşmelerinin acentenin rakip teşebbüslerin acenteliğini,
dağıtıcılığını yapmasını engelleyen hükümler içermesi halinde markalar arası rekabeti
kısıtlayıcı etkilerinin olabileceği, sözleşme konusu mal ve hizmetlerin satıldığı ilgili
pazarda kapama etkisine yol açabileceği, bu durumda da sözleşmenin Kanun’un 4.
maddesi kapsamında değerlendirilebileceği ifade edilmektedir. Bu bilgiler ışığında her ne
kadar acentelik ilişkisi kapsamında müvekkil hesabına aracılık ettiği ya da akdettiği
sözleşmelere ilişkin olarak acenteye getirilen sınırlamalar 4054 sayılı Kanun’un 4.
maddesi kapsamına girmese de, Sözleşme, içerdiği rekabet etmeme yükümlülüğü ile
rekabeti sınırlama potansiyeli taşıdığından, 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi
kapsamındadır. Bu bağlamda aşağıda taraflar arasındaki dikey sözleşmenin grup
muafiyeti kapsamında ele alınıp alınamayacağı incelenmiştir.
G.4.2. 2002/2 Sayılı Tebliğ Çerçevesinde Yapılan Değerlendirme
(21) 2002/2 sayılı Tebliğ’in 2. maddesi “Bu Tebliğ ile sağlanan muafiyet, sağlayıcının dikey
anlaşma konusu mal veya hizmetleri sağladığı ilgili pazardaki pazar payının %40’ı
aşmaması durumunda uygulanır.” hükmünü amirdir. Aşağıdaki bölümden de
görülebileceği üzere, NN’nin sahip olduğu pazar payının çeşitli pazar tanımlamaları
altında %40 eşiğini aşmadığı anlaşılmaktadır.
18-04/62-36
6/13


(22) 2002/2 sayılı Tebliğ’in 5. maddesinde, bir dikey anlaşma kapsamında alıcıya getirilen
belirsiz süreli ve süresi beş yılı aşan rekabet etmeme yükümlülüklerinin Tebliğ ile
sağlanan grup muafiyetinden yararlanamayacağı belirtilmektedir. Öte yandan Kılavuz’da
beş yıllık süreyi aşacak şekilde zımnen yenilenebilen rekabet etmeme yükümlülüklerinin
grup muafiyeti kapsamında olmadığı, ancak, süresi beş yılı aşmayan veya beş yıldan
sonraki uzatmanın her iki tarafın açık iradesi ile mümkün olduğu ve alıcının beş yıllık
süre sonunda rekabet etmeme şartına son vermesini engelleyen herhangi bir durumun
olmadığı hallerde rekabet etmeme yükümlülüğünün grup muafiyetinden yararlanacağı
ifade edilmektedir. Kılavuz’da konuya ilişkin verilen örnekte, alıcıya anlaşma geçerli
olduğu sürece rekabet etmeme yükümlülüğü getiren ve taraflardan herhangi biri belli bir
süre önceden itiraz etmedikçe her yıl yenilenmiş kabul edilen bir yıllık bir dağıtım
