Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi 2020/1210 Esas 2020/1089 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 1. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/1210
Karar No: 2020/1089
Karar Tarihi: 18.09.2020



İSTEMİN ÖZETİ: Konya Ereğli Gülbahçe İMKB İmam Hatip Ortaokulunda Fen Bilgisi öğretmeni olarak görev yapan davacının, 7145 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen 35. maddesine dayalı olarak kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin 22.10.2019 tarih ve 20692558 olur sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle mahrum kaldığı parasal hakların yasal faizi ile birlikte tarafına ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada; 23/07/2016 tarih ve 29779 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin kamu görevlilerine ilişkin tedbirler ile ilgili 4. maddesinde, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilenlerin kamu görevinden çıkarılacağının düzenlendiği, davacı hakkında yapılan inceleme kapsamında hazırlanan raporda; FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı ... Sendikasına üye olduğu, örgütün sohbetlerine katıldığı, örgüt mensuplarıyla telefonda sık sık iletişime geçtiği, örgütün bylocktan sonra en çok kullanılan haberleşme programı kakao talk, clean master, threema ve 2048 programlarını kullandığı, örgütün etkinliklerine katılıp okuma salonlarında ders verdiği yönünde bilgilere yer verildiği, nitekim davacının yargılandığı Konya 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 28.02.2019 tarih ve E.2017/208 K.2019/86 sayılı kararında FETÖ üyeliğinden 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, bu durumda, Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini, temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik 15.07.2016 günü başlatılan darbe girişimi üzerine; başta FETÖ/PDY terör örgütü olmak üzere terör örgütlerine veya MGK’ca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen kişilerin görevi başında kalmasının kamu düzeni ve güvenliği açısından sakınca oluşturacağından, davalı idare tarafından 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Geçici 35/B maddesi gereği, davacının yargılandığı Konya 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 28/02/2019 tarih ve E:2017/208 K:2019/86 sayılı kararında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği göz önünde bulundurulduğunda, davacının örgütle irtibatlı olduğunun değerlendirilmesine ilişkin tanınan geniş takdir hakkının keyfi ve sınırsız olarak değil, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanıldığı, kaldı ki, yasal mevzuattaki "değerlendirme" ifadesinin fiilin kesin olarak sübuta erip ermediği ve cezaî sorumluluğun bulunup bulunmadığından bağımsız olarak sadece meslekte kalmanın uygun olup olmadığı yönünde bir kanaatten ibaret olduğu göz önüne alındığında, yapılan incelemede davacının FETÖ örgütüyle irtibatlı ve iltisaklı olduğunun değerlendirilebilmesi bakımından yeterli somut veri bulunduğu sonuç ve kanaatine varılarak, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, davacının işlem nedeniyle mahrum kaldığı parasal hakların yasal faizi ile birlikte tarafına ödenmesine de hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle Konya 1. İdare Mahkemesi'nce verilen davanın reddine ilişkin 13/03/2020 tarih ve E:2019/1286, K:2020/361 sayılı kararın, davacı vekili tarafından; müvekkili hakkında Ağır Ceza Mahkemesince haksız yere Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına karar verildiği ve İdare Mahkemesinin de bu karara dayalı olarak ret kararı vermesinin haksız ve hukuksuz olduğu, müvekkil hakkında iddia edilen eylemlerin 17/25 Aralık 2013 tarihi öncesinde olmasına rağmen mahkeme tarafından samimi beyanların etkin pişmanlık kapsamında değerlendirildiği, müvekkilin üzerine atılı suçların Yargıtay 16. Ceza Dairesi İçtihatları ve Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda beraat kararı verilmesini gerektirdiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının memuriyete engel olmayacağına ilişkin bir çok Yüksek Mahkeme kararı ve Devlet Personel Başkanlığı kararının mevcut olduğu, müvekkilin memuriyete engel herhangi bir husus bulunmadığı, idarenin keyfi, hukuksuz, gerekçesiz olarak müvekkilin memuriyetten çıkarıldığı, müvekkilin hakkında verilen HAGB kararına yaptığı itirazında itiraz mercii tarafından şekli olarak incelendiği, istinaf ve temyiz yasa yoluna başvuru hakkının yasal olarak bulunmaması nedeniyle müvekkilin üzerine atılı örgüt üyeliği suçlamasından beraat edemediği iddialarıyla istinafen incelenerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Kararın hukuka ve mevzuata uygun olduğu ileri sürülerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi'nce, davacının istinaf başvuru dilekçesinde adli yardım talebinde bulunduğu görülmekle birlikte, davacının adli yardım talebi ilk derece mahkemesince kabul edilerek yargılamanın adli yardımlı olarak yapıldığı ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31'inci maddesinde yollamada bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335'inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca adli yardımın hüküm kesinleşinceye kadar geçerli olduğu dikkate alınarak istinaf aşamasındaki adli yardım talebi hakkında ayrıca karar verilmesine gerek bulunmadığı sonucuna varılmakla işin gereği görüşüldü;
 
Başvuruya konu mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45 inci maddesinin 3 üncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun REDDİNE, istinaf aşamasında yapılan 192,10.-TL yargılama giderinin adli yardımdan yararlanan davacıdan tahsili için Mahkemesince ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46 ncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca, bu kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde doğrudan Dairemize veya Dairemize iletilmek üzere anılan Kanun'un 4 üncü maddesinde sayılan yerlere verilecek dilekçe ile Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 18.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy