Kamu payı olan teşebbüslerin, reklamlarının yayımlanacağı gazetelerin seçiminde objektif davranmamak suretiyle hâkim durumlarını kötüye kullandıkları iddiası - Karar Sayı 15-09/117-48
Karar Dilini Çevir:
Rekabet Kurumu
Karar Sayısı: 15-09/117-48
Karar Türü: Rekabet İhlali
Konu: Kamu payı olan teşebbüslerin, reklamlarının yayımlanacağı gazetelerin seçiminde objektif davranmamak suretiyle hâkim durumlarını kötüye kullandıkları iddiası
Karar Tarihi: 26.02.2015

Rekabet Kurumu Başkanlığından,

REKABET KURULU KARARI

Dosya Sayısı : 2014-2-62 (Önaraştırma)
Karar Sayısı : 15-09/117-48
Karar Tarihi : 26.02.2015
A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER
Başkan : Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI
Üyeler : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR,
Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr. Tahir SARAÇ
B. RAPORTÖRLER: Ekrem SOLMAZ, Gözde MAVİ
C. BAŞVURUDA
BULUNAN : - Koza İpek Basın ve Basım San. Tic. A.Ş.
Temsilcisi: Av. Ceren ARGUN
Süleyman Seba Cad. BJK Plaza No:48 K:2 D:21-22 Beşiktaş/İstanbul
D. HAKKINDA İNCELEME
YAPILANLAR : - Kamu Payı Olan Teşebbüsler
(1) E. DOSYA KONUSU: Kamu payı olan teşebbüslerin, reklamlarının yayımlanacağı
gazetelerin seçiminde objektif davranmamak suretiyle hâkim durumlarını kötüye
kullandıkları iddiası.
(2) F. DOSYA EVRELERİ: Kurum kayıtlarına 12.11.2014 tarihinde giren başvuru üzerine
hazırlanan 27.01.2015 tarih ve 2014-2-62/İİ sayılı İlk İnceleme Raporu, 05.02.2015 tarihli
Kurul toplantısında görüşülmüş ve 15-06/76-M sayı ile önaraştırma yapılmasına karar
verilmiştir. İlgili karar uyarınca düzenlenen 23.02.2015 tarih ve 2014-2-62/ÖA sayılı
Önaraştırma Raporu görüşülerek karara bağlanmıştır.
(3) G. İDDİALARIN ÖZETİ: Başvuruda özetle;
- Türk Telekomünikasyon A.Ş., Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş., Türkiye
Halk Bankası A.Ş., Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. ve benzeri kamu payı olan şirket
ve kuruluşların reklam ve ilanlarının yayınlanacağı gazetelerin seçiminde objektif,
tarafsız, bilimsel ve rasyonel davranmadıkları,
- Gazetelerin kamu kurumlarından aldıkları reklam ve ilanları ölçen The Nielsen
Company’nin Adex Sistemi 2014 yılı ilk altı aylık verilerinin bu iddiayı desteklediği,
- Kamu payı olan şirket ve kuruluşların piyasada hâkim durumda oldukları ve söz
konusu davranışlarının 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (4054
sayılı Kanun) 6. maddesi kapsamında kısıtlayıcı davranış olduğu
iddia edilmektedir.
(4) H. RAPORTÖR GÖRÜŞÜ: İlgili raporda; kamu payı olan teşebbüsler hakkında 4054 sayılı
Kanun’un 41. maddesi uyarınca soruşturma açılmasına gerek olmadığı belirtilmiştir.
I. İNCELEME VE DEĞERLENDİRME
I.1. İlgili Pazar
I.1.1. İlgili Ürün Pazarı
(5) Başvurunun esasını, kamu payı olan teşebbüslerin reklamlarının yayınlanacağı gazetelerin
seçimi oluşturmaktadır. Koza İpek Basın ve Basım San. Tic. A.Ş. (Koza İpek), sahibi
15-09/117-48

2/4

olduğu Bugün Gazetesi’ne kamu payı olan teşebbüslerin haklı gerekçe olmaksızın reklam
vermediklerini iddia etmektedir. Yazılı medyada yer alan gazeteler bir taraftan daha fazla
okuyucuya ulaşmak (tiraj) için, diğer taraftan daha fazla reklam elde etmek için faaliyette
bulunmakta ve bu bakımdan çift taraflı pazar özelliği göstermektedir. Dosya kapsamında
incelenen davranışlar ise teşebbüslerin gazetelere verdikleri reklamlara ilişkin olduğundan
ilgili ürün pazarı gazeteler ile reklamverenler arasındaki ilişki açısından değerlendirilmiştir.
(6) Gazete yayıncılığı piyasasının talep yapısı, diğer mal ve hizmet piyasalarından farklı bir
nitelik arz etmektedir. Tüketicilerin (okuyucu) bir gazeteyi satın alması başka bir gazete
almasını engellememekte, eğer şartları oluşmuşsa (manşetten önemli bir haber
yayımlaması gibi) aynı gün içerisinde başka bir gazete daha alınabilmektedir. Öte yandan,
gazeteler günlük olarak tüketilmekte ve her gün okuyucunun karşısına bir önceki günden
farklı haberlerle dolu olarak çıkmaktadır. Bu duruma bir de hafta sonu ve sair günlerde
verilen ilaveler eklenince gazete talebinin günden güne farklılıklar gösterdiği, özellikle
kamuoyunda büyük yankı oluşturan olaylar söz konusu olduğunda gazetelere olan talebin
fiyattan önemli ölçüde bağımsız olarak arttığı bilinmektedir.
(7) Gazeteler dağıtımlarına göre, yerel ve ulusal; içeriklerine göre siyasi, ekonomi, spor,
magazin ve promosyon gibi alt gruplara ayrılmaktadır. Bu bağlamda farklı türde
gazetelerin, reklamverenler bakımından birbirine ikame olup olmadığı, bir başka deyişle,
aynı ilgili pazarda yer alıp almadığı ortaya konulmalıdır.
(8) Reklamverenler gazetenin okur kitlesinin özelliklerini (okurların gelir düzeyi, yaşı, cinsiyeti,
eğitim seviyesi vb.) dikkate almaktadır. Bu bağlamda, reklamverenler için reklama konu
ürün veya hizmeti hedef kitlesine ulaştırabilen gazetenin seçilmesi önem taşımaktadır. İlgili
gazetenin toplumsal itibarı, gelişimi ve istikrarı da reklamverenler açısından belirleyici
unsurlar arasında sayılmaktadır.
(9) Mal ve hizmetlerdeki çeşitlilik nedeniyle homojen bir reklamveren kitlesinin varlığından
bahsedilememektedir. Gazetelerin geniş kitlelere yönelik olması nedeniyle herhangi bir
gazetenin okuyucularını da farklı türdeki mal ve hizmetler karşısında tek tip bir grup altında
sınıflandırmak mümkün değildir. Bu anlamda gazete okuyucuları da oldukça heterojen bir
yapı sergilemektedir. Reklamverenlerin ve okuyucuların sergiledikleri bu heterojen yapı
nedeniyle, farklı içerikli gazetelerin, işbu dosya bakımından yapılacak reklam yeri analizleri
açısından önemli derecede farklılaşmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim, farklı içerikli
gazetelerin benzer tüketici gruplarına ulaşabilmesi olasıdır. Örneğin, spor yaparken
kullanılan bir ürüne ilişkin reklamın, tirajı yüksek siyasi bir gazetedeki değerinin, herhangi
bir spor gazetesindeki değerinden daha fazla olabileceğini söylemek mümkündür. Benzer
şekilde, reklamverenin yerel bazda ulaşmak istediği kitleye ilgili yerel gazeteye veya ulusal
bir gazetenin yerel ekine reklam verilmesi suretiyle ulaşabilmesi de olasıdır. Yerel
gazetelere sadece yerel nitelikli mal ve hizmet üreten teşebbüslerin değil, ulusal nitelikli
mal ve hizmet üreten teşebbüslerin de reklam verdiği bilinmektedir. Bu anlamda, ulusal
gazetelerin, hem yerel nitelikli reklamlar hem de ulusal nitelikli reklamlar açısından yerel
gazetelerle rekabet halinde olduğu söylenebilecektir. Bu nedenlerle, gazete reklam yeri
bakımından, içeriklerine ve dağıtım şekillerine bakılmaksızın tüm gazetelerin aynı pazarda
yer aldığı kanaatine ulaşılmıştır.
(10) Yukarıda yer verilen bilgiler ışığında, işbu dosya bakımından ilgili ürün pazarı “gazete
reklam yeri pazarı” şeklinde belirlenmiştir.
I.1.2. İlgili Coğrafi Pazar
(11) İlgili coğrafi pazar, ilgili ürün pazarında ülkenin herhangi bir bölgesindeki rekabet
koşullarının diğer bölgelerden farklılık göstermemesi, başka bir deyişle rekabet koşullarının
15-09/117-48

3/4

ülkenin tamamında homojen bir yapı sergilemesi nedeniyle “Türkiye” olarak tespit
edilmiştir.
I.2. Hâkim Durum Değerlendirmesi
(12) 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesinde “Bir veya birden fazla teşebbüsün ülkenin bütününde
ya da bir bölümünde bir mal veya hizmet piyasasındaki hâkim durumunu tek başına yahut
başkaları ile yapacağı anlaşmalar ya da birlikte davranışlar ile kötüye kullanması hukuka
aykırı ve yasak …” olduğu belirtilerek, hâkim durumun kötüye kullanılması yasaklanmıştır.
(13) Herhangi bir teşebbüsün tek taraflı bir eyleminin 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesinde
belirtilen yasak kapsamına girmesi için ilgili teşebbüsün hâkim durumda olması ve bu
hâkim durumunu kötüye kullanması gerekmektedir.
(14) Dosya konusu, kamu payı olan şirket ve kuruluşların 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesini
ihlal ettiği iddiasına ilişkin olduğundan öncelikle söz konusu şirket ve kuruluşlarının her
birinin rekabet hukuku kapsamında teşebbüs niteliğini haiz olup olmadığı incelenmelidir.
(15) Rekabet Kurulunun 08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararında kamu sermayeli
bankalara ilişkin yapılan değerlendirmede “…kontrol testinin kamu işletmelerine
uygulanmasında, çoğunluk hisselerinin hangi kişi veya kuruma ait olduğunun tespit
edilmesi tek başına yeterli görülmemekte, teşebbüsün stratejik kararları ve olağan işleri
üzerinde hukuken ve fiilen kimin belirleyici olduğunun somut olarak ortaya konulması
gerekmektedir.” tespitine yer verilmiş ve anılan kararda; “… (Ziraat Bankası, Halkbank ve
Vakıfbank) bakımından kamu otoritelerinin, sermayenin tamamına yahut çoğunluğuna
sahip olmaktan ve yönetim kurulu üyesi atama yetkilerinden kaynaklanan güçlerini
yalnızca hissedarlıkla sınırlı olarak kullandıkları, dolayısıyla devletin kamu sermayeli
bankalar üzerindeki etkisinin genel gözetim ve denetim faaliyetlerinden ibaret olduğu ve
kamu otoritelerinin ilgili bankaların stratejik kararlarına müdahale etmediği görülmektedir.
Belirtilen hususlardan hareketle, ZİRAAT’in, HALKBANK’ın ve VAKIFBANK’ın bağımsız
birer teşebbüs olduğu ve bu sebeple 4054 sayılı Kanun uyarınca rakip olarak
değerlendirilmeleri gerektiği…” sonucuna ulaşılmıştır.
(16) Benzer şekilde 03.08.2011 tarih ve 11-44/960-313 sayılı Kurul kararında; elektrik üretimi
alanında faaliyet gösteren ve sermayesinin tamamı devlete ait olan Elektrik Üretim A.Ş. ile
hidrokarbon arama, sondaj, üretim, rafineri ve pazarlama faaliyetlerinde bulunan ve yine
sermayesinin tamamı devlete ait olan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı arasında
akaryakıt ürünleri alımına ilişkin işlemler 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında
incelenmiş ve söz konusu alım işlemlerine ilişkin anlaşmanın 2002/2 sayılı Dikey
Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği kapsamında grup muafiyetinden
yararlanabileceği sonucuna ulaşılmıştır.
(17) Yukarıda yer verilen bilgiler ışığında, başvuruda yer verilen kamu payı olan şirket ve
kuruluşların her birinin ayrı ayrı teşebbüs niteliğini haiz olduğu ve 4054 sayılı Kanun’un 6.
maddesi kapsamında yapılacak değerlendirmede söz konusu teşebbüslerin
davranışlarının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
(18) Hâkim Durumdaki Teşebbüslerin Dışlayıcı Kötüye Kullanma Niteliğindeki Davranışlarının
Değerlendirilmesine İlişkin Kılavuz’da 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesi kapsamında
incelenen bir davranışın ihlal teşkil edebilmesi için davranışı gerçekleştiren teşebbüsün
ilgili pazarda hâkim durumda olması ve davranışın bir kötüye kullanma niteliği taşıması
gerektiği belirtilmektedir. Bu çerçevede dosya kapsamında öncelikle ilgili teşebbüslerin
gazete reklam yeri pazarında hâkim durumda olup olmadıkları incelenmiştir.
(19) Reklamcılar Derneği verilerine göre, Türkiye’de toplam gazete reklam ve ilan harcamaları
2013 yılında 1.037.490.000 TL, 2014 yılının ilk altı ayında ise 522.760.000 TL’dir. Başvuru
konusu iddiaların değerlendirilebilmesi için dosya kapsamında kamu payı olan ve farklı
15-09/117-48

4/4

sektörlerde faaliyet gösteren bazı teşebbüslerin gazete reklam ve ilan harcamalarına ilişkin
bilgi talep edilmiş, bu çerçevede ilgili dönem için hesaplanan söz konusu harcamaların
pazarın büyüklüğüne olan oranlarına aşağıdaki tabloda yer verilmiştir.
Tablo 1: Teşebbüslerin 2013 Yılı ve 2014 Yılı İlk Altı Ay Gazete Reklam ve İlan Harcamaları
Teşebbüs
2013 Yılı
Harcamaları
(TL)
2013 Yılı Toplam
Harcamalar İçindeki
Payı (%)
2014 Yılı İlk Altı Ay
Harcamaları (TL)
2014 Yılı İlk Altı Ay
Toplam Harcamalar
İçindeki Payı (%)
THY (…..) (…..) (…..) (…..)
Ziraat Ban. (…..) (…..) (…..) (…..)
Türksat (…..) (…..) (…..) (…..)
(20) Hâkim durum değerlendirmesinde pazara giriş engelleri, dikey bütünlüğe sahip olma,
talebin yapısı ile ekonomik ve finansal güce sahip olma gibi farklı unsurlar da dikkate
alınmakla birlikte, teşebbüslerin ilgili pazarda sahip oldukları pazar payları söz konusu
değerlendirilme açısından en önemli unsurlardan biridir.
(21) Yukarıdaki tabloda da görüldüğü üzere, farklı sektörlerde faaliyet gösteren üç teşebbüsün
de ilgili pazardaki 2013 yılı ve 2014 yılı ilk altı ayındaki pazar payları %1’in altındadır.
Kamu payı olan şirket ve kuruluşların gazete reklam yeri pazarındaki paylarının çok düşük
olması nedeniyle söz konusu teşebbüslerden hiçbirinin ilgili pazarda hâkim durumda
olmadığı ve gazetelerin kamu payı olan teşebbüsler dışındaki reklamverenlerden reklam
ve ilan alarak faaliyetlerini sürdürebilecekleri, dolayısıyla kamu payı olan teşebbüslerin
bazı gazetelere reklam ve ilan vermemesinin 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesi
kapsamında ihlal olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
J. SONUÇ
(22) Düzenlenen rapora ve incelenen dosya kapsamına göre, 4054 sayılı Kanun’un 41.
maddesi uyarınca şikayetin reddi ile soruşturma açılmamasına OYBİRLİĞİ ile karar
verilmiştir


Full & Egal Universal Law Academy