İzmir Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi 2020/764 Esas 2020/818 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 3. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/764
Karar No: 2020/818
Karar Tarihi: 12.11.2020



(2577 S. K. m. 2, 45)
 
İSTEMİN ÖZETİ: İzmir İli, Karşıyaka İlçesi, ……. Mahallesi, 9356 ada, 18 parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılacak yeni binaya ilişkin 30.06.2017 günlü, 1406429 YİBF numaralı yapı denetimi hizmet sözleşmesi ile bu sözleşmenin dayanak yapılması suretiyle düzenlenen 22.09.2017 günlü, 21518 sayılı yapı ruhsatının tüm ekleriyle birlikte iptal edilmesi, ayrıca taşınmaz üzerinde bulunan inşaat temelinin altına yapılması gereken 61 adet jet gruot kolonunun yapı tekniğine, fen ve sanat kuralları ile yapı ruhsatı eki projesine uygun yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 17.04.2019 günlü, E.6355 sayılı ve 07.05.2019 günlü, E.7396 sayılı işlemlerin iptali istemiyle açılan davada; taşınmazda davacılara ait olan 2 ve 5 nolu bağımsız bölümlerin 6306 sayılı Kanun kapsamında 11.07.2017 tarihinde satıldığı, davacıların söz konusu taşınmazla herhangi bir mülkiyet ilişkisinin kalmadığı, bu durumda davacıların uyuşmazlık konusu taşınmazla ilgili kişisel, güncel ve meşru bir menfaatinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar veren İzmir 2. İdare Mahkemesi'nin 26/02/2020 günlü, E:2019/1503, K:2020/242 sayılı kararının; davacılar tarafından, yapı ruhsatına dayanak alınan belgelerin sahte olarak düzenlendiği, bu durumun ceza mahkemesince verilen kararla sabit olduğu, taşınmazdaki hisselerinin hileli ve haksız işlemler sonucunda resen satıldığı, yıkılan riskli binanın yerine yapılacak binayla ilgili menfaatinin bulunduğu; davalı idare tarafından ise, dava lehe sonuçlandığından vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
 
DAVACI SAVUNMASININ ÖZETİ: Davalı idarenin vekalet ücretine hak kazanmadığı belirtilerek davalının istinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmaktadır.
 
DAVALI SAVUNMASININ ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren İzmir Bölge İdare Mahkemesi Üçüncü İdari Dava Dairesince dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:
 
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin (a) fıkrasında, idari davaların idari işlemler hakkında yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacağı hükme bağlanmıştır.
 
Yukarıya alıntılanan yasal hükümde yer alan ve iptal davasının sübjektif ehliyet koşulu olan "menfaat ihlali" doktrin ve içtihatlarda dava konusu işlemle davacı arasında kurulan kişisel, meşru, güncel bir menfaat ilişkisi olarak tanımlanmaktadır. Menfaatin kişisel ve meşru olması için hukuki bir durumdan ortaya çıkması gerekir. Sözü edilen menfaat ilişkisinin varlığı ve sınırları her olayda yargı yerince uyuşmazlığın niteliğine göre belirlenmektedir.
 
Dosyanın incelenmesinden; İzmir İli, Karşıyaka İlçesi, ….. Mahallesi, 9356 ada, 18 parsel sayılı taşınmazda mevcut yapının 2 ve 5 numaralı bağımsız bölümlerinin davacıların mülkiyetinde olduğu dönemde, 15/09/2014 tarihinde binanın riskli yapı olduğuna dair karar alınarak tapu kaydına şerh konulduğu, 06/02/2017 tarihinde davalı idarece yapılan denetimde riskli yapının yıkıldığının tespit edildiği, 11/07/2017 tarihinde davacılara ait hisselerin 6306 sayılı Yasa hükümleri uyarınca açık arttırma suretiyle başka şahıslara satıldığı, satış işleminin 24/11/2017 tarihinde tapuya tescil edildiği, bu arada kentsel dönüşüm kapsamında yeni bina yapmak amacıyla kat malikleri kurulunca bir takım kararların alındığı, sonrasında ise inşaat ve yapı denetimi sözleşmelerinin imzalandığı, bu süreçte davacıların, bir kısım hisse sahibi ve davalı idare ile anlaşmazlıklar yaşadığı, bu kapsamda davacılar tarafından kat malikleri kurulu kararı ile inşaat sözleşmesinin, satışın tapuya tescil edilmesi işleminin iptali istemiyle adli ve idari yargı mercilerinde davaların açıldığı, ayrıca apartman yöneticileri hakkında belgede sahtecilik, Karşıyaka Belediyesi personeli hakkında ise sahte belgeye dayalı işlemler tesis etmek, taşınmazın cins değişikliği, ruhsat verilmesi ve inşaatın denetlenmesiyle ilgili olarak görevi kötüye kullanmak suçlamasıyla şikayette bulunulduğu, bu kapsamda açılan kamu davalarının bir kısmının mahkumiyetle sonuçlandığı anlaşılmıştır.
 
Yukarıda izah edilen süreç ve davacıların iddiaları birlikte değerlendirildiğinde; davacıların, taşınmazdaki hisselerinin kentsel dönüşüm sürecindeki hukuka aykırı işlemler neticesinde ellerinden çıktığını ileri sürdükleri ve bu kapsamda birçok hukuki girişimde bulundukları, hukuka aykırılığını ileri sürdükleri bazı işlemlerin ise dava konusu işlemlere dayanak alındığı anlaşılmaktadır. Somut olayın koşullarında makul ve kabul edilebilir bilgi ve belgelerle desteklenen mülkiyet iddiası, yapı denetimi sözleşmesi, yapı ruhsatı ve yapının ruhsat eki projesine uygunluğuna ilişkin taleplerin reddine dair işlemle davacılar arasında kişisel, meşru ve güncel menfaat bağının kurulması için yeterli görülmelidir.
 
O halde, dava konusu taşınmazdaki hissesinin hileli işlemler sonucunda ve rızası dışında elinden çıktığını iddia eden ve mülkiyetin kazanılması için hukuki girişimini sürdüren davacıların bu durumu gözetilmeksizin, sırf halihazırda tapuda malik olmamaları nedeniyle menfaatlerinin ihlal edilmediğinden, dolayısıyla dava ehliyetlerinin bulunmadığından söz edilemez.
 
Bu durumda, davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
 
Öte yandan, İdare Mahkemesince uyuşmazlık hakkında yeni bir karar verileceğinden, davalı idarenin vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusu hakkında bu aşamada karar verilmesine olanak bulunmamaktadır.
 
Açıklanan nedenlerle, davalının istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı istinaf başvurusunun kabulüne, İzmir 2. İdare Mahkemesi'nin 26/02/2020 günlü, E:2019/1503, K:2020/242 sayılı kararının kaldırılmasına, dava dosyasının anılan idare mahkemesine gönderilmesine, 12/11/2020 tarihinde 2577 sayılı Yasanın 45. maddesinin 5. fıkrası uyarınca kesin olarak oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy