İzmir Bölge İdare Mahkemesi 3. Vergi Dava Dairesi 2020/1775 Esas 2020/1539 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 3. Vergi Dava Dairesi
Esas No: 2020/1775
Karar No: 2020/1539
Karar Tarihi: 11.11.2020



(213 S. K. m. 336, 352) (488 S. K. 1 SAYILI TABLO)
 
BAŞVURUNUN KONUSU: Davacı banka şubesinin aracılık ettiği ....... ile para gönderme/alma işlemleri sırasında düzenlenen formların damga vergisine tabi olduğundan bahisle vergi tekniği raporu ve takdir komisyonu kararlarına istinaden davacı adına 2014/1-12 dönemlerine ilişkin re'sen tarh olunan tek kat vergi ziyaı cezalı damga vergilerinin ve 213 sayılı VUK'nun 352/1-1 maddesi uyarınca kesilen usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan davada; her ne kadar davalı idarece ....... ile davacı banka arasında imzalanan Uluslararası Temsilcilik Sözleşmesi kapsamında yapılan işlemlerde para göndericisi/alıcısı ile acente sıfatı ile işlemlere aracılık ettiği anlaşılan bankalar arasında düzenlenen para gönderme/alma formlarının sözleşme niteliğinde olduğu ve bu kapsamda 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'nun (1) sayılı tablosunun I. Akitlerle ilgili kağıtlar başlıklı bölümünün A/1 bendi (mukavelenameler) kapsamında nispi oranda damga vergisine tabi olması gerektiğinden bahisle tarhiyat yapılmış ise de mevzuat hükümleri kapsamında değerlendirildiğinde; acente sıfatıyla işleme aracılık eden bankalar ile para göndericisi/alıcısı arasında düzenlenen para gönderme/alma formlarının sözleşme niteliğinde olmadığı, sözleşme vasfında olması için gerekli kurucu unsurları taşımadığı, hukuki ilişkinin havale niteliğinde olduğu, havalenin çifte yetkilendirme içeren tek taraflı bir hukuki işlem niteliği taşıdığı, taraflarının havale göndericisi, havale alıcısı ve havale ödeyicisi (....... olduğu, bankanın acente sıfatıyla işleme aracılık ettiği, para gönderen kişinin .......'un acentesi olan banka şubesine bir miktar parayı teslim ettiği, .......'u (acentesi niteliğindeki bankayı) teslim ettiği paranın alıcıya ödenmesi için yetkilendirdiği, alıcıyı da teslim edilen paranın tahsiline yetkili kıldığı, bununla yeni bir borç ilişkisi doğmadığı gibi mevcut bir borç ilişkisi üzerinde bir değişiklik de meydana gelmediği, yapılan işlemin tek başına borçlandırıcı işlem ya da tasarruf işlemi niteliği de taşımadığı, tipik bir havale ilişkisinin mevcut olduğu, para gönderenin ödeme yükümlülüğü, alıcının kabul yükümlülüğü bulunmadığı, bir sözleşmenin kurulabilmesi için karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları zorunlu iken somut olayda bir havale ilişkisi mevcut olduğundan havale göndericisinin beyanının yeterli olduğu, .......'un ya da acentesi niteliğindeki bankaların veyahut alıcının kabul beyanına gerek olmadığı, dolayısıyla yapılan ödemeyi tevsik edici nitelikte para göndericisi/alıcısı ile banka arasında düzenlenen para gönderme/alma formlarının sözleşme niteliğinde olmadığı, formlarda genel işlem koşulu niteliğindeki ibarelere yer verilmesinin de hukuki işleme tek başına sözleşme vasfı kazandırmayacağı, bu durumda, ....... ile davacı banka arasında imzalanan Uluslararası Temsilcilik Sözleşmesi kapsamında yapılan işlemlerde para göndericisi, alıcısı ve ....... (bankalar) arasındaki hukuki ilişkinin havale ilişkisi olduğu, havalenin çifte yetkilendirme içeren tek taraflı bir hukuki işlem olduğu ve sözleşme olarak nitelendirilemeyeceği sonucuna varıldığından para göndericisi/alıcısı ile acente sıfatı ile işlemlere aracılık ettiği anlaşılan bankalar arasında düzenlenen para gönderme/alma formlarının sözleşme niteliğinde olduğu ve bu kapsamda 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'nun (1) sayılı tablosunun I. Akitlerle ilgili kağıtlar başlıklı bölümünün A/1 bendi (mukavelenameler) kapsamında nispi oranda damga vergisine tabi olduğundan bahisle vergi tekniği raporu ve takdir komisyonu kararlarına istinaden tarh edilen vergi ziyaı cezalı damga vergilerinde hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu 213 sayılı VUK'nun 352/1-1 maddesi uyarınca kesilen usulsüzlük cezası bakımından yapılan incelemede; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 352'nci maddesinde, "Usulsüzlükler, aşağıda yazılı derecelere ve bu kanuna bağlı cetvele göre cezalandırılır. Usulsüzlük fiili re'sen takdiri gerektirirse, bağlı cetvelde yazılı cezalar iki kat olarak kesilir." denildikten sonra, 3'üncü bendinde, "defter kayıtlarının ve bunlarla ilgili vesikaların doğru bir vergi incelemesi yapılmasına imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması" hali, 1. derece usulsüzlük olarak sayılmış, 336'ncı maddesinde ise "Cezayı istilzam eden tek bir fiil ile vergi ziyaı ve usulsüzlük (...) birlikte işlenmiş olursa bunlara ait cezalardan sadece miktar itibariyle en ağırı kesilir" hükmüne yer verildiği, dava konusu damga vergisi tarhiyatında hukuka uyarlık bulunmadığından, damga vergisi tarhiyatına bağlı olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 352/1-1 maddesi ve 336'ncı maddesi uyarınca kesilen usulsüzlük cezasında da hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 2014/1-12 dönemlerine ilişkin re'sen tarh olunan tek kat vergi ziyaı cezalı damga vergilerinin ve 213 Sayılı VUK'nun 352/1-1 maddesi uyarınca kesilen usulsüzlük cezasının kaldırılmasına ilişkin olarak Denizli Vergi Mahkemesi Hakimliği'nce verilen 23.09.2020 tarih ve E:2020/31, K:2020/480 sayılı kararın; davacı hakkında 06.12.2019 tarih ve 2019-B-798/10 sayılı vergi tekniği raporunun düzenlendiği, anılan raporda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere para gönderme/alma formlarının tek seferlik ödeme sözleşmesi niteliğinde olduğu ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'na ekli (1) sayılı tablonun "I. Akitlerle ilgili kağıtlar" bölümünün A.1. fıkrası kapsamında nispi oranda damga vergisine tabi olduğu, banka şubelerinin beyan etmesi gereken damga vergilerinin beyan edilmediği ve ödenmediği, bu sebeple ilgili dönem matrahlarının re'sen takdiri gerektiği ve re'sen tarh edilmesi gereken damga vergileri üzerinden vergi ziyaı cezası kesilmesi gerektiği, bu sebeple takdir komisyonu kararlarına istinaden vergi ziyaı cezalı damga vergisi tarhiyatları yapılarak davacıya tebliğ edildiği, yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğu öne sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Dava konusu para alma/gönderme işlemlerinin damga vergisine tabi olamayacağı, formların hukuken sözleşme niteliğinde olmadığı, dava konusu para alma/gönderme formlarının müşteri talimatı niteliğinde olduğu, vergi ceza ihbarnamelerine konu edilen gönderme/alma formlarının damga vergisine tabi olmadığı, formlarda müvekkil bankanın imzasının bulunmayıp, damga vergisinin mükellefi bulunmasının hukuken mümkün olmadığı, 15.07.2016 tarihinde tek seferlik ödeme sözleşmelerinin damga vergisinden istisna kapsamına alınmış olmasının bu tarihten önce damga vergisine tabi olduğunu göstermediği, para gönderme/alma işlemleri ile ilgili formların, borçlar kanunu tahtında genel işlem mahiyetinde değerlendirilmesinin mümkün olmadığı öne sürülerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Hüküm veren İzmir Bölge İdare Mahkemesi Üçüncü Vergi Dava Dairesince işin gereği görüşüldü:
 
Denizli Vergi Mahkemesi Hakimliği'nce verilen 23.09.2020 tarih ve E:2020/31, K:2020/480 sayılı karar usul ve yasaya uygun olup, kararın kaldırılmasını gerektiren başka bir neden de bulunmamaktadır.
 
Açıklanan nedenle, İSTİNAF BAŞVURUSUNUN REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan 78,50-₺ yargılama giderinin başvuruda bulunan üzerinde bırakılmasına, yatırılan posta gideri avansından artan miktarın talep edilmesi halinde derhal, talep edilmemesi halinde ise kararın tebligat işlemlerinin tamamlanmasından sonra Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 333'üncü maddesi uyarınca yatırana iadesine, kesin olarak 11.11.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
 


Full & Egal Universal Law Academy