Kamu Denetçiliği Kurumu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(2709 S. K. m. 73, 74) (6328 S. K. m. 21)

 

SAYI: 36311982-101.07.06-E.1208

BAŞVURU NO: 2018/9162

KARAR TARİHİ: 16/01/2019

 

KISMEN TAVSİYE KISMEN RET KARARI

 

BAŞVURAN:

 

BAŞVURU VEKİLİ / TEMSİLCİSİ:

 

BAŞVURUYA KONU İDARE: Doğankent Belediye Başkanlığı

 

BAŞVURUNUN KONUSU: Başvuranın emlak vergisinden muafiyeti ile ödediği emlak vergilerinin de düzeltme yoluyla iadesi talepleri hakkındadır.

 

BAŞVURU TARİHİ: 16.7.2018

 

I. BAŞVURANIN İDDİA VE TALEPLERİ

 

1) Şikayetçi …; Giresun’un Doğankent ilçesinde yaşayan bir ev hanımı olduğunu, 16/12/2014 tarihinde ikamet ettiği Doğankent ilçesinden bir daire aldığını, 2015-2016 yılı emlak vergilerini Doğankent Belediyesi’ne ödediğini, 2017 yılında ev hanımı olarak başka bir gelirinin ve mesken vasıflı gayrimenkulünün olmaması ile satın aldığı dairenin 200m2’yi geçmemesi dolayısıyla Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesine göre muaf olduğunu öğrendiğini, bu durumdan faydalanmak ve geçmişte ödediği emlak vergilerinin de düzeltme yoluyla iadesi için ilgili belediyeye müracaat ettiğini ancak isteminin reddedildiğini belirterek mağduriyetinin giderilmesini ve ödediği vergilerin iadesini talep etmektedir.

 

II. İDARENİN BAŞVURUYA İLİŞKİN AÇIKLAMALARI

 

2) Şikayet başvurusunun çözüme kavuşturulması amacıyla Doğankent Belediye Başkanlığından ve Doğankent İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden bilgi ve belge talebi ile Gelir İdaresi Başkanlığından görüş talebinde bulunulmuştur.

 

2.1) Doğankent İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün 13/08/2018 tarihli ve … sayılı cevabi yazı ve eklerinde özetle;

 

- …’nın Müdürlükte kaydının bulunmadığı, adı geçen şahsın arazilerini annesi …’ya kiraya verdiği, kiraya verilen arazi miktarının 834,51 m2 ve söz konusu arazinin aylık gelirinin 23,00 TL olduğu,

 

2.2) Doğankent Belediye Başkanlığının 10/09/2018 tarihli cevabi yazısında;

 

- Emlak vergisinden muaf olmanın şartlarına bakıldığında emekli maaşının haricinde herhangi bir gelirinin bulunmamasının gerektiği,

 

- …’in üzerine tarımsal faaliyet olan fındık bahçesinin bulunduğu, bu nedenlerden dolayı kişinin talebinin uygun görülmediği,

 

2.3) Gelir İdaresi Başkanlığının 15/08/2018 tarihli ve …. sayılı yazısında;

 

- 2006/11450 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup on sekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeleyenlerin, gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların, gazilerin, engellilerin, şehitlerin dul ve yetimlerinin Türkiye sınırları içinde brüt 200 m2 yi geçmeyen tek meskene sahip olmaları halinde (intifa hakkına sahip olunması hali dahil), bu meskene ait bina vergisi oranının 2007 ve müteakip yıllar için sıfıra indirildiği,

 

- İndirimli bina vergisi oranı (sıfır) uygulamasına esas teşkil etmek üzere; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Yoklama” ile ilgili 127-133 üncü maddeleri uyarınca ilgili belediyece mahallinde yoklama yaptırılarak mükelleflerin durumunun tespit edilebilmesinin mümkün bulunduğu,

 

- Türkiye’de brüt yüzölçümü 200 m2 yi geçmeyen tek meskeni olan veya tek meskenin intifa hakkına sahip bulunan mükelleflerin şartları taşımaları halinde gelir getirmeyen arsa ve araziye sahip olmalarının (söz konusu arsa ve arazinin gelir getirmemesi şartıyla sayıları dikkate alınmaksızın) indirimli bina vergisi oranından yararlanmalarına engel teşkil etmediği,

 

- Uygulama ile ilgili gerekli şartları taşıyan mükelleflerin beyan ve taahhüdünün yeterli olup mükelleflerden ek belge istenilmeden Belediyece ilgili kurum ve kuruluşlardan bunların teyit edilmesi ve gerek duyulması halinde bildirimlerin kontrolü amacıyla bahse konu fındık bahçelerinden gelir elde edilip edilmediğinin ve meskenin ikamet amacıyla kullanılıp kullanılmadığının yoklama yapılarak tespit edilmesinin mümkün olduğu,

 

- Ayrıca meskenin ikamet amacıyla kullanılıp kullanılmadığının ikametgah belgesi, su ve telefon faturası ödemeleri gibi bilgilerle tespit edilmesinin de mümkün olduğu, muayyen zamanlarda dinlenme amacıyla kullanılan meskenlerin anılan uygulamadan yararlanamayacağı,

 

- Vergi Usul Kanununun 116 ncı ve müteakip maddelerinde tanımlanan nitelikte herhangi bir vergilendirme işleminde bir vergi hatası yapıldığının tespit edilmesi halinde bu hatanın yine aynı Kanunun düzeltme hükümlerine göre düzeltilebildiği, düzeltme zamanaşımı süresinin mezkûr Kanunun 114 üncü maddesinde belirtilen zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu,

 

- 1319 sayılı Kanunda emlak vergisinin geçmişe dönük uygulanmayacağına dair herhangi bir hüküm bulunmadığı, dolayısıyla indirimli bina vergisi oranı (sıfır) uygulaması şartlarını geçmiş yıllar itibariyle sağlayan mükelleflerin geçmişe dönük olarak indirimli oran uygulamasından yararlanabilmesi ve düzeltme zamanaşımı süresi göz önünde bulundurulmak suretiyle geçmişe dönük düzeltme yapılarak tahsil edilen emlak vergilerinin iade edilmesinin mümkün olduğu açıklamalarına yer verilmiştir.

 

III. İLGİLİ MEVZUAT

 

3) 18/10/1982 tarihli ve 2709 sayılı T.C. Anayasasının “Vergi Ödevi” başlıklı 73 üncü maddesinde “Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Cumhurbaşkanına verilebilir.”

 

3.1) "Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı" başlıklı 74 üncü maddesinde; “... Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikayetleri inceler. ... ” ,

 

4) 14/06/2012 tarihli ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun "Kurumun Görevi" başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasında; “Kurum, idarenin işleyişiyle ilgili şikayet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevlidir.”,

 

5) 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun “Zirai Kazanç, Zirai Faaliyet, Zirai İşletme, Çiftçi ve Mahsulün Tarifi” başlıklı 52 nci maddesinin birinci fıkrasında “Zirai faaliyetten doğan kazanç zirai kazançtır.”

 

5.1) “Gayrimenkul Sermaye İradının Tarifi” başlıklı 70 inci maddesinde “Aşağıda yazılı mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyedleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratlar gayrimenkul sermaye iradıdır:

 

1. Arazi, bina (Döşeli olarak kiraya verilenlerde döşeme için alınan kira bedelleri dahildir.), maden suları, menba suları, madenler, taş ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri, tuğla ve kiremit harmanları, tuzlalar ve bunların mütemmim cüzileri ve teferruatı;…”

 

6) 29/07/1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun “Nispet” başlıklı 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında “Cumhurbaşkanı, kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup onsekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeleyenlerin, gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların, gazilerin, engellilerin, şehitlerin dul ve yetimlerinin Türkiye sınırları içinde brüt 200 m²'yi geçmeyen tek meskeni olması (intifa hakkına sahip olunması hali dahil) halinde, bu meskenlerine ait vergi oranlarını sıfıra kadar indirmeye yetkilidir. Bu hüküm, yukarıda belirtilenlerin tek meskene hisse ile sahip olmaları halinde hisselerine ait kısım hakkında da uygulanır. Muayyen zamanda dinlenme amacıyla kullanılan meskenler hakkında bu hüküm uygulanmaz. Geliri olmadığını belgelemenin usul ve esaslarını belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir. ”

 

7) 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Zamanaşımı süreleri” başlıklı 114 üncü maddesinin birinci fıkrasında “Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlıyarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmiyen vergiler zamanaşımına uğrar.”

 

7.1) “Vergi hatası” başlıklı 116 ncı maddesinde “Vergi hatası, vergiye mütaallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınmasıdır.”

 

8) 09/08/2005 tarihli ve 25901 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Maliye Bakanlığının 45 nolu tebliğinde “Ancak, gelirin sürekli olması özelliği de dikkate alınarak hiçbir geliri olmadığını belgeleyenler ile geliri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların elde ettikleri ve yıllık tutarı toplamı bina vergisi indiriminden yararlanılan yıldan bir önceki yılda geçerli olan Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı geçmeyen her türlü menkul sermaye iradı gelirleri, indirimli (sıfır) bina vergisi oranından yararlanmaya engel teşkil eden gelirler arasında değerlendirilmeyecektir.

 

Buna göre, Türkiye sınırları içinde brüt 200 m²'yi geçmeyen tek meskeni olan veya bu meskende intifa hakkına sahip olup hiçbir geliri olmadığını belgeleyenler ile münhasıran Kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aylık alanların; elde ettikleri ve yıllık tutarı toplamı bina vergisi indiriminden yararlanılan yıldan bir önceki yılda geçerli olan ve Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı geçmeyen her türlü menkul sermaye iradı geliri, söz konusu mükelleflerin indirimli (sıfır) bina vergisi oranından yararlanmalarına engel teşkil etmediğinden, indirimli (sıfır) bina vergisi oranı uygulamasından yararlanan bu durumdaki mükellefler hakkında ceza ve gecikme faizinin uygulanmaması, uygulanmış olan ceza ve gecikme faizinin terkin edilmesi ve tahsil edilmiş olanların ise red ve iade edilmesi gerekmektedir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

 

IV. KAMU DENETÇİSİ HÜSEYİN YÜRÜK’ÜN KAMU BAŞDENETÇİSİ'NE ÖNERİSİ

 

9) Başvuruda belirtilen şikayetçinin indirimli emlak vergisinden yararlanma ile ödediği emlak vergilerinin iade edilmesi taleplerinin idarece reddi işlemlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı tespit edilmiş olup Maliye Bakanlığınca yayınlanan 45 seri nolu tebliğin, emlak vergisi ödemelerinde eşitsizliğe ve adaletsizliğe yol açtığı değerlendirildiğinden bu hususlara yönelik gerekli işlemlerin tesis edilmesine ilişkin başvurunun kısmen kabul kısmen reddi yönündeki öneri Kamu Başdenetçisi’ne sunulmuştur.

 

V. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE

 

A. Hukuka ve Hakkaniyete Uygunluk Yönünden Değerlendirme

 

10) Başvuran 1 numaralı paragrafta açıklandığı üzere, emlak vergisinden muafiyeti ile ödediği emlak vergilerinin de düzeltme yoluyla iadesini talep etmektedirler.

 

11) Emlak vergisi, gerçek veya tüzel kişilerin mülkiyetinde bulunan bina ve araziden alınan özel nitelikte bir vergidir. Türkiye’de emlak vergisi uygulaması 29/07/1970 tarihli 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’na dayanmaktadır. 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu, emlak vergisi bakımından temel kanundur. Diğer taraftan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu da vergi usulüne ilişkin hükümleri düzenlemekte ancak Emlak Vergisi Kanunu’nda hüküm bulunmayan durumlarda öncelikle bu kanun hükümleri uygulanmaktadır.

 

12) Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin ikinci fıkrası ile ilgili maddede sayılan kişiler ve konutlar için, Cumhurbaşkanı tarafından emlak vergisi oranını sıfıra kadar indirmesi mümkün hale gelmiştir. Diğer bir ifadeyle, bu kişiler ve taşınmazlara yönelik Cumhurbaşkanının emlak vergisinin tamamı oranında indirim yapma yetkisi bulunmaktadır.

 

13) Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinde indirimli vergi oranı uygulanması için; hem mükelleflere hem de indirim uygulanacak binaya ilişkin şartlar öngörülmüştür. İndirim uygulaması yapılabilecek kişiler ve indirim uygulanacak taşınmazların taşıması gereken şartlar maddede belirtilmiştir. Bu kapsamda Kanunda yer alan söz konusu şartları taşımayan kişiler ve taşınmazlar için indirimli emlak vergisi uygulanmasından söz etmek mümkün değildir.

 

14) Bina vergisi oranı “sıfır” olarak uygulanacak olan kişiler yalnızca 8’inci maddede sayılan kişilerdir. Bu kişiler:

 

- Kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup 18 yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeleyenler,

 

- Gelirleri sadece kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıklardan ibaret bulunan emekliler,

 

- Özürlüler,

 

- Gaziler,

 

- Şehitlerin dul ve yetimleri, olarak sayılmıştır.

 

Madde metninde 5 farklı nitelikteki mükellef sayılmış ve bu mükelleflerin brüt olarak 200 m2’yi geçmeyen ve mesken olarak kullandıkları, maliki ya da intifa hakkı sahibi bulundukları binaları için emlak (bina) vergisi oranının sıfır olarak belirlenebileceği belirtilmiştir.

 

15) Bu kapsamda geliri olmayanlar grubundaki mükellefler için, hiçbir geliri olmadığını taahhüt etmek;

 

- emekli grubunda yer alan mükellefler için ise, geliri sadece sosyal güvenlik kurumlarından alınan aylıklardan ibaret olmak şartları aranmakta ve başkaca bir geliri bulunmamak temel esas olarak kabul edilmektedir. Ayrıca Kanuna göre geliri olmadığını belgelemenin usul ve esaslarını belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.

 

16) İndirimli vergi oranından yararlanılabilmesi için öngörülen, “hiçbir gelirin bulunmaması” şartı; hizmet karşılığı elde edilen ücret geliri, ticari, sınaî, meslekî veya tarımsal faaliyet geliri, serbest meslek kazancı ve gayrimenkul gelirinin olmamasını ifade etmektedir. Diğer bir ifadeyle, hiçbir geliri olmadığını taahhüt eden mükelleflerin, indirimli vergi oranından yararlanabilmeleri için sayılanlar kapsamında bir gelirinin olmaması ön koşul olup, sayılanlardan herhangi bir geliri olanlar bu indirimden yararlanamayacaklardır. Sayılan gelir türlerinin tek istinası menkul sermaye iradıdır.

 

17) Nitekim Maliye Bakanlığının 45 Seri No.lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliğine göre kişilerin elde etmiş oldukları menkul sermaye iradı gelirlerinde (sahibinin nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratlar), belli sınırlar dahilinde indirimli emlak vergisi uygulamasından yararlanmaları mümkün olmaktadır. Bu kapsamda gelirin sürekli olması özelliği de dikkate alınarak hiçbir geliri olmadığını belgeleyenler ile geliri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların elde ettikleri ve yıllık tutarı toplamı bina vergisi indiriminden yararlanılan yıldan bir önceki yılda geçerli olan Gelir Vergisi Kanunu’nun 103’üncü maddesinde yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı geçmeyen her türlü menkul sermaye iradı gelirleri, indirimli (sıfır) bina vergisi oranından yararlanmaya engel teşkil eden gelirler arasında değerlendirilmeyecektir. (45 Seri No.lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği.)

 

18) Dolayısıyla 45 seri nolu Genel Tebliğe göre hiçbir geliri olmama durumunun tek istisnası belli sınırlar dahlindeki menkul sermaye iradıdır. Diğer bir deyişle örneğin yıllık 2000 TL zirai geliri bulunan bir çiftçi diğer tüm koşulları sağlasa da 2018 yılı için emlak vergisi öderken başka bir kişinin hisse senedinden doğan kar payı 26.000 TL olmasına rağmen diğer koşulları sağladığı takdirde indirimli emlak vergisi uygulamasından yararlanacaktır.

 

19) Dosya kapsamında idarenin verdiği cevaptan da kişinin üzerine tarımsal faaliyet olan fındık bahçesinin bulunduğu, bu nedenden dolayı kişinin talebinin uygun görülmediği anlaşılmaktadır. Ancak İlçe Tarım Müdürlüğünün yazısından adı geçen kişinin arazilerini annesine kiraya verdiği, kiraya verilen arazi miktarının 834,51 m2 yani yaklaşık 0,83451 dekar olduğu ve söz konusu arazinin aylık gelirinin 23,00 TL olduğu, tarım arazisinin kiralanmasından elde edilen gelirin Gelir Vergisi Kanununa göre gayrimenkul sermaye iradı olduğu tespit edilmiştir.

 

20) Dolayısıyla Gelir Vergisi Kanununda zirai kazanç, ticari kazanç, gayrimenkul sermaye iradı, menkul sermaye iradı gibi gelir türlerinin bulunduğu, Emlak Vergisi Kanununda da indirimli emlak vergisinden yararlanma için Türkiye sınırları içinde brüt 200m2 yi aşmayan tek meskenler, gelirleri sadece sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıklardan ibaret bulunanlar, hiçbir geliri olamayanlar gibi koşulların belirlendiği ayrıca geliri olmadığını belgelemenin usul ve esaslarını belirlemeye Maliye Bakanlığının yetkili olduğu tespit edilmiştir. Nitekim bu kapsamda çıkarılan 45 seri nolu tebliğde de belli bir limite kadar menkul sermaye iradının bulunması hususunun indirimli emlak vergisinden yararlanmada engel teşkil etmediği belirtilmiştir.

 

21) Anayasanın 73 üncü maddesinde vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacı olarak belirtilmiştir. Bu bağlamda eşitlik, hukuk devleti ve sosyal devlet ilkeleri bağlamında da vergilemede adalet duygusunu sarsabilecek uygulamalardan kaçınılması gerekmektedir. Dolayısıyla vergide adaleti sağlamaya yönelik düzenlemeler ve uygulamalar büyük önem arz etmektedir. Ancak indirimli emlak vergisi uygulamasında; gelir türlerinden birisinin belli limitler dahilinde kapsam içine alınarak bu uygulamadan yararlanmaya imkan sağlamasına yönelik bir düzenleme yapılmasının 17 numaralı paragrafta olduğu gibi bir takım adaletsizliklere yol açmaktadır. Kaldı ki Emlak Vergisi Kanununa göre Maliye Bakanlığı “geliri olmadığını belgelemenin” usul ve esaslarını belirlemeye yetkilidir. Diğer bir deyişle Kanunda yer alan “geliri olmadığını belgeleme” yetkisinin belli bir gelir türüne yönelik bir düzenleme yapılmasını kapsamadığı değerlendirilmiştir.

 

22) Sonuç olarak Kurumumuzca yapılan değerlendirme neticesinde, şikayetçinin indirimli emlak vergisinden yararlanma ile ödediği emlak vergilerinin iade edilmesi taleplerinin idarece reddi işlemlerinin kanuna uygun olduğundan söz konusu taleplerin reddine, diğer taraftan 45 seri nolu tebliğ ile belli bir gelir türüne yönelik indirimli emlak vergisinden yararlanmaya ilişkin bir düzenleme yapılması hususunun hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.

 

B. İyi Yönetim İlkeleri Yönünden Değerlendirme

 

23) İyi yönetim ilkelerine 28/03/2013 tarihli ve 28601 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin "İyi yönetim ilkeleri" başlıklı 6 ncı maddesinde yer verilmiş olup; Kurumumuzun bilgi ve belge talebine süresi içinde cevap verildiği, İdarenin başvuranla ilgili işlemlerinde, ‘makul sürede karar verme’, ‘hesap verilebilirlik’, ‘şeffaflık’, ‘kararın geciktirilmeksizin bildirilmesi’ ilkelerine uygun davrandığı, ancak idarenin, şikayetçiye verdiği cevapta hangi sürede hangi mercilere başvurabileceğini göstermediği bu nedenle ‘karara karşı başvuru yollarının gösterilmesi’ ilkesine uymadığı tespit edildiğinden, İdarenin bahse konu ilkelere uygun davranması önerilmektedir.

 

VI. HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNE İLİŞKİN AÇIKLAMA

 

24) 14/06/2012 tarihli ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, bu Kararın ret kısmına ilişkin başvurana tebliğ tarihinden itibaren, ilgili idarenin işlemine karşı (varsa) dava açma süresinden kalan süre kaldığı yerden işlemeye devam edecek olup Ordu Vergi Mahkemesinde yargı yolu açıktır.

 

VII. KARAR

 

Yukarıda açıklanan gerekçe ve dosyanın kapsamına göre ŞİKAYETİN KISMEN REDDİ ile KISMEN KABÜLÜNE;

 

Başvuranın indirimli emlak vergisinden yararlanma ve ödemelerin iadesi taleplerinin REDDİNE,

 

45 seri nolu tebliğde yer alan belirli bir gelir türünün (menkul sermaye iradı) indirimli (sıfır) bina vergisi oranından yararlanmaya engel teşkil etmeyeceğine ilişkin bir düzenleme yapılmasının Kanunda verilen yetkiden farklı bir düzenleme içerdiğinden adı geçen tebliğin mevzuata uygun hale getirilmesine yönelik gerekli işlemlerin tesis edilmesi hususunda HAZİNE ve MALİYE BAKANLIĞINA TAVSİYEDE BULUNULMASINA,

 

6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun 20 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca; HAZİNE ve MALİYE BAKANLIĞI tarafından bu karar üzerine tesis edilecek işlemin otuz gün içinde Kurumumuza bildirilmesinin zorunlu olduğuna,

 

Kararın BAŞVURANA, DOĞANKENT BELEDİYE BAŞKANLIĞINA, HAZİNE ve MALİYE BAKANLIĞINA tebliğ edilmesine,

 

Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisi'nce karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy