İzmir Bölge İdare Mahkemesi 3. Vergi Dava Dairesi 2020/1770 Esas 2020/1550 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 3. Vergi Dava Dairesi
Esas No: 2020/1770
Karar No: 2020/1550
Karar Tarihi: 12.11.2020



(213 S. K. m. 3, 30, 134) (488 S. K. m. 1, 3, 4, 9, 10, 15, 18, 22, 24) (6102 S. K. m. 102, 105, 107, 114) (818 S. K. m. 457) (6098 S. K. m. 1, 12, 14, 20, 555) (Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliği m. METİN)
 
BAŞVURUNUN KONUSU: Davacı şirket tarafından, 2014 yılı işlemlerinin damga vergisi yönünden incelenmesi neticesinde düzenlenen 06.12.2019 tarih ve 2019-B-980/3 sayılı vergi tekniği raporu ve Germencik Şubesi için alınan takdir komisyonu kararlarına istinaden2014/1 ila 12 dönemlerine ilişkin tek kat vergi ziyaı cezalı damga vergisi tarhiyatlarının kaldırılması istemiyle açılan davada; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B, 30 ve 134'üncü, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'nun 1, 3, 4, 9, 10, 15,18, 22 ve 24'üncü maddeleri hükümleri ile 43 seri numaralı Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliği'nin 3.5.1. Bölümünde yer alan düzenlemelerden, ayrıca 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 102, 105, 107 ve 114'üncü, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 1, 12, 14, 20, ve 555'inci maddeleri hükümlerinden, bu son madde gerekçesinde mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 457 havalenin bir "akit" olarak nitelendirilmesinin teknik bakımdan hatalı bulunduğundan Tasarı'da yapılan tanımda havalenin bir "hukuki işlem" olduğunun belirtildiği, gerçekten havalenin bir sözleşme olmayıp çifte yetkilendirme içeren bir hukuki işlem olduğu açıklamasından bahisle dava dosyasının incelenmesinden; davacı ile uluslararası bir ödeme kuruluşu olan ...... arasında Uluslararası Temsilcilik Sözleşmesi'nin imzalandığı, bu sözleşme ile uluslararası para gönderme/alma işlemlerinde bankanın acente sıfatıyla işlemlere aracılık etmesi, karşılığında belli tutarda komisyon almasının kararlaştırıldığı, …. ve bankanın sorumluluklarının karşılıklı olarak belirlendiği, davalı idarece davacı bankanın acente sıfatıyla aracılık ettiği para gönderme/alma işlemlerinde para göndericisi/alıcısı ile banka arasında düzenlenen para gönderme/alma formlarının tek seferlik ödeme sözleşmesi vasfında olduğu ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'nun (1) sayılı tablosunun I. Akitlerle ilgili kağıtlar başlıklı bölümünün A/1 bendi kapsamında nispi oranda damga vergisine tabi olduğundan ve davacı bankanın şubelerinin 2014/01-12 vergilendirme dönemlerine ait işlemlerine ilişkin olarak beyannamelerini vermediğinden bahisle, düzenlenen vergi tekniği raporuna istinaden takdir komisyonu tarafından re'sen damga vergisi matrahının takdir edildiği, takdir komisyonu kararları doğrultusunda vergi/ceza ihbarnamelerinin düzenlenerek davacıya tebliği üzerine, davacı tarafından yapılan damga vergisi tarhiyatları ile kesilen cezaların kaldırılması istemiyle bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı, uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için tarhiyatların dayanağı niteliğinde olan davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitlerin irdelenmesi gerektiği, düzenlenen vergi tekniği raporunda özetle; davacının bankacılık faaliyeti ile iştigal ettiği, Vergi Denetim Kurulu İstanbul Büyük Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı'nın 28.10.2019 tarih ve E.8604 sayılı görevlendirme yazısı ve ekleri uyarınca, mükellef kurumun 2014, 2015, 2016 yılları ilgili vergilendirme dönemlerinin damga vergisi yönünden sınırlı olarak incelenmesinin istenildiği, takdir komisyonları tarafından mükellef kurumun şubelerine yönelik olarak yapılacak işlemlere done teşkil etmek üzere iş bu raporun düzenlendiği, bankalar ile uluslararası bir ödeme kuruluşu olan ...... arasında Uluslararası Temsilcilik Sözleşmesi'nin imzalandığı, sözleşmede ...... ve bankaların hak ve yükümlülüklerine, sorumluluklarının kapsamına ilişkin olarak detaylı açıklamalarda bulunulduğu, ...... ile para alma ve para gönderme işlemlerinin işleyiş sürecine ilişkin olarak; işlemlerin banka şubeleri ve internet ortamından yapılabildiği, öncelikle para göndermek amacıyla şubeye başvuran kişiye ...... sisteminin işleyişi, hızı, gönderim limiti, komisyon tutarı hakkında ön bilgi verildiği, Müşteri Bilgilendirme Formunun verilerek imzalatıldığı, gönderim masrafını kabul etmesi halinde "...... Para Gönderme Formu" verilerek doldurulmasının istenildiği, ardından gönderilecek para ve komisyon göndericiden alınarak sayımı ve kontrolünün yapıldığı, sonrasında iki nüsha dekont basılıp her ikisi üzerine de göndericinin imzası alındıktan sonra bir nüshasının müşteriye verilip bir nüshasının form ile birlikte saklandığı, gelen parasını almak için şubeye başvuran alıcıya "...... Para Alma Formu" verildiği, doldurulmasının istenildiği, form üzerine alıcının imzasının alındığı, bütün kontroller yapıldıktan sonra ödeme işleminin tamamlandığı, iki nüsha dekont basıldığı, birinin müşteriye verildiği, diğer nüshanın form ile birlikte saklandığı, sürecin bu şekilde işlediği, banka şubelerinin müşterileri ile gerçekleştirdikleri ...... ile para gönderme/alma işlemlerinde kullanılan formların genel işlem koşulları içeren tek seferlik ödeme sözleşmesi mahiyetinde olduğu, bazı formlarda bankaların imzasının bulunmadığının görülmekle beraber banka şubesinin her an imzalama imkanı bulunduğundan bunun sözleşme vasfına etki etmeyeceği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre sözleşmenin taşıması gereken tüm özelliklerin anılan para gönderme/alma formlarında bulunduğu, Damga Vergisi Kanunu'nda 15.07.2016 tarihinde yapılan değişiklik ile tek seferlik ödeme sözleşmelerinin istisna kapsamına alındığı, istisna kapsamına alınmasının anılan değişiklik tarihinde öncesinde yapılan işlemlerin damga vergisine tabi olduğunu doğrular nitelikte olduğu, tek seferlik ödeme sözleşmelerinin değişiklik tarihine kadar 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'nun (1) sayılı tablosunun I. Akitlerle ilgili kağıtlar başlıklı bölümünün A/1 bendi (mukavelenameler) kapsamında nispi oranda damga vergisine tabi olduğu, 2014/01-12 döneminde beyan dışı bırakılan damga vergilerinin re'sen tarhı, tarh edilen damga vergi üzerinden vergi ziyaı cezası kesilmesi gerektiği sonucuna varıldığı tespit ve değerlendirmelerine yer verildiği, rapordaki tespitlerin değerlendirilmesinden, uyuşmazlığın ...... ile davacı banka arasında imzalanan Uluslararası Temsilcilik Sözleşmesi kapsamında yapılan işlemlerde kullanılan para gönderme/alma formlarının niteliğinden kaynaklandığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın çözümü için öncelikle ......, bankalar ve para göndericisi/alıcısı arasındaki hukuki ilişkinin ortaya konularak para göndericisi/alıcısı ile banka arasında düzenlenen para gönderme/alma formlarının niteliğinin mevzuat hükümlerinden hareketle tespit edilmesi gerektiği, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ile madde gerekçelerin birlikte değerlendirilmesinden; Sözleşmenin; karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları ile kurulacağı, öneri ve kabul beyanlarının birleşmesinin sözleşmenin kurulmasında temel unsur olduğu, öneri ve kabulden birinin eksik olması durumunda sözleşmenin kurulmamış sayılacağı, çünkü bu unsurların sözleşmenin emredici nitelikteki kurucu unsurlarından olduğu ve birinin eksik olması durumunda hukukta "yokluk" yaptırımı ile karşılaşacağı, sözleşmelerin geçerliliğinin Kanun'da aksi belirtilmedikçe hiçbir şekle tabi olmadığı, yazılı şekilde yapılması öngörülen sözleşmelerde borç altına girenlerin imzalarının bulunmasının zorunlu olduğu, sözleşme ile yeni bir borç ilişkisinin ortaya çıktığı veya mevcut borç ilişkisinin değişime uğradığı, genel işlem koşullarının bir tarafın ileride çok sayıda benzer sözleşmede kullanmak üzere önceden tek başına hazırlanarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümlerinden ibaret olduğu, genel işlem koşullarıyla ilgili hükümlerin, sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de niteliklerine bakılmaksızın uygulanacağının anlaşıldığı, Havalenin;818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 457'nci maddesinde sözleşme olduğunun belirtildiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 555'nci maddesinde havalenin, havale edenin, kendi hesabına, para, kıymetli evrak ya da diğer bir misli eşyayı havale alıcısına vermek üzere havale ödeyicisini; bunları kendi adına kabul etmek üzere havale alıcısını yetkili kıldığı bir hukuki işlem olduğunun belirtildiği, Kanun değişikliğinin gerekçesinde 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 457'nci maddesinde havalenin bir "akit" olarak nitelendirilmesinin teknik bakımdan hatalı bulunduğundan Tasarı'da yapılan tanımda havalenin bir "hukuki işlem" olduğunun belirtildiği, gerçekten havalenin bir sözleşme olmayıp çifte yetkilendirme içeren bir hukuki işlem olduğu açıklamasına yer verildiği, havalenin üçlü bir borç ilişkisi yarattığı, bu üçlü borç ilişkisinin taraflarının havale eden, havale alıcısı ve havale ödeyicisi olduğu, havale edenin havale ödeyicisini ifada bulunmaya, havale alıcısını ise kabza yetkilendirdiği tek taraflı bir hukuki işlem mahiyetinde bulunduğu, bu işlemle aslında bir borç ilişkisi doğmadığı ya da mevcut bir borç ilişkisi üzerinde bir değişiklik meydana gelmediği, havale ödeyicisi ile havale alıcısı arasında "ödeme" ilişkisi, havale eden ile havale alıcısı arasında "kazandırma/değer/bedel" ilişkisi, havale eden ile havale ödeyicisi arasında "karşılık" ilişkisi bulunduğu, temelinde çifte yetkilendirme içerdiği, bunun da havalenin karakteristik özelliğini oluşturduğu, çifte yetkilendirme içeren tek taraflı bir hukuki işlem niteliği taşıdığından havale göndericisinin havaleyi kabul etmek gibi bir zorunluluğu bulunmadığı gibi havale alıcısının da adına gönderilen havaleyi alma yükümlülüğünün bulunmadığı, taraflar arasında bir sözleşme ilişkisi yaratmadığının anlaşıldığı, uyuşmazlıkta her ne kadar davalı idarece ...... ile davacı banka arasında imzalanan Uluslararası Temsilcilik Sözleşmesi kapsamında yapılan işlemlerde para göndericisi/alıcısı ile acente sıfatı ile işlemlere aracılık ettiği anlaşılan bankalar arasında düzenlenen para gönderme/alma formlarının sözleşme niteliğinde olduğu ve bu kapsamda 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'nun (1) sayılı tablosunun I. Akitlerle ilgili kağıtlar başlıklı bölümünün A/1 bendi (mukavelenameler) kapsamında nispi oranda damga vergisine tabi olması gerektiğinden bahisle tarhiyat yapılmış ise de mevzuat hükümleri kapsamında değerlendirildiğinde; acente sıfatıyla işleme aracılık eden bankalar ile para göndericisi/alıcısı arasında düzenlenen para gönderme/alma formlarının sözleşme niteliğinde olmadığı, sözleşme vasfında olması için gerekli kurucu unsurları taşımadığı, hukuki ilişkinin havale niteliğinde olduğu, havalenin çifte yetkilendirme içeren tek taraflı bir hukuki işlem niteliği taşıdığı, taraflarının havale göndericisi, havale alıcısı ve havale ödeyicisi (...... olduğu, bankanın acente sıfatıyla işleme aracılık ettiği, para gönderen kişinin ......'un acentesi olan banka şubesine bir miktar parayı teslim ettiği, ......'u (acentesi niteliğindeki bankayı) teslim ettiği paranın alıcıya ödenmesi için yetkilendirdiği, alıcıyı da teslim edilen paranın tahsiline yetkili kıldığı, bununla yeni bir borç ilişkisi doğmadığı gibi mevcut bir borç ilişkisi üzerinde bir değişiklik de meydana gelmediği, yapılan işlemin tek başına borçlandırıcı işlem ya da tasarruf işlemi niteliği de taşımadığı, tipik bir havale ilişkisinin mevcut olduğu, para gönderenin ödeme yükümlülüğü, alıcının kabul yükümlülüğü bulunmadığı, bir sözleşmenin kurulabilmesi için karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları zorunlu iken somut olayda bir havale ilişkisi mevcut olduğundan havale göndericisinin beyanının yeterli olduğu, ......'un yada acentesi niteliğindeki bankaların veyahut alıcının kabul beyanına gerek olmadığı, dolayısıyla yapılan ödemeyi tevsik edici nitelikte para göndericisi/alıcısı ile banka arasında düzenlenen para gönderme/alma formlarının sözleşme niteliğinde olmadığı, formlarda genel işlem koşulu niteliğindeki ibarelere yer verilmesinin de hukuki işleme tek başına sözleşme vasfı kazandırmayacağı kanaat ve sonucuna varıldığı, bu durumda, ...... ile davacı banka arasında imzalanan Uluslararası Temsilcilik Sözleşmesi kapsamında yapılan işlemlerde para göndericisi, alıcısı ve ...... (bankalar) arasındaki hukuki ilişkinin havale ilişkisi olduğu, havalenin çifte yetkilendirme içeren tek taraflı bir hukuki işlem olduğu ve sözleşme olarak nitelendirilemeyeceği sonucuna varıldığından para göndericisi/alıcısı ile acente sıfatı ile işlemlere aracılık ettiği anlaşılan bankalar arasında düzenlenen para gönderme/alma formlarının sözleşme niteliğinde olduğu ve bu kapsamda 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'nun (1) sayılı tablosunun I. Akitlerle ilgili kağıtlar başlıklı bölümünün A/1 bendi (mukavelenameler) kapsamında nispi oranda damga vergisine tabi olduğundan bahisle vergi tekniği raporu ve takdir komisyonu kararlarına istinaden 2014/1-12 dönemleri tek kat vergi ziyaı cezalı damga vergilerinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu, 2014/1-12 dönemleri tek kat vergi ziyaı cezalı damga vergilerinin kaldırılmasına ilişkin olarak Aydın Vergi Mahkemesi Hakimliği'nce verilen 29.09.2020 tarih ve E:2020/73, K:2020/437 sayılı kararın; tek taraflı sözleşmenin de iki tarafı bulunmakla birlikte sadece bir tarafa edim yüklediği, acente tarafından form olarak ifade edilse de para gönderme/alma işlemlerine dair formların şartlarını taşıması nedeni ile tek seferlik hizmet sözleşmesi olarak değerlendirilmesi gerektiği, olayda Borçlar Kanunu'nun 555'inci maddesinde havale için yazılan koşulların oluşmadığı, konu 2016 yılında yapılan değişiklikle istisna kapsamına alınmış olsa da 2014 yılında yapılan işlemler için vergi alınması gerektiği öne sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ :Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, söz konusu formların sözleşme niteliğinin olmadığı, ortada acentelik sözleşmesinin bulunduğu ve acente olarak vekaleten hareket ettikleri, ...... firmasının Türkiye'de bürosunun bulunduğu, vekil sıfatıyla imzalanan belgelerden kaynaklanan zararın asile ait olduğu, yapılan işlemlerin Kanun'un 555'inci maddesinde tanımlandığı gibi üçlü ilişki yarattığı öne sürülerek istinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmaktadır.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Hüküm veren İzmir Bölge İdare Mahkemesi Üçüncü Vergi Dava Dairesince işin gereği görüşüldü:
 
Aydın Vergi Mahkemesi Hakimliği'nce verilen 29.09.2020 tarih ve E:2020/73, K:2020/437 sayılı karar usul ve yasaya uygun olup, kararın kaldırılmasını gerektiren başka bir neden de bulunmamaktadır.
 
Açıklanan nedenle, İSTİNAF BAŞVURUSUNUN REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan 78,50-₺ yargılama giderinin başvuruda bulunan üzerinde bırakılmasına, yatırılan posta gideri avansından artan miktarın talep edilmesi halinde derhal, talep edilmemesi halinde ise kararın tebligat işlemlerinin tamamlanmasından sonra Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 333'üncü maddesi uyarınca yatırana iadesine, kesin olarak 12.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)
 


Full & Egal Universal Law Academy