Johnson & Johnson Medikal Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin bayileri ile imzalayacağı “Münhasır Olmayan Bayilik Sözleşmesi”ne bireysel muafiyet tanınması talebi - Karar Sayı 17-20/319-141
Karar Dilini Çevir:
Rekabet Kurumu
Karar Sayısı: 17-20/319-141
Karar Türü: Menfi Tespit ve Muafiyet
Konu: Johnson & Johnson Medikal Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin bayileri ile imzalayacağı “Münhasır Olmayan Bayilik Sözleşmesi”ne bireysel muafiyet tanınması talebi
Karar Tarihi: 03.07.2017



Rekabet Kurumu Başkanlığından,
REKABET KURULU KARARI
Dosya Sayısı : 2016-3-66 (Muafiyet/Menfi Tespit)
Karar Sayısı : 17-20/319-141
Karar Tarihi : 03.07.2017
A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER
Başkan : Prof. Dr. Ömer TORLAK
Üyeler : Arslan NARİN (İkinci Başkan), Adem BİRCAN
Şükran KODALAK, Mehmet AYAN
B. RAPORTÖRLER: Emin Cenk GÜLERGÜN, Ömer Volkan YAZAR,
Mehmet GERÇEK
C. BİLDİRİMDE
BULUNUNAN : Johnson and Johnson Medikal Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
Temsilciler: Av. Şahin ARDIYOK, Av. Belit POLAT
Büyükdere Cad. Bahar Sokak No: 13, River Plaza Kat 11-12,
34394 Levent, Şişli/İstanbul
(1) D. DOSYA KONUSU: Johnson & Johnson Medikal Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin
bayileri ile imzalayacağı “Münhasır Olmayan Bayilik Sözleşmesi”ne bireysel
muafiyet tanınması talebi.
(2) E. DOSYA EVRELERİ: Rekabet Kurumu kayıtlarına 28.11.2016 tarih ve 6904 sayı ile
giren bildirim üzerine düzenlenen 30.06.2017 tarih ve 2016-3-66/MM sayılı Menfi
Tespit/Muafiyet Raporu görüşülerek karara bağlanmıştır.
(3) F. RAPORTÖR GÖRÜŞÜ: İlgili raporda;
- Johnson & Johnson Medikal Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin (J&J MEDİKAL)
bayileri ile imzalayacağı “Münhasır Olmayan Bayilik Sözleşmesi” (Sözleşme)
başlıklı anlaşmanın, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (4054
sayılı Kanun) 4. maddesi kapsamında olduğu,
- Sözleşme’nin 2.6. maddesinde düzenlenen rekabet etmeme yükümlülüğünün
mevcut halinin 2002/2 sayılı Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği
(2002/2 sayılı Tebliğ veya Tebliğ) kapsamında değerlendirilemeyeceği, ilgili
düzenlemenin diğer hükümlerden ayrılabilir nitelikte olmaması nedeniyle
Sözleşme’nin bütünüyle 2002/2 sayılı Tebliğ ile sağlanan grup muafiyetinden
faydalanamayacağı,
- Sözleşme’nin 2.6. maddesinin, rekabet etmeme yükümlülüğünün yalnızca bayiyi
ve bunu kontrol eden kişileri bağlaması ve yine yalnızca rakip ürünlerle sınırlı
tutulması (“diğer bir surette ürünlerin satışını olumsuz etkileyebilecek ürünler”
ifadesi çıkarılarak) şartıyla, Sözleşme’ye 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesi
kapsamında bireysel muafiyet tanınabileceği
ifade edilmiştir.
G. İNCELEME VE DEĞERLENDİRME
(4) İlgili başvuruda J&J MEDİKAL ile bu teşebbüsün bayileri arasında imzalanacak olan
Münhasır Olmayan Bayilik Sözleşmesi’ne bireysel muafiyet tanınması talep edilmiştir.

17-20/319-141
2 / 8

(5) 2002/2 sayılı Tebliğ’in 2. maddesinin ikinci fıkrasında, Tebliğ ile sağlanan muafiyetin,
sağlayıcının dikey anlaşma konusu mal veya hizmetleri sunduğu ilgili pazardaki
payının %40’ı aşmaması durumunda uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu nedenle, ilgili
pazarın belirlenmesi, başvuru konusu Sözleşme’nin Tebliğ kapsamında grup
muafiyetinden faydalanıp faydalanmayacağının tespiti açısından önemli olmakla
birlikte; bildirim konusu Sözleşme’nin muafiyetten yararlanıp yararlanmayacağına dair
değerlendirmeyi etkilemeyeceği anlaşıldığından, kesin bir pazar tanımı yapılmasına
gerek görülmemiştir. Aşağıda yapılan değerlendirmeler, bildirim formunda sunulan
pazar bilgilerine göre yapılmıştır.
G.1. Sözleşme’nin İçeriği
(6) Başvuruya konu Sözleşme’nin,
 2.1.a maddesinde; bayinin Türkiye içinde münhasır olmayacak şekilde atandığı,
J&J MEDİKAL’in başka münhasır olmayan bayileri atama hakkının saklı olduğu,
bayilerin Türkiye dışına doğrudan veya dolaylı satış yapamayacağı,
 2.1.b maddesinde; bayinin ürünleri satacağı kişilerden bunların ilgili ürünleri
Türkiye dışına satmayacağı hususunda yazılı taahhüt alacağı, bayinin ihracat
yasağı yükümlülüğünü ihlal etmesi durumunda J&J MEDİKAL’in Sözleşme’yi
feshedebileceği veya cezai şart talep edebileceği,
 2.1.c maddesinde; bayinin, Sözleşme’nin A1 eki ile belirlenen ve J&J MEDİKAL’in
kendisine ya da başka bir dağıtıcıya veya bayiye münhasıran tahsis ettiği müşteri
grubuna aktif satış yapamayacağı,
 2.1.d maddesinde; Sözleşme’nin A2 ekinde belirtilen bölge ve/veya hastaneler
hakkındaki deneyimi, iletişimi ve bilgisi dahilinde, bayinin faaliyetlerini yine aynı
ekte belirlenmiş olan odak alana yoğunlaştıracağı, ancak bu alanın bayiye
münhasır olarak tahsis edilmediği ve bu alana J&J MEDİKAL’in ve/veya başka bir
bayinin satış yapabileceği, bayinin de Türkiye içinde herhangi bir bölgeye veya
hastaneye satış yapmakta serbest olacağı,
 2.6. maddesinde; J&J MEDİKAL önceden yazılı onay vermedikçe bayinin, bayinin
hissedarlarının, bayi ile doğrudan veya dolaylı olarak bağlı olan herhangi bir
şirketin ve/veya bağlı şirketin hissedarlarının, ürünler ile rekabet eden, ürünlerin
yerine geçebilecek, onları ikame edebilecek veya diğer bir surette ürünlerin satışını
olumsuz etkileyebilecek ürünler de dahil olmak üzere, rakip hiçbir ürünün
üretiminde, satışında, dağıtımında ve/veya pazarlanmasında herhangi bir menfaat
sahibi olmayacağı ve/veya doğrudan veya dolaylı olarak faaliyette bulunmayacağı,
rekabet etmeme yükümlülüğünün Sözleşme’nin yürürlükte olması koşuluyla beş
yıl geçerli olacağı,
 4.5. maddesinde; bayinin, ürünleri J&J MEDİKAL tarafından bildirilecek azami
satış fiyatlarından daha yüksek bir fiyatla satmayacağı
düzenlenmiştir.

17-20/319-141
3 / 8

G.2. 4054 Sayılı Kanun’un 4. Maddesi’ne Göre Değerlendirme
(7) 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesinde, “Belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan
veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya
bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar,
uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri” yasaklanmaktadır.
(8) Sözleşme’nin 2.1.a ve 2.1.b maddesi ile bayiye yurt dışına satış yasağı getirilmektedir.
Beşeri ilaç piyasasını konu alan Rekabet Kurulu (Kurul) kararlarında, alıcıya getirilen
benzer kısıtlamalar 4054 sayılı Kanun kapsamında kabul edilmemiştir. Söz konusu
kısıtlamaların Türkiye piyasasını hedeflememesi, dolayısıyla ülke sınırları dahilinde
etki doğurmayacak olması bu yaklaşımın gerekçesini oluşturmaktadır. Bu çerçevede,
başvuru konusu Sözleşme’nin ilgili hükümlerinin de 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi
kapsamında olmadığı değerlendirilmiştir.
(9) Bildirim konusu anlaşmanın başlığı “Münhasır Olmayan Bayilik Sözleşmesi”dir.
Yukarıda da belirtildiği gibi, Sözleşme’nin 2.1.d maddesinde, bayinin faaliyetlerini
yoğunlaştırması beklenen ve Sözleşme’nin A2 ekinde belirlenen bir odak alanın söz
konusu olacağı düzenlenmiştir. Aynı maddenin devamında ise, odak alanın münhasır
bir bölge anlamına gelmediği, J&J MEDİKAL’in veya başka bir bayinin bu alana satış
yapabileceği, bayinin de Türkiye içinde herhangi bir bölge veya hastaneye satış
yapmakta serbest olduğu belirtilmiştir. Başvuruda yapılan ilgili açıklamalar da,
Sözleşme ile münhasırlık getirilmeyeceği yönündedir.
(10) Diğer yandan, aynı Sözleşme’nin 2.1.c maddesinde, J&J MEDİKAL’in kendisine ya da
başka bir dağıtıcıya veya bayiye münhasıran tahsis edeceği müşteri grubundan
bahisle, bayinin bu gruba aktif satış yapamayacağı öngörülmüştür. Bu noktada, başta
2.1.d maddesi olmak üzere Sözleşme’nin muhtelif kısımlarındaki münhasırlık
öngörülmediği yönündeki ifadeler karşısında, 2.1.c maddesi hükmünün belirsizlik
yarattığı kanaati oluşmuştur. Ancak Sözleşme’nin 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi
kapsamında olup olmadığı tartışması bakımından, diğer hükümler ile alıcıya rekabet
etmeme yükümlülüğü ve aktif satış yasağı gibi kısıtlamalar getirilmiş olması
belirleyicidir. Buna göre, Sözleşme’nin 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında
yer aldığı sonucuna ulaşılmıştır.
G.3. 2002/2 Sayılı Tebliğ’e Göre Değerlendirme
(11) 2002 sayılı Tebliğ’in 2. maddesinin ikinci fıkrasına göre, “Tebliğ ile sağlanan muafiyet,
sağlayıcının anlaşma konusu malları sağladığı pazardaki pazar payının %40’ı
aşmaması halinde” uygulanabilmektedir. J&J MEDİKAL’in açık cerrahi ürünlerinde
akışkan kanama durdurucular, kapalı cerrahi ürünlerinde ise ultrasonik diseksiyon
makasları/ultrasonik uçlar ve endoskopik klip atıcılardaki pazar paylarının Tebliğ’in 2.
maddesinde belirtilen %40’lık eşiği aştığı görülmüştür. Bu noktada, Sözleşme’nin diğer
ürünler bakımından 2002/2 sayılı Tebliğ karşısında değerlendirilmesi gerekmiştir.

17-20/319-141
4 / 8

(12) 2.1.c maddesinin içeriği nedeniyle, Sözleşme ile münhasırlık tesis edilip edilmediği
tartışmalı olup, J&J MEDİKAL’in kendisine ya da başka bir dağıtıcıya veya bayiye
münhasıran tahsis ettiği müşteri grubuna aktif satışların ne şekilde değerlendirileceği
sorusu gündeme gelmiştir. 2002/2 sayılı Tebliğ’in 4(b) maddesinde, dikey anlaşmaların
Tebliğ ile tanınan muafiyetten faydalanabilmesine engel teşkil etmeyen sınırlamalar
sıralanmıştır. Bunun altında ilk olarak, alıcının kendisine veya başka bir dağıtıcıya
münhasıran tahsis ettiği bir bölgeye veya müşteri grubuna yapılacak aktif satışların
kısıtlanması sayılmıştır. Dolayısıyla incelenen Sözleşme’nin 2.1.c maddesi ile
münhasırlık tesis edildiği kabul edilse dahi, bayiye getirilen aktif satış yasağının 2002/2
sayılı Tebliğ’in ilgili hükmü ile uyumlu olduğu kanaati oluşmuştur.
(13) Sözleşme’nin 4.5. maddesinde, J&J MEDİKAL’in ilgili ürünlerin azami yeniden satış
fiyatlarını belirleyebileceği düzenlenmiştir. Madde hükmünde, fiyat tespitine yönelik
bunun ötesinde herhangi bir ifadeye yer verilmemiştir. 2002/2 sayılı Tebliğ’in 4(a)
maddesinde, sağlayıcının azami satış fiyatını belirlemesinin mümkün olduğu hükme
bağlanmıştır. Bu çerçevede, Sözleşme’nin 4.5. maddesi hükmünün de, 2002/2 sayılı
Tebliğ kapsamında değerlendirilen bir kısıtlama olduğu anlaşılmıştır.
(14) Sözleşme’nin 2.6. maddesi ile bayiye, bayinin hissedarlarına, bayi ile doğrudan veya
dolaylı olarak bağlı olan şirketlere ve/veya bağlı şirketin hissedarlarına rekabet
etmeme yükümlülüğü getirilmiştir. 2002/2 sayılı Tebliğ’in 3(d) maddesinde rekabet
yasağı, “Alıcının anlaşma konusu mal veya hizmetlerle rekabet eden mal veya
hizmetleri üretmesini, satın almasını, satmasını ya da yeniden satmasını engelleyen
doğrudan veya dolaylı her türlü yükümlülüktür.” şeklinde tanımlanmıştır. Tebliğ’in 5.
maddesinde, grup muafiyetinin alıcıya getirilen hangi tür rekabet etmeme
yükümlülüklerine uygulanmayacağı sayılmıştır. Tebliğ’in 3(b)2. maddesine göre ise,
“Alıcı, bir teşebbüs hesabına mal veya hizmetleri satan teşebbüsler de dahil olmak
üzere, anlaşmaya taraf olan ve sağlayıcıdan mal veya hizmetleri satın alan teşebbüsü”
ifade etmektedir.
(15) 2002/2 sayılı Tebliğ’in 3. ve 5. maddeleri dikkate alındığında, başvuru konusu
Sözleşme bakımından alıcı konumda olanın bayi olduğu açıktır. Buna karşın,
Sözleşme’de bayi ile kontrol ilişkisi içinde olmayabilecek tüzel ve gerçek kişileri de
bağlayıcı bir düzenlemeye gidilmiştir. Sözleşme’nin 2.6. maddesinde düzenlenen
rekabet etmeme yükümlülüğünün bu haliyle 2002/2 sayılı Tebliğ kapsamında
değerlendirilemeyeceği anlaşılmıştır. Nitekim 13.10.2016, 16-33/569-247 ve
16.11.2016, 16-39/642-288 tarih ve sayılı Kurul kararlarında da, benzer içerikli
düzenlemelerin Tebliğ hükümleri ile uyumlu olmadığı tespit edilmiş ve ilgili anlaşmalar
bireysel muafiyet incelemesine tabi tutulmuştur.
(16) Dikey Anlaşmalara İlişkin Kılavuz’un 33. paragrafında, “… Alıcıya bu maddede izin
verilen sınırları aşan rekabet etmeme yükümlülüğü getirilmesi durumunda, bu
yükümlülüğü içeren sözleşme hükümleri sözleşmenin diğer bölümlerinden ayrılabiliyor
ise, bu hükümler grup muafiyetinden yararlanamaz; sözleşmenin kalan maddeleri grup
muafiyetinden yararlanabilir. Şayet rekabet etmeme yükümlülüğünü içeren sözleşme
hükümleri sözleşmenin diğer bölümlerinden ayrılamıyor ise sözleşmenin tamamı grup
muafiyetinden yararlanamaz.” açıklamasına yer verilmiştir. Bu açıklama karşısında,
rekabet etmeme yükümlülüğünü düzenleyen 2.6. maddenin Sözleşme’nin diğer
hükümlerden ayrılabilir nitelikte olup olmadığı önem arz etmektedir.

17-20/319-141
5 / 8

(17) Dosya mevcudu bilgi ve belgelerin incelenmesinden, J&J MEDİKAL’in Sözleşme
konusu ürünlerinin hastanelere doğrudan veya bayiler aracılığıyla satıldığı, alım
süreçlerinin kamu hastanelerinde 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’na (4734 sayılı
Kanun) tabi olduğu, özel hastaneler bakımından süreçlerin farklılaşabildiği
anlaşılmıştır. Beşeri ilaç sağlayıcıları ile ecza depolarının ihalelere yönelik çalışma
koşullarının belirlendiği dikey anlaşmaların incelendiği Kurul kararlarında, rakip
ürünlerin tedarikçilerinin aynı depo ile ayrı ayrı münhasır anlaşmalar yapmasının
rekabet sorununa yol açtığı vurgulanmıştır. Şöyle ki, bu durumda depo ürünlerden biri
için teklif verebilecek, diğer ürün ihale dışında kalacak ve ihalede rekabet ortamı
kısıtlanmış olacaktır. Bunun çarpıcı bir örneği 20.08.2014 tarih ve 14-29/588-255 sayılı
Kurul kararına konu olmuştur. Söz konusu kararda, tarafların aynı ecza deposuyla olan
ilişkileri 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında bulunmuş ve taraflara idari para
cezası uygulanmıştır. Bu çerçevede, ihalelere yönelik anlaşmalarda rekabet etmeme
yükümlülüğünün bulunması, sözü edilen endişeyi ortadan kaldırmaktadır.
(18) Yukarıda özetlenen tespitler işbu başvuruyu da ilgilendirmektedir. Zira kamu
hastaneleri Sözleşme konusu ürünleri 4734 sayılı Kanun’da belirlenen ihale usullerine
göre temin etmektedir. Rekabet yasağının kaldırılması halinde, açıklanan rekabet
sorunu gündeme gelebilecektir. Bu nedenle, ilgili hükmün Sözleşme’nin diğer
maddelerinden ayrılabilir nitelikte olmadığı, Sözleşme’nin bütünüyle grup
muafiyetinden faydalanamayacağı sonucuna ulaşılmıştır. Bu durumda, %40’lık eşiğin
aşılmadığı ürün grupları da dahil olmak üzere tüm ürünler bakımından, Sözleşme’nin
bireysel muafiyet koşullarını karşılayıp karşılamadığı incelenmiştir.
G.4. Bireysel Muafiyet Değerlendirmesi
(19) 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamındaki anlaşma, uyumlu eylem ve kararlar,
Kanun’un 5. maddesindeki koşulların varlığı halinde 4. maddenin uygulanmasından
muaf tutulabilmektedir. Kanun’un 5. maddesinde muafiyetin koşulları şu şekilde
sayılmıştır:
a. “ (a) Malların üretim veya dağıtımı ile hizmetlerin sunulmasında yeni gelişme ve
iyileşmelerin ya da ekonomik veya teknik gelişmenin sağlanması,
b. (b) Tüketicinin bundan yarar sağlaması,
c. (c) İlgili piyasanın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmaması,
d. (d) Rekabetin (a) ve (b) bentlerindeki amaçların elde edilmesi için zorunlu
olandan daha fazla sınırlanmaması.”
(20) Başvuru konusu Sözleşme, 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinde sayılan bu koşulların
her biri için ayrı ayrı incelenmiştir.
G.4.1. Malların Üretim veya Dağıtımı ile Hizmetlerin Sunulmasında Yeni Gelişme
ve İyileşmelerin ya da Ekonomik veya Teknik Gelişmenin Sağlanması
(21) Muafiyet değerlendirmesinde üretim veya dağıtımda iyileşme ile ekonomik ve teknik
gelişme gibi yararlı etkilerden sadece tarafların faydalanması değil, bu faydaların
piyasaya somut katkıda bulunması da dikkate alınmaktadır. Üretim veya dağıtım
maliyetlerinin düşürülmesi, mal arzının devamlılığının sağlanması, piyasalara yeni
girişlerin kolaylaştırılması, kalitenin artırılması ve yeni ürünlerin ya da üretim
tekniklerinin geliştirilmesi gibi hallerde belirtilen somut fayda ortaya çıkmaktadır.

17-20/319-141
6 / 8

(22) Sözleşme’de; bayinin J&J MEDİKAL ürünleriyle ilgili etkinliklerini diğer işlerinden
ayırması ve bu doğrultuda gerekli yatırımlarda bulunması, stok planlaması yapması,
ayrıca ihale, stok, müşteri ve ürün şikayeti vb konularda raporlar sunması gibi
yükümlülükler öngörülmüştür. Sözleşme’de ürün tedarikinin ve dağıtımının etkin
yürütülmesine yönelik yükümlülüklere uyulmaması durumunda birtakım yaptırımlar da
getirilmiştir. Sözleşme’nin söz konusu hükümleri ilgili ürünlerin dağıtımında iyileşme
sağlayabilecek niteliktedir.
(23) Diğer yandan, başvuruda, Sözleşme’de düzenlenen ihracat yasağının temel gerekçesi
olarak, birçok sağlık ürününde dünya pazarları ile kıyaslandığında ülkemizde daha
düşük fiyatların söz konusu olduğu, yurtdışına satış yasağı koyulmaması halinde bu
ürünlerin ülkemizden, fiyatların görece yüksek olduğu ülkelere doğru ihraç edilebileceği
ifade edilmiştir. Söz konusu ürünlerin Türkiye pazarında satışa sunulmadan yurtdışına
satışının gerçekleşmesi, ülkemizde arzın azalmasına sebep olabilecektir.
(24) 23.06.2016 tarihli ve 16-21/363-169 sayılı Kurul kararında, beşeri ilaç piyasasında
yapılan bir dikey anlaşmadaki benzer hüküm ele alınmıştır. İhracat yasağı içeren
sözleşme 4054 sayılı Kanun’a aykırı bulunmazken, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu
(TİTCK) tarafından çıkarılan 20.11.2014 tarih ve 2014/11 sayılı İlaçların Piyasada
Bulunabilirliği Hakkındaki Genelge (Genelge)’ye gönderme yapılmıştır. Genelge’de;
ülkede üretilen ve ithaline izin verilen beşeri tıbbi ürünlerin piyasaya arzından sonra
başka ülkelere ihracının ürünün piyasada bulunabilirliğine engel olduğu, dolayısıyla
hastalara ilaç temininde büyük sıkıntılar yaşandığı ve kamu sağlığının ciddi anlamda
tehlikeye sokulduğu, bu nedenle ithalatına izin verilen beşeri tıbbi ürünlerin piyasada
bulunabilirliğini sağlamak amacıyla kamu sağlığı ve hizmet gerekleri gözetilerek söz
konusu ithal ürünlerin ülke dışına çıkarılmak suretiyle başka ülke piyasalarına
yönlendirilmesi uygun bulunmadığından sistem üzerinde her türlü tedbir alınacağı ifade
edilmiştir.
(25) Açıklanan nedenlerle, Sözleşme konusu ürünlerin dağıtımında iyileşmenin
sağlanacağı ve Sözleşme bakımından 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinde sayılan koşulun karşılandığı anlaşılmıştır.
G.4.2. Tüketicinin Yarar Sağlaması
(26) Yukarıda, başvuru konusu Sözleşme sayesinde ilgili ürünlerin dağıtımında iyileşme
sağlanacağı ifade edilmiştir. Mal arzının sürekliliğinin sağlanmasına yönelik
düzenlemeler aynı zamanda hastanelerin gereksinimlerinin daha etkili bir şekilde temin
edilmesine hizmet edecektir. Böylece yatan hasta tedavilerinin aksamadan ve daha
hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesine olanak tanınmış olacaktır. Bu çerçevede, gerek
hastalar gerekse sağlık harcamalarının önemli bir kısmını karşılayan devlet
cephesinde, Sözleşme konusu ürünlerin dağıtımında meydana gelecek iyileşmenin
olumlu yansımasının olması beklenmelidir. Sonuç olarak, Sözleşme bakımından
bireysel muafiyet koşullarından ikincisinin de karşılandığı kanaatine varılmıştır.

17-20/319-141
7 / 8

G.4.3. İlgili Piyasanın Önemli Bir Bölümünde Rekabetin Ortadan Kalkmaması
(27) Muafiyet koşullarının üçüncüsü, anlaşmanın pazarın önemli bir kısmında rekabetin
sınırlanmasına yol açmamasıdır. Öncelikle açık ve kapalı cerrahi başlıkları altında
bulunan ürün gruplarının çoğunda J&J MEDİKAL’in pazar payının yüksek olmadığı ve
bazı rakiplerinin ciddi ağırlığa sahip olduğu belirtilmelidir. J&J MEDİKAL’in görece
yüksek paya sahip olduğu ürün gruplarında ise, yine rakip ürünler mevcuttur. Bu
noktada, söz konusu ürün gruplarında Sözleşme’nin kapama etkisi yaratıp
yaratmayacağı akla gelebilecektir. Bir yandan rakip ürünlerin varlığı diğer yandan da
ilgili pazarda faaliyet gösteren dağıtıcı/depo sayısının fazlalığı dikkate alındığında,
belirtilen endişenin mevcut durumda geçerli olmadığı düşünülmektedir. Bu durumda,
Sözleşme bakımından üçüncü muafiyet şartının da geçerli olduğu anlaşılmaktadır.
G.4.4. Rekabetin (a) ve (b) Bentlerindeki Amaçların Elde Edilmesi İçin Zorunlu
Olandan Fazla Sınırlanmaması
(28) Muafiyet şartlarının sonuncusunun karşılanabilmesi için; Sözleşme’nin, taraflar
arasında kurulan ilişkiden beklenen faydaların sağlanabilmesi bakımından zorunlu
olandan daha kısıtlayıcı olmaması gerekmektedir. Bu bakışla, rekabet yasağının
kapsamı irdelenmiştir.
(29) Bir ihalede rakip olabilecek ürünlerin sağlayıcılarının aynı ecza deposu ile ayrı ayrı
münhasır anlaşmalar yapmasının, ilgili ihalelerde rekabeti sınırlandıracağı yukarıda
açıklanmıştır. İhale satışlarını düzenleyen anlaşmalarda rekabet etmeme
yükümlülüğünün bulunması, belirtilen riski bertaraf etmektedir. Ne var ki, rekabet
yasağının kapsamının, dikey anlaşmadan beklenen faydalarla açıklanabilir ve orantılı
olması gerekmektedir.
(30) Sözleşme’nin 2.6. maddesi ile bayiye, bayinin hissedarlarına, bayi ile doğrudan veya
dolaylı olarak bağlı olan şirketlere ve/veya bağlı şirketin hissedarlarına rekabet
etmeme yükümlülüğü getirilmiştir. 16-33/569-247 ve 16-39/642-288 sayılı Kurul
kararlarında da benzer bir hüküm incelenmiştir. Buna göre, rekabet yasağı hükmü,
alıcının kendisini ve alıcı ile kontrol ilişkisi bulunan kişileri bağladığı ölçüde orantılı
sayılabilecektir. Başvuruya konu Sözleşme’nin 2.6. maddesi bu haliyle, bayinin
kontrolü üzerinde söz sahibi olmayan kişiler ve şirketler üzerinde de sonuç
doğurabilecektir. Dolayısıyla ilgili hükmün, böyle kişi ve şirketleri dışarıda bırakacak
şekilde değiştirilmesi gerektiği kanısına varılmıştır.
(31) Yeniden satışlarda rakip ürünlerle sınırlandırılması halinde, rekabet etmeme
yükümlülüğü makul bulunabilecektir. Oysa 2.6. maddede, rakip ürünlerin yanı sıra
“diğer bir surette ürünlerin satışını olumsuz etkileyebilecek ürünler” de yükümlülük
kapsamına dahil edilmiştir. Hükmün geniş yorumlanmasına ve uygulanmasına yol
açabilecek bu ifade, amaçlanan faydaların elde edilmesi için gerekli olandan daha
kısıtlayıcı niteliktedir.
(32) Bu çerçevede, 2.6. maddesinin yukarıda belirtilen sorunları giderecek şekilde
değiştirilmesi şartıyla, Sözleşme’ye 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesi kapsamında
bireysel muafiyet verilebileceği kanaatine ulaşılmıştır.

17-20/319-141
8 / 8

H. SONUÇ
(33) Düzenlenen rapora ve incelenen dosya kapsamına göre,
 Johnson & Johnson Medikal Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin bayileri ile
imzalayacağı “Münhasır Olmayan Bayilik Sözleşmesi”nin 4054 sayılı Kanun’un
4. maddesi kapsamında olduğuna,
 Sözleşme’nin 2.6. maddesinde düzenlenen rekabet etmeme yükümlülüğünün
mevcut halinin 2002/2 sayılı Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği
kapsamında değerlendirilemeyeceği, ilgili düzenlemenin diğer hükümlerden
ayrılabilir nitelikte olmaması nedeniyle Sözleşme’nin bütünüyle 2002/2 sayılı
Tebliğ ile sağlanan grup muafiyetinden yararlanamadığına,
 Sözleşme’nin 2.6. maddesindeki rekabet etmeme yükümlülüğünün yalnızca
bayiyi ve bunu kontrol eden kişileri bağlaması ve yine yalnızca rakip ürünlerle
sınırlı tutulması (“diğer bir surette ürünlerin satışını olumsuz etkileyebilecek
ürünler” ifadesi çıkarılarak) şartıyla, Sözleşme’ye 4054 sayılı Kanun’un 5.
maddesi kapsamında bireysel muafiyet tanınmasına
gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemelerinde yargı
yolu açık olmak üzere, OYBİRLİĞİ ile karar verilmiştir.


Full & Egal Universal Law Academy