İzmir Bölge İdare Mahkemesi 3. Vergi Dava Dairesi 2020/1898 Esas 2020/1648 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 3. Vergi Dava Dairesi
Esas No: 2020/1898
Karar No: 2020/1648
Karar Tarihi: 30.11.2020



(6100 S. K. m. 333)
 
BAŞVURUNUN KONUSU: Davacı tarafından kod listesine alınacağının belirtildiği 10.01.2020 tarih ve 1577 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada; uyuşmazlıkta, davalı idare tarafından, davacının sahte belge kullanma şüphesi bulunduğundan hareketle hakkında olumsuz tespit bulunan mükelleflerin yer aldığı özel esaslara tabi mükellefler listesine dahil edilmesine dayanak olarak katma değer vergisi genel uygulama tebliği gösterilmekte ise de işlem tarihi itibariyle gerek davalı idarenin gerekse bağlı bulunduğu hiyerarşik üst makamların mükellefleri bu şekilde kategorize edebilmelerine olanak sağlayan hiç bir yasal düzenlemenin bulunmadığı gibi Anayasa'da da buna izin veren bir hükmün yer almadığı, bu şekilde yasal dayanağı olmadan yapılacak bir sınıflandırmanın, vergi barışını bozucu etki yaratacağı gibi Anayasa'da güvence altına alınan temel kişi hak ve hürriyetlerine de aykırılık teşkil edeceği, bu itibarla, davalı idare tarafından, davacının, hukuka aykırı biçimde, idarenin kendi içerisinde oluşturduğu bir sınıflandırma ile "kod listesi" olarak adlandırılan listeye dahil edilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle davaya konu işlemin iptaline ilişkin olarak Manisa Vergi Mahkemesi'nce verilen 22.10.2020 tarih ve E:2020/476, K:2020/1774 sayılı kararın usul yönünden; şirket unvanının özel esaslar listesine alınması işleminin, idare hukuku ilkelerine göre kurulan bir idari işlem niteliği taşımadığından ve davacı şirketin hukuksal durumunda herhangi bir etkide yaratmadığından, bu konunun idari davaya konu edilmesinin mümkün olmadığı, Maliye Bakanlığı, Kanun hükümlerinin kendisine verdiği yetki çerçevesinde bahse konu Genel Tebliğle, ekonomik hayata hazine aleyhine gelişen olumsuz şartlar sebebiyle hazinenin karşılaşacağı zararların önlenmesi bakımından iade taleplerinde özel esas uygulamasına ilişkin düzenlemeleri yaptığı, bu uygulama, güvenirliğini kayba uğramış mükelleflere karşı alınmış idari bir tedbir niteliğini taşıdığı, dolayısıyla yasal yollarla gerçekleştirilen tespitlere dayanılarak katma değer vergisi iadelerinin yapılmasında hukuka aykırılıktan bahsedilmesinin mümkün olmadığı, bilakis, tespit sonuçlarından hareketle yapılan katma değer vergisi iade işlemlerinin hukuka uygunlukları sebep unsuru yönünden güçlendiği ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Bu şekildeki idare işleminin açık şekilde hukuksuz ve anayasal açıdan da davacı müvekkil yönüyle mücerret izahlar ile somut delil ve gerekçeye dayanılmadan haklarının elinden alınmasının hak ihlali olduğu, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu öne sürülerek istinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmaktadır.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Hüküm veren İzmir Bölge İdare Mahkemesi Üçüncü Vergi Dava Dairesince işin gereği görüşüldü:
 
Manisa Vergi Mahkemesi'nce verilen 22.10.2020 tarih ve E:2020/476, K:2020/1774 sayılı karar usul ve yasaya uygun olup, kararın kaldırılmasını gerektiren başka bir neden de bulunmamaktadır.
 
Açıklanan nedenle, İSTİNAF BAŞVURUSUNUN REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan 96,50-₺ yargılama giderinin başvuruda bulunan üzerinde bırakılmasına, yatırılan posta gideri avansından artan miktarın talep edilmesi halinde derhal, talep edilmemesi halinde ise kararın tebligat işlemlerinin tamamlanmasından sonra Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 333'üncü maddesi uyarınca yatırana iadesine, kesin olarak 30.11.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy