Konya Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi 2019/2008 Esas 2020/999 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 2. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/2008
Karar No: 2020/999
Karar Tarihi: 25.06.2020



(3194 S. K. m. 18) (İmar Kanununun 18 inci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik m. 10)

İSTEMİN ÖZETİ: Niğde İli, Ulukışla İlçesi, ... Köyünde ... ve ... no.lu kadastro parsellerinde (209/1 ve 201/1 no.lu imar parsellerinde) kayıtlı taşınmazların hisseli maliki olan davacı tarafından bu taşınmazları kapsayan alanda 3194 Sayılı İmar Kanununun 18.madde uyarınca imar uygulaması yapılmasına dair Niğde İl Özel İdaresi Encümeninin 18.02.2015 gün ve ... Sayılı kararının iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davada ... İdare Mahkemesi'nce verilen dava konusu işlemin iptaline dair 28/05/2019 gün ve E:2018/638, K:2019/413 Sayılı kararın; davalı idare vekilince, davanın açılması için yasal sürelerin geçmiş olduğu, yapılan uygulamanın teknik ve hukuki yönden uygun olduğu, bilirkişiler tarafından yapılan hukuka aykırı değerlendirmelerin uygulamanın iptalini gerektirmeyeceği, açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken işlemin iptali yönünde kurulan hüküm tesisinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iddialarıyla istinaf yolu ile kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
 
Karar veren Konya Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi'nce işin gereği görüşüldü:
 
KARAR: İmar Kanunu'nun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinde; "İmar parsellerinin oluşturulması ve dağıtımında aşağıdaki esaslar dikkate alınır: a. Düzenlemeyle oluşacak imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki eski parsellere tahsisi sağlanır. b. Plan ve mevzuata göre korunması mümkün olan yapıların tam ve hissesiz bir imar parseline intibak ettirilmesi sağlanır. c. Mal sahibine tahsis edilen miktarın bir imar parselinden küçük olması veya diğer teknik ve hukuki nedenlerle müstakil imar parseli verilmemesi halinde, İmar parselasyon planları ve imar durumu belirlenmiş düzenleme alanlarında yapılacak binaların toplam inşaat alanı veya bağımsız bölüm adetleri belirtilen imar iddiaları veya parselleri, kat mülkiyetine esas olmak üzere hisselendirilebilir. Hisselendirme, imar ada veya parselinin yüzölçümü payda kabul edilerek, hisse sahiplerine ait düzenleme ortaklık payları çıkarıldıktan sonra kalan yüzölçümü miktarı hisse kabul edilerek kat mülkiyeti uygulanmak üzere yapılır. Hisselendirme, ana yapı veya yapıların toplam inşaat alanları veya bağımsız bölüm adetleri ile orantılı olarak hesaplanır. Hisselendirilmiş parselin tapu kütüğündeki beyanlar hanesine "İmar Kanununun 18. maddesindeki kat mülkiyeti esası uygulanmıştır" ibaresi yazılır. Ana yapının veya yapıların inşaatı ve kullanılması gibi hususlarda 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri uygulanır. Düzenlemeye tabi tutulan parselin zemin durumu ve üzerindeki yapının özelliği itibariyle düzenleme ortaklık payının alınamadığı hallerde, ilgilisinin muvafakatı ile düzenleme ortaklık payı miktarı bedele dönüştürülebilir. Düzenlemeye tabi tutulması gerektiği halde İmar Kanununun 18. maddesi hükmünün tatbiki mümkün olmayan hallerde, müstakil inşaata elverişli olan kadastro parsellerine plana göre inşaat ruhsatı verilirken de yukarıdaki hüküm uygulanır. Bu maddeye göre yapılacak bedel takdirlerin ve bu bedellere itiraz şekilleri 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümlerine tabidir. Bu bedel, düzenlemenin gerçekleştirilmesi için yapılacak kamulaştırmalar dışında kullanılamaz." düzenlemesi yer almıştır.
 
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının hissedar olarak maliki olduğu Niğde İli, Ulukışla İlçesi, ... Köyü, 121 ve 123 numaralı kadastro parsellerinin 3194 Sayılı İmar Kanununun 18.maddesi kapsamında imar uygulamasına tabi tutularak 209 ada 1 parsel ve 210 ada 1 parsellerden tahsis yapıldığı, buna dair Niğde İl Özel İdaresi Encümeninin 18.02.2015 gün ve ... Sayılı kararının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı, ... İdare Mahkemesi'nce 28/05/2019 gün ve E:2018/638, K:2019/413 Sayılı kararla (bilirkişi raporuna istinaden ); "Bu durumda, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve bilirkişi raporunda yer alan tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden; Davacının varisi olduğu D-750 Aksaray-Adana Karayoluna cepheli 121 numaralı kadastro parselinin 1397.78 m2 imar payının tamamının bulunduğu alandan 2 adet ayrık nizam 2 katlı konut yapılaşma koşullu parsellerde değerlendirilmesi teknik olarak mümkün iken, 274.49 m2 imar payının, imar planında 50 m. genişliğindeki Aksaray-Adana Karayoluna cephesi bulunmayan bitişik nizam 2 katlı konut tanımlı 210 ada 1 parsele tahsisin yapıldığı, 210 ada 1 parselin 121 numaralı eski parseline göre eşdeğer konumda olmadığı, davacının miras bırakanına ait 121 numaralı kadastro parselinden gelen imar hakkedişinin tamamının bulunduğu alandan 2 adet parsel olarak değerlendirilmesinin teknik olarak mümkün olduğu, eski 121 numaralı taşınmaz dışında yer alan 210 ada 1 parselden tahsisin yapıldığı, 121 numaralı taşınmaz üzerinde yer alan imar 209 ada 2 no.lu parselin fiili olarak varisler tarafından kullanıldığı, üzerinde meyve ağaçlarının bulunduğu, meyve ağaçlarının yan parsel sahibine geçtiği hususları dikkate alınmayarak, eski 121 numaralı taşınmaz dışındaki 210 ada 1 parselden 274.49 m2 yapılan tahsisin davacının mağduriyetine yol açtığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır." gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verildiği görülmüş ise de;
 
Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere 121 kadastro parseli için davacıya 209 ada 1 parselin tam/müstakil imar parseli olarak tahsis edilmesinde düzenleme ilkelerine aykırılık bulunmamaktadır. Yine davacıya ait bulunan 123 kadastro parselinin altlığında bulunan 210 ada 1 parselden tahsis yapılmasında da hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Davacı 121 parselin 209 ada 1 parselin tahsisinden sonra arta kalan kısmının (257,38 m2) da bulunduğu yerde değil de başka bir yerde (210 ada 1 parselde) tahsisine itiraz etmekte ve bilirkişi heyeti de davacıya (121 kadastro parselinin altlığına denk gelen ve yine davacının meyve ağaçlarının bulunduğu) 209 ada 2 parselden tahsis yapılması gerektiğini, bu nedenle yapılan tahsisin düzenleme ilkelerine uygun olmadığını belirtmektedir. Bununla birlikte dağıtım cetveline bakıldığında davacıya kalan 257,38 m2'nin müstakil bir imar parseli olarak tahsisi için yeterli olmadığı (209 ada 2 parselin 322,26 m2 olduğu), buraya tahsis yapılması durumunda davacının kök parsel dışından gelen başka şahıslarla hisseli olmak durumunda kalacağı, daha da önemlisi davalı idarenin davacının buradan kalan hissesini aktardığı 210 ada 1 parselin ise yine davacıya (hisseli olarak) ait taşınmaz olduğu ve bu taşınmazda iki hissenin birleştirilmesi ile davacı (ve kök parseldeki diğer hissedarlar) adına tam/müstakil bir imar parseli oluşturulduğu, ilaveten fotoğraflara ve dosyadaki belgelere bakıldığında söz konusu 210 ada 1 parselde (eski 123 parselde) bir adet ev bulunduğu, yukarıda atıf yapılan Yönetmeliğin 10/1-b maddesine göre idarenin buradaki yapının tam ve hissesiz bir imar parseline intibak ettirilmesini sağlamak durumunda olduğu, anılan Yönetmelik kuralının uygulanması neticesinde davalı idarece 121 kadastro parselinden (209 ada 1 parsele tahsis yapıldıktan sonra) artakalan ve müstakil parsel tahsisine elverişli olmayan 257,38 m2 için 123 kadastro parselinin altlığında oluşturulan (ve yine davacıya ait olan) 210 ada 1 parselde tahsis yapılmasının düzenleme ilkelerine ve Yönetmeliğe uygun olduğu açıktır. Aksi yönde davacıya 209 ada 2 parselden tahsis yapılması hâlinde davacı hem orada (kök parsel dışından gelen) başkala şahıslarla hissedar olmak durumunda kalacak, hem de 210 ada 1 parsele (eski 123 parsele) ve buradaki eve başka şahıslar da hisseli olarak malik olmak durumunda kalacaktır. Böyle bir durumda ise yeni mülkiyet sorunları doğacaktır.
 
Bu durumda, davalı idarece yukarıda anılan yönetmeliğin 10. maddesine uygun biçimde ve mülkiyet ihtilaflarını giderecek şekilde; ana ilke olarak kök parsellerin altlığı esas alınmak ve 121 parselden artan küçük hisse de yine davacıya (ve kök parseldeki diğer hissedarlara) ait üzerinde yapı bulunan diğer taşınmazda birleştirilmek suretiyle iki yerden (209 ada 1 parsel 210 parsel) sorunsuz ve tam/müstakil parsel tahsisi yapıldığı anlaşılmakla, dava konusu işlemde düzenleme esaslarına ve hukuka aykırılık, aksi yöndeki idare mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
 
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulüne, ... İdare Mahkemesi'nin 28/05/2019 gün ve E:2018/638, K:2019/413 Sayılı kararının kaldırılmasına, davanın reddine, dava aşamasına ait olup davacı tarafından yapılan 2.323,90.-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, istinaf aşamasında davalı idare tarafından yapılan 177,30.-TL yargılama giderinin ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.700,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta ücretinin talep edilmesi halinde derhal, talep edilmemesi halinde ise kararın kesinleşmesinden sonra mahkemesince resen taraflara iadesine, 2577 Sayılı Kanun'un 46/1-f maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere 25.06.2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
 
KARŞI OY
 
İstinaf başvurusuna konu mahkeme kararının hukuka ve usule uygun olduğu, istinaf isteminin reddi gerektiği kanaatiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy