Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/622 Esas 2023/673 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/622
Karar No: 2023/673
Karar Tarihi: 06.04.2023

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/622
KARAR NO: 2023/673
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/06/2022
ESAS NO: 2021/520
KARAR NO: 2022/507
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ:06/04/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:17/04/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 20/06/2022 tarih ve 2021/520 Esas 2022/507 Karar sayılı ilamına karşı ,davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davacı vekili müvekkilinin konut sahibi olmak amacıyla davalı kooperatifin ... numaralı ortağı olduğunu, müvekkilinin kooperatif ana sözleşmesinin 14. maddesinde yer alan parasal yükümlülüklerin ihlali sebebiyle 04/01/2021 tarihli 2021/18 karar sayılı yönetim kurulu kararıyla ortaklıktan çıkarıldığına karar verildiği ancak davalı kooperatifin 18/08/2015 tarihli "taahhütname" başlıklı belge ile müvekkiline isabet eden ... İlçesi, ... Ada, ... Parsel ... Blok, ... Kat ... nolu bağımsız bölümün inşaat maliyeti, mesken masrafı ve benzeri kalemlerde borcu olmadığını bildirdiği, buna rağmen mezkur bağımsız bölümün tapusu vermediğini, buna ilişkin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/9 Esas sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil davasının açıldığını ve halen derdest olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile haksız ve hukuka aykırı ihraç kararının iptali ile üyeliğin tespitini, ayrıca mezkur taşınmaz için de ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİ'NİN İLK DERECE MAHKEMESİNE SUNMUŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE:
Yapılan ihraç işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu, dava dilekçesinde açıkça belirtildiği üzere davacı tarafın ihraç prosedürünün usulsüzlüğünden bahsetmediğini, davacının asıl iddiasının kooperatife borcu olmadığı yönünde olduğu, ancak kooperatifin imalatı devam etmekte olup kesin hesabın yeni çıkarıldığını, dolayısıyla üyeler ile hesaplaşılmadığını, 2020 yılı genel kurulunda kesin hesap maliyetinin çıkarılması ve üyelerden tahsil edilmesi için kooperatif yönetim kuruluna yetki verildiğini, ancak henüz maliyet hesaplarının itiraz sürecinde olduğundan kesinleşmediğini, bu durumda davacı taraf iddiasının sabit fiyat peşin ödeme statüsünde üye olduğu anlamına geldiğini, fakat genel kurulca bu yönde açıkça alınmış bir karar veya kooperatif uygulamasının olmadığını iddia ederek davanın reddini talep etmektedir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda "...Somut olayda, davalı kooperatif tarafından davacıya gönderilen 03/02/2021 tarihli 1. ihtarname ile parasal yükümlülüklerini 10 gün içerisinde yatırması ihtar edilmiş, bu ihtar davacıya 06/02/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bahsi geçen 1. ihtarla tebliğ tarihinden itibaren verilen 10 günlük ödeme süresi 16/02/2021 tarihinde dolmaktadır. Ancak sürenin son günü pazar gününe, yani hafta sonu tatiline denk gelmektedir. HMK'nun "Tatil günlerinin etkisi" başlıklı 93. maddesinde "Resmî tatil günleri, süreye dâhildir. Sürenin son gününün resmî tatil gününe rastlaması hâlinde, süre tatili takip eden ilk iş günü çalışma saati sonunda biter.
" hükmü yer almaktadır. Buna göre 1. ihtarda yazılı akçalı yükümlülüklerini yerine getirmesi için davacıya verilen ödeme süresi 18/02/2021 tarihine kadar uzamaktadır. Dolayı ile davacı 19/02/2021 tarihinde temerrüte düşmüş olacaktır. Ancak davalı kooperatif tarafından 1. ihtarda verilen 10 günlük ödeme süresinin dolması beklenmeden 18/02/2021 tarihinde davacıya 2. ihtar çıkarılmıştır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 27. ve davalı kooperatifin anasözleşmesinin 14. maddeleri gereğince birinci ihtarda verilen 10 günlük ödeme süresi beklenmeden ikinci ihtar çıkarılmış olup bu durum ihtarnameyi geçersiz kılmaktadır (Yargıtay 23. HD 13/12/2018 tarihli, 2016/3284 E. 2018/5838 K.). Bu nedenle, usulüne uygun olmayan ihtarname dayanak yapılarak ihraç kararı verilemeyeceğinden ihraç kararının iptaline ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiş ve hüküm kurulmuştur. 1-Davanın KABULÜ ile davacının kooperatif üyeliğinden ihracına ilişkin davalı kooperatif yönetim kurulunun 01/04/2021 tarihli ve 2021/18 sayılı kararının iptaline ve davacının dava tarihi itibari ile kooperatif üyesi olduğunun tespitine..." dair karar verilmiştir. İş bu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Yerel mahkemece verilen kararda her ne kadar ihtarnamenin usulüne uygun olmadığına hükmedilse de ilgili ihtarnamelerin müvekkili kooperatifçe usulüne uygun olarak yapıldığını, davacıya iadeli taahhütlü mektup ile 03/02/2021 tarihinde borç miktarının açıkça belirtilerek ve 10 günlük süre verilerek birinci ihtar gönderildiğini, davacının ödeme yapmaması üzerine 16/02/2021 tarihinde ikinci ihtarnamenin gönderildiğini, bir aylık süre verildiğini, davacı yanın bu süreç işlemekte ikin her ne kadar müvekkili kooperatife 10/02/2021 tarihinde noter aracılığıyla ihtar çekildiğini, borcun olmadığını belirttiğini, davacı yanını kooperatife karşı olan parasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkili kooperatifçe yapılan ihtarnamelerin kooperatif faaliyeti kapasımında olduğunu, kişiye ibraz edildiği anda ihtarın geçerli olduğunun kabul edilmediğini, davacı yanın dava dilekçesinde kendisinin kooperatife hiç bir borcu olmadığını ileri sürdüğünü, müvekkili kooperatifin inşaat imalatlarının devam etmekte olduğunu, kesin hesap maliyeti çıkarılmadığını, davacı yanın borcu olmadığı yönünde ki iddiasının sabit fiyat peşin ödeme statüsü anlamına geldiğini, bunun için genel kurulca açıkça alınmış bir genel kurul veyahut kooperatif uygulaması gerektiğini, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karış taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, kooperatif üyeliğinden çıkarılmaya dair yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mahkemece her ne kadar kooperatif üyeliğinde ihraç kararının iptali davası sonucunda parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracına ilişkin Kooperatifler Kanunu'nun 27. ve kooperatif anasözleşmesinin 14. Maddelerindeki prosedüre uyulması gerektiği, somut olayda bu prosedüre uyulmadığı, zira davalı kooperatifin ihraç kararına dayanak 1.ihtarda verilen 10 günlük sürenin son gününün hafta sonuna denk geldiği ve davacıya verilen ödeme süresini 18.02.2021 tarihine kadar uzayacağı, 2. ihtarın 10 günlük süre dolmadan çıkarıldığı ve dolayısıyla söz konusu ihtarnamelerle davacının temerrüte düştüğünün kabul edilemeyeceği belirtilmiştir. Ancak mahkemece yapılan bu değerlendirmenin hatalı olduğu, nitekim söz konusu tarihler kontrol edildiğinde davalı kooperatifçe gönderilen 1.ihtarın 06.02.2021 tarihinde tebliği edildiği bu tebliğin 10 gün sonrasının ise hafta sonuna denk gelmediği, hafta içine denk geldiği, (16/02/2021 tarihinin Salı gününe denk geldiği tespit edilmiştir.) dolayısıyla 2. ihtarın bu nedenle geçersiz sayılacağının ileri sürülemeyeceği görülmüştür.
Bu durumda mahkemenin davalı kooperatifin gönderdiği 2. ihtarnamenin süre yönünden ihraç kararına dayanak alınamayacağına yönelik tespit ve kararı da doğru olmadığından, davaya konu ihraç kararının diğer yönlerden de incelenmek suretiyle işin esası hakkında yapılacak yargılama sonucunda hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu sebeplerle 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre esastan bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-Sair istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK'nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ'NİN 20/06/2022 tarih, 2021/520 Esas ve 2022/507 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-HMK'nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre esastan bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan 179,90-TL istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Yapılan istinaf başvuru harcı ile istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK'nın 302/5. maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK'nın 359/4. maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair,dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK'nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 06/04/2023

Full & Egal Universal Law Academy