Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/179 Esas 2023/233 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2023/179
Karar No: 2023/233
Karar Tarihi: 03.04.2023

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİEsas-Karar No: ... Esas - ...
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:
KARAR NO:
BAŞKAN:
ÜYE:
ÜYE:
KATİP:
DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA: Ticari Şirket (Dağıtılmayan Ortaklık Kar Payının Tespitine İlişkin)
DAVA TARİHİ:
KARAR TARİHİ:
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememiz ... esas sayılı dosyasının 22/03/2023 tarihli duruşmasında verilen ara karar gereğince Dağıtılmayan Ortaklık Kar Payının Tespitine İlişkin talep yönünden dosya tefrik edilmiş olup mahkememiz yukarıda yazılı esasına kaydedilmekle dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili mahkememiz 2022/30 esas sayılı dosyasına vermiş olduğu 12/01/2022 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1997 yılından itibaren babası ile birlikte davalı şirkette çalıştığını, 2005 yılında Ticaret Sicil kayıtlarının olduğunu, şirketin %10 ortağı olduğunu ancak çok daha fazla sermaye koymuş olmasına rağmen kavga ortamına girmemek için belirtilen bu oran üzerinden şirket ortaklığının devam ettiğini, aradan geçen zaman içinde de şirketin geliştirilmesi, büyümesi ve faaliyetlerinin artması için müvekkilinin bir fiil çalıştığını, müvekkilinin esasen şirket ortaklığının %20 olduğunu buna ilişkin davalı şirket temsilcisiyle yapmış olduğu görüşmelere ilişkin ses kayıtlarının olduğunu, müvekkilinin şirketin kuruluşunda ve sonraki aşamalarda yapmış olduğu ödemeler olduğunu, müvekkilinin şirket ortaklığı nedeniyle hiçbir maddi karşılık almadığını ancak diğer ortakların şirket mal varlığı ve karlarını kendi şahsi şirketlerine aktarmak suretiyle işlemler yaptıklarını buna ilişkinde açmış oldukları davalar olduğunu, davalı tarafın müvekkilinin haklarını engellediğini, bilgi, belge ve defter kayıtlarının gizlendiğini, şirketin dağıtılmayan kar payının mevcut olduğunu, davalı şirket yöneticisi tarafından şirketin kasıtlı olarak zarara uğratıldığını, süreç içerisinde şirket kar payının dağıtılmayarak sermaye arttırımı için kullanıldığını ancak davalının şirket kar payını şahsi hesabına ve şahsi şirketlerine kullanma yoluna gittiğini, müvekkilinin mağdur edildiğini, davalı şirketin tarım sulama sistemleri alanında Türkiye'nin en büyük önde gelen şirketlerinden biri olduğunu, marka değerinin çok yüksek olduğunu, davalı baba ve müvekkili oğul arasında güvene dayalı ortaklık ile kurulan bir şirket olduğunu, müvekkiline ödenmesi gereken ancak ödenmeyen kar payının bilirkişi marifetiyle tespit edilmesini, 2005 yılından 2021 yılına kadar şirkette genel kurul yapılmadığını, şirketin hali hazırda 500.000.000,00TL'nin üzerinde mal varlığı ve 35.000.000,00TL civarında dağıtılması gereken kar payının bulunduğunu, son dönemde faturasız olarak satışı yapılan ve şirket hesaplarına geçmeyen hatırı sayılır miktarlarda satış gelirlerinin de mevcut olduğunu, yine şirketin son dönemde iyi yönetilemediğini, rekabet gücünü kaybettiğini, tüm varlığını kaybetme tehlikesi bulunduğunu bu durumunda bilirkişi marifetiyle tespit edilebileceğini beyanla 06/12/2021 tarihli 6 karar sayılı yönetim kurulu kararının ihtiyati tedbir verilerek vazı iskat yönünden yürütmesinin durdurulmasına, müvekkilinin şirket hissesinin %20 olduğunun tespitine, şirketin uğramış olduğu zararın davalı Mustafa Akpınar'dan tahsili ile şirkete ödenmesine, davalı şirket tarafından elde edilen ve dağıtılması gerektiği halde dağıtılmayan kar yapılının bilirkişiler marifetiyle tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili mahkememiz ... esas sayılı dosyasına vermiş olduğu 04/07/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, mahkememiz ... esas sayılı dosyası ile davalının hissesinin %10 dahi olmadığının tespit edildiğini, davacı tarafın buna karşı hisse değerinin %20 olduğu iddiasının kabul edilemez olduğunu, açılan davada dava değeri üzerinden harç ikmali yapılması gerektiğini aksi halde dosyanın işlemden kaldırılarak açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, bu dosyanın mahkememiz ... esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesi gerektiğini, davanın birbirinden bağımsız birçok taleple açıldığını, ortaklık payının tespiti ve yöneticinin sorumluluğu ile ilgili zarar taleplerine ilişkin müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, alacak talebine ilişkin ise dava miktarının dava dilekçesinde belirtilmesi gerektiğini bu eksikliğin sonradan tamamlanamayacağını ve bu nedenle HMK'nun 119 maddesi gereğince bu talep yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, kar payı tespiti talebi ile dava açılamayacağını, usul olarak eda davası açılabilecek bir konuda tespit davası açılamayacağını, davacının tüm taleplerinin hak düşürücü süreye ve zaman aşımına uğramış olup bu nedenlerle de tüm talepler yönünden davaların reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın niteliği ve gereği dikkate alındığında tanık dinlenemeyeceğini tanık dinlenilmesine rızalarının olmadığını, davacının suç teşkil eden ses kaydı deliline de rızalarının olmadığını, davacının kar payının hiç ödenmediğine ilişkin beyanının kendi ikrarı olup kendisini bağlayacağını, ıskat işlemlerinin dava ve ortaklık miktarı ile ilgisinin bulunmadığını beyanla fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla açılan davaların reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN NİTELİĞİ, DELİLLER, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE:
Mahkememiz ... esas sayılı dosyasının 22/03/2023 tarihli duruşmasında verilen ara karar gereğince dağıtılmayan ortaklık kar payının tespitine ilişkin talep yönünden dosya tefrik edilmiş olup mahkememiz yukarıda yazılı esasına kaydedilmiş, davacı vekilince süresinde başvuru harcı ve maktu peşin karar harcı iş bu dosyaya yatırılmıştır.
6100 sayılı HMK'nun 114/1-h maddesine göre davacının, dava açmakta güncel hukuki yararının bulunması dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1 maddesine göre ise, Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Usul ekonomisi gereği dava şartlarının öncelikle değerlendirilmesi gerektiğinden, davacının, davada hukuki yararının olup olmadığının öncelikle üzerinde durmak gerekmiştir.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin 10/02/2016 tarih ve ... esas, ... karar sayılı kararı: " ...Bir tespit davasının kabule şayan olabilmesi için, bu davanın konusunu oluşturan hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde davacının menfaatinin (hukuki yararının) bulunması gerekir.
Tespit davasında; eda davasından ve inşai davadan farklı olarak, davacının böyle bir menfaatinin bulunduğu varsayılmaz. Tespit davasında davacı, kendisi için söz konusu olan tehlikeli veya tereddütlü durumun ortaya çıkaracağı zararın, ancak tespit davası ile giderilebileceğini kanıtlamalıdır. Çünkü tespit davası, hukuki bir durum ya da hak henüz inkar ya da ihlal edilmeden, yani herhangi bir zarar doğmadan açılabildiğinden, menfaatin doğmuş ve güncel olması gereğinin bir istisnası olarak ortaya çıkmıştır.
İşte davacının hukuki ilişkinin derhal tespitinde menfaatinin (hukuki yararının) varlığı için öncelikle davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel (halihazır) ve ciddi bir tehditle karşı karşıya olması gerekir. Bu tehdit çoğunlukla davalının davranışları ile ortaya çıkar. Bu tehdidin davacı için bir tehlike oluşturabilmesi, bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumunun tereddüt içinde olmasına ve bu hususun, davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmasına bağlıdır Aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulu'nun 22.05.2013 gün ve ... E., ... K. sayılı kararında da benimsenmiştir. Yapılan açıklamalar ışığında mahkemece, davacının kâr payı alacağının tahsili için eda davası açma olanağı varken, tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından kar payının tespitine yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir..." şeklindedir.
Yukarıda yer verilen emsal Yargıtay içtihadında değinildiği üzere, kar payı alacağının tahsili için eda davası açma olanağı varken tespit davası açmakta davacının hukuki yararı olmadığından ve hukuki yarar dava şartı olup her aşamada resen mahkememizce dikkate alınması gerektiğinden davanın usulden reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Davacının davasının 6100 sayılı HMK'nun 114/1-h Maddesi gereğince hukuki yarar eksikliğinden USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı vekili yararına AAÜT'ye göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK'nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliğiyle karar verildi. 03/04/2023
Başkan Üye Üye Katip



Full & Egal Universal Law Academy