İzmir Bölge İdare Mahkemesi 6. İdari Dava Dairesi 2020/1213 Esas 2020/1450 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 6. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/1213
Karar No: 2020/1450
Karar Tarihi: 17.11.2020



(2577 S. K. m. 45, 46, 49)
 
İSTEMİN ÖZETİ: İzmir ili, Bayraklı ilçesi, ….. adresinde bulunan ve tapunun 37034 ada, 12 sayılı parselinde kayıtlı taşınmazın, 2 numaralı bağımsız bölümünün maliki olan davacının, taşınmazın kanalizasyon bağlantısının makul bir süre içerisinde yapılmaması ve taşınmazdan yararlanamaması sebebiyle 2014 yılından başlayıp 2016 yılının sonuna kadar uğradığını ileri sürdüğü 10.000,00-TL maddi zararın kanal bağlama ücretinin yatırıldığı 09.12.2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce tazminen ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılan davada; mahkemesince yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine hazırlanan bilirkişi raporu ve keşif sırasında yapılan gözlemler ile dosya içerisinde bulunan yolun yapılmasından önceki alana ait fotoğraflar incelendiğinde; binanın baktığı sokağın diğer yanının eğimli bir arazi olduğu ve toprak kayması ihtimali olduğu ve yol yapımının bu toprağın yola düşmesini ve kaymasını engellemesi amacıyla yapılan bir hayli yüksek istinat duvarı ile mümkün olduğu ve toprak kaymasının önüne geçildiği, arazi şartlarına rağmen kanal bağlantısının 2016 yılının sonunda yapıldığı görülmekle birlikte, kanalizasyon bağlantısının yapılamamasının davacıdan kaynaklanan sebeplerinin olduğu, bu durumda, taşınmazın kanalizasyon bağlantısının makul bir süre içerisinde yapılmaması ve taşınmazdan vaktinde yararlanılamamasının davalı idarelerin hizmet kusurundan değil, davacının kendi kusurundan kaynaklandığı ve binanın müteahhidi tarafından kot farkı nedeniyle binanın inşası sırasında düşünülmesi gereken bodrum katın atık su ve kanalizasyon tahliyesinin o aşamada düşünülmemesi ve sonrasında da sıhhi tesisat projesine pompa sisteminin işletilerek ilgili kuruma onaylatılmaması ve pompa imalatının yapılmaması sebebiyle sürecin uzadığı dikkate alındığında, davacının maddi tazminat talebinin olumlu karşılanmasına olanak bulunmadığı ve davanın reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddi yolunda İzmir 4. İdare Mahkemesince verilen 20/05/2020 tarih, E:2017/2147, K:2020/577 sayılı kararın; konutunu aldıktan sonra kanalizasyon bağlantısının yapılamaması nedeniyle kullanmadığı, gecikmenin bağlantının yapılacağı kanalizasyon hattının, geçeceği yolun tamamlanmamış olmasından kaynaklandığı, bu nedenle idarelerin koordine olamadığı, gecikmede kendi kusuru bulunmadığı, yolun yapılması ve kanalizasyonun geçirilmesi görevinin idarelerde olduğu, hizmetin kusurlu kusurlu işletildiği ileri sürülerek istinaf yoluyla kaldırılması istemidir.
 
BAYRAKLI BELEDİYE BAŞKANLIĞI SAVUNMANIN ÖZETİ: Dava tarihinde davacının malik olmadığı, gecikmenin yapının projelendirilmesindeki eksikliklerden kaynaklandığı, bu durumun bilirkişi raporunda belirtildiği, yasal ve hukuksal dayanağı bulunmayan istinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmaktadır.
 
İZMİR SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SAVUNMANIN ÖZETİ: Bağlantının yapılacağı hattın geçeceği yolun kırmızı kota ilgili ilçe belediyesi tarafından getirilmediği, idarelerinin hizmeti kusurlu işletmediği, yasal ve hukuksal dayanağı bulunmayan istinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmaktadır.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Hüküm veren İzmir Bölge İdare Mahkemesi Altıncı İdare Dava Dairesince; dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
 
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İstinaf" başlıklı 45. maddesinde, "... İstinaf, temyizin şekil ve usullerine tabidir.
 
Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir.
 
Bölge idare mahkemelerinin 46 ncı maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir..." kuralına yer verilmiş; "Temyiz" başlıklı 46. maddesinde Bölge İdare Mahkemelerinin kararlarının tebliğini izleyen 30 gün içerisinde Danıştayda temyiz edilebileceği öngörüldükten sonra temyize tabi kararlarının hangileri olduğu sayma yoluyla sınırlanarak belirlenmiş, "temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 2. fıkrasında, "a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" kaldırma nedenleri olarak sayılmıştır.
 
Dosyadaki belgeler ile başvuru dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, istinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın kaldırılmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
 
Açıklanan nedenlerle; İzmir 4. İdare Mahkemesince verilen 20/05/2020 tarih, E:2017/2147, K:2020/577 sayılı karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine, aşağıda ayrıntısı gösterilen yargılama giderlerinin istinaf isteminde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu aşamada davacı tarafından fazladan yatırılan 54,40 TL harcın ve yatırılan posta gideri avansından artan tutarın Mahkemesince yatırana iadesine, 17/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
 
AYRIŞIK OY: Davacının, bir bağımsız bölümünün sahibi olduğu yapının kanalizasyon bağlantısının kurulmasında gecikmenin idarelerin hizmeti kusurlu işletmesinden kaynaklandığı ileri sürülerek gecikmenin yaşandığı 2014-2016 yılları arasında yoksun kaldığı kira gelirleri nedeniyle uğradığı 10.000,00 TL maddi zararının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 09.12.2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
 
Olayda; davacının bodrum katta bulunan bağımsız bölümü henüz kat irtifakının kurulmadığı 11.04.2014 tarihinde satın aldığı, bu tarihte yapı kullanma izni verilmediği, dayanak bilirkişi raporunun salt kanalizasyon hattı ve üzerinden geçeceği yolun tamamlanması ile keşif sırasında hala yapının kanalizasyon bağlantısı için gereken projeye uygun olmadığı yolunda belirlemeler ve değerlendirmeler ile kusur ilişkisini belirlediği; yapının yapı ruhsatına konu edilmesi sırasında mevcut imar planının gerektirdiği yapılaşma koşulları, parselin cephe aldığı yol, projenin yol kotu altındaki kısımlarının gerektirdiği tesisat projesinin teknik ve hukuksal gereklere uygun olup olmadığı, yapı ruhsatının verilmesi sırasında davalı belediyenin imar hukukundan kaynaklanan görev ve yetkileri yönünden, giderek dayanak İmar Planının gerektirdiği yolların programa alınması ve süresi içinde gerçekleştirilmesi bakımından hizmet kusuru bulunup bulunmadığı, varsa henüz yapı kullanma izni alınmamış yapıyı satın alan davacı yönünden "müterafık kusur" bulunup bulunmadığı yolunda davalı idarelerin yürüttüğü hizmetlerin gerekleri de gözönünde bulundurularak bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir.
 
Bu durumda; Dairemizce bu hususların yapılacak bir ara kararı ve alınacak bir ek rapor veya yeniden yaptırılacak bir bilirkişi incelemesi ile irdelenmesi gerektiğinden, eksik incelemeye dayanılarak verilen ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmektedir.
 
Açıklanan nedenlerle; bu aşamada davacının istinaf başvurusunun reddi yolundaki Dairemiz kararına katılmıyorum. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy