İzmir Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesi 2020/1374 Esas 2020/1344 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 7. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/1374
Karar No: 2020/1344
Karar Tarihi: 05.11.2020



(2577 S. K. m. 45, 49) (7201 S. K. m. 20, 32) (6183 S. K. m. 55)
 
İSTEMİN ÖZETİ: Davacı tarafından, 45.704,21-TL ecrimisil bedelinin cebren tahsili amacıyla 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun uyarınca adına düzenlenen 16.05.2019 tarih ve 357 cilt numaralı, 74 sicil numaralı ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada; uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için; ....... adresinde bulunan otopark 24.02.2015-03.03.2016 döneminde fuzulen işgal edildiğinden bahisle davacı adına düzenlenen 20.10.2016 tarih ve 25879 sayılı ecrimisil düzeltme ihbarnamesine konu 45.704,21-TL ecrimisil bedelinin; usulüne uygun şekilde tahakkuk ettirilip ettirilmediğinin, vadesinin geçip geçmediğinin, zamanaşımına uğrayıp uğramadığının ve yukarıda bahsedilen düzeltme ve iade belgesiyle birlikte ilgili ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin mi, yoksa daha önce tahsil edilen tutarın mı terkin edildiğinin ortaya konulması gerektiği, Mahkeme Hakimliği'mizin 03.12.2019 tarihli ara kararıyla davalı idareden, bahsi geçen düzeltme ve iade belgesinin sadece tahsil edilen 45.704,21-TL ecirimisilin ve gecikme zammının iadesine mi yönelik olduğunun, yoksa aynı zamanda davacı adına tanzim edilen ve yukarıda bahsedilen ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin kaldırılmasını/terkinini de mi kapsadığının sorulması üzerine verilen ara karar cevabında; söz konusu düzeltme ve iade belgesiyle birlikte ilgili ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin terkin edildiği yönünde beyanda bulunulmamış olup, sözü geçen yargı kararı üzerine daha önce tahsil edilen ecrimisil bedelinin ve gecikme zammının davacıya iade edildiği ifade edilmiştir. Nitekim, sözü geçen düzeltme ve iade belgesinin içeriğinde de tahsil edilen tutarın terkininden bahsedildiği, olayda, söz konusu düzeltme ve iade belgesinin, daha önce davacıdan gecikme zammıyla birlikte tahsil edilen 45.704,21-TL ecrimisil bedelinin yukarıda bahsedilen yargı kararına istinaden terkin edilerek davacıya iadesine yönelik olduğu, dolayısıyla ilgili düzeltme ve iade belgesinin davacı adına tahakkuk ettirilen 45.704,21-TL ecirimisil bedelinin terkin edildiği anlamına gelmediği, bir başka deyişle ilgili belgeyle mezkur ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin terkin edilmediği ve anılan ihbarnamenin halen geçerliliğini koruduğu, her ne kadar söz konusu ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin 04.11.2016 tarihinde tebliğine ilişkin mazbatada muhatabın, yani davacının tebliğ anında adreste bulunmadığına ilişkin keyfiyetin yazılı olmaması nedeniyle 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 20. maddesine aykırılık teşkil eden söz konusu tebliğ usulsüz ise de; anılan ecrimisil bedelinin 21.04.2017 tarihinde davalı idareye ödenmiş olması nedeniyle 7201 sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince sözü geçen tebliğin en geç bu tarihte (21.04.2017) geçerli hale geldiğinin kabulü gerektiği, böylelikle en geç anılan tarih (21.04.2017) itibariyle söz konusu ecrimisil bedelinin tahakkuk ettiği, anılan ecrimisil bedeliyle ilgili olarak daha önce yapılan ödemenin ilgili yargı kararı doğrultusunda davalı idarece davacıya iade edilmiş olması nedeniyle mevcut durumda söz konusu ecrimisil bedelinin ödendiğinden bahsedilemeyeceği, o halde 45.704,21-TL ecrimisil bedelinin vadesi geçmiş olmasına karşın davacı tarafından ödenmediği ve anılan ecrimisil bedeline karşı dava açılmadığının görüldüğü, bu durumda, davacı adına tanzim edilen 20.10.2016 tarih ve 25879 sayılı ecrimisil düzeltme ihbarnamesine konu 45.704,21-TL ecrimisil bedeline karşı dava açılmadığı, bakılmakta olan davada ise böyle bir borcun olmadığı, kısmen ödendiği veya zamanaşımına uğradığı şeklindeki itirazlarla sınırlı inceleme yapılabileceği, bir başka deyişle bahsi geçen itiraz konularını aşacak şekilde ilgili ecrimisil bedelinin hukuka uygun olup olmadığının irdelenemeyeceği, ilgili yargı kararına istinaden daha önceki ödeme iade edildiğinden mevcut durum itibariyle uyuşmazlık konusu ecrimisil bedeline ilişkin ödenmiş tutar bulunmadığı, buna göre dava konusu edilmeyerek kesinleşen söz konusu ecrimisil bedeli yönünden davacının borcu bulunduğunun kuşkusuz olduğu ve vade tarihini takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıllık süre içerisinde uyuşmazlık konusu ödeme emrinin tanzim edilerek tebliğ edilmesi nedeniyle mezkur ecrimisil bedelinin zamanaşımına uğramadığı hususları bütün olarak değerlendirildiğinde vadesi geçmesine karşın ödenmeyen 45.704,21-TL ecrimisil bedelinin cebren tahsili amacıyla davacı adına düzenlenen dava konusu 16.05.2019 tarih ve 357 cilt numaralı, 74 sicil numaralı ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı, öte yandan, davacı tarafından dava dilekçesinde daha önce düzenlenen ödeme emrinin uyuşmazlık konusu ecrimisil bedeline ilişkin kısmının yargı kararıyla iptal edilmiş olması ve bu yöndeki yargı kararının istinaf kanun yolundan geçerek kesinleşmesi nedeniyle aynı ecrimisil bedelinin tahsili için yeniden ödeme emri tanzim edilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de; vadesi geçmemesine rağmen ecrimisil bedelinin cebren tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesinin hukuka aykırı olması nedeniyle önceki tarihli ödeme emrinin işbu davaya konu edilen ecrimisil bedeline ilişkin kısmının iptal edildiği, bir başka deyişle bahsi geçen yargı kararının söz konusu ecrimisil bedelinin hukuka aykırı olduğu ve bu bedelin davacıdan hiçbir zaman tahsil edilemeyeceği anlamına gelmediği, bu nedenle vadesi geçmesine karşın ödeme yapılmaması durumunda aynı ecrimisil bedelinin tahsili için bir kez daha ödeme emri düzenlemesinin ilgili yargı kararına aykırılık teşkil etmediği, nitekim somut olayda da vadesi geçtikten sonra ilgili ecrimisil bedelinin tahsili amacıyla işbu davaya konu edilen ödeme emrinin düzenlenerek tebliğ edildiği göz önünde bulundurulduğunda davacının bu iddiasına da itibar edilmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar veren Aydın 1.İdare Mahkemesi'nin 19/02/2020 gün ve E:2019/811, K:2020/145 sayılı kararının; evvel emirde dava dilekçelerinde belirtilen dava nedenlerinin aynen istinaf nedeni olarak tekrar edildiği, dava konusu aynı olan olayla ilgili Aydın 1.İdare Mahkemesi'nin 2016/1520-155 E-K sayılı kesin hükmünün söz konusu olduğu, daha önce yargılaması yapılarak kesin hükme bağlanmış olan olayın tekrar gündeme gelmesinin yasal dayanağı olamayacağı, işbu davada daha önceki kesin hükmün nazara alınmayarak davanın reddine ilişkin karar verilmesinin yerinde olmadığı ileri sürülerek, istinaf yolu ile incelenerek kaldırılması ve dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Söz konusu mahkeme kararı üzerine, karar istinaden ecrimisil tutarının ve faize ilişkin tahakkukun terkinine esas eksilten fişi düzenlendiği mahkeme kararı ile tahakkukun iptalinin sağlandığı, davacı adına yeniden tahakkuk edilen ve son ödeme tarihi 04/12/2016 olan 45.706,21-TL ecrimisil gelirleri tahakkuku için alacak muaccel hale geldiğinden 6183 sayılı Kanunun 55. maddesi gereğince ödeme emri düzenlenerek 24/09/2019 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, tebliğ edilen ödeme emrindeki bu borç için 23/10/2019 tarihinde haciz varakası düzenlendiği ileri sürülerek usul ve kanuna uygun olan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmaktadır.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren İzmir Bölge İdare Mahkemesi Yedinci İdari Dava Dairesi'nce işin gereği görüşüldü:
 
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların istinaf yolu ile incelenip kaldırılmaları, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 2. fıkrasının göndermede bulunduğu aynı kanunun 49. maddesinin 2. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
 
Aydın 1. İdare Mahkemesi'nin 19/02/2020 gün ve E:2019/811, K:2020/145 sayılı kararının dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmamaktadır.
 
Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun reddine, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin başvuran üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan miktarın mahkemesince başvurana iadesine, 2577 sayılı Yasanın 45. maddesinin 6. fıkrasına göre kesin olarak, 05/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy