Kamu Denetçiliği Kurumu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(2709 S. K. m. 10, 61, 74) (3713 S. K. m. 21, Ek m. 1) (2330 S. K. m. 4) (6328 S. K. m. 5, 21) (5510 S. K. Geç. m. 4, 81)

 

SAYI: 2022/2184-S.22.3294

BAŞVURU NO: 2021/15175

KARAR TARİHİ: 16/02/2022

 

RET KARARI

 

BAŞVURAN: ….

 

BAŞVURUYA KONU İDARE: Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

 

BAŞVURUNUN KONUSU: Başvuranın vazife malulü aylığı başlangıç tarihinden önce geçen askerlik süresinin, ikinci bir aylık (yaşlılık aylığı) bağlanması yönünden sigortalılık süresinin başlangıcında ve prim ödeme gün sayısının hesabında dikkate alınması ile eksik primlerinin devlet tarafından karşılanması talebi hakkındadır.

 

BAŞVURU TARİHİ: 07/09/2021

 

I. BAŞVURANIN İDDİA VE TALEPLERİ

 

1. Başvuran özetle, 1994 yılında askerlik görevini yapmaktayken sağ ayağını diz üstünden kaybetmesi nedeniyle 1/11/1995 tarihinden itibaren tarafına 3713 sayılı Kanun kapsamında vazife malullüğü aylığı bağlandığını, 1/6/2004 tarihinden itibaren seyyar satıcı olarak çalışmaya başladığını, yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle 28/3/2013 tarihinde çalışmayı bıraktığını, aynı tarih itibarıyla SGK tarafından adına 44.096,57 TL borç çıkarıldığını, 20/02/2014 tarihli dilekçesi ile anılan borcu yatırması halinde emekli olup olamayacağını sorduğunu, cevaben gönderilen yazıda emekli olabileceğinin ifade edildiğini, bunun üzerine anılan borcu ödediğini ve emeklilik talebinde bulunduğunu, Karaman Devlet Hastanesine sevk edildiğini, engel oranı %30 olarak tespit edildiğini, kendisine gönderilen yazıda engel oranı %60 olmadığından talebinin reddedildiğinin ifade edildiğini, o dönem Kurumumuza yaptığı müracaat üzerine yeniden hastaneye sevk edildiğini, ancak talebinin yeniden reddedildiğini, Karaman SGK nezdinde yaptığı görüşmede kendisine 460 gününün eksik olduğu bilgisi verildiğini, 17 aylık askerlik süresini borçlanması ve isteğe bağlı sigortalılığa devam etmesinin önerildiğini, bunun üzerine askerlik borçlanmasını yaptığını ve isteğe bağlı sigorta başlattığını ve yeniden emeklilik talebinde bulunduğunu, bu kez eski hastalığının geçerli olmadığı gerekçesiyle talebinin reddedildiğini, bu karara da itiraz ettiğini, sevk edildiği Konya Selçuk Hastanesince doku kaybı oranının %20 olarak tespit edildiğini ve talebinin yeniden reddedildiğini, son yasal değişiklikle kendi durumunda olan kişiler için 20 yıl sigortalılık süresi ve 5000 prim ödeme gün sayısının tamamlanması halinde yaşlılık aylığı bağlanma imkânı getirildiğini öğrendiğini, anılan yasadan yararlanmak için CİMER kanalıyla yaptığı müracaata bu haktan yararlanma imkânı bulunmadığı cevabı verildiğini, diğer yandan yaptığı askerlik borçlanmasının 20 yıl ve 5000 gün hesabında dikkate alınmadığını, bu durumda söz konusu ödemeyi boşuna yapmış olduğunu, halihazırda sağlık durumu nedeniyle zaten çalışamadığını, bu durumda bahse konu şartları tamamlamak için halihazırda aldığı vazife malullüğü maaşını isteğe bağlı sigorta kapsamında yine SGK’ya yatırması gerektiğini belirterek askerlik borçlanmasının söz konusu sürenin hesabında değerlendirilmesini, eksik kalan prim günlerinin de devlet tarafından karşılanmasını talep etmektedir.

 

II. İDARENİN BAŞVURUYA İLİŞKİN AÇIKLAMALARI

 

2. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Şehit Yakınları ve Gaziler Genel Müdürlüğünün 11/11/2021 tarihli ve ….-…. -…. sayılı yazılarında ilgili mevzuat hükümlerine yer verilmek suretiyle özetle;

 

2.1. Başvuranın 3713 sayılı Kanun'un Ek 1'inci maddesi kapsamındaki bir istihdam hakkından kardeşi …. 'ın yararlandığı ve İçişleri Bakanlığı tarafından atamasının yapıldığı,

 

3. SGK Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğünden alınan 3/12/2021 tarihli ve ….-….-…. sayılı cevabi yazı ve eklerinde ilgili mevzuat hükümlerine yer verilmek suretiyle özetle;

 

3.1. Başvurana 1/7/1995 tarihinden başlamak üzere 3713 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak vazife malulü aylığı bağlandığı,

 

3.2. 2330 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi uyarınca vazife malulü aylığı başlangıç tarihinden sonraki çalışmaları esas alındığında 20 yıl sigortalılık süresi ve 5000 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olanlara ayrıca yaşlılık aylığı bağlanabildiği, başvuranın halihazırdaki prim ödeme gün sayısının 3960 olduğu,

 

3.3. 20 yıl sigortalılık süresi ve 5000 gün şartının tespitinde vazife malulü aylığı bağlandıktan sonra ilk defa uzun vadeli sigorta kollarına tabi olunan tarihin esas alındığı, vazife malulü aylığı bağlandığı tarihten önceki sürelere ilişkin borçlanmaların anılan şartların tespitinde dikkate alınmadığı, başvuranın 512 günlük askerlik sigorta süresinin de bu nedenle sigortalılık süresinin başlangıcında ve prim ödeme gün sayısında dikkate alınmadığı,

 

3.4. Eksik primlerin devlet tarafından karşılanmasına yönelik bir uygulamanın ise bulunmadığı, ifade edilmiştir.

 

III. İLGİLİ MEVZUAT

 

4. 18/10/1982 tarihli ve 2709 sayılı T.C. Anayasasının;

 

4.1. “Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı” başlıklı 74 üncü maddesi;

 

“... Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler. ….”,

 

4.2. “Sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gerekenler” başlıklı 61 inci maddesi;

 

“Devlet harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleriyle, malul ve gazileri korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar...”

 

5. 14/6/2012 tarihli ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun "Kurumun Görevi" başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrası; “Kurum, idarenin işleyişiyle ilgili şikayet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevlidir.”,

 

6. 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun “Aylık bağlanması” başlıklı 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası; “(Değişik 2. fıkra: 12.07.2013 - 6495 S.K/Madde 80) Birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri hükümleri uygulanarak aylık bağlananlara aylık bağlama tarihi itibarıyla sosyal güvenlik kurumlarınca kendi sigortalılığı nedeniyle ödenmekte olan gelir ve/veya aylıkların toplamı, 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesi gereğince öğrenim durumuna göre belirlenecek giriş derece ve kademesi ile 30 yıl fiili hizmet süresi esas alınarak mülga hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre hesaplanacak vazife malullüğü aylığının %25 artırımlı tutarından az olamaz ve bu şekilde belirlenen gelir ve/veya aylıklar ilgili sigortalılık halindeki aylık artışları dikkate alınarak artırılır. Birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamına girenler, aylıklara ilişkin hükümler hariç olmak üzere (d) bendi kapsamına girenlerin malullük haline bağlı olarak yararlandığı haklardan da aynı esas ve usuller çerçevesinde yararlandırılır. Bu Kanuna veya bu Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre aylık bağlanan maluller ile 5434 sayılı Kanunun 56 ncı ve mülga 64 üncü maddesi kapsamında aylık bağlanan malullerin, malul sayılmaları sebebiyle aylık bağlandığı tarihten önceki her türlü sigortalılık ve prim ödeme süreleri, iştirakçilik ve fiili hizmet süreleri ile bunların itibari ve fiili hizmet süresi zammı olarak değerlendirilen süreleri, malullük aylığı bağlanmasından sonra geçecek çalışma veya sigortalılık süreleriyle hiçbir sebeple birleştirilemez. Bu şekilde aylık bağlanmasından önce geçen söz konusu süreler; malullük aylığı bağlanmasından sonra geçen sigortalılık ve çalışma sürelerinin tabi olacağı sigortalılık hali ile mülga 2829 sayılı Kanun uygulaması yönünden dikkate alınmayacağı gibi, sonradan geçen sigortalılık veya çalışma süreleri yaşlılık/emeklilik, malullük ya da ölüm/dul veya yetim aylığı bağlanmasında veya toptan ödeme yapılmasında ilgili mevzuatına göre ayrı bir çalışma veya sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Ancak, bu Kanuna göre aylık bağlandığı tarihten sonra çalışmaya başlayanlardan, aylık bağlandıktan sonraki çalışmaları 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra olanlar için 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümleri uygulanamaz. Yukarıda belirtilen kanunlara göre malullük aylığı bağlanmasına esas alınmış hastalık ya da engellilik halleri ve bu hastalık ya da engellilik hallerindeki ilerlemeler, sonradan geçen çalışmalar sebebiyle yaşlılık aylığına hak kazanılması koşullarının belirlenmesinde dikkate alınmaz. (Ek 7. cümle: 25.03.2020 - 7226 S.K/Madde 6) Ancak, bu kapsamdakiler aylık bağlandığı tarihten sonra geçen çalışmaları esas alındığında en az 20 yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 5000 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak şartıyla talepleri halinde ayrıca yaşlılık aylığından yararlanırlar.”

