Konya Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi 2020/1985 Esas 2020/2533 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 2. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/1985
Karar No: 2020/2533
Karar Tarihi: 25.11.2020



İSTEMİN ÖZETİ: Isparta ili, .... Mahallesi, 5066 ada 10 parselin maliki olan davacı tarafından, anılan taşınmazda ruhsat ve eklerine aykırı olarak çatı kat inşaatı yapıldığından bahisle 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi gereğince 16.431,86-TL idari para cezası verilmesine ve bir ay içerisinde ilgili yönetmelik hükümlerine göre ruhsatsız veya ruhsata aykırı imalatların maliki tarafından uygun hale getirilmesine, getirilmediği takdirde 32. maddeye göre yıkım kararı alınacağına ve inşaata devamı halinde 1.ceza miktarının 2 katı para cezası uygulanacağına ilişkin 09.10.2018 tarih ve 920 sayılı Belediye Encümeni kararının iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davada; dava konusu işlemin, söz konusu yapının bir ay içerisinde ruhsata uygun hale getirilmemesi halinde yıkım kararı alınacağına ve inşaata devamı halinde 1.ceza miktarının 2 katı para cezası uygulanacağına ilişkin kısmı yönünden; dava konusu taşınmazda ruhsata aykırı olarak çatı katı inşaatı yapıldığının sabit olduğu, yapı tatil tutanağı ile tespit edilen aykırılıktan etkilenen alan ve yapı sınıfı yönünden bir itirazda bulunulmadığı, başka bir ifadeyle bu hususlara ilişkin bir ihtilaf bulunmadığı, çatı katı için herhangi bir yapı kayıt belgesinin olmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemin, söz konusu yapının bir ay içerisinde uygun hale getirilmesi aksi halde 3194 sayılı Kanunun 32. maddesi uyarınca yıkım kararı alınacağına ve inşaata devamı halinde 1.ceza miktarının 2 katı para cezası uygulanacağına ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı, dava konusu işlemin, davacıya 16.431,86-TL imar para cezası verilmesine ilişkin kısmı yönünden; para cezasının hesaplanmasına esas alınan yapı sınıfı ve aykırılıktan etkilenen alan bakımından ortada bir ihtilaf olmadığı, taşınmazın bulunduğu alanda uygulama imar planı olduğu ve yapı kullanma izin belgesi alındıktan sonra inşai faaliyet yapıldığı anlaşıldığından bu kısımlar yönünden arttırım uygulanmasında hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte; dava konusu yapının, mevcut haliyle çevre ve görüntü kirliliğine sebebiyet verip vermediği hususlarına ilişkin olarak somut tespitlerin, tutanakta veya para cezasına ilişkin işlemde belirtilmediği gibi dava dosyasına da bu yönde bilgi ve belge sunulmadığı görüldüğünden bu gerekçelerle para cezasının %20 (764,27-TL) oranlarında artırılmasında, bunun yanında, dava konusu yapıya ait yapı ruhsatlarının bulunduğu görüldüğünden yapının ruhsatsız yapıldığından bahisle para cezasının %180 (6.878,45-TL) oranında artırılmasında, başka bir ifadeyle 16.431,86-TL imar para cezasının 7.642,72-TL'lik kısmında hukuka uyarlık, kalan 8.789,14-TL kısmında ise hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle Isparta İdare Mahkemesi'nce verilen dava konusu encümen kararı ile verilen imar para cezasının 7.642,72-TL'lik kısmının iptaline, kalan kısımlar yönünden davanın reddine ilişkin 22/01/2020 gün ve E:2019/1123, K:2020/73 sayılı kararın; davalı idare vekilince, para cezasının iptaline yönelik kısımların hukuka aykırı olduğu iddiasıyla istinaf yolu ile kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Konya Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi'nce işin gereği görüşüldü:
 
Dava, Isparta ili, .... Mahallesi, 5066 ada 10 parselin maliki olan davacı tarafından, anılan taşınmazda ruhsat ve eklerine aykırı olarak çatı kat inşaatı yapıldığından bahisle 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi gereğince 16.431,86-TL idari para cezası verilmesine ve bir ay içerisinde ilgili yönetmelik hükümlerine göre ruhsatsız veya ruhsata aykırı imalatların maliki tarafından uygun hale getirilmesine, getirilmediği takdirde 32. maddeye göre yıkım kararı alınacağına ve inşaata devamı halinde 1.ceza miktarının 2 katı para cezası uygulanacağına ilişkin 09.10.2018 tarih ve 920 sayılı Belediye Encümeni kararının iptali istemiyle açılmıştır.
 
İstinafa konu karar ile "dava konusu işlemin, davacıya 16.431,86-TL imar para cezası verilmesine ilişkin kısmı yönünden; para cezasının hesaplanmasına esas alınan yapı sınıfı ve aykırılıktan etkilenen alan bakımından ortada bir ihtilaf olmadığı, taşınmazın bulunduğu alanda uygulama imar planı olduğu ve yapı kullanma izin belgesi alındıktan sonra inşai faaliyet yapıldığı anlaşıldığından bu kısımlar yönünden arttırım uygulanmasında hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte; dava konusu yapının, mevcut haliyle çevre ve görüntü kirliliğine sebebiyet verip vermediği hususlarına ilişkin olarak somut tespitlerin, tutanakta veya para cezasına ilişkin işlemde belirtilmediği gibi dava dosyasına da bu yönde bilgi ve belge sunulmadığı görüldüğünden bu gerekçelerle para cezasının %20 (764,27-TL) oranlarında artırılmasında, bunun yanında, dava konusu yapıya ait yapı ruhsatlarının bulunduğu görüldüğünden yapının ruhsatsız yapıldığından bahisle para cezasının %180 (6.878,45-TL) oranında artırılmasında, başka bir ifadeyle 16.431,86-TL imar para cezasının 7.642,72-TL'lik kısmında hukuka uyarlık, kalan 8.789,14-TL kısmında ise hukuka aykırılık bulunmadığı" gerekçesiyle dava konusu imar para cezasının 3194 sayılı İmar Kanunun 42. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin 8 ve 13 numaralı alt bendi uyarınca arttırılmasına ilişkin kısmının (7.642,72-TL'lik) iptaline karar verilmiştir.
 
Davalı idare tarafından, dava konusu imar para cezasının 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin 8 ve 13 numaralı alt bendi uyarınca arttırılmasına ilişkin kısmının (7.642,72-TL'lik) iptaline yönelik Mahkeme kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuştur.
 
Davalı idarenin, dava konusu imar para cezasının 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin 8 nolu alt bendi uyarınca arttırılmasına ilişkin kısmı yönünden, mahkeme kararının gerekçesi ve sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmadığından bu kısma yönelik istinaf isteminin reddi gerekmektedir.
 
Dava konusu imar para cezasının, anılan Kanunun ilgili maddesinin c bendinin 13 numaralı alt bendi uyarınca arttırılmasına ilişkin kısmı yönünden ise;
 
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42/2 nci maddesinde, "Ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine, (...) yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleşmeye ve çevreye etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın büyüklüğüne göre, beşyüz Türk Lirasından az olmamak üzere, aşağıdaki şekilde hesaplanan idari para cezaları uygulanır:
 
a) Bakanlıkça belirlenen yapı sınıflarına ve gruplarına göre yapının inşaat alanı üzerinden hesaplanmak üzere, mevzuata aykırılığın her bir metrekaresi için;
 
(...)
 
2) III. sınıf (...) A grubu yapılara onsekiz (...) Türk Lirası (...) idari para cezası verilir.
 
(...)
 
c) (a) ve (b) bentlerine göre cezalandırmayı gerektiren aykırılığa konu yapı;
 
1) Hisseli parselde diğer maliklerin muvafakati alınmaksızın yapılmış ise cezanın % 30’u, (...)
 
13) Çevre ve görüntü kirliliğine sebebiyet veriyor ise cezanın % 20’si,
 
(a) ve (b) bentlerinde belirtilen şekilde tespit edilen para cezalarının miktarına göre ayrı ayrı hesap edilerek ilave olunur. Para cezalarına konu olan alanın hesaplanmasında, aykırılıktan etkilenen alan dikkate alınır." hükmüne yer verilmiştir.
 
Mevzuat koyucu gerek gerek plânlı alanlarda gerekse uygulama imar plânı sınırları dışında kalan sahalarda gelişigüzel yapı yapılmasını yasaklayarak, yapılaşmayı imar düzenine tabi kılmıştır.
 
İmar Plânı ile plân sahasındaki alanlara yapılacak yapıların yapı yoğunluğu ile bu bölgelerin kişi yoğunluğu, bu alanlara ne tür yapıların yapılabileceği açıklanmak sureti ile belirlenmiştir.
 
Dolayısıyla planlama safhasında yapılaşma kuralları vasıtasıyla o alandaki kişi yoğunluğu ile o alandaki yapı yoğunluğu ayrı ayrı hesap edilmekte; hesaplanan kişi yoğunluğu ve yapı yoğunluğu ile dengeli/uyumlu biçimde çevreye (çöp v.b.) katı, (kanalizasyon, atıksu v.b.) sıvı yahut (karbondioksit, buhar, duman, azot v.b.) gaz atık verilmesi öngörülmekte, böylelikle imar plânları vasıtası ile plânlı şehirleşmenin yanında çevre de kontrol altında tutulmaktadır.
 
Zîra mevzuat ile kişi yoğunluğuna ve yapı yoğunluğuna sınır getirilmesinin sebeplerinden birisi de, yoğunluğun belli bir düzeyde sınırlanarak, bu sınırın üzerinde çevreye katı, sıvı yahut gaz atık verilmesinin önlenmesi ve böylelikle çevrenin korunmasıdır.
 
Olayda, ruhsat harici toplam 288 metrekare yapı yapılmış, uyuşmazlık konusu yapıda irihsata aykırı biçimde alan kullanımı artırılmıştır. Dolayısıyla söz konusu yapı vasıtasıyla, sahadaki kişi yoğunluğunun ve yapı yoğunluğunun plânda öngörülmeyen biçimde artırıldığı görülmektedir.
 
Bu alandaki kişi ve yapı yoğunluğunun artması neticesinde,
 
=>İlâve katı atık, İlâve gaz atığı, İlâve sıvı atık ortaya çıkmaktadır.
 
=>Ayrıca hem yapı hem de kişi yoğunluğunun artmış olması nedeniyle, ilâve yapılan bu yapılar bölgedeki kişi başına düzen yeşil alan oranını azaltmaktadır.
 
=>Mevzuata aykırı yapı oturumları nedeniyle hava akımı olumsuz etkilenmektedir ki, bu da diğer binalar arası ve bina çevresi temiz hava ve rüzgâr sirkülasyonuna olumsuz etki etmektedir.
 
=>İlâve yapıyı kullanan kişilerin araçları dolayısıyla, bölgedeki yollarda ilâve yakıt salınımı gerçekleşmektedir.
 
Bütün bu unsurlar bir arada değerlendirildiğinde; söz konusu yapı dolayısıyla çevre kirliliğinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
 
Görüntü kirliliği ise, "çevre estetiğini ve şehir estetiğini olumsuz yönde etkileyen unsurlar neticesinde ortaya çıkan görsel kirlilik" olarak tanımlanmaktadır.
 
İmar mevzuatı ile yapı yaklaşma - çekme, yükseklik/gabari ve parsel oturumları ile dış cephe bakımından mevzuat bir düzen getirerek, yapıların taslak bir plân ve mimarî tasarım üzerine yapılması kurgulanmıştır.
 
Dolayısıyla yapılaşma kuralları ile doğal çevreye yapay şekil verilmektedir. Ancak bu şekil verme esnasında bazı estetik kurallara dikkat edilmektedir ki, bu kurallar arza müdahalenin "mimarî tasarım boyutu"nu oluşturmaktadır.
 
Diğer bir ifadeyle, mevzuat ile kişi yoğunluğuna ve yapı yoğunluğuna (bu bağlamda kat yüksekliğine ve yapı/parsel formlarına) sınır getirilmesinin sebeplerinden birisi de, estetiğin sağlanmasıdır.
 
Nitekim mevzuat ile kat yükseklikleri, yapı formları ve parsel durumları belirlenirken, sadece jeolojik-jeoteknik nedenler ve iklim şartları değil; aynı zamanda arza şekil vermenin mimarî tasarım boyutu dolayısıyla "iki boyutlu dış kontür" olarak adlandırılan siluetin estetik bir görünümde olması da göz önünde bulundurulmaktadır.
 
Öte yandan estetik görünüş, herhangi bir kişinin kendince tahayyülî estetiği değil, mevzuatın kabul ettiği (Yönetmelik ve plân kuralları ile belirlenen ve onaylı plan ve projelerle hayat bulmuş) yasal estetiktir.
 
Ayrıca bir yapı inşa edilmeden evvel, yapının plânı olan mimarî proje hazırlanmaktadır ki, yapı plânı olan mimarî proje de bünyesinde bir estetik içermektedir. Zîra yapı plânı temelde bir "müellif eseri"dir.
 
Olayda ise, ruhsata ve mimari projeye aykırı yapı yapıldığı, dolayısıyla bu ek yapının yasal olarak görüntü estetiğinin mevcut olmadığı görülmektedir.
 
Bu durumda, dava konusu ruhsata aykırı yapının çevre ve görüntü kirliliğine sebep olduğu sonucuna varıldığından bu sebeple imar para cezasının artırılmasına ilişkin dava konusu işlemin bu kısmında da hukuka aykırılık bulunmadığı, bu kısım yönünden mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
 
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin istinaf başvurusunun, dava konusu idari para cezasının 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin 8 nolu alt bendi uyarınca arttırılmasına ilişkin kısım yönünden reddine oybirliğiyle, dava konusu idari para cezasının 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin 13 numaralı alt bendi uyarınca arttırılmasına ilişkin kısım yönünden istinaf isteminin kabulüne oyçokluğuyla, dava konusu idari para cezasının kısmen iptaline ilişkin istinafa konu mahkeme kararının (764,27-TL)'liktutar yönünden kaldırılmasına, para cezasının bu kısmı yönünden de davanın reddine, aşağıda dökümü gösterilen davalı idarece istinaf aşamasında yapılan 240,60-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre takdiren yarısı olan 120,30-TL'sinin ve davalı idare vekil ile temsil edildiğinden istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.040,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, kalan 120,30-TL'lik kısmının ise davalı idare üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin mahkemesince davalı idareye iadesine, 2577 sayılı Kanunun 45. maddesinin 6. fıkrası uyarınca kesin olmak üzere,25/11/2020tarihinde karar verildi.
 
KARŞI OY: İstinafa konu Mahkeme kararının, dava konusu idari para cezasının 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin 13 numaralı alt bendi uyarınca arttırılmasına ilişkin kısmı yönünden usule ve hukuka uygun olduğu anlaşıldığından bu kısım yönünden de davalı idarenin istinaf başvurusunun reddi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy