Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi 2020/293 Esas 2020/1046 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 1. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/293
Karar No: 2020/1046
Karar Tarihi: 17.09.2020



İSTEMİN ÖZETİ: …….. Birliği Genel Sekreterliğinde sözleşmeli uzman olarak görev yapmakta iken 24.07.2016 tarihinde Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı'nca FETÖ/PYD terör örgütü soruşturması kapsamında gözaltına alındığı ve 25.07.2016 tarihinden itibaren sözleşmesinin fesih edildiği, sağlık memuru olarak asıl kadrosunun bağlı bulunduğu İl olduğundan Konya Valiliğinin 11.08.2016 tarihli onayı ile 24.07.2016 tarihinden itibaren 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca görevden uzaklaştırıldığı, 24.07.2016-24.03.2017 tarihleri arasında da tutuklu olduğundan dolayı fiilen kamu hizmetini yapamadığı, hakkında yapılan soruşturmalar neticesinde FETÖ/PYD terör örgütü ile ilgili bir suç tespit edilemediğinden Antalya 5.Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2017/1447 D.İş dosyasında verilen 24.03.2017 tarihli karar ile tutuklama kararının kaldırılarak adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildiği, Konya Valiliğinin 31.03.2017 tarihinde görevden uzaklaştırma tedbirini kaldırıp göreve idesine karar vermesi üzerine bu evrakın tebliği akabinde 05.04.2017 tarihinde asıl kadrosunun bulunduğu, Konya Beyhekim Devlet Hastanesinde göreve başladığından bahisle 23.05.2017 tarihli 4364 sayılı yazı ile idareye başvurarak gözaltına alındığı 24.07.2017 tarihinden göreve iade edildiği 04.04.2017 tarihine kadar ödenmemiş maaşlarının ve sabit ödemelerinin tarafına ödenmesini istediği İdarenin de Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Kurumu ..... Birliğinin konuyla ilgili 21.06.2017 tarih ve E:9265 sayılı görüşü nedeniyle davacının talebini 22.06.2017 tarihli ve E:2707 sayılı işlemle ret ettiği davacı tarafından da hem Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Kurumu ..... Birliğinin konuyla ilgili 21.06.2017 tarih ve E:9265 sayılı görüşünün hem de 22.06.2017 tarihli ve E:2707 sayılı işleminin iptali ile 24.07.2016 tarihinden göreve iade edildiği 04.04.2017 tarihine kadar ödenmemiş maaşlarının gözaltı ve tutukluluk hali nedeniyle her ay ödenmesi gereken maaşının 2/3'sinin her ay ödenmesi gereken tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, tutukluluk sona erdikten ve göreve başladıktan sonra da alması gereken maaşlarının 1/3 oranında ödenmesi, özlük haklarının derece ve kademe kayıplarının iadesi ile kademe ve derece farkından kaynaklı maaş farklarının tarafına ödenmesi, bu tarihler arasındaki alması gereken sosyal hak ve yardımların işleyecek yasal faizi ile birlikte tarafına ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada; Sağlık Bakanlığı'nın 22.06.2017 tarih ve 2707 sayılı işlemi yönünden; davacının gözaltına alındığı 24.07.2016 tarihinden göreve iade edildiği 04.05.2017 tarihine kadar maaşının 2/3'sinin ve hak ettiği sabit ödemesinin ödenmesi gerektiği bu nedenle de dava konusu işlemin bu kısmının iptalinin gerektiği, işlemin, tutukluluk sona erdikten ve göreve başladıktan sonra da alması gereken maaşlarının 1/3 oranında ödenmesi kısmı yönünden ise, davacı hakkında 2016/21047 sayılı dosyada soruşturmanın devam ettiği bu nedenle davacının Devlet Memurları Kanunu'nun 143. maddesinde belirtilen şartları taşımaması nedeniyle dava konusu işlemin bu kısım yönünden reddinin gerektiği, davacının Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Kurumu ..... Birliğinin 22.06.2017 tarihli ve E:2707 sayılı işlemi ile gözaltına alındığı 27.04.2017 tarihinden göreve iade edildiği 04.04.2017 tarihine kadar gözaltı ve tutukluluk hali nedeniyle ödenmeyen maaşlarının 2/3'sinin ödenmesine ilişkin kısmı yönünden; davacının 24.07.2016 tarihinde gözaltına alındığı sonrasında tutuklandığı, 25.07.2016 tarihinden itibaren sözleşmesinin fesih edildiği, bunun akabinde de sağlık memuru olarak asıl kadrosunun bağlı bulunduğu il olduğundan Konya Valiliği'nin 11.08.2016 tarihli onayı ile 24.07.2016 tarihinden itibaren 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca görevden uzaklaştırıldığı dolayısıyla davacının sözleşmesinin feshinin ardından tutuklu olması nedeniyle elinde olmayan bir nedenle 1 ay içinde Kurumuna başvurma şartını yerine getirmesinin mümkün olmadığı, gözaltına alındığı 24.07.2016 tarihinden göreve iade edildiği 04.05.2017 tarihine kadar maaşının 2/3'sinin ödenmesi gerektiği ancak, davacının 27.04.2017 tarihinden göreve iade edildiği 04.04.2017 tarihine kadar ödenmemiş maaşlarının gözaltı ve tutukluluk hali nedeniyle her ay ödenmesi gereken maaşının 2/3'sinin her ay ödenmesi gereken tarihten itibaren işleyecek yasal faiz istemi yönünden İdarenin temerrüde düştüğü tarihin davacının idareye başvuru tarihi olan 25.04.2017 tarihinden itibaren işlemesi gerektiği, davacının tutukluluk sona erdikten ve göreve başladıktan sonra da alması gereken maaşlarının 1/3 oranında ödenmesi talebine ilişkin kısmı ve özlük haklarının derece ve kademe kayıplarının iadesi ile kademe ve derece farkından kaynaklı maaş farklarının tarafına ödenmesi kısmı yönünden; davacı hakkında FETÖ/PYD Silahlı Terör Örgütüne üye olmak suçundan 2016/21047 sayılı soruşturma dosyasının derdest olduğu, davacının Devlet Memurları Kanununun 143. maddesindeki şartlardan herhangi birini taşımadığı görüldüğünden tutukluluk sona erdikten ve göreve başladıktan sonra da alması gereken maaşlarının 1/3 oranında ödenmesi ve buna ilişkin faiz isteminin reddinin gerektiği, bu nedenlerle davacı Devlet Memurları Kanununun 143.maddesinde belirtilen şartları taşımadığından özlük haklarının derece ve kademe kayıplarının iadesi ile kademe ve derece farkından kaynaklı maaş farklarının ve buna ilişkin faiz isteminin karşılanmasının da mümkün olmadığı, davacının gözaltına alındığı 27.04.2017 tarihinden göreve iade edildiği 04.04.2017 tarihine kadar alması gereken sosyal hak ve yardımların tarafına ödenmesi gerektiği kısmı yönünden; davacının gözaltına alındığı 24.07.2016 tarihinden göreve iade edildiği 04.05.2017 tarihine kadar Kanunun öngördüğü çerçevede alması gereken sosyal hak ve yardımları varsa (performansa dayalı olmayan sabit ödeme vs) bu hakların yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiği, davanın Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Kurumu ..... Birliği'nin konuyla ilgili 21.06.2017 tarih ve E:9265 sayılı görüşü işlemi yönünden; söz konusu işlemin yaptırım öngörmeyen, ihbar ve bildirim içerikli icrai kabiliyeti bulunmadığı sonucuna ulaşılmakla, kesin ve yürütülebilir nitelikte olmadığı görüldüğünden işlemin bu kısmı yönünden, davanın esasını inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle Konya 2. İdare Mahkemesi'nce verilen dava konusu Sağlık Bakanlığı'nın 22.06.2017 tarih ve 2707 sayılı işlemi yönünden dava konusu işlemin kısmen reddine, kısmen iptaline, davacının Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Kurumu ..... Birliğinin 22.06.2017 tarihli ve E:2707 sayılı işlemi ile gözaltına alındığı 24.07.2016 tarihinden göreve iade edildiği 04.04.2017 tarihine kadar gözaltı ve tutukluluk hali nedeniyle ödenmeyen maaşlarının 2/3'sinin ödenmesine ilişkin talebi yönünden davanın kabulüne, davacının tutukluluk sona erdikten ve göreve başladıktan sonra da alması gereken maaşlarının 1/3 oranında ödenmesi talebine ilişkin kısmı yönünden talebinin reddine, davacının özlük haklarının derece ve kademe kayıplarının iadesi ile kademe ve derece farkından kaynaklı maaş farklarının tarafına ödenmesi kısmı yönünden talebinin reddine, davacının gözaltına alındığı 24.07.2016 tarihinden göreve iade edildiği 04.04.2017 tarihine kadar alması gereken sosyal hak ve yardımların tarafına ödenmesi gerektiği kısmı yönünden talebinin kabulüne, davanın Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Kurumu ..... Birliği'nin konuyla ilgili 21.06.2017 tarih ve E:9265 sayılı görüşü işlemi yönünden incelenmeksizin reddine ilişkin 13/09/2019 tarih ve E:2017/1196, K:2019/951sayılı kararın, davalı idare vekili tarafından; FETÖ/PDY soruşturması kapsamında davacının 24/07/2016 tarihinde göz altına alındığı, 25/07/2016 tarihinde hizmet sözleşmesinin ….. Birliği Genel Sekreterliği'nce fesh edildiği, sözleşmeleri herhangi bir surette sona eren personelin bir ay içinde kurumuna müracaatı halinde kurumunca bir ay içinde kadrosuna atanacağı ancak davacının görevine dönmek için bir talebinin bulunmadığı, dolayısıyla Devlet memuru sıfatını haiz olmadığı, davacının tutuklu iken fiil ehliyetinin tam olduğu ve tutuklu olmasının göreve dönmek için dilekçe vermeye engel teşkil etmediği, davacının yoksun kaldığını öne sürdüğü döner sermaye ek ödemesinin yapılabilmesi için fiili çalışma şartının bulunduğu bu nedenle bu ödemenin davacıya yapılamayacağı, yapılan kovuşturma nedeniyle mahrum kaldığını öne sürdüğü kayıplarını ise hakkında verilen beraat kararının kesinleşmesi halinde tazminat olarak Devlet Hazinesinden talep etmesinin gerektiği iddialarıyla, davacı tarafından; kararın gerekçe kısmında tarafına yapılacak ödemelerin yasal faiziyle birlikte ödeneceği belirtilmesine karşın hüküm kısmında bu hususa değinilmemiş olmasının mağduriyetinin devam etmesine neden olduğu, dolayısıyla hüküm kısmında da tarafına yapılacak ödemelerin, ödenmesi gereken tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle tarafına ödenmesine karar verilmesi gerektiği iddialarıyla istinafen incelenerek kaldırılması istenilmektedir.
 
DAVALI SAVUNMASININ ÖZETİ: Döner sermayeden yapılan ek ödeme, kişinin fiilen çalışmasının bir karşılığı olup aylık ve sair mali haklar gibi seyyanen ödenmesi gereken bir meblağ olmadığı, bu prensip çerçevesinde fiilen çalışılmayan hallerde bu ödemenin yapılmasının mümkün olmadığı, kaldırılması istenilen kararın ''davanın red edilen'' kısmı yönünden hukuka ve mevzuata uygun olduğu ileri sürülerek davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.
 
DAVACI SAVUNMASININ ÖZETİ: Döner sermaye ek ödemeleri gibi eş yardımı ek ödemeler dahil tüm ödemelerin sosyal hak ve yardım olarak kabul edilmesi gerektiği, davalı idare tarafından söz konusu ödemenin fiilen çalışmaya göre yapılacağı belirtilmiş ise de davalı idarece hukuka aykırı biçimde tesis edilen işlem nedeniyle tarafının fiilen çalışmasının mümkün olmaması nedeniyle sözü edilen ek ödemenin tarafına yapılması hususunda fiilen çalışma kriterinin uygulanması yönündeki talep ve iddialarının yersiz olduğu, bu yönüyle kararın hukuka ve mevzuata uygun olduğu ileri sürülerek davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi'nce işin gereği görüşüldü;
 
Dava, .. Birliği Genel Sekreterliğinde sözleşmeli uzman olarak görev yapmakta iken 24.07.2016 tarihinde Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı'nca FETÖ/PYD terör örgütü soruşturması kapsamında gözaltına alındığı ve 25.07.2016 tarihinden itibaren sözleşmesinin fesih edildiği, sağlık memuru olarak asıl kadrosunun bağlı bulunduğu İl olduğundan Konya Valiliğinin 11.08.2016 tarihli onayı ile 24.07.2016 tarihinden itibaren 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca görevden uzaklaştırıldığı, 24.07.2016-24.03.2017 tarihleri arasında da tutuklu olduğundan dolayı fiilen kamu hizmetini yapamadığı, hakkında yapılan soruşturmalar neticesinde FETÖ/PYD terör örgütü ile ilgili bir suç tespit edilemediğinden Antalya 5.Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2017/1447 D.İş dosyasında verilen 24.03.2017 tarihli karar ile tutuklama kararının kaldırılarak adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildiği, Konya Valiliğinin 31.03.2017 tarihinde görevden uzaklaştırma tedbirini kaldırıp göreve idesine karar vermesi üzerine bu evrakın tebliği akabinde 05.04.2017 tarihinde asıl kadrosunun bulunduğu, Konya Beyhekim Devlet Hastanesinde göreve başladığından bahisle 23.05.2017 tarihli 4364 sayılı yazı ile idareye başvurarak gözaltına alındığı 24.07.2017 tarihinden göreve iade edildiği 04.04.2017 tarihine kadar ödenmemiş maaşlarının ve sabit ödemelerinin tarafına ödenmesini istediği İdarenin de Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Kurumu ..... Birliğinin konuyla ilgili 21.06.2017 tarih ve E:9265 sayılı görüşü nedeniyle davacının talebini 22.06.2017 tarihli ve E:2707 sayılı işlemle ret ettiği davacı tarafından da hem Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Kurumu ..... Birliğinin konuyla ilgili 21.06.2017 tarih ve E:9265 sayılı görüşünün hem de 22.06.2017 tarihli ve E:2707 sayılı işleminin iptali ile 24.07.2016 tarihinden göreve iade edildiği 04.04.2017 tarihine kadar ödenmemiş maaşlarının gözaltı ve tutukluluk hali nedeniyle her ay ödenmesi gereken maaşının 2/3'sinin her ay ödenmesi gereken tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, tutukluluk sona erdikten ve göreve başladıktan sonra da alması gereken maaşlarının 1/3 oranında ödenmesi, özlük haklarının derece ve kademe kayıplarının iadesi ile kademe ve derece farkından kaynaklı maaş farklarının tarafına ödenmesi, bu tarihler arasındaki alması gereken sosyal hak ve yardımların işleyecek yasal faizi ile birlikte tarafına ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
 
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un "Tek Hakimle Çözümlenecek Davalar" başlıklı 7. maddesinin, 8.6.2000 tarih ve 4577 sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile 2.7.2012 günlü, 6352 sayılı Yasa'nın 50. maddesiyle değişik 1. fıkrasında, uyuşmazlık miktarı bir milyar lirayı aşmayan; konusu belli parayı içeren idari işlemlere karşı açılan iptal davaları ile tam yargı davalarının idare mahkemesi hakimlerinden biri tarafından çözümleneceği düzenlenmiş, aynı Kanun'un 4577 sayılı Yasa'nın 4. maddesi ile değişik Ek 1. maddesinde, bu Kanunun tek hakimle çözümlenecek davalara ilişkin 7. maddesindeki parasal sınırların; her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı hükme bağlanmış bulunmaktadır.
 
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 1. fıkrasında "İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda farklı bir kanun yolu öngörülmüş olsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz." hükmüne yer verilmiştir.
 
Buna göre, Yasanın 45. maddesinin 1. fıkrasındaki parasal sınırı geçmeyen tam yargı davalarında ilk derece mahkemesince verilen karar kesin olup bu kararlara karşı istinaf kanun yoluna gidilmesi mümkün değildir.
 
Anılan Yasanın 46. maddesinin b) bendinde, konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalarda verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabileceği düzenleme altına alınmıştır.
 
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu'nun 29.12.1983 tarihli ve Esas No: 1983/1 Karar No: 1983/10 sayılı kararı uyarınca, kamu görevlilerine ait mevzuattan doğan uyuşmazlıklarda, idari işlemin neden olduğu zararın miktar olarak tespitinin mümkün olmadığı haller ile zararın miktar olarak tespitinin mümkün olduğu haller arasında bir ayrıma gidilmesi gerekmektedir.
 
Dava süresince ve hatta iptal kararının uygulanmasına yönelik yeni bir idari işlem tesis edilinceye değin zararın gerçekleşeceği hallerde uyuşmazlığı çözüme kavuşturacak yargı makamı tarafından söz konusu miktarın tespiti gerekmemesine karşın, davanın açıldığı tarih itibariyle herhangi bir etkisi kalmayan başka bir ifade ile dava devam ettiği sürece herhangi bir zarara sebebiyet vermeyecek işlemler nedeniyle açılan, kamu görevlilerine ait mevzuattan doğan davalarda ise uyuşmazlık konusu miktarın tespiti gerekmektedir.
 
Davanın açıldığı tarih itibariyle herhangi bir etkisi kalmayan bir idari işlem nedeniyle açılan ve parasal hak talebini de içermesine karşın tazminat miktarının belirtilmediği dava dilekçeleri ile açılan davalarda, uyuşmazlığı çözüme kavuşturacak yargı mercinin önünde davanın tek hakim kararı ile mi yoksa heyet kararı ile çözümleneceği sorunu yanında mahkemesince verilen kararın kesin olup olmadığı veya istinaf aşamasından geçen kararın temyiz kanun yoluna tâbi olup olmadığı sorunları da bulunmaktadır.
 
Bu kapsamdaki sorunlarla karşı karşıya olan yargı makamı tarafından, söz konusu sorunun bertarafı gayesiyle uyuşmazlık konusu miktarın ara karar ile tespit edilmesi gerekmektedir.
 
Somut olayda ise, dava devam ederken etkisini sürdüren bir işlem uyuşmazlığa konu edilmemesine (başka bir ifade ile talebin belli bir döneme ilişkin olması nedeniyle uyuşmazlığın konusu miktarın belirlenebilir nitelikte olmasına) karşın mahkemece uyuşmazlık konusu miktar tespit edilmeksizin ittihaz olunan karar hukuka aykırıdır.
 
Buna göre, ilgili yargı merciince uyuşmazlık konusu miktarın ara karar ile tespiti sağlanarak, davanın tek hakim kararı ile mi yoksa heyet kararı ile mi çözümleneceği sorunu yanında verilecek kararın kesin olup olmadığı veya hangi kanun yoluna/yollarına tâbi olduğu sorunları bertaraf edilerek bir karar verilmesi gerekmektedir.
 
Açıklanan nedenlerle; istinaf başvurusunun KABULÜNE, istinaf istemine konu Konya 2. İdare Mahkemesi'nin 13/09/2019 gün ve E:2017/1196, K:2019/951 sayılı kararının KALDIRILMASINA, bu kararda yer verilen gerekçe doğrultusunda yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Konya 2. İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine, Mahkemece verilecek kararla birlikte istinaf aşamasına ilişkin yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45 inci maddesinin 6 ncı fıkrası uyarınca kesin olmak üzere, 17/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy