İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2436 Esas 2023/588 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2436
Karar No: 2023/588
Karar Tarihi: 05.04.2023

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2436
KARAR NO: 2023/588
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/03/2017 (Dava) - 12/11/2019 (Karar)
NUMARASI: 2017/193 Esas - 2019/678 Karar
DAVA : Alacak
BAM KARAR TARİHİ: 05/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 05/04/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 12/11/2019 tarih ve 2017/193 Esas - 2019/678 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK'nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, kooperatife borcunun bulunmadığını, kooperatife ait ... ... köyü, ... ada, ... parselde tapuya kayıtlı ... Caddesi No:... ... blok D:... adresinde mesken niteliğindeki bağımsız bölümün davacı adına tapuya kayıtlı olduğunu, davalı kooperatifin piyasaya borçlarından dolayı hakkında icra takibi başlatıldığını, İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2005/9041 E. Sayılı dosyasında Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2012/1428 Tal.s. dosyası ile bağımsız bölümün 3. kişiye satılarak devredildiğini, kooperatif ve tapu malikleri tarafından Karşıyaka 2. İcra Hukuk Mahkemesi’ne satışların iptali yönünde açılan 2013/394 Esas sayılı davanın reddedildiğini ve Yargıtay’ca onanarak kesinleştiğini, müvekkilinin meskeninden olduğunu, manevi zarara uğradığını acı çektiğini ileri sürerek, müvekkiline ait bağımsız bölümün cebri icrada satıldığı tarihte ve dava tarihindeki güncel piyasa değerlerinin tespiti ile davacının zararının lehe olan bedel esas alınmak suretiyle şimdilik 10.000,00-TL kısmının tazminine, bu bedele cebri satış tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizin yürütülmesine, 20.000,00-TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili tarihli ıslah dilekçesi ile 10.000,00-TL olan maddi tazminat talebini 75.000,00-TL artırmış, 85.000,00-TL bedelin tazminini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın 2 yıllık zamanaşımına uğradığını, ihale tarihinin 16.08.2013 olduğunu, davacının kendisine isabet eden bağımsız bölümün icra marifetiyle 3. kişiye ihale edildiğini 21.06.2013 ilan tarihinde öğrendiğini, maddi tazminat davasının belirsiz alacak olarak açılamayacağını, davacı adına tahsis edildiği sırada dairenin tapu kaydı üzerinde İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2005/9041 Esas sayılı dosyasından haczin bulunduğunu, hacizli olarak tapuyu devraldığından maddi ve manevi tazminat talep edemeyeceğini, talep edebilecek miktarın en fazla ihale neticesinde satışa esas olan değer olduğunu, İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2005/9041 E.s. dosyasında alacaklı ... İnşaat aleyhine kooperatifin borçlu bulunmadığının tespiti açısından İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne 2014/449 E.s. dava açıldığını, kooperatifin iyi niyetle hareket ederek ihale neticesinde daireleri satılan ortaklara bu daireler yerine kooperatifteki boş olan başkaca dairelerin tahsis edildiğini, ... ada ... parselde kayıtlı ... blok ... Apartmanı’nda sıfır nitelikte hiç kullanılmamış 10 adet boş dairenin ihalede evi satılan üyelere teklif edildiğini, davacının kooperatife başvurması halinde kendisine de tahsis yapılabileceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; "...1- Davacının maddi tazminat davasının KABULÜNE, 85.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihi 06.04.2016 tarihin'den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,2-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE, 10.000,00-TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Fazlaya ilişkin 10.000,00-TL manevi tazminat isteminin REDDİNE..." şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu edilen taşınmazın ihale ile satıldığı tarihin 16/08/2013 olduğunu, davacının da bu ihale yolu ile yapılan satıştan haberdar olduğunu, Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğünün 2012/1428talimat sayılı dosyasında gönderilen satış ilanının davacıya 21/06/2013 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının ıslahtan önceki davayı 2016 yılında açtığını, maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden zaman aşımı iddialarının dikkate alınması gerektiğini, satışın üzeriden 3 yıl geçtikten sonra açılan davanın zaman aşımına uğradığını, yerel mahkemece maddi tazminatın 06/04/2016 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faize hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının ıslah dilekçesinde manevi tazminata dair herhangi bir talebinin olmadığını, buna rağmen yerel mahkemece 10.000 TL manevi tazminata hükmedildiğini, davacının icradan satılan kooperatif taşınmazı üzerindeki hacizlerden haberdar olarak altığını, davacının ihale yolu ile yapılan satıştan haberdar olduğunu, taşınmazın ihaleden satın alınması imkanı olduğununda aşikar olduğunu, aleyhe kabul anlamına gelmemek kaydıyla, ihalede taşınmazın satıldığı bedelden daha yüksek bir bedele hükmedilmiş olmasının da hatalı olduğunu, kooperatif açısından taşınmaz ihale bedeli kadar yarar sağlamış olduğunu, bu itibarla davacıya daha yüksek bir maddi tazminat ödenmesinin haksız ve usulsüz olduğunu, davaya konu taşınmazın değerinin çok yüksek bir bedel olarak hesaplandığını, taşınmaz bedelinin 85.000 TL olarak belirlendiğini, yapılan satışta taşınmazın 34.550,00 TL'ye satıldığını, emsal nitelikte aynı muhitteki dairenin satış bedelinin 73.220,00 TL olduğunu, aynı kooperatifteki taşınmaz yönünden 02/03/2017 dava tarihi itibariyle taşınmazın 80.000 TL olduğunu, mahkemece 85.000 TL bedele itibar edilerek hüküm kurulmasının yanlış olduğunu, söz konusu icrada satışı yaptıran ... İnşaat yönünden kooperatif borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açtığını, yargılamanın halen sürdüğünü, bu davanın da bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif ortağı olan davacıya konut tahsis edilmediği iddiasına dayalı, maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-) Davalı kooperatifin ortağı olan davacı adına ferdileşme yolu ile tescil edilen ... Blok D:...'de yer alan bağımsız bölüm sayılı taşınmazın, kooperatifin dava dışı üçüncü kişilere olan borcu nedeniyle yapılan icra takip dosyası kapsamında cebri icra ile yapılan satışı neticesinde davacının elinde çıktığı sabittir.
Kooperatif ile kooperatif üyesi arasında üyelik ilişkisi devam ettiği sürece tapu iptali ve tescile, üyelik tespitine, tahsis hakkına dayalı davalarda olduğu üzere ortaklığa sıkı sıkıya bağlı taleplerde zamanaşımı işlemez. Ortaklıkla yapışık olmayan talepler yani sadece aidat tahsili gerekipte karşılığında tapu ve benzeri edim beklenmeyen hallerde TBK'da öngörülen zamanaşımı süresi işler. (Yargıtay 23. HD'nin 05.06.2018 tarih ve 2016/6803 E. - 2018/3527 K. Sayılı ilamı) Eldeki dava, tahsis hakkına dayalı olup zamanaşımı söz konusu olmadığından davalının bu yöndeki istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-) Bir yapı kooperatifinin ortağına karşı asıl sorumluluğu parasal yükümlüğü karşılığında anasözleşmeye uygun oturmaya ya da kullanmaya elverişli konut ya da işyeri teslim etmektir. Çeşitli nedenlerle konut ya da işyeri tahsisi imkansızlığı ortaya çıktığında ortağın uygun bir tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına ortağın tüm ödemelerini yapmış olduğu belirlenirse verilecek tazminat emsal bir konutun veya işyerinin dava tarihi itibari ile rayiç değeridir. ( Yargıtay 23. HDB'nın 28.02.2018 tarih ve 2015/9265 E. - 2018/589 K .sayılı ilamı )
Dosyanın yapılan incelemesinde, davacıya konut tahsisi yapılmadığı ve davalı kooperatifin elinde tahsis edilecek daire bulunmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesi tarafından benimsenen bilirkişi raporu ile dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle rayiç değerinin piyasa koşulları ile dosya kapsamına uygun ve makul olduğu anlaşıldığından davalının bu yöndeki istinaf itirazlarının da reddi gerekmiştir.
3-) 6098 sayılı Borçlar Kanununun 117. ( 818 sayılı BK'nun 101.) maddesine göre muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması vs. suretiyle gerçekleşir. Borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin iyiniyetli ya da kötüniyetli olduğuna bakılmadan bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden ihtarname yok ise dava / takip tarihinden itibaren oluşur. Davacı tarafından davalıya yönelen bir ihtarname sunulmadığından davalı ancak dava tarihinde temerüte düşecek ve bu tarihten önce alacağa faiz yürütülemeyecektir. Öte yandan, ıslah ile artırılan kısım yönünden ise ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekir.( Yargıtay 23. HDB'nın 15.06.2016 tarih ve 2015/8355 E. - 2016/3681 K. Sayılı ilamı ) Bu durumda ıslah ile arttırılan kısma ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmeyerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
4-) Manevi zarar mal varlığında bir azalmayı değil ve fakat kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade eder. 6098 sayılı TBK’nın 58. maddesine göre, kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören kişi, uğradığı manevi zarara karşılık olarak manevi tazminat adı altında bir miktar paranın ödenmesini isteyebilir. Şahsiyet haklarına saldırıda, manevi tazminat istenebilmesi için maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar ise şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunmasıdır. (Bkz. Prof Dr. Safa Reisoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, yirminci baskı, S.202-208) Aynı Yasa'nın 114/2. maddesinde ise, haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümlerin kıyasen sözleşmeye aykırılık hallerine de uygulanacağı belirtilmiştir. Buna göre, sözleşmeye aykırı bir davranış sebebiyle kişilik hakları zarar gören kişinin manevi tazminat talep etme hakkı mevcuttur. Ancak, her borca aykırı davranışın da kişilik haklarını zedeleyecek nitelikte olduğundan söz edilemez. Manevi tazminata hükmedilebilmesi için borca aykırı davranışın kişilik haklarını ihlal eder nitelikte olması gerekmektedir (aynı yönde Yargıtay 11. HD'nın 24/10/2019 tarih ve 2018/5385 Esas - 2019/6709 Karar sayılı ilamı). Kooperatif üyeliği kapsamında üzerinde haciz olan taşımazı ferdileşme ile kooperatiften edinen davacının, taşınmazının cebri icra yolu ile elinden çıkması nedeniyle konut sahibi olamaması doğrudan doğruya manevi tazminatı gerektirecek ölçüde davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunmadığından manevi tazminatın yasal koşullarının oluşmadığının kabulü ile talebin reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca açıklanan yönlerden davalının istinaf itirazlarının tümden reddine, davalının istinaf başvurusunun ise kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak aşağıda yazılı şekilde yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜNE; Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/193 Esas - 2019/678 Karar sayılı kararının HMK'nın 353-1-b-2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE,
"a-Davacının maddi tazminat davasının KABULÜNE, 85.000,00-TL maddi tazminatın 10.000,00-TL'sinin dava tarihi olan 06.04.2016, bakiye 75.000,00-TL'sinin ise ıslah tarihi olan 17.04.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-Davacının manevi tazminat davasının REDDİNE,
c-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 179,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
d-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 5.806,35-TL harçtan, peşin alınan 68,31 TL, tamamlama harcı olan 170,77 TL ve ıslah harcı olan 1.366,20 TL olmak üzere toplam 1.605,28 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.201,07 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
e-Davacı tarafından sarfedilen peşin harç 68,31 TL, tamamlama harcı 170,77 TL, ıslah harcı 1.366,20 TL, posta ve tebligat 135,60 TL, bilirkişi ücreti 800,00 TL olmak üzere takdiren toplam 2.540,88-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f-Manevi tazminat yönünden yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
g-Maddi tazminat talebi yönünden; davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki A.A.Ü.T.'ye göre hesaplanan 13.600,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ğ-Manevi tazminat talebi yönünden; dava reddolunduğundan davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki A.A.Ü.T.'ye göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
h-Davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
ı-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,"
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İstinaf İncelemesi Yönünden Harç ve Yargılama Masrafları;
a-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince davalı tarafa iadesine,
b-Davalı tarafından yapılan istinaf başvuru harcı 148,60 TL ve tebligat ve posta gideri 56,00 TL olmak üzere toplam 204,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
c-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
ç-Kararın 6100 sayılı HMK'nın 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
d-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK'nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/04/2023

Full & Egal Universal Law Academy