İzmir Bölge İdare Mahkemesi 3. Vergi Dava Dairesi 2020/1781 Esas 2020/1722 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 3. Vergi Dava Dairesi
Esas No: 2020/1781
Karar No: 2020/1722
Karar Tarihi: 30.11.2020



(2709 S. K. m. 6, 20, 48, 49, 73) (6100 S. K. m. 333)
 
BAŞVURUNUN KONUSU: Davacı şirketin özel esaslar kapsamına alınmasına dair işlemin iptali istemiyle açılan davada; Anayasa'nın 6, 20, 48/2, 49/2 ve 73/3 maddelerine göre çalışma hayatına ilişkin düzenlemeler yapmak ve buna dair tedbirler almak devlet açısından bir görev iken çalışma, çalışanlar açısından bir hak niteliğinde olduğu, bu alanda yapılacak düzenlemeler gibi çalışma hayatının bir sonucu olan vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerle ilgili düzenlemelerin de kanun ile yapılması zorunlu bulunduğu, dayanağını Anayasa'ya uygun olarak çıkarılmış olan bu türden kanunlardan almayan düzenlemelerle hak ve yükümlülükler tesis edilmesinin, temel hak ve özgürlüklerin ancak kanunla sınırlandırılabileceği ilkesinin vergi hukuku alanında yansıması olan verginin kanuniliği prensibi ile bağdaşmayacağı, çalışma hayatına ve vergisel mükellefiyetlere ilişkin düzenlemelerin ancak kanun ile öngörülmesi yoluyla, çalışma barışının sağlanması yanında, özel teşebbüslerin güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasının güvencesi olan hukuki öngörülebilirlik de tesis edilmiş olacağı, dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirketin özel esaslar kapsamına alınması üzerine bu işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı, hukuk düzenimizde davalı idareyi ya da bağlı bulunduğu hiyerarşik üst makamları, olumsuz mükellefler listesi oluşturmak ve mükellefleri bu listeye dahil etmek konusunda yetkilendiren bir kuralın mevcut olmadığı, bu şekilde, hangi amaç ile olursa olsun, yasal dayanağı olmadan yapılacak bir sınıflandırmanın, vergi barışını bozucu etki yaratacağı gibi, Anayasada güvence altına alınan temel kişi hak ve hürriyetleri ile kişisel verilerin gizliliği ilkesine de aykırılık teşkil edeceği, idarenin kanuniliği ilkesinin, idarenin eylem ve işlem tesis ederken ancak kanun ile açıkça belirlenmiş olan usul ve kapsam çerçevesinde yetki kullanabileceğini, idareye Anayasaya uygun biçimde çıkarılan kanunlarla verilmeyen herhangi bir yetkinin idare tarafından kullanılamayacağını ifade ettiği, idarenin tesis edeceği eylem ve işlemlere ilişkin sarih bir çerçeve çizmeyen ve çok genel ifadeler içeren bir kurala istinaden, idarenin kendi kendisine yetki ve görev yüklemesi ya da bireylerin hukukunu doğrudan etkileyici mahiyette işlem tesis etmesinin idarenin düzenleyici işlem tesis etme yetkisi kapsamında değerlendirilemeyeceği, zira Türk Anayasal düzeninde, idareye muhtar düzenleme yetkisi tanınmadığı gibi kanunların, Türkiye Büyük Millet Meclisine ait olan yasama yetkisinin devri sonucunu doğuracak biçimde yorumlanmasının da Anayasanın 7'nci maddesine aykırılık teşkil etmesi nedeni ile mümkün bulunmadığı, bu durumda; açık bir yasal düzenlemeye dayanmayan, idarece tek taraflı olarak tesis edilen ve itiraz imkânı da bulunmayan bir tespite istinaden mükelleflerin sınıflandırmalara tâbi tutulması, hiçbir kimse veya organın kaynağını Anayasa'dan almayan bir devlet yetkisi kullanamayacağı ilkesine, Anayasa'nın kişisel verilerin korunmasına ilişkin 20'nci maddesinin son fıkrasına ve çalışma barışı ile vergi düzenine ilişkin anayasal prensiplere aykırı bulunduğundan, davacının özel esaslara tabi mükellefler listesine alınmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu işlemin iptaline ilişkin olarak İzmir Dördüncü Vergi Mahkemesi'nce verilen 03.09.2020 tarih ve E:2020/428, K:2020/697sayılı kararın; 84 seri numaralı Tebliğ'i ilga ederek 01.05.2014 tarihinden itibaren uygulama bulan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği ile getirilen değişikliklerden birinin de sahte belge kullanan mükelleflere sorumluluk uygulanmadan önce ticaretin gerçekliğini açıklama şansının verilmesi olduğu, davacının işyeri adresi olarak gösterdiği hurdacılar sitesinde işe başlamasından iki ay sonra yapılan yoklamasında faaliyetinin olmadığı, buna karşın sahte belge düzenledikleri yönünde tespitler olan bir çok mükellefin ismine alım/satım formlarında rastlanılması üzerine vergi dairesi komisyonunca 04.02.2020 tarihi itibarıyla özel esaslara alındığı, işlem hukuka uygun düştüğünden durumun bir kez de Dairemizce tetkik edilmesi gerektiği ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Hüküm veren İzmir Bölge İdare Mahkemesi Üçüncü Vergi Dava Dairesince işin gereği görüşüldü:
 
İzmir Dördüncü Vergi Mahkemesi'nce verilen 03.09.2020 tarih ve E:2020/428, K:2020/697 sayılı karar usul ve yasaya uygun olup, kararın kaldırılmasını gerektiren başka bir neden de bulunmamaktadır.
 
Açıklanan nedenle, İSTİNAF BAŞVURUSUNUN REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan 57,00-₺ yargılama giderinin başvuruda bulunan üzerinde bırakılmasına, yatırılan posta gideri avansından artan miktarın talep edilmesi halinde derhal, talep edilmemesi halinde ise kararın tebligat işlemlerinin tamamlanmasından sonra Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 333'üncü maddesi uyarınca yatırana iadesine, kesin olarak 30.11.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy