İzmir Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesi 2020/924 Esas 2020/1343 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 7. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/924
Karar No: 2020/1343
Karar Tarihi: 05.11.2020



(2577 S. K. m. 45, 49)
 
İSTEMİN ÖZETİ: Davacı tarafından, Aydın İli, Nazilli İlçesi, …… Mahallesi M20-B-11-A4 pafta, 159 ada, 2 sayılı parselde kayıtlı taşınmazın (toplulaştırma öncesi 213 parsel) bulunduğu alanda uygulanan 12.12.2011 tarih ve 13730 sayılı toplulaştırma işleminin iptali istemiyle açılan davada; dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile Mahkememiz ara kararlarına davalı idarece verilen cevap yazılarından ve gönderilen bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, davacının 19.200 metrekare yüzölçümündeki 213 sayılı parselde 1/4 oranında (4.800 metrekare) paydaş olduğu, bu şekilde davacının söz konusu parselin belirli bir bölgesine değil, tamamının dörtte birine malik olduğu, ayrıca davacı vekilince Mahkememize sunulan 08.07.2019 tarihli cevaba cevap dilekçesinde davacının tarımsal faaliyette bulunmadığını, araziyi kullanmadığını beyan ettiği görülmekle, davaya konu 213 no'lu parselin paydaşları tarafından rıza-i taksim yolu ile paylaşılarak kullanılmadığının ve fiilen ya da fiziken parselin bölünmüş olmadığının anlaşıldığı, diğer taraftan toplulaştırma işleminde derecelendirme işlemlerinin yukarıda yer verilen mevzuat gereğince toplulaştırmaya giren parsellerin her biri için ayrı ayrı olarak belirlendiği, davacının paydaşı olduğu 213 no'lu parselin derecelendirmesi neticesinde ise, arazinin 0.84 endeksine sahip 2. derece tarım arazisi olarak belirlendiği, söz konusu taşınmazda gözetilmesi gereken sabit tesis bulunmadığı, davacıya paydaşı olduğu taşınmazla aynı yerden müstakil olarak arazi verildiği, toplulaştırma işlemi sırasında tüm parsellerden dağıtım ortaklık payı olarak %5,7431 oranında kesinti yapıldığı, bu oranın mevzuatta öngörülen azami oran olan %10'un altında kaldığı, bu kesinti oranının davacının sahibi olduğu 4.800 metrekare arazide 275,66 metrekareye tekabül ettiği, bu şekilde davacıdan yapılan DOP kesintisi sonrasında davacıya eski 213 sayılı parselin bulunduğu yerde oluşturulan 159/2 sayılı parselde kayıtlı 4524,33 metrekare arazi verildiği, bu şekilde davacıya aynı toprak derecesine sahip eski yerinden müstakil arazi verilmiş olduğu ve söz konusu bu arazinin (toplulaştırma işlemi ile planlanan) yola cepheli olduğu, bu itibarla; davacının paydaşı olduğu eski 213 sayılı parselle aynı toprak derecesine sahip, aynı yerde, yola cephesi bulunan ve (paylı mülkiyetten kurtarılarak) müstakil olarak davacıya verilen taşınmazın davacının toplulaştırma öncesinde sahibi olduğu taşınmazla eşdeğer olduğu anlaşılmakta olup bu nedenle dava konusu toplulaştırma işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar veren Aydın 1.İdare Mahkemesi'nin 10/01/2020 gün ve E:2019/244, K:2020/22 sayılı kararının; idarece gerçekleştirilen parselasyon ve tapulaştırma işleminin hedeflenen menfaati sağlamaktan uzak olduğu ve davacının hak kaybına uğradığı, fiziksel ve psikolojik durumu nedeniyle işlem tarihinde durumdan haberdar olmayan davacının idarece mağdur edildiği ileri sürülerek, istinaf yolu ile incelenerek kaldırılması ve dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: 12.12.2011 tarihinde tescili tamamlanan ve söz konusu projeye tamamı dahil edilmiş olan davalı eski 213 numaralı parselin davacıya ait 1/4 hissenin paylı mülkiyetten kurtarılarak müstakil olarak ve yola cepheli, şekli itibari ile daha düzgün konum olarak eski durumdan farksız olarak planlanması ve neticesinde bu şekli ile tescili de sağlanmış olması nedeniyle davalı idarenin işleminin hukuka uygunluk arzettiği, usul ve kanuna uygun olan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmaktadır.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren İzmir Bölge İdare Mahkemesi Yedinci İdari Dava Dairesi'nce işin gereği görüşüldü:
 
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların istinaf yolu ile incelenip kaldırılmaları, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 2. fıkrasının göndermede bulunduğu aynı kanunun 49. maddesinin 2. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
 
Aydın 1. İdare Mahkemesi'nin 10/01/2020 gün ve E:2019/244, K:2020/22 sayılı kararının dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmamaktadır.
 
Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun reddine, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin başvuran üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan miktarın istem bulunmadığı takdirde hükmün kesinleşmesinden sonra mahkemesince başvurana iadesine, 2577 sayılı Yasanın 45. maddesinin 6. fıkrası kapsamında bulunmayan karara karşı tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 05/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi. (¤¤)
 


Full & Egal Universal Law Academy