 

7. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun “Yardım” başlıklı 21 inci maddesi; “ (...) kamu görevlilerinden yurtiçinde ve yurtdışında görevlerini ifa ederlerken veya sıfatları kalkmış olsa bile bu görevlerini yapmalarından dolayı terör eylemlerine muhatap olarak yaralanan, engelli hale gelen, ölen veya öldürülenler hakkında 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Ayrıca;

 

….

 

g) (Ek bend: 28.02.1995 - 4082 S.Kanun/Madde 6) Yaşamak için gerekli hareketleri yapmaktan aciz olanlar ile kimsesizler, kamu kurum ve kuruluşlarına ait, bunlar bulunmadığı takdirde özel rehabilitasyon ve bakım merkezleri, yurtlar ve huzurevlerinde parasız olarak veya masrafları devlet tarafından karşılanmak üzere barındırılır, baktırılır (...).

 

h) (Değişik bend: 04.07.2012 - 6353 S.K/Madde 75) Erbaş ve erlerden veya geçici veya gönüllü köy korucularından; terörle mücadele görevi ifa ederken yaralanarak veya engelli hale gelerek ilgili mevzuatına göre malullük aylığı bağlanması koşullarının oluştuğu tespit olunanlar, 2330 sayılı Kanuna göre aylık bağlanması hakkından ve bu fıkranın (c), (d) ve (g) bentlerindeki haklardan, bunların eş, ana ve babaları ile bakmakla yükümlü olunan kişi kapsamına giren çocukları da bu fıkranın (d) bendinde düzenlenen haklardan yararlandırılır. Erbaş ve erlerden veya geçici veya gönüllü köy korucularından; aynı sebeplerle hayatını kaybedenlerin veya bu fıkra kapsamında malul olması sebebiyle aylık almakta iken hayatını kaybedenlerin dul aylığına müstehak eşi, ana ve babaları ile yetim aylığına müstehak çocukları 2330 sayılı Kanun hükümlerine göre aylık bağlanması hakkından ve bu fıkranın (c) ve (d) bendindeki haklardan yararlandırılır. Bu fıkra kapsamında er ve erbaşlar için bağlanacak aylıklar, bitirmiş oldukları okullar neticesinde hak kazandıkları unvanlar üzerinden yürütmüş oldukları kamu görevleri sebebiyle daha yüksek aylık bağlanmasına ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; en az dört yıllık yüksek öğrenim mezunu olanlar sekizinci derecenin birinci kademesindeki, diğerleri ise eğitim durumlarına bakılmaksızın onuncu derecenin birinci kademesindeki “Memur” unvanlı kadrolarda bulunanların emekli keseneğine esas aylıkları üzerinden hesaplanacak vazife malullüğü aylığı tutarından düşük olamaz ve bunlar için 5434 sayılı Kanunun ek 77 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre yapılacak yükseltmelerde aynı unvan ve derece başlangıç olarak esas alınır ve derece yükselmelerinde kadro şartı aranmaksızın yüksek öğrenim mezunu gibi işlem yapılır.

 

….

 

(Ek 2. fıkra: 04.07.2012 - 6353 S.K/Madde 75) Kamu görevlileri ile birinci fıkranın (h) ve (j) bentleri kapsamına girenlerden terör olaylarını önlemek amacıyla her türlü patlayıcı maddeye bağlı olarak meydana gelen olaylar sonucunda ya da her ne şekilde olursa olsun terör olaylarının önlenmesi, takibi veya etkisiz hale getirilmesi amacıyla ifa edilen görevler sırasında veya bu görevlere gidiş dönüşler esnasında meydana gelen kazalar sonucunda yaralanan, engelli hale gelen, hastalanan veya hayatını kaybedenler, birinci fıkranın durumlarına uygun hükümlerinden yararlandırılır.

 

(Ek 3. fıkra: 04.07.2012 - 6353 S.K/Madde 75) Birinci fıkranın (h), (i) ve (j) bentlerinde belirtilenlerden bu Kanun kapsamındaki olaylar sebebiyle yaralananlar, tedavileri sonuçlanıncaya veya maluliyetleri kesinleşinceye kadar geçen süre içinde 5510 sayılı Kanuna göre sağlanan sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan, aynı sebeplerle tedavi gören malul kamu görevlilerine ilişkin hükümler çerçevesinde yararlandırılır. Erbaş ve erler için Türk Silahlı Kuvvetlerine ait sağlık kurum ve kuruluşlarında yapılan tedaviler hariç, bu kapsamda yapılacak giderlerin tamamı; ilgililerin genel sağlık sigortalısı olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. Ancak, bu kişilerden 5510 sayılı Kanuna göre genel sağlık sigortası kapsamında yer almayanlar için, Sosyal Güvenlik Kurumunca yapılmış olan giderler, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından; erbaş ve erler için ilgisine göre Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, diğerleri için Maliye Bakanlığından tahsil olunur.

 

Kendilerine aylık bağlanan dul ve yetimler; ilgili sosyal güvenlik kurumları mevzuatı gereği aylıklarının kesilmesi halinde, bu madde ile verilen diğer haklardan da yararlanamazlar. ”

 

7.1. Ek 1 inci maddesi; “(Değişik madde: 12.07.2013 - 6495 S.K/Madde 86)

 

(Değişik 1. fıkra: 14.04.2016 - 6704 S.K/Madde 12) 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun eki (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu kurum ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları, il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşları, özel kanunla kurulan diğer her türlü kamu kurum ve kuruluşları; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memur kadroları ile sözleşmeli personel pozisyonlarına ve sürekli işçi kadrolarına bu madde hükümleri çerçevesinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca hak sahibi olduğu belirlenerek Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve Başkanlıkça kura sonucu atama teklifi yapılanları atamak zorundadır.

 

Bu madde kapsamında hak sahipliği sonucunu doğuran durumlar aşağıda belirtilmiştir:

 

a) 5434 sayılı Kanunun mülga 64 üncü maddesi, 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin sekizinci fıkrası, (...) 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre harp veya vazife malulü sayılanlar,

 

b) 5434 sayılı Kanunun mülga 45 inci maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen haller kapsamında vazife malulü sayılan; Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının erbaş ve erler dahil askeri personeli ile Emniyet Teşkilatından Emniyet Hizmetleri Sınıfına mensup personeli,

 

c) (b) bendi kapsamına girenler hariç olmak üzere 5434 sayılı Kanunun mülga 45 inci maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında olanlardan vazife malulü sayılanlar,

 

ç) (...) 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun ek 1 inci maddesi kapsamında aylık bağlananlardan terör eylemleri nedeniyle hayatını kaybetmiş veya engelli hale gelmiş olanlar ile Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumuna ait fabrika, işletme, müessese veya bağlı ortaklıklarda görevli olanlardan patlayıcı maddelerin üretimi, incelenmesi, muhafazası, nakli, imha edilmesi ve zararsız hale getirilmesi sırasında oluşacak patlamalardan dolayı hayatını kaybedenler.

 

İstihdam hakkından;

 

a) İkinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamında hayatını kaybedenlerin eş veya çocuklarından birisi ile ana, baba veya kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam iki kişi; ana, baba ve kardeşi yoksa eş veya çocuklarından toplam iki kişi; eş veya çocuğu yoksa ana veya babası ile kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam iki kişi, ana veya babanın bu hakkı kullanmaması durumunda ise bir diğer kardeşi olmak üzere toplam iki kişi, ana, baba veya kardeşlerin bu hakkı kullanmaması durumunda eş veya çocuklardan toplam iki kişi,

 

b) İkinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde sayılan malullerin kendileri veya eş veya çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa kendisi veya kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam bir kişi,

 

c) İkinci fıkranın (c) bendine göre malul sayılanların kendileri veya eş ve çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa kendileri veya kardeşlerinden birisi; hayatını kaybedenlerin ise eş veya çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam bir kişi,

 

ç) İkinci fıkranın (ç) bendine göre engelli hale gelenlerin kendileri veya eş ve çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa kendileri veya kardeşlerinden birisi; hayatını kaybedenlerin ise eş ve çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa anne, baba veya kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam bir kişi,

 

yararlanır... ”

 

8. 5510 sayılı sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun Geçici 81 inci maddesi; “(Ek madde: 25.03.2020 - 7226S.K/Madde 30)

 

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce 2330 sayılı Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre aylık bağlanan malûller ile 5434 sayılı Kanunun 56 ncı ve mülga 64 üncü maddesi kapsamında aylık bağlanan vazife ve harp malûllerinden, 2330 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasının üçüncü, dördüncü, beşinci ve altıncı cümlelerine aykırı olacak şekilde yaşlılık veya malûllük aylığı bağlanmış olanlardan, tahsis talep tarihi itibarıyla ilgili kanunlarında öngörülen aylık bağlama koşullarından prim ödeme gün sayısı veya sigortalılık süresi şartının sigortalıların kasıtlı veya kusurlu davranışlarından kaynaklanmayan nedenlerle sağlanmadığı daha sonra anlaşılanların, aylık aldıkları süre herhangi bir şekilde prim talep edilmeksizin prim ödeme gün sayısı olarak dikkate alınır. Ancak;

 

a) Aylık aldıkları süre, eksik hizmet süresinden fazla olanlar için, yalnızca eksik hizmet süresinin tamamlanacağı tarihe kadarki süre kullanılır. Bu kapsamda olanlar için yeni bir aylık hesabı yapılmaksızın, maddenin yürürlük tarihini takip eden ay başından itibaren kesilmiş olan aylıkları, aylıklara uygulanan artış oranları kadar artırılarak yeniden bağlanır.

Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

 

b) Aylık aldıkları süre, eksik hizmet süresinden az olanların, aylık başlangıç tarihi ile aylıklarının kesildiği tarih arasında prim ödeme gün sayısı olarak dikkate alınan süre aylıklarının hesabında dikkate alınmaz.

 

Birinci fıkra kapsamında bulunan vazife ve harp malûllerinden, bu maddeyi ihdas eden Kanunla 2330 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde yapılan değişiklik ve bu madde esasları dâhilinde yeniden aylığa hak kazanamayanlar hakkında, 3713 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesindeki istihdama ilişkin hükümler ayrıca uygulanır. ”

 

Şeklindedir.

 

IV. KAMU DENETÇİSİ ….’IN KAMU BAŞDENETÇİSİ'NE ÖNERİSİ

 

9. Kamu Denetçisi tarafından yapılan inceleme ve araştırma neticesinde, başvuran hakkında tesis edilen işlemde hukuka ve hakkaniyete aykırı bir durumun bulunmadığı değerlendirildiğinden, ret kararı verilmesine ilişkin öneri Kamu Başdenetçisi’ne sunulmuştur.

 

V. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE

 

A. Hukuka, Hakkaniyete ve İnsan Haklarına Uygunluk Yönünden Değerlendirme

 

10. Başvuran özetle, 1/7/1995 tarihinden itibaren 3713 sayılı Kanun kapsamında vazife malulü aylığı aldığını, vazife malulü aylığı bağlandığı tarihten önce geçen askerlik süresini borçlandığını belirterek söz konusu askerlik süresinin tarafına bağlanacak ikinci aylığa (yaşlılık aylığına) hak kazanma şartlarının tespitinde sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısı olarak dikkate alınmasını ve ikinci aylığının bağlanması için tamamlanması gereken kalan primlerinin devlet tarafından ödenmesini talep etmektedir.

 

11. SGK tarafından özetle, hakkında uygulanan 2330 sayılı Kanun uyarınca başvurana ikinci bir aylık bağlanabilmesi için vazife malullüğü aylığı bağlandığı tarihten sonra geçmek kaydıyla 20 yıl sigortalılık süresi ve 5000 prim ödeme gün sayısı şartının arandığı, başvuranın askerlik süresinin ise vazife malulü aylığı bağlandığı tarihten önce geçtiği, bu nedenle ikinci aylığının bağlanmasında dikkate alınmadığı, eksik primlerin devlet tarafından karşılanmasına yönelik bir uygulamanın ise bulunmadığı ifade edilmektedir.

 

12. Bu çerçevede uyuşmazlığın, başvuranın vazife malulü aylığı bağlandığı tarihten önce geçen askerlik süresinin ikinci bir aylık bağlanma aşamasında sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısı yönünden dikkate alınıp alınmayacağı ile eksik primlerinin devlet tarafından karşılanıp karşılanmayacağı noktalarında düğümlendiği anlaşılmaktadır.

 

13. Anayasanın 10 uncu maddesinde herkesin dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu, çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı sayılmayacağı; 61 inci maddesinde devletin harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleriyle, malul ve gazileri koruyacağı ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlayacağı kurala bağlanmıştır.

 

14. Bu çerçevede malul ve gazi vatandaşların sosyal güvenlik haklarına yönelik olarak birden fazla Kanunda (2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu, 1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun, 3292 sayılı Vatani Hizmet Tertibi Aylıklarının Bağlanması Hakkında Kanun, 5269 sayılı Sivas Kongresince Seçilen Temsil Heyeti Üyeleriyle Türkiye Büyük Millet Meclisinin Birinci Döneminde Bulunan Üyelere Vatani Hizmet Tertibinden Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun vd.) özel düzenlemelere yer verilmiştir. Nitekim askerlik görevini yapmaktayken 10/4/1994 günü teröristlerle girdiği çatışmada yaralanması nedeniyle vazife malulü olan başvurana da 1/7/1995 tarihinden başlamak üzere 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu uyarınca 2330 sayılı Kanuna göre emekli aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır.

 

15. Diğer yandan 3713 sayılı Kanunda vazife malulü durumuna düşen kişilere aylık bağlanması yanında başkaca haklar da tanınmıştır. Kanunun ek 1 inci maddesinde maluliyet durumlarına göre değişen sayılarda olmak üzere ilgililerin eş, çocuk, ana, baba ya da kardeşlerine kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam hakkı tanınmıştır. Nitekim maluliyet durumuna göre bir istihdam hakkı bulunan başvuran yönünden bu hakkın başvuranın kardeşi için kullanıldığı ve bu kapsamda başvuranın kardeşinin ataması yapılarak kamuda istihdam edildiği anlaşılmaktadır.

 

16. 3713 sayılı Kanun uyarınca 2330 sayılı Kanuna göre vazife malullüğü aylığı bağlananların vazife malullüğü aylığı almakta iken yeniden çalışmaya başlaması durumunda bu aylıkları kesilmemektedir. Diğer yandan 2013 yılında yapılan düzenlemeye değin bu kişilerin vazife malullüklerine sebep olan hastalık ya da engel hali bunlardan yeniden çalışmaya başlayanlara ikinci çalışmalarından dolayı yaşlılık/malullük aylığına hak kazanma şartlarının belirlenmesinde de esas alınmaktaydı. Yani vazife malullüklerine sebep olan hastalık ya da engel hali kendilerine ikinci bir aylık bağlanması aşamasında da dikkate alınmaktaydı.

 

17. Ancak 2013 yılında 6495 sayılı Kanunun 80 inci maddesiyle 2330 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik ile Kanun kapsamında vazife malulü aylığı bağlandıktan sonra yeniden çalışmaya başlayanlara bu çalışmalarından dolayı yaşlılık/malullük aylığına hak kazanma şartlarının belirlenmesinde vazife malullüklerine sebep olan hastalık ya da engelin dikkate alınmayacağı, ayrıca vazife malulü aylığı bağlandığı tarihten önce geçen her türlü sigortalılık ve prim ödeme süreleri, iştirakçilik ve fiili hizmet süreleri ile bunların itibari ve fiili hizmet süresi zammı olarak değerlendirilen sürelerinin vazife malulü aylığı bağlanmasından sonra geçecek çalışma veya sigortalılık süreleriyle hiçbir sebeple birleştirilemeyeceği, vazife malulü aylığı bağlandıktan sonra geçen sigortalılık ve çalışma sürelerinin ilgili mevzuatına göre ayrı bir çalışma ve sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile vazife malullüğüne sebep olan hastalık ya da engelin ilgililere ikinci bir aylık bağlanması aşamasında dikkate alınması uygulamasına son verildiği gibi ilgililerin vazife malulü aylığı bağlandığı tarihten önce geçen sigortalılık sürelerinin ya da çalışmalarının da ikinci bir aylık bağlanması aşamasında dikkate alınmayacağı belirlenmiştir.

 

18. Diğer yandan anılan fıkraya son olarak 2020 yılında 7226 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle eklenen cümle ile bu kez bu kapsamdaki kişilerden aylık bağlandığı tarihten sonra geçen çalışmaları esas alındığında en az 20 yıldan beri sigortalı olan ve en az 5000 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olanlara ayrıca yaşlılık aylığı bağlanacağı düzenlenmiştir. Yani Kanun kapsamında vazife malulü olup vazife malulü aylığı bağlandıktan sonra 20 yıl sigortalılık ve 5000 gün prim ödeme şartının tamamlanması halinde ilgililere ikinci bir aylık bağlanmasına imkân tanınmıştır.

 

19. Bunun yanında 7226 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi ile 5510 sayılı Kanunun geçici 81 inci maddesinde yapılan düzenleme ile 6495 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ikinci çalışmalarından dolayı yaşlılık/malullük aylığına hak kazanma şartlarının belirlenmesinde vazife malullüklerine sebep olan hastalık ya da engelin dikkate alınmaması gerektiği halde bahse konu hastalık ya da engel halleri dikkate alınarak Kurumun hatası nedeniyle kendilerine aylık bağlandığı sonradan anlaşılan ve ikinci aylıkları kesilmiş olanların durumuna yönelik olarak ayrıca bir düzenlemeye gidilmiştir. Madde ile ilgililerin hatalı olarak yaşlılık aylığı ödenmiş sürelerinin eksik prim ödeme gün sayısı ya da sigortalılık süresi şartlarının tamamlanmasında prim ödenmiş gün ve sigortalılık süresi olarak dikkate alınacağı, bu yolla şartları tamamlananlara yaşlılık aylıklarının yeniden bağlanacağı, şartları tamamlayamayanlar hakkında ise 3713 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesindeki istihdama ilişkin hükümlerin ayrıca uygulanacağı düzenlenmiştir.

 

20. Buna göre, eksik prim ödeme gün sayısı ya da sigortalılık süresinin tamamlanması hakkı yalnızca aylığı yeniden hak kazanılmasına imkân verecek süre ile sınırlı olmak üzere ve yalnızca vazife malullüğünden sonraki çalışmaları karşılığı yanlışlıkla aylık bağlanıp bu aylıkları sonradan iptal edilenler yönünden söz konusudur. Bu kapsamda ayrıca tanınan istihdam hakkı da yalnızca yanlışlıkla aylık bağlanıp bu aylıkları sonradan iptal edilenlerden mevcut durumda aylık bağlanamayanlar yönünden söz konusudur. Dolayısıyla bahse konu istihdam hakkının kapsamının daha önce istihdam hakkı kapsamında çalışmaktayken yaşlılık aylıklarının bağlanması nedeniyle çalışma hayatından çıkmış vazife malullerinin kendileri için olduğu anlaşılmaktadır.

 

21. Somut olayda başvuranın ilk defa 2004 yılında sigortalı olarak çalışmaya başladığı, söz konusu çalışmaları karşılığı tarafına ikinci bir yaşlılık aylığı bağlanmadığı, istihdam hakkının ise kardeşi lehine kullanıldığı görülmektedir. Bu durumda 2004 yılından sonra geçen çalışmalarından dolayı tarafına bağlanmış ve iptal edilmiş herhangi bir yaşlılık aylığı bulunmayan başvuranın gerek istihdam hakkından faydalanmak gerekse primlerinin ödenmesi yönünden 5510 sayılı Kanunun geçici 81 inci maddesi kapsamında bulunmadığı açıktır. Bununla birlikte 20 yıl sigortalılık süresi ve 5000 prim ödeme gün sayısını tamamlaması halinde 2330 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi uyarınca başvurana ikinci aylık olarak yaşlılık aylığı bağlanabileceği hususunda tereddüt bulunmamaktadır.

 

22. Diğer taraftan başvuranın, tarafına vazife malulü aylığı bağlandığı 1/7/1995 tarihinden önce geçmiş askerlik süresini borçlandığı ve söz konusu sürenin yaşlılık aylığı yönünden değerlendirilmesini talep ettiği görülmektedir. 2330 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde ilgililere vazife malulü aylığı bağlanmasından önce geçen her türlü sigortalılık ve prim ödeme sürelerinin vazife malulü aylığı bağlandıktan sonra geçen sürelerle birleştirilmeyeceğinin açıkça düzenlendiği göz önüne alındığında askerlik sürelerinin salt vazife malulü aylığı bağlandıktan sonra borçlanılmış olması nedeniyle yaşlılık aylığı yönünden değerlendirilemeyeceği açıktır. Öte yandan başvuranın söz konusu borçlanma tutarının iadesini talep etmesinin önünde herhangi bir engel bulunmamaktadır.

 

23. Yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde Kurumumuzca yapılan değerlendirme neticesinde, başvurana ikinci bir aylık (yaşlılık aylığı) bağlanabilmesi için eksik olan primlerinin devlet tarafından ödenmesi talebinin reddi ile başvuranın vazife malulü aylığı almaya başladığı tarihten önce geçen askerlik süresinin, başvurana bağlanacak ikinci aylığın (yaşlılık aylığının) şartlarının ikmali yönünden sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısı olarak dikkate alınmaması işlemlerinde hukuka ve hakkaniyete aykırılık tespit edilememiştir.

 

B. İyi Yönetim İlkeleri Yönünden Değerlendirme

 

24. İyi yönetim ilkeleri yönünden yapılan değerlendirme neticesinde; SGK’dan istenen bilgi ve belgelerin Kurumumuza süresi içinde ve gerekçeli olarak gönderildiği, anılan idarenin başvuranla ilgili işlemlerinde kanunlara uygunluk, hesap verilebilirlik, makul sürede ve gerekçeli karar verme, kararın geciktirilmeksizin bildirilmesi ilkelerine uygun hareket ettiği, ancak başvurana hangi sürede hangi mercilere başvurabileceğini göstermediği, dolayısıyla iyi yönetim ilkelerinden karara karşı başvuru yollarının gösterilmesi ilkesine uymadığı anlaşılmış olup idarelerin bu ilkeye de uyması beklenmektedir.

 

VI. HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNE İLİŞKİN AÇIKLAMA

 

25. 6328 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, bu Ret Kararının başvurana tebliğ tarihinden itibaren, ilgili idarenin işlemine karşı (varsa) dava açma süresinden kalan süre kaldığı yerden işlemeye devam edecek olup Karaman İş Mahkemesinde yargı yolu açıktır.

 

VII. KARAR

 

Açıklanan gerekçelerle BAŞVURUNUN REDDİNE;

 

Kararın BAŞVURANA ve SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞINA tebliğine;

 

Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisi’nce karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy