Kamu İhale Kurumu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(4734 S. K. m. 54, 65)

 

Toplantı No: 2011/053

Gündem No: 3

Karar Tarihi: 18.07.2011

Karar No: 2011/UY.I-2404

 

Şikayetçi: ÇETİN SEZGİN, GAZİLER CADDESİ NO:478/414 KONAK/İZMİR

 

İhaleyi yapan idare: TÜRKİYE KÖMÜR İŞLETMELERİ KURUMU EGE LİNYİTLERİ İŞLETME MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜ, ATATÜRK CD. NO:111 45500 SOMA/MANİSA

 

Başvuru tarih ve sayısı: 29.06.2011 / 31332

 

Başvuruya konu ihale: 2011/63036 İhale Kayıt Numaralı "AÇIK OCAK ATÖLYE PREFABRİK BİNA İNŞAATI" İhalesi

 

Kurumca Yapılan İnceleme ve Değerlendirme: 14.07.2011tarih ve B.07.6.KİK.0.06.00.00-101.04-.Y.(21.75).(0197)./2011-11E sayılı Esas İnceleme Raporunda;

 

Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Ege Linyitleri İşletme Müessesesi Müdürlüğü tarafından 31.05.2011 tarihinde açık ihale usulü ile yapılan “Açık Ocak Atölye Prefabrik Bina İnşaatı” ihalesine ilişkin olarak Çetin Sezgin’in 16.06.2011 tarihinde yaptığı şikayet başvurusunun, idarenin 22.06.2011 tarihli yazısı ile reddi üzerine, başvuru sahibinin 29.06.2011 tarih ve 31332 sayı ile Kurum kayıtlarına alınan 29.06.2011 tarihli dilekçe ile itirazen şikayet başvurusunda bulunduğu,

 

İdare tarafından gönderilen bilgi ve belgelerin incelenmesinden;

 

4734 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinin onuncu fıkrasının (b) bendi gereğince düzeltici işlem belirlenmesine,

 

Karar verilmesinin uygun olacağı hususlarına yer verilmiştir.

 

Karar:

 

 

Esas İnceleme Raporu ve ekleri incelendi:

 

İtirazen şikayet dilekçesinde özetle; 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 17 nci maddesinin (d) bendi hükmü gereği diğer istekli Ömer Faruk Balamir ile birlikte tekliflerinin değerlendirme dışı bırakıldığı, geçici teminatın gelir kaydedilmesi ile yasaklama sürecinin başlatıldığı, merkezinin Mardin olduğu, 2004 yılından beri teklif mektubundaki şube adresinde faaliyette bulunduğu, Ahmet Balamir’in 2006 yılından beri kendisine vekalet ettiği, adres, telefon ve faksın bir önemi kalmadığı, idare tarafından yapılacak tüm bildirimlerin e-postasına yapılması istendiği, Ömer Faruk Balamir ile aynı işhanında ayrı ayrı odalarda faaliyet gösterdikleri, ekonomik gerekçelerle dahili numaraları farklı olan telesekreterli santral kullandıkları, Ömer Faruk Balamir’e ait teklif dosyasında kendisinin veya vekili Ahmet Balamir’in imzası olmadığı gibi dosya hakkında bilgilerinin de olmadığı, vekilinin ve kendinin Ömer Faruk Balamir’in veya varsa vekiline ait teklif dosyasında imzası olmadığı gibi dosya hakkında bilgisinin de olmadığı, aynı iş hanında ayrı ayrı odalarda faaliyet gösteren iki gerçek kişinin faks ve telefon numaralarının aynı olmasının teklif mektuplarından haberdar olunduğunun kanıtı olamayacağı, Kanunun 17 nci maddesinin (d) bendi ile bir gerçek veya tüzel kişinin aynı ihaleye yalnızca bir teklif vermesinin amaçlandığı, “birden fazla teklif vermek” ile bir ihaleye aynı kişi veya kişiler tarafından birden fazla geçerli teklif verilmesi ya da birden fazla kişinin tek kişi tarafından belirlenen teklifleri kullanmasının kastedildiği, bahse konu ihalede iki farklı kişi adına sunulan iki teklif bulunduğu, aynı iş hanında ayrı ayrı odalarda faaliyet gösteren kişilerin faks ve telefon numaralarının aynı olmasının Kanunun 17 nci maddesinin (b) ve (d) bendi kapsamında değerlendirilemeyeceği, vekili Ahmet Balamir ile diğer istekli Ömer Faruk Balamir’in aynı nüfusa kayıtlı olunduğu gerekçesinin de uygun olmadığı, kamu ihale mevzuatında ihaleye katılan istekliler ve/veya bunların vekil tayin ettiği kişiler arasında kan veya kayın hısımlığı bulunanların doğrudan, dolaylı veya alt yüklenici olarak aynı ihaleye katılamayacakları yönünde bir düzenleme bulunmadığı gibi bu bentler kapsamında değerlendirileceğine ilişkin de hüküm ve açıklama bulunmadığı, bu bentler kapsamında değerlendirilmesi için teklif mektubunda veya diğer belgelerde imza olması ve/veya teklif mektubunun hazırlanmasından haber olunduğunun belgeleri ile birlikte açık olarak ortaya konması gerektiği, bunlar yapılmadan değerlendirme dışı bırakılmalarının kamu zararına yol açtığı, ihale dışı bırakılma kararına yol açan eylemin sorumluluğunun vekalet veren kişiye somut olarak yüklenebilmesi gerektiği, hukuka aykırı eylem ile yaptırım arasında adalet ve hakkaniyet ilkelerine uygunluk olması gerektiği, cezai ve idari yaptırımlarının kıyas yoluyla uygulamasının genişletilemeyeceği, ayrıca Kanunun 17 nci maddesi gereğince geçici teminatın gelir kaydedilmesinin de mümkün olmadığı iddialarına yer verilmiştir.

 

Başvuru sahibinin iddialarının değerlendirilmesi sonucunda aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir:

 

İdare tarafından Ömer Faruk Balamir ile başvuru sahibi Çetin Sezgin’in teklif mektubundaki adres, telefon ve faks numaralarının aynı olduğu, Çetin Sezgin’in vekil tayin ettiği ve teklif mektubunda imzası bulunan Ahmet Balamir ile Ömer Faruk Balamir’in nüfusa kayıtlı olduğu il, ilçe, mahalle, cilt no ve aile sıra numarasının aynı olduğu tespiti yapılarak her iki kişinin de teklifinin değerlendirme dışı bırakıldığı, haklarında geçici teminatlarının gelir kaydedilmesi ile yasaklama sürecinin başlatıldığı anlaşılmıştır.

 

Çetin Sezgin’in Mardin 2. Noterliğince düzenlenen 15.07.2010 tarihli ve 07599 yevmiye nolu süreli vekaletname ile Ahmet Balamir’e 30.12.2011 tarihine kadar adına ihalelere katılmaya yetki verdiği görülmüştür.

 

Doğrudan doğruya temsilde ikinci bir işleme gerek kalmaksızın yapılan hukuki muamele, hüküm ve sonuçlarını doğrudan doğruya temsil olunan şahsın hukuki alanında doğurmaktadır. Temsilci, temsil olunan nam ve hesabına hareket etmektedir.

 

Dolaylı temsilde ise hukuki muamele dolaylı temsil yetkisine dayanılarak mümessil adına, fakat temsil olunan hesabına yapılır. Dolaylı temsil ilişkisinden söz edebilmek için, dolaylı temsilcinin dolaylı temsil yetkisine sahip olması, kendi adına fakat başkası (dolaylı temsil olunan) hesabına hareket etmesi gerekir. Bu tür temsil sonunda yapılan hukuki muameleden doğan haklar ve borçlar, önce mümessilin hukuki alanında hüküm ve sonuç doğurur, ancak, daha sonra ikinci bir işlemle bu hak ve borçlar, mümessil tarafından temsil olunana devir veya nakledilir.

 

Bu çerçevede; doğrudan doğruya temsilde temsil olunan ile temsilci arasındaki ilişki muhatap tarafından bilinmekte, muhatap da temsil olunan ile hukuki ilişki kurduğunu bilmektedir. Ancak, dolaylı temsilde muhatap temsilci ile hukuki ilişki içerisinde olduğunu zannetmekte, ancak temsilci ile temsil olunan arasındaki anlaşma gereğince temsilci 3. Kişi muhatapla yapmış olduğu sözleşmeden kaynaklanan hak ve borçları temsil olunana nakletmektedir. Dolaylı temsilde, iki işlem bulunmaktadır. Bunlardan birincisi zahirdeki hukuki işlem, ikicisi ise birinci işlemden kaynaklanan hak ve borçların devrini içeren gizli işlem yer almaktadır. İşte, dolaylı temsilde, muhatap gizli işlemden haberdar değildir.

 

4734 sayılı Kanunun 17 maddesinin (d) bendinde; Alternatif teklif verebilme halleri dışında, ihalelerde bir istekli tarafından kendisi veya başkaları adına doğrudan veya dolaylı olarak, asaleten ya da vekaleten birden fazla teklif vermenin yasak fiil ve davranış kapsamında olduğu, aynı Kanunun 10 uncu maddesinde ise 17 nci maddede belirtilen yasak fiil veya davranışlarda bulundukları tespit edilenlerin tekliflerinin değerlendirme dışı bırakılacağı, yasak fiil ve davranışta bulunanların ise aynı Kanunun 58 nci maddesi gereğince ihalelere katılmaktan yasaklanacağı ifade edilmiştir.

 

Diğer taraftan 4734 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinde, hangi hallerde isteklilerin ihale dışı bırakılacağına ilişkin hükümler yer almakta, (j) bendinde ise; “17 nci maddede belirtilen yasak fiil veya davranışlarda bulundukları tespit edilen” şeklinde yer alan ifadeye göre de 17 nci maddede belirtilen yasak fiil ve davranışta bulunan isteklilerin ihale dışı bırakılacağı hükme bağlanmıştır.

 

Kanun koyucu ihalelerde aynı irade tarafından birden fazla teklif verilmesini yasaklamış, bu yasağa aykırı hareket edenlerin ise teklifinin değerlendirme dışı bırakılacağını hüküm altına almıştır.

 

İncelemeye konu ihalede aynı büroda hazırlanan iki teklifin idareye sunulduğu, dolayısıyla da aynı irade birliği çerçevesinde ihaleye birden fazla teklifin verildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki dolaylı temsile ilişkin gizli anlaşmanın muhatap (ihaleyi yapan idare) tarafından bilinmesi gerekmediği gibi, bilinmesi de beklenemez. Ancak, Çetin Sezgin ile diğer istekli Ömer Faruk Balamir’in teklif mektubundaki adres, telefon ve faks numaralarının aynı olduğu, oda sicil kayıt ve faaliyet belgelerindeki adresin aynı olması, her iki isteklinin de idarenin standart formlar kapsamında ihale dokümanında yer vermediği “4734 sayılı Kamu İhale Kanunu Ortaklık/Hisse Beyanı” başlıklı belge, “İş bitirme Belgesinin Değerlendirilmesi” başlıklı belge ve teklif zarfının yazı karakteri ve birkaç değişiklik haricinde benzer mahiyette hazırlanması, teklif zarflarının idarenin kayıtlarına ardışık sayı ve bir dakika ara ile verilmesi, her iki isteklinin de birlikte hareket ettikleri yönünde güçlü bir karine oluşturmaktadır. Kaldı ki aynı fiziki mekan içerisinde hazırlanan birden fazla teklifin birbirinden habersiz olarak hazırlandığı iddiası da hukuki ve fiili gerçeklikten uzak bir iddia niteliğindedir.

 

Geçici teminat mektubunun irat kaydedilmesine ilişkin olarak ise;

 

4734 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin son fıkrasında; “Bu madde kapsamında istenen belgelerden hangilerinin taahhütname olarak sunulabileceği Kurum tarafından belirlenir. Gerçeğe aykırı hususlar içeren taahhütname sunulması veya ihale üzerinde kalan istekli tarafından taahhüt altına alınan durumu tevsik eden belgelerin sözleşme imzalanmadan önce verilmemesi halinde bu durumda olanlar ihale dışı bırakılarak geçici teminatları gelir kaydedilir.” hükmü yer almaktadır.

 

Kamu İhale Kurumu tarafından anılan Kanunun 10 uncu maddesinin 4 üncü fıkrasının (j) bendinde uyarınca aynı Kanunun 17 nci maddesinde sayılan yasak fiil ve davranışlardan “Alternatif teklif verebilme halleri dışında, ihalelerde bir istekli tarafından kendisi veya başkaları adına doğrudan veya dolaylı olarak, asaleten ya da vekaleten birden fazla teklif vermek” fiili taahhüt kapsamına alınmıştır.

 

İncelemeye konu ihalede bu taahhüt, götürü bedel teklif mektubunun içeriğinde ve teklif fiyatıyla birlikte sunulan bir taahhütname şeklinde düzenlenmiş olup, 3 üncü maddesinde yer alan; “4734 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin (d) bendi gereğince ihale konusu işe kendimiz veya başkaları adına doğrudan veya dolaylı olarak, asaleten ya da vekaleten birden fazla teklif vermediğimizi beyan ederiz.” şeklindeki ifade ile de 4734 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin (d) bendi gereğince ihale konusu işe kendileri veya başkaları adına doğrudan veya dolaylı olarak, asaleten ya da vekaleten birden fazla teklif vermedikleri beyan edilmek suretiyle taahhütte bulunulmuştur. İncelemeye konu ihalede idarece taahhüdüne aykırı olarak dolaylı teklif veren isteklilerin geçici teminat mektuplarının da irat kaydedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.

 

Sonuç olarak, somut durumdaki yasak fiil ve davranış biçimi Kanunun 17 nci maddesinin (d) bendi kapsamında değerlendirildiğinden başvuru sahibinin iddiası yerinde görülmemiştir.

 

Açıklanan nedenlerle, 4734 sayılı Kanunun 65 inci maddesi uyarınca bu kararın tebliğ edildiği veya tebliğ edilmiş sayıldığı tarihi izleyen 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava yolu açık olmak üzere;

 

Anılan Kanunun 54 üncü maddesinin onuncu fıkrasının (c) bendi gereğince itirazen şikayet başvurusunun reddine,

 

Oyçokluğu ile karar verildi.

 

 

KISMEN KARŞI OY

 

Kurul Kararında;

 

“4734 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin son fıkrasında; “Bu madde kapsamında istenen belgelerden hangilerinin taahhütname olarak sunulabileceği Kurum tarafından belirlenir. Gerçeğe aykırı hususlar içeren taahhütname sunulması veya ihale üzerinde kalan istekli tarafından taahhüt altına alınan durumu tevsik eden belgelerin sözleşme imzalanmadan önce verilmemesi halinde bu durumda olanlar ihale dışı bırakılarak geçici teminatları gelir kaydedilir.” hükmü yer almaktadır.

 

Kamu İhale Kurumu tarafından anılan Kanunun 10 uncu maddesinin 4 üncü fıkrasının (j) bendinde uyarınca aynı Kanunun 17 nci maddesinde sayılan yasak fiil ve davranışlardan “Alternatif teklif verebilme halleri dışında, ihalelerde bir istekli tarafından kendisi veya başkaları adına doğrudan veya dolaylı olarak, asaleten ya da vekaleten birden fazla teklif vermek” fiili taahhüt kapsamına alınmıştır.

 

İncelemeye konu ihalede bu taahhüt, götürü bedel teklif mektubunun içeriğinde ve teklif fiyatıyla birlikte sunulan bir taahhütname şeklinde düzenlenmiş olup, 3 üncü maddesinde yer alan; “4734 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin (d) bendi gereğince ihale konusu işe kendimiz veya başkaları adına doğrudan veya dolaylı olarak, asaleten ya da vekaleten birden fazla teklif vermediğimizi beyan ederiz.” şeklindeki ifade ile de 4734 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin (d) bendi gereğince ihale konusu işe kendileri veya başkaları adına doğrudan veya dolaylı olarak, asaleten ya da vekaleten birden fazla teklif vermedikleri beyan edilmek suretiyle taahhütte bulunulmuştur. İncelemeye konu ihalede idarece taahhüdüne aykırı olarak dolaylı teklif veren isteklilerin geçici teminat mektuplarının da irat kaydedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.”

 

 Denilmektedir.

 

Kurul Kararının gerekçesi “Kamu İhale Kurumu tarafından anılan Kanunun 10 uncu maddesinin 4 üncü fıkrasının (j) bendinde uyarınca aynı Kanunun 17 nci maddesinde sayılan yasak fiil ve davranışlardan “Alternatif teklif verebilme halleri dışında, ihalelerde bir istekli tarafından kendisi veya başkaları adına doğrudan veya dolaylı olarak, asaleten ya da vekaleten birden fazla teklif vermek” fiili taahhüt kapsamına alınmıştır. İncelemeye konu ihalede idarece taahhüdüne aykırı olarak dolaylı teklif veren isteklilerin geçici teminat mektuplarının da irat kaydedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.” şeklindedir.

 

Ancak aşağıda gerekçeleriyle anlatılacağı üzere Kanunun 10 uncu maddesinin (j) bendindeki fiil, yani Kanunun 17 nci maddesi, Kamu İhale Kurumu tarafından taahhüt kapsamına alınmamıştır, dolayısıyla Kurul Kararının dayandırıldığı şekilde hiç bir mevzuat bulunmamaktadır. Zaten Kanunun 11 inci maddesindeki durumlarda teminatın gelir kaydedileceği açıkça düzenlenmişken, 17 nci madde çerçevesinde sadece ihale dışı bırakılma ile yetinilmiş, teminatın gelir kaydı ile ilgili bir yaptırım öngörülmemiştir. Teminatın gelir kaydı ile ilgili yaptırım, Kanunda düzenlenmediğinden ikincil mevzuat yoluyla 17 nci maddedeki fiil ve davranışlar için de teminat yaptırımı öngörülerek bu düzenlemenin genişletilmesi hukuka aykırılık teşkil etmektedir.

 

Konuya ilişkin mevzuat;

 

1- 4734 sayılı Kanunun 10 uncu maddesine 28.3.2007 tarihli ve 5615 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi ile eklenen hüküm;

 

"Kurum, dördüncü fıkranın; (c) bendi ile ilgili olarak Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının uygun görüşünü alarak sosyal güvenlik prim borcunun kapsamı ve tutarını; (d) bendi ile ilgili olarak, Gelir İdaresi Başkanlığının uygun görüşünü alarak vergi borcu kapsamına girecek vergileri; tür ve tutar itibariyle belirlemeye yetkilidir.

 

Bu madde kapsamında istenen belgelerden hangilerinin taahhütname olarak sunulabileceği Kurum tarafından belirlenir. Gerçeğe aykırı hususlar içeren taahhütname sunulması veya ihale üzerinde kalan istekli tarafından taahhüt altına alınan durumu tevsik eden belgelerin sözleşme imzalanmadan önce verilmemesi halinde bu durumda olanlar ihale dışı bırakılarak geçici teminatları gelir kaydedilir."

 

Şeklindedir.

 

Bu hükme göre; 10 uncu maddede istenen belgelerin taahhütname olarak sunulmasına ilişkin olarak Kuruma yetki verilmiş, Kurum tarafından 10 uncu maddede sayılan belgelerden sadece dördüncü fıkranın (a), (b), (c), (d), (e), (g) ve (i) bentleri çerçevesinde olunmadığına dair taahhütname istenmesi, ihaleyi kazanan istekliden de sözleşmeden önce ilgili belgelerin istenilmesi konusunda Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinde düzenleme yapmıştır.

 

2- Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliğin 69 uncu maddesi

 

“(1) İhale üzerinde kalan isteklinin son başvuru ve/veya ihale tarihinde Kanunun 10 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (a), (b), (c), (d), (e) ve (g) bentlerinde sayılan durumlarda olmadığına dair belgeleri veya kesin teminatı vermemesi ya da sözleşme imzalamaması durumunda, Kanunun 44 üncü maddesi hükümlerine göre, ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif fiyatının, ihale yetkilisince uygun görülmesi kaydıyla, bu teklif sahibi istekliyle sözleşme imzalanabilir.

 

(2) Sözleşmenin imzalanacağı tarihte, sözleşme imzalanmadan önce ihale sonuç bilgileri Kuruma gönderilmek suretiyle ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi isteklinin ihalelere katılmaktan yasaklı olup olmadığının teyit edilmesi zorunludur. İdare, ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi isteklinin son başvuru ve/veya ihale tarihinde Kanunun 10 uncu maddesinin 4 üncü fıkrasının (a), (b), (c), (d), (e) ve (g) bentlerinde sayılan durumlarda olmadığına dair belgeleri ve kesin teminatı vermesini istemek zorundadır.

 

(3) Mücbir sebep halleri dışında, ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi istekli de, yasal yükümlülüklerini yerine getirerek sözleşme imzalamak zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde, bu isteklinin de geçici teminatı gelir kaydedilerek Kanunun 58 inci maddesi hükümleri uygulanır. Ancak, diğer yasal yükümlülükler yerine getirildiği halde, Kanunun 10 uncu maddesi kapsamında taahhüt altına alınan durumu tevsik etmek üzere idareye sunulan belgelerin taahhüt edilen duruma aykırı hususlar içermesi halinde, bu isteklinin geçici teminatı gelir kaydedilmekle birlikte, hakkında Kanunun 58 inci maddesi hükümleri uygulanmaz.”

 

3- Anılan Yönetmeliğin (2) nolu ekinde yer alan İdari Şartnamenin 10 uncu maddesi

 

10.1. İsteklilerin, ihale tarihinde 4734 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (a), (b), (c), (d), (e), (g) ve (i) bentlerinde belirtilen durumlarda olmaması gerekmektedir. (c) ve (d) bentleri hariç bu durumlarında değişiklik olan istekli, İdareye derhal bilgi verecektir İhale üzerinde kalan istekli ise sözleşmenin imzalanmasından önce ihale tarihinde, 4734 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (a), (b), (c), (d), (e) ve (g) bentlerinde belirtilen durumlarda olmadığına ilişkin belgeleri verecektir.

 

10.2. Bu Şartnamenin 9 uncu maddesi uyarınca ihaleye katılamayacak olanlar ile 4734 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca ihale dışı bırakılma nedenlerini taşıyan istekliler değerlendirme dışı bırakılır.

 

10.3. 4734 sayılı Kanunun 11 nci maddesi uyarınca ihaleye katılamayacak olanlar ile 17 nci maddesinde sayılan yasak fiil veya davranışta bulunduğu tespit edilenler hakkında, ayrıca fiil veya davranışın özelliğine göre aynı Kanunun Dördüncü Kısmında belirtilen hükümler uygulanır.

 

4- Yine Yönetmeliğin (1) nolu ekinde yer alan Teklif Mektubunda;

 

“2) İhale tarihinde,4734 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (a), (b), (c), (d), (e), (g) ve (i) bentlerinde belirtilen durumlarda olmadığımızı ve olmayacağımızı, anılan maddenin dördüncü fıkrasının (c) ve (d) bentleri hariç, bu hususlara ilişkin olarak durumumuzda değişiklik olması halinde buna ilişkin belgeleri İdarenize derhal vereceğimizi; ihalenin üzerimizde kalması halinde ise sözleşme imzalanmadan önce ihale tarihinde anılan maddenin dördüncü fıkrasının (a), (b), (c), (d), (e) ve (g) bentlerinde belirtilen durumda olmadığımıza ilişkin belgeleri anılan Kanun ve ilgili mevzuat ile ihale dokümanında yer alan düzenlemelere uygun olarak İdarenize sunacağımızı taahhüt ediyoruz.

 

3) 4734 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin (d) bendi gereğince ihale konusu işe kendimiz veya başkaları adına doğrudan veya dolaylı olarak, asaleten ya da vekaleten birden fazla teklif vermediğimizi beyan ediyoruz.”

 

Şeklinde düzenlemeler yapılmış olup yapılan söz konusu düzenlemelerin hiç birinde 10 uncu maddenin dördüncü fıkrasının (j) bendi için Kurum tarafından bir taahhüt öngörülmemiştir. Teklif mektubunun 3 nolu notunda 17/d maddesine yapılan gönderme ise taahhüt olmayıp, bir beyandan ibarettir. 10 uncu maddede gerçeğe aykırı taahhütte bulunanların geçici teminatı kaydedileceği açıkça düzenlendiğinden beyan ile taahhüdün hukuken aynı kabul edilmesi mümkün değildir. Ne Kanunda ne de ikincil mevzuatta düzenlenmemiş ve hiçbir yasal veya yönetmelik hükmüne dayanmayan teminatın gelir kaydedilmesi gerektiğine dair Kurul Kararının hukuki dayanağı bulunmamaktadır.

 

Bu çerçevede geçici teminatın iadesi şeklinde düzeltici işlem kararı verilmesi gerekirken şikayetin reddi yönündeki Kurul Kararına katılmıyoruz. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy