İzmir Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi 2020/586 Esas 2020/1171 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 5. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/586
Karar No: 2020/1171
Karar Tarihi: 12.11.2020



(2709 S. K. m. 152, 153) (657 S. K. m. 48) (696 S. KHK. m. 127) (375 S. KHK. Geç. m. 23, 24)
 
İSTEMİN ÖZETİ: İzmir Katip Çelebi Üniversitesi ……. Daire Başkanlığı'nda, taşeron şirkete bağlı olarak tekniker unvanıyla işçi statüsünde çalışan davacının, 696 sayılı KHK'nın 127. maddesi ile 375 sayılı KHK'nın Geçici 23 ve 24. maddeleri uyarınca sürekli işçi kadrosuna alınması talebiyle yaptığı başvurunun güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucuna göre reddine ilişkin işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada; İzmir Katip Çelebi Üniversitesi ……Daire Başkanlığı'nda hizmet alımı sözleşmesi kapsamında 2013 yılı Ocak ayından itibaren çalışan davacının, sürekli işçi kadrolarında istihdam edilmek üzere yaptığı başvurunun, Kaçakçılık ve Organize Suçlar Daire Başkanlığından gelen bilgilerde BYLOCK abone listesinde adı geçen şahıslar arasında davacının isminin de bulunduğundan bahisle Tespit Komisyonunun 28.03.2018 tarihli kararı ile reddedilmesi ve arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması sonucunun olumsuz olarak değerlendirilmesi üzerine anılan tespit komisyonu kararının davacıya bildirildiği, davacı tarafından 30.03.2018 tarihinde yapılan itirazın da 09.04.2018 tarih ve E.1800025945 sayılı işlemle reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı, uyuşmazlıkta, Mahkemelerinin 19.12.2018, 08.02.2019 ve 11.04.2019 tarihli ara kararları ile;''... İzmir 20. Ağır Ceza Mahkemesinden; E:2018/58 sayılı dosyasında görülmekte olan davanın safahatı ile anılan davada karar verilip verilmediğinin sorulmasına, karar verilmiş ise söz konusu kararın kesinleşme şerhli bir örneğinin UYAP üzerinden Mahkememize gönderilmesinin...''istenilmesine karar verildiği Mahkemeleri kayıtlarına giren cevabi nitelikte bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacı hakkında terör örgütüne üye olmak suçu ile ilgili 24.12.2018 tarihli iddianamede; ''...Bylock kullandığı ve sık görüştüğü 25 kişinin Fetö/Pdy soruşturmaları kapsamında hakkında işlem yapılan kişilerden olduğu ..... terör örgütünün finans kurumu olan Bank …..'da hesabının bulunduğu.... Bylock baz bilgileri ile davacının iş yerinin adresinin birbirine çok yakın olduğu ve savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu...'' yönündeki isnadlarla cezalandırılmasının talep edildiği ve İzmir 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/58 esas sayılı dosyasında davacının FETÖ/PDY terör örgütüne üye olmak suçundan sanık olarak yargılandığı, işbu karar tarihinde ceza davasında henüz karar verilmediği hususunun Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi üzerinden yapılan sorgulamada tespit edildiği ve davacının anılan davada verilen karar gereği tutuksuz olarak yargılandığı ancak yurtdışına çıkış yasağının bulunduğu ve hakkında adli kontrol uygulandığı gerekçesiyle davanın reddine karar veren İzmir 4. İdare Mahkemesi'nin 18/12/2019gün ve E: 2018/825, K: 2019/1314sayılı kararının; davacı tarafından, hakkında yürütülen ceza yargılaması henüz sonuçlanmadığı halde, suça konu filli işlediğine kanaat getirilerek Ceza Mahkemesi gibi hareket edilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiği ileri sürülerek, istinaf yolu ile incelenerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu belirtilerek istinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren İzmir Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi'nce işin gereği görüşüldü:
 
Dava, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi …… Daire Başkanlığı'nda, taşeron şirkete bağlı olarak tekniker ünvanıyla işçi statüsünde çalışan davacının, 696 sayılı KHK'nın 127. maddesi ile 375 sayılı KHK'nın Geçici 23 ve 24. maddeleri uyarınca sürekli işçi kadrosuna alınması talebiyle yaptığı başvurunun güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucuna göre reddine ilişkin işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
 
Anayasa'nın itiraz yolu ile Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması durumunu düzenleyen 152. maddesinin birinci fıkrası "Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır." hükmünü taşımakta; üçüncü fıkrasında da "Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak üzere 5 ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır." kuralı yer almaktadır. 152. maddenin üçüncü fıkrasında yer alan kural, Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararlarının, itiraz yoluna başvurulmasını isteyen kişi ya da kişiler tarafından açılan davaların yanı sıra iptal edilen hüküm ya da hükümler esas alınarak hakkında uygulama yapılmış olan kişiler tarafından açılan ve görülmekte olan davalarda da uygulanması gerektiğini açıkça vurgulamaktadır.
 
Bu hukuksal durumun doğal sonucu olarak, bir kanun ya da kanun hükmünde kararnamenin uygulanması nedeniyle dava açmak durumunda kalan ve Anayasanın 152. maddesi uyarınca itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulmasını isteme hakkına sahip olan kişilerin de hak ve menfaatlerini ihlal eden kuralın, itiraz yoluyla veya iptal davasıyla daha önce yapılan başvuru sonucunda Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması halinde, iptal hükmünün hukuki sonuçlarından yararlanmaları gerekeceği açıktır.
 
Öte yandan, Anayasa'nın 153. maddesinde, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararlarının geriye yürümeyeceği kuralı, iptal edilen hükümlere göre kazanılmış olan hakların korunmasına yönelik olup, Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa'ya aykırılığı saptanmış hükümler dikkate alınarak çözümlenmeleri Anayasa'nın üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu gibi, istinaf incelemesinin de Anayasa'ya aykırılığı belirlenerek iptal edilen kurallara göre yapılmasına da olanak bulunmamaktadır.
 
Nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 30/01/2019 tarihli E:2018/826, K:2019/314 sayılı ve 29/05/2017 tarihli E:2016/852, K:2017/2326 sayılı kararlarında, Anayasa Mahkemesinin bir yasa hükmünü iptal eden kararının hukuksal etkisine ilişkin olarak yaptığı tespit ve değerlendirmeler de bu yöndedir.
 
Bu durumda, dava konusu işlemin yasal dayanağı olan 657 sayılı Kanun'un 48. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendine eklenen (8) numaralı alt bendinde yer alan Devlet memurluğuna alımlarda güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılması gerektiğine ilişkin düzenlemenin Anayasa Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı ile iptal edilmesi karşısında; davacının hakkında yürütülen güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlandığı gerekçe gösterilerek tesis edilen dava konusu işlemin bu yönüyle hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
 
Bununla birlikte; davacının güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunun olumsuz olması sebebiyle şartlardan birini taşımadığı gerekçesiyle söz konusu bu sürecin kesintiye uğradığı göz önüne alındığında; dava konusu işlemin iptal edilmesi neticesinde bu sürecin kaldığı yerden devam ettirilmesi ve bu süreçte yarım kalan değerlendirmeler tamamlanarak davacının atanıp atanmayacağına karar verilmesi gerektiği açıktır.
 
Dolayısıyla atanıp atanmayacağı belli olmayan davacının parasal ve özlük hak talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığı sonucuna varılmaktadır.
 
Açıklanan nedenlerle; istinaf başvurusunun kabulüyle, İzmir 4.İdare Mahkemesi'nin 18/12/2020 gün ve E:2018/825, K:2019/1314 sayılı kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline, yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, aşağıda dökümü yapılan 447,10-TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1,700.00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, yatırılan posta gideri avansından artan miktarın Mahkemesince HMK'nun 333. maddesi uyarınca yatıranlara iadesine, 12/11/2020 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy