İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1287 Esas 2023/552 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1287
Karar No: 2023/552
Karar Tarihi: 29.03.2023


T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1287
KARAR NO: 2023/552
KARAR TARİHİ: 29/03/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/03/2021
NUMARASI: 2014/798 Esas ve 2021/236 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
BAM KARAR TARİHİ: 29/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 30/03/2023

Davacı ve davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tapuda davalı adına kayıtlı ... İli, ... İlçesi, ... Mah. ... Ada, ... parsel, 1-2-3 Bodrum Kat,1 nolu bağımsız bölümle ilgili olarak davalı ile müvekkili şirket arasında 22.12.2008 tarihli intifa hakkı tesisi ve yatırım hakkındaki protokolün akdedildiğini, protokol ile tapuda tesis edilecek olan 15 yıllık intifa hakkı bedeli karşılığında davalıya 2.300.000,00 USD + KDV ödeneceğinin kararlaştırıldığını, akabinde müvekkili şirket lehine 12.03.20109 tarihli 8664 yevmiye numaralı işlem ile intifa hakkının tapuya tescil edildiğini, intifa hakkının tapuya tesis edilmesinin ardından, sözleşmede kararlaştırılan intifa bedelinin davalıya peşinen ödendiğini, intifa protokolü uyarınca davacı şirketin intifa hakkı sahibi olduğu, bu akaryakıt istasyonu ile ilgili olarak, davalıyı akaryakıt istasyonuna bayi olarak atadığını, davalının bayilik sözleşmesi kapsamında Shell Akaryakıt istasyonu olarak faaliyet göstermeye başlamışken, rekabet kurumunun akaryakıt sektöründe intifa/kira/bayilik sözleşmelerinin 5 yıl ile sınırlanmasına ilişkin genel düzenleyici idari işlem niteliğinde karar aldığını, bu karara göre 18.09.2005 tarihinden sonra yapılmış olup da süresi 5 yılı aşan kira sözleşmelerinin takip eden 5.yılın sonundan itibaren grup muhafiyeti kapsamına dışına çıkacağının, mutlak butlan ile hükümsüz hale geleceğinin belirtildiğini, bu karar aleyhine Danıştay nezdinde acılan iptal davalarının reddedilerek kesinleştiğini, böylelikle 5 yılı aşan sözleşmelerin 5.yılın sonunda sona erdirmesinin hukuken zorunlu hale geldiğini, bu doğrultuda davalı tarafından müvekkili şirkete Üsküdar 20. Noterliğinin 2014 tarihli 7170 yevmiye nolu ihtarının keşide edilerek bayilik sözleşmesinin feshi ile intifa hakkının terkin edilmesinin davalı tarafından ihtaren bildirildiğini, bu talep üzerine intifa hakkının davalıya gönderilen vekaletname ile tapudan terkin ettirildiğini, intifa hakkının geriye kalan 10 yıllık sürenin kullanılmamış olması nedeni ile bu süreye isabet eden tutarın iadesi için davalıya Beyoğlu 11. Noterliğinin 19.04.2014 tarihli 3541 yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, davalının ihtara rağmen kullanılmayan intifa süresine ilişkin bedeli ödemediğini, kullanılmayan süreye isabet eden intifa bedelinin 3.226.767,35-TL nin olduğunu, bu meblağdan davalı teminat mektubunun bozdurulması ile tahsil edilen tutardan kalan 101.362,94-Tl nin mahsubu ile davalıdan 3.125.404,41-TL alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek, 3.125.404,41-TL alacaklarının davalıdan tahsiline, bu tutarın denkleştirici adalet prensibi uyarınca dava tarihine eskale edilerek güncellenmesine ve davalıdan tahsiline, tüm bu tutarlar için dava tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde; akaryakıt sektöründe 5 yıl üzerinde intifa/kira sözleşmesi akdedilmesinin kati şekilde 12.03.2009 tarihinde yasaklandığını, davacının intifa hakkı sözleşmesinin akdedildiğinde bu kararı bilmesine rağmen 5 yıllık süreden uzun süreli intifa hakkı kurduğunu, davacının kanuna aykırı sözleşme nedeni ile istirdat talebinde bulunamayacağını, davacının talep hakkının zaman aşımına uğradığını, intifa bedeli adı altında istenen bedelin aynı zamanda bayilik faaliyeti olarak yapılması gereken zorunlu tutarları da içerdiğini, bu nedenle talep edilemeyeceğini, taraflar arasında akdedilen protokolün 9.2maddesi uyarınca 1.000.000,00-USD ve 9.3 maddesi uyarınca 300.000,00-USD olmak üzere intifa bedeli olarak istenen toplam 1.300.000,00-USD lik kısmın intifa hakkına değil, istasyonda yapılacak yatırımlara bağlandığını, bu yatırımlara ilişkin yapılan masrafların da davacının anlaşmalı müteahhitleri olan firmalara ödendiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile dava tarihinden önce müvekkillerinin iyi niyetli olması, temerrütlerinin söz konusu olmaması nedeni ile dava tarihinden önceki zaman için faiz ya da uyarlama talep edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından müvekkili şirkete ait toplam 825.000,00-Tl bedelli 5 adet teminat mektubunun haksız olarak nakde çevrildiğini, müvekkilinin bu nedenle davacıdan 825.000,00-TL alacaklı olduğunu, bu alacağı talep etme hakları saklı kalmak kaydı ile iddia edilen alacağın bu tutardan mahsup edilmediğini, bayilik sözleşmesinin ifası sırasında taşıt tanıma sistemi nedeni ile doğan müvekkilinin 87.043,06-TL alacağının da ödenmediğini, bu alacağın da iddia edilen alacaktan mahsup edilmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile alacaklı olduğu tutarlar için takas ve mahsup talebinde bulunduklarını, bunun yanı sıra sözleşmenin 5 yıl süresince ifası karşısında, müvekkilinin borçlu olmadığının davacı tarafından da bilindiğini, bu nedenle davacı şirketin lehine tesis edilen 3.820.000,00-TL ipoteğin de davacının rızası ile terkin edildiğini, bu durumun dahi müvekkilinin borçlu olmadığını gösterdiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; "...Davanın kısmen kabulüne, kalan intifa süresine ilişkin 3.031.316,79-TL ile bu tutarın ödeme tarihinden aktin fesih tarihine kadar hesaplanan güncelleme bedeli 1.954.154,31-TL nin ayrı ayrı dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine..." şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu intifa hakkı, tapuda bedelsiz olarak terkin edildiğinden sunulan içtihatlara göre müvekkilinden bakiye intiaf bedeli talep edilemeyeceğini, davacı yanın, rekabet kurulunun 12.03.2009 tarihli kararına istinaden bakiye intifa bedeli ile fiili ödeme ve dava tarihi arası dönem için denkleştirici adalet ilkesine dayanarak uyarlama talebinde bulunamayacağını ve bilirkişi raporunda da olmayan fatura bedellerinin alacak olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
Davacı vekili katılma yoluyla verdiği istinaf dilekçesinde özetle; yapılan intifa bedelinin dosya kapsamından sabit olduğunu, mahkemece kararının kısmen redde ilişkin yönünden bozularak istekleri gibi karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK'nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Mahkemece verilen kararın davalı vekili ve davacı vekili tarafından katılma yolu ile istinaf edildiği, davacı vekilinin 15/02/2023 tarihli e imzalı dilekçesi ile davalı vekilininde 15/02/2023 tarihli e imzalı dilekçesi ile istinaf talebinden feragat ettiği görülmüştür.
Davacı vekilinin İzmir 33. Noterliğinin 01/11/2010 tarihli ve 11813 yevmiye nolu vekaletnamesinin incelenmesinde; davadan veya kanun yollarından feragat etmeye yetkili olduğu, davalı vekilinini İzmir 33. Noterliğinin 31/08/2018 tarihli ve 15406 yevmiye nolu vekaletnamesinin incelenmesinde; davadan veya kanun yollarından feragat etmeye yetkili olduğu görülmüştür.
Bu durum karşısında, 6100 sayılı HMK’nın 349. maddesi gereğince istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 349. maddesi uyarınca FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacının yatırmış olduğu;
a-162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının üzerinde bırakılmasına,
b-59,30 TL istinaf karar harcının istemi halinde davacıya ödenmesine,
3-Davalının yatırmış olduğu;
a-162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının üzerinde bırakılmasına,
b-85.301,35 TL istinaf karar harcının istemi halinde davalıya ödenmesine,
4-İstinaf eden davalının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
6-Kararın dairemiz tarafından taraf vekillerine ve davalıya tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/03/2023

Full & Egal Universal Law Academy