anlaşmasının belirsiz süreli olarak kabul edileceği, ancak, bu anlaşmanın her yıl
yenilenebilmesi için tarafların açıkça iradelerini birbirlerine bildirmeleri zorunlu ise
anlaşmanın belirsiz süreli sayılmayacağı, bir başka deyişle, belirli bir süre içerisinde
taraflar bu anlaşmayı devam ettirmek istediklerini birbirlerine açıkça bildirmedikçe
anlaşmanın uzamadığını kabul eden bir düzenlemeye dayanan rekabet etmeme
yükümlülüğünün belirsiz süreli kabul edilmeyeceği belirtilmektedir.
(23) Sözleşme’nin rekabet etmeme yükümlülüğüne ilişkin yukarıda yer verilen maddeleri prim
hedeflerine ulaşılamaması durumu çerçevesinde değerlendirildiğinde, Sözleşme’nin ilk
beş yıllık süre için altı ay, sonraki birer yıllık süreler için üç ay önceden taraflarca feshi
ihbar yapılmadığı sürece münhasırlık hükmü ile birlikte birer yıllık süreler için olmak
üzere en fazla üç yıl için uzayacağı görülmektedir. Uzatma fiilinin tarafların sözleşmeyi
devam ettirme iradesinin beyanından ziyade, sona erme fiilinin taraflarca yerine
getirilmemesi durumundan kaynaklanması nedeniyle, söz konusu durumun Kılavuz’da
verilen örnekler çerçevesinde Sözleşme’nin açık irade beyanı ile yenilenmesi sonucunu
doğurmadığı, dolayısıyla belirsiz süreli bir rekabet etmeme yükümlülüğünün söz konusu
olduğu değerlendirilmektedir. Bu nedenle bildirime konu Sözleşme’nin 2002/2 sayılı
Tebliğ kapsamında grup muafiyetinden yararlanmadığı kanaatine varılmıştır.
G.4.3. Bireysel Muafiyet Değerlendirmesi
(24) Grup muafiyetinden yararlanmayan rekabet kısıtları içeren sözleşmelere bireysel
muafiyet tanınması için 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinin birinci fıkrasında yer verilen
iki olumlu iki olumsuz koşulun birlikte sağlanması gerekmektedir. Bu koşullar;
a) Malların üretim veya dağıtımı ile hizmetlerin sunulmasında yeni gelişme ve
iyileşmelerin ya da ekonomik veya teknik gelişmenin sağlanması,
b) Tüketicinin bundan yarar sağlaması,
c) İlgili piyasanın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmaması,
d) Rekabetin (a) ve (b) bentlerindeki amaçların elde edilmesi için zorunlu olandan
fazla sınırlanmamasıdır.
(25) NN ile ABANK arasında akdedilen Sözleşme’nin bu koşulları sağlayıp sağlamadığı
aşağıda incelenmiştir.
18-04/62-36
7/13


G.4.3.1. Malların Üretim veya Dağıtımı ile Hizmetlerin Sunulmasında Yeni Gelişme
ve İyileşmelerin ya da Ekonomik veya Teknik Gelişmenin Sağlanması
(26) Bir anlaşmanın 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesinden muaf tutulabilmesi için öncelikle
malların üretimi ve dağıtımı ile ilgili olarak bir gelişme veya iyileşme olması ya da
ekonomik veya teknik gelişme sağlanması gerekmektedir. İlgili bentte kastedilen
iyileşme ve gelişmelerin, sadece teşebbüslerin kendi açılarından sağlayacakları menfaat
veya kazanç şeklinde değil, aynı zamanda bunların ekonomiye yapacakları somut katkı
şeklinde anlaşılması gerekmektedir. Bu kapsamda dosyanın özelliklerine göre
değişmekle birlikte, genel olarak üretim ve dağıtım maliyetlerinin düşürülmesi, kalitenin
artırılması ve yeni ürünlerin ya da üretim tekniklerinin bulunması gibi hallerin varlığı
halinde muafiyetin ilk koşulunun sağlandığı değerlendirilmektedir.
(27) Dosya mevcudu bilgilerde; bankalar ile sigorta şirketleri arasındaki acentelik ilişkisinin
kapsam ve ölçek ekonomisine imkân sağladığı, sigortacının banka müşterilerine erişerek
çapraz satış olanaklarını mümkün kıldığı, dikey bütünleşme gibi avantajlar yarattığı,
ayrıca münhasırlık ilişkisi sayesinde tek bir sigorta şirketinin ürünlerine odaklanılarak bu
yönde daha fazla teknolojik ve kurumsal yatırım yapılmasının önünün açıldığı ve
hizmette uzmanlaşmanın sağlandığı, bunun da nihai olarak tüketicilere sunulan
hizmetlerin iyileştirilmesine yol açacağı belirtilmektedir.
(28) Söz konusu hususların 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendinde yer verilen koşulu sağlar nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır.
G.4.3.2. Tüketicinin Bundan Yarar Sağlaması
(29) 4054 sayılı Kanun'un 4. maddesi kapsamında rekabeti sınırlayıcı etkileri olan bir
anlaşmanın muafiyet alabilmesi için, yukarıda değinilen malların dağıtımı veya
hizmetlerin sunulmasından elde edilen iyileşmenin tüketiciye yansıtılması ve ortaya
çıkan ekonomik fayda ile tüketicinin elde edeceği menfaat arasında makul bir denge
olması gerekmektedir. Bu çerçevede; fiyat seviyesindeki düşüş, satış sonrası etkin
hizmetler, ürün çeşitliliğinin artması, tüketicinin ürüne daha kolay ulaşabilmesi, malın
arzında devamlılığın sağlanması gibi koşullar tüketicinin elde edeceği menfaat
kapsamında değerlendirilebilmektedir.
(30) Dosyadaki bilgilerde; 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde
yer verilen koşulun gerçekleşmesiyle beraber ortaya çıkacak olan kazanımların ve
yaratılan iyileştirmelerin tüketicilere doğrudan yansıtılabileceği, münhasırlıktan ortaya
çıkacak uzmanlaşmaya paralel olarak tüketicilere daha kesin bilgiler içeren açıklamalar
verilebileceği, daha fazla teknolojik ve kurumsal yatırım sayesinde tüketicilere verilen
hizmette iyileştirmeler yapılabileceği ve ABANK’ın müşterilerinin daha kapsamlı
sigortacılık ürünlerine erişebileceği ifade edilmiştir. Ayrıca, ABANK müşterilerinin
bankacılık ürün ve hizmetleri yanında NN ürünlerine de aynı kaynaktan erişebilecek
olması ve ilerleyen dönemde müşteri ihtiyaçlarına göre özel ürün/süreç çalışmalarının
tüketicilere sunulmasının planlanması da tüketicilere sağlanacak faydalar arasında
sayılmıştır.
(31) Bu tür sözleşmeler sayesinde bankalar tarafından tüketiciye sunulan hizmetin maliyetinin
düşeceği, münhasırlık sonucunda ortaya çıkan uzmanlaşma ile birlikte tüketici
ihtiyaçlarının daha etkin bir şekilde karşılanabileceği, sigorta şirketlerinin diğer
pazarlardaki tecrübelerinin müşterilere yeni çözümler üretmekte faydalı olacağı
değerlendirilmektedir. Ayrıca, banka şubelerinin bağımsız acentelere nazaran daha
geniş bir coğrafi yelpazeye yayılmış olması sayesinde tüketicinin sigorta ürünlerine
ulaşması kolaylaşabilecektir. Bu açıklamalar çerçevesinde, 4054 sayılı Kanun’un 5.
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendindeki koşulun da sağlandığı anlaşılmıştır.
18-04/62-36
8/13


G.4.3.3. İlgili Piyasanın Önemli Bir Bölümünde Rekabetin Ortadan Kalkmaması
(32) Muafiyetin üçüncü şartı, anlaşmanın veya kararın teşebbüslere ilgili piyasanın önemli bir
bölümünde rekabeti ortadan kaldırma imkânı tanımaması, bir başka deyişle sağlanan
ekonomik gelişme veya fayda ile tüketicinin bundan yarar sağlamasının rekabetin
ortadan kaldırılması sonucunda elde ediliyor olmamasıdır. Bu şartın amacı, rekabetin
kısmen sınırlandırılmasına izin verilen piyasalardaki reel ve potansiyel rekabetin
devamının teminidir. İlgili pazarın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkıp
kalkmadığı değerlendirilirken öncelikle anlaşma taraflarının ilgili pazardaki durumu önem
kazanmaktadır. Bu bağlamda aşağıda genel pazarlar ve alt pazarlar olmak üzere ilgili
ürün pazarı bölümünde yer verilen her bir pazarda anlaşma taraflarının durumu ele
alınmıştır. Bireysel emeklilik, hayat ve ferdi kaza sigorta alanlarında ürünler sunan
NN’nin rakipleriyle birlikte sigorta sektöründeki durumu aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.
Tablo-1: Sigorta Sektörü Genel Pazar Payları (%)
Teşebbüsler 2015 2016 2017 (11 Ay)
1 Allianz (…..) (…..) (…..)
2 Anadolu (…..) (…..) (…..)
3 Axa (…..) (…..) (…..)
4 Mapfre (…..) (…..) (…..)
5 Aksigorta (…..) (…..) (…..)
6 Sampo (…..) (…..) (…..)
7 Ziraat (…..) (…..) (…..)
8 Doğa (…..) (…..) (…..)
9 Güneş (…..) (…..) (…..)
10 Halk (…..) (…..) (…..)
37 NN (…..) (…..) (…..)
(33) Tablo 1’de görüldüğü üzere yıllar itibarıyla %(…..) bandında seyreden pazar payı ile NN,
sigorta sektöründe ilk 10 teşebbüs arasında yer almamakta olup, oldukça düşük bir
pazar payına sahiptir. Aşağıdaki tabloda ise NN’nin bildirim konusu işleme ilişkin
pazarlardan hayat grubu sigorta pazarındaki genel pazar payına yer verilmiştir.
Tablo-2: Hayat Grubu Sigorta Pazar Payları (%)
Teşebbüsler 2015 2016 2017 (11 Ay)
1 Ziraat (…..) (…..) (…..)
2 Allianz (…..) (…..) (…..)
3 Anadolu (…..) (…..) (…..)
4 Metlife (…..) (…..) (…..)
5 Halk (…..) (…..) (…..)
6 Garanti (…..) (…..) (…..)
7 Cigna (…..) (…..) (…..)
8 AvivaSa (…..) (…..) (…..)
9 Vakıf (…..) (…..) (…..)
10 Aegon (…..) (…..) (…..)
12 NN (…..) (…..) (…..)

18-04/62-36
9/13


(34) Hayat grubu sigorta pazarındaki %(…..) seviyelerindeki pazar payı ile NN’nin, bu
pazarda da güçlü bir konumda olmadığı, düşük bir pazar payına sahip olduğu ve ilk 10
teşebbüs arasında yer almadığı görülmektedir. Aşağıdaki tabloda ise bildirim konusu
sigorta gruplarından ferdi kaza sigortası pazarında NN’nin ve rakiplerinin sahip olduğu
pazar payları yer almaktadır.
Tablo-3: Ferdi Kaza Sigortası Pazar Payları (%)
Teşebbüsler 2015 2016 2017 (11 Ay)
1 Metlife (…..) (…..) (…..)
2 Ziraat (…..) (…..) (…..)
3 Anadolu (…..) (…..) (…..)
4 Zürich (…..) (…..) (…..)
5 Allianz (…..) (…..) (…..)
6 Neova (…..) (…..) (…..)
7 Doğa (…..) (…..) (…..)
8 Avivasa (…..) (…..) (…..)
9 Axa (…..) (…..) (…..)
10 Güneş (…..) (…..) (…..)
18 NN (…..) (…..) (…..)
(35) Genel sigortacılık hizmetleri ve hayat grubu sigortacılık hizmetleri pazarlarında olduğu
gibi, ferdi kaza sigortası pazarında da %(…..) civarında seyreden oranlarla NN oldukça
düşük bir pazar payına sahiptir. Diğer yandan, ferdi kaza sigortası ürününün gerek hayat
dışı şirketler gerekse hayat/emeklilik şirketleri tarafından üretiliyor olması nedeniyle çok
sayıda sigorta şirketi tarafından sunulmasının söz konusu pazarı daha rekabetçi hale
getirdiği belirtilmelidir.
(36) Öte yandan, NN ile ABANK arasında akdedilen sözleşmenin bireysel emeklilik
ürünlerinin de satışını içermesi nedeniyle NN’nin bireysel emeklilik ürünü pazarındaki
durumunun da değerlendirilmesi gerekmektedir.
(37) Bireysel emeklilik, kişinin bireysel emekliliği üzerine akdedilen uzun süreli bir birikim
sözleşmesidir. Bu kapsamda bireysel emeklilik sözleşmesi diğer ürünlerden farklılaşarak
daha uzun süreli bir zamanı kapsamakta ve bu süre zarfında kişinin düzenli şekilde
ödeme yapması beklenmektedir. Bu sebeple bir emeklilik şirketinin ilgili pazardaki
payının, her yıl kaç katılımcı ile bireysel emeklilik sözleşmesi akdettiğinden çok
portföyünde bulunan toplam katılımcı sayısı ile bu katılımcılardan elde edilen toplam fon
tutarı, katkı payı veya yatırıma yönlenen tutar bakımından ele alınması daha doğru
olacaktır. Aşağıdaki tabloda bireysel emeklilik pazarında faaliyet gösteren katılımcı
toplam fon tutarı bakımından en büyük pazar payına sahip ilk beş teşebbüs ile NN’nin
pazar paylarına yer verilmiştir:
Tablo-4: 05.01.2018 İtibarıyla Bireysel Emeklilik Pazarındaki Teşebbüslerin Pazar Payları (%)
Teşebbüs Adı
Katılımcı
Toplam Fon
Tutarı
Katılımcı
Sayısı
Katkı Payı
Tutarı

Sözleşme
ve Sertifika
Sayısı
Yatırıma
Yönlenen
Tutar
Avivasa Emeklilik ve Hayat A.Ş. (…..) (…..) (…..) (…..) (…..)
Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş. (…..) (…..) (…..) (…..) (…..)
Garanti Emeklilik ve Hayat A.Ş. (…..) (…..) (…..) (…..) (…..)
Allianz Yaşam ve Emeklilik A.Ş. (…..) (…..) (…..) (…..) (…..)
Vakıf Emeklilik ve Hayat A.Ş. (…..) (…..) (…..) (…..) (…..)
NN (…..) (…..) (…..) (…..) (…..)
Diğer (12 Şirket) (…..) (…..) (…..) (…..) (…..)

18-04/62-36
10/13


(38) Tablodan da görüleceği üzere pazarda faaliyet gösteren en büyük beş teşebbüsün pazar
payı pazarın yaklaşık %(…..)’ını oluşturmakta ve pazarda payı %(…..)’ye ulaşan
teşebbüsler bulunmaktadır. NN’nin pazar payı ise %(…..) aralığında olup kendinden
yaklaşık beş kat daha büyük pazar payına sahip teşebbüslerle rekabet halindedir. Öte
yandan aşağıdaki tablodan NN’nin son üç yıl itibarıyla bireysel emeklilik pazarında sahip
olduğu pazar payları incelendiğinde diğer iki yılda da pazar payının genel itibarıyla
%(…..) aralığında seyrettiği görülmektedir.
Tablo-5: NN HAYAT’ın Bireysel Emeklilik Branşındaki Pazar Payları (%)
Yıllar
Katılımcı
Toplam Fon
Tutarı
Katılımcı Sayısı
Katkı Payı
Tutarı

Sözleşme ve
Sertifika
Sayısı
Yatırıma Yönlenen
Tutar
2015 (…..) (…..) (…..) (…..) (…..)
2016 (…..) (…..) (…..) (…..) (…..)
2017 (…..) (…..) (…..) (…..) (…..)
(39) Diğer taraftan, ABANK’ın temel faaliyet alanı finansal hizmetler ve bankacılık olup,
ABANK’ın son üç yıla ilişkin genel bankacılık hizmetlerine ilişkin pazar payı bilgileri
aşağıda yer almaktadır.
Tablo-6: ABANK’ın Bankacılık Hizmetlerine İlişkin Pazar Payları (%)
Aktif Mevduat Kredi
2014 (…..) (…..) (…..)
2015 (…..) (…..) (…..)
2016 (…..) (…..) (…..)
(40) Aşağıdaki tabloda ise ABANK’ın bildirim konusu işlem kapsamında yer alan bireysel
emeklilik ürünleri, ferdi kaza sigortası ve hayat grubu sigorta hizmetleri pazarındaki son
üç yıla ilişkin pazar payları yer almaktadır.
Tablo-7: ABANK’ın Çeşitli Sigorta Hizmetlerindeki Pazar Payı (%)
Yıllar Ferdi Kaza Hayat Grubu BES (Katkı Payı)
2014 (…..) (…..) (…..)
2015 (…..) (…..) (…..)
2016 (…..) (…..) (…..)
2017 (Nisan) (…..) (…..) (…..)
(41) Son olarak ABANK’ın banka sigortacılığı pazarındaki son üç yıla ilişkin pazar payları ise
aşağıdaki tabloda sunulmuştur.
Tablo-8: ABANK’ın Bankasürans Pazarındaki Payı (%)

2014 2015 2016 2017 (Nisan ayı itibarıyla)
ABANK (…..) (…..) (…..) (…..)
(42) Tablolardan görüldüğü üzere, ABANK gerek genel bankacılık hizmetleri alanında,
gerekse dosya konusu sigorta ürünleri ve banka sigortacılığı pazarlarında %(…..)’in dahi
altında kalan pazar payları ile oldukça düşük pazar paylarına sahiptir.
(43) Bu çerçevede, yukarıdaki tablolarda yer verildiği üzere, NN’nin ve ABANK’ın anılan
pazarlarda düşük pazar paylarının olduğu ve her iki teşebbüsün de söz konusu
pazarlarda güçlü rakiplerinin bulunduğu dikkate alındığında, bildirime konu sözleşme ile
getirilen rekabet etmeme yükümlülüğünün ilgili piyasanın önemli bir bölümünde
rekabetin ortadan kalkması sonucunu doğurmayacağı kanaatine varılmıştır. Ayrıca,
ABANK’ın yeni ürün talep etmesi ve bu talebinin olumsuz karşılanması sonucunda
başka sigorta şirketleriyle çalışabilmesine imkân veren düzenleme de başvuru konusu
münhasırlığın kapsamını daraltmaktadır.
18-04/62-36
11/13


(44) Yukarıda Sözleşme’nin ilgili pazarların önemli bir bölümünde rekabeti
sınırlandırmayacağı değerlendirmesi yapılmış olmakla birlikte, ilgili pazardaki
sağlayıcıların önemli sayıda alıcıyla benzer anlaşmalar yapmış olması durumunda
paralel ağlar vasıtasıyla pazarın yeni girişlere kapanmasının söz konusu olması
durumunda, önceden muafiyet tanınan bu tür anlaşmalar muafiyet kapsamı dışına
çıkabilmektedir. Bununla birlikte, tarafların ilgili pazarlardaki oldukça düşük pazar payları
göz önünde bulundurulduğunda, bildirim konusu Sözleşme’nin etkisiyle pazarın yeni
girişlere kapanması gibi bir durumun söz konusu olmayacağı anlaşılmaktadır. Nitekim
her ne kadar hayat grubu sigorta pazarında bankalar önemli bir dağıtım kanalı olsa da,
NN’nin banka sigortacılığı kanalıyla yazılan hayat grubu sigorta ürünleri pazarında
%(…..)’lik; banka sigortacılığı aracılığıyla yazılan ferdi kaza sigorta pazarında ise
%(…..)’lık bir paya sahip olduğu, bu bağlamda NN’nin bu pazarlardaki bağlı pazar
payının, Kılavuz’un 120. paragrafında yer alan %5’lik oranın altında kaldığı
görülmektedir.
(45) Açıklamalar çerçevesinde Sözleşme’nin 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendinde yer alan koşulu da sağladığı değerlendirilmektedir.
G.4.3.4. Rekabetin (a) ve (b) Bentlerindeki Amaçların Elde Edilmesi için Zorunlu
Olandan Fazla Sınırlanmaması
(46) 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinde öngörülen bu son koşul gereği, tüketicilere
yansıtılan ekonomik gelişme ve iyileştirmenin elde edilmesinde rekabeti daha az
sınırlayan bir yöntem mevcut ise anlaşmaya muafiyet tanınamayacaktır. Bu koşula
aykırılık, ya izlenen amacın elde edilmesi için rekabetin gereğinden fazla sınırlanması ya
da rekabetin sınırlanması gereğinin dahi bulunmaması halinde olabilir.
(47) Bildirim konusu Sözleşme ile ABANK’a getirilen rekabet yasağının yaratacağı muhtemel
rekabet karşıtı etkiler, pazarın rakip sigorta şirketlerine kapatılmasıdır. Rekabet etmeme
yükümlülüğünün süresi arttıkça daha büyük ölçüde bir pazar kapatma etkisi doğacaktır.
Dikey anlaşmalarda, hâkim durumda olmayan teşebbüsler arasında bir ila beş yıl
arasında getirilen rekabet yasakları piyasadaki rekabet düzeyinde yarattıkları olumsuz
etkileri dengeleyecek olumlu etkilerin varlığı durumunda makul kabul edilirken, beş
yıldan uzun süreli rekabet etmeme yükümlülükleri ise çoğu yatırım türü açısından iddia
edilen etkinlikleri gerçekleştirmek için zorunlu veya yaratılan pazar kapatma etkisini telafi
etmeye yetecek düzeyde kabul edilmemektedir. Bununla birlikte, sağlayıcı tarafından
alıcıya özgü olarak yapılan yatırımların (örneğin sağlayıcının başka alıcılar için
kullanamayacağı teçhizata veya eğitime yatırım yapması vb.) korunması için rekabet
yasağı getirilmesi halinde yatırımların geri dönüşünü sağlamaya yetecek kadar süre için;
franchise anlaşmalarında olduğu gibi alıcı ve sağlayıcı arasında önemli bir know-how
transferinin söz konusu olduğu durumlarda da anlaşmanın süresi boyunca rekabet
yasağı getirilmesi dikey anlaşmanın yaratacağı etkinlikler bakımından makul
karşılanabilmektedir.
18-04/62-36
12/13


(48) Bildirim Formu’nda taraflar arasında know-how transferi olduğu, nitekim Sözleşme’nin 8.
maddesinde de yer aldığı üzere NN tarafından ABANK çalışanlarına destek amaçlı 10
kişilik bir satış ekibinin tahsis edileceği, satışa ilişkin koçluk hizmeti ve desteği verileceği,
bu kapsamda banka personeline sigorta sektörünün dinamikleri ve sigorta ürünlerinin
satış ve pazarlama usullerine ilişkin know-how niteliğinde önemli ve gizli bilgiler
aktarılacağı, ayrıca bireysel emeklilik aracılarının lisanslanması konusunda kurulmuş NN
Akademi aracılığı ile ABANK’ın ilgili personeline sınıf içi eğitimlerle destek olunacağı
ifade edilmektedir. Bildirim Formu’nda ayrıca NN’nin ABANK şube kadrolarını
desteklemek için gerekli bilgi ve bilişim teknolojisini sağlamaktan ve kendi bilgi teknolojisi
donanımlarını ABANK şubelerinde barındırmaktan sorumlu olacağı belirtilmektedir. Bu
bağlamda Bildirim Formu’nda söz konusu know-how transferi nedeniyle de taraflar
arasındaki ilişkinin münhasır bir şekilde devam etmesinin daha çok ekonomik fayda
yaratacağı ifade edilmektedir. Diğer yandan Bildirim Formu’nda, ilgili pazarın birçok rakip
sigorta şirketinin faaliyet göstermesi nedeniyle, markalar arası rekabetin son derece
yoğun ve artan ürün çeşitliliğine sahip bir pazar olduğu, Sözleşme konusu sigorta
branşlarında banka sigortacılığı dağıtım kanallarının nispeten düşük bir paya sahip
bulunduğu, bu bağlamda da bildirim konusu Sözleşme ile rekabetin zorunlu olandan
fazla sınırlanmadığı belirtilmiştir.
(49) Bildirim Formu’nda ayrıca Sözleşme’nin sona ermesinden itibaren NN’ye getirilen bir yıl
boyunca ABANK’ın kendi dağıtım kanalı ile bireysel emeklilik ürünleri sattığı müşteriler
hariç diğer müşterilerine sigorta ürünü satmak amacıyla aktif pazarlama faaliyeti
gösteremeyeceği yönündeki sınırlamanın da bu açıklamalar doğrultusunda makul bir
sınırlama olduğu ifade edilmektedir.
(50) Konuya ilişkin geçmiş tarihli Kurul kararlarında, münhasırlık içeren acentelik
sözleşmelerine uzun sürelerle (15-20 yıl) bireysel muafiyet tanınan örneklerin olduğu
görülmektedir3. İlgili Kurul kararlarına konu olanlarla benzer pazar ve oyuncu
özelliklerine sahip mevcut dosya bakımından da, prim hedeflerine ulaşılamaması
durumunda sekiz yıla ulaşan rekabet etmeme yükümlülüğünün, benzer nitelikteki Kurul
kararlarında yer alan süreler, bildirim kapsamında yapılacak eğitimsel/teknolojik
yatırımlar ve know-how transferi, tarafların ilgili pazarlardaki düşük pazar payları, ilgili
pazarlarda markalar arası rekabetin önemli düzeyde bulunması ve yoğunlaşmanın
düşük olması gibi nedenler çerçevesinde makul olduğu ve rekabeti zorunlu olandan
fazla sınırlamayacağı sonucuna varılmıştır. Diğer yandan, NN’ye sözleşme süresi
sonunda getirilen bir yıllık aktif satış kısıtının da yukarıda yapılan açıklamalar
çerçevesinde makul kabul edilebileceği anlaşılmıştır.
(51) Bu bilgiler ışığında, söz konusu Sözleşme’nin 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinin birinci
fıkrasında sayılan koşulların tümünü sağladığı kanaatine varılmıştır.

3 Örneğin, 14.09.2011 tarih ve 11-47/1166-412 sayılı ve 14.09.2011 tarih ve 11-47/1165-411 sayılı Kurul
kararları.
18-04/62-36
13/13


H. SONUÇ
(52) Düzenlenen rapora ve incelenen dosya kapsamına göre,
- NN Hayat ve Emeklilik A.Ş ile Alternatifbank A.Ş. arasında, 27.03.2017 tarihinde
imzalanan Bankasürans Sözleşmesi’nin 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi
kapsamında olduğuna,
- Söz konusu Sözleşme’nin, prim hedeflerine ulaşılamaması durumunda sözleşme
süresinin beş yılı aşması nedeniyle, 2002/2 sayılı Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup
Muafiyeti Tebliği kapsamında grup muafiyetinden yararlanamayacağına,
- Bununla birlikte, söz konusu Sözleşme’ye 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinde
sayılan koşulların tümünü sağlaması nedeniyle bireysel muafiyet tanınmasına
gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemelerinde yargı
yolu açık olmak üzere, OYBİRLİĞİ ile karar verilmiştir.



Full & Egal Universal Law Academy