Kamu Denetçiliği Kurumu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(2709 S. K. m. 2, 74, 128, 129) (Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliği m. 41) (8. DD. 29.05.1973 T. 1973/272 E. 1973/269 K.) (8.DD. 12.10.1998 T. 1998/4988 E. 1998/3015 K.)

 

ŞİKAYET NO: 2016/1485

KARAR TARİHİ: 27/09/2016

 

KISMEN TAVSİYE KISMEN RET KARARI

 

ŞİKAYETİN KONUSU: Aile hekimi olan şikayetçiye "Denetimlerde işbirliği yapmamak ve/veya istenilen verileri ibraz etmemek ve/veya gerçek dışı beyanda bulunmak" fiili nedeniyle verilen ihtar ceza puanının iptal edilmesi talep edilmektedir.

 

ŞİKAYET BAŞVURU TARİHİ: 28.3.2016

 

I. USUL

 

A. Şikayet Başvuru Süreci

 

1. Kurumumuza şikayet başvurusu, 28/03/2016 tarihinde e-başvuru aracılığıyla yapılmış olup, 29/03/2016 tarihli ve 3899 sayı ile kayıt altına alınmıştır. Şikayet başvurusunun karara bağlanması için 28/3/2013 tarihli ve 28601 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 41/1a maddesi ve İmza Yetkileri Yönergesinin 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca, şikayetin incelenmesine ve araştırmasına geçilmiştir.

 

B. Ön İnceleme Süreci

 

2. Yapılan ön inceleme neticesinde, şikâyet konusunun Kurumumuzun görev alanına girdiği, şikâyetçinin menfaat ihlali koşulunu taşıdığı, idari başvuru yollarının tüketildiği, şikâyetin süresinde yapıldığı ve diğer ön inceleme konularında da bir eksiklik bulunmadığı, bu nedenle şikâyetin inceleme ve araştırmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.

 

II. OLAY VE OLGULAR

 

A. Şikayetçinin Konu Hakkındaki Açıklamaları ve İddiaları

 

3. Şikâyetçi, …. Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından yürütülen bir soruşturmada kendisinden talep edilen bilgi belge ve ifadenin ulaştırılması konusunda gerekli özeni göstermediği, kamu görevlisine yakışır tarzda görev, sorumluluk ve mevzuata uygun şekilde soruşturmacının işini kolaylaştıracak tarzda hareket etmediği, soruşturma ile ilgili bilgi belge talebinde bulunup soruşturmacıyı meşgul ettiği ve soruşturma sürecini zorlaştırdığı gerekçesiyle Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği kapsamında “Denetimlerde işbirliği yapmamak ve/veya istenilen verileri ibraz etmemek ve/veya gerçek dışı beyanda bulunmak” fiilini işlediğinden bahisle tarafına ../../2016 tarihinde 20 ihtar ceza puanı verildiğini, 01/03/2016 tarihinde İl İdare Kuruluna itiraz ettiğini ve idarenin 07/03/2016 tarihli kararı ile isteminin reddedildiğini belirterek; “yasayla çerçevesi çizilmeden yönetmelik ile kamu görevlisi olan aile hekimleri hakkında disiplin cezası uygulamasının Anayasaya aykırı olduğu, verilen cezanın dayanağı olan maddenin, fiil ile ilgisiz olup uygulayıcı tarafından kıyas yapılarak ceza verildiği, savunma alınmamış olmasının hukuka aykırılık doğurduğu, disiplin soruşturmasının yetkili olmayan merci tarafından tesis edildiği ve soruşturmanın usule uygun yapılmadığı ” iddialarıyla cezasının iptali suretiyle mağduriyetinin giderilmesini talep etmektedir.

 

B. İdarelerin Şikâyete İlişkin Açıklamaları

 

4. Kurumumuz tarafından ../../2016 tarihli ve ….. sayılı yazı ile Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığından, ../../2016 tarihli ve ….. sayı ile …. Valiliğinden şikayet konusu ile ilgili olarak bilgi ve belge talep edilmiştir. Kurumumuza Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığından gönderilen ../../2016 tarihli ve … sayılı yazı ve ekli belgelerinin incelenmesinden,

 

4.1. Şikayetçi ile ilgili ../../2015 tarihinde başlayan soruşturma raporu incelendiğinde; …. Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından ../../2015 tarihli yazısı ile soruşturmacı görevlendirildiği; soruşturma raporunda, “ilgilinin süreci yavaşlatmaya yönelik tutum ve davranışlarda ısrar ettiği ve uzmanı olmadığı konularda aşırı yorumlarda bulunduğu, muhakkik ve idarece baskı uygulandığı gibi mesnetsiz yorum ve üslup ile haksız ithamlarda bulunduğu, soruşturma sürecini lüzumsuz yere meşgul ettiği, zorlaştırıcı olduğu” ifadelerine yer verildiği, ayrıca bu tutum ve davranışlarına sonraki soruşturmada da ısrarla devam ettiği kanaatinin hasıl olduğunun belirtildiği,

 

4.2. Bahse konu her iki incelemede de adı geçen hekimin tutum ve davranışlarının devam ettiği dikkate alındığında şikâyetçiye ihtar puanı verilmesine neden olan “yürütülen bir soruşturmada kendisinden talep edilen bilgi belge ve ifadenin ulaştırılması konusunda gerekli özeni göstermediği, kamu görevlisine yakışır tarzda görev, sorumluluk ve mevzuata uygun şekilde soruşturmacının işini kolaylaştıracak tarzda hareket etmediği hususlarının“ Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği kapsamında ”Denetimlerde işbirliği yapmamak ve/veya istenilen verileri ibraz etmemek ve/veya gerçek dışı beyanda bulunmak” kapsamında değerlendirildiği,

 

4.3. Şikayetçinin talebinin idare tarafından reddedilmesi ile ilgili olarak inceleme ile ilgili yürütülen işlemlerin Valilik takdirinde bulunduğu, …. Halk Sağlığı Müdürlüğünden temin edilen bilgi ve belgeler incelendiğinde ihtar ceza puanına itirazın, Yönetmelik gereğince Valilik Makamı tarafından değerlendirildiği açıklamalarında bulunulmuştur.

 

5. …. Valiliğinin ../../2016 tarihli ve …. sayılı yazı ve ekli belgelerinin incelenmesinden;

 

5.1. Aile Hekimliği Uygulamasında Uygulanacak İhtar Puanı Cetveli’nin 24 üncü maddesinde “Denetimlerde işbirliği yapmamak ve/veya istenilen verileri ibraz etmemek ve/veya gerçek dışı beyanda bulunmak” fiilinin mevcut olduğu, bu haliyle istenilen verilerin ibraz edilmesinin sorumluluk kapsamında olduğu,

 

5.2. İhtar ceza puanı verme işleminin vali yardımcısının yetkisi kapsamında, ihtar ceza puanına itirazın ise vali tarafından değerlendirilerek karara bağlandığı, bu sebeple cezanın geri alınmasının söz konusu olamayacağı, nitekim söz konusu olayda da ihtar ceza puanına itirazın Valilik Makamı tarafından değerlendirildiği belirtilmiştir.

 

C. Olaylar

 

6. Bir vatandaşın aile hekimi Dr. … hakkında yaptığı şikayet üzerine Halk Sağlığı Müdürünün oluru ile soruşturma başlatıldığı, söz konusu soruşturma sonucunda söz konusu iddiayı destekleyecek somut delil ve kanıt bulunmadığından adı geçen aile hekimi hakkında herhangi bir işlem yapılmasına gerek olmadığı, ancak soruşturma sürecinde istenilen belgeleri süresi içerisinde göndermemesi ve dilekçelerindeki üslubu nedeniyle adı geçen hekim hakkında yeni bir soruşturma başlatılmasına Vali Yardımcısı tarafından karar verilmiştir.

 

7. Soruşturma kapsamında şikayetçinin ifadesine ihtiyaç duyulması sebebiyle söz konusu iddialar hakkında ifade vermek üzere ../../2015 günü saat 10.00’da Disiplin İşleri Biriminde hazır bulunması gerektiği şikayetçiye ../../2015 tarihli yazı ile bildirilmiştir.

 

8. Şikayetçi, Aile Sağlığı Merkezinde Aile Hekimliği hizmeti vermek zorunda olması sebebiyle ifade işlemi için görev yerinden ayrılmasının sağlık hizmeti ihtiyacı olan vatandaşları olumsuz etkileyeceği gibi Aile Hekimliği Mevzuatı uyarınca da mümkün olmaması dolayısıyla savunmasını yazılı olarak avukat eşliğinde tam ve eksiksiz yapabilmesi için soruşturma dosyasının tamamının eksiksiz resmi bir örneğinin tarafına verilmesini ve belgelerin ulaştırılmasından sonra 7 günden az olmamak kaydıyla yeterli savunma süresinin verilmesi talebi ile muhakkike yazılı olarak 25/12/2015 tarihinde bildirmiştir.

 

9. Soruşturma dosyasının tekemmül etmediği, “soruşturma ve mütemmim cüzlerinin gizliliği de dikkate alınarak şikayetçi hakkındaki iddialara ait bilgi ve belgelerin” bilgi edinme yasası kapsamında yazı ekinde gönderildiği, şikayetçinin soruşturma konusu iddialar hakkında yazılı ifadesini tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde vermesi gerektiği, verilmemesi halinde bu haktan vazgeçmiş sayılacağı 29/12/2015 tarihinde yazı ile bildirilmiştir.

 

10. Bu defa, şikayetçi tarafından ../../2016 tarihli cevabi yazıda, savunmasına esas olmak üzere talep ettiği soruşturma dosyasında yer alan tüm bilgi ve belgelerin tarafına gönderilmediğinden savunmasının yapılamadığı, söz konusu bilgi ve belgelerin gönderilmesi halinde savunmasını yapacağını, yazmış olduğu dilekçelerinde üslubuna ilişkin herhangi bir hatanın bulunmadığını belirtmiş, muhakkik tarafından ../../2016 tarihli yazı ile söz konusu cevabi yazı çerçevesinde talep edilen başkaca bilgi ve belgenin bulunmaması nedeniyle şikayetçinin bilgi ve belge isteminin uygun bulunmadığı ve savunma konulu ifade muhteviyatlı dilekçe ile yazılı ifadesini vermiş kabul edildiği belirtilmiştir.

 

11. …. Halk Sağlığı Müdürlüğü’nün ../../2015 tarihli ve ….. sayılı onayına istinaden yürütülen soruşturmada, Dr. …’dan talep edilen belge bilgi ve ifadenin ulaştırılması konusunda gerekli özeni göstermediği, kamu görevlisine yakışır tarzda görev, sorumluluklarına ve mevzuata uygun şekilde soruşturmacının işini kolaylaştıracak tarzda hareket etmediği, soruşturmayla ilgisi olmayan belge ve bilgi talebinde bulunmak suretiyle idare ve soruşturmacıyı meşgul ettiği soruşturma sürecini zorlaştırdığı, ayrıca bu süreçteki yazışmadaki üslubuyla da kamu görevlisine uygun olmayan tarz ve idareyi tehdit edici davranışta bulunması iddialarının Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği kapsamında soruşturulması amacıyla Valilik Makamının ../../2015 tarihli ve ….. sayılı onayı ile yapılan soruşturma sonucunda; Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler İle Sözleşme Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin Ek2 Aile Hekimliği Uygulamasında Uygulanacak ihtar puan cetvelinde belirtilen “İşbirliği yapmamak, istenilen belgeleri ibraz etmemek” fiiline karşılık gelen 20 ihtar ceza puanı verilmesine ve kararın ilgiliye tebliğine Yönetmeliğin ilgili hükmü uyarınca Vali Yardımcısı tarafından 17/02/2016 tarihinde karar verilmiştir.

 

12. Şikayetçi tarafından verilen cezaya ilişkin 01/03/2016 tarihli yazı ile itiraz edilmiş; yapılan itiraz, verilen cezayı ortadan kaldıracak nitelikte görülmediğinden 07/03/2016 tarihinde Vali tarafından reddedilmiş, söz konusu karar 16/03/2016 tarihinde şikayetçiye tebliğ edilmiştir.

 

13. Valilik tarafından 07/03/2016 tarihli karar ile itirazı reddedilen şikayetçi, söz konusu cezanın kaldırılması amacıyla ilgili idareye tavsiye kararı verilmesi talebi ile 28/03/2016 tarihinde Kurumumuza başvuruda bulunmuştur.

 

D. Kamu Denetçisi Muhittin MIHÇAK’ın İnceleme ve Araştırma Bulguları

 

14. Şikâyet konusunun çözümü amacıyla şikâyete konu işleme ilişkin bilgi ve belgeler Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığından ve …. Valiliğinden talep edilmiş, ilgili idarelerce konuya ilişkin bilgi ve belgeler gönderilmiş, söz konusu bilgi ve belgeler ile idarelerin cevabi yazılarına, Raporun "İdarelerin Şikâyete İlişkin Açıklamaları" başlığı altında yer verilmiştir.

 

III. HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE

 

A. İlgili Mevzuat

 

15. T.C. Anayasasının

 

15.1. 38 inci maddesi “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz… Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.” hükmü,

 

15.2. “Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı” başlıklı 74 üncü maddesinde; “…Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikayetleri inceler…” hükmü,

 

15.3. 128 inci maddesinin ikinci fıkrasında, “Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. Ancak, malî ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır.” hükmü,

 

15.4. 129 uncu maddesinin ikinci fıkrasında, “Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.” hükmü amirdir.

 

16. 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu’nun “Kurumun görevi” başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasında; “Kurum, idarenin işleyişi ile ilgili şikayet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevlidir.” hükmü düzenlenmiştir.

 

17. 09/12/2004 tarihli ve 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanununun

 

17.1. 3 üncü maddesinde, "Sağlık Bakanlığı; Bakanlık veya diğer kamu kurum veya kuruluşları personeli olan uzman tabip, tabip ve aile sağlığı elemanı olarak çalıştırılacak sağlık personelini, kendilerinin talebi ve kurumlarının veya Bakanlığın muvafakatı üzerine, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın, sözleşmeli olarak çalıştırmaya veya bu nitelikteki Bakanlık personelini aile hekimliği uygulamaları için görevlendirmeye veya aile hekimliği uzmanlık eğitimi veren kurumlarla sözleşme yapmaya yetkilidir.” hükmü,

 

17.2. 6 ncı maddesinde, “Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları, mevzuat ve sözleşme hükümlerine uygunluk ile diğer konularda Bakanlık, ilgili mülki idare ve sağlık idaresinin denetimine tabidir.” hükmü,

 

17.3. 8 inci maddesinde, “Aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarının çalışma usul ve esasları; çalışılan yer, kurum ve statülerine göre öncelik sıralaması; aile hekimliği uygulamasına geçişe ve nakillere ilişkin puanlama sistemi ve sayıları; aile sağlığı merkezi olarak kullanılacak yerlerde aranacak fiziki ve teknik şartlar; meslek ilkeleri; iş tanımları; performans ve hizmet kalite standartları; hasta sevk evrakı, reçete, rapor ve diğer kullanılacak belgelerin şekli ve içeriği, kayıtların tutulması ile çalışma ve denetime ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmü yer almaktadır.

 

18. 25/01/2013 tarihli ve 28539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğinin 33 üncü maddesinde, “Aile sağlığı merkezi, aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları, mevzuat ve sözleşme hükümlerine uygunluk ile diğer konularda Kurum, ilgili mülki idare amirleri ve yerel sağlık idare amirleri veya bunların görevlendireceği personelin denetimine tabidir. Denetim yapmaya yetkili amir, ilgili mevzuat ve sözleşme şartlarına aykırılığı doğrudan kendisi tespit edebileceği gibi, tespiti yapmak üzere incelemeci veya soruşturmacı da görevlendirebilir. Bu denetimler Kurum tarafından belirlenen denetleme formları ile gerçekleştirilir. Mevzuat ve sözleşme şartlarına aykırılık tespit edildiği takdirde, Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ile Sözleşme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte belirtilen hükümler çerçevesinde ilgililer hakkında işlem tesis edilir.” hükmüne yer verilmiştir.

 

19. 30/10/2010 tarihli ve 27801 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliğinin

 

19.1. 11 inci maddesinde, “(1) Aile sağlığı merkezi, aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları, Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğinin 29 uncu maddesi hükmü çerçevesinde, olağan dışı denetimler hariç olmak üzere, altı aylık aralıklarla denetlenir. Yapılan denetimler sonucunda ilgili mevzuat ve sözleşme şartlarına aykırı fiillerin tespit edilmesi halinde aykırılığın mahiyetine göre;

 

a) Adli yönden, 2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin

Yargılanması Hakkında Kanun hükümlerine göre,

 

b) İdari yönden 13 üncü ve 14 üncü madde hükümlerine göre,

 

c) Kamu zararı oluşturan mali hususlar yönünden; 27/9/2006 tarihli ve 2006/11058 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, gerekli işlemler tesis edilir.” hükmü,

 

19.2. 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında, “Ek (2)'de yer alan fiilleri işleyen sözleşmeli aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına ilgili vali yardımcısı tarafından,…ihtar puanı gerektiren fiilin kişiye tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde alınan savunmalar uygun görülmediği takdirde fiillerine karşılık gelen ihtar puanları uygulanmak suretiyle doğrudan yazılı ihtar yapılır..” hükmü,

 

19.3. 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, “İlgili aile hekimi ve aile sağlığı elemanı, vali yardımcısının verdiği ihtara karşı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde valiye,…itirazda bulunabilir. İtiraz mercileri otuz gün içinde itirazı inceleyerek karara bağlar ve kararı ilgilisine yazılı olarak bildirir.” hükmü yer almakta,

 

19.4. Ek-2 sayılı Aile Hekimliği Uygulamasında Uygulanacak İhtar Puanı Cetvelinde 24 nolu sırada, “Denetimlerde işbirliği yapmamak ve/veya istenilen verileri ibraz etmemek ve/veya gerçek dışı beyanda bulunmak” fiili için “20” ihtar puanı öngörülmüştür.

 

B. Şikayet Konusuna İlişkin Uygulamalar

 

20. Anayasa Mahkemesinin 10/10/2013 tarihli ve E:2013/83, K:2013/116 sayılı Kararı: “…Anayasa’nın 38. maddesinin ilk fıkrasında ise “Kimse, ... kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz” denilerek “suçun yasallığı”, üçüncü fıkrasında da “ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur” denilerek “cezanın yasallığı” ilkesi getirilmiştir. Anayasa’nın 38. maddesinde yer alan “suçta ve cezada kanunilik” ilkesi uyarınca, hangi eylemlerin yasaklandığı ve bu yasak eylemlere verilecek cezaların hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde kanunda gösterilmesi, kuralın açık, anlaşılır ve sınırlarının belli olması gerekmektedir. Kişilerin yasak eylemleri önceden bilmeleri düşüncesine dayanan bu ilkeyle temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması amaçlanmaktadır. Anayasa'nın 38. maddesinde idari ve adli cezalar arasında bir ayrım yapılmadığından disiplin cezaları da bu maddede öngörülen ilkelere tâbidir. Disiplin cezaları, kamu hizmetlerinin yürütülmesi ve kamu yararının devamlılığının sağlanması amacıyla yasal olarak düzenlenmiş yaptırımlardır. Kamu hizmetlerini yürütenlerin görev anlayışları, yetki ve sorumlulukları kamu hizmeti ve hizmet gerekleri ile sınırlandırılmış, bu sınırlar dışına çıkanların ise disiplin cezaları ile cezalandırılmaları ilgili kanunlarda öngörülmüştür…”

 

21. Anayasa Mahkemesinin 11/9/2014 tarihli ve E: 2014/82, K: 2014/143 sayılı Kararı: “… aile hekimliği hizmetlerinin, Devletin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerden olduğu, idari hizmet sözleşmesi ile aile hekimliği uygulamalarını yürütmek üzere çalıştırılanların da Anayasanın 128. maddesinde ifade edilen “kamu görevlisi” kapsamında olduğu kabul edildiğinden, sözleşmeli aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarının nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ile diğer özlük işlerinin Anayasanın 128. maddesinin ikinci fıkrası gereğince kanunla düzenlenmesi gerekmektedir.(…) Buna göre, kamu görevlisi statüsünde olan sözleşmeli aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarının, özlük hakları kapsamında bulunan izin hakkına ilişkin temel ilkelerin yönetmelikle düzenlenmesine imkân tanıyan kurallar, kamu görevlilerinin statülerinin kanunla düzenlenmesi ve yasama yetkisinin devredilmezliği yönündeki anayasal ilkelerle bağdaşmamaktadır.”

 

22. Danıştay 5. Dairesinin 24/12/2014 tarihli ve E:2011/8464, K:2014/9874 Sayılı Kararı: “Söz konusu maddede (Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ile Sözleşme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’in 14 üncü maddesinde) düzenlenen ihtar puanı uygulamasının, puanların bir sözleşme süresi içinde belli bir miktara ulaşması halinde sözleşmenin sona erdirilme nedeni sayılmış bulunması nedeniyle ihtar puanı verilmesini gerektiren bir durumun var olup olmadığının geçerli bir tespitle ortaya konulmasını gerektirdiği kuşkusuzdur. Bunun ise ancak yapılacak bir inceleme ve soruşturma ile mümkün bulunması karşısında, anılan maddeye dayanılarak verilecek ihtar puanlarının idari yargı denetimine açık olması nedeniyle hukuka aykırı uygulamalara yol açmayacağı sonucuna ulaşılmıştır. Bununla birlikte, keyfi işlem yapıldığı veya benzeri yöndeki iddiaların saptanmasının, ihtar puanı veya buna dayalı sözleşme fesih işlemlerinin iptalini gerektireceği tabiidir. … Yönetmeliğin Aile Hekimliği Uygulamasında Uygulanacak İhtar Puanı Cetveli başlıklı Ek2’sinde meslekle ve etikle bağdaşmayan ve aile hekimliği hizmetlerini olumsuz etkileyecek durumlarda çalışanların hangi hallerde ihtar edileceği ve ihtar puanları belirlenmiş olup, bu düzenlemede kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından hukuka aykırılık bulunmamaktadır.”

 

23. Danıştay 3. Dairesinin 29/05/1973 tarihli ve E:1973/272, K:1973/269 sayılı Kararı: “…Devlet memurlarının savunmalarının alınması, disiplin cezası verilmesi haline hasredilmiş olup, bundan önceki soruşturma safhasında sorulan sorulara cevap verilmesi için de bir süre tanınması öngörülmemiştir….Müfettişlerce yapılan inceleme sırasında, hakkında inceleme yapılan memurun sadece olay hakkındaki bilgisi alınmakta olup, ifade alınması şeklinde de adlandırılan bu işlem savunma olarak kabul edilemeyeceği için, savunmanın bundan ayrı olarak disiplin cezası vermeye yetkili amir veya merci tarafından alınması gerekmektedir. Diğer taraftan disiplin cezası verilmeden önce memurun savunmasının alınması şart olduğuna, Devlet Memurları Kanununun 2 s. Kanun Hükmünde Kararnameyle değişik 126 ncı maddesinde, müfettiş veya muhakkiklere disiplin cezası vermek yetkisi tanınmamış bulunduğuna göre bunlarca yapılan inceleme sırasında sorulan sorulara ilgili memur tarafından cevap verilebilmesi için süre verilmesi zorunlu değildir. 130. Maddedeki "soruşturmayı yapan" deyiminin de 126 ncı maddeye göre resen disiplin cezası vermeye yetkili amir olarak anlaşılması gerekir.”

 

24. Danıştay 8. Dairesinin 12/10/1998 tarihli ve E:1998/4988, K: 1998/3015 sayılı Kararı: “Kamu hizmetinin belli bir düzen içerisinde yürütülmesi için gerekli önlemlerden olan disiplin cezası, niteliği gereği öteki idari işlemlerden farklıdır. Disiplin cezası vermeye yetkili organlar, bu organların oluşumu, çalışma usulü, karar oluşturulması, bu kararlara itiraz ve bütün bu sürecin her aşaması için öngörülen süre koşullarıyla disiplin cezası işlemi sıkı şekil şartına bağlı olarak uygulanabilmektedir. Bu özellik, disiplin cezasının yeni bir idari işlemle ortadan kaldırılmasına engeldir. Ceza ancak bir yargı kararı yahut yasanın tasarrufuyla iptal edilebilir veya ancak disiplin cezasının ağırlığına göre belli süreler geçtikten sonra sicil dosyasından silinmesi atamaya yetkili amirden istenebilir.”

 

25. Danıştay 12. Dairesinin 13/03/2009 tarihli ve E: 2007/342, K: 2009/1324 sayılı Kararı: “... Disiplin cezası vermeye yetkili mercilerce disiplin suçu sayılacak eylemlerin işlenildiğinin öğrenilmesi hâlinde, bu kişiler hakkında soruşturma emri verilerek, soruşturmacı görevlendirilmesiyle başlatılacak soruşturmada; varsa iddia sahipleri ile olayın açıklığa kavuşması için gerekli tanık ve davacının ifadeleri alınarak yapılacak araştırma ve inceleme ile soruşturma sonucunda olayın değerlendirilmesi; adli, idari ve disiplin yönünden soruşturulan hakkında soruşturmacı kanaat teklifinin de yer aldığı soruşturma raporunun hazırlanması, olayın şüpheye yer vermeyecek şekilde somut delillerle ortaya konulması... gerekmektedir.”

 

C. Kamu Denetçisi Muhittin MIHÇAK’ın Kamu Başdenetçisine Önerisi

 

26. Kamu Denetçisi tarafından yapılan inceleme ve araştırma neticesinde; şikayet konusunda başvuranın talebinin kısmen reddi kısmen kabulü ile disiplin cezasının iptali yönündeki öneri Kamu Başdenetçisi’ne sunulmuştur.

 

D. Hukuka ve Hakkaniyete Uygunluk Yönünden Değerlendirme

 

27. Şikâyetçi ile idare arasındaki uyuşmazlık 3 nolu paragrafta yer verildiği üzere, Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği kapsamında “Denetimlerde işbirliği yapmamak ve/veya istenilen verileri ibraz etmemek ve/veya gerçek dışı beyanda bulunmak” fiili nedeniyle verilen ihtar ceza puanının hukuka aykırı olduğu iddiasıyla söz konusu cezanın iptal edilmesi talep edilmektedir.

 

28. Anayasa’nın 2 nci maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden biri “belirlilik”tir. Bu ilkeye göre, yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi gereklidir. Belirlilik ilkesi, hukuksal güvenlikle bağlantılı olup birey hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını, bunların idareye hangi müdahale yetkisini doğurduğunu bilmelidir. Birey ancak bu durumda kendisine düşen yükümlülükleri öngörebilir ve davranışlarını belirler. Hukuk güvenliği, normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar.

 

29. Anayasa Mahkemesinin 21 nolu paragrafta yer verilen Kararında da belirtildiği üzere, Anayasanın 128 inci maddesinde ifade edilen “kamu görevlisi” kapsamında bulunan aile hekimlerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ile diğer özlük işlerinin kanunla düzenlenmesi gerekmektedir.

 

30. Anayasanın 7 nci maddesinde, yasama yetkisinin Türkiye Büyük Millet Meclisine ait olduğu ve devredilemeyeceği; 8 inci maddesinde, yürütme yetkisinin Anayasaya ve kanunlara uygun olarak yerine getirileceği belirtilirken; 123 üncü maddesinde idarenin kanuniliği ilkesine yer verilmiştir. Buna göre, Anayasa’da kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda, yürütme organına genel ve sınırları belirsiz bir düzenleme yetkisinin verilmesi olanaklı değildir. Yürütmenin düzenleme yetkisi, sınırlı, tamamlayıcı ve bağımlı bir yetkidir. Ayrıca, yürütme organına düzenleme yetkisi veren bir yasa kuralının Anayasa’nın 7 nci maddesine uygun olabilmesi için temel ilkeleri koyması, çerçeveyi çizmesi, sınırsız, belirsiz, geniş bir alanı yürütmenin düzenlemesine bırakmaması gerekir.

 

31. Anayasanın 38 inci maddesi ile düzenlenen “suçta ve cezada kanunilik” ilkesi uyarınca, yasaklanan eylemlere verilecek cezaların hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde kanunda gösterilmesi, kuralın açık, anlaşılır ve sınırlarının belli olması gerekmektedir. Bu kapsamda idari ve adli cezalar arasında herhangi bir ayrım yapılmadığından disiplin cezalarının da bu maddede öngörülen ilkelere tâbi olduğu değerlendirilmektedir.

 

32. Bu açıdan şikayete konu olayda, 5258 sayılı Kanunda yer verilen “aile hekimlerinin çalışma usul ve esasları ile denetimine ilişkin usul ve esasların yönetmelikle düzenleneceği” hükmüne istinaden yürürlüğe konulan Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği kapsamında disiplin iş ve işlemlerinin yerine getirilmesinin, kamu görevlisi olarak değerlendirilen aile hekimleri açısından Anayasanın 128 inci maddesine aykırılık teşkil ettiği iddiasının yerinde olduğu, idari ceza niteliğinde olan ve özlük işleri kapsamında yer alan disiplin suç ve cezalarının kanunla düzenlenmesinin yerinde olacağı tespit edilmiştir.

 

33. Disiplin suç ve cezaları ile ilgili kanuni bir düzenleme yapılması temel olmakla birlikte, idari işlemler, icrai olma özellikleri nedeniyle hukuka uygunluk karinesinden yararlanmakta ve söz konusu işlemlerin hukuka aykırı olduklarına dair yargı kararı bulunmaksızın ilgililer hakkında doğrudan uygulanmakta olduğundan Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliğinin idarenin düzenleyici işlemlerinden biri olarak, aksi yargı kararıyla belirtilene kadar hukuka uygun olduğu kabul edilerek şikayet konusu olayda aile hekimi hakkında yürütülen disiplin sürecinin bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir.

 

34. Şikayete konu olayda, şikayetçi hakkında uygulanan cezanın kıyas yoluyla belirlendiği iddiasına da yer verilmektedir. Şikayetçiye söz konusu ihtar ceza puanının “Denetimlerde işbirliği yapmamak ve/veya istenilen verileri ibraz etmemek ve/veya gerçek dışı beyanlarda bulunmak” fiili nedeniyle verildiği, halbuki söz konusu fiilin aile hekimliği kapsamında yapılmış olan “gerekli bildirimleri yapmak” gibi eylemler için geçerli olduğu iddia edilmektedir.

 

35. Anayasada yer alan suçun ve cezanın kanuniliği ilkesi uyarınca, bireylerin özgürlüklerini ve sınırlarını bilerek hareket etmesi sağlanmakta ve idarelerce kıyas yolu ile suç ve cezaların genişletilmesi engellenmeye çalışılmaktadır. Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği ile Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği kapsamında çalışma ve denetime ilişkin usul ve esaslarının, fiziki ve teknik şartların, meslek ilkelerinin, iş tanımlarının, performans ve hizmet kalite standartlarının, diğer kurum ve kuruluşlarla işbirliğinin ve kayıtların tutulması gibi hizmet sunumuna ilişkin pek çok konuya dair düzenlemenin yapıldığı ve söz konusu düzenlemeler göz önünde bulundurularak sunulan hizmetin denetiminin yapılması amacının güdüldüğü görülmektedir.

 

36. Yapılan incelemede, “Denetimlerde işbirliği yapmamak ve/veya istenilen verileri ibraz etmemek ve/veya gerçek dışı beyanda bulunmak” fiili nedeniyle verilen ihtar ceza puanının, ilgili mevzuat ile soruşturmacı ve şikayetçi arasında yapılan yazışmalar kapsamında şikayetçinin “soruşturma sürecinde istenen bilgilerin süresi içinde göndermediği, soruşturmayla ilgisi olmayan taleplerle soruşturma sürecini uzattığı ve zorlaştırdığı” anlaşıldığından şikayetçinin “verilen cezanın dayanağı olan maddenin fiil ile ilgisiz olduğu, uygulayıcı tarafından kıyas yapılarak ceza verildiği” iddiasının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.

 

37. Şikayetçinin bir diğer iddiası ise, hakkında yürütülen disiplin soruşturmasının yetkili olmayan makamlar tarafından tesis edilmiş olmasıdır. (17.2), (18), (19.2) ve (19.3) nolu paragraflarda yer verilen mevzuatta, aile hekimlerinin mevzuat ve sözleşme hükümlerine uygunluk ile diğer konularda Bakanlık, ilgili mülki idare ve sağlık idaresinin denetimine tabi olacakları, denetim yapmaya yetkili amirin, ilgili mevzuat ve sözleşme şartlarına aykırılığı doğrudan kendisi tespit edebileceği gibi, tespiti yapmak üzere incelemeci veya soruşturmacı görevlendirebileceği, ilgili vali yardımcısı tarafından ilgililerin savunmasının alınacağı ve ilgililer hakkında yazılı ihtar yapılacağı, söz konusu ihtara karşı 7 gün içinde valiye itirazda bulunulabileceği hususları düzenlenmiştir.

 

38. Şikayetçi hakkında açılan soruşturmaların …. Halk Sağlığı Müdürü ve …. ili Vali Yardımcısı tarafından açıldığı, soruşturma yapmak üzere muhakkiklerin görevlendirildiği, söz konusu muhakkikler tarafından sunulan raporlar ışığında ilgili hakkında Vali Yardımcısı tarafından ihtar puanının verildiği ve yapılan itirazın Vali tarafından karara bağlandığı görülmüş olup, soruşturma sürecinde yetkili olmayan makamlar tarafından herhangi bir işlem tesis edilmediği anlaşılmış, bu yönüyle herhangi bir hukuka aykırılık tespit edilememiştir.

 

39. Bununla birlikte, Anayasanın 129 uncu maddesi ile kamu görevlilerine savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemeyeceği hüküm altına alınarak savunma hakkı anayasal olarak güvence altına alınmakta, yargı organları tarafından da ilgiliye savunma hakkı tanınmadan verilen disiplin cezaları, hukuka aykırı bulunarak usul bakımından iptal edilmektedir. Bu açıdan ilgili mevzuat ve yargı içtihatları birlikte değerlendirildiğinde, savunma hakkının usulünce kullanılabilmesi; savunması istenen kamu görevlisine suçlama konusunun ve hakkındaki isnadın ne olduğunun açıkça bildirilmesi, kamu görevlisine savunmasını yapabilmesi bakımından yeterli sürenin verilmesi ve savunma hakkının karar vermeye yetkili makam önünde kullanılmasına bağlı hale gelmiştir.

 

40. 23 nolu paragrafta yer verilen Danıştay Kararında da ifade edildiği üzere, muhakkiklerce yapılan inceleme sırasında, hakkında inceleme yapılan ilgilinin sadece olay hakkındaki bilgisi alınmakta, ifade alınması şeklinde de adlandırılan bu işlem savunma olarak kabul edilmemekte, savunmanın bundan ayrı olarak disiplin cezası vermeye yetkili makam tarafından alınması gerekmektedir.

 

41. Şikayet konusu olayda, ihtar puanı verilmesine ilişkin soruşturma sürecinde şikayetçinin savunmasının alınmadığı yönünde iddiaya da yer verilmiş olup, ilgili idareler tarafından sunulan bilgi ve belgeler ışığında, şikayetçi hakkında yürütülen soruşturmalarda muhakkik olarak görevlendirilenler tarafından şikayetçinin sözlü veya yazılı ifadesini alma yönünde yazışmalar yapılmakla birlikte, muhakkikler tarafından hazırlanan rapor sonrasında ilgili vali yardımcısınca konuya ilişkin şikayetçinin savunmasını talep eden içerikte herhangi bir yazışmanın yapılmadığı ve savunma alınmaksızın ihtar puanının verildiği anlaşılmakta, bu bağlamda şikâyetçinin soruşturma sürecinde savunmasının alınmamış olduğu yönündeki iddiası yerinde olup, yürütülen soruşturma sonucunda usul açısından ihtar ceza puanı verilmesinin hukuka aykırı olduğu kanaatine ulaşılmıştır.

 

42. Yukarıdan bu yana yapılan açıklamalar, anılan mevzuat hükümleri, idarenin cevabi yazıları, yargı kararları ve tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; aile hekimi olarak görev yapmakta olan şikayetçi hakkında yürütülen soruşturmada fiil ile verilen cezanın kıyas yoluyla belirlendiği ve disiplin soruşturmasının yetkili olmayan merci tarafından tesis edildiği iddialarının yerinde olmadığı ve idarenin işlemlerinde hukuka aykırılığın bulunmadığı, ancak yürütülen soruşturma sürecinde yetkili makamlar tarafından şikâyetçinin savunmasının alınmadığı ve savunma hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle “Denetimlerde işbirliği yapmamak ve/veya istenilen verileri ibraz etmemek ve/veya gerçek dışı beyanda bulunmak” fiili nedeniyle tarafına ihtar ceza puanı verilmesinin hukuken yerinde olmadığı anlaşılmakla birlikte, disiplin cezası mahiyetinde olan ihtar puanı verilmesi işleminin, itiraz yollarının tüketilerek kesinleşmesi sonrasında ancak yasama tasarrufu ile affedilmesi veya yargı kararı ile kaldırılması mümkün olduğundan şikayete konu ihtar puanının iptal edilmesi yönündeki talebin reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

 

E. İnsan Hakları Yönünden Değerlendirme

 

43. Şikayet konusu olayda, kamu görevlisi olan şikayetçi hakkında yönetmelik ile düzenlenen disiplin hükümlerinin uygulanmasında ve şikayetçiye savunması alınmaksızın disiplin cezası niteliğindeki ihtar ceza puanı verilmesinde Anayasamızın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar" başlıklı 38 inci maddesindeki “suçta ve cezada kanunilik” ilkesinin, “Hak arama hürriyeti” başlıklı 38 inci maddesinde ve 129/2 maddesindeki “savunma hakkı” ilkesinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesindeki “adil yargılanma hakkı”nın ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 11 inci maddesindeki “savunma hakkı”nın ihlal edildiği tespit edilmiştir.

 

F. İyi Yönetişim İlkeleri Yönünden Değerlendirme

 

44. Günümüzde demokratik, modern ve katılımcı yönetim anlayışında idarelerden sadece hukuka uygun olarak hareket etmeleri değil aynı zamanda iyi yönetim ilkelerine de uygun işlem ve eylem tesis etmeleri beklenmektedir.

 

45. 28/03/2013 tarihli ve 28601 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin "İyi yönetim ilkeleri" başlıklı 6 ncı maddesinde "Kurum, inceleme ve araştırma yaparken idarenin, insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde; kanunlara uygunluk, ayrımcılığın önlenmesi, ölçülülük, yetkinin kötüye kullanılmaması, eşitlik, tarafsızlık, dürüstlük, nezaket, şeffaflık, hesap verilebilirlik, haklı beklentiye uygunluk, kazanılmış hakların korunması, dinlenilme hakkı, savunma hakkı, bilgi edinme hakkı, makul sürede karar verme, kararların gerekçeli olması, karara karşı başvuru yollarının gösterilmesi, kararın geciktirilmeksizin bildirilmesi, kişisel verilerin korunması gibi iyi yönetim ilkelerine uygun işlem ve eylem ile tutum veya davranışta bulunup bulunmadığını gözetir ve iyi yönetim ilkelerine uyar." hükmü yer almaktadır.

 

46. Ayrıca, Avrupa Birliği Temel Haklar Şartının 41 inci maddesinde geçen "iyi bir yönetim hakkı”nın uygulamada ne anlama geldiğini açıklayan ve ülkemizin de Aday Üye olduğu Avrupa Birliğinin müktesebatının bir parçası olan Avrupa Doğru İdare Davranış Yasasında iyi yönetişim ilkeleri ortaya konulmuştur.

 

47. Söz konusu ilkeler yönünden yapılan değerlendirme neticesinde; idareden istenilen bilgi ve belgelerin süresi içinde gerekçeli olarak Kurumumuza gönderildiği, idarenin hesap verilebilirlik, makul sürede karar verme, kararların gerekçeli olması, kararın geciktirilmeksizin bildirilmesi ilkelerine uygun davrandığı, ancak idarenin yürüttüğü soruşturma kapsamında şikayetçinin savunmasını almaması ve şikâyetçiye verdiği cevapta hangi sürede hangi mercilere başvurabileceğini göstermediği anlaşıldığından iyi yönetim ilkelerinden kanunlara uygunluk, savunma hakkı ve karara karşı başvuru yollarının gösterilmesi ilkelerine uymadığı anlaşılmış olup idarenin bundan böyle bu ilkelere de uyması beklenmektedir.

 

IV. HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNE İLİŞKİN YASAL MEVZUAT

 

A. Dava Açma Süresinin Yeniden Başlaması

 

48. 14/6/2012 tarihli ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun 21 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, bu Karar üzerine otuz gün içinde herhangi bir işlem tesis edilmez veya eylemde bulunulmaz ise durmuş olan dava açma süresi kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır.

 

B. Yargı Yolu

 

49. 2709 sayılı 1982 Anayasası'nın Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması Başlıklı 40 ıncı maddesinin ikinci fıkrasında, "Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır." hükmü yer almakta olup, 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun 20 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, ilgili idarenin işlemine karşı 60 günlük dava açma süresinden arta kalan süre içinde …. İdare Mahkemesine yargı yolu açıktır.

 

V. KARAR

 

Yukarıda açıklanan gerekçe ve dosya kapsamına göre, şikâyetin KISMEN REDDİ KISMEN KABULÜ İLE,

 

1. Şikayetçi hakkında tesis edilen ihtar ceza puanının iptali talebinin REDDİNE,

 

2. Şikayetçi hakkında yürütülen soruşturmada mevzuatta öngörülmesine karşın savunma alınmaksızın ihtar ceza puanı verilmesinin hukuka aykırı olduğunun TESPİTİNE;

 

3. İşlem tarihi itibariyle bu işlemleri yapan amirlerce hatalı davranıldığının kabul edilmesi ve yasal süre içerisinde Kurumumuza bildirilmesi,

 

4. Söz konusu hataların bundan böyle tekrarlanmaması için bu konuda soruşturmacı olarak görevlendirilecek kamu görevlilerine eğitim verilerek gerekli önlemlerin alınması ve gereken hassasiyetin gösterilmesi yönünde …. VALİLİĞİNE VE TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU BAŞKANLIĞINA TAVSİYEDE BULUNULMASINA,

 

5. Yukarıda anılan Kanunun 20 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, ….. Valiliğince ve Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığınca bu karar üzerine tesis edilecek işlem ya da tavsiye edilen çözümün uygulanabilir nitelikte görülmediği takdirde gerekçesinin otuz gün içinde Kurumumuza bildirilmesinin zorunlu olduğuna,

 

Bu kararın şikâyet başvurucusuna, ….. Valiliğine ve Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığına tebliğine,

 

Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisi’nce karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy