Konya Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi 2020/1503 Esas 2020/1292 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 2. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/1503
Karar No: 2020/1292
Karar Tarihi: 03.09.2020



(2709 S. K. m. 141) (2577 S. K. m. 38, 40)
 
Davacı Serik Belediye Başkanlığı vekili Av. … tarafından, Antalya İli, Serik İlçesi, … Mahallesi 145 ada 23, 24 ve 42 parsel sayılı taşınmazlarda yer alan kamping, günübirlik alanı, orman yangın üssü ve spor alanında "günübirlik tesis alanı, turizm tesis alanı ve orman yangın üssü" kullanımını içeren 28.01.2020 tarihli 1/100000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin, 1/25000 ölçekli çevre düzeni planı ilave değişikliğinin, 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin ve1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği işlemleri ile bu plan değişikliklerine askı süresi içinde yapılan itirazların reddine dair 09.04.2020 tarih ve E.299817 sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı işleminin iptali istemiyle Kültür ve Turizm Bakanlığı'na karşı Antalya 3. İdare Mahkemesi'nin 2020/406Esas sayısına kayden açılan dava ile Antalya 5. İdare Mahkemesi'nin 2020/549 esas sayısına kayıtlı dava arasında bağlantı bulunduğu sonucuna varılarak, belirtilen dava dosyaları arasında bağlantı bulunup bulunmadığının saptanması amacıyla 2577 sayılı Kanun'un 38. maddesinin 5. fıkrası uyarınca Mahkememize gönderilen dava dosyaları incelenerek işin gereği görüşüldü;
 
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 4001 sayılı Kanunla değişik 38. maddesinin 1. fıkrasında; aynı maddi veya hukuki sebepten doğan ya da biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte olan davaların bağlantılı davalar olduğu hükmüne yer verilmiş, aynı Kanun'un 40. maddesinde de; "Bölge idare mahkemesi bağlantılı dava dosyalarını öncelikle ve ivedilikle inceler ve kararını verir. Bölge idare mahkemesince verilen karar, bağlantının bulunduğu yolunda ise, yetkili mahkeme kararda belirtilmek suretiyle dosyalar yetkili mahkemeye gönderilir. Durum ayrıca diğer mahkemeye de duyurulur. Yetkili kılınan mahkeme durumu ilgililere bildirir. Bölge idare mahkemesince verilen karar bağlantı olmadığı yolunda ise, dosyalar ilgili mahkemelere geri gönderilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
 
Bu Yasa maddesi uyarınca davalar arasında bağlantının varlığından söz edebilmek için üç koşulun bulunması gerekmektedir. Bunlar; maddi birliktelik, hukuki birliktelik ve davaların birbirini etkileme koşuludur.
 
Maddi birliktelik koşulu; aynı sebepten farklı işlemlerin doğması yada farklı işlemlerin tek sebepten doğması veya bir saikin birden fazla işlem doğmasına sebebiyet vermesi olarak tanımlanabilir.
 
Hukuki birliktelik koşulu; davaların çözümünde göz önünde tutulması gereken hukuki dayanak aynı Yasanın farklı maddeleri olsa bile davaların aynı hukuki durum içinde değerlendirmeyi gerektirmesi halidir.
 
Davalardan biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkilemesi hali ise, davalardan biri hakkında karar verebilmek için diğer davada yapılacak saptama ve hukuki değerlendirmelere ve verilecek karara ihtiyaç bulunması olarak belirtilebilir.
 
Bilindiği üzere, idare hukuku alanında birçok idari işlem, belli bir usul dairesinde ve yine başka bir idari işlemle ilişkili olarak tesis edilebilmekte ve bu işlemler arasında geniş anlamıyla hukuki bir bağlantı bulunabilmektedir. Bununla birlikte söz konusu idari işlemlerin yargısal denetimi aşamasına gelindiğinde ise idari yargı merciince her idari işlem -kural olarak- kendi hukuki bağlamında incelenip karara bağlanmaktadır. Bu nedenle, idari davalar arasında bağlantı müessesesi idari yargıda istisnai bir usul işlemi olarak karşımıza çıkmaktadır.
 
Bu doğrultuda, idari yargıda aslolanın her idari işlemin ayrı ayrı ve kendi açıldığı mahkemesinde görülüp çözümlenmesi iken, yukarıda aktarılan Yasa hükümleri ile Anayasanın 141. maddesinin son fıkrasında belirtilen usul ekonomisi kaidesine ilişkin düzenlenen "Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir." hükmü uyarınca bazı durumlarda farklı mahkemeler arasında açılan davalarda bağlantının varlığına karar verilmesi mümkündür. Bununla birlikte, istisnai bir yöntem olarak bağlantının varlığına karar verilebilmesi için de yukarıda aktarılan 2577 sayılı Yasanın 38. maddesinde aranan şartların somut olayda açık bir biçimde mevcut olması ve yine aktarıldığı üzere bağlantının kabulü durumunun usul ekonomisi ilkesinin gerçekleşmesi gayesi ile de uyumlu olması gerekmektedir. Aksi takdirde, idari davalar arasında asgari düzeyde bir hukuki ilgi bulunduğu tespitinden hareketle bağlantı yolunun işletilmesi, belirtilen usul ekonomisi amacının aksine; bağlantı nedeniyle dosyanın gönderilmesi, bu süreçte yargılamanın durması, bağlantıya karar verecek merci tarafından bağlantı istenilen öbür dosyanın getirtilmesi, nihayetinde bağlantı konusunda bir karar verilerek dosyaların tekrar mahkemelerine iade edilmesi gibi bir dizi hukuki süreç nedeniyle her iki dosyanın çözümlenmesinin de sebepsiz yere ertelenmesine neden olabilecektir.
 
Bu çerçevede bağlantı müessesesinin usul ekonomisi ilkesi ile uyumlu işletilebilmesi için 2577 sayılı Yasada aranan "aynı maddi veya hukuki sebepten doğan ya da biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte olma" şartlarının yanında Danıştay içtihatlarında yer alan; bağlantı istenilen dosyaların yargısal aşamalarının (safahatlarının) birbirine yakın olması, yargılamada yapılacak keşif-bilirkişi incelemelerinin birlikte veya eş zamanlı olarak yapılmasını gerektirmesi, davaların birlikte (tek dilekçe ile) açıldığında da görülebilecek nitelikte olması, sonraki kanun yolu aşamalarında uyum bulunması, uyuşmazlığın çözümüne uygulanacak hukuk kurallarının aynı veya ilişkili olması, davacılarının aynı olması, davanın konusu olan yerin aynı olması gibi başkaca ilkeler de göz önüne alınarak bir değerlendirme yapılması ve bu hususlar çerçevesinde bağlantının kabulü durumunun her iki dosyanın hızlı, seri ve adaletli biçimde çözümlenmesine olacak katkısının kısaca usul ekonomisinin esas alınması gerekmektedir.
 
Dava dosyalarının incelenmesinden; her ne kadar bağlantı olduğu ileri sürülen iki dava dosyasında da aynı imar planlarının dava konusu edildiği görülmüş ise de; her iki davanın davacılarının farklı olduğu, usul ekonomisi bakımından her iki davanın birlikte aynı mahkemede görülmesini gerektiren bir durumun bulunmadığı, dava dosyalarının safahatının da farklı olduğu, dosyalar arasındaki ilişkinin iki mahkeme arasında eşgüdüm sağlanarak bir dosyada diğerinin sonucunun beklenmesi suretiyle de kurulabileceği, bu nedenle iki dosya arasında yasanın öngördüğü anlamda bağlantı bulunmadığı anlaşılmaktadır.
 
Bu nedenle; söz konusu davalar arasında bağlantı bulunmadığına, dava dosyalarının Mahkemelerine iadesine, 03.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy