Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1332 Esas 2023/317 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/1332
Karar No: 2023/317
Karar Tarihi: 03.05.2023

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO: ...
KARAR NO: ...
HAKİM: ...
KATİP: ...
DAVACI : ...
VEKİLİ: Av. ...
DAVALI: ...
VEKİLİ: Av. ...
DAVA: Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: ...
KARAR TARİHİ: ...
KARAR YAZIM TARİHİ: 04/05/2023
Mahkememize açılan menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İİK’ nun 72. maddesi gereğince “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir” hükmü gereğince müvekkilinin davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığının tespiti amacıyla menfi tespit davası açtığını, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, müvekkilinin yıllardır daire sahibi olmak için aidat ödemesi yaptığını, ferdileşme yolu ile dairesinin tapusunu aldığını, tapu devri sonrası müvekkilinin davalı kooperatife göndermiş olduğu istifaname ile kooperatif üyeliğinin son bulduğunu, davalı kooperatif tarafından ... tarihinde genel kurul yapılmış genel kurulda alınan kararlara ilişkin tebligatın müvekkiline gönderildiğini, genel kurulda alınan karara göre her üyeden 30.000,00-TL ücret talep edildiği, 7410 Sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un hükümleri dikkate alındığında müvekkilinin davalı kooperatife herhangi bir borcunun bulunmadığını, davanın kabulü ile yargılama giderleri ve ücreti vekâletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekâleten dava ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde; Arabuluculuk görüşmesi yapılmaksızın açılan iş bu davanın yasaya aykırı olduğunu,davacının davasını kooperatifler kanuna eklenen geçici 11. maddeye dayandırdığını, dava konusu genel kurul kararı ... de alınmış olmakla davaya dayanak yapılan yasa değişikliğinin ise ... tarihinde yürürlüğe girdiğini, müvekkil kooperatif tarafından ... tarihli genel kurulda üyelerden ödeme alınmasına karar verilmiş ise de bugüne değin ne davacıya ne de diğer kooperatif üyelerine genel kurul kararı gereğince ödeme yapılması için herhangi bir dava veya icra takibi yapılmadığını, davacı tarafından ... tarihli genel kurulda alınan 30.000,00-TL'lik alacak dolayısı ile borçlu olunmadığının tespitine yönelik dava açılmış ise de; söz konusu genel kurul kararı incelendiğinde bu bedelin 2022 Temmuz ayından başlamak üzere 12 eşit taksitte alınmasına karar verildiğini, 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca Kooperatifler Kanuna eklenen geçici 11.maddenin Anayasaya aykırılık teşkil ettiğini, bu kanun çerçevesinde her ne kadar Kayseri ilinden bahsedilip genel bir düzenleme gibi bir görüntü verilmeye çalışılsa da kişi veya zümreye özgü kanun çıkartıldığını, zümre veya kişi için kanun çıkartılmasının Kanunlar önünde eşitlik ilkesini tam anlamı ile ihlal ettiğini, davanın reddine karar verilmesini, 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca Kooperatifler Kanuna eklenen geçici 11.maddenin Anayasaya aykırı olması nedeniyle iş bu maddenin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmasına karar verilmesini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca yargılama Tek Hakim tarafından yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizde açılan ve sonuçlanan davada dava değeri 500 Bin TL'nin altında olması nedeniyle 7251 sayılı kanunla değişik 6102 Türk Ticaret Kanununun 4/2. maddesi uyarınca basit yargılama usulü uygulanmıştır.
Dava, davacının davalı kooperatife borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Kayseri Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün cevabi yazısı ve tarafların dayandığı tüm deliller toplanmıştır.
Eldeki dava; ... tarih ve ... sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'na eklenen geçici 11. maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davasıdır.
Anayasa Mahkemesi ... tarih ... esas ... karar sayılı ilamında; "24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'na 10/6/2022 tarihli ve 7410 sayılı Kanun'un 2. maddesiyle eklenen geçici 11. maddenin birinci fikrasının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline, kalan kısmının 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usûlleri Hakkında Kanun'un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince oy birliği ile iptaline" karar vermiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama kapsamında ... tarihli ön inceleme duruşmasında;
Davacı vekili "Biz davamızı 7410 sayılı yasaya eklenen geçici 11. maddeye istinaden açmıştık, ilgili kanun anayasa mahkemesi tarafından iptal edildi, dava konusuz kalmıştır, karar verilirken başlangıçtaki haklılık durumu nazara alınarak aleyhimize vekalet ücretine hükmedilmemesini talep ederiz." şeklinde,
Davalı vekili "Her ne kadar davacı aleyhine bir genel kurul kararı mevcut ise de başlatılan herhangi bir icra takibi, dava ve talep yoktur, alınan genel kurul kararı da 7410 sayılı yasadan öncedir, kanunda borçlandırmaların geçersiz olduğu belirtildiğinden davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır, davacının hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep ederiz." şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 138. maddesinde; "Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler."
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4. Maddesinde; "Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir."
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 331.maddesinde;" Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir eder."
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 30.maddesinde;" Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür." denilmektedir.
Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olay nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda mahkemenin yargılamaya devam etmesine gerek yoktur. Bu durumda mahkemenin bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerekir. Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun ya da Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle dava konusuz kalabilir. (Hukuk Genel Kurulunun 2013/10-1860 Esas, 2015/1451 Karar ve 27.05.2015 tarihli kararı)
Yukarıda belirtildiği gibi derdest davaların konusuz kalması değişik şekillerde vuku bulabilir. Bu durum taraflardan birinin işlem ve eylemi nedeniyle gerçekleşmişse dava tarihindeki haklılık durumunu belirlemek nispeten kolaydır. Ancak somut dosyada görüldüğü üzere kanun koyucunun bir tasarrufunun (kanun) anayasaya aykırılığı nedeniyle Anayasa Mahkemesi tarafından kanunun iptal edilmesi nedeniyle gerçekleşmişse her iki tarafa da kusur izafe edecek bir durum söz konusu olamayacağından Anayasa'nın 138. maddesinde belirtilen ana ilke ve TMK’nın 4 maddesinde yer alan “ Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir” hükmü gereğince hakimin her bir tarafın yaptığı yargılama giderini kendi üzerinde bırakması keza tarafların leh ve aleyhine vekalet ücretine hükmetmesi hakkaniyete daha uygun düşecektir.
Öte yandan dava tarihindeki haklılık durumunun araştırılması bazen işin esasına yeniden girmeyi gerekli kıldığından, yargılamayı tekrar başa saracağı ve uzun süre derdest tutmak gibi arzu edilmeyen sonuçlar doğurur ki, bu durum HMK’nın 30. maddesinde “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür”. şeklinde tarif edilen usul ekonomisi ilkesine de uygun düşmeyecektir.
Yasama organının çıkardığı Kanun'un Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle konusuz kalan davada yargılama giderlerinden sorumluluk ideal (tabi) hukuk açısından devlete ait ise de mer'i hukuk sistememizde bu yönde düzenleme bulunmamaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre; 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'na eklenen geçici 11. maddesinin Anayasa Mahkemesi'nin ... tarih ... esas ... karar sayılı ilamı ile iptaline karar verildiğinden, eldeki davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-... tarih ve ... sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'na eklenen geçici 11. maddesinin Anayasa Mahkemesi'nin ... tarih ... esas ... karar sayılı ilamı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle, KONUSUZ KALAN DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu'na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gerekli 179,90-TL ilam harcının, dava açılışı sırasında tahsil edilen 512,33-TL peşin harçtan mahsubuna, artan 332,43-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacıya iadesine,
3-HMK'nun 331/3. maddesi gereğince davacı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re'sen gönderilmesine,
5-TMK'nun 4. maddesi uyarınca hakkaniyet gereğince tarafların lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal iki haftalık süresi içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi'nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. ...
Katip ...



Hakim ...




Full & Egal Universal Law Academy