Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/756 Esas 2023/219 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/756
Karar No: 2023/219
Karar Tarihi: 29.03.2023

T.C. KONYA. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİEsas-Karar No: ... Esas - ...
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:
KARAR NO:
BAŞKAN:
ÜYE:
ÜYE:
KATİP:
DAVACI :
VEKİLİ:
DAVALI :
VEKİLİ:
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ:
KARAR TARİHİ:
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sırasına kaydedilmekle ve adı geçen mahkemenin faaliyetinin durdurulması nedeniyle dava dosyası Mahkememiz ... Esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmış olup mahkememizce görevsizlik kararı üzerine dosya Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin ... Esas sırasına kaydının yapıldığı, yapılan yargılama sonunda sözü geçen mahkemece verilen karara karşı davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin ... Esas ... Karar sayılı ilamı ile hükmün görev yönünden kaldırılarak dosyanın kararı veren mahkemeye gönderildiği, kaldırma kararı sonrasında Konya . Asliye Hukuk Mahkemesince dosyanın ... Esas sırasına kaydedildiği ve mahkemenin 23/03/2022 tarih ... Esas ... Karar sayılı görevsizlik kararına karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurmuş ise de istinaf mahkemesince istinaf başvurusunun kesin olarak reddine karar verildiği anlaşılmakla HMK nun 20. maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki haftalık yasal süresi içinde başvuruda bulunulması üzerine dava dosyasının Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sırasına kaydedildiği, Mahkemenin 09/112022 tarih ve ... Esas, ... Karar sayılı gönderme kararı ile dosyanın mahkememize gönderildiği ve mahkememiz yukarıda yazılı esasa kaydedilmekle yapılan açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 03/03/2014 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 2015 yılında müvekkilinin sanayi bölgesine münferit doğalgaz hattı kurulumu yapılması ve söz konusu münferit hat bedeli olarak 816.000,00 USD nin davalıya ödenmesi konusunda sözleşme yapıldığını, 2013 yılında müvekkilinin yönetim kurulunun değiştiğini, yapılan incelemeler sonucu davalının verdiği bilgilere göre %10 kar ilavesi ile davalının hattı 756.775,20 TL ye mal ettiğinin belirlendiğini, 01/08/2015 tarihi itibari ile 1 USD=1,3152 TL den 816.000,00 USD, 1.073.203,20 TL ye isabet ettiğini, bu miktardan 756.775,20 TL nin düşülmesi halinde 316.428,00 TL fark ortaya çıktığını, davalının EPDK kararlarına uygun işlemler yapması gerektiğini, davalının kendi yazısı ile müvekkilinden EPDK kararlarına aykırı olarak fazladan tahsilat yaptığından ve fazla tahsilatın iadesi gerektiğinden bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 17/08/2016 tarihinde harçlandırdığı ıslah dilekçesi ile; dava dilekçesi ile istedikleri 1.000,00TL'nin 316.000,00TL'ye çıkardıklarından bahisle toplam 316.000,00TL'nin 01/08/2005 ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 21/04/2014 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın kısmi dava olarak açılamayacağını, bu nedenle usulden red kararı verilmesini, kaldı ki davanın zaman aşımına uğraması nedeniyle davanın zaman aşımından reddi kararı verilmesini, esas yönünden ise sözleşme serbestisi gereğince ve ayrıca EPDK nin 10/02/2004 tarih 296 sayılı kararı gereğince sözleşmede ve yapılan tahsilatlarda bir aykırılık olmadığını, işin maliyetinin 1.154.408,76TL olduğunun yargılamada anlaşılacağından bahisle davanın ve ek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce; taraf vekillerinin verdikleri dilekçeler, taraflar arasındaki 27/07/2005 tarihli doğalgaz hatlarının tesisi ile ilgili sözleşme, davalının 09/01/2014 tarihli ... sayılı yazısı, taraflar arasındaki ikili yazışmalar ve ihtarnamelerin örnekleri ile dosya arasındaki belgeler incelenmiş, makine mühendisi bilirkişi refakatinde mahallinde keşif yapılmış ve bilirkişiden raporlar alınmış, EPDK'da dava konusu sözleşmeye ilişkin bilgi ve belgeler celp edilip incelenmiştir.
DAVANIN NİTELİĞİ, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fazla ödemenin istirdadı davasıdır.
Dava tarafları arasında 27/07/2005 tarihli doğalgaz hatlarının tesisi konulu sözleşmenin akdedildiği, bu sözleşmeye konu işin davalı tarafça yapılarak davacıya teslim edildiği, iş bedelinin davalıya ödendiği çekişmeli değildir. Yanlar arasındaki uyuşmazlık, davacının eser bedeli olarak davalıya yaptığı bir fazla ödeme olup olmadığı, varsa fazla ödemenin miktarının ne olduğu ve bu fazla ödemenin geri istenilmesi için zamanaşımının dolup dolmadığı noktasındadır.
Davalının süresinde dosyaya sunduğu def'isi uyarınca Mahkememizce öncelikle davalının zamanaşımı def'isinin üzerinde durmak gerekmiştir.
Eser sözleşmelerinden doğan alacak talepleri sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu 126/4 ve 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 147/6. maddesi gereğince 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, zamaşımının başlangıcı ise eserin teslimi tarihinden itibaren başlar.
Yargıtay . Hukuk Dairesi'nin emsal alınan ... Esas ... Karar Sayılı kararı; "Dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 126/4. maddesinde, yüklenicinin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş ve bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebiyle açılacak davalar hariç olmak üzere ıstisna akdinden (eser sözleşmesinden) doğan tüm davaların beş yıllık zamanaşımı süresine tâbi olduğu hükmü getirilmiştir. Davacı yüklenici işin yapılmadığını ileri sürerek ödediği bedelin iadesini istediğinden burada uygulanması gereken zamanaşımı süresi beş yıldır. BK’nın 128. maddesi hükmünce de zamanaşımı süresi alacağın muaccel olduğu tarihten işlemeye başlar. Eser sözleşmelerinde gerek iş bedeli gerekse fazla ödeme yönünden alacak, eserin teslim edildiği ya da sözleşmenin feshedildiği tarihte istenebilir hale geleceğinden zamanaşımı da bu tarihlerden başlar." şeklindedir.
Davanın görevsizlik kararı üzerine Mahkememizde görülmeye başlamasından sonra taraf vekillerinin dosyaya sunduğu dilekçe ve beyanları tüm dosya içeriği ile birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu eserin en son 2006 tarihinde davacıya teslim edildiği ve eser bedelinin de yine en son bu tarihte davalıya ödendiği anlaşılmıştır. Buradan ulaşılan sonuca göre eldeki dava için zamanaışımı süresi 2011 yılında dolmuştur. Buna karşılık dava 03/03/2014 yılında açılmıştır.
TBK'nun 153 ve 154. Maddelerinde zamanaşımının durması ve kesilmesi için gerçekleşmesi gereken haller düzenlenmiş olup, dosya kapsamında zamanaşımının durma veya kesilmesine cevaz veren bir hal mevcut değildir.
Her ne kadar davacı vekili, müvekkili OSB'nin yönetim yapısında meydana gelen değişiklik sonrasındaki geçmiş hesapların kontrolü ve davalı kurumun kendilerine gönderdiği bilgi talebi cevabı üzerine fazla ödemelerin ortaya çıktığını ve bununla davalının yaptığı fazla tahsilatlardan müvekkilinin haberdar olunduğunu ileri sürerek zamanaşımının öğrenme tarihinden başlaması gerektiği iddia etmiş ise de, yukarıda yer verilen Yargıtay içtihadında vurgulandığı üzere, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunup; bu sözleşmeye göre ister bakiye eser bedeli olsun, ister fazla ödenen eser bedelinin istirdadı talebi olsun, alacak, eserin tesliminden veya sözleşmenin feshinden itibaren 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Ayrıca davacı taraf tacir olup her işinde olduğu gibi ilişkide bulunduğu bir şirkete yaptığı ödemede de TTK'nun 18. Maddesi uyarınca basiretli davranmakla yükümlüdür. Öte yandan davacının tacir olması karşısında sözleşmeye konu işin davalının tekelinde olup olmasının zamanaşımını bertaraf edici bir etkisinin olamayacağı neticesine varılmıştır. Bu itibarla davanın zamanaşımından reddi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN ZAMANAŞIMINDAN REDDİNE,
2-Peşin alınan 25,20TL ve yargılama sırasında alınan 5.379,42TL ıslah harcı toplamı olan 5.404,62TL harçtan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90TL harcın mahsubu ile fazla alınan 5.224,72TL harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 3,80TL vekalet suret harcı, 320,00TL posta-tebligat gideri ve 98,10TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 421,90TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı vekili yararına AAÜT'ye göre hesaplanan 47.240,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalanın karar kesinleştiğinde tarafına iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK'nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.29/03/2023
Başkan Üye Üye Katip



Full & Egal Universal Law Academy