Kamu Denetçiliği Kurumu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(2709 S. K. m. 2, 3, 10)

 

SAYI: 95802452-101.07.04-E.5632

BAŞVURU NO: 2018/10878

KARAR TARİHİ: 04/03/2019

 

TAVSİYE KARARI

 

BAŞVURAN:

 

BAŞVURAN VEKİLİ / TEMSİLCİSİ:

 

BAŞVURUYA KONU İDARE: Milli Eğitim Bakanlığı

 

BAŞVURUNUN KONUSU: Başvuranın ödediği İLKSAN aidatlarının iadesi talebi hakkındadır.

 

BAŞVURU TARİHİ: 8.9.2018

 

I. BAŞVURANIN İDDİA VE TALEPLERİ

 

1. Başvuran, 1995 yılında sınıf öğretmeni olarak göreve başladığını, sınıf öğretmenliğinde 4 yıl 10 ay çalıştığını, 1999 yılında Fen Bilimleri öğretmenliğine atandığını, İLKSAN’a (İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı) üye olduğu için maaşından aidat kesintisi yapıldığını, zorunlu tutularak kesilen aidatların iade edilmesi gerektiğini ifade ederek sınıf öğretmeni olarak çalıştığı dönem için kesilen bu aidatların yasal faiziyle tarafına iadesini talep etmektedir.

 

II. İDARENİN BAŞVURUYA İLİŞKİN AÇIKLAMALARI

 

2. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gönderilen 22/11/2018 tarih ve E. 22449382 sayılı cevabi yazı ve eklerinde; başvuranın 02/02/1995 tarihinde İLKSAN üyeliğinin başladığı, 30/11/1999 tarihinde branş değişikliği nedeniyle üyeliğinin sona erdiği, bu süre boyunca 4 yıl 9 ay üyelik aidatı ödediği, İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı Aidat ve Sosyal Yardımlar Yönetmeliğinin 20 nci maddesi gereğince beş tam yıl üyeliği bulunmadığından aidatlarının iadesinin mümkün olmadığı ancak ileriki bir tarihte üyelik kapsamında bir göreve dönmesi halinde geçmişteki üyeliğinin değerlendirmeye alınacağı belirtilmiştir.

 

III. İLGİLİ MEVZUAT

 

3. 18/10/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 3.1. “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10 uncu maddesinde; “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.,,, Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” hükmü,

 

3.2. “Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı” başlıklı 74 üncü maddesi; “Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikayetleri inceler.” hükmü,

 

3.3. “Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması” başlıklı 13 üncü maddesinde; “(Değişik: 3/10/2001-4709/2 md.) Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.” hükmü,

 

3.4. “Mülkiyet hakkı” başlıklı 35 inci maddesinde; “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” hükmü,

 

3.5. “Sosyal güvenlik hakkı” başlıklı 60 ıncı maddesinde; “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.” hükmü,

 

4. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Ek Protokol No. 1’in “Mülkiyetin korunması” başlıklı 1 inci maddesinde, “Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir.” hükmü,

 

5. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 77 nci maddesinde; "Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur" hükmü,

 

6. 4357 sayılı Hususi İdarelerden Maaş Alan İlkokul Öğretmenlerinin Kadrolarına, Terfi, Taltif ve Cezalandırılmalarına ve Bu Öğretmenler İçin Teşkil Edilecek Sağlık ve İçtimai Yardım Sandığı İle Yapı Sandığına ve Öğretmenlerin Alacaklarına Dair Kanunun 11 inci Maddesinde “Maarif Vekaleti bütçesinden maaş alan ilkokul öğretmenleri, ilkokul yardımcı ve stajyer öğretmenleri, yetiştirme yurtları öğretmenleri, arızalı çocuklara ilk tahsillerini veren müesseselerin öğretmenleri, Maarif müdürleri, ilköğretmen, müfettiş ve denetmenleri, uygulama okulu öğretmenleri, İlköğretim Umum Müdürlüğü ve maarif müdürlüklerinde vazifeli memurlar ile Sandık işlerinde çalışan memurlar Sandığa azadırlar….Sandığın gelirleri şunlardır: 1 - Azalardan umumi heyetçe tesbit edilecek miktarda her ay kesilecek aidat (azanın her terfi ettiği ayı takibeden ayda bu aidat yalnız o aya mahsus olmak üzere iki misli olarak alınır.)…” hükmü,

 

7. 22/3/1995 tarihli ve 22235 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı Anastatüsü’nün 18 inci maddesinde, “ (2) (Değişik:RG-7/7/2018-30471) Sandık üyesi iken;

 

a) 120 ay aidat ödemiş olanlardan emekliye ayrılanlar,

 

b) 1/6/2012 tarihinden sonra Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde üyelik kapsamı dışında bir başka göreve atananlar, istemeleri halinde üyeliklerini sürdürebilirler. İsteğe bağlı olarak üyelik sürdürenler yürürlükte bulunan Sandık Mevzuatına tabi olurlar.

 

(4) (Değişik:RG-7/7/2018-30471) Üyelik kapsamında iken, Sandığa en az 120 ay aidat ödemiş olanlardan, herhangi bir nedenle üyeliği sona erenlere talep etmeleri halinde, birikmiş aidatları yasal faizi ile birlikte ödenir. Bu kişilere emekli yardımı ödenmez. Ancak bu kişiler, isterlerse Sosyal Güvenlik Kurumundan emekli olacakları tarihe kadar bekleyip, Sandıktaki birikmiş aidatları ve son ödedikleri aidat tutarı esas olmak kaydı ile Emekli Yardımı alabilirler.

 

(5) Üyelikleri sona erenlere, 120 ayını doldurmadan emekli olanlara ve daha önce emekli yardımı almış olanlara; ödemiş oldukları aidatlar, ödendiği tarihler dikkate alınarak tahakkuk ettirilecek yasal faizi ile birlikte iade edilir.” hükmü,

 

8. 9 Eylül 1985 tarihli ve 2195 sayılı Tebliğler Dergisinin Ek Sayısında yayımlanan İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı Aidat ve Sosyal Yardımlar Yönetmeliğinin 20 nci maddesinde “Üyeliklerine sona verilenlerden en az beş yıl aidat yatıranların birikmiş aidatları Sandık Genel Kurulunca tespit edilecek usul ve esaslara göre tasfiye edilir.” hükmü,

9. Aralık 2007 tarihli ve 2603 sayılı Tebliğler Dergisinde yayımlanan İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı Aidat ve Sosyal Yardımlar Yönetmeliğinin 12 inci maddesinde “(1) Üyeliği sona erenlerin aidatları; a) Üyelik kapsamında ve toplam olarak en az beş yıl aidat ödemiş olanlara, b) Üyelik kapsamında on tam yılını doldurmadan emekli olanlara, c) Daha önce emekli yardımı almış olanlara, birikmiş aidatlarının toplamı yüzde elli fazlası ile kendilerine iade edilir.” hükmü,

 

10. Ekim 2017 tarihli ve 2721 sayılı Tebliğler Dergisinde yayımlanan İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı Aidat ve Sosyal Yardımlar Yönetmeliğinin “Aidatların iadesi” başlıklı 14 üncü maddesinde, “(1) Üyelik sürelerine bakılmaksızın; a) Sandık üyesi iken üyelikleri sona erenlere, b) Emekli olduğu tarihte 120 ayını doldurmamış olanlara, c) Üyelik kapsamında iken, Sandığa en az 120 ay aidat ödemiş olanlardan, herhangi bir nedenle üyeliği sona erenlere talep etmeleri halinde, ç) Sandıktan emekli yardımı almış olup, tekrar üyelik kapsamında bir göreve dönenlere, ödemiş oldukları aidatları, ödendiği tarihler dikkate alınarak yasal faizi ile birlikte kendilerine iade edilir, ayrıca emekli yardımı ödemesi yapılmaz.” hükmü yer almaktadır.

 

IV. KAMU DENETÇİSİ SADETTİN KALKAN’IN KAMU BAŞDENETÇİSİ'NE ÖNERİSİ

 

11. Başvuranın iddiaları, idarenin konu ile ilgili açıklamaları, ilgili mevzuat ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tesis edilen işlemde hukuka aykırılık tespit edilemediğinden başvurunun reddi yönünde hazırlanan “Ret Kararı Önerisi” Kamu Başdenetçisi’ne sunulmuştur.

 

V. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE

 

A. Hukuka ve Hakkaniyete Uygunluk Yönünden Değerlendirme

 

12. 30/11/1999 tarihinde branş değişikliği sonucunda İLKSAN üyeliğinden ayrılan başvuran Sandık aidatlarının tarafına iadesini talep etmektedir.

 

13. Başvuranın sandık üyeliğinin 02/02/1995 tarihinde başladığı, İLKSAN üyeliğinden branş değişikliği nedeniyle 30/11/1999 tarihinde ayrıldığı ve toplamda 4 yıl 9 ay aidat ödemesi yaptığı, 13 Ocak 1943 tarihli ve 4357 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Maarif Vekaleti bütçesinden maaş alan İlkokul öğretmenleri (sınıf öğretmenleri), ilkokul yardımcı ve stajyer öğretmenleri, arızalı çocuklara ilk tahsilini veren müesseselerin öğretmenleri, Maarif Müdürleri, İlköğretim Müfettiş ve Denetmenleri, Uygulama Okulu öğretmenleri, İlköğretim Umum Müdürlüğü ve Maarif Müdürlüklerinde vazifeli memurlar ile Sandık işlerinde çalışan memurlar Sandığa azadırlar” amir hüküm uyarınca, Kanunda sayma suretiyle belirtilen görevlere atananların İLKSAN'A zorunlu üye olmaları nedeniyle başvuranın zorunlu olarak İLKSAN’a üyeliğinin başlatıldığı, ardından branş değişikliği gerçekleştiğinden başvuranın zorunlu üyelik kapsamından çıktığı anlaşılmaktadır. İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı Anastatüsü’nün 18 inci maddesinin dördüncü fıkrasında, üyelik kapsamında iken, Sandığa en az 120 ay aidat ödemiş olanlardan, herhangi bir nedenle üyeliği sona erenlere talep etmeleri halinde, birikmiş aidatları yasal faizi ile birlikte ödeneceği, ve beşinci fıkrasında ise üyelikleri sona erenlere, 120 ayını doldurmadan emekli olanlara ve daha önce emekli yardımı almış olanlara; ödemiş oldukları aidatların ödendiği tarihler dikkate alınarak tahakkuk ettirilecek yasal faizi ile birlikte iade edileceğinin hüküm altına alındığı görülmektedir. Yine, İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı Aidat ve Sosyal Yardımlar Yönetmeliğinin “Aidatların iadesi” başlıklı 14 üncü maddesinde, üyelik sürelerine bakılmaksızın; sandık üyesi iken üyelikleri sona erenlere, emekli olduğu tarihte 120 ayını doldurmamış olanlara, üyelik kapsamında iken, Sandığa en az 120 ay aidat ödemiş olanlardan, herhangi bir nedenle üyeliği sona erenlere talep etmeleri halinde, Sandıktan emekli yardımı almış olup, tekrar üyelik kapsamında bir göreve dönenlere, ödemiş oldukları aidatların ödendiği tarihler dikkate alınarak yasal faizi ile birlikte iade edileceği düzenlenmiştir.

 

14. Eylül 1985 tarihli ve 2195 sayılı Tebliğler Dergisinin Ek Sayısında yayımlanan İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı Aidat ve Sosyal Yardımlar Yönetmeliğinin 20 nci maddesi ile daha sonraki tarihli Aralık 2007 tarihli ve 2603 sayılı Tebliğler Dergisinde yayımlanan İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı Aidat ve Sosyal Yardımlar Yönetmeliğinin 12 inci maddesinde, üyelikten ayrılanlara aidat iadesinin yapılması en az beş yıl süreyle aidat yatırma şartı aranırken, daha sonra Yönetmelikte yapılan değişiklikle Ekim 2017 tarihli ve 2721 sayılı Tebliğler Dergisinde yayımlanan İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı Aidat ve Sosyal Yardımlar Yönetmeliğinin “Aidatların iadesi” başlıklı 14 üncü maddesinde, üyelik sürelerine bakılmaksızın sandık üyesi iken üyelikleri sona erenlere süre şartı aranmaksızın aidatların iade edilmesi yönünde değişiklik yapıldığı tespit edilmiştir.

 

15. Anayasa Mahkemesinin 29/11/2017 tarihli ve 2016/192 E., 2017/160 K. sayılı kararında tüzel kişiliğe sahip bir kamu kurumu olan İLKSAN ile üyeleri arasındaki ilişkinin kamu hukuku ilke ve kurallarına tabi olduğu, dolayısıyla İLKSAN üyeliğinde irade serbestisi ve sözleşme özgürlüğünden bahsedilemeyeceği tespitlerine yer verildikten sonra 4357 sayılı Kanunun 11’inci maddesinin ikinci fıkrası ile getirilen zorunlu üyeliğin Anayasanın 48’inci maddesinde düzenlenen sözleşme hürriyetine aykırı olmadığına oyçokluğu ile karar verilmiştir.

 

16. Somut olayda; idarenin sözleşme süresi beş yılın altında kaldığı gerekçesiyle başvurana ödemiş olduğu aidatları iade etmediği görülmektedir. 4357 sayılı Hususi İdarelerden Maaş Alan İlkokul Öğretmenlerinin Kadrolarına, Terfi, Taltif ve Cezalandırılmalarına ve Bu Öğretmenler İçin Teşkil Edilecek Sağlık ve İçtimai Yardım Sandığı İle Yapı Sandığına ve Öğretmenlerin Alacaklarına Dair Kanunun 11 inci Maddesinde zorunlu üyelik usulü öngörülmüştür. Bu nedenle zorunlu üyelik ve zorunlu aidat usulü gibi kamu gücü ayrıcalıklarına sahip olan Kuruma Kanunla verilen bu yetkilerle başvuranın aylığından yapılan kesintilerin mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

 

17. Anayasamızın 2 nci maddesinde hukuk devleti ilkesi yer almaktadır. Doktrinde ve yargısal içtihatlarda hukuk devleti, insan haklarına saygı gösteren ve bu haklara koruyucu, adil bir hukuk düzeni kuran ve bunu devam ettirmeye kendini zorunlu sayan ve bütün etkinliklerinde hukuka ve Anayasaya uyan devlet olarak tanımlanmaktadır. Hukuk devletinde, yasa koyucu da dahil olmak üzere devletin tüm organları üstünde hukukun mutlak bir egemenliğe sahip olması, yasa koyucunun yasama etkinliklerinde kendisini her zaman Anayasa ve hukukun üstün kuralları ile bağlı tutması gerekir. Hukuk devleti ilkesinin bir göstergesi de, kamu otoritesinin tüm işlem, eylem ve tasarruflarında hukuk kuralları ile bağlı olmasıdır.

 

18. Günümüzde devam eden küreselleşme sürecinde mülkiyet hakkının her şeyden öte öncelikli olarak bir insan hakkı olduğu, sadece bir eşya hukuku meselesi olarak değerlendirilemeyeceği, yadsınamaz bir gerçektir. (GEMALMAZ, Burak, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Açısından Mülkiyet Hakkının Sınırlanmasında Adil Denge İlkesi”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, Cilt 69, Sayı 1, Y. 2011, s. 650). Temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması esnasında uyulması gereken genel ilkeler Anayasanın 13 üncü maddesi ile teminat altına alınmış bulunmaktadır. Bu doğrultuda, Anayasanın 35 inci maddesinde temel bir insan hakkı olarak değerlendirilen mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla ve kanunla sınırlanabileceği öngörülmektedir.

 

19. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri gereğince, her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı olduğu, bir kimsenin, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabileceği düzenlenmiş olup, söz konusu uluslararası metne uygun bir biçimde Anayasanın 35 inci maddesinde de, herkesin sahip olduğu mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacı ile kanunla sınırlanabileceği öngörülmüşken, Anayasanın 13 üncü maddesinde temel hak ve hürriyetlerin sınırlanmasına ilişkin genel hüküm getirilmiş, buna göre temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği ve bu sınırlamaların, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı, Anayasanın 15 inci maddesinde ise, temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının kısmen veya tamamen durdurulabilmesinin mümkün olduğu olağanüstü hallerde dahi milletlerarası hukuktan doğan yükümlülüklerin ihlâl edilmemesi ve kısıtlamanın durumun gerektirdiği ölçüde olması zorunluğunun öngörüldüğü görülmektedir.

 

20. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne göre; "Mal ve mülk" kavramı iç hukukumuzdaki tanımdan bağımsız olarak ayrı ve çok geniş bir anlama sahiptir. Mahkemeye göre; "Mal ve mülk" kavramının maddi varlığa sahip her türlü taşınır ya da taşınmaz malı içerdiği gibi, maddi varlığa sahip olmayan hak ve menfaatleri, mameleke dahil her türlü aktifi, mali ve ekonomik değeri olan hisseler, patentler, tahkim kararları, emeklilik maaşı hakkı, sosyal katkı payları, kira hakları gibi değerleri de içerdiği, yani mülkiyet hakkının kapsamına bilumum ekonomik hakların girdiği söylenebilir. Bu tanıma göre aylık maaş ve ücret Anayasamıza göre temel bir insan hakkı olan mülkiyet hakkı kapsamındadır. Türk Medeni Kanununun “Mülkiyet hakkının içeriği” başlıklı 683 üncü maddesine göre bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Hukuk devletinin temel kurallarını oluşturan bu hükümler dikkate alındığında zorunlu üyelik ve zorunlu aidat usulü gibi kamu gücü ayrıcalıklarına sahip olan Kuruma Kanunla verilen bu yetkilerle başvuranın aylığından yapılan kesintiler ve bu kesintilerin iade edilmemesi, yani maaş ve ücretin bir kısmının veya

tamamının kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisinin kısıtlanması mülkiyet hakkının ihlali niteliği taşımaktadır.

 

21. Kurumumuzca 30/7/2018 tarihinde 2018/985 Başvuru No.lu dosya hakkında İLKSAN’ın kuruluş amacı ve işleyişi bakımından derneklerin kamu hukukundaki bir görünümü olduğu, zorunlu üyelik arayan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarındaki meslek mensupları arasında vesayet denetimi yapmak suretiyle disiplin sağlayarak kamu düzenini sağlamak amacından ziyade tamamen nimet külfet dengesinin gözetilmesi ilkesine bağlı ekonomik amaç güden kuruluş olduğu, dolayısıyla ilgili yardımdan faydalanmak istemeyen meslek mensuplarının üyeliğe zorlanması kuruluşun amacı ile uyumlu olmadığı değerlendirilerek üyeliğin zorunlu tutulmaması gerektiği konusunda idareye tavsiyede bulunulmuştur.

 

22. Anılan kararda, 4357 sayılı Kanunun 11’inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan zorunlu üyeliğe ilişkin düzenlemenin sözleşme hürriyetine aykırı olmadığı ve toplu sözleşme ile ihtiyari hale getirilemeyeceği anlaşılmakla birlikte mezkûr madde kapsamında zorunlu üye olan öğretmenlerin hali hazırda 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu veya 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında sosyal güvenlik hakkından faydalanıyor olmalarının, toplu sözleşmelerde İLKSAN üyeliğinin ihtiyari hale getirilmesi noktasında ortaya çıkan iradenin ve ayrıca İLKSAN ile benzer şekilde tamamlayıcı sosyal güvenlik sistemi olan bireysel emekliliğin düzenlendiği 28/03/2011 tarihli 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununda yer alan gönüllü katılımın ve katılımı artırmaya yönelik teşvik edici düzenlemelerin göz önünde bulundurulması gerektiği, tamamlayıcı sosyal güvenlik hizmeti sunan kuruluşlara üyeliğin irade serbestisine bırakılarak bireylere ilave külfet yüklenmemesinin ve mevcut uygulamayı sürdürmenin elzem olduğu düşünülüyor ise kanuni zorunluluk yerine katılımı özendirici politikalar uygulamanın hakkaniyete daya uygun düşeceği değerlendirmesine yer verilerek zorunlu İLKSAN üyeliğinin hakkaniyete aykırı olduğu gerekçesinden hareketle 4357 sayılı Kanunun 11’inci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen zorunlu İLKSAN üyeliğinin ihtiyari hale getirilmesi yönünde gerekli mevzuat değişikliği çalışmalarının yürütülmesi için Milli Eğitim Bakanlığına tavsiyede bulunulmasına karar verilmiştir.

 

23. Yine Kurumumuzca 11/09/2017 tarihinde 2017/2040 dosya numaralı başvuru hakkında verilen Tavsiye Kararında ise 205 sayılı Ordu Yardımlaşma Kurumu Kanununun 17’nci maddesinde düzenlenen zorunlu üyelik ve 18’inci maddesinde düzenlenen zorunlu aidat kesilmesi usulünün kaldırılması hususunda mevzuat değişikliği çalışması yapılması tavsiyesinde bulunulmuştur. Anılan kararda, 205 sayılı Ordu Yardımlaşma Kurumu Kanununda yer alan Kurum üyelik müddetleri üç seneyi geçmeyenlere hiçbir aidat iadesi yapılmayacağına ilişkin hüküm uyarınca başvuranın sözleşmesinin 2 yıl 8 ay sonra sona erdirilmesi olması gerekçesiyle aidat iadesi yapılmaması işlemi hakkında,, 205 sayılı Ordu Yardımlaşma Kurumu Kanununda 23 üncü maddesinde yer alan “… Ancak, Kurum üyelik müddetleri üç seneyi geçmeyenlerle geçici üyelere hiçbir aidat iadesi yapmaz.”, hükmünün üyelik zorunlu tutulurken aidat iadesinin süre şartına bağlanmasının hakkaniyete uygun olmadığı, zorunlu üyelik ve zorunlu aidat usulü gibi kamu gücü ayrıcalıklarına sahip olan Kuruma Kanunla verilen bu yetkilerle başvuranın aylığından yapılan kesintiler ve bu kesintilerin iade edilmemesi, yani maaş ve ücretin bir kısmının veya tamamının kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisinin kısıtlanmasının mülkiyet hakkının ihlali olduğu, zorunlu aidat kesilmesi usulü ile aidat ödeyen bir kısım personel çeşitli haklardan faydalanabilirken bir kısım personelin süre şartı nedeniyle aidatlarının dahi iade edilmemesi usulüyle kanun önünde eşitlik ilkesinin ve mülkiyet hakkının ihlal edilerek temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırıldığı, söz konusu sınırlamanın Anayasada temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasına ilişkin genel hükümlere aykırı olduğu değerlendirmesinde bulunularak tavsiye kararı verilmiştir.

 

24. Kurumumuzca yapılan değerlendirme neticesinde; başvuranın Sandık üyeliği süresince tabi olduğu İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı Aidat ve Sosyal Yardımlar Yönetmeliğinde düzenlenen aidatların iadesi için asgari bir süre aidat ödemiş olma şartı ile aidat ödeyen bir kısım personel çeşitli haklardan faydalanabilirken bir kısım personelin süre şartı nedeniyle aidatlarının dahi iade edilmemesi usulüyle kanun önünde eşitlik ilkesinin ve mülkiyet hakkının ihlal edilerek temel hak ve hürriyetlerin alt düzenleyici işlemlerle sınırlandırıldığı, söz konusu sınırlamanın Anayasada temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasına ilişkin genel hükümlere aykırı olduğu ve bu nedenle de başvuranın mevzuatta belirtilen süre şartını taşımadığı gerekçesiyle ödemiş olduğu aidat tutarının iadesi talebinin reddedilmesi işleminin hukuk ve hakkaniyetle bağdaşmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.

 

B. İyi Yönetim İlkeleri Yönünden Değerlendirme

 

25. İyi yönetim ilkelerine 28/03/2013 tarihli ve 28601 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin “İyi yönetim ilkeleri” başlıklı 6 ncı maddesinde yer verilmiş olup; Kurumumuzun bilgi ve belge talebine süresi içinde cevap verildiği, İdarelerin başvuranla ilgili işlemlerinde ‘makul sürede karar verme’, ‘hesap verilebilirlik’, ‘şeffaflık’, ‘kararın geciktirilmeksizin bildirilmesi’ ilkelerine uygun davrandığı, ancak İdarelerin, şikâyetçiye verdiği cevaplarda hangi sürede hangi mercilere başvurabileceğini göstermediği bu nedenle ‘karara karşı başvuru yollarının gösterilmesi’ ilkesine uymadığı tespit edildiğinden, İdarelerin bahse konu ilkelere uygun davranması önerilmektedir.

 

VI. HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNE İLİŞKİN AÇIKLAMA

 

26. 6328 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, bu Tavsiye Kararının idareye tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde idare tarafından herhangi bir eylem ya da işlem tesis edilmezse dava açma süresinden kalan süre işlemeye devam edecek olup, ilgili idarenin işlemine karşı (varsa) dava açma süresinden arta kalan süre içinde Edirne İdare Mahkemesinde yargı yolu açıktır.

 

VII. KARAR

 

Yukarıda açıklanan gerekçe ve dosya kapsamına göre, BAŞVURUNUN KABULÜNE;

 

Başvuranın ödemiş olduğu aidatların iade edilmesi yönünde işlem tesis edilmesi için MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINA TAVSİYEDE BULUNULMASINA,

 

6328 sayılı Kanunun 20 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bu karar üzerine tesis edilecek işlemin otuz gün içinde Kurumumuza bildirilmesinin zorunlu olduğuna,

 

Kararın BAŞVURANA ve MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINA tebliğine,

 

Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisince karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy