İzmir Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesi 2020/78 Esas 2020/578 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 1. Vergi Dava Dairesi
Esas No: 2020/78
Karar No: 2020/578
Karar Tarihi: 17.07.2020



(193 S. K. m. 94, 119, Mük. m. 121)
 
İSTEMİN ÖZETİ: Davacı tarafından, 2017 hesap dönemi kurumlar vergisi beyannamesinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 121. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiği ihtirazi kaydıyla tahakkuk eden 501.773,94 TL tutarındaki verginin iadesi istemiyle yapılan başvurunun 2017/7 dönemine ait muhtasar beyannamenin kanuni süresinde verilmediği ve bu nedenle özel usulsüzlük cezası kesildiği, ayrıca 2015/11, 2017/5,10,12 dönemlerine ilişkin gelir stopaj vergisi, 2016 dönemi kurumlar vergisi, 2015/1,4,6, 2016/6,11,12, 2017/2,5,6,10,11,12 dönemlerine ilişkin katma değer vergisi, 2017/7-9 dönemine ilişkin kurum geçici vergisi, 2015/2 2017/10-12 dönemine ilişkin damga vergisi, 2015/8,12, 2016/1,7 dönemlerine ilişkin özel tüketim vergisinin kanuni süresinde ödenmediği ifade edilmek suretiyle reddine ilişkin 4.4.2019 tarih ve E.21319 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davanın; vergilerin en geç kanuni ödeme süresinde daha önceki katma değer vergilerinden doğan iade alacaklarından mahsuben iade talebinde bulunulduğuna ilişkin belgelerin sunulduğu, davalı idarece davacının mahsuben iade talebinin yerine getirilmediğine ilişkin bir açıklamada bulunmadığı dikkate alındığında; anılan beyannamelere ilişkin olarak 193 sayılı Kanun'un mükerrer 121.maddesinde öngörülen şartın ihlal edilmediği sonuç ve kanaatine varıldığı, 2016 hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi, 2015/8 (ikinci dönem), 2015/1,7 (birinci dönem) dönemleri özel tüketim vergisi beyannameleri üzerine tahakkuk eden maktu damga vergilerine ilişkin olarak; davalı idarece, savunma dilekçesinde, 2016 hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi, 2015/8 (ikinci dönem), 2015/1,7 (birinci dönem) dönemleri özel tüketim vergilerine ilişkin beyannamelerin kanuni süresinde verildiği, 2016 dönemine ilişkin olarak tahakkuk eden kurumlar vergisinin kanuni süresinde ödendiği, 2015/8 (ikinci dönem), 2015/1,7 (birinci dönem) dönemlerine ait özel tüketim vergisi beyannamelerinin ise matrahsız olarak verilmesi nedeniyle özel tüketim vergisi tahakkuk etmediği, ancak bu beyannamelerden kaynaklanan maktu tutardaki damga vergisinin kanuni süresinden sonra ödendiği, bahsi geçen beyannamelerden kaynaklanan maktu damga vergileri beyana tabi vergi olmadığından geç ödenmesi nedeniyle 193 sayılı Kanun'un mükerrer 121. maddesinde öngörülen şartın ihlal edilmediği sonuç ve kanaatine varıldığı, 2017/7 dönemine ilişkin muhtasar beyannamenin ise en son 23.8.2017 tarihinde verilmesi gerekirken, kanuni süresinin geçmesinden sonra 24.8.2017 tarihinde verildiği dikkate alındığında; yukarıya alınan kanun hükmünde yer alan indirimin hesaplanacağı yıla ait beyannamelerin kanuni süresinde verilme şartının ihlal edildiği, dolayısıyla davacının söz konusu indirimden yararlanmasının mümkün bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar veren Denizli Vergi Mahkemesi'nin 08/10/2019 tarih ve E:2019/293, K:2019/634sayılı kararının, yasal dayanaktan yoksun olduğu, uygulanan cezanın orantılılık ilkesine aykırı olduğu ileri sürülerek kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: İstinaf başvurusuna ait dilekçede ileri sürülen nedenlerin, dayandığı gerekçeler karşısında kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte olmadığı, bu nedenle istinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmaktadır.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren İzmir Bölge İdare Mahkemesi 1.Vergi Dava Dairesi'nce gereği görüşüldü;
 
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 119. Maddesinde 94. Madde gereğince yapılan vergi tevkifatlarının vergi kesenler tarafından beyanname verecekleri ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar bağlı bulundukları vergi dairelerine yatıracakları düzenlenmiş; 98.maddesinde ise; 94 üncü madde gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın yirmiüçüncü günü akşamına kadar, ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecbur oldukları düzenlenmiştir.
 
Aynı Kanunun mükerrer 121.maddesi uyarınca; Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile kurumlar vergisi mükelleflerinden (finans ve bankacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler, sigorta ve reasürans şirketleri ile emeklilik şirketleri ve emeklilik yatırım fonları hariç olmak üzere), bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartları taşıyanların yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5'i, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirilir. Şu kadar ki hesaplanan indirim tutarı, her hal ve taktirde 1 milyon Türk Lirasından fazla olamaz...
 
Söz konusu indirimden faydalanabilmek için;
 
1. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş (Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.) ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması (Her bir beyanname itibarıyla 250 Türk lirasına kadar yapılan eksik ödemeler bu şartın ihlali sayılmaz. (Ek cümle: 18/1/2019-7162/3 md.) Vergi kanunları gereğince, tecil edilerek belirlenen şartların gerçekleşmesine bağlı olarak terkin edilecek vergilerin, şartların sağlanamaması halinde kanunlarında belirlenen tecil süresinin sonunu takip eden onbeşinci günün bitimine kadar ödenmesi şartıyla bu şart ihlal edilmiş sayılmaz.)
 
2. (1) numaralı bentte belirtilen süre içerisinde haklarında beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması (Yapılan tarhiyatların kesinleşmiş yargı kararlarıyla veya 213 sayılı Vergi Usul Kanununun uzlaşma ya da düzeltme hükümlerine göre tamamen ortadan kaldırılmış olması durumunda bu şart ihlal edilmiş sayılmaz.),
 
3. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla vergi aslı (vergi cezaları dâhil) 1.000 Türk lirasının üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmaması şarttır." hükmüne yer verilmiştir.
 
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından2017 hesap dönemi kurumlar vergisi beyannamesinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun mükerrer 121.maddesi uyarınca indirim konusu yapılması gerektiği ihtirazi kaydıyla beyan üzerine tahakkuk eden ve ödenen 501.773,94.-TL tutarındaki verginin iadesi istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun 2017/7 dönemine ait muhtasar beyannamenin kanuni süresinde verilmediği ve bu nedenle özel usulsüzlük cezası kesildiği ve 2015/11, 2017/5,10,12 dönemlerine ilişkin gelir stopaj vergisi, 2016 dönemi kurumlar vergisi, 2015/1,4,6, 2016/6,11,12, 2017/2,5,6,10,11,12 dönemlerine ilişkin katma değer vergisi, 2017/7-9 dönemine ilişkin kurum geçici vergisi, 2015/2 2017/10-12 dönemine ilişkin damga vergisi, 2015/8,12, 2016/1,7 dönemlerine ilişkin özel tüketim vergisinin kanuni süresinde ödenmediği bu haliyle anılan Yasa hükmünde yer verilen indirim hakkından yararlandırılmanın mümkün olmadığını bildiren 4.4.2019 tarih ve E.21319 sayılı işlem ile reddedilmesi üzerine anılan işlemin iptali ile ilgili beyannamede indirim konusu yapılan 501.773,94.-TL'nin iadesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
 
Olayda; 2015/11, 2017/5,10,12 dönemlerine ilişkin gelir stopaj vergisi, 2015/1,4,6, 2016/6,11,12, 2017/2,5,6,10,11,12 dönemlerine ilişkin katma değer vergisi, 2017/7-9 dönemine ilişkin kurum geçici vergisi, 2015/2 2017/10-12 dönemine ilişkin damga vergisi, 2015/12 dönemlerine ilişkin özel tüketim vergisinin ödenmesi için yasal süresi içerisinde davacının mahsup talebi bulunması sonucunda anılan vergiler yönünden 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 121.maddesinde yer alan indirim hakkından yararlanabilmek için şartların ihlal edilmediği yönündeki ilk derece mahkemesi tespiti ve gerekçesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
 
2017/7 dönemine ilişkin muhtasar beyannamenin kanuni süresinden sonra verilmesine ilişkin olarak:
 
Davalı idarece tesis edilen işlem ile savunma dilekçesinde davacının ilgili hükümde öngörülen indirimden faydalandırılmamasına dayanak olarak gösterilen sebeplerden biri 2017/7 dönemine ilişkin muhtasar beyannamenin, beyannamenin en son verileceği tarih olan 23.8.2017 tarihinde verilmesi gerekirken 24.8.2017 tarihinde verilmesi olarak ifade edilmiştir.
 
Yukarıda yer verilen Yasa hükmünde; vergi tevkifatlarının vergi kesenler tarafından beyanname verecekleri ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar bağlı bulundukları vergi dairelerine yatıracakları düzenlenmiştir.
 
Davacı tarafından 2017/7 dönemine ilişkin muhtasar beyannamenin en son 23.8.2017 tarihinde verilmesi gerekirken, kanuni süresinin geçmesinden sonra 24.8.2017 tarihinde verildiği tahakkuk eden gelir stopaj vergisinin ise yasal süresi içerisinde ödendiği görülmektedir.
 
Bu durumda; vergisel yükümlülükleri düzenli olarak yerine getirilmesi için mükelleflerin teşviki ve ödüllendirilmesi amacıyla getirilen yasal düzenlemenin amacı, davacının iradesinin tahakkuk eden vergiyi vadesinde ödeme yönünde olduğu hususları dikkate alındığında; dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
 
Açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusunun kabulüne, Denizli Vergi Mahkemesi'nce verilen 08/10/2019 gün ve E:2019/293, K:2019/634 sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, dava konusu 4.4.2019 tarih ve E.21319 sayılı işlemin iptaline, aşağıda dökümü yer alan 369,50 TL yargılama gideri ile 1.890,00 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, yatırılan posta gideri avansından artan tutarın Mahkemesi'nce H.M.K'nun 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren otuz (30) gün içinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 17/07/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
 
AZLIK OYU
 
Dava dosyası kapsamında yer alan bilgi ve belgeler dahilinde yapılan inceleme neticesinde, Denizli Vergi Mahkemesi'nce verilen 08/10/2019 gün ve E:2019/293, K:2019/634 sayılı kararın, usul ve esas yönünden hukuka uygun olup, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum. (¤¤)
 


Full & Egal Universal Law Academy