Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/186 Esas 2023/193 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2023/186
Karar No: 2023/193
Karar Tarihi: 04.04.2023

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİEsas-Karar No: ... Esas - ...
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO:
KARAR NO:
HAKİM:
KATİP:
DAVACI :
DAVALI :
DAVA: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:
KARAR TARİHİ:
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizin ... Esas sayılı dosyası tefrik edilerek mahkememizin ... Esas sırasına kaydedilmiş olup, yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait aracın, 08/04/2022 tarihinde ... plaka sayılı araç ile ... ili, ... ilçesi, ... mevkiinde seyir halindeyken, davalı ... ’ın sevk ve idaresindeki ... plakalı aracın, müvekkiline ait aracın ... Caddesinde döner kavşakta ada etrafında dönerken karşı tarafın müvekkiline ait araca sol ön kapıdan çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın davalı ... ’ın asli kusurlu ile meydana geldiğini, çarpma sonucu müvekkiline ait araçta meydana gelen hasar bedelinin müvekkili aracının kasko şirketi tarafından karşılandığını, araçta kaza nedeniyle değer kaybı oluştuğunu, ... plakalı aracın sigortasının davalı ... A.Ş. tarafından yapıldığını, oluşan değer kaybının gerçek zarar kapsamında olması nedeniyle kazaya sebebiyet veren aracın ZMSS tarafından bu zararın karşılanması gerektiğini, sigorta şirketine başvuru yapıldığını, müvekkiline 26.762,00 TL ödendiğini, bu miktarın yetersiz olduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle; fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkacak olan araçta oluşan değer kaybının işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketi ve davalı araç sahibi tarafından müteselsilen tazminini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde davacı, aracında meydana gelen değer kaybı için ... T.A.Ş.’ni davalı olarak gösterdiğini, doğrudan acenteye dava açıldığını, müvekkili bankanın davalı gösterilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili banka ... A.Ş. ile aynı grup şirketi olduğunu, tüm ... Şubeleri, ... A.Ş.'nin doğal acentası olduğunu, davacı taraf arabuluculuk görüşmesini ... A.Ş. İle yapmış değer kaybına ilişkin olarak ... başvurduğunu ancak davayı ... T.A.Ş'ye açtığını, Türk Ticaret Kanunu’nun 102.maddesinin, 1. fıkrası hükmünde acente, “Ticarî mümessil, ticarî vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi bağlı bir hukukî konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o tacir adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denir” şeklinde tanımlandığını, buna göre acente, acentelik sözleşmesi denilen bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir bölge içinde, ticarî bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya sözleşmeyi ticarî işletme adına yapmayı meslek edinen bağımsız tacir yardımcılarına verilen isim olduğunu, acentelik ilişkisinin kaynağını, acente ile müvekkili arasında kurulan acentelik sözleşmesi oluştuğunu, acentelik sözleşmesinin tam iki tarafa borç yükleyen, kendine özgü, sürekli bir iş görme sözleşmesi olarak nitelendirilmesinin mümkün olduğunu, bağımsız bir tacir yardımcısı olan acenteye, Türk Ticaret Kanunu madde 105.hükmü ile hem aktif hem de pasif anlamda müvekkilini temsil etme yetkisi verildiğini, bu kapsamda acente, müvekkili adına hakkı koruyucu beyanlarda bulunma ve bu beyanlara muhatap olma, müvekkili adına sözleşme yapma, teslim ettiği malların bedelini tahsil etme ya da bedelini bizzat ödediği malları teslim alma ve müvekkili mahkemede temsil etme yetkileri ile donatıldığını, Türk Ticaret Kanunu madde 105, fıkra II hükmünün acentenin “müvekkili adına” davada yer alacağını açık bir şekilde düzenlendiğinin görüldüğü, bu sebeple, acente tarafından müvekkili adına açılan davada davanın tarafı acente değil, bizzat müvekkili olduğunu, acentenin aracılık ettiği veya yaptığı sözleşmeden doğan hak sahibi ve borçlu sıfatı müşteri ve müvekkiline ait olduğu için, sözleşme sebebiyle ortaya çıkan uyuşmazlık sebebiyle açılan davada taraf sıfatının sahibi de müvekkili olduğunu, diğer bir ifadeyle, Türk Ticaret Kanunu’nda acenteye müvekkilini davada temsil etme yetkisinin tanınmış olması, taraf sıfatının da acenteye hasredildiği anlamına gelmediğini, bu sebeple, acente kendisini dava dilekçesinde davacı olarak göstererek şeklen davanın tarafı halinde gelse de; davanın taraf sıfatı yokluğu sebebiyle esastan reddinin gerektiğini, müvekkili bankanın herhangi bir şubesi, ... A.Ş.’nin yetkili acentası olduğunu, dolayısıyla T.T.K. 105. Maddesinin 2. Fıkrasına göre dava takip yetkisi ... A.Ş’nin olduğundan ve davanın yöneltildiği müvekkilinin de taraf sıfatı bulunmadığından davayı takip yetkisi de dava şartlarından olduğundan ... T.A.Ş.’nin davada davalı gösterilmiş husumet yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, davacı taraf müvekkils bankaya karşı dava açtığını, arabuluculuğa başvurma şartını yerine getirmediğini, bu nedenlerle davanın reddini, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmili yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER
Mahkememiz ... Esas sayılı dosyasından; mahkememizin 03/04/2023 tarihli duruşması 1. celsesi ile dosya tefrik edilerek mahkememiz ... Esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin 16/01/2023 tarihli cevabi yazısında; ... plakalı aracın poliçe ve hasar bilgilerinin mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Türkiye Noterler Birliğinin 21/01/2023 tarihli cevabi yazısında; ... ve ... plakalı araçların tescil bilgilerinin gönderildiği görülmüştür.
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşbu dava; özel sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, 08/04/2022 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının ... plakalı aracının değer kaybına uğradığını, davalı ... sigortası olan ... A.Ş.'ne değer kaybı için başvuru yapıldığını, başvuru sonucunda yapılan 26.762,00 TL'nin araç değeri için yetersiz olduğu, bu nedenlerle araçta oluşan değer kaybının işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi ve davalı araç sahibi tarafından müteselsilen tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... T.A.Ş. Cevap dilekçesinde, meydana gelen trafik kazasında davalı bankanın davalı olarak gösterilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı bankanın ... A.Ş.'nin doğal acentası olduğunu, açılan davada davanın tarafı acente değil, bizzat davalı ... olacağının, bu nedenle davanın taraf sıfatı yokluğu sebebiyle esastan reddini savunmuştur.
Toplanan deliller, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; Hukuk Muhakemeleri Kanunu 114 ve 115. Madde gereğince öncelikle dava şartlarının incelenmesi gerekmektedir. HMK nun DAVA ŞARTLARI başlıklı 114. Maddesinin birinci fıkrasının d ve e bendinde " Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması. e)Dava takip yetkisine sahip olunması." dava şartı olarak sayılmıştır.
HMK nun DAVA ŞARTLARININ İNCELENMESİ başlıklı 115. maddesi; "(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2)Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder." hükmünü amirdir.
Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu olaya ilişkin düzenlenen kaza tespit tutanağında davalıya ait aracın ... Sigorta A.Ş. tarafından sigortalandığı, ayrı tüzel kişiliği bulunan ... Türk A.Ş.'nin taraflar arasındaki sigorta poliçesinde herhangi bir teminat yükümlüğünün bulunmadığı anlaşılmakla, UYAP sisteminden Kasko ve Trafik Poliçe sorgu raporları da nazara alınarak poliçe ile ilgisi bulunmayan davalıya karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın Pasif Husumet Yokluğu Nedeniyle REDDİNE,
1-Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Arabuluculuk masraflarına ilişkin hususlar tefrik kararı verilen dosyada esas hükümle birlikte değerlendirilmesi gerektiğinden ilgili hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılıp kullanılmayan gider avansından artan kısmının, 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, tarafa vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde içerisinde Konya Bölge Adliye İlgili Hukuk Dairesi'ne istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.04/04/2023
Katip Hakim


Full & Egal Universal Law Academy