Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/426 Esas 2023/782 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/426
Karar No: 2023/782
Karar Tarihi: 18.04.2023

T.C. KONYA BAM ... HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ... - ...
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
... HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: ...
KARAR NO: ...
KARAR TARİHİ: ...
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN: ... ( ...)
ÜYE: ... ( ...)
ÜYE: ... ( ...)
KATİP: ... ( ...)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KONYA ... ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: ...
NUMARASI: ... Esas ... Karar
DAVACI : ...
VEKİLİ: Av. . ..
DAVALI : ...
VEKİLİ:Av. ...
DAVA: Sermaye Piyasası Kanunundan Kaynaklanan (Yönetim Kurulu Kararının İptali)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/04/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 18/04/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; Elektrik üretimi ve ticareti yapmak amacıyla kurulmuş olan davacı ... , ... sınırları içerisinde kalan alanda lisanssız güneş enerjisi santrali (GES) kurmak ve işletmek amacıyla ... ’den “... ili ... İlçesi ... Köyü ... Ada ... No'lu Parseller”de kayıtlı arsanın kendisine tahsis edilmesi talebinde bulunduğunu, ... , öncelikle Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından görüş istemiş ve Bakanlık da ... tarihli ve ... sayılı cevabi yazısında “... ’ler içindeki arazilerin GES kurulumu için tahsis edilip edilmeyeceğine ... Yönetim Kurulu’nca değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği”ni bildirildiğini, Bunun üzerine ... Yönetim Kurulu, toplam 67.415 m2’lik alanın davacı Şirket'e tahsisine karar verildiğini, davacı şirket adına ‘Arsa Tahsis Durum Belgesi’ düzenlendiğini, ... ve davacı şirket arasında 12/05/2014 tarihli ‘Arsa Tahsis Sözleşmesi’ imzalandığını ve söz konusu sözleşmeyle arsa, toplam 303.367,50 TL bedelle davacı şirket'e tahsis edildiğini, tahsis bedelinin tamamının davalıya ödendiğini, davacı şirket, Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik uyarınca, ... ’den tahsis edilen arsada kurulacak lisanssız GES projeleriyle ilgili olarak bölgesel elektrik dağıtım şirketi ... ’ye bağlantı başvurusunda bulunduğunu, davacı şirket'in GES projeleri için yaptığı bağlantı başvuruları, ... tarafından olumlu değerlendirildiğini ve adına Bağlantı Anlaşmasına Çağrı Mektubu düzenlendiğini, ... ’tan çağrı mektuplarını alan davacı şirket, GES’lerin Elektrik Tesisleri Proje Yönetmeliği’ne göre proje onaylarını almak üzere ... başvuru yaptığını ve bu başvurular da ... tarafından onayladığını, davacı şirket'in hisselerinin tamamına sahip olan ... ’nin; ... , ... ve ... unvanlı üç grup şirketi için daha yine ... sınırları içerisinde GES projesi kurulması için arsa tahsisi yapıldığını ve çağrı mektupları alınarak, projelerin ... onayları gerçekleştirildiğini, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ... tarihli ve ... sayılı yazısında “sanayi parsellerinin güneş enerjisi santrali kurulması amacıyla kullanılmasının mümkün olmadığı” bildirildiğini, davalı ... , Bakanlığın ... tarihli görüş yazısını ... ’a iletildiğini, ... 'da Bakanlık görüşünden yola çıkarak, kendisine sunulan arsa tahsis karar ve sözleşmelerinin geçersiz olduğuna, dolayısıyla bu projeler için düzenlenen çağrı mektuplarının da geçersiz hale geldiğine karar verdiğini, davacının proje haklarını elinden alındığını, Çağrı mektuplarının iptal edilmesi üzerine yargı sürecini başlatan davacı şirket, ... Yönetim Kurulu Başkanlığının, davacı şirket'e hitaben gönderdiği ... tarihli ve ... sayılı yazısından davacıya yapılmış olan arsa tahsisinin ... tarihli ve ... sayılı ... Müteşebbis Heyeti kararıyla iptal edildiğinin öğrenildiğini, ... Müteşebbis Heyeti’nin ... tarihli ve ... sayılı kararında tahsisin iptaline gerekçe olarak: ... sınırları içinde GES kurulumunun mümkün olmaması, arsa tahsisi yapılan davacı şirket'in GES projeleri için 12/05/2015 tarihi itibariyle 1 yıllık yapı ruhsatı alma süresinin dolmuş olması ve bu süre içerisinde yapı ruhsatının alınmaması gösterildiğini, davacı şirket, ... Müteşebbis Heyetinin anılan kararının iptali talebiyle dava açtığını, ... Asliye Hukuk Mahkemesi, yargılama neticesinde ... tarihli ve ... E. ... K. sayılı kararıyla "davacının bir yıllık süre içerisinde yapı ruhsatı alamamasının davacıdan kaynaklanmadığı, 4562 Sayılı ... Kanunun 4. Maddesinin 5. Fıkrasında ... sınırları içerisinde yapılacak imar, parselasyon planları ve değişikliklerinin ... tarafından yönetmeliğe uygun olarak hazırlanacağı ve Bakanlığın onayına sunularak bu idare kurulu kararı ile yürürlüğe gireceği, 7. Fıkrasında ise yürürlüğe giren imar planına göre arazi kullanımı , yapı ve tesislerin projelendirilmesi, inşası ve kullanımı ile ilgili ruhsat ve izinler ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatlarının ... tarafından verileceği ve denetleneceği düzenlenmiş olup, GES projelerinin kurulacağı tüm arsalara ilişkin imar planı değişikliği teklifinin Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından uygun görülmediği anlaşılmakla buradaki sorumluluğun davacıya yüklenemeyeceği"
gerekçesiyle ... Müteşebbis Heyetinin ... tarihli ve ... sayılı arsa tahsisinin iptaline ilişkin kararının iptaline karar verildiğini, söz konusu karara karşı davalı... tarafından yapılan istinaf başvurusu neticesinde ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi ... tarihli ve ... E. ... K. sayılı kararı ile; “(...)bir yıllık süre içinde ruhsat işlemlerine başlanıldığı, davacının işletmesini faaliyete geçirmek için çalışmalar yaptığı anlaşılmaktadır. Yine, Yönetmeliğin 101. maddesinde ...’lerde kurulamayacak tesisler sayılmış olup bu tesisler arasında güneş enerji sistemleri bulunmamaktadır. Kanun/yönetmelik hükmü olmayan bir konuda Bakanlık görüşü esas alınarak ve tahsis kararı gereğince davacı tarafından işlemlerin başlatıldığı gözetilmeden dava konusu arsa tahsisinin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. (Bkz. Yargıtay 4. HD’nin 2017/664 Esas, 2017/1819 Karar ve 2014/17521 Esas, 2015/14755 Karar sayılı ilamları vb.)” gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verdiğini, İstinaf Mahkemesi kararına karşı yapılan temyiz başvurusu neticesinde ise Yargıtay ... Hukuk Dairesi,... tarihli ve ... E. ... K. sayılı kararı ile temyiz başvurusunun reddine ve Yerel Mahkeme kararının onanmasına karar verildiğini, arsa tahsisinin iptaline ilişkin ... Müteşebbis Heyetinin ... tarihli ve ... sayılı Kararının yargı mercilerince iptal edilmesi üzerine davacı şirket, projelerin kurulumuna başlayabilmek için bir taraftan dava konusu arazinin ... Yönetimince kendisine iadesini bir taraftan da proje haklarının iadesi için ... ’a karşı açtığı davaların lehe sonuçlanmasının beklenildiğini, davacı Şirket'e yapılan arsa tahsisinin daha önce iptaline karar verilmesi üzerine bu kararın hukuka aykırılığı Mahkeme kararlarıyla tespit edilmiş olmasına rağmen, ... , davacıya yapılmış olan arsa tahsisini bu sefer ... tarihli ve ... sayılı Yönetim Kurulu kararı ile ve aynı gerekçeler ile yeniden iptal edildiğini, Hukuka aykırılığı yargı kararıyla sabit aynı gerekçelerle ikinci defa yapılan arsa tahsisi iptaline ilişkin ... tarihli ve ... sayılı ... Yönetim Kurulu kararının da açıkça hukuka ve aynı konuda verilmiş önceki yargı kararlarına aykırı olduğu izahtan varestedir. Uygulanması telafisi imkansız zararlar doğuracak olan söz konusu ... Yönetim Kurulu kararının öncelikle ihtiyati tedbir yoluyla icrasının durdurulması, yargılama neticesinde iptali ve dava konusu ... İli ... İlçesi ... Köyü ... Ada ... No'lu Parsellerin Müvekkil Şirket adına tahsisinin sağlanması amacıyla işbu davayı açtıklarını, açıkça hukuka aykırı ve uygulanması telafisi imkansız zararlar doğuracak olan uyuşmazlık konusu ... tarihli ve ... sayılı ... Yönetim Kurulu Başkanlığı kararının ihtiyati tedbir yoluyla icrasının durdurulmasına, yargılama neticesinde ... tarihli ve ... sayılı ... Yönetim Kurulu Başkanlığı kararının iptaline ve dava konusu ... İli ... İlçesi ... Köyü... Ada ... No'lu Parsellerin Müvekkil Şirket adına tahsisine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükseltilmesine
karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin yetkili olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı şirketle ... arasında 12/05/2014 tarihli arsa tahsis sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmede tarafların hak ve yükümlülüklerinin düzenlendiğini, davacı şirketin TTK hükümlerine göre kurulmuş tüzel kişi olduğunu, dolayısıyla davacı şirketin basiretli bir tacir olduğunu, tüm bu nedenlerle öncelikle tedbir taleplerinin reddine, haksız ve yersiz olan davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya ... Asliye Ticaret Mahkemesi ... Esas ... Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; "Dava arsa tahsisinin iptaline ilişkin ... tarihli ve ... sayılı ... Yönetim Kurulu Başkanlığı kararının iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki benzer mahiyette ... Müteşebbis Heyetinin ... tarihli ve ... sayılı Yönetim Kurulu Kararının iptaline ilişkin açılan davanın ... Asliye Hukuk Mahkemesince, Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görülüp karara bağlanması ve ilgili kararın istinaf edilmesi neticesinde; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesinin ... Esas ... Karar sayılı ilamında özetle; "... Davacı bir ticaret şirketi olup, tacir ise de, davalı tacir değildir. Bu durumda... Görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi değil, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesidir..." belirlemesi ile dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla görülmesi için kararın kaldırılmasına hükmedilmiş olup, ilgili hüküm gereği yapılan yargılama neticesinde; Ankara BAM ... Hukuk Dairesinin ... Esas, ... Karar sayılı ilamı ile Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla görülen davada görev hususuna ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmamış olup, ilgili karara ilişkin istinaf istemlerinin reddine karar verilmiş ve Yargıtay ... Hukuk Dairesinin ... Esas ... Karar sayılı ilamı ile ilgili hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Ticari davalar kendi aralarında, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılır. Mutlak ticari davalarda tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken Kanun o davayı ticari dava olarak tanımladığı için ticari dava sayılır. Mutlak ticari davalar, TTK nın 4/1/a-f bentleri arasında sayıldığı gibi, Kooperatifler Kanunu (md.99), İcra ve İflas Kanunu (md.154), Finansal Kiralama Kanunu (md.31) gibi bazı özel kanunlarda da belirlenmiştir.
