İzmir Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi 2020/96 Esas 2020/522 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 3. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/96
Karar No: 2020/522
Karar Tarihi: 08.07.2020



İSTEMİN ÖZETİ: İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 16.02.2018 günlü, 05.163 sayılı kararı ile kabul edilen Bornova İlçesi, .... Mahallesi, kuzeyde İzmir Metro Hafif Raylı Sistem Hattı, doğuda Çevre Yolu, güneyde 364/1 Sokak, batıda ise Devlet Su İşleri 2. Bölge Müdürlüğü ile Tarım ve Köy İşleri İl Müdürlüğü arasında kalan yaklaşık 53 ha. büyüklüğündeki alana ilişkin hazırlanan NİP-31224 plan işlem numaralı 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı'nın iptali istemiyle açılan davada; aynı planın iptali istemiyle TMMOB Mimarlar Odası tarafından, aynı Mahkemenin E:2018/840 sayısına kayden açılan davada yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan bilirkişi raporu, işbu dosya için de hükme esas alınabilecek mahiyette olduğundan hareketle anılan bilirkişi raporu ile dosyada bulunan bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesi sonucunda; dava konusu alanda yer yer konut ve ticaret yapılaşmanın olduğu, kimi yerlerde mevcut ağaçlık doku ve bitki örtüsünün bulunduğu, taşınmazların konumlandığı alanın kuzey güney yönünde %1 ila 2 arasında değişen eğime sahip olduğu, üst ölçekli planlara uyum sağlanması amaçlı gerçekleştirilen planlama çalışmalarında anılan plan kararlarının yürürlükten kaldırılması nedeniyle yeni plan yapılmasının yargı kararları sonucunda oluşan nesnel bir zorunluluk olduğu, dava konusu 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile öngörülmüş olan plan kararlarının, planlara ilişkin ölçek özellikleri ve plan notlarında öngörülen hükümler de dikkate alındığında, üst ölçekli 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı kararları ve İzmir - Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda öngörülen kullanım kararı ile çelişmediği ve “planların kademeli birlikteliği ilkesi”ne uygun olduğu, dava konusu plana ait dış sınırların fiziksel ve işlevsel eşiklere oturduğu; plan onama sınırları dışında bırakılan diğer alanlar için yönetsel gerekçelerin bulunduğu; dava konusu işlem ile planlanan alanın, daha önce yürürlükte olan planların sınırlarını bütün olarak kapsayacak şekilde 53 hektar büyüklüğünde olduğu; fiziksel, işlevsel ve yönetsel açılardan nesnel eşiklere oturan sınırlar içerisindeki alanın bütün olarak planlanmış olduğu ve plan onama sınırlarının parsel özelinde değil, 53 hektar büyüklüğünde alt bölge temelinde seçilmiş olduğu hususları dikkate alındığında, dava konusu plan onama sınırlarının plan tekniğine aykırı olmadığı, planda öngörülmüş olan “Park ve Yeşil Alan” plan kararının, planda öngörülmüş olan işlevini yerine getirebilmesi için mevzuat ile tarif edilen uygun büyüklüğe sahip olduğu ve yeşil alan sürekliliği ve dengeli mekânsal dağılım anlamındaki şehircilik ilkeleri itibariyle uygun yerseçimine sahip olduğu, yeşil alan kullanımı kapsamında dava konusu planın hazırlanmasına gerekçe teşkil eden ve İzmir 5. İdare Mahkemesi’nce E:2016/1018 sayılı davada verilen karara istinaden .... Caddesi ile 366 Sokağın kesişiminde alan büyüklüğü korunarak Park ve Yeşil Alan kullanımı öngörülmüş olmasının da planlama esasları ve şehircilik ilkelerine aykırı olmadığı ve ilgili Mahkeme kararı gereğinin karşılanmış olduğu, dava konusu planda öngörülmüş olan “Eğitim Tesis Alanı” plan kararının, planda öngörülmüş olan işlevini yerine getirebilmesi için mevzuat ile tarif edilen uygun büyüklüğe sahip olduğu ve yeşil alan, spor alanı, ticaret-konut alanı kullanımlarına yürüme mesafesi içerisinde olması ile erişilebilirlik anlamındaki şehircilik ilkeleri itibariyle uygun yerseçimine sahip olduğu, dava konusu planda Özel Sağlık Tesis Alanı’nın imar planı notu ile büyüklük olarak belirlenmesinin ve mekânsal olarak belirli parseller özelindeki konuma referansla esnek bırakılmasının imar mevzuatı hükümlerine aykırı olmadığı, dava konusu plan kararlarına göre 4 ada 25, 26, 115, 174, 175, 183, 187 ve 188 sayılı parsellere denk gelen alanda planlanan Özel Sağlık Tesisi Alanı’nın hizmet erişimi kolaylığı ve erişilebilirlik açılarından yerseçim olarak ilgili mevzuat hükümlerine, planlama esaslarına ve şehircilik ilkelerine aykırı olmadığı ve brüt inşaat alanı asgari 10000 m² olarak belirlenmiş olan yüzölçümünün yeterli büyüklüğe sahip olduğu, ulaşım kademelenmesine dikkat edilmiş olması ve yol kesitlerinin 25.lik, 20 m.lik ve 15 m.lik yollar ile genişletilmiş olması itibariyle dava konusu plan ile öngörülen ulaşım sisteminin planlama esasları, şehircilik ilkeleri ve kamu yararına uygun olduğu, dava konusu planda öngörülmüş olan “Otopark Alanı” plan kararının, planda öngörülmüş olan işlevini yerine getirebilmesi için mevzuat ile tarif edilen uygun büyüklüğe ve yerseçimine sahip olduğu, yine dava konusu planda öngörülmüş olan “Ticaret Alanı” plan kararının, planlama esasları, şehircilik ilkeleri, imar mevzuatı ve kamu yararına aykırı olmadığı, plan onama sınırları içerisinde Ticaret - Konut Alanı (TİCK) kullanım alanında yapı yoğunluğunun koşula bağlanmış olmasının imar mevzuatı ve plan tekniğine aykırı olmadığı; dava konusu plan kararları ile, öncesinde alana ilişkin “Konut Dışı Kentsel Çalışma Alanı” kullanımına dair verilen toplam yapılaşma yoğunluğunun (E:2.00) korunmuş olmasının planlama esasları, şehircilik ilkeleri ve kamu yararına aykırı olmadığı, dava konusu plan kapsamında “Belediye Hizmet Alanı” belirlenmesine yönelik plan kararının şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, plan tekniğine ve kamu yararına aykırı olmadığı; dava konusu alanın erişilebilirliği yüksek bir noktada olmasının “Belediye Hizmet Alanı” işlevini gerçekleştirebilmesi için gerekli olduğu hususu dikkate alındığında, dava konusu plan kararları ile öngörülmüş olan “Belediye Hizmet Alanları”nın yerseçiminin şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uygun olduğu; alan büyüklüğü itibariyle değerlendirildiğinde, 10.137 m² büyüklüğündeki alanın Belediyelerin yetki ve sorumluluğuna verilmiş olan çöp toplama, temizlik, mezarlık hizmetleri, itfaiye hizmetleri, mezbaha hizmetleri, ulaşım hizmetleri, aşevleri, spor tesisleri gibi pek çok hizmet alanı için büyüklük açısından uygun ve yeterli olduğu ve dava konusu plandaki konumunda fiziksel koşullarının mevzuat hükümleri ile Belediyelerin yetki ve sorumluluğuna verilmiş olan hizmet kollarının pek çoğu için uygun olduğu; dava konusu plan kararlarının Nazım İmar Planı kapsamında olması nedeni ile, plan kararlarında “Belediye Hizmet Alanı”nın belediyenin verdiği hizmetlerden hangisine yönelik olarak kullanılacağının uygulama ölçeğindeki plan kararlarına bırakılmış olmasının imar mevzuatına aykırı olmadığı, dava konusu 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile öngörülen plan kararlarının planlama esaslarına, şehircilik ilkelerine, imar mevzuatına, plan tekniğine ve kamu yararına uygun olduğu ve İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 11.04.2016 tarih ve 05.381 sayılı kararı ile uygun görülen 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve Değişikliği’ne ilişkin olarak aynı Mahkemenin 2016/1018 Esasına kayden açılan davada verilen karar ile İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 18.03.2016 günlü, 05.324 sayılı kararı ile uygun görülen 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği’ne ilişkin olarak yine aynı Mahkemenin 2016/1222 Esasına kayden açılan davada verilen karardaki iptal gerekçelerinin karşılanmış olduğu; bu suretle dava konusu 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı'nda şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, imar mevzuatına, kamu yararına ve hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar veren İzmir 5. İdare Mahkemesinin 04/09/2019 günlü, E:2018/1197, K:2019/914 sayılı kararının; keşif ve bilirkişi masraflarının Maliye Hazinesinden karşılanması yoluna gidilmediği, kararda bahsi geçen bilirkişi raporunun UYAP'a eklenmediği, kendilerine tebliğ edilmediği, adil yargılanma haklarının ihlal edildiği, dava konusu plan yapımı için gerekçe gösterilen 2.ve3. Merkez alanı kullanımının işlevsel bir bütünlük içerdiği, planlama sınırının hangi yönetsel, işlevsel veya mekansal bütünlük içerisinde belirlendiğinin anlaşılamadığı, planlamanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu, kamu yararının dışında tamamen özel kişi ve kuruluşlara ticari rant sağlama amacı taşıdığı, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği Ek-2 tablosundaki asgari standartların sağlanmadığı, özel sağlık tesisi kullanım kararının plan üzerinde gösterilmemesine karşın plan notu ile önerilerek yönetmeliğe aykırı işlem yapıldığı ileri sürülerek kaldırılması ve işin esası hakkında yeniden karar verilmesi istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: İstinaf yoluna başvurulan kararın kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı, usul ve kanuna uygun olan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmaktadır.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren İzmir Bölge İdare Mahkemesi Üçüncü İdari Dava Dairesince dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:
 
Uyuşmazlıkta, İdare Mahkemesince, aynı planın iptali istemiyle TMMOB Mimarlar Odası tarafından, aynı Mahkemenin E:2018/840 sayısına kayden açılan davada yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan bilirkişi raporu, iş bu dosya için de hükme esas alınabilecek mahiyette bulunarak bir örneği dosyaya konulmak suretiyle esas hakkında karar verildiği, bilirkişi raporunun davanın taraflarına tebliğ edilmediği, dolayısıyla bilirkişi raporuna ilişkin olarak iş bu davanın taraflarının görüş ve itirazları alınmadan, anılan bilirkişi raporuna dayanılarak işin esası hakkında karar verildiği anlaşıldığından, Dairemizin 10.06.2020 günlü ara kararı ile; anılan bilirkişi raporunun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 280 ve 281. maddeleri uyarınca iş bu davanın taraflarına da tebliğ edilmesine, taraflardan tebliğ tarihini izleyen günden itibaren iki hafta içinde varsa itirazlarının Dairemize bildirilmesinin istenilmesine karar verilmiş, anılan ara karar ekinde bilirkişi raporunun tebliğ edilmesi üzerine verilen süre içerisinde taraflarca itirazda bulunulmadığı görülmüştür.
 
İdare ve Vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların istinaf yolu ile incelenip kaldırılmaları, 2577 sayılı İdare Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 2. fıkrası ile göndermede bulunulan aynı Kanunun 49. maddesinin 2. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır. İzmir 5. İdare Mahkemesi'nin 04/09/2019 günlü, E:2018/1197, K:2019/914sayılı kararının dayandığı gerekçe ise usul ve hukuka uygun olup, kararın kaldırılmasını gerektiren başka bir neden bulunmamaktadır.
 
Açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen açıklama ile reddine, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin başvuranın üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin talep edilmesi durumunda derhal, talep edilmemesi halinde ise kararın kesinleşmesinden sonra mahkemesince başvurana iadesine, 2577 sayılı Yasanın 45. maddesinin 6. fıkrası kapsamında bulunmayan karara karşı tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere 08/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy