Kamu Denetçiliği Kurumu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(6328 S. K. m. 20, 21)

 

SAYI: 18745356-101.07.04-E.2204

BAŞVURU NO: 2018/9894

KARAR TARİHİ: 30/01/2019

 

TAVSİYE KARARI

 

BAŞVURAN:

 

BAŞVURAN VEKİLİ / TEMSİLCİSİ:

 

BAŞVURUYA KONU İDARE: TBMM Genel Sekreterliği

 

BAŞVURUNUN KONUSU: Başvuranın tarafına verilen disiplin cezasına itirazı hakkındadır.

 

BAŞVURU TARİHİ: 3.8.2018

 

I. BAŞVURANIN İDDİA VE TALEPLERİ

 

1) Kurumumuza 03/08/2018 tarihinde yapılan başvuruda, başvuran … İstanbul Milletvekili …'nin, 24. Dönemde 2. Danışmanı olarak görev yaptığını, özel bir şirkete ait olan … plakalı araca milletvekili araç kartı çıkartmak için milletvekilinden izin alarak gerekli yazışmaları yaptığını, milletvekilinin de sözlü olarak onay verdiğini, anılan araca trafik cezası geldiğinde milletvekilinin araç kartını iptal ettirmesine yönelik talimatını yine sözlü olarak verdiğini, aldığı talimat gereği …’ı arayarak kartı teslim etmesini söylediğini, sonrasında …’ın kendisini arayarak kartı imha ettiğini ilettiğini, kendisinin de sivil savunmayı arayarak durumu anlattığını ve tarafına kayıp yazısının yazılması gerektiği bilgisinin verildiğini, 28.05.2013 tarihinde TBMM idare Amirliğine yazıyı yazdığını ve bu olaydan sonra 9 ay daha aynı milletvekiline danışmanlık yaptığını belirtmiştir. 11.05.2018 tarihinde anılan araca çarpan bir şahsın kart üzerinde yazan numaradan makama ulaşması üzerine milletvekili …'nin, bilgisi dışında kaşe ve imzasını kullanarak yazı yazdığı ve talimatlara rağmen araç kartını geri almayarak kayıp olarak bildirdiği iddialarını içeren şikâyeti nedeniyle başlatılan disiplin soruşturması sonucunda hakkında Gerçeğe Aykırı Rapor ve Belge Düzenleme Fiili işlediği iddiasına dayalı olarak “1 Yıl Kademe İlerlemesinin Durdurulmasına Dair” disiplin cezasının tesis edildiğini belirtmektedir. Başvuran 17.09.2018 tarihinde Kurumumuza vermiş olduğu ek evrakta kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının aylıktan kesme olarak değiştirildiğini ve maaşından 2.219 TL’nin kesildiğini de belirterek, tarafına verilen disiplin cezasının iptal edilerek mağduriyetinin giderilmesi talebiyle Kurumumuza başvurmuştur.

 

II. İDARENİN BAŞVURUYA İLİŞKİN AÇIKLAMLARI

 

2) Kurumumuzun 19/09/2018 tarihli ve E. 15827 sayılı bilgi-belge isteme yazısına cevaben gönderilen TBMM İnsan Kaynakları Başkanlığının 15/10/2018 tarihli ve 367138 sayılı yazısında özetle;

 

2.1) Milletvekilinin, …’un 05.11.2012 tarihinde özel bir şirkete ait … plakalı araca kendi bilgisi dışında Milletvekili Araç Kartı çıkarttığını, araca yazılan bir cezaya kendi bilgisi ve onayı dışında itiraz ettiği, itirazın Kale Sulh Ceza Mahkemesince reddedilmesi sonucu, kararın ev adresine tebliğ edilmesiyle durumu öğrenmiş olduğu ve adı geçene araç kartını iptal etmesi için talimat verdiği,

 

2.2) Milletvekilinin, …'a kartı iptal etmesi için yazılı değil sözlü talimat verdiği bunu …’un da soruşturma dosyasındaki ifadesinde belirttiği, ancak 28.05.2013 tarihindeki Milletvekilinin kartın iptal edilmesi yönündeki talimatına rağmen ilgili kartın kayıp olduğunu bildirir bir dilekçe hazırlayarak TBMM İdare Amirliğine gönderdiği, ekte yer alan 27.05.2013 tarihli araç giriş kartının kayıp olduğuna ve iptal edilmesine dair yazının İdare Amiri … tarafından Koruma Daire Başkanlığına havalesinin yapıldığı,

 

2.3) Soruşturma dosyasındaki bilgi ve belgelere göre …’un arkadaşına ait olan … plakalı aracı bir süre kendisinin kullandığı, daha sonra aracı arkadaşına iade ettiği ve bahsi geçen araca üç ayrı ilde ceza yazıldığı, … tarafından milletvekili aracıymış gibi milletvekili imzası kullanılarak yazılı itiraz üzerine plakasına yazılan cezaların silindiğinin anlaşıldığı, bu cezalardan 17.10.2012 tarihinde Ankara’da yazılmış olanın, bahse konu araca henüz milletvekili araç kartı çıkarılan 01.11.2012 tarihinden önceki bir tarihte yazıldığı ve de …’un kendi kullandığı araç için yazılan cezayı Milletvekili araç kartı olmamasına rağmen itiraz yazısı yazarak iptal ettirdiği ve de …’un, araç kartını iptal ettirmesi hususundaki Milletvekilinin sözlü talimatına uymayarak 11.05.2018 tarihinde söz konusu aracın bir kazaya sebebiyet vermesi sonucunda Milletvekili …'nin makamının telefonla aranmasına kadar kartı kullanmaya ve kullandırmaya devam ettiğinin tespit edildiği,

 

2.4) Türk Ceza Kanununun 204 üncü maddesinde belirtilen resmi belgede sahtecilik suçunu görevi nedeniyle işlemiş olduğundan 4483 sayılı Kanun gereğince adı geçen hakkında ön inceleme yapılarak soruşturma izni verildiği ve Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğu,

 

2.5) 657 sayılı DMK’nın 125 inci maddesinin beşinci fıkrası ve TBMM Başkanlığı İdari Teşkilatı Disiplin Yönetmeliğinin 10 uncu maddesi gereğince başvurana verilen cezanın, ¼ oranında aylıktan kesme cezasına çevrildiği,

 

2.6) Şikâyet konusu talebe ilişkin olarak şikâyet sahibi veya diğer ilgililer tarafından yargı organlarında açılmış/sonuçlanmış herhangi bir dava bulunmadığı,

 

açıklamalarına yer verilmiştir.

 

III. İLGİLİ MEVZUAT

 

3) 18/10/1982 tarihli ve 2709 sayılı T.C. Anayasasının;

 

3.1) “Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı” başlıklı 74 üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında, “Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler.”

 

3.2) “D. Kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler” üst başlığı altında yer alan “1. Genel ilkeler” başlıklı 128 inci maddesinin ikinci fıkrasında, “Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. Ancak, malî ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır.”

 

4) 14/6/2012 tarihli ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun “Kurumun Görevi” başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasında, “Kurum, idarenin işleyişiyle ilgili şikâyet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevlidir.”

 

5) 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun;

 

5.1) “Disiplin cezalarının çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve haller” başlıklı 125 inci maddesinin “Kademe ilerlemesinin durdurulması” başlıklı D bendinin (f) alt bendinde “ Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek,”; beşinci fıkrasında, “Öğrenim durumları nedeniyle yükselebilecekleri kadroların son kademelerinde bulunan Devlet memurlarının, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının verilmesini gerektiren hallerde, brüt aylıklarının ¼’ü - ½’si kesilir ve tekerrüründe görevlerine son verilir.”

 

5.2) “Zamanaşımı” başlıklı 127 nci maddesinde, “Bu Kanunun 125 inci maddesinde sayılan fiil ve halleri işleyenler hakkında, bu fiil ve hallerin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren; a) Uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay içinde disiplin soruşturmasına... başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar.

 

Disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar.

 

6) TBMM Başkanlığı İdari Teşkilatı Disiplin Yönetmeliğinin “Tekerrür” başlıklı 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasında, “Öğrenim durumları nedeniyle yükselebilecekleri kadroların son kademelerinde bulunan memurlar ile bu Yönetmeliğin 2 nci maddesi kapsamında çalıştırıldığı halde kademe ilerlemesi ve derece yükselmesine tabi olmayan personele, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının verilmesini gerektiren hallerde, fiilin ağırlık derecesine göre brüt aylıklarının 1/4'ü - 1/2'si kesilir ve tekerrüründe görevlerine son verilir.”

 

7) TBMM Güvenlik Yönetmeliğinin 38 inci maddesinin onuncu fıkrasında, “TBMM tanıtma kartlarının amacı dışında kullanılması, Yönetmelik hükümlerine aykırı hareket edilmesi halinde, yetkili İdare Amirinin onayıyla kart iptal edilerek ilgili birimlere bildirilir. Araç giriş kartı, sadece adına kart verilen kişi araç içerisinde iken kullanılır.”

 

düzenlemelerine yer verilmiştir.

 

V. KAMU DENETÇİSİ SN. SADETTİN KALKAN’IN KAMU BAŞDENETÇİSİNE ÖNERİSİ

 

8) Kamu Denetçisi tarafından yapılan inceleme ve araştırma neticesinde; başvurana verilen disiplin cezasının usul ve esas açısından hukuka aykırı olduğu değerlendirilerek, söz konusu disiplin cezasının iptali yönünde idareye tavsiyede bulunulması gerektiğine yönelik hazırlanan öneri Kamu Başdenetçisi’ne sunulmuştur.

 

VI. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE

 

A. Hukuka, Hakkaniyete ve İnsan Haklarına Uygunluk Yönünden Değerlendirme

 

9) Başvuran, tarafına verilmiş olan disiplin cezasının iptal edilerek mağduriyetinin giderilmesi talebiyle Kurumumuza başvurmuştur.

 

10) TBMM Genel Sekreterliğinden istenilen bilgi ve belgeler doğrultusunda anılan idare tarafından Kurumumuza gönderilen belgeler incelenmiş, aşağıdaki bulgulara ulaşılmıştır.

 

11) Genel Sekreterlik Makamının 17/05/2018 tarih, 286981 sayılı Oluru ile İnsan Kaynakları Başkanlığının 18/05/2018 tarih ve 287165 sayılı görevlendirme yazısı uyarınca görevlendirilen Muhakkik tarafından 08/06/2018 tarih, 2018/58-11 sayılı Soruşturma Raporunun düzenlendiği, Soruşturma Raporunda özetle;

 

11.1) Müşteki milletvekili tarafından; başvuran …’un 01.11.2012 tarihinde, bilgisi ve onayı dışında kaşe imzasını kullanarak “Milletvekili Araç Kartı” düzenlediği ve başvuranın kendi kullandığı şahsi araca gelen üç trafik cezasına yine tarafının izni olmadan itiraz ettiği, kendisinin bu durumu ancak üçüncü trafik cezasının iptal isteğinin, Kale Sulh Ceza Mahkemesi tarafından plakanın yanlış yazılmış olması nedeniyle reddedilmesi üzerine, evine gelen tebligatla 2013 yılında öğrendiği ve bu olaydan sonra kendi adına çıkartılan araç kartını iptal ettirmesi için talimat verdiği; ancak başvuranın kartın iptali yerine 28.05.2013 tarihinde kartın kayıp olduğuna dair yazı yazdığı ve araç kartının 11.05.2018 tarihine kadar aynı araçta kullanılmaya devam ettiği hususlarının iddia edildiği,

 

11.2) Başvuran tarafından; … plakalı özel bir şirkete ait olan araca, müştekinin kaşe imzasını kullanarak “Milletvekili Araç Kartı” çıkarttığı, bu aracı bir süre kendisinin kullandığı, bu araca yazılan trafik cezalarının iptal edilmesi için de yazı yazdığı hususlarını vermiş olduğu ifadesinde kabul ettiği; ancak bu yazıları müştekinin bilgisi dâhilinde yazdığını da belirttiği, sonrasında milletvekilinin 2013 yılında araç kartını iptal ettirmesini istediğini ve kendisinin de ifadesinde adı geçen arkadaşını arayarak araç kartını getirmesini istediğinde arkadaşının kartı imha ettiğini söylediği, bunun üzerine Sivil Savunma Birimini arayıp kartı arkadaşının parçalamış olduğunu söyleyince adı geçen Birimin kartın parçalarının getirilmesini istediği; ancak parçasının da bulunmadığını söylediğinde kartın kaybolduğuna ilişkin yazı yazılmasının tarafına iletildiği ve kendisinin de 28.05.2013 tarihinde milletvekilinin bilgisi dâhilinde yazıyı gönderdiği yönünde ifadede bulunduğu,

 

11.3) Başvuranın arkadaşı olduğunu belirttiği ve ifadesinde tanık olarak gösterdiği ismin konuyla ilgili tanık ifadesinde, başvuranın yaklaşık bir yıl boyunca aracı kullandığı, şahına ait bir araç aldığında ise aracı şirketlerine iade ettiği açıklamalarının bulunduğu, ifadenin devamında ise, milletvekili araç kartının akıbetiyle ilgili olarak, araç şoförünün kartı imha ederek torpido gözüne koyduğu ve olayın gerçekleştiği 11.05.2018 tarihinde müşteki şahsı adına çıkarılan araç kartının, aracı park eden üçüncü şahıs olan şoför tarafından aracın önüne konduğuna ilişkin ek beyanıyla birlikte, başvuranın ifadeleriyle uyumlu açıklamalarda bulunduğu,

 

11.4) Başvuranın Milletvekili Araç Kartı çıkartması ve de anılan araca yazılan trafik cezalarına müştekinin bilgisi ve onayı dışında milletvekili kaşe imzasını kullanarak itiraz yazısı yazdığı soruşturma sonucunda sübuta erdiği, bu fiillerin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 125/D-f maddesinde belirtilen "Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek” kapsamına girdiği, bununla birlikte bu fiillerin 2012 ve 2013 yıllarında işlendiği ve işlenme tarihinden bu yana yaklaşık 5 yıl geçtiği için, 657 sayılı Kanunun “Zamanaşımı” başlıklı 127 inci maddesinde "Bu Kanunun 125 inci maddesinde sayılan fiil ve halleri işleyenler hakkında … Disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar." hükmüne istinaden, bu fiillerle ilgili cezaların zamanaşımına uğradığı ve herhangi bir işlem tayinine gerek olmadığının saptandığı,

 

11.5) Ancak müştekinin, adına çıkartılan araç kartı için başvurana iptal talimatı vermesine rağmen, başvuranın kartı iptal ettirmeyerek kayıp olduğuna dair 28.05.2013 tarihinde yazı yazdığı ve kartı 11.05.2018 tarihine kadar aynı araçta kullanmaya devam ettirdiği için bu fiilin mütemadi suç kapsamında değerlendirildiği ve zamanaşımının bu noktada söz konusu olmadığına dair karar verildiği, bu doğrultuda, başvuranın kaybolmayan bir kart için TBMM İdare Amirliğine kartın kaybolduğuna dair yazı yazarak gerçeğe aykırı belge düzenlediğinin anlaşılması üzerine, adı geçene 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 125 inci maddesinin (D) bendinin (f) alt bendinde yer alan "Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek” fiili kapsamında değerlendirilen "1 Yıl Kademe İlerlemesinin Durdurulması” cezasının verilmesinin gerektiği,

 

hususlarının belirtildiği görülmüştür.

 

12) 06/07/2018 tarih ve 2018/2 karar no’lu TBMM Başkanlığı Disiplin Kurulu Kararıyla başvurana 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 125 inci maddesinin (D) bendinin (f) alt bendinde yer alan "Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek” fiili kapsamında değerlendirilen "1 Yıl Kademe İlerlemesinin Durdurulması” cezasının kabul edildiği anlaşılmaktadır. Başvuran, itiraz etmeyerek kesinleşen disiplin cezası üzerine Kurumumuza müracaat ederek cezasının kaldırılmasını talep etmektedir.

 

13) Başvurana verilen disiplin cezası usul ve esas bakımından incelendiğinde;

 

13.1) 5.2. numaralı paragrafta yer alan Kanun hükmünde, disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğrayacağı açıkça belirtilmiştir ve idare disiplin cezası verirken Kanunda öngörülen zamanaşımı süreleriyle bağlıdır.

 

13.2) "1 Yıl Kademe İlerlemesinin Durdurulması” cezasıyla cezalandırılan başvuranın, bu cezayı almasının nedeni sayılan evrakı 28.05.2013 tarihinde hazırladığı, başvuran ve tanık ifadelerinde ise başvuranın arabayı bir yıl kadar kullandıktan sonra şirkete iade ettiği ve zaten olayın gerçekleştiği gün olan 11.05.2018 tarihinde de arabanın başvuran dışında üçüncü bir şahıs tarafından kullanıldığı yönünde birbiriyle uyumlu ifadelerin yer aldığı görülmüştür.

 

13.3) Doktrinde, sahte belge düzenlendiğine dair iddialar için zamanaşımı süreleri hesaplanırken, sahte belgenin düzenlediği ancak kullanılmadığı durumlarda belgenin düzenlenme tarihi, eğer belge kullanılmış ise, en son kullanma tarihinin dikkate alındığı görülmektedir. Bu nedenle, eylemin en son işlendiği tarihin tespiti somut olayda önem arz etmektedir. Bununla birlikte, eylemin en son gerçekleştirildiği tarihin ne olduğu hususunda soruşturma dosyasında net bir tespitin bulunmadığı görülmüştür. Başvuran ve tanık ifadelerinde aynı doğrultuda verilen bilgilere göre, başvuranın, ifadelerde adı geçen şirkete arabayı iade ettiği tarihi esas almak gerekirse, söz konusu tarihin 2013-2014 yıllarına denk geldiği kabul edilerek fiilin 627 sayılı Kanunun 127 nci maddesi kapsamında ceza zamanaşımına uğrama ihtimalinin bulunduğu değerlendirilmiştir.

 

14) Öte yandan yukarıda 13.3. numaralı paragrafta yer verildiği üzere, fiilin ceza zamanaşımına uğrayıp uğramadığına ilişkin kesin bir değerlendirme yapılmasına olanak sağlayacak bilginin, soruşturma dosyasında yer almadığı görülmüştür. Yine soruşturma dosyasında sahteliği ileri sürülen evrakın milletvekilinin bilgisi dâhilinde düzenlenip düzenlenmediğine dair gerek milletvekilinin gerekse başvuranın ifadelerini destekler nitelikte bilgi ve belgelerin yer almadığı; örneğin, başvuranın adı geçen şirkete aracı hangi tarihte teslim ettiğine dair evrakların, olay günü aracı kimin kullandığına dair kamera kayıtlarının olup olmadığı bilgisinin veya olayın tarafı olarak anılan şoförün ifadesi gibi somut delillerin mevcut bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, şüpheden başvuranın yararlanması gerekirken, milletvekilinin ifadesi dikkate alınmış ve doğru kabul edilmiş; ancak başvuranın ifadesi ve hatta tanığının ifadesi değerlendirilerek, gerekli araştırmaya tabii tutulmamıştır.

 

15) Başvuranın milletvekili araç kartını olayın gerçekleştiği Mayıs 2018 tarihine kadar … plakalı araçta kasti olarak kullandığı ya da kullandırdığını gösteren herhangi bir delile de dosyada rastlanmamasına ve hatta araç firması sahibinin bu kartı şoförün imha etmeyerek torpido gözüne koymuş olduğuna dair ifade vermesine rağmen, söz konusu ifadelerin doğruluğu araştırılmadan, başvurana resmi evrakta sahtecilik yaparak aldığı kartı bu tarihe kadar kasıtlı kullanmış/kullandırtmış gibi ceza verildiği, irade dışı etkenlerin soruşturmada araştırılmadığı görülmüştür.

 

16) Halbuki Danıştay 16. Dairesinin 17.04.2015 tarihli E. 2015/8892, K. 2015/1827 kararında, hukukun genel ilkelerinden biri olarak kabul gören "masumiyet karinesi" gereği bir kimseyi suçlayan şahsın veya makamın iddiasını kanıtlaması gerektiğini; suçlanan kişinin, ilke olarak, suçu işlemediğini, suçsuz olduğunu kanıtlamakla yükümlü olmadığını ifade etmektedir. Mahkeme aynı kararında, masumiyet karinesinin bir sonucu olarak ortaya çıkan "şüpheden sanık yararlanır" ilkesine göre; suçlanan kişinin suçu işlediğini gösteren yeterli ve kesin delil yoksa kanaate ve inanca dayanılarak ceza verilemeyeceğini belirtmiş, “Öte yandan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Çelik(Bozkurt) kararında; başvuranın öğretmenlik mesleğinden çıkartılmasına ilişkin idari işlem ve idare mahkemesi kararını incelerken, masumiyet karinesinin ihlal, edildiğine karar vermiş ve masumiyet karinesinin disiplin hukukunda da geçerli bir ilke olduğuna hükmetmiştir.”“ ifadeleriyle kendi kararında da bu ilkelere vurgu yapmıştır.

 

17) Kurumumuzca yapılan değerlendirme neticesinde; yapılmış olan soruşturmada müşteki, başvuran ve tanık dinlenmiş olsa da, hüküm verilirken somut deliller ortaya konulmaksızın sadece müştekinin iddialarının temel alındığı ve yukarıda değinilen "masumiyet karinesi" ile "şüpheden sanık yararlanır" ilkeleri göz önünde tutulmadan, fiilin sübut bulduğu gerekçesiyle disiplin cezası verildiği, başvuranın araç giriş kartını en son kullanabileceği tarihin aracı firmaya teslim ettiği tarih olabileceği açık olduğundan disiplin cezası verme yetkisinin de zamanaşımına uğrama ihtimalinin de göz ardı edildiği gerekçeleriyle, başvurana verilen disiplin cezasında hukuka ve hakkaniyete uyarlık bulunmamaktadır.

 

B. İyi Yönetim İlkeleri Yönünden Değerlendirme

 

18) İyi yönetim ilkelerine 28/03/2013 tarihli ve 28601 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 6 ncı maddesinde yer verilmiş olup, idareden istenilen bilgi ve belgelerin süresi içinde ve gerekçeli olarak Kurumumuza gönderildiği ayrıca idarenin başvuranla ilgili işlemlerinde, makul sürede karar verme ve kararın geciktirilmeksizin bildirilmesi ilkelerine uygun davrandığı, ancak idari işleme karşı hangi sürede hangi mercilere başvurulabileceği bildirilmediğinden “karara karşı başvuru yollarının gösterilmesi” ilkesine uygun davranmadığı anlaşılmış olup idarenin bundan böyle bu ilkeye de uyması beklenmektedir.

 

VII. HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNE İLİŞKİN AÇIKLAMA

 

19) 6328 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, bu Tavsiye Kararının idareye tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde idare tarafından herhangi bir eylem ya da işlem tesis edilmezse (varsa) dava açma süresinden kalan süre işlemeye devam edecek olup, Ankara İdare Mahkemelerinde yargı yolu açıktır.

 

VI. KARAR

 

Açıklanan gerekçelerle BAŞVURUNUN KABULÜNE;

 

Başvuran hakkında uygulanan disiplin cezasının kaldırılması hususunda TBMM GENEL SEKRETERLİĞİNE TAVSİYEDE BULUNULMASINA,

 

6328 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, ilgili idare tarafından bu karar üzerine tesis edilecek işlemin otuz gün içinde Kurumumuza bildirilmesinin zorunlu olduğuna,

 

Kararın BAŞVURANA ve TBMM GENEL SEKRETERLİĞİNE tebliğine,

 

Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisi’nce karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy