İzmir Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi 2020/657 Esas 2020/866 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 3. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/657
Karar No: 2020/866
Karar Tarihi: 26.11.2020



(3194 S. K. m. 5, 8) (Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği m. 25, 26)
 
İSTEMİN ÖZETİ: Çanakkale ili, Biga ilçesi, ……. mahallesi, 1102 ada, 4 ve 7 parsel sayılı taşınmazları kapsayan alanda yapılan 1/1000 ölçekli İlave ve Revizyon Uygulama İmar Planı ile 1/5000 ölçekli İlave ve Revizyon Nazım İmar Planının kabulüne ilişkin Biga Belediye Meclisinin 04/09/2018 günlü, 2018/64 sayılı kararının anılan taşınmazlara ilişkin kısmının iptali istemiyle açılan davada, parselasyon uygulama sınırının bulunmaması nedeniyle %53 oranında DOP kesintisi yapılmasını önleyici herhangi bir yöntemi ihtiva etmeyen ve bu kapsamda eşit ve adil bir dağılım öngörmeyen dava konusu imar planlarında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptali yolunda Çanakkale İdare Mahkemesince verilen 19/06/2020 günlü, E:2019/178, K:2020/610 sayılı kararın; bilirkişi raporunda yer verilen DOP oranının varsayımın ötesinde hiçbir teknik hesaplamaya dayanmadığı, sosyal donatı alanlarının mevzuatta belirlenen standardın altına düşürülmesinin mümkün olmadığı ileri sürülerek kaldırılması ve işin esası hakkında yeniden karar verilmesi istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: İstinaf yoluna başvurulan kararın kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı, usul ve kanuna uygun olan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmaktadır.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren İzmir Bölge İdare Mahkemesi Üçüncü İdari Dava Dairesince dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:
 
Dava, Çanakkale ili, Biga ilçesi, ….. mahallesi, 1102 ada, 4 ve 7 parsel sayılı taşınmazları kapsayan alanda yapılan 1/1000 ölçekli İlave ve Revizyon Uygulama İmar Planı ile 1/5000 ölçekli İlave ve Revizyon Nazım İmar Planının kabulüne ilişkin Biga Belediye Meclisinin 04/09/2018 günlü, 2018/64 sayılı kararının anılan taşınmazlara ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
 
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesine, nazım imar planları; varsa bölge planlarının mekâna ilişkin genel ilkelerine ve varsa çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklüklerini, nüfus yoğunlukları ve eşiklerini, ulaşım sistemlerini göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, plan hükümleri ve raporuyla beraber bütün olan planları, uygulama imar planları ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren planlar olarak tanımlanarak planlar arasındaki hiyerarşik sıralama vurgulanmış, aynı Yasanın "Planların Hazırlanması ve Yürürlüğe Konulması" başlıklı 8. maddesinin (b) bendinde ise, "İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde ilanlara itiraz edilebilir. Belediye Başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazları ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar. Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir." hükmü yer almıştır.
 
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 25. maddesinde, imar planlarının ihtiyaca cevap vermediği veya uygulamasının mümkün olmadığı durumlar ile üst kademe plan kararlarına uygunluğunun sağlanması amacıyla planın tamamının veya plan ana kararlarını etkileyecek bir kısmının yenilenmesi için bu Yönetmelikte belirtilen ilke, esas ve standartlara uygun olarak imar planlarında revizyon yapılabileceği; imar planlarının ihtiyaca cevap vermediği durumlarda ise mevcut plana bitişik ve mevcut planın genel arazi kullanım kararları ile süreklilik, bütünlük ve uyum sağlayacak biçimde, bu Yönetmelikte belirtilen ilke, esas ve standartlara uygun olarak ilave imar planı yapılabileceği; aynı Yönetmeliğin 26. maddesinde ise, plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü, sosyal ve teknik altyapı dengesini bozmayacak nitelikte, kamu yararı amaçlı, teknik ve nesnel gerekçelere dayanılarak imar planı değişikliği yapılabileceği kuralı getirilmiştir.
 
Dava dosyasının incelenmesinden; Çanakkale ili, Biga ilçesi, ….. mahallesi, 1102 ada, 4 ve 7 parsel sayılı, davacıların mülkiyetinde olan taşınmazların İl Özel İdaresince onaylı 1/1000 ölçekli Mevzi İmar Planı kapsamında "konut alanı ve yol" kullanımlarına tahsisli olduğu, Biga Belediye Meclisinin 04/09/2018 günlü, 2018/64 sayılı kararıyla dava konusu taşınmazları da kapsayan alanda 1/5000 ölçekli İlave ve Revizyon Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli İlave ve Revizyon Uygulama İmar Planının kabul edildiği, buna göre dava konusu taşınmazların 1/5000 ölçekli nazım imar planında "Gelişme Konut Alanı, İbadet Alanı, Eğitim Alanı ve Yol" kullanımlarına, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ise "Konut Alanı, Cami, Ortaokul, Park ve Yol" kullanımlarına ayrılması üzerine, davacılar tarafından sosyal donatı alanlarını kendi parsellerinden karşılanmaması gerektiği, eşit ve adil bir dağıtım yapılmadığı iddiasıyla anılan imar planlarının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
 
İdare Mahkemesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda uyuşmazlık konusu bölgenin 1/100000 ölçekli Balıkesir - Çanakkale Çevre Düzeni Planında "Tarım Alanı" kullanımına ayrıldığı tespit edilmiş, bununla birlikte öncesinde onaylı mevzi imar planı bulunan bir alan olması nedeniyle Çevre Düzeni Planı plan notlarının 7.16. maddesi uyarınca, yapılaşma öngören dava konusu plan kararlarında üst ölçekli plan hükümlerine ve planların kademeli birlikteliği ilkesine aykırılık bulunmadığı, dava konusu taşınmazların yakın çevresindeki gelişme konut alanlarına erişim mesafelerinin sağlanması gereği de dikkate alınarak donatı alanlarının oluşturulduğu, bu bakımdan donatı alanlarının yer seçiminin planlama ilkelerine ve yönetmelik hükümlerine uygun şekilde yapıldığı, nüfus kabullerinin hesaplanmış üst ölçekli plan kabulleri ile uygun olduğu, kentsel gelişme yönlerinin üst ölçekli plan kararları ile uygun olarak kentin gereksinimleri, analizler ve eşikler doğrultusunda yapıldığı, mülga plan ile ilave ve revizyon plan arasında yoğunluk artışının söz konusu olmadığı hususları açıklanmıştır.
 
Diğer taraftan, bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazların %53 oranındaki kısmına donatı alanı kullanım kararı getirilmesinde ve bu usulde kamu kullanımına özgülenmiş alan olarak belirlenmesinde "planlamada eşitlik ilkesine" uygunluk bulunmadığı yolunda görüş açıklamasında bulunulmuş ve İdare Mahkemesi tarafından da bu görüşe istinaden dava konusu işlemlerin hukuka uygun olmadığına hükmedilmiş ise de; bakılan davanın parselasyon işleminin iptali istemiyle değil, imar planlarının iptali istemiyle açılan bir dava olduğu ve esasen bu yerde sonraki dönemde yapılacak parselasyon işlemi sırasında eski yerinden tahsis yapılması olanağı bulunmayan taşınmazlara karşılık imar planı uyarınca imar parsellerinden tahsis yapılacağı hususu açık olduğundan, belirtilen bu görüş açıklamasının imar planlarının iptalini gerektirir nitelikte hukuka aykırılığı tanımlamadığı sonucuna varılmış ve bilirkişi raporunda yer alan teknik açıklamalar, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarına ait açıklama raporlarında yer alan veriler, dosyada bulunan diğer bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmiş ve davacıların itiraz ettikleri hususlar da dikkate alınarak hukuka uygunluk incelemesi Dairemizce yapılmıştır.
 
Uyuşmazlıkta, 2009 onay tarihli 1/1000 ölçekli Revizyon Uygulama İmar Planı yürürlükte iken İlçenin yetki sınırının 2014 yılında yapılan yerel seçimler sonrasında değişmiş olmasına bağlı olarak, mahalle statüsüne dönüşerek İlçenin yetki sınırına dahil olan köy yerleşimlerinin büyük bölümünün imar planı sınırlarına alınması, gerek uygulamada yaşanan sorunların giderilmesi, gerekse artan nüfusun ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla bölgede imar planlarının hazırlandığı; 2009 yılında onaylanan imar planında 2025 yılı için öngörülen nüfusun 2018 yılı itibarıyla aşılmış olması ve mevzi nitelikte onaylanan imar planlarında sosyal donatı alanlarının gösterilmemiş olması nedeniyle, toplamda 9 mahalleden oluşan bölgenin ihtiyacını karşılayacak nitelikte park, okul, kültürel tesis alanları ile ibadet alanları, taşıt ve yaya yollarının düzenlenmesi gereği kapsamında, sosyal ve teknik donatı alanı kullanımları getirildiği, davacılara ait taşınmazların kullanım kararlarının da bu çerçevede belirlendiği, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı ile çerçevesi ortaya konulan kullanım kararlarına uygun usulde imar planlarının yürürlüğe konulduğu anlaşıldığından, davaya konu nazım ve uygulama imar planında şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmış ve imar planlarının iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
 
Açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusunun kabulüne, Çanakkale İdare Mahkemesi'nce verilen 19/06/2020 günlü, E:2019/178, K:2020/610 sayılı kararın kaldırılmasına, davanın reddine, aşağıda dökümü yapılan dava yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, istinaf yargılama giderleri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.040,00-TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine, davalı idare tarafından fazladan yatırılan 54,40-TL harcın iadesine, artan posta ücretinin talep edilmesi durumunda derhal, talep edilmemesi halinde ise kararın kesinleşmesinden sonra mahkemesince başvurana iadesine, 2577 sayılı Yasanın 45. maddesinin 6. fıkrası kapsamında bulunmayan karara karşı tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere 26/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy