İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2967 Esas 2023/551 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2967
Karar No: 2023/551
Karar Tarihi: 29.03.2023


T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2967
KARAR NO: 2023/551
KARAR TARİHİ: 29/03/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/05/2019
NUMARASI: 2001/1043 Esas 2019/629 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
BAM KARAR TARİHİ: 29/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 29/03/2023
Davacı vekili ile davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firma davalının İzmir ve hinterlandında yaptırmakta olduğu telefon tesis işlerinin yapımını global sözleşme ile taahhüt ettiğini, sözleşmeye istinaden yıllardan beri bu işleri ana sözleşmeye ve projelere uygun olarak yaptığını, davalı idare müfettişlerince yapılan işlerle ilgili olarak geçmişe yönelik müfettişlik soruşturması yapıldığını, soruşturmaya göre firmaya toplam 925.294.060.311 TL fuzuli ödeme yapıldığı ve bu nedenle miktarın ödenmesi aksi takdirde istihkakların ve teminatların kesileceğinin tebliğ edildiğini, müfettişlerin tespitinde; değişik projelerdeki kanallara kırmataş yerine toprak doldurulduğu, Ahmet Beyli Projesindeki moloz nakli mesafesinin 10,2 km değil 500 alınması gerektiği, Tire Projesindeki kum dolgu birim fiyat analizinde hata olduğu, Evka 1 altı kanal tesis işinde zarar olduğu, Torbalı Organize Sanayi projesindeki moloz nakli mesafesinin 11,3 km değil 4,5 alınması gerektiği ve aradaki fark bedelinin geri ödenmesi gerektiği, kırmataş konkasör makinasının bulunduğu yer ile ocak arası nakliye ücretinin hiç ödenmemesi gerekir iken fuzulen ödendiği, işçilik analizlerinin yanlış hesap edildiği iddialarının oluştuğunu, davalı idare nezdinde dava konusu miktarı fazlası ile karşılayacak banka teminat mektubu bulunması nedeniyle takdiren teminatsız olmadığı takdirde takdir edilecek teminat mukabili 925.294.060.311 TL'nin hakedişlerden veya teminatlardan kesilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; başmüfettiş ... , başmüfettiş ... ile Başmüfettiş ... tarafından İzmir ... Müdürlüğü hizmet alani içerisinde müteeahhitlere yaptırılan şehiriçi yer altı boru kanal işlerindeki usulsüzlük iddiaları ile ilgili olarak 14/05/2001 tarih ve 15 sayılı soruşturma raporunun hazırlandığını, ilgili raporundan ayrıntısı görüleceği üzere; yapımı davacı ... Şti. tarafından gerçekleştirilen işlerde yapılan tespitler neticesinde hesaplamalar yapılarak fazla ödemelerin ilgili firmalaradan tahsil edilmesinin gerektiğini ileri sürerek davanın reddine ve ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılmasına, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE:
"Somut olayda; davacı ile davalı idare arasında eser sözleşmesinin akdedildiği, davalı idarenin müfettişlerince açılan soruşturmaya göre firmaya toplam 925.294,06 TL fuzuli ödeme yapıldığı iddia edilerek, davacıya ihtar çekildiği, eser sözleşmelerinde, yüklenicinin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmediği ve ayıplı malzeme kullanarak ayıplı iş meydana getirdiği hallerde açılan davalar bakımından 818 Sayılı BK'nın 126/b.4 hükmündeki beş yıllık zamanaşımı süresinin değil, aynı yasanın 125. hükmündeki on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanmasının söz konusu olduğu, dolayısıyla menfi tespit davasının açıldığı tarih itibari ile on yıllık zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı, mahkememizce tüm dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporları sonucunda; davalı ... A.Ş.'nin fazla ödeme iddiaları kalemler halinde tek tek irdelenmiş ve davalı ... A.Ş. tarafından davacı şirkete yapılan fazla ödeme tutarının 309.727,39 TL olduğu bilirkişi raporları ile tespit edilmiştir. Buna ek olarak davalı idareye yazılan müzekkereye verilen 08/02/2019 tarihli müzekkere cevabında, davacı tarafa Ağustos 2001 tarihli 2 adet hak edişten sözleşme damga vergisi miktarı olan 21.684,48 TL'nin 24/08/2001 tarihinde mahsup edildiğini, davacı tarafa ödenmemiş hak ediş miktarının 94.017,36 TL olduğu bu miktarın 07/11/2001 tarihinde emanet hesaba alındığının bildirildiği, anlaşıldığı üzere davalı idare tarafından hakediş olarak ayrılan 21.684,48 TL damga vergisi dışında 94.017,36 TL'nin davacıya hiç ödenmediği, dolayısıyla teknik anlamda fazla ödeme olarak hesaplanan 309.727,39 TL'den ödenmeyen bu miktarın düşülmesi ile (309.727,39 TL - 94.017,36 TL) 215.710,03 TL olmak üzere davacıya fazla ödeme yapıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Buna göre, davalı aleyhine açılan 925.294,06 TL bedelli eldeki menfi tespit davasında, 215.710,03 TL'lik kısmının isabetsiz kaldığı anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne karar verilerek, 709.584,03 TL üzerinden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Ayrıca, davacı taraf 21.684,48 TL hak edişinin ödenmediğini ileri sürmüş, gerçekten de bu hak ediş miktarının davacıya ödenmediği, ancak davacının ödemesi gereken damga vergisini davalı ödemiş olduğundan bu miktar mahsup edilmeyerek sonuca gidilmiştir.
Her ne kadar kısa kararın 1-bendinde "699.584,03 TL" denilmiş ise de; bu hususun maddi hatadan kaynaklanmış olduğu, ancak gerekçeli karar ile kısa karar arasındaki çelişki oluşmaması için ile bu husus düzeltilmeden gerekçeli kararda belirtilmiş, ancak harç, yargılama giderleri ve ücreti vekalet hesaplamaları 709.584,03 TL üzerinden hesaplanmıştır. " gerekçesi ile,
1-Açılan davanın kısmen kabulü ile; 699.584,03 TL üzerinden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Fazla istemin reddine,"şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı müvekkili firmanın geçmişte davalı ...A.Ş'nin İzmir ve hinterlandında yaptırmakta olduğu yer altı telefon tesis işlerinin global sözleşmelerle taahhüt ettiğini, mahkeme tarafından bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, kök rapor ile üç adet ek rapor aldırıldığını, bilirkişiler üçüncü ek raporile davalı tarafından davacıya 309.727,39-TL fazla ödeme yapıldığını, bu nedenle bu miktarın tenzil edilerek bakiyesi için (yani 615.566,67-TL) menfi tespit talebinin yerinde olduğu kanaatinde görüş bildirdiklerini, aldırılan esas ve üç adet ek raporun sonuncusu ile hiç borçlu olmadıkları halde 309.727,39-TL borçlu oldukları yolunda tespit yapılıp görüş bildirildiğini ve mahkemenin de bu raporu hükme esas aldığını, sonuç olarak davanın tam kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin isabetli bulunmadığını belirterek, davanın tam kabulüne karar verilmesi gerekirken bir kısmına karar verilerek bir kısmının reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olup, bu nedenle reddedilen kısmın ortadan kaldırılarak davanın tam kabulüne karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin müfettişlerince İzmir ... Müdürlüğü hizmet alani içerisinde müteeahhitlere yaptırılan şehiriçi yer altı boru kanal işlerindeki usulsüzlük iddiaları ile ilgili olarak 14/05/2001 tarih ve 15 sayılı soruşturma raporu hazırlandığını ve ayrıntısı ile tanzim edilen müfettiş raporu ile ; yapımı davacı ... Şti. tarafından gerçekleştirilen işlerde yapılan tespitler neticesinde gerekli hesaplamalar yapılarak fazla ödemelerin davacı ve diğer ilgili firmalardan tahsil edilmesinin gerektiğinin açık ve net şekilde belirlendiğini, bozma talep edilen yerel mahkeme kararında davacının borçsuz olduğu kabul edilen kalemlerin hangileri olduğunun açıklanmadan genel bir karar verildiğini, bozma talep edilen yerel mahkeme kararında davacının nerelerden borçlu olduğu ( damga vergisi dışında ) ve de nelerden borçsuz olduğunun açıklanmadığını, nakliye bedeline ilişkin yapılan bilirkişi incelemesinin hatalı olduğunu, yerel mahkemenin eksik incelemeye dayalı olarak karar vermiş olduğunu, verilmiş olan kararın bir kez daha istinaf yolu ile incelenmesi gerektiğini belirterek, usul ve kanuna aykırı mahkeme kararının kabule ilişkin kısmının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında talepler doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava, sözleşmeden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin 07/02/2023 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirdiği görülmüştür.
Davacı vekilinin; Kartal 16. Noterliğinin 14999 yevmiye nolu 22/16/2021 tarihli vekaletnamesinde davadan veya kanun yollarından feragat etmeye yetkili kılındığı görülmüştür.
Davalı vekili de 14/02/2023 tarihli dilekçesi ile davacı taraftan ücret ve masraf talep etmediklerini beyan etmiştir.
Dava, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olduğundan davadan feragat hüküm kesinleşinceye kadar yapılabilir ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Davacı vekilinin davadan feragatine ilişkin beyanı davaya son veren taraf işlemi niteliğinde olduğu anlaşılmakla HMK'nın 310. maddesi gereğince feragat nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/05/2019 tarihli, 2001/1043 esas ve 2019/629 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davacı tarafın davadan feragat etmesi nedeniyle davanın 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 310. maddesi uyarınca FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
3-Davadan feragat edildiğinden Harçlar Kanunu 22. maddesi gereğince alınması gereken maktu karar ve ilam harcının 2/3'ü olan 119,93 TL harçtan önceden alınan 12.495,34.TL harçtan mahsubu ile 12.375,41.TL harcın davacı yana iadesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Talep olmadığından davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-a-Davacı tarafından peşin yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının alınması gerekli 179,90 TL harçtan mahsubu ile 135,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir yazılmasına,
b-Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
7-a-Davalı vekilinin yatırmış olduğu 12.117,92 TL istinaf karar harcının istek halinde davalı yana ödenmesine,
b-Davalı vekilinin yatırdığı 121,30 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
9-Kararın Dairemizce taraf vekillerine tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/03/2023

Full & Egal Universal Law Academy