Buna karşılık tarafları tacir olan ve her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olan davalara ise nispi ticari dava denir. Yani bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de tarafların tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
Mezkur Bölge Adliye Mahkemesi kararı içeriğinde açıklandığı üzere; davalının tacir vasfı bulunmadığından her ne kadar davacı tacir ise de; görülen işbu dava mutlak ticari davalardan olmadığından davanın Asliye Hukuk Mahkemesince görülmesi gerektiği takdir ve kanaatine varılmıştır. Davanın Hakimler Savcılar Genel Kurulu tarafından verilen ... karar tarihli ... sayılı kararı gereği ... Asliye Hukuk Mahkemeleri yetki çevresinde bulunmasına rağmen Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kanaatiyle mahkememize açıldığı anlaşılmış olup, mahkememizce Asliye Hukuk Mahkemelerinin işbu davada görevli olduğu kanaatine varıldığından ve davanın ... Asliye Hukuk Mahkemesinin yetki çevresinde açılması gerektiği tespit edildiğinden, mahkememizin görevsizliğine ... Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilerek ;
H.M.K.114/1-C, H.M.K. 115/1-2 maddesine göre mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, görevli mahkemenin ... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna" şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlıkta Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olup bu hususun işbu dava ile aynı konuyu haiz diğer pekçok davada görev yönünden inceleme yapan Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile sabit olduğunu, emsal kararlar doğrultusunda işbu davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli ve yetkili mahkeme olduğunun açık olduğunu, aksi yöndeki yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olup kaldırılmasının gerektiğini, tüm bu nedenlerle Konya ... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... tarihli ve ... Esas ... Karar sayılı kararının kaldırılmasına, Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna dair karar verilerek esas incelemeye geçilmesi için dosyanın yerel mahkemeye iadesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece verilen görevsizlik ve sonucunda yetkisizlik kararı davacı tarafça istinaf edilmiştir.
İstinaf aşamasına getirilen uyuşmazlık, davalının müteşebbis heyeti tarafından arsa tahsisine ilişkin kararının iptal edilmesine ilişkindir.
Mahkemece, uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olmadığı gerekçesiyle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olup, dava tarihi itibariyle HSK'nın ... tarihli kararından sonra açıldığından davanın ... Asliye Hukuk Mahkemesinin görev ve yetkisinde olduğu yönünde hüküm kurulmuştur.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için, uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi'nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK'nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 16/1. maddesi;"Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar." hükmünü,
Aynı yasanın 11/1. maddesi ise; "Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir." hükmünü içermektedir.
Davalı ... , 4562 Sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Hakkındaki Kanunun 5. maddesinde belirtildiği üzere, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının onayı ile kurulmuş bir özel hukuk tüzel kişisidir.(md.5).
Buna göre, davalı organize sanayi bölgesi tacir olmadığı gibi verilen kararın da ticari mahiyette bir işlemden kaynaklanmayıp arsa tahsisine ilişkin idari bir karardan kaynaklanmaktadır.
Her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmayan uyuşmazlığın HSK'nın yukarıda sözü edilen kararı da gözetilerek ... Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.(bkz. Aynı yönde YARGITAY 20. Hukuk Dairesi 2016/2659 ESAS, 2016/5223 KARAR; YARGITAY 4. Hukuk Dairesi 2017/664 ESAS, 2017/1819 KARAR ; YARGITAY4.Hukuk Dairesi 2013/10892 ESAS, 2014/6316 KARAR sayılı ilamları)
Bu halde, kamu düzeni ve istinaf sebepleri çerçevesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön ile kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına; dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
HMK'nın 362/1-c maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle KESİN olarak karar verildi.18/04/2023

Başkan ...
e-imzalı
Üye ...
e-imzalı
Üye ...
e-imzalı
Katip ...
e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.




Full & Egal Universal Law Academy