Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/602 Esas 2022/1877 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/602
Karar No: 2022/1877
Karar Tarihi: 09.11.2022

T.C. KONYA BAM ... HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
... HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: ...
KARAR NO: ...
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN: ... (...)
ÜYE: ... (...)
ÜYE: ... (...)
KATİP: ... (...)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KONYA ... ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/02/2020
NUMARASI: ... Esas ... Karar
İSTİNAF EDEN DAVACI: ... - (T.C Kimlik No: ... )
VEKİLİ: Av. ... - ...

DAVALI: ... -
VEKİLİ: Av. ... - ...
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ: 30/11/2022
YAZIM TARİHİ: 05/12/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 11/02/2020 tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından düzenlenerek müvekkiline verilen hesap ekstresi ve ... A.Ş. antetli hisse senetlerinde görüldüğü gibi davalı şirketin yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızdan SPK'na ve yasal mevzuatlara aykırı şekilde usulsüz para topladığını, bu konu ile ilgili şirket yetkilileri hakkında pek çok soruşturma ve işlem yapıldığını, açılan hukuk davaları sonrası Yargıtay ... Hukuk Dairesinin verdiği son kararda müvekkili gibi sayısız insandan para toplandığını, bu insanların kandırıldığı SPK'na ve yasal mevzuatlara uygun olmayan şekilde bir ortaklık ilişkisinin kurulduğunun sabit olduğunu, müvekkilininde bu kişilerden biri olduğunu ve kendisininde istendiği zaman parasını alabileceği, yüksek kar payı ödeme vaadi gibi usulsüz ve hileli vaatlerle kandırıldığını, müvekkilinin ve benzer çok sayıda insanın kendilerinden usulsüz şekilde toplanan bu paralar nedeni ile uzun süredir mağduriyet yaşadıklarını, bu nedenlerle geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve yine davacı müvekkili tarafından davalı şirkete verilen tüm paranın miktarının tespiti ile fazlaya ilişkin dava, faiz ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren ticari faiz ile birlikte davalı şirketten tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, soyut iddialara dayandığını, fiili olarak da çelişkiler ve eksiklikler içerdiğini, davanın reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin çok ortaklı şirket statüsünde olmadığını, SP Kurulu tarafından kurul kaydına alınmadığını, müvekkili şirket tarafından davacıda dahil hiçbir üçüncü şahsa şirket olarak hisse senedi satışı yapılmadığını, davacının dosyaya dayanak olarak sunduğu ... numaralı 100'lük hisse senedi ile ..., ... 2'lik ve ... numaralı 1'lik hamiline yazılı hisse senetlerinin seri numaralarının 15/12/2000 tarih ve 52 sayılı yönetim kurulu kararında hisse senetleri ile örtüştüğünü ancak bu hisse senetlerinin kimden ve hangi tarihte edinildiğine dair bir açıklama bulunmadığını, hesap ekstresinden sonra verildiği iddiasının ise ekstre içeriği ile çeliştiğini, ancak hisse senetlerinin hamiline yazılı olması sebebiyle bu hisse senetlerinin hamili olan davacının müvekkili şirketin ortağı olduğunu, davacının hamiline hisse senetlerini elinde bulundurduğu sürece şirketin ortağı olduğunu, davacının şirket kayıtlarında para ödemesinin gözükmediğini, müvekkilinin şirket yetkililerinin iddianın aksine hiç kimseye hiçbir vaatte bulunmadığını, davacının taleplerinin açıkça hukuka aykırı olduğu gibi taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacı tarafından sunulan içeriğini ve davalı şirket tarafından verildiğini kabul etmediklerini 15/08/2010 tarihli hesap ekstresi esas alındığında üzerinden 7 yıl geçtiğini, bu süre zarfında davacının oyalandığına dair bir iddiasının bulunmadığını, bu nedenlerle yersiz ve mesnetsiz davanın öncelikle zamanaşımı sebebiyle, esasa girilmesi halinde ise esastan reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "....davacının dosyaya sunmuş olduğu belgelerde yer alan tutarlar ile ilgili bir tahsilat kaydının tespit edilmediği ve davacının sermaye hesabından adı geçen şirket ortakları arasında yer almadığı, davalı şirketin defter kayıtlarına göre 2001 ve 2002 yıllarında çeşitli tarihlerde sermaye taahhütlerine karşılık tahsilatların yapıldığı, bu tahsilatlara ilişkin Yevmiye Defteri ve Defteri kebirde ki kayıtlarda yapılan incelemelerde hisse senetlerinin satış bedelinin nominal bedelinden fazla olanının 520 hisse senetleri ihraç primleri hesabına kaydedildiği, dolayısı ile davalı şirketin primli hisse senedi ihracının söz konusu olduğunun belirlendiği fakat defterlerde yardımcı hesabın açılmaması nedeniyle bu tahsilatların kimden yapıldığının tespit edilemediğinin bildirildiği, davacı tarafından dosyaya sunulan 15/08/2010 tarihli hesap ekstresinin kim tarafından düzenlendiğinin belli olmadığı, davalı tarafından da bu belge ve içeriğinin kabul edilmediği, bu sebeple davalı ... bağlamayacağı gibi bu ekstrenin davacının davalı şirkete para yatırdığına delil teşkil etmeyeceği, davalı şirket kayıtlarında ve T.C.Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu 2001 yılı ... A.Ş.Denetim raporunun ekinde bulunan CD'de de davacının isminin yer almadığı anlaşılmakla ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının cevabındaki müvekkilinin ve üçüncü şahıslara şirket olarak hisse senedi verilmediği şeklindeki cevabın gerçek dışı olduğunu, dosyaya delil olarak sundukları müvekkilinin ödemeleri karşılığı kendisine şirketçe verilen hisse senetlerinin sahteliği davalı tarafça iddia edilmediğini, davalı şirket ile ilgili iddia da bulunan ve hak arayan sadece müvekkili olmadığını, davalı şirket kayıtlarında para ödemesi yok gibi bir savunmadan gerçek dışı olmakla birlikte bir anlamda suçun ve yasallara aykırı işlemlerin değişik bir kabul olduğunu, davalının cevaplarına göre iki şık ortaya çıktığını, birinci ihtimalin, hak sahibi olduğunu iddia eden ve elinde senet ve ödeme belgesi olan ve bunu ilgili mercilere sunan insanlar sahtecilik yapmakta ya da ikinci ihtimal, davalı şirket TTK'na uygun oluşturmadığı ortaklık ilişkisi ile topladığı paraların varlığının ortaya çıkmasını engellemek için var olan gerçeği dolaylı yollardan inkar ile ikrar ettiğini, birinci ihtimalin olması imkansız olup bir şirkete binlerce insanın sahte belgelerle hak iddiasında bulunması bunun da ceza bir şikayete konu olmaması aksine davalı şirket hakkında dolandırıcılık, inancı kötüye kullanmak suçlarında cezai soruşturmalar yapıldığını davalı tarafın zamanaşımı yönünden iddiaları da hukuk aykırı olduğunu, hisse senetleri, paranın ödendiğinin kesin delili olduğunu, keza bilirkişi raporu, hisse senetleri, davalı şirket ve yöneticileri hakkındaki ceza davaları ve şikayetlerde alınan beyanlar, raporlar kapsamında haksız fiil durumu sabit olup dava dilekçesindeki ekli hisse senetlerinde de müvekkilinin şirkete para ödediğinin açık olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri nazara alındığında; davacının elinde davalı şirkete ait hamiline yazılı hisse senetleri bulunduğu, davacının davalı şirket tarafından düzenlenen bir tahsilat makbuzu ibraz etmediği, alınan bilirkişi raporuna göre davalı şirket kayıtlarında ve Konya ...Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dosyasında bulunan T.C. Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu'nun 2001 yılı ... A.Ş. Denetim Raporunun ekinde bulunan CD'deki davalı şirkete ait taranmış evraklar içerisinde davacının adının bulunduğu herhangi bir tahsilat makbuzunun tespit edilemediği, her ne kadar davacı, davalı şirkete yüksek faiz ve istenildiği zaman geri alınabileceği garantisi ile bir miktar para verdiğini daha sonra bu parayı alamadığına dair iş bu davayı ikame etmiş ise de yapılan yargılamada davalı şirkete para verdiğini usulünce ispat edemediği, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacının istinaf başvuru talebinin HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
6-Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK'nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi'ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 30/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan ...
e-imzalıdır
Üye ...
e-imzalıdır
Üye ...
e-imzalıdır
Katip ...
e-imzalıdır
A.Ç



Full & Egal Universal Law Academy