Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/259 Esas 2023/202 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/259
Karar No: 2023/202
Karar Tarihi: 27.03.2023

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİEsas-Karar No: *** Esas - ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO: ***
KARAR NO: ***
HAKİM: ***
KATİP: ***
DAVACI : ***
VEKİLLERİ: Av.
Av.
DAVALI : ***
VEKİLİ: Av.
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: ***
KARAR TARİHİ: ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (ticari satımdan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların ayakkabı imalatı yapan firmalar olması nedeniyle ayakkabı imalatında kullanılan bir makine olan ön monta makinesinin davacı tarafından davalıya satıldığını, bu satışa istinaden ... tarihli ve ... numaralı 56.000,44 TL bedelli faturanın düzenlendiğini, davalı tarafından işbu faturaya ilişkin davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili için davalı aleyhinde Kayseri Genel İcra Dairesi’nin ... Esas sayılı genel haciz yoluna özgü icra takibi başlatıldığını, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, borca vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalının %20 oranında icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Dava dilekçesi davalının elektronik tebligat adresine ... tarihinde tebliğ edilmiş, ancak davalı tarafından yasal sürede cevap dilekçesi sunmamıştır. Davalı vekili ... tarihli dilekçesinde özetle; Kayseri Genel İcra Dairesi'nin ... Esas sayılı dosyasına ... tarihinde ... San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili olarak itiraz edildiğini, icra takibine vekil olarak itiraz edildiği takdirde itirazın iptali dava dilekçesinin asile değil vekile tebliğ edilmesinin gerektiğini, Kayseri Genel İcra Dairesi'nin ... Esas sayılı dosyasına kendilerince ... tarihinde ... San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili olarak itiraz edildiğini, işbu huzurdaki davanın ise ... tarihinde ikame edildiğini, itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığından davanın usulden reddine karar verilmesini istediklerini, Kayseri Genel İcra Dairesi'nin ... Esas sayılı takip dosyasına dayanak yapılan ... tarihli ve ... sıra numaralı fatura nedeniyle müvekkili şirketin davacı tarafa borcu bulunmadığını, zira anılan faturanın kapalı fatura olup, davacı tarafın fatura borcunun ödenmediğini ispat etmesinin gerektiğini, bu halde ispat yükünün davacı tarafın üzerinde olduğunu, davacının usulüne uygun olarak tutulmayan defterlerine delil olarak dayanılmasının mümkün olmadığını, ispat yükünün davacı taraf üzerinde olması nedeniyle davacı tarafça borcun ödenmediğinin ispatının gerektiğini, ancak davacı tarafça ticari defter deliline dayanılabilmesi için HMK'nun 222. ve devamı maddeleri uyarınca ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutmuş olması ve defterlerin birbirini tasdik etmesinin gerektiğini, ancak davacı tarafça kapanış tasdiki yapılmayarak usulüne uygun tutulmamış defterinin, kendi lehine delil olarak değerlendirilmeyeceğinden davacı tarafın üzerine düşen ispat yükümlülüğünü yerine getirmediğini, kaldı ki davacı tarafça öncelikle fatura konusu malın müvekkili şirkete teslim edildiğinin ispat edilmesi gerekmekte olduğunu, davacı tarafça bu hususta da bir delil sunulamadığından davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, asla kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için bile aksi düşünülecek olsa dahi, davacı tarafça yalnızca asıl alacak üzerinden itirazın iptali talep edilebilecek olduğunu, davanın, fatura bedeli üzerinde kalan kısmı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, takip konusu faturanın kapalı fatura olduğu, müvekkili şirketin davacı tarafa borcunun ödenmediğine dair ispat yükünün davacı tarafa düştüğü, davacı tarafça usulüne uygun tutulmayan defterlerin davacı taraf lehine delil olarak değerlendirilemeyeceği, müvekkili şirketin davacı tarafa borcu olmadığı nedenleriyle davanın reddi gerektiğini belirterek davanın reddine, davacı aleyhine alacağın %20'sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı tarafça takip dosyasına, ticari defter kayıtlarına, faturaya, ticaret sicil kayıtlarına, vergi dairesi kayıtlarına, isticvaba, bilirkişi incelemesine ve yemine delil olarak dayanmıştır.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin ... Esas sayılı dosyası celbedilmiştir. İncelemesinde, davacı alacaklı ... Tekstil Turizm Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından davalı borçlu ... Sanayi Tic. Ltd. Şti. aleyhine ... düzenleme tarihli, ... numaralı, 56.000,00-TL tutarlı faturaya dayalı olarak 56.000,00-TL asıl alacak ve 14.006,13-TL değişen oranlarda ticari temerrüt faizi olmak üzere toplam 70.006,13-TL üzerinden ilamsız icra yolu ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya ... tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili Av. Halil İbrahim Yolcu tarafından ... tarihli dilekçe ile takibe ve borca itiraz edildiği ve icra müdürlüğünce aynı tarihli tensip kararı ile İİK'nun 66. maddesi uyarınca davalı borçlu yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin *** tarihli dilekçesinin ekindeki fatura yazıya eklenmek kaydı ile davalının bağlı olduğu Mimar Sinan Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne müzekkere yazılarak davalının söz konusu faturayı Form BA belgesi ile beyan edip etmediği sorulmuştur. *** tarihli yazı ile Mimarsinan Vergi Dairesi Müdürlüğü'nce cevap verilmiştir.
Taraflara 2019, 2020, 2021 ve 2022 yılalrına ait ticari defter, kayıt ve belgeleri mahkememize sunmaları, çok hacimli ise incelemeye hazır olacak şekilde bulunduğu açık adresi ve bu adreste incelemeye sunacak kişinin isim ve telefon numarasını bildirmeleri için kesin süre verilmiş, kesin süreye uyulmadığı takdirde HMK'nun 140/5. ve *** sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 23. maddesi ile değiştirilen HMK'nun değişik 222. maddesi ile TTK'nun 83. maddesi gereği ticari defter, kayıt ve belgelerin ibrazından kaçınmış sayılacakları ve bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacakları duruşmada hazır bulunan hazır olan davacı vekiline usulünce ihtar edilmiş, bu hususta duruşmada hazır bulunmayan davalı tarafa ise açıklamalı davetiye tebliğ edilerek ihtarat yapılmıştır.
HMK'nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, bilirkişinin re'sen seçilecek bir mali müşavir olarak belirlenmesine, bilirkişiden taraflarca bildirilen adreste yerinde inceleme yapılarak, defterler ibraz edilmez ise *** sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 23. maddesi ile değiştirilen HMK'nın 222. maddesindeki değişiklik göz önünde bulundurularak, davacı iddiası, davalının icra takibindeki itirazları, tarafların ticari defterleri incelenerek, elektronik defter ibraz edilmesi halinde ibraz edilen e-defterlerin GİB sisteminden doğruluğu sorgulanarak, defterlerin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin olup olmadığı, sahibi lehine delil teşkil edip etmediği, takip dayanağı faturadan dolayı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ödeme kaydı olup olmadığı, var ise ödemenin tarihinin ne olduğu, ödeme kayıtlarının dava dosyasında veya ticari defter dayanaklarında belgesinin bulunup bulunmadığı, icra takip tarihi itibari ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, icra takip tarihinden sonra fakat dava tarihinden önce ödeme kaydının olup olmadığı, var ise dava tarihindeki alacak tutarının ne olduğu, dava tarihinden sonra ödeme var ise miktarının ne olduğu, davacının davalıyı takip tarihinden önce temerrüde düşürmüş olması halinde temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar işlemiş faiz tutarının ne olduğu konularında gerekçeli dayanaklı rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi Prof. Dr. ***tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; "Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden ulaştığımız bulgular şöyledir: 1.Davacı taraf davalı aleyhine *** tarihinde ilamsız icra takibi başlatmıştır. Davacı taraf söz konusu takibi ... tarihli ... numaralı 56.000,00-TL bedelli faturaya dayandırmıştır. 2. Davacının takip ve dava konusu yaptığı faturanın davalı tarafça kabul edilerek Ba formu ile vergi idaresine beyan edildiği dosyadaki vergi idaresinin yazısından anlaşılmaktadır. 3.Davalı taraf takip dosyasına yaptığı itiraz başvurusunda davacıya borçlu olmadığını ileri sürmüştür. Ancak dosya kapsamına herhangi bir ödeme belgesi sunulmamıştır. Davacı tarafça ticari defterler sunulmadığı için ödeme konusu tespit edilememiştir. Diğer taraftan davacının takip ve dava konusu yaptığı faturanın "kapalı fatura" niteliğinde düzenlendiği anlaşılmaktadır. Kapalı fatura hizmet bedelinin faturanın düzenlendiği sırada ya da öncesinde ödendiğine karine olarak kabul edilmekte olup, bu karinenin aksinin davacının ispatlaması gerektiği" belirtilmiştir.
Davacı tarafın ticari defterlerinin Kayseri 4. İcra Ceza Mahkemesi'nin *** Esas sayılı dava dosyalarının içerisinde olduğu bildirmekle bu mahkemeye müzekkere yazılarak davacı ... Tekstil Tur. San. Ltd. Şti.'ne ait tüm ticari defter ve kayıtlarının mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılacağından ivedi olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize cevap geldikten sonra dava dosyasının daha önce ... tarihli raporu sunan bilirkişiye tevdine, bilirkişiden ... tarihli raporun düzenlenmesinden sonra Mahkememiz dosyası arasına getirtilen davacı şirket defterlerinin incelenerek *** tarihli celsenin 5 nolu ara kararı çerçevesinde takibe ve davaya konu fatura bedellerinin tahsil edilip edilmediği, kısmen veya tamamen tahsil edilmiş ise tahsil tarihi ve takip tarihi dikkate alınarak gerekirse temerrüt faiz hesabı yaptırılması ve yukarıda bahsedilen ara kararındaki diğer hususlar yönünden incelemeler içerir ek rapor sunması için HMK'nun 281/2. maddesi gereğince bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi Prof. Dr. *** tarafından düzenlenen *** tarihli ek raporda özetle; "Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerle davacının dosyaya celbedilen 2019 yılı ticari defterlerinin incelenmesinden ulaştığımız bulgular şöyledir: 1.Davacının dosyaya celbedilen 2019 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri bulunmakta olup zamanında yapılmıştır. Defteri Kebir ve Envanter defterinin kapanış tasdiki zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak yevmiye defterinin kapanış tasdiki zorunluluğu bulunmaktadır. Davacıya ait yevmiye defterinin kapanış tasdiki yoktur. Dolayısıyla davacı defterleri tasdik yönünden usulüne uygun değildir ve sahibi lehine delil niteliği taşımamaktadır. 2.Davacının takip ve dava konusu yaptığı fatura davacının yevmiye defterinde davalıdan alacak olarak kayıtlıdır. 3.Davacının ticari defterlerinde takip konusu yapılan faturaya mahsuben yapılmış bir tahsilat gözükmemektedir ve 2019 yılı yevmiye defterinin kapanış kaydında davalıdan 56.000,74-TL alacak gözükmektedir. Dolayısıyla kök raporumuzdaki hesaplamalarımızda bir değişiklik söz konusu olmamıştır." şeklinde rapor sunulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK'nun 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Zira1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 99. maddesine göre ihtilaf ticari niteliktedir.
6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca yargılama tek hakim tarafından yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır.
Dava şartı arabuluculuk faaaliyeti kapsamında taraflar görüşmüş ancak anlaşmaya varamamışlardır.
Taraflar arasında uyuşmazlık konuları; Kayseri Genel İcra Dairesi'nin ... Esas sayılı takip dosyasına dayanak yapılan fatura nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalının icra takibine vaki itirazlarının haklı olup olmadığı, davalının borca itirazlarının iptalinin gerekip gerekmediği, icra inkar ve kötüniyet tazminatının koşullarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır.
İtirazın iptali davası; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre;
i) İlamsız takip yapılmış olması,
ii) Borçlunun bu takibe itiraz etmesi,
iii) İtirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun ***K. sayılı kararında da değinilmiştir.
Dava yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan; ispat külfeti normal bir alacak davasındaki ile aynıdır. Ancak her iki dava ispat yöntemleri ve hukukî sonuçları bakımından farklılıklar göstermektedir. Bu bağlamda belirtmek gerekirse; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi gereğince ispat yükü, kanunda özel düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu genel kuralın dışında bazı hâllerde ispat yükü yer değiştirerek davalı tarafa geçer. Bu hâllerden birisi davalının ödeme savunmasında bulunmasıdır. Davacı ya da davalı iddiasını ya da savunmasını HMK’da belirtilen hükümlere göre ispat etmelidir. Buna göre yapılacak yargılama sonunda mahkemece verilecek karar ya davanın kabulü ya da reddine yönelik olacak; ancak takibin iptali ya da devamı hükmünü de içerecektir.
Bu açıklamalar göstermektedir ki, itirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; Kayseri Genel İcra Dairesi’nin ... Esas takip dosyasında; davacı tarafından davalı borçlu aleyhine bir adet faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatılmış, icra takibine dayanak fatura örneği de takip talebi ekinde sunulmuştur. Ödeme emri davalı borçluya ... tarihinde tebliğ edilmiş, davalı borçlu vekili Av. *** tarafından ... tarihli dilekçe ile takibe ve borca itiraz edilmiş ve icra müdürlüğünce aynı tarihli tensip kararı ile İİK'nun 66. maddesi uyarınca davalı borçlu yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 67. maddesine göre itirazın iptali davası, itirazın alacaklı davacıya tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılmalıdır. Takip dosyası kapsamında davalı borçlunun borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği, bu nedenle sürenin işlemeye başlamadığı görülmekle davalının hak düşürücü sürenin geçtiğine dair savunmasına itibar edilemeyeceği değerlendirilmiştir.
Yine davalı vekilinin ... tarihli dilekçesinde Kayseri Genel İcra Dairesi'nin ... Esas sayılı dosyasına ... tarihinde ... San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili olarak itiraz edildiğini, icra takibine vekil olarak itiraz edildiği takdirde itirazın iptali dava dilekçesinin asile değil vekile tebliğ edilmesinin gerektiğini, bu şekilde yapılmayan tebligatın usulüne uygun olmadığını ileri sürmüştür. İcra dosyasındaki vekalet ilişkisi ile itirazın iptali davasındaki vekalet ilişkisinin farklı ele alınması gerekmekte olup, dava dilekçesi ve duruşma gününün önce davalı asile tebliğe çıkartılmasında ve tebliğ edilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, davalının savunma hakkının kısıtlanmadığı ve taraf teşkilinin de sağlandığı değerlendirilmiştir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin *** Karar sayılı emsal kararı bu doğrultudadır.
Bu aşamada kapalı fatura kavramı hakkında kısaca açıklama yapılmasında fayda bulunmaktadır.
Öğretide ve Yargıtay içtihatlarında; fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında, müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere, emtiayı satan veya iş yapan tacir tarafından müşteriye verilen bir ticari vesika olarak tarif edilmektedir. Ticari bir işletmesi gereği bir mal satmış veya imal etmiş yahut bir iş görmüş veyahut bir yarar sağlamış tacirden, diğer taraf kendisine bir fatura verilmesini ve bu faturanın bedeli ödenmişse, bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. Ticari örf ve adete (teamüle) göre, faturanın kapalı olarak düzenlenmiş olması, o fatura bedelinin ödendiğine karine teşkil eder. Bu fatura üzerine ayrıca bedeli alınmıştır sözcüklerinin yazılması gerekli değildir. Faturayı düzenleyenin bu karinenin aksini geçerli delillerle kanıtlaması gerekir. (Yargıtay . Hukuk Dairesi'nin *** Karar sayılı emsal kararı)
Bilindiği üzere satıcının, düzenlediği faturanın alt kısmına kaşe ve imza koymasına faturanın kapatılması (akide edilmesi) denir ve bu durum ticari bir örf ve adet kuralı olarak bedelin tahsil edildiğine karinedir (Hukuk Genel Kurulu'nun *** K. sayılı kararı). Bu karine aksi ispatlanabilen bir karinedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafından Kayseri Genel İcra Dairesi’nin ... Esas takip dosyasıyla ... tarihli ve ... numaralı 56.000,44-TL tutarlı faturaya dayalı olarak icra takibi başlatılmıştır. İcra takibine konu faturanın kapalı fatura olduğu tartışmasızdır. Kapalı faturanın bedelin tahsil edildiğine ilişkin karine satış sözleşmesinin tarafları arasında geçerli olduğundan eldeki uyuşmazlığa konu satım ilişkisine doğrudan uygulanması mümkün değil ise de somut olayda davacı tarafından inkâr edilmeyen ve ayrıntıları ile açıklanan özelliklerine göre, kapalı olarak tanzim ettiği faturanın varlığına rağmen satım bedelinin kendisine ödenmediğine ilişkin ispat yükünün artık davacıda olduğunun kabulü gerekir (Hukuk Genel Kurulu'nun*** K. sayılı kararı). Somut olay bakımından ise davacı tarafından kapalı faturanın aksi yasal delillerle ispatlanamamıştır.
Davacı vekili, dava dilekçesinde deliller arasında yemin deliline dayanmıştır. Dosya kapsamına göre davacı taraf dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış olmakla takip konusu fatura bedelinin davalı tarafından ödenmediği hususuna ilişkin olarak davalıya yemin teklif edip etmeyeceğini bildirmesi, edecekse yemin metnini sunması için davacı tarafa kesin süre verilmiş, kesin süreye uyulmadığı takdirde yemin teklifine dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı davacı vekiline usulünce ihtar edilmiştir. Davacı vekili tarafından süresinde sunulan *** tarihli yemin metnine davalı tarafça itiraz edilmiştir. Davalının yemin metnine itirazları dikkate alınarak davacı vekili tarafından sunulan *** tarihinde sunulan yemin metnine davalının itirazları, HMK'nun 255. ve devamı maddeleri hükümleri, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin *** Karar sayılı emsal kararı dikkate alınarak mahkememizce davacının yemin metnindeki hususlardan yararlanmak suretiyle yemin sorusunun "Kayseri Genel İcra Dairesi'nin ... esas sayılı takip dosyasına dayanak yapılan ... tarihli, *** numaralı, 56.000,44 TL bedelli fatura bedelini davacı ... Teks. Turz. San. Ve Tic. Ltd. Şti.'ne ödediğime namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum." şeklinde hazırlanmasına karar verilmiştir. Bu şekilde hazırlanan yemin metni çerçevesinde davalı şirket yetkilisi ***'ya usulünce yemini yaptırılmıştır. Davalı şirket yetkilisi yemin beyanında "Takibe dayanak yapılan 56.000,44-TL faturayı mal karşılığında davacı şirkete ödedim. Biz uzun vadeli ticareti davacı şirket ile uzun zamandan beri yapıyoruz. Peşin alım satım yapmıyoruz. Biz onlardan aldığımız bu faturanın bedelini onlara mal vermek suretiyle ödedik." şeklinde beyanda bulunmuştur.
İspat bir yükümlülük olmayıp, bir yüktür. Yük (külfet) hukuk düzeninin bir kimseye, diğer bir kimse karşısında yüklemiş olduğu davranış olup, külfet üzerine yüklenen kişi bu davranışı yerine getirmediği takdirde ya elde etmesi mümkün olan bir hakkı kazanamaz ya da böyle bir hakkı kaybeder (Eren, F.: Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 16.b., Ankara 2014, s.45). Buna göre ispat yükü kendisine düşen taraf bunu yerine getirmek zorunda değildir, fakat bunun yerine getirilmemesi halinde dava sonucunda ulaşılmaya çalışılan hakka ulaşılamayacak (Börü. L.: Medeni Usul Hukukunda İddia ve Somutlaştırma Yükü, Ankara 2016, s.66 vd.); mahkemede bu yönde bir kanaat oluşturmak mümkün olmayacaktır.
Dosya içeriğine göre davacı takibe dayanak yaptığı kapalı faturanın bedelinin davalı tarafından ödenmediğini iddia etmektedir. Davacı bu iddiasını yasal delillerle kanıtlanması gerekir ancak davacı bu iddiasını yazılı delille ispat edememiştir.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse diğer tarafa yemin teklif eder. Yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen taraf yapar. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde (dava dilekçesinde veya cevap lahiyasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Davacıların dava dilekçesinde yemin deliline de dayandıkları dikkate alınarak davalı asile yemin davetiyesi tebliğ edilmiş ve duruşmaya gelen davalıya usulünce yemini yaptırılmıştır.
Kendisine yemin teklif edilen taraf yemini eda ettiği taktirde, yemin teklif eden kimsenin iddia ettiği vakıanın doğru olmadığını ispat etmiş olur. Yani yeminin eda edilmesi üzerine, artık ortada uyuşmazlık konusu olan vakıa kesin delille kanıtlanmış olacağından, karşı taraf o konuda yeni bir delil getiremez, mahkeme de araştırmada bulunamaz. Yemin eda eden kişi ve mirasçıları lehine kesin delil teşkil eder. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun *** Karar sayılı emsal kararı)
Yargılama sonunda tüm dosya kapsamı ve mevcut delil durumu dikkate alındığında ispatlanamayan davanın reddine ve davacının takipte kötüniyetli olduğu ispatlanmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Koşulları bulunmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu'na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 179,90-TL karar harcının peşin alınan 845,50-TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 665,60-TL'nın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydına,
6-Kararın mahiyeti gereği davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-6100 sayılı HMK'nun 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde ilgili tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re'sen gönderilmesine,
9-Davanın reddi nedeniyle davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesap ve taktir olunan 11.200,98-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
27/03/2023

Katip ***
E-imzalıdır


Hakim ***
E-imzalıdır



Full & Egal Universal Law Academy