Konya Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesi 2020/224 Esas 2020/1146 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 2. Vergi Dava Dairesi
Esas No: 2020/224
Karar No: 2020/1146
Karar Tarihi: 27.10.2020



(193 S. K. m. 42, 43, 44) (5520 S. K. m. 6) (213 S. K. m. 339)
 
İSTEMİN ÖZETİ: Davacı şirketin yıllara sari inşaat işi ile ilgili olarak elde ettiği hasılatın bir kısmını işin bittiği yılda beyan etmediğinin ve müşterek maliyetlerden söz konusu işe fazla pay verdiğinin tespit edildiğinden bahisle düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca nakden ve mahsuben iade alınan kurumlar vergisine ilişkin olarak resen tarh edilen 2017/1-12 dönemine ilişkin tekerrür hükümleri uygulanmış bir kat vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinin terkini istemiyle açılan davanın; 193 sayılı Kanun'un 42. maddesi uyarınca yıllara sari inşaat işinde hasılatın işin bittiği yılda beyan edilmesi gerektiği, aynı Kanunun 44. maddesinin 2. fıkrasındaki düzenlemenin ise sözleşme ile öngörülmeyen hususların sonradan ortaya çıkması halinde oluşan gelir ve giderlerle ilgili olduğu, geçici kabule bağlı olan Niğde İli, Bor İlçesi Devlet Hastanesi inşaat işinde hasılatın, geçici kabul tutanağının onaylandığı 2017 yılı hasılatına dahil edilerek beyan edilmesi gerektiğinden davacı şirketin haksız iade aldığı kurumlar vergisine ilişkin olarak tarh edilen dava konusu bir kat vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı, Mahkemelerinin 30/12/2019 tarihli ara kararı ile davalı idareden vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle arttırılmasının sebebi sorulduğu halde ara kararına cevap verilmediğinden ve vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle arttırılmasının nedeni ortaya konulmadığından vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle arttırılmasında ise hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle kısmen kabulü, kısmen reddi yolunda verilen Konya 1. Vergi Mahkemesi'nin 15/01/2020 gün ve E:2019/701, K:2020/22 sayılı kararının; davacı tarafından, şirketin 2017 yılında söz konusu hakediş tutarına ilişkin olarak herhangi bir fatura düzenlemediği ve elde ettiği geliri 2018 yılında beyanlarına intikal ettirdiği, 193 sayılı Kanun'un 44. maddesinin 2. fıkrası uyarınca yapılan işlemlerin yasal olduğu; davalı idare tarafından ise, ara kararıyla istenilen vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle arttırılmasına neden olan bilgi ve belgeler, verilen süre içerisinde Mahkemeye sunulduğu halde ara kararına cevap verilmediği gerekçesiyle verilen davanın kabulü yolundaki kararın kaldırılması gerektiği ve vergi ziyaı cezalı tarhiyatta yasal isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek, aleyhe olan kısmının kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı idare tarafından yasal dayanaktan yoksun olan davacı istinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmuş; davacı tarafından savunma verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Konya Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesince, dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü;
 
Davacı şirketin istinaf başvurusuna konu Konya 1. Vergi Mahkemesi'nin 15/01/2020 gün ve E:2019/701, K:2020/22 sayılı kararının, davacı şirketin 2017 yılında kayıt dışı bıraktığı 3.021.825,88-TL.'nin 2017 takvim yılı hasılatına eklenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı yönündeki gerekçesi Dairemizce de isabetli görülmüştür. Ancak, vergi inceleme raporunda söz konusu hasılat farkının matraha eklenmesi yanında yıllara sari inşaat işine ait 505.513,66-TL. tutarındaki maliyet de reddedildiği halde Vergi Mahkemesince verilen kararda bu husus hakkında herhangi bir hukuki değerlendirme yapılmadığı görülmüştür.
 
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 6. maddesinde, safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun "Müşterek Genel Giderler ve Amortismanların Dağıtılması" başlıklı 43. maddesinde, birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işlerinde veya bu işlerin diğer işlerle birlikte yapılması halinde müşterek genel giderlerin dağıtımının, yıl içinde tek veya birden fazla inşaat ve onarma işinin bu madde şümulüne girmeyen işlerle birlikte yapılması halinde, her yıla ait müşterek genel giderlerin, bu işlere ait harcamalar ile diğer işlere ait satış ve hasılat tutarlarının (enflasyon düzeltmesi yapılan dönemlerde bunların düzeltilmiş tutarlarının) birbirine olan nispeti dahilinde yapılacağı düzenlenmiştir.
 
Vergi incelemesinde, davacı şirketin yıllara sari inşaat işlerinde 2014 ile 2017 yılları arasındaki müşterek giderlerini, her bir iş için o yılın sonuna kadar oluşan toplam maliyet ile önceki yıla ait maliyetin toplamı olan kümülatif maliyet miktarını dikkate alarak dağıttığının, ayrıca, dağıtımı yaparken yıllara sari inşaat işi olmayan işlerine ait hasılat toplamlarının nisbetini dikkate alması gerekirken onların da maliyetlerinin nisbetini dikkate aldığının tespit edildiği görülmüş olup, 193 sayılı Kanun'un 43. maddesine göre birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işlerinin diğer işlerle birlikte yapılması halinde müşterek genel giderlerin dağıtımının, yıllara sari inşaat işlerine ait harcamalar ile diğer işlere ait satış ve hasılat tutarların birbirine olan nispeti dahilinde yapılması gerektiğinden, davacı şirketin 2014 ila 2017 yılları arasındaki müşterek giderlerinin buna göre dağıtılması sonucunda 2017 yılında vergilendirilen gelirlere 505.513,66-TL. fazla pay verildiğinin belirlenmesi karşısında söz konusu tutarın davacı şirketin 2017 yılı maliyetlerinden çıkarılmasında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
 
Öte yandan, davacı şirketin 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun hükümleri uyarınca 2017 yılı için matrah artırımında bulunmuş olması nedeniyle tespit edilen tarhı gereken kurumlar vergisi için işlem yapılamayacağı, ancak, şirketin iade aldığı kurumlar vergisi kadar tarhiyat yapılabileceği belirtilmiş, ancak, şirketin 566.481,17-TL. nakden iade aldığı kurumlar vergisi yanında tevkifat yoluyla ödemiş olduğu 128.998,17-TL. kurumlar vergisini, tahakkuk eden kurumlar vergisinden mahsup etmesi nedeniyle tevkif yoluyla ödediği ve beyannamede mahsup ettiği kurumlar vergisi tutarını da mahsuben iade aldığından bahisle toplam (566.481,17-TL. + 128.998,17-TL.) 695.479,34-TL. tarhı gereken kurumlar vergisinin hesaplandığı görülmüştür.
 
7143 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1. fıkrasında, mükelleflerin, bu fıkrada belirtilen şartlar dâhilinde gelir ve kurumlar vergisi matrahlarını artırarak bu maddede belirtilen süre ve şekilde ödemeleri halinde, kendileri hakkında artırımda bulunulan yıllar için yıllık gelir ve kurumlar vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi türleri için daha sonra başka bir tarhiyat yapılmayacağı, aynı fıkranın (ı) bendinde de, matrah artırımında bulunan mükelleflerin yıllık gelir ve kurumlar vergisine mahsuben daha önce tevkif yoluyla ödemiş oldukları vergilerin iadesi ile ilgili taleplerine ilişkin inceleme ve tarhiyat hakkının saklı olduğu belirtilmiş olup, davacı şirket 2017 yılı kurumlar vergisi beyannamesine göre tahakkuk eden kurumlar vergisini, daha önce tevkif yoluyla ödemiş olduğu kurumlar vergisinden beyanname üzerinden mahsup ettiğinden ve kurumlar vergisinden mahsup ettiği söz konusu tevkif yoluyla ödemiş olduğu kurumlar vergisi için herhangi bir iade talebi söz konusu olmadığından, Kanun gereği vergi incelemesine ve tarhiyata konu yapılmaması gereken davacı şirketin tahakkuk eden kurumlar vergisinden mahsup ettiği 128.998,17-TL. kurumlar vergisi için yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
 
Bu tespitlere göre, Mahkeme kararının 128.998,17-TL. kurumlar vergisi ve bir kat vergi ziyaı cezası yönünden davanın reddi yolundaki hüküm fıkrasında yasal isabet görülmemiş, 566.481,17-TL. kurumlar vergisi ve bir kat vergi ziyaı cezası yönünden davanın reddi yolundaki hüküm fıkrasında ise sonucu itibarıyla yasal isabetsizlik bulunmamıştır.
 
Davalı idarenin, kurumlar vergisine ait vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri nedeniyle arttırılan kısmı yönünden davanın kabulüne ilişkin hüküm fıkrasına yönelik istinaf başvurusuna gelince:
 
Mahkemece, vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri nedeniyle artırılması nedeninin davalı idareden Mahkemelerinin 30/12/2019 tarihli ara kararı ile sorulduğu, ancak, davalı idare tarafından ara kararına yanıt verilmediği ve vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri nedeniyle artırılması koşullarının ortaya konulmadığı gerekçesiyle vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümlerin nedeniyle arttırılan kısmı yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de; dosyanın incelenmesinden, davalı idarenin söz konusu ara kararına süresi içinde elektronik ortamda 03/01/2020 tarih ve E.206 sayılı yazıyla ve katma değer vergisine ilişkin Konya 1. Vergi Mahkemesi'nin E:2019/700 sayılı dosyasında aynı hususa ilişkin olarak yapılan ara kararına aynı tarih ve E.207 sayılı yazıyla cevap verdiği görülmüştür.
 
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 339. maddesinde, vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere vergi ziyaında beş, usulsüzlükte iki yıl içinde tekrar ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezasının yüzde elli, usulsüzlük cezasının yüzde yirmibeş oranında artırılmak suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
 
Davalı idarenin, Konya 1. Vergi Mahkemesi'nin E:2019/700 sayılı dosyasında yapılan 30/12/2019 tarihli ara kararına 03/01/2020 tarih ve E.207 sayılı yazıyla verdiği yanıttan, davacı şirket adına 2010/1-12 dönemine ait tapu harcına ilişkin olarak kesilen vergi ziyaı cezasının şirkete 11/06/2015 tarihinde tebliğ edildiği ve davacı şirket tarafından vergi ziyaı cezasına itiraz edilmeyerek vergi ziyaı cezasının 27/07/2015 tarihinde tahakkuk ettiği, bu durumda olayda Vergi Usul Kanunu'nun 339. maddesinde cezanın tekerrür sebebiyle artırılması için öngörülen şartların oluştuğu anlaşıldığından, dava konusu 566.481,17-TL. kurumlar vergisine ait vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri nedeniyle arttırılmasında hukuka aykırılık bulunmamış ve Mahkeme kararının bu kısım yönünden davanın kabulü yolundaki hüküm fıkrasında yasal isabet görülmemiş, diğer yandan, hukuka uygun olmadığı sonucun varılan 128.998,17-TL. tutarındaki kurumlar vergisine ilişkin olarak kesilen vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri nedeniyle artırılmasında hukuka uygunluk bulunmadığından Mahkeme kararının bu kısım yönünden davanın kabulü yolundaki hüküm fıkrasında sonucu itibarıyla yasal isabetsizlik görülmemiştir.
 
Açıklanan nedenlerle, davacı istinaf başvurusunun kısmen gerekçeli reddine, kısmen kabulüne, Konya 1. Vergi Mahkemesi'nin 15/01/2020 gün ve E:2019/701, K:2020/22 sayılı kararının; 566.481,17-TL. kurumlar vergisi ve bir kat vergi ziyaı cezası yönünden davanın reddi yolundaki hüküm fıkrasına yönelik istinaf başvurusunun yukarıda yazılı gerekçeyle reddine,128.998,17-TL. kurumlar vergisi ve bir kat vergi ziyaı cezası yönünden davanın reddi yolundaki hüküm fıkrasına yönelik istinaf başvurusunun kabulüyle Mahkeme kararının söz konusu hüküm fıkrasının kaldırılmasına ve davanın bu kısmının kabulüyle cezalı tarhiyatın bu kısmının terkinine; davalı istinaf başvurusunun kısmen gerekçeli reddine, kısmen kabulüne, Mahkeme kararının128.998,17-TL. kurumlar vergisine ilişkin olarak kesilen vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle arttırılan kısmı yönünden davanın kabulü yolundaki hüküm fıkrasına yönelik istinaf başvurusunun yukarıda yazılı gerekçeyle reddine, Mahkeme kararının 566.481,17-TL. kurumlar vergisine ilişkin olarak kesilen vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle arttırılan kısmı yönünden davanın kabulü yolundaki hüküm fıkrasına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, Mahkeme kararının söz konusu hüküm fıkrasının kaldırılmasına ve566.481,17-TL. kurumlar vergisine ilişkin olarak kesilen vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle arttırılan kısmı yönünden davanın reddine ve 566.481,17-TL kurumlar vergisi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle arttırılan kısmının onanmasına, aşağıda dökümü bulunan, dava ve istinaf aşamasında davacı tarafından karşılanan toplam 406,35-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 330,35-TL'sinin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan 76,00-TL'sinin ise davalı idarece davacıya verilmesine, istinaf aşamasında davalı idare tarafından karşılanan, 24,50-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 19,92-TL.'sinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, kalan 4,58-TL.'sinin davalı idare üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen 1.890,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3) sayılı tarife uyarınca 54,40-TL'den az olmamak üzere reddedilen tutar üzerinden binde 4,55 oranında hesaplanacak nispi karar harcından istinaf aşamasında davacı tarafından fazladan yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye harcın davacıdan tahsiline, artan posta gideri avansının kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine, kararın tebliğinden itibaren otuz (30) gün içinde Danıştay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, 27/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy